24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 AĞUSTOS 2004 PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Hoşçakal Akyaka... Aynlışlan sevmem. Gariar, havaalanlan, otobüs durak- lan hüzünlü yerierdir. Sevdiğinden kopmak gıbidir. Bır daha ne zaman, dıye düşünürsün!.. "Gidip de gelme- mek de var, gelip de görmemek de" demış atalanmız. Herdedikleri doğru mudur? Çoğunlukla doğrudur. De- nenmiş, yaşanmış. Bizler de deneyerek, yaşayarak öğ- renmedık mı? Nisanda geldim Akyaka'ya... Güzel nisan, ilkyazın ge- lişi birsevinçtır. Mertıaba dedım ağaçlara, kuşlara, uzak- taki denize. Hep koşmak ıstenm, yapamam. Bıryorgun- luk, bir ağırlıkçöker ki çöker... Yine de yürümek bır uya- ncıdır Anımsatıcı... Yazılanmı çoğunlukla biryerden bır yere giderken yazmışımdır, görünmez harflerie... Neydim, ne oldum dememeli; bıri çıkar, bır şey çıkar, atar seni gerilere. Bir ağn patlak verir oranda buranda. Dersin ki zamanın birikimidir. Bak, kaç yıl yaşadın, kaç olay gördün, acılar, derken sevınçler tattın. Daha ne ol- sun? Bu yaşa gelmek, takvimler dolusu yaşantı. Bütün bunlar bir yük gibi bindi mi sırtına! Kendimden sözetmek, kendimi anlatmak! Kendım san- dığım biri var mı? Var. Akyaka'da denize giren, dostlar- la akşam rakısını içen, yürüyerek kıyıya inen, kendi ya- rattığı bır öyküde yaşar gibı olan, ışte o kışı sendın; di- yen birses... Sen dışında mı kalacaksın acının? Herkes- le paylaş, bak kaç dost kaldı, kaç şair, yazar arkadaşın? Yine de direndim. Haplar, iğneler, hastane, doktorlar, yakından uzaktan... Boş mu hepsi! Zaman gelmış vur- muşsa, boşturboş! En iyisı çalışmaya, konuşmaya, doğ- rulan söylemeye bak! Masa senın, kırk yıllık daktılo se- nin, kâğıtlar, kitaplarsenin! Bir yere, birnoktaya, bıranın parçalanmasına kadar, senin... Yok güzel şeyler de gördüm son günlerde. Bir dos- tun resim sergisini gezdim. 0 da benim gibi yirmi yıllık Akyaka'h. Almış boyayı fırçayı, sevdiğı biryöreyı, Akya- ka'yı, Gökova'y. ağaçlannı, denizını, insanlannı dök- müş kâğıda... Birbirınden güzel bır bayram sevinci ve- ren yansıtmalar... Emekli pilot albay YılmazTankut'un, Halet Çambel-Nail Çakırhan galerisındekı sergisın- den söz ediyorum. Yörenın sanatsever halkıyla gezdı- ğim, her biriyle yirmi yılın anılannı yaşadığım resimler... Bir de konservardı. Prof. Sadun Ersin'in Yücelen Otel'ın salonunda verdiği... Ama o bildiğiniz konserler gibı de- ğil, unutulmuş bir sazın dirilişiydi. Santur'un... Mimar Ersin, usta birsanturcu, adıyla sanıylasanturi... Hama- mizade Dede Efendi başta olmak üzere bırbirinden gü- zel parçalar... Sanattır sanat!.. Yaşamda kalıcı bir şey varsa sanat- tır. Şiirdir, resimdir, müziktir. Ta çocuk yaşımdan bu ya- na bize anlam, güzellik veren... Hoşçakal Akyaka, diyorum. Bir uçak alıp beni götü- recek Istanbuluma. Ben başka yerde yaşayamam de- miştim, amayaşadım işte yirmi yıldır, kimi yaz, kimi kış... Dostluklar, sevgiler bırakmak arkamızda, bırakabil- mişsek ne mutlu bize, size herkese... Hoşçakal Akya- ka... Şimdilik! 'Avrasya Hareketi' İçin En Önemli Gün: 5 Eylül 2004 ABD de bir grup Kongre üyesini Çin ve Kırgızistan'a göndererek en azından Bişkek'teki askeri üssünü korumak için ekonomik vaatlerde bulundu. Aynca Savunma Bakanı Rumsfeld de Azerbaycan'dan üs istedi. Bişkek yakınlannda askeri üssü bulunan Rusya, hemen cevap verdi ve Tacikistan'dan askeri üs istedi. Vliral SAVAŞ Yargıtay Onursal C. Başsavcısı S ömüriinünyeıyüzün- duğu rahatsızlığı Atatürk, den kesinliİde ve ebe- yazdığı bir mektupta şöyle diyen silinebilmesi dile getiriyor: omurunun yeryüzim- den kesinliİde ve ebe- diyen silinebilmesi için neyin gerekli olduğu konusunda, Atatürk'ün 22 Ekim 1922'de yazdığı bir mektupta yer alan aşağıda- kı sözleri, çok önemli ipuç- lannı vermektedir: "Bir yandan Baü'nm işçi sunn,öteyandanAsyaveAf- rika'nm köteleştirflmişhalk- lan, miHetierarası sermaye- nin kendilerini yıkmak ve efendilerine büyük çıkaıiar sağkmak için köledunımu- na getirmek istediğini anla- dığı ve sömürgepoGtikasuuıı işlediği suç dünya işçikrince kavTandığı gün, burjuvazi- nin gücü sona erecektir." Atatürk bu sözleriyle, ta- rihin çarkını ileriye doğru çevirecek ve sömürgeciliği sona erdirecek iki güce işa- ret etmiş bulunmaktadır: Batı'nın işçı sınıfi ve köle- leştırilmış halklar veya baş- ka bazı yerlerde kullandığı ifadeyle, mazlum milletler. Şüphe yok ki eğer Ata- türk'ün işaret ettıği bu güç- ler, kendilerinden beklenen tarihsel rolü başarabilmiş olsalardı, sömürüsüz ve ada- letli bir dünya şimdiye ka- dar kurulmuş olurdu (Prof. Dr. Atpaslan Işıku, Kumar- hane Kapıtalızmı, s.52). Emperyalizme karşı sa- vaşta, SSCB ile ilişkilen ge- liştirmenin önemini ve bu ilişkilerin yeterince gelişti- nlememış olmasından duy- "Emperyanzme karşı sa- vaşnnamacmıgüden Sovyet SosyafctCumhum«teri'vle dosmıkiBşkilerikurrnakve bu ifişküeri dengeli biçimde yürütmek gerekmektedir. Oysa Tûrk-Çariık Rusya Oişkilerinin geçmişi 'dost- luk' değfl, 'düşmanlık' te- meti üzerine kuruludur. Bu 'düşmanlık' yüzyıDarboyu sürmüştür. 1495 yüında Moskova Kniyazi Ivan m zamanmdaILBeyazıt'a gön- derikn ilk Rus Ek-isi Miha- fl Plesçeyefin kaba hareket- lerindenötürüsınırdışıedil- mesiyle başlayan olumsuz ifişküer, yüzyıDarboyu aynı gerginliğisürdürmüştür. tki devlet arasmda savaşlar <rf- muş, bu savaşlar pek kanh geçmiş, Idntohumian alabfl- diğine yeşermiştir. Koli ba- sfli sakhnya geçmek için vü- cudun zayıf zamanını nasd koflarsa üd devlet de sakb- nya geçmek için birbirteri- nin güçsüzzamanlannı koi- lamışlar- Bir ildsi sayümaz- sahepyenflgiyeuğramışOs- manhlar... Türk UİUSU. VÜZ- yıllar boyunca her damdan birkaç şehit vermiş ve bu şe- hh kanlannın kokusunu za- manbilegtderememiş_ Dev- let otarak da uhıs olarak da güvence sağlanamamış... GüvcnsizJU<,tedirginlik,kuş- kn; iki devletarasmdaJd fliş- küerin betirgin bir niteüği haline gelmiş. Rusya'nm 1917, Türktye'nin 1919 ih- tilali. iki devlet mücadele- sinde ortak bir nokta oluş- turmuştur. Emperyalizme karşı savaşını_Bu ortaksa- vaşa karşm iki devlet ara- sındaki tarihsel düşmanh- ğmtedirginliğivekuşkususi- tinebilmiş değOdir. (Dr Ba- nş Doster, "Atatürk, Türk Dünvasıve Mazhım Mület- ler"," s. 129) Yazımın bu noktasında, Prof. Dr. SezgjnKıalçeJik'in, "Anı Yaymahk"ın kitapla- n arasında Nisan 2004'te yayımlanan "Zalimler ve Mazlumlar: Küreseüeşme- nin Insani Oünayan Doğa- a" adb kitapta değinilen ba- zı hususlan değerlendirme- nize sunmak istiyorum: "KüreseDeşme, kapitaliz- min bugünkü adıoiup, onun bütün dünyaya VBVTİmasıve esnemeskiir. Bugün,özeüldeRusya'da- ki sosyaüst sistemin çökü- şüvie. kapitaBstsistemin >çr- kurenin tamamını kapladı- ğmıgörüvonız. Buna da bur- juvazminentekktüeUeıikü- reseOeşme adını takülar. Ancak küreseDeşme, san- ki herkesin çıkanna bir şey- rnişgibisunuhryorvçsahibin- den hiç söz edflmhor. Onun öznesi Idmdir? Kimsenin umurunda değfl. Sadece, in- sanlara ve tophımlara bu sü- recin dışında kalmamalan öğütleniyor. Ov^a küreselkş- me, öznesiz bir fenotnen de- GELECEK SİZİN!Meslek sahibi olmak da, kariyerinizde yükselmek de sizin elinizde. Tüm dünyada geçerli olan sertifikalan almak için vakit kaybetmeyin, geleceğinizi ertelemeyin. KARİYER PROGRAMLARI Sistem Mühendisi Mıcrosoft Systems Engıneer (MCSE) Yazılım Mühendisi Mıcrosoft Softvvare Engıneer (MCSD Net) Web&Grafik Tasanmcısı VVebiGnaphıcs Desıgner KARİYER DESTtK PROGRAMLARI Microsoft Ofis Miorosoft Offıce Bilgisayarlı Muhasebe Accounting (Compuior Bas«D IngİIİZCeiEMgisayarDestaMI) EngliSh (Computtr Bwd| macfofnecficr SilaeAdam"•^»/İS/ T[KNOLOJİL£Rİ AKADEMİSİ Beşiktaş Şubesi 0212 227 43 00 Kadıköy Şubesi 0216 347 21 21 Bakırköy Şubesi 0212 570 03 72 Fatih Şubesi 0212 635 62 90 Genel Müdürlük&Kurumsaf Çozımıle<- 0212 272 76 00 ğildir. KüreseDeşmenin ana öznesi, Amerika'dır. Onun ikincil öznesi iseAvrupa Bir- Bği'dir. Sahibi Amerika ve Avru- pa Biriiği olan küreseDeşme, dünya toplumlan arasında kutuplaşma, düzensiziik, ça- ûşma ve esitsiz gehşme ya- ratt ve eşitsizüklerin bovııt- larmıiyiceyükselttiKüresel- leşme süreci sayesinde, Amin'in de belirfriği gibi, çevre ülkelerden (Bat>-dışı mazhım tophımlardan) mer- kezülkekre (Banh zaüm top- lumlara), yani Amerika ve Avrupa Biriiği ülkelerine sü- rekliolarak kaynakvcserma- ye transfer edildi Küreselleşme. Amerika ve Avrupa Birliği'nin refah yolunda hızla ilerlediği, bu- na karşm Bab-dışı mazlum tophunlann yokluk. yoksul- hık vese£aletiçinde vaşama- ya mahkûm edfldiği bir dün- ya kurdu." Jean Ziegler. böylesine adaletsız bır dünya düzeni- nın kolaylıkla kurulabılme- sinin gerçek nedenini şöy- le açıklıyor: "Dünyanın karşıt iki ku- nıba ayrümışolduğu dönem- deküreseDeşmeengeflenmiş durumdaydL Doğu'da süah gücü yüksek bir imparator- hık, halklar araa dosrJuğu ve tüm emekçileri savunan bir ideolojinnı sözcülüğunü üst- lenmiştL Emekçilerin mü- cadeksi karşısında Baü'nın kapitalist oh'garşileıi, eko- nominin demokrauk biçiın- dedenetknmesiileücretpa- zaruklanna yönelerek, en düşük duzey de sosvnl yar- dun ve sendikal özgürlükier karşıhğmda imth azlarelde etmenin peşindeydüer, çün- kü BaD dünyasmın ne şekfl- deotursa oisun komünistk- re oy vermesinden sakın- mak gerekiyordu. Baü'nın sosyal demokrat partüeri ile tabanlannı oluşturan sen- dikalar da ortaçağ sinnacı- lan gibi bakuı arana çevir- meye uğraşmaktaydılar. Müsteriler için, kapitalist- lerin komünizmin yayilma- sı korkusunu toplumsal avantajlara dönüştürdüler. Aynı günlerde, Sovyet Blo- ku'nun erozyonlu yokuşla- nna \aslanan sömürgeleş- tirflmiş ve ezümiş tophım- iar,özgûrhıksavaşlannı ba- şanyia sürduriiyoriann. Berlin duvaruun yıkıhna- SL Sovyet Rusya'run dağıl- ması \v Çin bürokratik dü- zeninin kısmen deoisa suça bulaşması sonucu kapitalist ekonominin küreseDeşmesi de hızmı akü.Onunk birlik- te iş güv«nliği ve yüksek be- dellerle ka7jınılmış sosyal yardunlann çözülmesi de» Sosval demokrat partilerin Idmisi-örneğin ttahan Sos- yanstPartisi-erryipkaybol- dular. Kimi de müthiş bir kan kaytıyla zayıflayıp, eü- venilirüklerini yitirdfler. In- güiz tşçi Partisi ile Alman SPD, neo-liberal ideokjiyi kuday^Amerikanlmpara- tortuğu 'nun efendilerini her nrsatta selamlayarak deri değiştirip gerici partilere dö- nüştüler. Sosya&t Entemas- yonal iflas etti. SendJkalar karşdaşûklan üye kayıpla- rrvia acmacakhale geİdüer. Kapitalist üretim biçimi,yo- hı üzerinde direniş adma la- yıkhiçbirengefle karşüaşma- dan tüm dünyava v^vıldL" (Jean Ziegler, Dunyanın Ye- ni Sahipleri ve Onlara Di- renenler, Altın Kitaplar, 2004, s. 29) Bu umutsuz tabloda tek umut ışığı, "AvrasyaHare- keti"nin ivme kazanması- dır. Dr. Banş Doster, söz ko- nusu eserini şu değerlendir- meyle bitiriyor: "Mustafa Kemal, Hâld- miyet-iMaiiy«,İstiklal-iTam ve Misak-ı MiUi sacayağı üzerine kurduğu politikası- nı, antiempervaüst bir yö- rüngede sürdurmüş ve her zaman mazlumlann dava- mşma içinde olması gerek- tiğinin alünı çizerek, Ana- dohı'yu boğmak isteven em- peryafizme dersini vermiş, dünyarun tüm ezüenlerine örnek olmuş, önderlik et- miştir. Bu çanşma sonrasında çı- kardığımız bir diğer sonuç da Türkiye'nin bölge mer- kezli dış pohtikalar izleve- rek dünyada güç olabilece- ğkiir. Türkiye'nin, içinde bu- tunduğu coğrafy anuı yarat- tığı sonınlar ve güçlükler kadar.avantajtormıvt potan- siyellerini de görüp kullan- ması gerektiği anlaşılmışor. Türkiye, dünyaya geniş bir bakış açısıyla bakabilmesi halinde, Baü ile iüşkik-rinde- ki eksiklik ve ezikliği, Do- ğu"da öncü olarak, inisıy^tif alarak dengeteyecekbir ko- numdadır. t stelik coğraf- vasında tarihi, kühüreL top- lumsaL siyasal olarak da bu- nu başarabOecek az sayida- ki ülkeden biri, beüd de bi- rincisidir. Bu yönde adunlar atması halinde, ekonomik olarakdakazanan tarafTür- IdyeoJacakür. Avnca unutul- maması gereken, Ata- türk'ün sağlığında denen- miş olan bu potitikanın, Bal- kan Antanü ve Sadabat Pak- ü ile atüan adunlann, başa- nlannın kanıüannuş oldu- ğudur." Atatürkçü dış politikaya yenıden dönüş için elımıze inarulmaz bu- ftrsat geçmış- tir. Rusya ile Türkiye'nin diplomatik ilişkıler kurdu- ğu 1492 yılından bu yana, ilk defa bır Rus Devlet Baş- kanı, Putin Türkiye'yi zi- yaret ediyor. Bu yazıma. söz konusu zıyaret hakkında Arsbn Bu- hıt'un verdiği bılgıler, yap- rığı ve aynen katıldığım de- ğerlendümesi ile son ver- mek istiyorum (13.08.2004 tarihli Yeniçağ gazetesi): Putin, dunyanın petrol devlennden biri olan Yukos Şırketi'nın Yahudı Başka- nı Mihail Hodorkovski'yi vergı kaçırma suçundan tu- tuklatarak, ülkesinin eko- nomisinde dış güçlerin söz sahibi olmasına artık izin veribneyeceğini gösterdı. Putin, Özbekıstan Dev- let Başkanı tslam Kerimov ile de Stratejik Işbirliği An- laşması ımzalayarak, ABD'nin Orta Asya'ya gi- nşinı durdurdu. ABD de buna karşılık bu- grup Kongre üyesini Çin ve Kırgızıstan 'a göndererek en azından Bişkek'teki asken üssünü korumak için ekono- mik vaatlerde bulundu. Ay- rıca Savunma Bakanı Rumsfeld de Azerbay- can'dan üs istedi. Bişkek ya- kınlannda askeri üssü bulu- nan Rusya, hemen cevap verdi ve Tacikistan'dan as- ken üs istedi. ABD, bu operasyonun ar- duıdan NATO'yu da hare- kete geçirdi. NATO Genel Sekreterı Jaap de Hoop Scheffer, NATO'nun Kaf- kasya ve Orta Asya'da tem- silcilikler açmak istediğını bildirdi. ASAM'uı Türkıstan Ma- sası'ndan Mehmet Seyfet- tin Erol, "Tacikistan dısın- daki Orta Asya devietleri, NATO'nun Banş İçin Or- takhk Programı'na üye oJ- makla ve ortak tatbikaüar gerçekleştirmekle büiikte, BaU'nm bölgedeki terör so- nınunu çözemeyeceğine inanmay a, bundan dolavi, çözümü yenkJen kendi böl- gesel ohışumlarmda arama- ya başlamışür" tespitinde bulunuyor. Rusya-Ukrayna Masası Başkanı SinanOgan ıse 16 Kasım 2001 'de Türk Dışiş- len Bakanı tsmail Cem ile Rusya Federasyonu Dışişle- ri Bakanı Igor İvanov tara- findan New York'ta imzala- nan AvTasya Eylem Planı 'nı hanrlatıyor ve "Türldye ile Rusya bu eylem planı çerçe- vesinde Avrasja coğrafya- smda stratejik ortak olarak beraber çahşacaklardı. An- cak Avrasya Eylem Planı ile Ugüi ciddi birfleriemesağ- lanamamışür" diyor. Putuı, Türbye zıyaretuı- de A\Tasya Danışmanı Alek- sandırDugin'ı de beraberin- de getırecek. Dugın, son za- manlarda, sağlam bir işbir- liği için Türklerin Slav Bir- lıği'ne, Slavlann da Türk Bırlığı'ne karşı çıkmaması gerektıgı yolunda görüşler sarf ediyor. Mesele, Putin ve Dugin' in karşısında Türkiye'yi tem- sil edecek olanlann kapa- sitesinde ve niyetinde dü- ğümleniyor. Bu düğüm çö- zülürse, Batı'ran bütün em- peryalıst politikalan iflas ederve İsmet İnönü'nün be- lirttiği gibi "Yeni bir dünya kurulur: Türkiye de o dün- yada yerini aur." PENCERE Yargıtay Başkam'na Yargısız İnfaz... Bizim medya kafayı iyice üşürtü.. Ya da kafayı yedi.. Medyamız Yargıtay Başkanı'na neden yargısız in- faz uygulamaya kalkıştı?.. Kamuoyunda artık görenek oldu, medyaya gü- ven kalmadığından hemen soruluyor: - Bu yayınlann altında ne yatıyor?.. • Medya Yargıtay'a saldınyor.. Her şeyden önce Yargıtay ile artık pek meşhur Çakıcı arasındaki ilişkiyi aydınlığa kavuşturmak gerek: 1) Alaattin Çakıcı artık malûm; işlediği bir suç ne- deniyle mahkemede yargılanıp cezalandırılır. 2) Yerel mahkemenin karan Yargıtay'a gelir. 3) Yargıtay'ın ilgili dairesi dosyayı hızla inceler; verilen cezayı az bulduğu için ağıriaştınlması yo- lunda karan bozar.. Çakıcı konusunda Yargıtay'a, Başkanı'na veyar- gıçlarına yönelik en küçük bir eleştiri, yalnız hak- sızlık değil mantıksızlık da olur. Peki, Yargıtay'a veyargıçlara günlerden beri sal- dıran "birkısım medya" bu gerçeği bilmez mi?.. Bilir!.. O zaman soru ister istemez gündeme giriyor: - Bu işin altında ne yatıyor?.. • Medya gizli telefon konuşmalarınatakmış, ken- di kendisini kaptırmış, ahkâm kesiyor... Çağdaş dünyada geçerli hukuk, telefon dinleme- nin suç olduğunu kesinkes dile getirir; yasa koyu- cu bu yolda öylesine titizdir ki tüm önlemlerini al- mıştır; telefonlar ancak mahkeme karanyla dinle- nebilir... önceden mahkeme karan olmadan dinlenen te- lefon kayıtları suç kanıtı olarak kullanılamaz. Tele- fonlan mahkeme karan olmadan dinlemek yolu - hele Türkiye'de- bir kez açılırsa, bunun yarataca- ğı cehennemin alevleri toplumları kıyamet yerine çeyirir... Üçüncü, dördüncü ve Öteki kişilerin telefonlar- da yaptıkları konuşmalardan bölük pörçük sözle- ri gazete sayfalarında bir araya getirip Yargıtay Başkanı'nı suçlamaya çalışmak, suç işlemekten gay- n bir iş değil.. Medya bu suçu işledi.. Ve işliyor. O zaman da gündeme giren soru: - Peki, bu yayınlann ardındaki amaç ne?.. • Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya medyada' günlerce suçlandı.. Köşe yazılannda saldınya uğradı.. Yüksek yargıcın Alaattin Çakıcı'yı, çıkar karşılı- ğında, kurtarmaya çalıştığı izlenimi yaratıldı.. Ortada en küçük bir kanıt yoktu. Veyok!.. Ancak sonunda medya amacına ulaştı, Yargıtay Başkanı kendisini savunmak zorunda kaldı.. Medya şimdi diyor ki: - Çekil!.. Soru yine gündeme giriyor: - Peki, bu yayınların arkasındaki amaç ne?.. • Kamuoyunda görenek oldu bu soru biçimi; çün- kü medyaya güven duygusu çoktan sıfırlandı... Üstelik bu tür yayınlaria, yargıya değil, daha çok medyaya güvensizlik yoğunlaşıyor... Bizim mesleğin çivisi çıktı... Bizimki öyle bir meslektir ki, çıkan çiviyi dışar- dan çakacak biri de çıkamaz. İLYAS HOCA'YI YİTİRDİK Yaşamı boyunca sendikal harekete emek veren, gönül veren; eğitimci ve araştırmacı; sendika uzmanlarının emektarı; savaşsız, sömürüsüz bir dünya idealinin özverili insanı; dostumuz, çalışma ve mücadele arkadaşımız 1948-2004 İLYAS KÖSTEKLİ'yi yitirdik. Kahkahalannı, yaşama bağlılığını çok özleyeceğiz. Ahmet Ekinci, Aziz Çelik, Erhan Kapfan, Gökhan Düren, Hacer Tuna, Hakan Koçak, Halil Yedibela, Hasan Aktaş, Inciser Alptekin, Ismail Akman, Kâzım Yıldır, Mehmet Epözdemir, Mehmet Uçum, Merih Toprak, Murat Özveri, Nilgün Toz, Rrfat Çelebi, Serag Özdemir, Serpil Aksakal, Sinan Metin, Süleyman Ustûn, Vildan Özdemir, Yalçın Aksakal, Zafer Aydın Sevgili Dostumuz BENER CORDAN'ı kaybettık... Devletinin onurunu ve yüceliğini her düşüncenin üstünde tutan. "kâmil" ve "mukni" kişıliği ile Milli Eğitim Bakanlığı MüsteşarlığVnı zor koşullarda, Atatürk ilkeleri ve öğrerisi doğrultusunda, uzun yıllar başan ile sürdüren, Mılli Eğitim'de ız bırakan bir insan olmuştu. Grup arkadaşlan olarak, diğer grup arkadaşlanmızla birlikte sevgili CORDAN'a rahmet dilıyoruz. Onu daima rahmetle, özlemle anacağız... Ruhu şad olsun... ENGtN AYDIN - BİRHAN ERDAL ERDAL ŞENEL - \XCEL YENER
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle