18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 AĞUSTOS 2004 PAZAR 10 PAZAR Y4ZILARI [email protected] 2KONTÖR I 119.000 TL Gülegüle Günter Abi!A •/ Y1 ' önce çıktığımız AB ^ V / yolculuğumuzun en cafcaflı I A. son 5 yılında "AB, flerleme raporu, Kopenhag ölçütleri, müzakere tarihi vh." denince aklımıza ilk gelen ve medyamızın (hiç anlayamadığım bir şekilde) ağzından çıkan her şeyi haber yaptığı Günter Verheugen, genişlemeden sorumlu AB komiserliği görevini bırakıyor. Neredeyse AB rüyalannda bile ak sakallı nur yüzlü ermişler yerine Verheugen görür olmuştu AKP ıktidan. Verheugen 1 Kasım'da göreve başlayacak olan yeni AB Komisyonu'nda endüstriden sorumlu başkan yardımcısı olarak çalışacak. Genişlemeden sorumlu komiserliğe ise Türkiye'nin üyeliğini destekleyen Finli OUi Rehn getirildi. Rehn'e "Hayannuza hoş gekfin" derken (geçen pazar Fıkret Aydemir'in Sabah gazetesindeki yazısında anımsatması üzerine) Verheugen'i daha önce kaleme aldığım Güzin AMa'vari bir "Günter Abi" parodisi denemelerinden biri ile uğurluyorum. Sen ne şirin AB komıserimizdin Günter Abi! Çuüs... Ekranda kocaman "Günter Abi" yazar. (Iç, TV stüdyosu, Gece) (Kıllı, maganda kılıklı bir ağabeyimiz. Elinde tespih vardır. Ara sıra gark diye yere tükürür.) GÜNTER ABİ: lyi akşamlar sevgili seyircilerim. Bu hafta da yine beni e-posta, mektup ve SMS yağmuruna tuttunuz. Aloo. buyur caram ha.. hatta bir telefon varmış. Ismini vermek istemiyor. TC, evet canım seni dinliyorum. TC: Abi ben, orta yaşlı, orta gelirli biriyim. GÜNTER ABt: Eee, ne güzel işte. TC: Kendımden 34 yaş küçük, 1957 doğumlu, aşın güzel ve ekonomik durumu çok iyi olan, sanşın, A\Tupalı binne (AB) âşık oldum. Adını vermıim, kısaca AB diyorlar ona! GÜNTER ABt: Ohaa, ee oho, ya olur tabiı, dünya hali. Peki, sen kaç yaşındasın? Sakın 34 yaşında falan olmayasuın... TC: Yok abi, ben 1923 doğumluyum. GÜNTER ABt: Senin yaş da kemale ermiş baba.. eki, eki... aslında benim sana abi demem gerek ama... TÇ:....!?.. GÜNTER ABt: Neyse. peki ona açıldın mı hiç? TC: Evet abi, ama komşusu olduğum, soğuk savaş döneminde korumalığını yaptığım bu sanşın bana pek yüz vermiyor.. GÜNTER ABİ: Eeeveet, peki evladım, yani ne diyim, başka sevdiği falan olmasın bunun? TC: Ne sevdiği abi. ne biri ne ikisi, önüne gelenle düşüp kalkıyo, ama bana gelince yüz vermiyo.. 1995 'te gümrük birliğiyle evimi AB'ye açtım. Yıllardır birliİcte olmak için çaba ^ ~ ~ " harcıyorum, ama her keresinde yeni bir bahane buluyor. Bazen din aynlığını da gündeme getiriyor. GÜNTER ABt: Vay kaltak vaaaay! Evladım sen de ne yapmışsın ya, olmayacak işlere girmişsin. Şimdi ailesi de peşine düşer senin... BRUKSEL ERDtNÇUTKU abileri falan. TC: Dikkat edecek neyim galdı abi, gözüm ondan başkasını görmüyo... bunu biliyo, arada göz kırptığı bile oluyo.. GÜNTER ABt: Gösterip de sevmeyenlerden mi bu... TC: Valla ne bilıiim.. Bazen de YAVRUmu, önceki bir savaş ilişkimden olan yavru vatanımı gündeme getiriyor. Şimdi de Kopenhag kriterleri diye tutturuyor. Yok siyasi kıstaslarmış, ekonomik kıstaslarmış... GÜNTER ABt: Lan kıstas mı olur W% 1 • • Nepal'inbaşkentiKat- Pazara hucutn •2*»alanMaocu hükümetin görüşme çağnlanna karşm eylemlerini sürdürüyor. Gerillalar kente naküye araçlanmn girişinc izin vermiyor. Taşımacılığın durnıası üze- rine yiyecek ve yakıt fryatiaruıda büyük arnş yaşaıurken halk da stok yap- mak için pazaıiara akin ediyor. (Fotoğraf: AP) evladım, ne kıstası?.. Sen en iyisi bir uzman doktora görün.. diyecem ama ortada bu konuya bakan biri yok ki.. peki neyinden huylanıyo bu senin? Sakın kaba saba bir herif olmayasın? Hanımlar bazen çekinirler, ne bileyim, evlenene kadar güler yüz, sonra başını kapayacan falan dersin.. eve kapatmalar, dövmeler olmasın, kız korkar tabii.. TC: Valla abi, demokrasimizdeki ufak tefek bazı pürüzlen ve yoksulluğumu birleşmemize engel olarak görüyor. Hediye olarak 7 uyum paketi yolladım, yine de ikna edemedim. Her pakette biraz yumuşar gibi oluyor, ama sonra yeni şeyler istiyor. Nikâh tarihi belirlemeye de yanaşmıyor. GÜNTER ABt: Ya\Tum, sen daha kız arkadaşlığını kabul etmeden evlenme talebınde bulunmuşsun... Bu da Anadolu'ya özgü bir davranış.. dediklerimi dinlemiyosun.. peki ananı mı gönderdin istemeye, bu senin beşik kertmen mi? Niye böyle yapıyosun? Biraz dikkat et, bi yerlere götür, eğlenin. Sen şimdi kızı camiye götürürsün... ee, kızcağızın dini farklı, korkar... TC: Ama benden başka 10 kişiye daha 2004'te evleneceği sözü vermiş. Geçen mayısta evlendiler. 2 tanesine de daha sonrasına tarih verdi. Abi n'olursun bana yardım et. Bu AB benımle evlenecek mi, yoksa benim gibi saf ve temız bir Anadolu çocuğunun duygulanyla mı oynuyor? GÜNTER ABİ: Aha buyur.. neyse süremiz daraldı, gelecek hafta tekrar görüşelim.. hadi Allah sabır versin.. sen bi derde düşmüşsün ki işin çok zor... TC: Bu umutsuz aşktan vaz mı geçeyim 0 Bana kucaklannı açmış, beni hemen iç güveysi olarak alacak ve Ortadoğu'da koruması olarak kullanacak bir kovboy sırada bekliyor. GÜNTER ABİ: Süre doldu... Haftaya tekrar konuşuruz demedım mi?.. TC: Abi o kadar bekleyemem. Başka bir seçenek de benimle dini aynı olan diğerleriyle imam nikâhı yapmak. Ben AB ile resmi nikâh istiyorum. AB de koşullara uyamazsan sana özel statü vereyim diyor. Bana yol göster abi! GÜNTER ABİ: Evladım, yönetmenim yine uyardı. Bu haftalık bu kadar... Haftaya görüşmek üzere derdi deryadan büyük TC'ye ve tüm seyircilerime iyi günler diliyorum... Çüüs... 4KCMTOR 2KONTÖR Kurtlar sürüleli 60 yıl oldu G eçen 22 Temmuz'da 82 yaşında yitirdiğimiz Italyan göçnıen çocuğu, ünlü Fransız şarbcı, sinema ve tiyatro oyuncusu, son nefesine kadar antifaşist, aynmcılık ve ırkçıhk karşıtı Serge Reggiani, en tanınmış şarkılanndan birinde hayali sevgilisi EMre'e, "Cermanya, Hırvatya'ya vs. sığamayıp, Paris'i işgal eden on binlerce kurttan" söz eder. "tnsanhğa saJdıran bozkurtiann Paris'e tecavüzlerine" karşı yakmıştır ezgisini. "Gülümseyebilirsin Elvire, kana susamış bu yaranklar, insanlar aşk ve kardeşüği yeniden keşfedince uluya uluya Paris'ten sürüldüler" diye tamamlar şarkısını... Kurt sürüleri Paris'ten sürüleli tam 60 yıl oldu. Buralarda, 19 Ağustos'ta başlayan kurtuluş kutlamalan 25'ini 26'sına bağlayan gece havai fişek gösterileriyle sona erecek. Hezimet bir teslimiyet ve pek kolay anlaşılır bir işbirlikçililde Nazilerin taşeronluğuna soyunan Vicby Fransa'sı, Hhier'in Paris'e savaş ilan edişinden 45 gün (10 Mayıs - 14 Haziran 1940) sonra Führer'i nerdeyse secde ederek karşılar. "Kurtlaria köpeklerinin" 4 yıllık bırlikteliğine son veren güç ve süreçte elbette Stalingrad Muharebesi(17O7 1942) ve Sovyet ordusu, Normandiya Çıkarması (6 6 1944) ve Amerikan ordusu ve Fransa'daki Gizli Ordu'nun büyük payı vardır. Ancak Fransa'da kurulan Direniş Hareketi, Fransa Özgürlük ve Bağımsızlık Ulusal Cephesi'nin (15 05 1941) temel rolünü görmek için artık "sofcu gödüğü" takmaya gerek kalmadı. Cephe'nin tümüyle FKP yönlendirmesindeki silahlı gücü FTP-F (Fransız Tetikçi ve Partizan FTP) ve FTP-MOI (Göçmen-Yabancı Tetikçi ve Partizan) hücreleri Paris'te Naziler ve işbirlikçüerine ağır kayıplar verdirtiyorlar. Daha 1943 'te Paris ve yakın çevresi, Direniş'in merkezi haline gelir. Direniş hareketinin Paris örgütünün efsanevi lideri Henri Rol- Tanguy, 18 Haziran 1944'te Parisliler ve tç Direniş birliklerine "ayaklanma" çağnsı yaptığında tek bildiği, Paris'in yakında kurtulacağıydı. Kuzeyden ilerleyen, Paris'e varmakta pek de aceleci davranmayan Amerîkan- Ingiliz ordusu, Batı ve Güney'den hızla Paris'e yaklaşan General Leckrc PARİS UĞURHÜKÜM komutasmdaki 2. Zırhlı Birlikleri, 7 Ağustos'ta Paris'e atanan gaddarlığıyla ünlü yeni işgal komutanı Dietrich von Choltitz'in 23 Ağustos'ta Hitler'den aldıgı gizli emirden habersizdiler. "Düşmana yerk bir ohnuş bir Paris bırakacaksın..." Ama Direniş'in çağnsına uyan Parisliler kentlerini yıktırmak niyetinde değillerdi. 21 Ağustos gecesi kurulan yüzlerce barikatın, Nazi askerlerine soluk aldırmayan saldınlann maliyeti ağırdı. 5 günde 1000 direnişçi, 582 sivil düştü. 25 Ağustos'ta Alman kuvvetlerinin kaybı 32OO'e ulaşacaktı. Kurtlar sokak sokak, bina bina sürülüyor. 25 Ağustos sabahı 2. Zırhlı Birlikleri kente giriyor. Cholhtz, ne Paris'i yakabilecek zaman. ne adam, ne de mühimmat bulabıliyor. Ve "tarihi devrimci geleneklerine" -bu-az gecikmeyle de olsa- sahip çıkan Paris kurtuluyor... 1944'te grevleri başlatan demiryolu işçileri, itfaiyeciler, polislerin mesleki torunlan; 1000 gönüllü Parisli, yüzlerce tiyatro ve sinema sanatçısı, rejisör Jerome Savary yönetıminde bir düzenlemeyle 25 Ağustos'ta Paris'i 60 yıl geriye götürmeye hazırlanıyorlar. Parisliler 4O'lı yıllann kılıklannı kuşanıp sokaklara dökülmeye davetli. Paris sahne, sakinleri artist... Direnişçiler, Amerikalılar, Naziler tekmili birden sokaklarda. Bastille Meydanı'ndaki Halk Balosu için 700 kişi swing dersleri almış. Paris için düşenlerin yürekleri şad edilecek... Paris du\arlannda, "Burada Düşen_ Robert Biıiinger, VTncent Di Bela, Pierre Chevrier™ " sözcükleriyle başlayan binlerce madeni levha görürsünüz. Fransa, böylelikle bu topraklann özgürlüğü için canını vermiş yerli yabancı evlatlanna, sessiz kahramanlanna sembolik bir teşekkür etmektedir. Gazeteci Philippe Castetbon, bu sessiz kahramanlardan 26'smın levhalannı, kahramanlann resimleriyle fotoğraflamış, yakınlanyla röportaj yapmış ve bir saygı kitabı hazırlamış. Önsözü yazan Paris Belediye Başkanı Bertrand Delanoe, kitaba Albert Camus'nün 1944'te yazdığı makaleden şöyle bir alıntıyla başlıyor: "Paris iktidar için değil, adalet için; siyaset için değil, ahlak için; ülkemizin egemenBği için değil kendi yüceüği için vunışuyor." ugur.hukumaparis.com Soğuk yazın sıcak skandalları A slmda bu yanya, "tsveçistan'da /\ bir Taliban köyü" başlığını - / l atacaktım. Ama araya başka konular da ginnce, bütün yazıyı bu şaşuiıcı ve trajik olaya ayırmak ıstemedim. Olay şu: Isveç'in Knutby adlı küçük yerleşim yerinde, halk burada "serbest küise" denilen, Hınstiyanlığın Filadelfiya kilisesinin bu- koluna (Pantekost) bağlı. Bu çağdaş köyün varlığmdan çoğu kimsenin haberi yoktu. Ancak geçen ocak ayında bir gece silah sesleriyle uyanan halkın hayatı tümüyle değişti. Kilisenin evli papazmın sevgilisi olan genç bir kadın, papazın kansını vurup öldürmüş ve komşu evdekı bir adamı da ağır yaralamıştı. Bu olay, içine kapanık ve koyu dindar bir cemaatin içyüzünü çorap söküğü gibi ortaya koydu. Küçücük yerde. kimin kiminle ne yaptığı hem bellıydi hem de gizli tutuluyordu. Aynca, papazm birkaç yıl önce küvette düşerek ölen ilk kansının durumu da yeniden incelenmeye başlandı. Çünkü kadın küvete, geceliğiyle girmişti ve karnından bazı kuvvetli ilaçlar çıkmışh. Papazm sevgilisi genç kadın, adama körü körüne bağlı olduğunu söyledi. Papaz onu, bedenindeki şeytanın her seviştiklerinde biraz daha çıkacağına ikna etmişti! Papaz vaazlannda da kadınlara sık sık, "Erkek isterse siz istemeseniz bfle sevişmekzorundasmız!" demişti. Sonunda, gazetelere ölü ve soğuk bir yaz sırasında beklenmeyen bollukta malzeme çıkmış oldu. Papaz, "cinayete azmettinnekten ve kendisine dini Hder olduğu için duyulan güveni istismar etmekten" yaşam boyu hapis cezasına çarptınldı. Bedenindeki şeytanın ne İcadar çıktığı anlaşılmayan STOCKHOLM GÜRHANUÇKAN 23 yaşmdakı talıhsiz genç kadın ise, ruhsal bakıma alındı. Bu yazın ikinci çarpıcı olayı ise, en azılı sabıkalılann bulunduğu cezae\lerinin yol geçen hanma dönmesiydi. Aralannda, iki polisi teslim olmuşlarken. kendi beylik tabancalanyla vurarak öldüren bir katil de ohnak üzere, 7 azılı haydut, önce 4, sonra 3 kişilik gruplar halinde iki ayn cezaevinden kaçtı. Firariler, çalıların altında filan keklik gibi yakalandılar ama kamuoyu, günlerce bu konuya "kffitlendi''. Bu yazın en sıcak skandalı ise, Ingiltere ulusal futbol takımının teknik direktörü, İsveçli Sven- Göran Eriksson'un yeni bir aşk serüveni yaşadığınm ortaya çıkmasıyla gerçekleşti. tngiltere'nin paparazzi basımnda "taş surat" diye adlanduılan soğuk nevale Eriksson, nasıl olur da kansını bir kez daha aldatumış diye Isveç basını da coştu. Eriksson, yaz tatilini ts\eç'te geçirmeye kalkışınca, ortalık paparazzilerle doldu. Ancak birkaç köşe yazan, "Yeter yahu, adam reşit, kansıreşit,sevgilisi reşit, ne yaparsa yapar!" anlammda, ama böylesine açık olmayan bir şekilde birkaç satır yazdı. Özellikle "akşam gazeteleri" (artık sabah çıkıyorlar ama, adlan öyle kaldı) bu konu sayesinde tiraj arttırdılar. Isveç gibi, değiştirdiği sevgili sayısıyla övünen birçok ünlü kişinin olduğu Havva'sı ve elması bol cennette, başanlı bir teknik adama » yönelik çifte standart düşündürücüydü. Hoş, skandallar da olmasa 3 ay içinde yalnızca bir haftacık güneş gören bu insanlar neyle oyalanırlardı. Özellikle, ıçkilere uygulanan yüzde 200'lük verginin hâlâ "AB standartianna uygun düzeye indirilmemiş olduğu" düşünülünce...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle