25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22AĞUSTOS2004PAZ İNCELEME Yüzde 65'i yasadışı kentleşen İstanbul'da AKP'nin oylan da yüzde 85'lere tırmandı Kaçakkentinoylanyla.. Erdogan'ın İstanbul'u = OKTAY EKİNCt ~ l •• II •• •• II II II II II •• II II II II II ttı I stanbul'daki son sel felaketini yaratan plansız ve kaçak kentleşme için basın- da "Erdoğan dönemini" de sorguJayan yazılara karşı "Başbakanhk" tarafindan yapı- lan açıklamada "aynen" şu ifadeler var: "Sayın Recep Tayyip Erdogan'ın Büyükşe- hir BeİediyeBaşkanhğı dönemindedereiçi, su havzası ve yeşit aianda kaçak yapdaşmaya ke- sinlikleizin verilmemiştir." (18 Ağastos 2004) Bu savın doğruluk düzeyi, ] 994 ve 1999 yıi- lanna ait hava fotoğraflanndan da kolayca an- laşılabilir. Ancak aynı açıklamadayine "açık- lanmayan" çok önemli bir gerçek var ki o da asıl sorunun bu bölgelerde ve özellikle "su bav- zalan"ndaki sözde "yasal" yapılaşmayla ya- ratılmış olması... Çünkü, aslında yılJardırsüregelen "imarta- lanı" konusunda Erdoğan döneminin en önem- li farkı, ışte bu gibi "korunmasT gerekli alan- larda "hukukdışıyönetmeükJerle", u bilim (b- şı imar pianlanyia" ve hatta kımı "vakniara bağışlaria" sağlanan 'izmK" yapılaşmalann gerçekleşmesiydi... DöRT KAT YERİNE 12 KAT Bunlar arasında, örneğin Elman su havza- sındakı Kavacık bölgesini *iş merkezme" dö- nüştüren dev ofıs binalannın tümü "betediye- nin bilgisiveiaıidahilinde" plandaki 4 kat ye- rine 12 katyükseldıler. Bunun için ödenen ba- ğışlann "şeriatafinanskaynagı' 7 oluşturması ise ayru yapılan törenJe hizmete açan Mesut Yıbnaz gibi "Kberal* siyasetçileri de asla il- gilendırmedi... Oysa, izleyen dönemlerdeki hem yerel hem de genel seçimlerde Erdoğan'a ve partisine en fazla oy verilen semtler de işte bu "hukuk dı- şı imar''la rant yaratılan yerlerdi. Büyükşehirgenelinde kaçak yapılaşma ora- nı, nâzım plan araştırmalanna göre yüzde 60- 65 arasındayken Erdoğan ve partisinin yüzde 80-90 oranlarda oy rekoru kırdıklan yerleşim- lerin •'yüzde 95'i kaçak" bölgeler olması rast- lantı sayılabilir miydi? Nitekim, Cumhurbaşkanı Sezer, ormanlan işgalcilere pazarlamayı hedefleyen yasayı ve- to edince, AKP'nin oy depolanndan Çavuş- başı'nın ginşine ve her yerine asılan pankart- larda ıktıdar aikışlanmış, Çankaya ise açıkça kınanmıştı... Şimdi, son yağmurlann "fdakete" dönüş- tüğü Bağcılar, Gaziosmanpaşa, Eyüp, EsenJer gibi yerleşmelerin de aynı zamanda yine AKP'nin "kalderi" olmalan, Istanbul'daki plansız ve bilim dışı imar rantçılığı düzeni ile "dinci syaset" arasındaki çıkar bağlannı ka- nıtlamıyor mu? Zaten, su havzaJanndaki "ya- sal amahukukdışıimarırvgulamalan" da ay- nı ilişkilerin kent yönetimine yansımasından başka bir şey değildi... « İSKİNİN RANT YÖNETMELİCI' 1994 'teki yerel seçimlerin ardından Erdo- ğan yöneriminin önceki yıllara yönelik ilk ra- dikal turumlanndan biri, Nurettin Sözen'in son zamanlarmda onayladığı; " 1/50Wnölçek- B Metropoüten Plan"ın iptal edılmesi oldu. "Bu planda rant çevrelerinin çjkarian var,biz yeniden yapacağız_." gibi söylemlerle başla- tılan yeni çalışmalardaki en önemli "yenflik" isetiım"su havzalarmın imaraaçıbnası" ydı... Bu uygulama, duyarlı kesimlerin tepkıleri- ni de almamak için "planda gösterihneden" yapıldı. Planın onaylandığı 1995 yılının güz dönemi (ekim) belediye meclisi toplantısında, sözde "imarsz alan" gösterilen havzalarda "İSKİyönetmeliğryfc" imardüzeninin sağlan- ması karara bağlandı. Bunun ardındaid "niyet- ler" ise hemen izleyen günlerde ortaya çıktı. Aynı bölgelerde, daha önce belli mesafeler- de "yapdaşma yasağT getiren ÎSKİ yönetme- liği, planın ardından değiştirilmjş ve havzala- nn 1000 m'lik koruma kuşağı da yeni yönet- meliğe göre imara açılmıştı... TRÎLYONLUK RANTLAR Koruma kuşakJannda İSKÎ mevzuatıyla sağlanan bu "izm" üzerine hızla yaygınJa- şan yapılaşmalar. "arsa ve arazi spekülas- yonundan elde edilen rriKonluk rantJann dinci-sryasal güçlenmeyeaktanbnasuun" da kaynağı oldular. Örneğin, kamuoyunda "REFAHYOL'unka- sasT olarak tanınan Mercûmek'in Sazlıdere Baraj havzasında bulunan 6 milyon m2*lık arazisindekı imar hakkıru yaklaşık 8 kat art- tıran 14.03.1997 tarihli imarplanı değişiklik- leri de işte bu yeni ISKİ yönetmeliğine dayan- dıniarak yapılmıştı. MimarlarOdası"run açtığı davalar sonucun- da idare mahkemesinin. bu yönermelik deği- şiklığıni iptal etmesinin hemen ardından, ay- nı imar hükümlerinin sadece "ifade değisikli- ğjyle" yeniden yürürlüğe sokulması; bunlara da açılan davalarda yine yargının her iptal ka- rannın ardından aynı yöntemle hukukun "uy- 'ERBAKAN'EV BELEDİYE BAŞKANI' Tayyip Erdoğan, Refah Partisi'nde başladıgı shasetini, Erbakan'ın belediye başkanı' oJarak sürdürdü. tmarpoütikalannda da tarikatçı ve şeriatçı çevTelerin arsa ve arazi ranü>ia beslenmeierine ortam hazıriadL (CUMHURİYET ARŞÎVÎ) İdeolojik belediyecilik B eldr Coşkun'un 18.08.2004 günü Hürri- yet'teki köşesinde, "selden kurtanlan va- tandaş sayısı" ile övünmek yerine, "sele olanak sağtammacakbir kentkşmevi" sağlamak ge- rektiğını arumsatması üzenne Başbakanlık'tan ya- pıian açıklamadaki en çarpıcı söylemlerden biri de şöyle: "Bu isnatiann hiçbir kaynağı yoktur. Temel gazeteciük kuraJlanndan vııksun, araşörnıa zahme- tine katlanmaksızın masa basuıda üretibniş, saJtide- olojik tavır oJsun diye kaleme aiııuntş yakısıksız is- natiar.J' Oysa îstanbui, Cumhuriyet tarihindeki belkı de en "ideolojik yönetimi" de yine 1994-1999 yıllan ara- sında yaşadı. Yerel seçimlerin hemen ardından Beyoğhı'ndaki meyhane camekânlanna "karaperdeler'' astınlma- sı, içkili lokantalar için sokaklara masa koymalan- nin yasaJdanması, kentin su sorunu için siyasilerin de katılımıyla "yağmurdualanna" çıkılması gibi uy- gulamalar, dönemin "ideoljik göstergeleri" değil miydi? Bunlar arasında en yaygın olanı ise kentin yine tarihsel sokak ve cadde adlarının "ünlü tarikat Bderlerine' 1 ait adlarla değiştirilmesi oldu. Örneğin, Fatih'teki Bizans anıtı Kıztaşı 'nın da bu- lunduğu ve 500 yıllık Sangüzel Caddesi'nin adını, Sakt-i Nursi'den sonra dinci önderliği devralan ün- lü Nakşibendi şeyhi "MehmetZahid Koflcu'' yaptı- lar... Bu tara karşı dönemin Fatih Belediye Başka- nı Sadettin Tantan'ın açtığı davada ise mahkeme böylesi adlann "kevfi" ve "sjyaa" amaçla değişti- rilemeyeceğine 27.02 1997'de karar vererek, doru- ğa tırmanan bir "ideolojik bdediyecüik'1 örneğini de engellemişoldu... Dahası, "mevtitii açıfaştörenibfle yapılan" bu ta- rikatçı isimdeğişikliğinin Büyüksehir Belediye Mec- lisi'nde, "10 Kasnn 1995" tarihinde kabul'edilmiş olması da İstanbul 'u yönetenlerin aynı günkü "Ata- rürfc'ü anmak"tan ne anladıklannı karutlıyordu... SIT ALANTNfDA TESIS AÇILIŞI Erdoğan döneminin yasadışı hizmetleri arasuı- da Çamnca'daki tesisler kaçak yapüaşmanın örnek uygulamasıydı. Sit alanmdaki bu açı- bşlar medya tarafindan sorgulanmadı bile». Aslında yıllardır süregelen "imar talanı" konusunda Re- cep Tayyip Erdoğan dönemini önceki dönemlerden ayıran en önemli fark, su havzaları gibi "korunması" gerekli alanlarda "hukuk dışı yönetmeliklerle" ve "bilim dışı imar planlarıyla" sağlanan "izinli" yapılaşmalann gerçekleşme- siydi... Aynı yağma alanlan, yerel ve genel seçimlerde de AKP'nin oy patlaması yaptığı semtleri oluşturdular... Sonuç İŞBİRLİĞİ PROTOKOLÜ RAFA KALKT1 Erdoğan sadece metro konusunda Sö- zen'e teşekkür ederken kendinden önceki dönemde beiediye ile meslek odalan arasuda imzala- nan işbirüği protokolünü iptal etti. Yine Sözen'in onayladığı nâzım planını da rafa kaldınn. gulanamaz" hale getirilmesi, su havzalarında imarve yapılaşma için ne denli "karartı" olun- duğunun da göstergesiydi... ' D E N E T İ M S İ Z ' DEMOKRASI İstanbul'da Erdoğan dönemine ait imar an- layışının önceki dönemden önemli bir farkı da yapılaşma üzennde "mesleki vebflimsddene- timin" hemen dışlanmasıydı... Oysa, mazbatasıru aldıİctan sonraki 15 Ni- san 1994"te yaptığı ilk belediye meclisi konuş- masında demişti ki: •'Bizim yönetimimiz sü- resince halkın seçtiklerini denedemesi için ge- rekti şartlar haarlanacaknr_" Ne v ar ki yine Erdogan'ın daha ilk haftalar- da tek taraflı olarak iptal ertiği uygulama ise mimar ve mühendis odalannm inşaat projele- n üzerindekı "teknik denetim" haklarını içe- renprotokol oldu... Meslek kuruluşlannın belediyelerce onay- lanan inşaat projelerini "önceden incelemesi- ni" sağlayan işbirliği protokolünü; "Betedij'e kendB denetimini kendiyapar" diyerek hemen nisanda geçersiz kılan Erdoğan, 1996'daki ay- nı meslek odalan seçimlerinde de kendi siya- si yandaşlannın kazanmalan için aktif olarak devreyegirdi. Erdoğan'uı, "halkdenetiminden" anladığı uygulamanın ne olduğu da yine 1994 seçim- lerinden sonra oluşan Büyüksehir Belediye Meclisi'ndeki "mecfis başkanveldfi" gerilimi oldu... Meclisin 15.04.1994'teki açılış oturumun- da, RP dışındaki partilerin ifhfakıyla ANAP'lı KemalOzkan başkanvekilliğine seçilince, Er- doğan sonucu ilan etmedi ve kurallara aykın olarak oturumu kapatıp toplantıyı 19.04.1994 tarihine erteledi. Ertesi günlerde ise aslında ya- sal yetkisi olmadığı halde; "Uyumlu çahşama- yız" gerekçesiyle Özkan'ı "veto" ediyordu... B I T T İ İ stanbul'da, 1999 depreminin tam da 5. yılın- da gerçekleşen sel baskuılan üzerine basında- ki Erdoğan dönemini de eleşriren yazılara kar- şı Başbakanlık'ın yaptığı 18.08.2004 tarihli açıkla- ma, gerçekleri açıklamaktan uzak bir "polemik" bel- gesi gibi... Hele kaçak yapılaşma konusunda Erdo- ğan"ın geçenlerdeki "Bunlan yıkm" dediği konuş- masını "kanrt" göstermek ise ne büyük talihsıziik!.. Çünkü hukuk devletinde işler "sözlü ta/imada" de- ğil, "yanh uvanlarla" ve buna dayanak tutulabile- cek *>asalarla" yürür. Kamu düzeni, kentsel kural- lar ve imarla ilgili her fürlü görev ile sorumluluğun yerine gelebilmesindeki tek koşul da "Başbakan nutku" değil, buna yönelik tf >asalzorunhılukiar"ve "yasal yapnnmlar"dır... Imarsızlığa göz yumanlara böylesine "lazan"(!) bir Başbakan'ın yapması gereken öncelikle "yasal önJemkri güçlendirmek" olmalıydı. O müthiş nut- kundaki talimatını verirken, kendi partisinden bile olsa bir belediye başkanı;"Yıkmıyorunı, ne ceza ve- recekan?" dediğinde yanıt "soskunluk" olduğu sü- rece, bu gibi bağırmalann arrık asla inandıncı ola- mayacağını umanm Başbakanlık'taki şu açıklama ya- zarlan da gün gelir kavrarlar. Bu kısa derlemede ise baştan sona polemik yeri- ne tümü belgelere dayalı baa gerçekler özetlendi. Eğer aktardıklanmız hâlâ bir "cevap hakkı" yara- tıyorsa, bence bunu Erdoğan ya da Başbakanlık de- ğil, İstanbul'u yönettiği yıllarda onu göklere çıkar- tan medya yöneticilerinin yapması gerekiyor. Çünkü bugün eleştirdikleri "kentsel çöküntüyü" daha da hızlandıran uygulamalann en etkili olanla- n, 1994-1999'da öve öve bitiremedikleri ve siyaset- te de bundan sonuna kadar yararlanan şimdiki Baş- bakan'ın "ünzalannı" taşıyor... PAZAR ORHAN BURSAU Açık Alan Düşmanlığı vı Mihrimah Suttan Kadıköy bölgesi, İstanbul içinde istisna ve müs tesna bir semttir. Evler bitişik nizam değildir (çoğun lukla!). Çevrelerinde nefes alanlan, bahçeleri, ağaç lan vardır ve kendi ayaklan üzerinde özgür bireyler gi bi dururtar. Kadıköy'ün bu özelliği, bir zamanlar Istanbul'uı sayfiye yeri olmasından kaynaklanır. Bahçeler ve ge niş araziler içindeki köşklerde yaşamdan geride, bir kaç tutam yeşillikli ve açıklıklı apartmanlar kaldı... "Yok edici" ve "yeşil düşmanı" insan, Kadıköy'ür doğasında da bir salgın hastalık gibi yayıldı. Barıçelerde tesadüfen baltadan kurtulmuş tek tük asırlık ağaçlar, bilenlere geçmışten hüzünlü bir mer- haba sarkrtıyor... • • • Kadıköy'de iki üç geniş alan kaldı. Ben, bunlardan birtyte, Göztepe Meteoroloji Istasyonu'nun sundu- ğu açıklık duygusu ile beslendim. Hemen hemen tam karşıdan görüyordum araziyi. Onunla göz göze, yü- rekyüreğeyaşadım. "Boşluğun", "açıklığın"ruhuöz- gürleştiren anlamını sanki ondan öğrendim! Tren yolu, bu alanı ikiye boler. Yukanda kalan böl- ge, Özgürlük Parkı olarak biliniyor. Burası, vaktiyle, Tanm Bakanlığı'na ait "Numune Bağ" idi. 1970'ler- de bile, şimdiki parkta artık virane olmuş bağ kütük- teri göru/ürmüş. Anlaşılan, şarapçılık vb. için kaliteli üzüm araştıımaları yapıldı orada. Tren yolunun deniz tarafında kalan bölüm de, me- teorolojik amaçlaria kullanıldı. "Göztepe Meteoro- loji Istasyonu" adı radyolann hava raporiarında du- yulurdu. ıstasyon binası henüz çalışanlanyla birlikte orada1 Kocaeli depreminden sonra, herkesin sokakta ge- celediği o ağustos günlerinden birinde, bütün semt halkı o bahçede geceledi. Kızlanm da beni çağırdı ve ağaçlar altına serdiğimiz battaniyeler üzerinde, yıl- dızlar altında doğanın koynunda bir gece geçirdik. Deprem, kentte açık alanlann önemini ve gereksi- nimini, bir başka açıdan birden günışığına çıkarmış- tı. Şimdi, çevresı giderek gökdelenlerie kaplanan bu yeşil özgür vahayı hükümet satarak yok etme karan aldı. 23 Ağustos'ta ihaleye çıkaracaklarmış.. Orası yok edilecek ve gökdelenler yükseltilecek. Neden? • • • Birkaç km. uzaklıkta, Bağdat Caddesi üzerinde İs- tanbul Tanm ll Müdürlüğü'ne ait bir yeşil alan da kıyı- ma uğratılacak. Tapusuna göre, "tanmsalamaçlı kul- lanılmak üzere" vakfedilmiş bir arazidir orası. Vakfeden de Kanuni Suftan Süieyman'ın kızı Mih- rimah Suttan'dır. Ziraat Odalanna göre, vakfiyenin ama- cı, ipekçiliği teşvik için dut fıdanı, bağcılığı teşvik için bağ çubuğu yetiştirmektir. Şimdi ise, gıda işletmeie- rinin denetimi vb. hizmetleri yürütülüyor orada. Üzerinde 370 adet ağaç olan arazi de 23 Ağustos 2004 tarihinde, "Kat Karşılığı Arsa lhalesi"ne çıkan- lıyor. Bu araziyi bütün iktidariar yok etmek için ça- lışmış. • Demokrat Parti Hükümeti Tanm Bakanı Nedim Ökmen; Atlı Spor Kulübü ve Manej; • AdaJet Partisi Ulaştırma Bakanı Nahit Menteşe, orada Devlet Demiryolları sosyal tesisi; • İstanbul valilerinden Orhan Ergu zamanında ma- liye meslek Jisesı yapmak istemişler; • Turgut Özal, Kadıköy Belediyesı'ne (Başkan Os- man Hızlan) devretmek istedi.. Ziraat Odalan Başkanı Gökhan Günaydın a göre, "arazinin tapusundakişeıtı, tanm dışı amaçlı tüm bu niyetlere engel oldu." Ancak, yeşili ve açıklık alanı görünce boğa gibi sal- dıran siyasi rantçılar, önce 2762 sayılı Vakıflar Kanu- nu'ndadeğişiklikieryaptı, arkasından Milli Emlak Mü- dürlüğü bir iç genelge ile mülkiyeti Hazıne'ye ait va- krf şerhi olan 1941 yılından önceki tapulann şerhini kal- dırdı. Bu siyasi tasarruf, hukukla ne kadar bağdaşır tartışmalıdır. Ama Mihrimah Sultan'ın ruhunun bu satışa isyan ettiğini duyumsamamak için, dinci tüccartakımından olmak gerekmektedir herhalde. Halbuki mezanna gi- dip dinleseler, içlerinde, belki bir nebze gerçek Allar% korkusu be/irebilir! ••• Nedir bu yeşil alan, açık alan düşmanlığı? Bu, sa- dece kırsal küttüriülükle açıklanabilir bir olgu değil. Kapitalizmin, tüccar anlayışın bizim gibi ülkelerde yagmacı ve vahşi karakteri, kjrsal kültürte birieşince, kentler, her şeyi para ve rant olarak gören kırmızı bo- ğalann sürekli saldınsı altında kalıyor. Hükümet, birkaç milyon dolar için, insanlığın bu açık, yeşil ve nefes alma alanlanna sâidınyı derhal dur- durmalıdır. Hükümet, kamusal yaşam alanlannı var etmek, ya- şatmak, genişletmek için vardır. Onları yok etmek için değil. Kadıköy (beledryesi ve halkı) bu iki açık alan için sonuna kadar savaşmalıdır! Gerekiyorsa, parasını ödeyerek, siyasi rantçılara da rüşvetini vererek! Bu iki alan, Kadıköy'ün özgürlükleridir. obursali(« cumhuriyet.com.tr OÖTEŞİl, ELMA PRAG u/trau TAKSİT. nmtAHI ' 27-3» AĞUSTOS h/H/h «Hfcr ••"••""""•E BUDAPEŞTE • ViYAKA • PRAG _ 4 7 9 jti*:ox:oıınM VAKŞOVA - KRAKOV -M AfiUSTOS-3 EYLUL H/4*0t*Hm »THY '•'•""•';;..;'"1 ;::-S^u,1 ^nTattım 0212 2 5 3 8787(pbx): ,Xr;-.;-,.: • lakırkif. CW M 10 • Htnıtaşı: 411 15 72 • Ataşebin 454 52 01 • «nkıra: itt 09 03 • Inkara: 440 15 51 • llırsa: 223 15 5i • Sansun: 433 17 70 • Lefkıse: 227 t2 08 KOOP-C'den Duyuru Kooperatjfımi2İD düzenJemiş olduğu Tavla \e Satranç Turnuva^ı bu bafta ve bunu izlej'en her hafta Pazargünlen saat; 14 OO'te yapılmaya devm edecektir. Çanta'dakj' KırKahvemızde yapılan turnuva, katılmak ısteyen herkese açıktır. Önemli ıM: tsteynler rolıybolya iıi kskabotmtçltn 4ı ytpıiiliHer. KOOP-C Yönttim Kurnlu Özei otosuyla gidemeyecekler için pazar günü saat: 11.00'de AK\f önûnden araba kaldınlacaktir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle