27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 ŞUBAT 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Camilerde lobi! Vekillerin 3 günlük Almanya programında parlamenterlerle görüşme yerine camide açılışa ve toplantıya yer verilmesi üzerine CHP’liler gitmeme kararı aldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’li Ahmet Yaşar’ın başkanı olduğu Türkiye Almanya Parlamentolararası Dostluk Grubu’nun, bugün başlayacak 3 günlük Almanya ziyaretinin iki gününü, ‘‘cami açılışı ve camide toplantı’’ya, üçüncü gününü de ‘‘İhlas Medya Center’de öğle yemeğine’’ ayırmasını CHP’li üyeler geziye katılmama kararı alarak protesto ettiler. CHP’li üyeler Ali Rıza Gülçiçek ve Abdülaziz Yazar, ziyaret programının ‘‘AKP propagandası yapma’’ amacına yönelik olduğunu bildirdiler. AKP’li Komisyon Başkanı Ahmet Yaşar ise ‘‘Amacımız Türkiye lehine lobi faaliyeti yapmak, salon parası vermemek için bu merkezleri tercih ettik’’ savunması yaptı. TürkiyeAlmanya Parlamentolararası Dostluk Grubu’nun Nürnberg ve Frankfurt’u kapsayan ziyaret programında Alman Parlamentosu’ndaki TürkiyeAlmanya Dostluk grubu ile görüşmenin yer almaması krize neden oldu. Heyette büyük bölümü AKP’li olan ve dostluk grubu üyesi olmayan milletvekilleri ve eşlerinin yanı sıra, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Feyzullah Aslan da bulunuyor. yor. 19.45’te de heyeti davet eden ‘‘El Ele Kültür ve Dayanışma Derneği’’nin organize ettiği ‘‘Türk Alman Dostluk Gecesi’’ etkinliği bulunuyor. Üçüncü gün programının en önemli etkinliğini İhlas Medya Center’deki öğle yemeği oluşturuyor. Dostluk grubunun CHP’li üyeleri Gülçiçek ile Yazar, yaptıkları açıklamada ‘‘Programın AKP’nin çıkarlarına hizmet ağırlığı taşıdığını’’ vurgulayarak geziye katılmama kararı aldılar. Komisyonun AKP’li Başkanı Yaşar ise gezinin bütün giderlerini kendi ceplerinden karşıladıklarını söyledi. Cami toplantılarının amacını ‘‘lobi faaliyeti yapmak’’ olarak açıklayan Yaşar, ‘‘Almanya’da toplantı için salon bulmak zor ve pahalı. Orada Diyanet’e bağlı cami ve camilerin kültür merkezleri var. Buraları ücretsiz olarak bize açıyorlar’’ dedi. Karikatür... Turhan Selçuk’un 1978 yılında Akşam gazetesinde yayımlanan karikatürüne bakıyorum... Karikatürde hakaret ve eleştri yok, sadece mizah var... Turhan Selçuk, Miyase İlknur’a Danimarka gazetesinde yayımlanan ve Hazreti Muhammet’i aşağılayan karikatür için şöyle diyor: ‘‘Burada ifade özgürlüğü, ortalığı karıştırma amacının yanında biraz zayıf kalıyor...’’ İslam dünyasında ‘‘karikatür tepkisi’’ dalga dalga yayılıyor... Avrupalılar, Ortadoğu ülkelerini kara gözlü, kara sakallı çizerler, başlarına da sarık takarlar... Karikatürlerde Hazreti Muhammet’in ‘‘terörist’’ olarak gösterilmesi düşünceyi ifade etme özgürlüğüne girmez... Tahran’da, Şam’da, Beyrut’ta ve Kâbil’de gösterilere gelince... Danimarka elçilikleri yakılıyor, çatışmalarda on kişi ölüyor... Arap ve İslam dünyası tepkisini binaları ateşe vererek gösteriyor... Doğru mu bu tür eylemler? Elbet de yanlış!.. Avrupa ülkeleri 11 Eylül’den sonra Arap ve İslam ülkelerini ‘‘terörist’’ olarak gördü. Arap ve İslam ülkeleri ise hiçbir önlem almadı. İşsizliğin ivme kazandığı Ortadoğu ülkelerinde yoksullar dine sarıldı... Azgelişmiş toplumlar her türlü kışkırtmaya açıktır... En duyarlı konu ise dindir bu toplumlarda... Hizbullah Türkiye’deki örgütlenmesini devletin de desteğiyle bir dönem camilerde yapmış, hücre birimlerini imamlarla gerçekleştirmiştir. ??? Turhan Selçuk’un değindiği gibi Aydınlanma Devrimi’ni yaşamış Avrupa ülkelerinde eleştiri ve mizahın sınırları oldukça geniş... Türkiye’de mizah ve karikatür Atatürk döneminde gelişti... Turhan Selçuk, Miyase İlknur’a Fransa’dan örnek veriyor... Diyor ki: ‘‘Avrupa’da askerlerle, milliyetçilikle dalga geçen, İsa’ya ve Hıristiyanlığa hakaret içeren karikatürler çiziliyor. Şuradaki kitapların birinde askerlerle ilgili karikatür var: Üniformalı bir subayın cinsel organı uzamış da uzamış; bayrak direği gibi havaya kalkmış ve ucunda Fransız bayrağı var. Asker de subayın şeyinin ucundaki bayrağa selam veriyor.’’ ??? Yasaklarla donatılmış azgelişmiş toplumlarda ‘‘özgürlük’’ denilince kadınların kara çarşafı ve sıkmabaşı akla geliyor... Aykut Küçükkaya Cumhuriyet’te yazdı. Laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin okullarında Kemal Celep adlı öğretmen, öğrencilere ‘‘şeriat’’ soruları ve yanıtlarını dağıtıyor... Kültür Bakanlığı’nın resmi internet sitesinde çocuklara yönelik; ‘‘ölü, otuz iki farz, beş vakit namaz, ramazan, mezar, tabut’’ içerikli bilmeceler soruluyor... Haydi ben de bir bilmece sorayım, ‘‘kulturcocuk/index.html’’den kopya yaparak: ‘‘Yol üstünde bağlı sandık.’’ Yanıt: ‘‘Mezar.’’ ‘‘Küçük mezar dünyayı gezer.’’ Yanıt: ‘‘Ayakkabı.’’ Tüm bu gelişmeler olurken Trabzon’da 16 yaşındaki lise öğrencisi bir çocuk Katolik Kilisesi Rahibi Andrea Santoro’yu silahla öldürüyor... On üç yıl önce Sıvas’ta Madımak’ta onlarca aydınımızı, sanatçımızı diri diri yakanları sahiplenenler ne demişti: ‘‘Aziz Nesin Müslümanları tahrik etti...’’ ??? Müslümanlar neden çok çabuk tahrik olup, binaları yakıp insanları öldürürler? Aydınlanma Devrimi İtalya’da Rönesans’la doğdu, İngiltere’de gelişti ve Fransa’da yayıldı... Türkiye laik demokratik olan tek İslam ülkesidir... Atatürk laikliği ve demokrasiyi bir yaşam biçimi olarak gördü... Burjuvası olmayan bir topluma Aydınlanma Devrimi’nin ışığını ‘‘çoban ateşi’’ gibi yaktı... Yıl 2006... Türkiye ‘‘Ilımlı İslam’’a el sallıyor; bir çocuk Trabzon’da bir rahibi öldürüyor... Basın da şöyle yazıyor: ‘‘Katil O.A’nın arkasında bir tarikat var...’’ Peki hangi tarikat? Orası nedense bilinmiyor!.. ‘Kızlık soyadı kullanılabilecek’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Töre ve Namus Cinayetlerini Araştırma Komisyonu’nda konuşan Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, soyadı tartışmalarına açıklık getirdi. Çubukçu, ‘‘evli kadınların isterlerse kızlık soyadlarını, isterlerse iki soyadlarını birlikte kullanma olanağı veren bir çalışma başlattıklarını’’ açıkladı. Çubukçu, ‘‘Bu konuda AİHM kararları var. Bu yönde bir düzenleme yapmak zorundayız’’ dedi. İhlas Medya Center’da yemek Dostluk Grubu’nun bugünkü Nürnberg programında görünen tek önemli etkinlik saat 19.00’daki ‘‘milletvekillerinin Diyanet Camisi’ni ziyaretleri ve halkla sohbetleri’’ görünüyor.CHP’li üyelerin katılmayacaklarını açıklamaları üzerine 19 kişiden oluşan heyetin ikinci gün programında ise Nürnberg Emniyet Müdürü’nün daveti, Diyanet Camisi’nin açılışı yer alı VEKİLLER KOMİSYONDA ANLAŞAMADI ‘FAİLİ MEÇHUL ’LER AYDINLATILSIN Hrant Dink beraat etti ? ŞANLIURFA (AA) Şanlıurfa’da 4 yıl önce bir paneldeki konuşmalarda, ‘‘Türklüğü ve Cumhuriyeti alenen tahkir ve tezyif’’ ettikleri iddiasıyla haklarında dava açılan Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink ve MazlumDer Başkan Yardımcısı Şeyhmus Ülek’in yargılanmasına Şanlıurfa’da devam edildi. Yargıç, ‘‘sanıkların üzerlerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı’’ gerekçesiyle Dink ve Ülek’in beraatlarını kararlaştırdı. Karikatür ‘krizi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nda, Hz. Muhammet’in karikatürlerinin yayımlanmasıyla başlayan krizle ilgili, Batı ülkelerinin parlamentolarına ve insan hakları örgütlerine de gönderilmek üzere hazırlanması kararlaştırılan bildiri, AKP ile CHP’liler arasında ‘‘krize’’ neden oldu. ‘‘Sağduyu’’ çağrısının yapıldığı ve Müslümanlardan özür dilenmesi istemini içeren bildiriyi hazırlamak üzere AKP’den Atilla Maraş, Resul Tosun, CHP’den Ahmet Ersin görevlendirildi. Ancak AKP’liler, krizde Başbakan’ın girişimlerinin ‘‘takdirle karşılandığı’’ ifadesine yer vermek istediler. Ersin, Erdoğan’ın ‘‘takdirle karşılanacak’’ girişimi olmadığını belirterek ‘‘Bu kriz 4 ay önce patlak verdi. Türkiye, son döneme kadar girişimde bulunmadı. Oysa diğer Müslüman ülkelere öncülük edebilir, Danimarka’ya baskı oluşturabilirdi’’ dedi. Uzlaşma sağlanamayınca, bildiri de hazırlanamadı. Aydınlardan bildiri İstanbul Haber Servisi Yazar Yaşar Kemal, DİSK Başkanı Süleyman Çelebi ve eski Devlet Bakanı Ercan Karakaş’ın da aralarında bulunduğu 327 aydın, başta Musa Anter olmak üzere tüm faili meçhul cinayetlerin sorumlularının yargı önüne çıkarılmasını istedi. Taksim Hill Otel’deki basın toplantısında, bildiriyi Anter cinayetinin en yakın tanığı Orhan Miroğlu okudu. Anter’in öldürüldüğünden bugüne kadar hiçbir hukuki süreçten geçilmediğini ifade eden Miroğlu, ‘‘Cinayeti işleyen Abdülkadir Aygan adlı JİTEM elemanının açıklamalarına karşı İçişleri ve Adalet Bakanlığı’nın yargı sürecinin başlatılmasını istiyoruz’’ dedi. Adalet Bakanlığı’na İsviçre’de olan Aygan’ın iadesi için harekete geçme çağrısı yapan Miroğlu, 70’li yıllardan bu yana JİTEM, kontrgerilla gibi gizli örgütlenmelerin siyasal ve demokratik süreç üstündeki tehditlerinin devam ettiğini söyledi. Miroğlu, ‘‘Susurluk’ta açığa çıkan güçler, Şemdinli’de yaşananlarda da görüldü. Faili meçhullerin sorumlularının açığa çıkarılması ve yargılanmaları gerekir’’ dedi. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 CUMHURİYET 05 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle