23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 OCAK 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Unakıtan’ın sözleriyle başlayan para tartışması sürerken, Başbakan malvarlığını açıklamıyor 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Erdoğan’ın büyük serveti Ecevit’ten Ağca tepkisi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Başbakan ve eski DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, Abdi İpekçi’nin katili Mehmet Ali Ağca’nın tahliye hesabında kendilerine haksızlık yapıldığını söyledi. Ecevit yaptığı açıklamada, ‘‘Ağca konusunu başımıza yıktılar. Rahşan Hanım’a yöneltilenler olacak şey değil, ben bu kadar çirkin, adaletsiz, haksız şey görmedim’’ dedi. Ecevit ayrıca erken seçimlerin demokrasinin gelişimini önlediğini söyledi. Ecevit, hükümetin birçok konuda hatalı politikalar uyguladığını, ancak erken seçime gidilmesinin doğru olmayacağını ifade etti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP lideri Deniz Baykal’ı hedef alan ‘‘muazzam para’’ tartışması sürerken, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yalnızca 3 şirketinin satışından elde ettiği 1 milyon 200 bin YTL’si bulunması dikkat çekti. Erdoğan’ın mal bildirimine göre 174 Cumhuriyet Altını, Arnavutköy ve Güneysu’da arazileri de bulunuyor. Erdoğan, İstanbul Kısıklı’da da 3 villa yaptırıyor. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın Baykal’ı kastederek ‘‘Muazzam parası var’’ dediğine ilişkin haberle başlayan ancak sonradan doğrulamadığı açıklamanın tartışması sürerken, tüm çağrılara karşın Erdoğan malvarlığını açıklamaya yanaşmıyor. DYP lideri Mehmet Ağar 42 ‘Kemalist Milliyetçilik’ mi, ‘Kemalist Sol’ mu? 16 Mart katliamının üzerinden 28 yıl geçti! O gün doğanlar bugün 28 yaşındalar. Bu dava hâlâ sanıksız ve tanıksız olarak sürüyor. 16 Mart 1978. İstanbul Üniversitesi Merkez Kampusu. Yedi öğrenci öldürüldü, 41 kişi de yaralandı. İstanbul Sıkıyönetim Mahkemesi’nde (bir numaralı) açılan davada Orhan Çakıroğlu, Mehmet Gül, Ahmet Hamdi Paksoy, Kazım Ayaydın, Sıddık Polat yargılandı. Yargılama sonunda sanıklar aklandı. 1992 yılında olayın sanıklarından Zülküf İsot, bir başka sanık Latif Aktı tarafından öldürülünce, 16 Mart katliamı yeniden gündeme geldi. Ecevit Kılıç’ın dün Cumhuriyet’te, ‘‘aydınlanamayan davaları’’ anlattığı haberini okuyunca kendi kendime şu soruyu sordum: ‘‘Türkiye gerçekten bir hukuk devleti mi?’’ Ortada tanıksız ve sanıksız bir dava var... 16 Mart katliamından aklananlar dışarıda. Kimileri siyasete atılıp milletvekili bile olmuş... Tüm bunlar olurken ‘‘milliyetçilikulusalcılık’’ kavramı tartışılıyor. ‘‘Türkİslam sentezi’’nin hamurunu yoğuranlarla işbirliği yapanlar, ‘‘antiemperyalist, Kemalist milliyetçilik bayrağını’’ yükseltmek için çağrıda bulunuyorlar... Temelinde sınıfsal bir bakış açısının olmadığı bir siyasal hareket, ‘‘antiemperyalist Kemalist milliyetçilik bayrağıyla’’ amacına ulaşır mı? Aydınlanma devrimini tarihin derinliğine gömen, Köy Enstitüleri’nin kurulmasını ‘‘çağdışılık’’ olarak niteleyen kimileri, salt ‘‘ABD’nin Irak’ı işgaline karşı çıktılar’’ diye günümüzde ‘‘solcu’’ sayılmaya başlandılar. ??? Bazen ‘‘ABD alkışçısı’’, bazen de ‘‘ABD karşıtı’’ olarak gözüken, kendi çıkarları doğrultusunda ‘‘Kıbrıs Türktür Türk kalacaktır’’ diyen ‘‘kör milliyetçilerle’’, Aydınlanma Devrimi’nin yılmaz savunucusu ‘‘Kemalist solu’’ aynı kefeye koymak isteyen safdillere sormak gerekiyor: ‘‘Ne yapmak istiyorsunuz?’’ Bakıyorum ‘‘kör milliyetçiliğin’’ tuzağına düşmüş kimi sözde Atatürkçüler, ‘‘faili meçhul cinayetlerin’’ baş aktörleriyle Lozan’da kol kola yürümeyi ‘‘Antiemperyalist Kemalist milliyetçilik’’ olarak göstermeye başladılar... Bedrettin Cömert’i, Cavit Orhan Tütengil’i, Doğan Öz’ü, Ümit Doğanay’ı, Cevat Yurdakul’u çoktan unuttular. Şimdilerde ‘‘Türkİslam sentezi’’nin mimarlarından olan, ‘‘Türkiye, 19 Mayıs 1919 öncesini yaşıyor’’ diyen eski ülkücü çetelere şu soruyu yöneltsem ne diyecekler: ‘‘Türkiye’deki kitlesel ve bireysel katliamların arkasında ABD ve İran yok muydu?’’ Kemal Türkler davasının başından sonuna dek avukatlığını yapan Rasim Öz, yedi Türkiye İşçi Partili gencin katledilmesi buyruğunu verenlerin sonradan milletvekili olduğunu söylüyor, ‘‘derin devlet’’ bağlantısını öne sürüyor. Neden tartışılmıyor bu konu Türkiye’de? İlişkiler yumağı, İtalya ve İspanya’da olduğu gibi niçin çözümlenmiyor? Uğur Mumcu için gözyaşı dökmek yetmez! Ahmet Taner için de, Gaffar Okkan için de öyle!.. Arkadaki büyük patron kim? Devlet içindeki silahların destek aldığı güçler kim? ABD’nin bağlantısı nerede başlıyor, nerede bitiyor? CIA elemanları nasıl çalışıyor, kimlerle ilişki kuruyor? Başta Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı cinayetleri olmak üzere pek çok ‘‘faili meçhul’’ cinayetin sadece tetikçileri var ortada. Tetiği çektiren güç ise görünmüyor!.. ??? Sıvas katliamında onlarca aydınımızı diri diri yakanlardan 26 sanığın hapis cezaları Aziz Nesin’in ‘‘tahrik ettiği’’ savı gerekçe gösterilerek 15 yıla indirildi... Haklarında ölüm cezası verilen ve bu cezaları yaşamboyu hapis cezasına çevrilen dört sanık ise yakalanamadı... Susurluk çetesi ise dışarıda... Türkiye’de ‘‘sol hareket’’ ise bölük pörçük. Güney Amerika’da sol hareket ivme kazanırken Türkiye’de medyamız ‘‘kadınların başı açık namaz kılmasını’’ tartışıyor. Türkiye’de bir kesim, ‘‘milliyetçilikulusalcılık’’ kavramından yola çıkıp ‘‘Antiemperyalist Kemalist milliyetçilik’’le Türkİslam sentezcilerini, 12 Eylül öncesinin ‘‘ülkücü katillerini’’ buluşturmak için çabalıyor. Oysa Kemalistler, sosyal demokratlar, ulusalcılar, sosyalistler bir araya gelip, ‘‘Solun Güney Amerika’da nasıl iktidar olduğunu’’ tartışmalıdır. Yapabilirler mi acaba? ? Erdoğan’ın mal bildirimine göre 174 Cumhuriyet Altını, Arnavutköy ve Güneysu’da arazileri de bulunuyor. Erdoğan, İstanbul Kısıklı’da da 3 villa yaptırıyor. Erdoğan’ın yalnızca 3 şirketinin satışından elde ettiği 1 milyon 200 bin YTL ’si bulunuyor. CHP lideri Baykal ise 132 bin YTL ’si olduğunu açıkladı. bin YTL birikimi olduğunu, ANAVATAN lideri Erkan Mumcu ise banka hesabının olmadığını açıkladı. Hedef seçilen Baykal ise 132 bin 16 YTL’si olduğunu söylerken, Başbakan’a da mali durumunu açıklama çağrısında bulunmuştu. Erdoğan’ın 10 Eylül 2001’de AKP Genel Başkanı sıfatıyla verdiği 2 sayfalık mal bildirimine göre serveti ve o günkü değerleri şöyle: ? Bolluca Köyü’nda 376 metrekare arsa (40 milyar lira) ? Dumankaya Köyü’nde 2 bin metrekare arazi (10 milyar lira) ? Passat marka otomobil (Emine Erdoğan’a ait. 10 milyar lira) ? Emniyet Gıda A.Ş. (yüzde 12 hisse, 95 milyar lira) ? İhsan Gıda A.Ş. (yüzde 12 hisse, 25 milyar lira) ? İhsan Gıda Limited Şirketi (yüzde 12, 1 milyar lira) ? 340 bin Amerikan doları ? 130 bin Alman Markı ? 174 adet Cumhuriyet Altını (Değeri 29 milyar lira) ? Muhtelif takılar (7 milyar 800 milyon lira) Başbakan, oğlu Ahmet Burak Erdoğan’a ise 220 bin dolar ile 55 bin Alman Markı borcu olduğunu bildirdi. Şirketlerden 1.5 trilyon Erdoğan’ın Emniyet Gıda, İhsan Gıda ve Yenidoğan AŞ’de yüzde 12 hissesi bulunuyordu. Yenidoğan şirketi 100 milyar lira sermaye ile 10 Aralık 2003 tarihinde kuruldu. Şirket, Ülker’in Cola Turka başta olmak üzere tüm içecek ürünlerini İstanbul’un Anadolu yakasına dağıtımını yapıyordu. ‘‘Ticaret yapmadan geçinemeyeceğini’’ duyuran Erdoğan, ortağı olduğu tüm şirketleri toplam 3 trilyon liraya devretti. Her şirkette yüzde 12 hissesi bulunan Erdoğan’ın bu satıştan payına 1.2 trilyon lira düştü. Erdoğan’ın ortalama her bir şirketinin 400 milyar lira olarak hesaplandığında, Başbakan’ın 2003 Aralık ayında 12 milyar lira vererek ortak olduğu Yenidoğan Gıda’daki payı satışın gerçekleştiği 2 Şubat 2005 tarihinde tam yüzde 3 bin 333 değer kazanarak 400 milyar lira olmuştu. Erdoğan, mal bildiriminde Emniyet Gıda’nın değerini 95 milyar lira, İhsan Gıda’yı 25 milyar lira olarak göstermişti. Buna göre ise Emniyet Gıda’daki payı yüzde 32, İhsan Gıda’daki payı ise yüzde 1500 değer kazandı. İMAR PLANI DEĞİŞTİRİLDİ ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART Sadak ve Dicle’ye hapis istemi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Demokratik Toplum Partili (DTP) Hatip Dicle ve Selim Sadak hakkında, Danimarka’dan yayın yapan Roj TV’deki röportajlarında Abdullah Öcalan’ı övdükleri iddiasıyla 2’şer yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Edinilen bilgiye göre Ankara Basın Savcısı Hamza Uçar, sulh ceza mahkemesinde açtığı davanın iddianamesinde, Sadak ve Dicle’nin 19 Eylül 2005 tarihinde Roj TV’de röportajlarının yayımlandığı belirtildi. Sanıkların, röportajlarda Öcalan’ın durumunu ‘tecrit’ olarak niteledikleri ve ‘bunun Kürt halkı tarafından kabul edilemeyeceği’ şeklinde ifadeler kullandıklarına yer verilen iddianamede, röportajın tümü dikkate alındığında, Sadak ve Dicle’nin, ‘suçu ve suçluyu övme’ eylemini gerçekleştirdikleri anlatıldı. Unakıtan’a şimdi de ‘villa affı’ Haber Merkezi Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın İstanbul Küçük Çamlıca’da bulunan ve yüzde 60’ı kaçak olan villası, imar planında yapılan değişiklikle yasal hale getirildi. Değişikliğe karşı çıkan Tabiat ve Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu üyesi iki kişi görevden alındı. Tercüman gazetesinin haberine göre Unakıtan’ın çocukları için yaptırdığı villanın kaçak olan bölümünü yasallaştırmak için, imar planında jet hızıyla değişiklik yapıldı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Üsküdar Belediyesi ve İstanbul 3 Numaralı Tabiat ve Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu, imar planını üç ay içinde değiştirdi. Bölgedeki planlar 5 yıldır onay beklerken, Küçük Çamlıca’nın yüzde 6 olan imar hakkı, yüzde 20’ye çıkarıldı. Bu kararla birlikte Unakıtan’ın villası yasal hale geldi. İmar planının değiştirilmesine ve inşaat alanının arttırılmasına karşı çıkan kurul üyelerinden Ahmet Turgut ve Mehmet Cevahir Türk ise Kültür Bakanlığı tarafından görevlerinden alındı. Böylelikle, ‘‘Üsküdar Belediyesi’nin yaptığı planlar Büyükşehir’den geçerse oğlum ile kızımın evi kaçak olmaktan çıkar’’ diye demeç veren Unakıtan’ın isteği gerçekleşmiş oldu. musakart@yahoo.com Sağlık raporu genelgesi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nce hazırlanan ‘Hapis cezalarının infazının hastalık nedeniyle ertelenmesine ilişkin raporların alınabileceği tam teşekküllü hastaneler’ başlıklı genelge, cumhuriyet başsavcılıklarına gönderildi. Genelgede, yasanın ilgili hükümleri uyarınca, başsavcılıklarca, hükümlüler hakkında hapis cezalarının infazının hastalık nedeniyle ertelenmesine ilişkin raporların alınabileceği hastanelerin listesine yer verildi. Baykal yargıya başvuruyor Unakıtan’ın ‘muazzam para’ iddiasını yargıya götüreceğini açıklayan CHP lideri, Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmak istediğini belirterek asıl hedefin devleti ele geçirmek olduğunu söyledi AYŞE SAYIN ANKARA CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Çankaya Köşkü’ne çıkmak istemesinin altında sadece ‘‘kişisel hırs’’ değil, ‘‘sistemi bütün kurumlarıyla ele geçirme’’ çabasının yattığını söyledi. Erdoğan’ın yüzde 34’lük ‘‘militan kadrosu’’nun oyuyla Çankaya’ya çıkma hesabı yaptığını kaydeden Baykal, asıl tehlikenin burada olduğunu söyledi. Baykal’ın Parti Meclisi toplantısında ve öncesinde yaptığı açıklamalar şöyle: CUMHURBAŞKANLIĞI: Başbakan’ın niyeti, cumhurbaşkanlığı makamını ele geçirmektir. Ancak bu sadece kişisel ihtirastan kaynaklanmıyor, keşke öyle olsa, bir dönem yapar giderdi. Ancak asıl amaçları, Anayasa Mahkemesi’ni YÖK’ü, HSYK’yi, Yargıtay’ı değiştirip, yeni üyeleri belirlemek. Direnç odaklarını halledip devleti ele geçirmektir. Biz de her tür önlemimizi alacağız. Erdoğan’ın yüzde 34’lük militan oylarıyla Çankaya’ya çıkma hesabı vardır. Oysa bu tüm toplumun mutabakatını gerektirir. Erdoğan için durum böyle değildir. Türkiye satılıyor, AKP de satılıyor, farkında değiller. AKP KANAMAYI DURDURAMIYOR: Şurası çok açık ki, AKP’de kanama var. Kan kaybını durduramıyorlar. Bu nedenle anket yapamıyor, yayımla yamıyorlar. Seçim sürecinde bu tablo daha da hızlanabilir. ‘MUAZZAM PARA’: Bu olayı hukuk planına da taşıma kararındayız. Unakıtan bu haberleri yalanladı. Ama bu yalanlamanın içeriğine, biçimine, zamanlamasına bakıldığında hiç de inandırıcı olmadığı görülecektir. Yukarıdan belli telkinler baskılar sonucunda, Yeni Şafak gazetesi haberine sahip çıkma kararlılığını gösteremiyor. Biz bunu en azından gazete açısından yargı yoluna taşıma durumundayız. Suç işlenecek, bütün bunlar ortada ve kimsenin kılı kıpırdamayacak. Yani söylenecek tek şey var, bu iktidarın ar damarı çatlamıştır. Toplantıda bir konuşma yapan İstan bul Milletvekili Şükrü Elekdağ ise MGK Genel Sekreteri Yiğit Alpogan’ın ABD ziyaretini ve sonuçlarını yorumladı. Elekdağ, İran’a ABD müdahalesi kapsamında, bu ziyaretin ve sonuçlarının bilinçli bir şekilde basına da yansıtıldığını belirterek şu görüşlere yer vedi: ‘‘Böylelikle Türkiye’nin stratejik bir füze savunma sistemine ihtiyacı olduğu vurgulanıyor. ABD bu yolla Türkiye’de kurulacak füze üslerinde, asker ve lojistik destek de bulundurmayı istiyor. Türkiye ABD ile bu çerçevede elbette bir istihbarat ilişkisi kurabilir ama asker ve lojistik destek kesinlikle TBMM’nin kararını gerektirir.’’ Baykal’ın da Şükrü Elekdağ’ın sözlerine destek verdiği öğrenildi. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ MEZUNLARI DERNEĞİ, DEMOKRATİK DAYANIŞMA DERNEĞİ Sosyal güvenlik alt komisyona ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Tasarısı’nı yeniden alt komisyona sevk etti. Yargıtay’a 30 güvenlik görevlisi alınmasını öngören kanun tasarısının kabul edilmesinin ardından ele alınan tasarının görüşmelerine geçildiği sırada komisyon başkanlığına, düzenlemenin yeniden alt komisyona havale edilmesini öngören bir önerge verildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, önerge üzerinde yaptığı kısa konuşmada, tasarının alt komisyona gönderilmesini desteklediklerini söyledi. TOPLANTI VE MİTİNGLERE KATILAMAYACAK ‘TÜRKİYE AF YASALARINDAN ÇOK ÇEKTİ’ Erbakan’a ‘meydan’ yasağı CHP’den öneriye destek yok İLHAN TAŞCI AYDINLANMA SÖYLEŞİLERİ Yıl: 7, No: 4 Konu ÜLKELERE GÖRE DEĞİŞEN DEMOKRASİ VE İNSAN HAKLARI ANLAYIŞI Yönetmen Prof. Dr. Kemal ALEMDAROĞLU Konuşmacı ANKARA AKP’nin Necmettin Erbakan’ı kurtarmaya dönük verdiği yasa önerisi yasalaşırsa, Erbakan’a meydan yasağı gelecek. AKP’nin İnfaz Yasası’nda değişiklik öngören yasa önerisiyle Erbakan’ı hapisten kurtararak, cezasını evde çekme formülü, aynı zamanda meydanlarda ‘‘Erbakan’dan kurtulma’’ yöntemini de içeriyor. AKP’nin yasa önerisi, ‘‘Mahkumiyete konu suç nedeniyle doğmuş zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesine dair hukuki sorumlulukları saklı kalmak üzere; kadın veya 65 yaşını bitirmiş kişilerin mahkum oldukları 6 ay, 70 yaşını bitirmiş kişilerin mahkum oldukları 1 yıl, 75 yaşını bitirmiş kişilerin mahkum oldukları 3 yıl, 80 yaşını bitirmiş kişilerin mahkum oldukları 4 yıl veya daha az süreli hapis cezasının konutunda çektirilmesine hükmü veren mahkeme veya hükümlü başka bir yerde bulunuyorsa o yerde bulunan aynı derecedeki mahkemece karar verilebilir’’ hükmünü getiriyor. Önerinin yasalaşması drumunda Necmettin Erbakan 11 aylık hapis cezasını evinde çekebilecek. Erbakan, Saadet Partisi’nin toplantılarına katılabiliyor ve konuşma yapabiliyordu. Ancak, öneri yasalaşırsa Erbakan evinin kapısından adım atamayacak. Böylece AKP bir yandan Erbakan’ı kurtarma adımını atmış olacak, diğer taraftan ise ‘‘hocanın’’ meydanla Erbakan için hazırlanan yasa tasarısı tartışma yarattı. ra inmesinin önüne geçecek. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’nin kapatılan RP’nin lideri Necmettin Erbakan’ı hapisten kurtarmak için TBMM Başkanlığı’na sunduğu yasa önerisi tartışma yarattı. CHP lideri Deniz Baykal, öneriye destek vermeyeceklerini ‘‘Türkiye, aflardan çok çekmiştir’’ diyerek açıkladı. TBMM Başkanı Bülent Arınç, öneriyle, Erbakan ile ilgili bir düzenleme yapılmadığını yasadaki yaşla ilgili düzenlemenin daha adil ve eşit hale getirildiğini söyledi. CHP lideri Baykal, hiçbir dostluk duygusu ve vicdan borcunun kamuya olan yükümlülüklerin ihmal edilmesine neden olmaması gerektiğini belirterek şu görüşleri dile getirdi: ‘‘Yani Hazine’ye olan borç, hiçbir özel duygunun etkisi altına girmeden mut laka ödenmelidir. Bugün hiç kimsenin hele bu iktidarın 11 trilyondan vazgeçmeye hakkı yoktur. Bunu ifade ederken olayın insani boyutunu bundan ayırıyorum. Bu bir aftır, Türkiye aflardan çok çekmiştir, çok çektiğimiz bir dönemdeyiz. Şimdi bunun kişiye özel bir düzenlemeyle, gündeme getirilmiş olması, tipik AKP anlayışının yeni yansımasıdır.’’ DYP lideri Mehmet Ağar, öneriye destek verirken, ‘‘Sayın Erbakan’ın cezasını evinde çekmesini sağlayacak bir düzenleme bizi rahatsız etmez. Ancak Hazine zararının geri ödenmesinin sağlanması gerekir’’ dedi. Anavatan Grup Başkanvekili Süleyman Sarıbaş ise “Bakanlar, bu paranın hortumlanmasına vesile oldular. Milletin parasını ödemek zorundadırlar’’ dedi. HASAN FEHMİ GÜNEŞ İSTANBUL MİLLETVEKİLİ Gün: 28 Ocak 2006 Cumartesi, saat 10.30 13.00 Yer: Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi Dereboyu Caddesi, Dere Çıkmazı, No: 1 Ortaköy İletişim: İÜ Mezunları Derneği (Fatoş Taştan) 0 212 238 03 21 Aydınlık Yarınlar Özlemi İçindeki Tüm Yurttaşlarımız Davetlidir. Giriş Serbest ve Ücretsizdir. CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle