18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 AĞUSTOS 2004 PAZAR HABERLER •• •• DUNY4DA BUGUN | 12 Eylül darbesini ve darbecileri kınamak için yapılacak etkiliğe kaymakamlık ve MHP karşı çıkıyor ALİ SİRMEN Ayşe Arman Hamile Sevgili, Aziz dostum Prof. Dr. Gencay Şaylan, ortak 12 Eylül serüvenimizden sonra bir ara gazetecilik de yaptığından, olaylara gazeteci merakı ve bilim ada- mı soğukkanlılığı ile yaklaşır hep. Bu tavn, Baba Bush zamanında ilk Körfez bu- nalımı sırasında, New York'ta neredeyse dayak yememize yol açıyordu. Manhattan'da 3. cadde ile 66. sokağın (yoksa 59 muydu?) kesiştiği köşede, gazeteciler ve rek- lamcılann çok rağbet ettikteri P.J. Clark's bardaTürk- çe konuşmamızı merak edip "Nerelisiniz" diye so- ran Amerikalı'ya "Iraklıyız" yanıtını verince, salo- nun ortasına bir bomba düşmüş gibi olmuştu. Saddam'ı övmeyen tavnmıza rağmen herkes üze- rimize üzerimize geliyor, hatta o ülke için hiç de alı- şılmamış şekilde elle dürterek konuşuyorlardı. Ba- direyi atlattığımızda, çıkıştım: - Ne yaptın Genco, az daha dayak yiyorduk, ne- den yaptın? - Bilmem, dedi, bir an gazetecilik damanm tut- tu, "Bakalım nasıl tepki gösterecekler?" dedim. Ertesi gece, aynı yere giderken yanımıza Türk olduğumuzu belirten pasaportlarımızı daalmıştık. Aynı Gencay, on gün önce, Cihangir'in yeni ve çok rağbette ban "Leyla "da rastladığı Duygu Ase- na'yasoruyordu: - Ayşe Arman'ın bu kadar tutulması, geniş ke- simin kadınlarının özgür, başına buyruk kadın ima- jına olan tutku ve meraklarından mı kaynaklanıyor acaba? Bu kez, gazeteci kimliğini bırakmış, bilim ada- mı şapkasını giymişti. • • • Ayşe Arman o günlerde, kendi köşesinde hami- le olduğunu, hatta "göğüslerinin taş gibi olduğu- nu" (Allah daim etsin) açıklamıştı ve benim çev- remde bu tutum çok yadırganmıştı. Benim çevremde kadın olsun, erkek olsun çok kişi Ayşe Arman'ın bu kadar tutulup okunmasını, gebeleğinin Hürriyet gazetesinin Kelebek ekinde değil, kendisinde sürmanşet olmasını anlayamıyor- lardı. Oysa, bunda şaşacak bir yan yoktu. Peri masal- larının, "mahzun prenses" öykülerinin demokra- tikleşmesiydi durmadan kendini anlatan, köşesi- nin hem yazarı hem de baş konusu olan Ayşe Ar- man. Çocukluğumuzun masallarını anımsa Sevgili! Orada peri padişahlarının kızları, sultanın biricik güzel kızı büyük yiğitler bulurlardı ve o kahraman- lar hep muratlanna ererlerdi. Sonradan Hollyvvood'un hep "happyend" (mut- lu son) ile biten pembe filmleri ve dizilerini eleşti- ren bizler, o buluşun aslında hiç de bir Amerikan icadı olmayıp ninelerimizin nineleri zamanından beri bütün dünyada yaygın olduğunu düşünmez- dik. Masal dünyasında, senin benim gibi sıradan in- sanlarayer yoktu. Hadi ben o âleme Keloğlan kon- tenjanından girebilirdim ama, ya diğer sıradan in- sanlar? Sıradan insanlar, masallann ancak uydurucula- rı, yazarlan, dinleyicileri ya da figüranları olabilir- lerdi, ama kahramanları asla. • • • Insan yaşamının görece demokratikleşmesi, ile- tişimin olanaklarının artması, teknolojinin artık pe- ri padişahı hikâyelerini demode kılmasıyla biriik- te, bu öyküler tarihe karıştılar. Krallar, kraliçeler, prensesler, medyanın da etek- leri zil çalarak aracılık etmesi sonucu, günlük ya- şamımızda peri padişahlannın kızlannın, beyaz at- lı prenslerin yerlerini aldılar. Çocukluğum ve ilkgençlikyıllanmda, Musaddık'ı, mutlu bir masalı bozan adam olarak gören bir sü- rü kadının, kendi yoksulluklan ve yoksunluklarına bakmadan, birtürlütahtabirvârisveremeyen(za- ten o yüzden de boşadı sonunda Şah onu) mah- zun prenses Süreyya için hüzünlendiklerine, hat- ta gözyaşı döktüklerine tanık olmuşumdur. Aynı şekilde "Üzerinde Güneş Batmayan Impa- ratorluk" Büyük Britanya'nın hüzünlü prensesi Margareth'in, savaş kahramanı sevgilisi pilot Pe- ter Tovvsend ile evlenememesi çok hanımı mut- suz etmişti. Prenses Diana'nın öyküsü çok mu farklı ki? Ne var ki, zaman durmuyor, gelişme devam edi- yordu. Beş yıldızlı lüks oteller, bir zamanlar yalnız krallara has olan lüksü yayıyor, kitle turizmi bun- lardan geniş kesimleri yarartandıran bir araç olu- yordu. Orta sınıf, hatta daha aşağısından bir Alman, dedesinin ya da ninesinin ancak masallarda du- yacağı biryaşamı, tatil süresiyle sınırlı bile olsa, ken- di somut olarak yaşayabiliyordu. Madem ki, emperyal yaşamlar demokratikleşip geçici de olsa herkese nasip olur bir hale gelmiş- ti, o zaman o daha demokratik yaşama da, daha halktan kahramanlargerekecekti. Artık varoş kızlan bile, bel açık pantolonlar ile kü- reselleşmenin biteviyeleşen insanı içindeki yerini alırken Ayşe Arman kızımız da, medyanın yardımıy- la, kendine çağdaş popüler masallar içinde bir yer ediniyordu. Bu fenomende pek de şaşılacak bir yön yoktu. Bu gelişmeyi eleştirmek de ona şaşırmak kadar anlamsız, anlamaya çalışmak galiba en doğrusu. Biraz bekleyelim, inşallah görürüz biz de, bu çağdaş masalın yeni kahramanı kız mı olacak, er- kek mi?.. YAKAMOZ OTEL KÜÇÜKKUYU - ASSOS Tüm odalarda klima, duş, WC, *-**• Restorant *-"*• Bar cafe i—"• Ö z e l plaj îki kişilik odada kişi başı YP 35.000.000.-TL Üçüncü kişiye %25 indirim 0-6 yaş çocuk ücretsiz, 7-12 yaş %50 indirim Tel: 0286 752 68 99-752 68 94 Küçükkuyu Netekim Festivali gerdi• 78'liler Vakfı ile Kültürler Birbirine Bakıyor Oluşumu'nun ortaklaşa düzenlediği 'Netekim Festivali', Marmaris'te tartışma yarattı. CHP'nin desteklediği etkinlik, MHP ve festivali ideolojik' bulduğunu belirten Kaymakam Özdemir tarafından tepkiyle karşılandı. MEHMET EMtN BERBER MARMARİS - "Netekim Festivaü", Marmans'i kanştırdı. 12 Eylül askeri darbesini ve darbecileri kınamak ama- cıyla gerçekleştirilecek festivale MHP'li- lerkarşı çıkarken CHP'liler etkinliği sa- hipleniyor. Marmaris Kaymakamı Ce- makttin Ozdemir ise festivalin ideolo- jik amaçlar taşıdığını öne sürerek kar- şı oldugunu bildırdi. 78'liler Vakü ile Kültürler Birbirine Bakıyor Oluşumu'nun ortaklaşa dü- zenlediği "Netekim Festivali", Marma- ris'teki havayı gerdi. CHP Marmaris îlçe Örgütü festivale destek verirken Marmaris Belediyesi tarafından yapı- lan açıklamada da, "Marmaris Beledi- yesi hukuk ve çağdaş normlar neyi ge- rektiriyorsaoyönde karar abr. Hayırdi- >ecegimiz nokta,ulusal menfaatlanmız ve laik demokratik cumhuriyete yöne- lebilecektehditlerdir" görüşüne yer ver- di. Marmaris CHP Ilçe Başkanı Meh- met Hasbioğtu, parti ilce örgütü olarak festivale destek vereceklerini kayde- derken MHP Marmaris Ilçe Başkanı ÇetikKınay ise festivalin gerçekleşme- mesi için çalışacaklannı belirttı. Mar- maris Kaymakamı Özdemir, 12 Eylül hareketinin Marmaris'te yapılmadığı- na dikkat çekerek etkinliğin ideolojik amaçlar taşıdığını söyledi. Beldenin sevgi ve huzur kenti olduğuna değinen Özdemir, "Böyle etkûılikkr yapılmak istemnesi bizim için manidardır.Türki- yeCumhuriyeti'ninen yüce makamın- da bulunmuş, konumu itibanyla yıllar- dır Marmaris halkuun sevgisini kazan- rruşdevietbüyüğümüzü hedefalan süb- jektif tavuiar, Marmaris'te zemin ve destek bulamaz. Devlet büyükieriniize yöneiik olarak saldırgan tutum ve dav- ranışlara karşı engei olurve karşı çıka- nz" diye konuştu. Netekim Festivali Hazırlık Komite- si de yayımladıklan basın açıklamasın- da, etkinliğin amacmın çoğulcu de- mokrasi anlayışının ülkemizde yer edinmesine katkıda bulunmak olduğu belirtildi. Açıklamada, beldedeki mül- ki amirlerin ifade özgürlüğüne engel olmaması gerektıği belirtilerek yasal çerçevede yapılacak her türlü banşçı etkinliğin güvenliğinin sağlanması da istendi. Avutlular 'AKP'ye oy verdik ama Alevi olduğumuz için destek alamıyoruz' diyor Satılık köye talip de yok • Ana geçim kaynağı hayvancılık olan köylüler, yem bitkisi desteklemesinden yararlanamadıklan için satın aldıklan hayvanlan besleyemediler. Tanm yaptıklan tarlalan da orman arazisi kapsamına alınınca iyice zor duruma düşen köylüler arazilerini satışa çıkararak kurtulmak istediler fakat bu kez de alıcı bulamadılar. CEMtL CİĞERİM SAMSUN - Yöre halkınm, ta- nm kredilerini geri ödeyemeyin- ce satışa çıkardığı Samsun'un Sa- lıpazan ilçesine bağlı Avut Kö- yü'ne talip çıkmadı. Köyden göç başlarken A\-utlular. "AKP'ye oy verdik ama Alevi olduğumuz için cezalandınldığımız hissine kapü- dık. Avut dışındatüm köylere yar- dım yapıldı" dediler. Salıpazan'na bağlı 36 köyden biri olan Avut'ta 2001 yılında ko- operatifler aracılığıyla 200 adet sı- ğır alınarak "süt sığırcıhğı'' pro- jesi uygulamaya kondu. Ancak I yem bitkisi desteklemesi yapıl- maması nedeniyle hayvanlann bir bölümü öldü, diğerlerinden de beklenen verim ahnamadı. Köylüler de borçlannı ödeyebil- mek için hayvanlanru sath. Büyük bir bölümünün arazilerini de sa- tışa çıkardığını ancak bugüne ka- dar alıcı çıkmadığını belirten Avut AKP'ye verdikleri oylarm karşıhgını alamayan Avutlu köylüler satamadıklan topraklanndan göçüyor. Köyü Tanmsal Kalkınma Koope- ratifi Başkanı AB Tepe şöyle ko- nuştu: "Köyün ana geçim kaynağı hay- vancılıktır. tki yıldır köyümüze yem bitkisi desteği alamıyoruz. Bu sebeple kooperatif ortaklannuz zor durumda kaldı. Geçen yıl ilk- bahar döneminde ekilen süajlık mısırlaruı teşvik müracaaünı yi- ne aynı yıhn haziran ayuida yap- nıamıza rağmen hakedişlerimiz düzenlenmedi Yetküiler yerinde inceleme yaparak ekilen sılajlık mısırian da tespit etmiştir. Buna rağmen ödemelerimiz yapılmadı. Kaldı ki ekili olan arazilerimizin büyük bir kısmı şu an orman ve Hazine arazisi ilan edildi." Kriz nedeniyle 45 yıllık köyde göç başladığına dikkat çeken Te- pe, "2 bin 300olan köy nüfiısu,göç nedenhie 1500'edüştü. Fmdıkdö- neminin geçmeshiebirüktebu göç mzla devam edecek" dedi. 3 Kasım seçimlerinde köyden AKP'ye 570 oy çıktığını anlatan Ali Tepe, "AKP destek çıkar di- ye o\ verdik. oradan da bekledi- ğimizi bulamadık. Avut dışındaki tüm köyler başta Dogrudan Ge- Br Desteği (DGD) olmak üzere yem bitkisidestekkmelerinden de yararlanıyor. Artık, Alevi köyü ol- mamız nedenhle bize karşı bir av- nmcıokyapıkuğı hissine kapılma- ya başladık. Köy yoDanmız peri- şan,köylüvatandaş mağdur" diye konuştu. Eski Bakan Durmus: 'Yolsuduğun sorumlusu AKPiktidarı' • SSK'deki ilaç yolsuzluğunun sorumlusunun AKP'nin atadığı bürokratlar olduğunu savunan Osman Durmuş, "AKP'li bürokratlann yolsuzluklanna ortak aradığını" söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Sağlık Bakanı Osman Durmuş, ilaç yolsuzluğuyla ilgilı olarak hükümeti eleştirerek "Yolsuzluğa adı kanşanlar AKP iktidannm SSK'de göreve getirdiği bürokranardır" dedi. Durmuş dün MHP Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi. TMSF'nin denetimine geçen bazı yayın organlanmn, "AKP'K bürokratiann yolsuzluklanna ortak aradığını ve mazeret ürettiğini'' savunan Durmuş, bakanhk yaptığı döneme ilişkin iddialan gündeme getiren Star gazetesini mahkemeye verdiğini kaydetti. Durmuş, gazetenın haberinde belirtildığı gibi SSK'nin satın aldığı Eritropoetin ilacının kendi döneminde bır firmanın tekelinde olmadığını, iki ayn fırmanın aym amaçla kullanılan ithal iki ürünü bulunduğunu belirterek şunlan söyledi: "Bu ürünü üretmek için bizim dönemimizde müracaat eden firma yoktur. Yine aynı dönemde Günev Amerika'dan bir ürünü ithal ermek isteyen flrmanın ruhsat müracaaü vardır. Ancak biyovararlüık ve biyoeşdeğerlilik çalışmalan yoktu. Ilgili firmadan bunlar istenmiştir. Bu arada bu ilaç soygunu sırasında biıileri kıyaslanabiliriiği olmayan ürününe ruhsat almava çahşmaktadır. Yolsuzluğa adı kanşanlar AKP iktidannm SSK'de görev* getirdiği bürokratiardır, örtbas etmeye çahşanlar da TMSFnin kontrolündeki basın organlanduf DiyarbakırBanş Mitingi'ne hazırlanıyor DEHAP yöneticileri tarafından Dharbakır Koşuyolu Parkı'nda "Banş Çadın" açıldı. DtYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakır'daki sivil toplum örgütlerinin 1 Eylül Dün- ya Banş Günü etkinlikleri hazır- lıklan tamamlandı. 5 Eylül'de dü- zenlenecek "BanşMitingi''ne bin- lerce kişinin katılması hedefleni- yor. Diyarbakır'da örgütlü siyasi par- tiler, sendikalar ve meslek odala- nyla bazı derneklerin öncülüğün- de gerçekleştirilecek 1 Eylül Dün- ya Banş Günü etkinlikleri, İHD DiyarbaİarŞubesi'nde düzenlenen basın toplantısıylaaçıklandı. DE- HAP II Yöneticisi Mazhım Ön- cel etkinliklerin bu akşam Kürt Dili ve Lehçeleri Öğretim Kur- su'nun açılış töreniyle başlayaca- ğını söyledi. Öncel, 5 Eylül'e ka- dar devam edecek olan etkinlik- ler kapsamında Bağlar Körhat Parkı, Kayapınar Huzurevleri, Sur Belediyesi karşısı, Sanat Sokağı, Bağlar MTA Parkı ve Büyükşe- hir Belediyesi Tiyatro Salonu'nda birer gün aralıklarla müzik dinle- tisi ve sinevizyon gösterimi ola- cağını. basın açıklamalan ve pa- neller düzenleneceğini anlattı. 5 EyMl'de 'Banşa Bir Ses' 5 Eylül günü de binlerce kişi- nin katılımıyla "Demokratik Tür- kiye İçin Banşa Bir Ses" mıtingi- nin gerçekleştirileceğini belirten Öncel. "Mitingde çok sevilen bir sanatçı da konserverecek, Konser için Ciwan Haco, Sezen Aksu ve Yıldız Tilbe ile görüşmeler sürü- yor.Henüzkimin kaülacağıkesin- leşmedi'' dedi. Öte yandan dün DEHAP tara- fından Koşuyolu Parkı'nda "Ba- nş Çadın" açıldı. DEHAP Parti Meclisi üyesi Muammer Değer, "Bizler banşa inanan insanlar olarak savaşa karşı banş hamle- si yapmak zorundayız. Biz banş vanlılannın üzerine çok önemli görev düşüyor. Savaşa karşı de- mokratik yöntemleıie mücadele edecegE" diye konuştu. Değer'in konuşmasının ardından çadınn açılışına katılan yaklaşık 100 ki- şi " Banşa bir ses, çifttaraflı ateş- kes" sloaanlan attı. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Islamcı hareketin geçmişindeyo- ğun bir Yahudi düşmanlığı vardı. Geçmişte Islamcı gazetelerin önem- li bir kısmında bu "ilkel" düşmanlık- tan kaynaklanan haberleryer alırdı. Islamcı hareketin böyle davranma- sının nedenlehni ayrıca tartışabili- riz. Islamcı hareket yalnızca Yahu- diliği değil, Hıristiyanlığı, komüniz- mi, sosyalizmi de düşman olarak görürdü. Yıllar önce, uluslararası bir bilim- sel toplantıda "Almanya'da Müslü- manlık, Türkiye'de Hıristiyanlık" üze- rine konuşuluyordu. O zaman Re- fah Partisi milletvekili olan Abdullah Gül de toplantının katılımcılanndan- dı. IshakAlaton, "hoşgörü" sözcü- ğünün çokça edildiği bu toplantıda aralarında Abdullah Gül'ün de bu- lunduğu Refah Partililere, bazı ga- zetelerin kupürlerini gösterdi. Bu ku- pürler, islamcı gazetelere aitti ve yo- ğun bir Yahudi düşmanlığını içeriyor- du. Alaton, Gül'e ve o toplantıda bulunan diğer RP milletvekillerine şöyle seslenmişti: "Eğer hoşgörü Yahudi Düşmanlığı ve İslamcılık diyorsanız, önce bu yayınlan gö- rün. Bunlarsizin çevreniz. Buyayın- lar sürdüğü müddetçe nasıl hoş- görüden söz edebilirsiniz ki!" Aradan yıllar geçti. Islamcı akım- ların önemli bir kısmı bu eski bağ- nazlıkları terk etmeye başladılar. Ar- tık bu türden ilkel yayınlar fazla gö- ze çarpmaz oldu. Yer yer Yahudi düşmanlığına ilişkin ilkel tepkilersür- se de bu konuda ciddi bir değişim yaşandığını kabul etmeliyiz. • • • Tatilden döndüğümde Türkiye Ya- hudi Hahambaşılığı'nın birmektubu- nu masamda buldum. Bu mektup Vakit gazetesi yazarlanndan Abdur- rahim Karakoç un 17 Ağustos ta- rihli makalesine ilişkindi. Geçmiş ye- niden mi hortlamıştı? Karakoç, Hit- ler'in Yahudilere yöneiik soykırım uygulamalarını savunuyordu. Yazdıklannın tamamını buraya ak- tarmak isterdim, ancak yer sorunu nedeniyle mümkün değil. Bazı cüm- leleri aktaracağım: "Ikinci Cihan Har- bi sırasında Almanya'da kurulan 'te- merküz kampları'n/n aynısı şimdi Israil'de kurulmuştur. Dünya kamu- oyuna 'ırkçı, sadist, canavar' olarak takdim edilen Adolf Hitler'in basi- retine hayran olmamakelde değil... Hitler bugünleri görmüş ta o za- man. Dünyanın başına bela kesile- ceklerini bildiği içindirki ırkçılığı din gibi algılayan, yeryüzünü kana bu- lamaktan zevkalan hokkabaz Yahu- dileri temizlemiş.... Zulmün hiçbı'r tür- lüsü tasvip edilemez... Ne varkiAl- lah bazı zalimleh bazı zalimlere mu- sallat ediyor cezalandınyor... Me- ğerHitler çok uzağı gören birinsan- mış. Bu dinsizlerin hakkından o za- man, o imansız gelmiş, fakat bizle- re hep Israilmasum ve mazlum ola- rak lanse edilmiştir." Irkçılığın, farklı olana düşmanlığın gelip dayanacağı yerdir Hitler'e öv- güler düzmek. Bir ırkın, bir inancın mensuplarının yok edilmesini des- teklemek hangi mantığın ürünüdür? Bunun adı faşistliktir. Insanlık faşiz- min yaptıklarından çok acı çekti. Hitler bir ırkı toptan düşman görü- yordu. Bugün de Hıristiyan ve Ya- hudi fanatikleri arasında Müslüman- lan toptan düşman görenler var. Bir- birine benzeyen kafalar dünyanın heryerinde aynı ilkel anlayışa sahip- ler. Sharon ya da Bush'un yaptık- larına, Filistin halkına ve dünyaya çektirdikleri acılara karşı tepki gös- termek ve Israil yönetiminin zulmü- nü lanetlemek başka şeydir, ırkçılık başka şey. Türkiye'de bu tür görüş- lerin gazete sayfaJannda yer bulma- sı tehiikelidir, korkutucudur. Bu tür saldırgan tutumlar mahkûm edilme- dikçe daha başımıza çok belalar ge- lebilir. Istanbul'da onlarca insanın ölümüne neden olan El-Kaide bom- bacılan da bu görüşlere sahip değil mi? Zaten Karakoç yazısında Usa- me Bin Ladin'i de savunuyor. Bakın ne diyor: "Uzağı gören ikin- ciadam ise Usame Bin Ladin'dir... Eğer doğruysa, tek başına ya da üç-beş arkadaşıyla dünyanın süpe güçlerine karşı kıyama durmuş... Zulüm odaklannın sığınaklanna kor ku salmış... Dün Hitler diyerek vur- dunuz, bugün Usame Bin Ladin di- yerek vurun..." Gönül isterdi ki, bu ırkçı, saldırgan ve kışkırtıcı yazıya Türkiye Yahudi- leri Hahambaşılıgı'ndan önce Islam- cı kesimden tepki gelmeliydi. Ha- hambaşılık mektubunda şu nokta- ya haklı olarak dikkat çekiyor "Unu- tulmamalıdır ki Yahudi düşmanlı- ğıyla başlayan ırkçılık ve yaban~^ düşmanlığı, ilk önce sadece Yahw dileri hedef alıyor gibi görünse de farklı olan herkese düşman olmaya dönüşerek genel bir yabancı düş- manlığına dönüşür ve bundan tüm insanlık zarar görür." En korkutucusu, bunun tepkisiz kalmasıdır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle