20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 EKİM 2006 SALI 10 GENELKURMAY BAŞKANI’NIN KONUŞMASI Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’tan hükümete sert mesajlar... İrtica tehdidi sürüyor arp Akademileri Komutanlığı’nda konuşan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, ‘‘Her fırsatta ‘Laikliği yeniden tanımlayalım’ diyenler yok mudur? Bunlar devletin üst düzeylerinde yer almıyorlar mıdır’’ diye sordu. H üyükanıt, PKK’nin ateşkes ilan ettiğini açıklamasıyla ilgili olarak da, ‘‘Sanki çatışan iki ülke varmış gibi ateşkes denen bir süreç başlatıldı. Terör örgütü için tek çare silahını kayıtsız şartsız bırakıp Türk adaletine sığınmaktır’’ dedi. B rgeneral Yaşar Büyükanıt, TESEV’in yayımlanan kitabında TSK ile ilgili maddi hata ile dolu belgeler bulunduğunu söyledi. Büyükanıt, kitabın tanıtımı sırasında konuşmacıların sözlerinin de teamül, nezaket ve tahammül sınırını aştığını vurguladı. O DEMOKRASİYE ÖVGÜ Atatürkçüler bağnaz ilan edildi Demokratik değerlere ve demokratik hakların kullanılmasına hiç kimse karşı olamaz. Bu konu yakın geçmişte ülkemizde de gündeme gelmiş ve halen terör örgütünün aktif üyesi olan bazı eski milletvekillerinin de aralarında bulunduğu birtakım kişilerin seçimlere katılmasının anayasal ve demokratik bir hak olduğu ve bunun önlenemeyeceği yolunda görüşler dile getirmiştir. Şurası açıktır ki, anayasal hak talep etmek için evvela o anayasayı tanımak ve kabul etmek gerekmektedir. Anayasayı değiştirmek için eline silah almış veya silah alanları desteklemiş olanlar değiştirmeye çalıştıkları anayasadaki hakları talep edemezler. Aynı şekilde yıkmaya çalıştıkları demokratik düzenin sağlayacağı imkânlardan istifade etme hakları da kesinlikle yoktur. Bu noktaya gelinceye kadar Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yaşam biçimi olan Atatürkçülük sorgulanmış ve bunun Türkiye’nin önünü kapayan, gelişmesini engelleyen bir husus olduğu resmi raporlara dahil edilmiş, Atatürkçülüğü savunanlar ise bağnaz ve tutucu olarak nitelendirilmiştir. Üzülerek ifade ediyorum bu saldırılar dıştan olduğu gibi içimizden de destek bulmuştur. Bazı kesimlerce TSK’yi yıpratma yönünde sürdürülen kampanyaya da değinmek istiyorum. Türk Silahlı Kuvvetleri tenkitlere her zaman açıktır. Hatta bu tenkitlerden bilime, mantığa ve gerçeklere dayandığı takdirde istifade edebileceği de şüphesiz ve kaçınılmazdır. Ancak ne yazık ki bir süredir Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temel niteliklerini ve değerlerini sorgulama ve aşındırma çabaları artarak devam etmektedir. Bu saldırılar, maalesef bazı kişi ve çevreler tarafından muteber olmanın bir ön şartı olarak görülmekte, saldırının dozu ne kadar artarsa, bu demokratikleşme yolunda atılmış o kadar büyük bir adım olarak kabul edilmektedir. Yüce Türk ulusunun sevgi ve güvenine en güvenilir kurum olarak mazhar olmuş Türk Silahlı Kuvvetleri de bu kampanyanın en önemli hedeflerinden biri haline getirilmiş, kampanya yeni şekil ve boyutlar alarak ordumuzun toplum içindeki yerini sorgulamaya ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ni demokratikleşme yönünde bir engel olarak göstermeye kadar ulaşmıştır. İstanbul Haber Servisi Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Türkiye’de irtica tehdidinin hâlâ devam ettiğine dikkat çekerek hükümete çok sert mesajlar verdi. Büyükanıt, ‘‘Her fırsatta ‘Laikliği yeniden tanımlayalım’ diyenler yok mudur? Bu kişiler devletin en üst düzeylerinde yer almıyorlar mıdır’’ diye sordu. Orgeneral Büyükanıt, Harp Akademileri Komutanlığı’ndaki konuşmasında; geçen hafta kuvvet komutanlarının harp okullarının açılışlarında irtica ile ilgili yaptıkları konuşmalarda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) görüşlerini net olarak dile getirdiklerini, kendisinin de bu düşüncelere katıldığını söyledi. Büyükanıt konuşmasının ‘‘İrtica ve bölücü terör’’ başlıklı bölümünde şunları söyledi: Birkaç soru sormak istiyorum. Türkiye’de her fırsatta ‘Laikliği yeniden tanımlayalım’ diyenler yok mudur? Bu kişiler devletin en üst düzeylerinde yer almıyorlar mıdır? Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Atatürk’ün yalnız şahsı değil, düşünce sistemi, Cumhuriyet rejimimizin temel nitelikleri ağır bir saldırı altında değil midir? Her fırsatı Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratmak için kullananlar kimlerdir? Toplumsal yapımızı bozarak insanımızı çağdışı bir görünüme sokmak isteyenler yok mudur? Bu listeyi uzatmak mümkün. Bu sorulara ‘Hayır, Türkiye’de bunlar yoktur’ diyebiliyor musunuz? Eğer diyemiyorsanız Türkiye’de irtica tehdidi vardır ve bu tehdide karşı her türlü önlem alınmalıdır. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin terörle mücadeledeki kararlılığı ve terörle mücadelede taraf olduğu defaatle açıklanmıştır. Bundan sonra da böyle olmaya devam edecektir. Benim dikkatlerinize sunmak istediğim konu, bir süreden beri devam eden ve adına da sanki çatışan iki ülke varmış gibi ateşkes denen bir sürecin başlamış olmasıdır. Bu evvela yurtiçinde çeşitli şahıs, kuruluş ve gruplarca gündeme taşındı. Bilahare Avrupa Parlamentosu’nun bazı üyelerinden ve bazı devletlerden benzer çağrılar yapıldı. Geçtiğimiz hafta da Irak Devlet Başkanı sıfatını taşıyan kişi tarafından terör örgütünü ateşkes yapmaya ikna ettikleri açıklandı. Dün de terör örgütü sözde ateşkes ilan etmiştir. Buraya kadar arz ettiklerim bu konunun ne kadar geniş çaplı bir kurgu içinde ele alındığını göstermektedir. SİLAHA SARILABİLİRLER Türk Silahlı Kuvvetleri silahlı tek terörist kalmayıncaya kadar terörle mücadelesini sürdüreceğini çeşitli kereler ilan etmiştir. Bu tutumumuzda değişiklik yoktur, olmayacaktır da. Terör örgütü için tek çare silahını kayıtsız şartsız bırakıp Türk adaletine sığınmaktır. Geçmişte yaşananlar bunun dışında bir çözümün mümkün olmadığını göstermiş, terör örgütü dilediği anda tekrar silaha sa rıldığı hatta birtakım isteklerinin karşılanması için devletle pazarlık yapmaya, muhafaza ettiği silahlarla devlet baskısıyla tevessül ettiği görülmüştür. Bunun tipik örneği 1993’te yaşandı. O süreç 33 kişinin şehit olmasıyla sona erdi. ÖRGÜTE DIŞ DESTEK Terörle mücadelenin bir başka boyutu da terör örgütüne sağlanan dış destektir. Bildiğiniz gibi NATO, tarihinde ilk defa terörle dünya çapında mücadele için Washington Anlaşması’nın kolektif savunmayı öngören 5. maddesini yürürlüğe sokmuş, Orgeneral Yaşar Büyükanıt Harp Akademileri’ndeki konuşmasında irtica ve bölücü teröre dikkat çekti. bu amaçla Akdeniz’de bir harekât başlatmış, hem AB, hem de NATO, PKK’yi terörist örgüt ilan etmiştir. Yine her iki kuruluş terörle mücadele konusunda BM tarafından alınmış kararlara ilave olarak kendileri de çeşitli kararlar almışlar, dokümanlar yayımlamışlar, özel personel görevlendirmişler ve yeni teşkilatlanmalara gitmişlerdir. Hal böyle iken bu kuruluşlara üye bazı ülkeler, kendi topraklarında terör örgütünün serbestçe faaliyet göstermesine, para toplamasına ve Türkiye aleyhine çeşitli çalışmalar yapmalarına seyirci kalmaktadır. Orgeneral Büyükanıt konuşmasının son bölümüne ‘‘Konuşmamın son bölümünü üzülerek ifade ediyorum ki, kendi içimize yönlendiriyorum’’ diyerek başladı ve şöyle devam etti: Bunun da ötesinde ülkelerinde yakaladıkları teröristleri ya yargılamamakta, yargılasa da 30 küsur güvenlik görevlisinin kontrolünde iken kaçmalarına müsaade etmekte ya da onu Türkiye’ye iade etmeden silahlı kuvvetlerimize karşı kullanılmak üzere terör örgütüne geri göndermektedir. Bir televizyon istasyonunun yayınlarının önlenmesinde ilgili ülke maalesef tamamen şiddete yönelik ve terör örgütünün propagandası mahiyetindeki yayınları ifade özgürlüğü kapsamına sokarak, müttefikinin değil, teröristlerin yanında yer alabilmiştir. Örneğin AB Adalet Divanı dahi PKK’nin terör örgütleri listesinden çıkarılıp çıkarılmamasına ilişkin olarak açılan bir davayı gündemine almıştır. Peki nerede sizin terörle mücadele için aldığınız kararlar? Nerede alınan bu kararlar gereği terörle mücadele için işbirliğiniz? TESEV’in almanağı hatalarla dolu Büyükanıt isim vermeden bir sağlayacağını da takdirlerinize bı lirlikten muaf olduğu’ iddiaları pılan bu ithamlara karşı kendiile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin de ni savunma hakkını kullanması süre önce Türkiye’ye gelen Hol rakıyorum. ‘‘Raporun önsözünde yer alan ötesinde, onu en güvendiği ku da en tabii hakkıdır. landa Dışişleri Bakanı ve Genelkurmay Başkanı’nı eleştire ‘İtaat kültürünün yerine itiraz rum olarak bağrına basmış olan Unutulmamalıdır ki, TSK bakültürünü yerleştirmeyi amaç asil milletimize de saygısızlık zı çevrelerin hedef tahtası değilrek şunları söyledi: Diğer taraftan dost ve mütte ladığı’ yolundaki ifadeler, rapo yapmışlardır. dir. Ben bir askerim ve yasalaBu beyanların, Mayıs 2006’da rın bana verdiği görevleri yerifik bir ülkenin Dışişleri Bakan run gerçek niyetini açıkça ortalığı, Türkiye Genelkurmay Baş ya koymaktadır. Bu belgenin ta yayımlanmış bir belgenin yak ne getiriyorum. Asker olarak bikanlığı’nın Türkiye Milli Sa nıtımı, 22 Eylül 2006 tarihinde laşık aylar sonra yapılan tanıtım zim siyasetle ilgimiz yoktur. Anvunma Bakanlığı’na bağlanma yani daha birkaç gün önce icra toplantısı vasıtasıyla, kasım ayın cak güvenlik ve rejim ile ilgili tesı yolunda almış oldukları kara edilen bir toplantı ile yapılmış da AB tarafından yayımlanacak mel mülahazalarımızdan rahatra gerekçe tespit etmek için, yer tır. Bu toplantıda yerli ve yaban ilerleme raporu öncesine denk sızlık duyanlar varsa bu onların li ve yabancı kuruluşların katıl cı konuşmacılar tarafından ya getirilmesinin amacının da, silah kendi rahatsızlıklarıdır. TSK ile dığı toplantılar icra etmiş ve ra pılan bazı beyanlar, her türlü te lı kuvvetleri cevap vermeye zor ilgili olarak 22 Eylül’de yapılan porlar yayımlamıştır. Hatta ay amül, nezaket ve tahammül sı lamak ve hazırlanacak olan bu basın toplantısında AB yetkilinı ülkenin Genelkursi Bay Kretschmer bir may Başkanı, üzerindeipucu veriyor. ‘‘Silahlı ki üniformayla Türkikuvvetlerin ulusal güye’ye gelip, Türkiye’devenlik konusuna çok geki sistemi tenkit eden niş perspektiften bakave maddi hatalarla dorak kamu hayatının helu bir konuşma yapmışmen her yönüyle ilgili, tır. Böylesi bir girişim örneğin din eğitimi, külTürkiye Cumhuriyeti türel haklar, üniversite tarihinde ilk kez gergibi hususlarda açıklaçekleşmiştir. Bu durumalar yaptığı, bu açıkmu ‘Askerler her konulamaların, halk üzerinda beyanatta bulunude büyük etkisi olduğu, yor’ diyenlerin dikkatisilahlı kuvvetlerin halkne sunuyorum.Geneltan en çok saygı gören en kurmay Başkanı Orgeistikrarlı kurum olarak neral Büyükanıt, yine değerlendirilmesi gerisim vermeden 22 Eyçeğinden cesaret alarak lül günü tanıtımı yapıbu açıklamalarda bulan TESEV’in ‘‘Almalunmayı meşru gördükBüyükanıt, “Ulu önder Atatürk’ün yalnız şahsı değil, düşünce sistemi, Cumhuriyet nak: Türkiye, Güvenlik rejimimizin temel nitelikleri ağır bir saldırı altında değil midir?” diye sordu. leri’’ tespitinde bulunuSektörü ve Demokrayor. Bu tür ifadeler detik Gözetim’’ adlı yayınına ve nırını aşmaktadır. Bu konuşma rapora bu cevabi beyanatımızı bir mokratik söylem açısından kutanıtım toplantısında konuşan cılar, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gerekçe olarak dahil ettirmek lağa hoş gelen söylemler olabiAB Komisyonu Türkiye Dele yüce Türk milletinin anayasa ve olduğu aşikârdır. Bu mesnetsiz lir. Ancak ben bu söylemleri açık gasyonu Başkanı Hansjörg kanunlarla tartışılmaz bir şekil beyanlara devletin hiçbir kurum Türkçeye çevirerek yorumlayaKretschmer’e ağır eleştiriler yö de kendisine vermiş olduğu gö ve kuruluşundan, kamuoyundan cağım. Din eğitimi, kültürel hakneltti: Türk Silahlı Kuvvetle revlerini sahiplenmesini, ‘ülke herhangi bir açıklama ve tepki lar, üniversite derken sözü geçen ri’nin konumu konusunda içeri nin hukuki ve kurumsal yapısı gelmemiştir. AB görevlisi, nelerden rahatsızği pek çok maddi hatayla dolu na saygısızlık’ olarak nitelemeklık duyuyor? Türk Silahlı KuvSK HEDEF TAHTASI vetleri’nin halktan en çok saygı yeni bir belge, almanak yayım te, yargıya intikal etmiş bazı landı. Bu belgede dikkat çeken münferit olayları tek merkezden DEĞİLDİR gören gücünden... Halkın bu söyen önemli konu dokümanı oluş kontrol eden geniş çaplı ve planTSK’nin AB üyeleğini tama lemlerden etkilenmesinden neturan 22 bölümden 9’unun po lı uygulamalar olarak göster man desteklediği daha önce be den rahatsızlık duymaktadır? lis akademisi öğretim üyeleri ta mekte ve kullandığı her türlü yan edilmiştir. Bu nedenle bu Türk Silahlı Kuvvetleri’nin derafından yazılmış olmasıdır. Bu mali kaynağın tahsisi, harcan açıklamamın Türkiye’nin AB mokrasi dışı hangi söylemi varkurumsal işbirliğine en fazla ih ması ve son kuruşuna kadar de üyeliği ile ilişkilendirilmesi yan dır? Yoksa Türk Silahlı Kuvvettiyaç duyduğumuz bir dönemde, netlenmesinin devletin ilgili ku lış olur. Siyasi her türlü polemi leri’nin söylemleri, bu yorumladevletin önde gelen kurum ve rumları tarafından yapılmakta ğin dışında kalmak için azamı rı yapanların gizli ajandalarının kuruluşlarının bu tür çalışmala olduğunu göz ardı ederek ‘şef gayret gösteren TSK’nin AB pa hedeflerini mi zorluyor? Bunlara katılmalarının nasıl bir fayda faflıktan uzak ve hesap verilebi ravanı arkasına gizlenerek ya rı iyi bilmeliyiz. ALMANAĞA YANIT: Gerçeği yansıtmalı Silahlı kuvvetlerin demokratik kontrolünün ne anlama geldiği ve bu amaçla ne tür uygulamalar yapılabileceği, konuyla ilgili dokümanlarda kural olarak benimsenebilecek neler yazdığı, ayrı bir konudur. Gerek olursa bu konudaki görüşlerimizi de açıklarız. Ancak burada önemli olan, yapılan bu çalışmaların bilimsel verilere ve bulgulara dayanması ve gerçekleri yansıtmasıdır. Dokümanda yer alan bir iki örneği sizlerle paylaşarak takdiri Türk milletinin sağduyusuna bırakıyorum. Örnek 1 (sayfa 52): Genelkurmay Başkanı’nın görev ve yetkilerini kime bağlı olarak yürüttüğü husus anayasada mevcut değildir. Cevap: Anayasa madde 117/4. Genelkurmay Başkanı görev ve yetkilerinden dolayı başbakana karşı sorumludur. Maddede Genelkurmay Başkanı’nın görev ve yetkilerinden dolayı kime karşı sorumlu olduğu açıkça belirtilmiştir. Örnek 2 (Sayfa 12): ‘‘Mevcut durumda zorunlu askerlik, sivil demokratik kültür yerine askeri değerleri şekillendirici bir laiklik ve milliyetçilik anlayışını toplumsallaştırmaktadır. Askeri kararlar üzerinde parlamenter denetim tam olarak oluşturulamamaktadır.’’ Şeklindeki ifadelerden zorunlu askerlik yerine profesyonel ordunun kurulmasının Milli Savunma Bakanlığı bütçesine getireceği yük hakkında bilgi sahibi olunmadığı açıkça anlaşılmaktadır. Bu konuda bir açıklama yapmak isterim. Türk Silahlı Kuvvetleri, tamamen profesyonel bir yapıya geçerse, sadece personel maaşları ve sosyal yardım giderleri bugünkü Milli Savunma Bakanlığı bütçesinin 3 katı olacaktır. Buna silah alımları dahil değil. 2005 yılında 11 milyar YTL olan maaş ve özlük hakları, 33 milyar YTL ’ye çıkacak. Hal böyle iken bu dokümandaki ifadeleri bilimsel kabul etmek mümkün müdür? Örnek 3 (sayfa 54): Üst düzey komutanlar, düzenli olarak gerek iç gerekse dış politika konularında görüşlerini açıklamayı sürdürmektedirler. Cevap: Buna örnek olarak Şemdinli olaylarında yer alan bir astsubay hakkında benim söylediğim, ‘Tanırım, iyi askerdir. Ancak suç işlemişse cezasını alır’ cümlemi gerekçe göstermiştir. Bu cümlenin iç ve dış politika ile ilgisi nedir? Ayrıca sarf ettiğim cümleyi tam olarak yazma dürüstlüğü dahi gösterilmemiştir. TESEV’İN RAPORUNA ELEŞTİRİ Destekleyenlerden rahatsızım Örnek 4 (sayfa 56): ‘‘Bir basın mensubu şöyle yazıyor: Bir general bana dedi ki, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ni biz hazırlarız. Başbakanlık’a basılması için göndeririz.’’ Böyle gerçekle ilgisi olmayan ifadelerin hangi kritere uygun olduğunu anlamak da mümkün değildir. Bu tür raporlar kimlerin desteğiyle hazırlanıyor bilmiyorum. Bir kısmını sadece tahmin ediyorum. Ancak bu tahminlerim bu raporların kimler tarafından desteklendiğini gördükçe gerçeğe dönüşüyor ve bundan ziyadesiyle rahatsız oluyorum. Bu anlamsız raporun tanıtım konferansına Türk yetkililer de fiilen katıldı ve konuşma yaptılar. Basında yer alan bu konuşmalardan bazı ifadeleri takdirlerinize sunuyorum. Ki bu ifadeler TSK’yi fevkalade rahatsız etti. İfade aynen şöyle: ‘Türk âleminin 200 senedir siyasetle çözemediği en çetin problemlerden bir tanesi, Türk ordusunun silahlanmasıdır. Nereden elde ediyor bu silahı. Hangi imkânlarla?’ Sanki Türk ordusu silah kaçakçılığı yapıyor. Gizli gizli silah sokuyor ülkeye... Diğer bir ifade de ‘Savunma bütçemiz şeffaf değildir. Milli Eğitim bütçemizde birbirimizin gırtlağına sarılırız. Savunma bütçesi geldiği gibi gider.’ Savunma bütçesi bir yılda hazırlanıyor. 1520 filtreden geçiriliyor. ‘Silahlı kuvvetleri üzerinde yasama, yürütme ve yargı bağlamında hiçbir organın denetleme yetkisi yoktur’ ve ‘Milli Güvenlik Siyaset Belgesi bakana imza karşılığı verildi. Utanarak söylüyorum milletvekiliyim. İçinde ne olduğunu bilmiyorum’ ifadelerini gerçekleri yansıtmayan, silahlı kuvvetleri incitecek beyanlar olduğu için burada söylüyorum. T CUMHURİYET 10 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle