Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22AĞUSTOS2004PAZ
İNCELEME
Yüzde 65'i yasadışı kentleşen İstanbul'da AKP'nin oylan da yüzde 85'lere tırmandı
Kaçakkentinoylanyla..
Erdogan'ın
İstanbul'u
= OKTAY EKİNCt
~ l •• II •• •• II II II II II •• II II II II II ttı
I
stanbul'daki son sel felaketini yaratan
plansız ve kaçak kentleşme için basın-
da "Erdoğan dönemini" de sorguJayan
yazılara karşı "Başbakanhk" tarafindan yapı-
lan açıklamada "aynen" şu ifadeler var:
"Sayın Recep Tayyip Erdogan'ın Büyükşe-
hir BeİediyeBaşkanhğı dönemindedereiçi, su
havzası ve yeşit aianda kaçak yapdaşmaya ke-
sinlikleizin verilmemiştir." (18 Ağastos 2004)
Bu savın doğruluk düzeyi, ] 994 ve 1999 yıi-
lanna ait hava fotoğraflanndan da kolayca an-
laşılabilir. Ancak aynı açıklamadayine "açık-
lanmayan" çok önemli bir gerçek var ki o da
asıl sorunun bu bölgelerde ve özellikle "su bav-
zalan"ndaki sözde "yasal" yapılaşmayla ya-
ratılmış olması...
Çünkü, aslında yılJardırsüregelen "imarta-
lanı" konusunda Erdoğan döneminin en önem-
li farkı, ışte bu gibi "korunmasT gerekli alan-
larda "hukukdışıyönetmeükJerle",
u
bilim (b-
şı imar pianlanyia" ve hatta kımı "vakniara
bağışlaria" sağlanan 'izmK" yapılaşmalann
gerçekleşmesiydi...
DöRT KAT YERİNE 12 KAT
Bunlar arasında, örneğin Elman su havza-
sındakı Kavacık bölgesini *iş merkezme" dö-
nüştüren dev ofıs binalannın tümü "betediye-
nin bilgisiveiaıidahilinde" plandaki 4 kat ye-
rine 12 katyükseldıler. Bunun için ödenen ba-
ğışlann "şeriatafinanskaynagı'
7
oluşturması
ise ayru yapılan törenJe hizmete açan Mesut
Yıbnaz gibi "Kberal* siyasetçileri de asla il-
gilendırmedi...
Oysa, izleyen dönemlerdeki hem yerel hem
de genel seçimlerde Erdoğan'a ve partisine en
fazla oy verilen semtler de işte bu "hukuk dı-
şı imar''la rant yaratılan yerlerdi.
Büyükşehirgenelinde kaçak yapılaşma ora-
nı, nâzım plan araştırmalanna göre yüzde 60-
65 arasındayken Erdoğan ve partisinin yüzde
80-90 oranlarda oy rekoru kırdıklan yerleşim-
lerin •'yüzde 95'i kaçak" bölgeler olması rast-
lantı sayılabilir miydi?
Nitekim, Cumhurbaşkanı Sezer, ormanlan
işgalcilere pazarlamayı hedefleyen yasayı ve-
to edince, AKP'nin oy depolanndan Çavuş-
başı'nın ginşine ve her yerine asılan pankart-
larda ıktıdar aikışlanmış, Çankaya ise açıkça
kınanmıştı...
Şimdi, son yağmurlann "fdakete" dönüş-
tüğü Bağcılar, Gaziosmanpaşa, Eyüp, EsenJer
gibi yerleşmelerin de aynı zamanda yine
AKP'nin "kalderi" olmalan, Istanbul'daki
plansız ve bilim dışı imar rantçılığı düzeni ile
"dinci syaset" arasındaki çıkar bağlannı ka-
nıtlamıyor mu? Zaten, su havzaJanndaki "ya-
sal amahukukdışıimarırvgulamalan" da ay-
nı ilişkilerin kent yönetimine yansımasından
başka bir şey değildi...
«
İSKİNİN RANT YÖNETMELİCI'
1994 'teki yerel seçimlerin ardından Erdo-
ğan yöneriminin önceki yıllara yönelik ilk ra-
dikal turumlanndan biri, Nurettin Sözen'in
son zamanlarmda onayladığı; " 1/50Wnölçek-
B Metropoüten Plan"ın iptal edılmesi oldu.
"Bu planda rant çevrelerinin çjkarian var,biz
yeniden yapacağız_." gibi söylemlerle başla-
tılan yeni çalışmalardaki en önemli "yenflik"
isetiım"su havzalarmın imaraaçıbnası" ydı...
Bu uygulama, duyarlı kesimlerin tepkıleri-
ni de almamak için "planda gösterihneden"
yapıldı. Planın onaylandığı 1995 yılının güz
dönemi (ekim) belediye meclisi toplantısında,
sözde "imarsz alan" gösterilen havzalarda
"İSKİyönetmeliğryfc" imardüzeninin sağlan-
ması karara bağlandı. Bunun ardındaid "niyet-
ler" ise hemen izleyen günlerde ortaya çıktı.
Aynı bölgelerde, daha önce belli mesafeler-
de "yapdaşma yasağT getiren ÎSKİ yönetme-
liği, planın ardından değiştirilmjş ve havzala-
nn 1000 m'lik koruma kuşağı da yeni yönet-
meliğe göre imara açılmıştı...
TRÎLYONLUK RANTLAR
Koruma kuşakJannda İSKÎ mevzuatıyla
sağlanan bu "izm" üzerine hızla yaygınJa-
şan yapılaşmalar. "arsa ve arazi spekülas-
yonundan elde edilen rriKonluk rantJann
dinci-sryasal güçlenmeyeaktanbnasuun" da
kaynağı oldular.
Örneğin, kamuoyunda "REFAHYOL'unka-
sasT olarak tanınan Mercûmek'in Sazlıdere
Baraj havzasında bulunan 6 milyon m2*lık
arazisindekı imar hakkıru yaklaşık 8 kat art-
tıran 14.03.1997 tarihli imarplanı değişiklik-
leri de işte bu yeni ISKİ yönetmeliğine dayan-
dıniarak yapılmıştı.
MimarlarOdası"run açtığı davalar sonucun-
da idare mahkemesinin. bu yönermelik deği-
şiklığıni iptal etmesinin hemen ardından, ay-
nı imar hükümlerinin sadece "ifade değisikli-
ğjyle" yeniden yürürlüğe sokulması; bunlara
da açılan davalarda yine yargının her iptal ka-
rannın ardından aynı yöntemle hukukun "uy-
'ERBAKAN'EV BELEDİYE BAŞKANI' Tayyip Erdoğan, Refah Partisi'nde başladıgı shasetini, Erbakan'ın belediye başkanı' oJarak
sürdürdü. tmarpoütikalannda da tarikatçı ve şeriatçı çevTelerin arsa ve arazi ranü>ia beslenmeierine ortam hazıriadL (CUMHURİYET ARŞÎVÎ)
İdeolojik
belediyecilik
B
eldr Coşkun'un 18.08.2004 günü Hürri-
yet'teki köşesinde, "selden kurtanlan va-
tandaş sayısı" ile övünmek yerine, "sele
olanak sağtammacakbir kentkşmevi" sağlamak ge-
rektiğını arumsatması üzenne Başbakanlık'tan ya-
pıian açıklamadaki en çarpıcı söylemlerden biri de
şöyle: "Bu isnatiann hiçbir kaynağı yoktur. Temel
gazeteciük kuraJlanndan vııksun, araşörnıa zahme-
tine katlanmaksızın masa basuıda üretibniş, saJtide-
olojik tavır oJsun diye kaleme aiııuntş yakısıksız is-
natiar.J'
Oysa îstanbui, Cumhuriyet tarihindeki belkı de en
"ideolojik yönetimi" de yine 1994-1999 yıllan ara-
sında yaşadı.
Yerel seçimlerin hemen ardından Beyoğhı'ndaki
meyhane camekânlanna "karaperdeler'' astınlma-
sı, içkili lokantalar için sokaklara masa koymalan-
nin yasaJdanması, kentin su sorunu için siyasilerin
de katılımıyla "yağmurdualanna" çıkılması gibi uy-
gulamalar, dönemin "ideoljik göstergeleri" değil
miydi? Bunlar arasında en yaygın olanı ise kentin
yine tarihsel sokak ve cadde adlarının "ünlü tarikat
Bderlerine'
1
ait adlarla değiştirilmesi oldu.
Örneğin, Fatih'teki Bizans anıtı Kıztaşı 'nın da bu-
lunduğu ve 500 yıllık Sangüzel Caddesi'nin adını,
Sakt-i Nursi'den sonra dinci önderliği devralan ün-
lü Nakşibendi şeyhi "MehmetZahid Koflcu'' yaptı-
lar... Bu tara karşı dönemin Fatih Belediye Başka-
nı Sadettin Tantan'ın açtığı davada ise mahkeme
böylesi adlann "kevfi" ve "sjyaa" amaçla değişti-
rilemeyeceğine 27.02 1997'de karar vererek, doru-
ğa tırmanan bir "ideolojik bdediyecüik'1
örneğini de
engellemişoldu...
Dahası, "mevtitii açıfaştörenibfle yapılan" bu ta-
rikatçı isimdeğişikliğinin Büyüksehir Belediye Mec-
lisi'nde, "10 Kasnn 1995" tarihinde kabul'edilmiş
olması da İstanbul 'u yönetenlerin aynı günkü "Ata-
rürfc'ü anmak"tan ne anladıklannı karutlıyordu...
SIT ALANTNfDA TESIS AÇILIŞI Erdoğan döneminin yasadışı hizmetleri arasuı-
da Çamnca'daki tesisler kaçak yapüaşmanın örnek uygulamasıydı. Sit alanmdaki bu açı-
bşlar medya tarafindan sorgulanmadı bile».
Aslında yıllardır süregelen "imar talanı" konusunda Re-
cep Tayyip Erdoğan dönemini önceki dönemlerden
ayıran en önemli fark, su havzaları gibi "korunması" gerekli
alanlarda "hukuk dışı yönetmeliklerle" ve "bilim dışı imar
planlarıyla" sağlanan "izinli" yapılaşmalann gerçekleşme-
siydi... Aynı yağma alanlan, yerel ve genel seçimlerde de
AKP'nin oy patlaması yaptığı semtleri oluşturdular...
Sonuç
İŞBİRLİĞİ PROTOKOLÜ RAFA KALKT1 Erdoğan sadece metro konusunda Sö-
zen'e teşekkür ederken kendinden önceki dönemde beiediye ile meslek odalan arasuda imzala-
nan işbirüği protokolünü iptal etti. Yine Sözen'in onayladığı nâzım planını da rafa kaldınn.
gulanamaz" hale getirilmesi, su havzalarında
imarve yapılaşma için ne denli "karartı" olun-
duğunun da göstergesiydi...
' D E N E T İ M S İ Z ' DEMOKRASI
İstanbul'da Erdoğan dönemine ait imar an-
layışının önceki dönemden önemli bir farkı da
yapılaşma üzennde "mesleki vebflimsddene-
timin" hemen dışlanmasıydı...
Oysa, mazbatasıru aldıİctan sonraki 15 Ni-
san 1994"te yaptığı ilk belediye meclisi konuş-
masında demişti ki: •'Bizim yönetimimiz sü-
resince halkın seçtiklerini denedemesi için ge-
rekti şartlar haarlanacaknr_"
Ne v ar ki yine Erdogan'ın daha ilk haftalar-
da tek taraflı olarak iptal ertiği uygulama ise
mimar ve mühendis odalannm inşaat projele-
n üzerindekı "teknik denetim" haklarını içe-
renprotokol oldu...
Meslek kuruluşlannın belediyelerce onay-
lanan inşaat projelerini "önceden incelemesi-
ni" sağlayan işbirliği protokolünü; "Betedij'e
kendB denetimini kendiyapar" diyerek hemen
nisanda geçersiz kılan Erdoğan, 1996'daki ay-
nı meslek odalan seçimlerinde de kendi siya-
si yandaşlannın kazanmalan için aktif olarak
devreyegirdi.
Erdoğan'uı, "halkdenetiminden" anladığı
uygulamanın ne olduğu da yine 1994 seçim-
lerinden sonra oluşan Büyüksehir Belediye
Meclisi'ndeki "mecfis başkanveldfi" gerilimi
oldu...
Meclisin 15.04.1994'teki açılış oturumun-
da, RP dışındaki partilerin ifhfakıyla ANAP'lı
KemalOzkan başkanvekilliğine seçilince, Er-
doğan sonucu ilan etmedi ve kurallara aykın
olarak oturumu kapatıp toplantıyı 19.04.1994
tarihine erteledi. Ertesi günlerde ise aslında ya-
sal yetkisi olmadığı halde; "Uyumlu çahşama-
yız" gerekçesiyle Özkan'ı "veto" ediyordu...
B I T T İ
İ
stanbul'da, 1999 depreminin tam da 5. yılın-
da gerçekleşen sel baskuılan üzerine basında-
ki Erdoğan dönemini de eleşriren yazılara kar-
şı Başbakanlık'ın yaptığı 18.08.2004 tarihli açıkla-
ma, gerçekleri açıklamaktan uzak bir "polemik" bel-
gesi gibi... Hele kaçak yapılaşma konusunda Erdo-
ğan"ın geçenlerdeki "Bunlan yıkm" dediği konuş-
masını "kanrt" göstermek ise ne büyük talihsıziik!..
Çünkü hukuk devletinde işler "sözlü ta/imada" de-
ğil, "yanh uvanlarla" ve buna dayanak tutulabile-
cek *>asalarla" yürür. Kamu düzeni, kentsel kural-
lar ve imarla ilgili her fürlü görev ile sorumluluğun
yerine gelebilmesindeki tek koşul da "Başbakan
nutku" değil, buna yönelik
tf
>asalzorunhılukiar"ve
"yasal yapnnmlar"dır...
Imarsızlığa göz yumanlara böylesine "lazan"(!)
bir Başbakan'ın yapması gereken öncelikle "yasal
önJemkri güçlendirmek" olmalıydı. O müthiş nut-
kundaki talimatını verirken, kendi partisinden bile
olsa bir belediye başkanı;"Yıkmıyorunı, ne ceza ve-
recekan?" dediğinde yanıt "soskunluk" olduğu sü-
rece, bu gibi bağırmalann arrık asla inandıncı ola-
mayacağını umanm Başbakanlık'taki şu açıklama ya-
zarlan da gün gelir kavrarlar.
Bu kısa derlemede ise baştan sona polemik yeri-
ne tümü belgelere dayalı baa gerçekler özetlendi.
Eğer aktardıklanmız hâlâ bir "cevap hakkı" yara-
tıyorsa, bence bunu Erdoğan ya da Başbakanlık de-
ğil, İstanbul'u yönettiği yıllarda onu göklere çıkar-
tan medya yöneticilerinin yapması gerekiyor.
Çünkü bugün eleştirdikleri "kentsel çöküntüyü"
daha da hızlandıran uygulamalann en etkili olanla-
n, 1994-1999'da öve öve bitiremedikleri ve siyaset-
te de bundan sonuna kadar yararlanan şimdiki Baş-
bakan'ın "ünzalannı" taşıyor...
PAZAR
ORHAN BURSAU
Açık Alan Düşmanlığı vı
Mihrimah Suttan
Kadıköy bölgesi, İstanbul içinde istisna ve müs
tesna bir semttir. Evler bitişik nizam değildir (çoğun
lukla!). Çevrelerinde nefes alanlan, bahçeleri, ağaç
lan vardır ve kendi ayaklan üzerinde özgür bireyler gi
bi dururtar.
Kadıköy'ün bu özelliği, bir zamanlar Istanbul'uı
sayfiye yeri olmasından kaynaklanır. Bahçeler ve ge
niş araziler içindeki köşklerde yaşamdan geride, bir
kaç tutam yeşillikli ve açıklıklı apartmanlar kaldı...
"Yok edici" ve "yeşil düşmanı" insan, Kadıköy'ür
doğasında da bir salgın hastalık gibi yayıldı.
Barıçelerde tesadüfen baltadan kurtulmuş tek tük
asırlık ağaçlar, bilenlere geçmışten hüzünlü bir mer-
haba sarkrtıyor...
• • •
Kadıköy'de iki üç geniş alan kaldı. Ben, bunlardan
birtyte, Göztepe Meteoroloji Istasyonu'nun sundu-
ğu açıklık duygusu ile beslendim. Hemen hemen tam
karşıdan görüyordum araziyi. Onunla göz göze, yü-
rekyüreğeyaşadım. "Boşluğun", "açıklığın"ruhuöz-
gürleştiren anlamını sanki ondan öğrendim!
Tren yolu, bu alanı ikiye boler. Yukanda kalan böl-
ge, Özgürlük Parkı olarak biliniyor. Burası, vaktiyle,
Tanm Bakanlığı'na ait "Numune Bağ" idi. 1970'ler-
de bile, şimdiki parkta artık virane olmuş bağ kütük-
teri göru/ürmüş. Anlaşılan, şarapçılık vb. için kaliteli üzüm
araştıımaları yapıldı orada.
Tren yolunun deniz tarafında kalan bölüm de, me-
teorolojik amaçlaria kullanıldı. "Göztepe Meteoro-
loji Istasyonu" adı radyolann hava raporiarında du-
yulurdu. ıstasyon binası henüz çalışanlanyla birlikte
orada1
Kocaeli depreminden sonra, herkesin sokakta ge-
celediği o ağustos günlerinden birinde, bütün semt
halkı o bahçede geceledi. Kızlanm da beni çağırdı ve
ağaçlar altına serdiğimiz battaniyeler üzerinde, yıl-
dızlar altında doğanın koynunda bir gece geçirdik.
Deprem, kentte açık alanlann önemini ve gereksi-
nimini, bir başka açıdan birden günışığına çıkarmış-
tı.
Şimdi, çevresı giderek gökdelenlerie kaplanan bu
yeşil özgür vahayı hükümet satarak yok etme karan
aldı. 23 Ağustos'ta ihaleye çıkaracaklarmış.. Orası
yok edilecek ve gökdelenler yükseltilecek.
Neden?
• • •
Birkaç km. uzaklıkta, Bağdat Caddesi üzerinde İs-
tanbul Tanm ll Müdürlüğü'ne ait bir yeşil alan da kıyı-
ma uğratılacak. Tapusuna göre, "tanmsalamaçlı kul-
lanılmak üzere" vakfedilmiş bir arazidir orası.
Vakfeden de Kanuni Suftan Süieyman'ın kızı Mih-
rimah Suttan'dır. Ziraat Odalanna göre, vakfiyenin ama-
cı, ipekçiliği teşvik için dut fıdanı, bağcılığı teşvik için
bağ çubuğu yetiştirmektir. Şimdi ise, gıda işletmeie-
rinin denetimi vb. hizmetleri yürütülüyor orada.
Üzerinde 370 adet ağaç olan arazi de 23 Ağustos
2004 tarihinde, "Kat Karşılığı Arsa lhalesi"ne çıkan-
lıyor.
Bu araziyi bütün iktidariar yok etmek için ça-
lışmış.
• Demokrat Parti Hükümeti Tanm Bakanı Nedim
Ökmen; Atlı Spor Kulübü ve Manej;
• AdaJet Partisi Ulaştırma Bakanı Nahit Menteşe,
orada Devlet Demiryolları sosyal tesisi;
• İstanbul valilerinden Orhan Ergu zamanında ma-
liye meslek Jisesı yapmak istemişler;
• Turgut Özal, Kadıköy Belediyesı'ne (Başkan Os-
man Hızlan) devretmek istedi..
Ziraat Odalan Başkanı Gökhan Günaydın a göre,
"arazinin tapusundakişeıtı, tanm dışı amaçlı tüm bu
niyetlere engel oldu."
Ancak, yeşili ve açıklık alanı görünce boğa gibi sal-
dıran siyasi rantçılar, önce 2762 sayılı Vakıflar Kanu-
nu'ndadeğişiklikieryaptı, arkasından Milli Emlak Mü-
dürlüğü bir iç genelge ile mülkiyeti Hazıne'ye ait va-
krf şerhi olan 1941 yılından önceki tapulann şerhini kal-
dırdı. Bu siyasi tasarruf, hukukla ne kadar bağdaşır
tartışmalıdır.
Ama Mihrimah Sultan'ın ruhunun bu satışa isyan
ettiğini duyumsamamak için, dinci tüccartakımından
olmak gerekmektedir herhalde. Halbuki mezanna gi-
dip dinleseler, içlerinde, belki bir nebze gerçek Allar%
korkusu be/irebilir!
•••
Nedir bu yeşil alan, açık alan düşmanlığı? Bu, sa-
dece kırsal küttüriülükle açıklanabilir bir olgu değil.
Kapitalizmin, tüccar anlayışın bizim gibi ülkelerde
yagmacı ve vahşi karakteri, kjrsal kültürte birieşince,
kentler, her şeyi para ve rant olarak gören kırmızı bo-
ğalann sürekli saldınsı altında kalıyor.
Hükümet, birkaç milyon dolar için, insanlığın bu
açık, yeşil ve nefes alma alanlanna sâidınyı derhal dur-
durmalıdır.
Hükümet, kamusal yaşam alanlannı var etmek, ya-
şatmak, genişletmek için vardır.
Onları yok etmek için değil.
Kadıköy (beledryesi ve halkı) bu iki açık alan için
sonuna kadar savaşmalıdır!
Gerekiyorsa, parasını ödeyerek, siyasi rantçılara
da rüşvetini vererek!
Bu iki alan, Kadıköy'ün özgürlükleridir.
obursali(« cumhuriyet.com.tr
OÖTEŞİl, ELMA
PRAG
u/trau
TAKSİT.
nmtAHI '
27-3» AĞUSTOS
h/H/h «Hfcr ••"••""""•E
BUDAPEŞTE • ViYAKA • PRAG _ 4 7 9 jti*:ox:oıınM
VAKŞOVA - KRAKOV -M AfiUSTOS-3 EYLUL
H/4*0t*Hm
»THY
'•'•""•';;..;'"1
;::-S^u,1
^nTattım
0212 2 5 3 8787(pbx): ,Xr;-.;-,.:
• lakırkif. CW M 10 • Htnıtaşı: 411 15 72 • Ataşebin 454 52 01 • «nkıra: itt 09 03
• Inkara: 440 15 51 • llırsa: 223 15 5i • Sansun: 433 17 70 • Lefkıse: 227 t2 08
KOOP-C'den Duyuru
Kooperatjfımi2İD düzenJemiş olduğu Tavla \e Satranç
Turnuva^ı bu bafta ve bunu izlej'en her hafta
Pazargünlen saat; 14 OO'te yapılmaya devm edecektir.
Çanta'dakj' KırKahvemızde yapılan turnuva,
katılmak ısteyen herkese açıktır.
Önemli ıM: tsteynler rolıybolya iıi kskabotmtçltn 4ı ytpıiiliHer.
KOOP-C Yönttim Kurnlu
Özei otosuyla gidemeyecekler için pazar günü
saat: 11.00'de AK\f önûnden araba kaldınlacaktir.