19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
* TEMMUZ 2004 PAZAR CUMHURİYET SAYFA MUZtK ABDÜLCANBAZ TURHAN SELÇUK s}'TA3IA-1I İSÎAN3UL ABI3ÜLCA-N3AZ' .7?asa EÎ3DS.N' Türkiye'nin harika çocuklanndan Burçin Büke, ikinci albümü 'Personal Touch'ı çıkardı Piyanotuşlanndaki öykü Personal Touch'ta Rimskij-Korsakovv, Sergey Rahmaninov ve Frederic Chopin'in "daha tanıdık" eserlerini yorumlayan Burçin Büke, nedenini şöyle anlatıyor: Daha kolay dinlenen parçaları albüme alarak klasik müziği tanıtmayı amaçladık. 'Ben bu melodiyi tanıyorum' deyip CD'mi alan çok oldu. Alıştırmak için en iyi metot diye düşünüyorum. insanların müzik marketlere gittiğinde klasik müzikten korkmaması lazım... HATtCE TUNCER Piyanist Burçin Büke, ıkınci albümü "Fer- sonal Touch"ı ünlü caz pıyanıstı ve bestecisı Kerem Görsev'in yapımcılığında Doğan Music Company'nin (DMC) "Klasik" bölü- münden çıkardı. Parmaklan tuşlarda hızla dolaşırken kendı öyküsünü kuran ve dinleyıcıyi de kendi öy- küsünü yazması ıçın özgür bırakan Burçin Büke, albüm kayıtlannı üç buçuk saatte ta- mamlamış. Henüz 10 yaşındayken ılk kon- sennı veren sanatçı, albümünde 36 yılın bı- nkimini sunuyor. Burçin Büke'yle söyleşimız klasik müziği yaygınlaştırmaktan başlayıp kendi karşılaş- tığı zorluklardan örneklerle klasik müzıkle uğraşan genç sanatçılann sorunlan üzerine yoğunlaştı. DERS BABADAN.ILK Ilk piyano derslennı müzısyen babasından alan Büke, 1977de "HarikaÇocuk" sınavı- nı kazandı. Mithat Fenmen, Gülay Uğurata ve İlhan Baran'dan dersler aldı İ 4 yaşın- dayken 1979 yılında Sofya Müzik Festiva- h'nde Türkıye'yı temsıl eden Büke, 11 yıl- lıkeğitım veren Ankara Devlet Konservatu- van'nı 5 yılda bitınp devlet bursuyla Al- manya'da Hannover Müzik Akademisı'ne gitti. Akademinin solistlik sınavını birinci- likle biriren Büke, uluslararası piyano yanş- malarında önemlı dereceler elde etti A\Tupa ülkelerinın hemen hepsınde kon- serler veren sanatçının 2002 yılında Nevv York'ta Carnegıe Hall'dekı konserı, olumlu eleşririler aldı. KLASIK MUZICI SEVDIRMEK... 2000 yıhnda çıkardığı "My Dream" albü- münde Prokofyev, Debussy ve Ravel'in eser- lenni yorurrdadı "Personal Touch"ta ise Rimskij-Korsakow, Sergey Rahmaninov ve Frederic Chopin'in "daha tanıdık'" eserlen- ni çalıyor: •Daha kolay dinlenen parçalan albüme alarak klasik müziği tanıtmayı amaçladık. Örneğin Albeniz'in Asrunas'ı gitar için bes- telenmiş fakat ben bunun piyano versiyonu- nuçaküm. "Ben bu melodiyi tanıyorum' de- yip CD'mi aian çok oldu. Ahşürmak için en iyi metot diye düşünüyorum. İnsanlarm mü- zU marketlere gittiğinde klasik müzikten korkmaması lazım. Klasik müzik albümü alş işinden evine yorgun gittiğinde dinlemeyi isfeaıesini sağlamayi önemli buluyorum. Kla- siJ müzik kolay dinienilmiyor, hak veriyo- run anıa insanlara yavaş yavaş tanıdık meto- dLîkrle ulaşma yolunu seçtim." MAC ARASINDA STRAUSS Büke, klasik müzığin "insanlarm daha iyi yaomalan için güzel bir destek" olduğunu dişjnüyor: 'Galatasaray-Fenerbahçe maçı olunca kit- lefc' nasıl tetoizyonların karşısına geçiyor giriyoruz, ben de seyrediyorum. 15 dakika amia reklam yerine bir Strauss valsi verdik- leiıi hayal ediyorum. Maç seyrederken ren- gjiğjşnıiş, başka bir dünya\a girmiş insan- ^ iyano sanatçısı Burçin Büke: 15 dakika arada reklam yerine bir Strauss valsi verdiklerini hayal ediyorum. Maç I seyrederken rengi değişmiş, başka bir dünyaya girmiş insanlar oradaki stresten kendisini kurtaracak. lar oradaki stresten kendisini kur- taracak. Yani ben bövle klasik mü- zik sektörünün önünü açmak için fîkirler üretiyorunı. TRT'de klasik müzik insanlar uyurken yayımlanı- yor. Günde hiç olmazsa 20-25 da- kika klasik müzik vayını yapsalar popüler kültüre böylesine bağlanmış bir toplumda çok önemli gü- zelükler varaühr. 17-18 ya- şında gençler hep gürültülü müzikleri dinlrvorlar. 25 ya- şına geldiginde kafası mah- voluyor ve hiçbir şey ögren- memiş. O kadar çok geç kL Nereden başlayacağııu, hangi kitabı okuyacağını da bilenü- yor. Oysa klasik müzik konse- rinde \oğunlaşmayı başardıguı- da kendi dünyasında birçok şey gehştirebiKr." PiYANOYA SICINIYOR Büke, "dünyanın kötülükleri- ni" haberlerden ızleyıp yıkıldı- * ğında pıyanosuna sığınıyor, kendi- ni "temizliyor". Fast-food dünya- sından, klimalarla ev ve işyerleri serinletılirken hava kirletıldiğinı, dünya ormanlannın yok edildiğıni unutuyor. Müzikte giderek roman- tızme sığınıyor ve klasik müzik üzenne yapılan denemelere daya- namıyor: "Hannover'de 8 sene Yeni Müzik Fesrhaö'nde çaldım ama ben daha gerilere gitmeje başladım. Dış gö- rünüş olarak değil ama müzikte gelenekselde yaşıjorum. Mozart'm üstüne darbuka, elektronik müzik koymak... Hayır. ounuyor. Şimdi rock'ın içine de Bach olmuyor yani. Bach isteseydi yapardı o sesle- ri. Sanatçı parmaklan ve beynhie gösterisini yapmah." CENCLERIN ONU TIKALI Burçin Büke, yurtdışında sayısız konser vermesine karşın uzun süre Türkiye'de kon- ser \erememenın acısını yaşamış. tki yıldır kendısine "kapılann açılmış olmasına" kar- şın genç müzısyenlerin önünün tıkalı olma- sından üzüntü duyuyor. Burçin Büke, bir eseri yorumlarken kafasında bir öykü kuruyor ve insanlara tınılarla anlatıyor. Yorumcunun farkı da bu öyküde ortaya çıkıyor: "İnsanların benim sunduğum öyküyü anlaması gerekli değil. Dinleyici de kendi hayal dünyasında bir hikâye kuracak. Belki kafasında savaşı kuracak, belki küçükken annesiyle ettiği kavgayı. Ben düşünmesi için küçük bir köprü kuruyorum"... i>i hocalar xnr. Genç Avrupa'ya yofla- nıyor, uluslararası yanşmalarda ödül- ler kazandıktan sonra ülkesine dönü- yor ve çalamıyor. Oysa yol açıldığında bu sektörün yüriimesinde en büyük yardımı da bu genç sanatçılar yapacak. Genç sanatçılaruTuzm Avrupa'da yer aidıklan platformlarda Türkiye'de yer bulamamalan düşündürücü. Türki- ye'de benim için artık sorun kalmadı, çahnaya başladım. Ama A\ rupa'dan döndüğümde çalamıyordum. Eve ar- kadaşlanmı çağınp onlara çahyordum. "Benım sıkıntılanmı genç kuşak çek- mesın' di>e bunlan söylüyorum. Bir sanatçının, çahşıp reperruvar yapıp su- namaması kadar kötü bir şey yoktur." KENDI ÖYKÜSÜNÜ ANLATıYOR Burçin Büke. bir eseri yorumlarken kafasında bir öykü kuruyor ve insan- lara tınılarla anlatıyor. Yorumcunun farkı da bu öyküde ortaya çıkıyor: "İnsanların benim sunduğum öy- küyü anlaması gerekli değil. Dinleyici de kendi hayal dünyasında hikâyesini kuracak. Belki kafasında savaşı kuracak, belki küçükken annesiyle et- tiği kavgayı. Ben düşünmesi için küçük bir köprü kuruyorum. O günkü duy- gusalhğuna göre sahnedeki perfor- mansı insanlara veriyorum. Bazen 'Hızlı çalıyorsunuz" dhe eleştirenler oiuyor. Benim amacını hızlı çalmak değil, o seslerin hızlı tmlamasmı sağ- lamak. Benim parmaklanm hızlı gidnor biliyorum ama bu da benim avantajım." CAZA KLASİK FORMAT Genç klasik müzikçilenn durumunu. Tür- kıye"de klasik müzığin bellı bir çevrede sıkı- şıp kalmasının nedenlerınden bın olarak gö- rüyor: "Pop daha büyük, arkadan destekli yürii- yen bir sektör. Bizimki kendi çabalannuzla gidiyor. Idil Biret, Suna Kan, Ayşegül San- ca'lardan sonra gerçekten çok iyi genç, ulus- lararası ödüllü sanatçılannıız var. Fakat bun- lara neredejse hiç imkân tanınmıyor. Orkestralar, konser salonlan Türk sanatçı- lara yer vermeK. Türkne'deki sa>ıh müzik fesrvallerinde çok az Türk sanatçı çalabihyor. Türkiye'de artık belö bir egitim sistemi, çok Büke. Personal Touch'ta yapımcısı Kerem Görsev'in seçtığı üç caz esenni klasik formatta çalıyor: "Ben zaten Bill E\ans gibi phano çalma>a çabalarsam yanhş yolda\ım demektir. Ben kendi yorumumla romantik bir tarzda sun- dum. Evde de bu üç caz parçasmı din- Hyorum ve bir sonraki albümde daha degişik çalacağun. Kendimi geliştirmeye her zaman açık kapı bırakıyorum. Ben \irmi yıldır Prokof>e\ "den a\nı pasajı çahyorum. Her konserimde daha iyi çalnıaya, daha degişik çalma>a bakrvorum. Hiçbir zaman için 'Ol- du, bittı' demem." GÖRÜŞ ŞAHNAZ ÇAKIRALP Değişim Şaşkınlığı Sanınm bu AB işı bızi şaşkına çevirdi. Biz her işimi- zı yumurta kapıya dayanınca yapanz ya AB işinde de böyte olmadı mı? Kopenhag kriterlerine uyum yasala- n ,uygulamalan. Kıbns filan derken önemli bir değişim sürecini sanınm bılinçsizce yaşamaya başladık. AB'ye öylesıne odaklandık ki AB ile yatıp AB ıle kalkar olduk. Kendimizi ya kaybettikya da kaybetmek üzereyiz. Bin- dik bir alamete gidiyoruz kıyamete mısalı. Düşünüyorum da kendimizi bu AB işine öylesine kaptırdık ki, kazara aralık sonunda ya bize tarih vermez- lerse? Mutlaka verecekler, vermelen gerekır savlan var ortada ama ya vermezlerse? Rapora bağlı filan diyor- lar. AB'nin ipi ile kuyuya inilir mı? Bin kafadan bın ses gelıyor. Belkı yenı koşullan da aralık ayında söyleyip şun- lan şunlan da yapın öy)e gelın dederse? 2005'in Aralık ayında gelin de deyiveririer. Bu halde bizim ne yapa- cağımızı bilen var mı? Başbakanımız, hükümetimız, AKP biliyor mu o zaman ne yapacağımızı? Nasıl tepki vereceğimizi? Nasıl bir politika ızleyecegımızı? Sanmı- yorum. Bilseler bize de söylerlerdı her halde. öyle ya madem AB demokrasisi yolundayız, halkın da her şe- yı önceden bılmesı gerekmez mi? Yanut ne yapalım AB buyüklerimiz öyle ıstemişler, bizim boynumuz kıldan in- cedir mi yoksa kader işte.. kader utansın deyip yine ses- siz mı kalacağız? Bizim zaten oldum olası, önceden olabilecekleri dü- şünme ve önlem alma gibi bir alışkanlığımız yok. Hep olaylann ardından giden bir toplumuz. O zaman da ya hiçbir şey yapamıyoruz veya yanlış yapıp elimize yü- zumuze bulaştınyoruz. Bunun orneklerinı hep yaşamı- yor muyuz? Örneğin şu ulusal onur meselemiz. Hele onuruna çok düşkün olmamıza rağmen, bunu nasıl ko- rumamız gerektiğinı bir türlü bilemiyoruz. Askerin kafasına çuval geçırdıler, bizden tık yok. Tep- ki versek mi vermesek mi diye düşünüp durduk ama ne yapacağımızı bilemeden olay geldi geçti. Gelip geç- medi de bız geçti gibi yaptık. Kırmızı halı meselesıne de öyle kafayı fazla takmadık. Ya en son ki 'Goril' ola- yına ne demelı? TC'nın Istanbul kentınde Amerikalı zenci gonl, TC Hükümeti'mn bakanlannı sırayadizip avuç ıncelemesi yaptı. Olur böyle vakalar, zencı gonller ya- kalar. Aman işi abartmayalım dendi. Abartmadık da. Abartsak ne olacak kı? Ya, şu AB köprüsunü geçince- ye kadar ayıya dayı diyelim. ABD hem muttefikımız, hem stratejik ortağımız hem patronumuz. Ne olmuş yani onun zenci bir gorili bakanlanmızın avuçlannı ıncele- mişse... Kıyamet mı kopar? Kopmaz. Kopmadı da. O ulusal onur düşkünlüğümüz eskidendı. Şimdi değışi- yoruz. Şimdi AB yolundayız. Bakın hele biz aralıkta ta- rih alalım o zaman görsün tüm cümle âlem bızi. Bu değişim sürecinde sadece AKP mi, başbakanı- mız mı, hükümetimız mi bu durum da? Yoo. Hepimiz bu durumdayız. ömeğin partamentodaki tek muhale- fet partımiz CHP de şaşkınlan oynuyor. Değişim süre- cinin şaşkınlığı mıdır nedır? Kurultay çağnlan. Niçin Ku- rultay? Genel başkan ve yöneticiler değişsin. Onlarla bu iş olmuyor. Peki kimlerle olacak? Bellı değil. Nasıl olacak belli değil. Olunca neler değişecek, bellı değil. Kurultay uzak bir yerde izleyicisiz, basına kapalı yapı- lacak. Açık oy gizli tasnif olacak. Bu şaşkınlık degilse nedir ki? Medyamız da şaşkınlan oynamıyor mu? Kım nere- de ne yapıyor nasıl yapıyor bilenimiz var mı? Reyting, ış bağlantılan vs. Medyada da iş çığınndan çıktı. Bizler de bir bakıma öyle değil mıyız, şaşkınlan oy- namıyor muyuz? Bu değişim surecinden aman uzak dur- mayaJım, bu değişimi biz de yakaiayalım demıyor mu- yuz? Aşk yaşamımızdan ış yaşamımıza kadar boyle de- ğil mi? Aşk kavramı hiç bu kadar yozlaşmamıştı. Aylık, haftalık, gunlük aşklar çıktı ortaya. 'Günlük düzeylı ılış- ki' kavramı doğuverdi bir anda. Türk Starlar, Popstar- lar, Ikınci Bahar'lar. Iş meselesinde de öyle değil miyiz? Mankenlersanatçı, oyuncu olmuyormu? Yazarlar rek- lam oyuncusu, reklam oyunculan profesyone) anlam- da yazar olmuyorlar mı? Herkes kendi işini bırakıp bir diğer işe el atıyor. Aman bu değişim sürecinde yenmi- zı de payımızı da alalım telaşı. PTTmiz bıle işini gücü- nü bırakıp bankacılık da yapıyor uçak bileti de satıyor. PTT uçak bileti satarsa seyahat acentelen ne yapacak- lar? Turistık eşya ticareti anutçufuğu ya da otelcilik veya emlak komisyonculuğu yapacaklar, yapıyorlar da za- ten... Otelciler de tur işine gıriyoriar. Daha böyle yığın- la örnek sıralanabilir. Ne yapıyoruz, nereye gidiyoruz, neler oiuyor? Değiştim. Değiştik. Değişiyoruz. Tamam da aklımız başında da bu değışımı yaşaya- bilirdik. O zaman bu şaşkınlık niye? Hele şu aralık ayını bir bekleyelım bakalım. scakiralp'(mynet.com TEKZİP Cumhunyet gazetesınin 25 Hazıran 2004 ta- rihli 28751 sayılı nüshasının 7. sayfasında, Or- han Birgit ımzasıyla "Düz Yazı" başlığı altın- da yayımlanan yazıda müvekkil Caravan Dış Ti- caret Sanayi Limıted Şırketi ile ılgılı gerçek dı- şı değerlendırmelere yer verilmıştir. Bu yapı- lırken Hürriyet gazetesinin 23.06.2004 günlü sa- yısında yer alan habere atıfta bulunulmuştur. Ancak, 23 Hazıran 2004 Çarşamba günlü Hürriyet gazetesinde yer alan ve bahse konu ya- zıya dayanak teşkil eden Çiğdem (yazıda Ca- nan) Toker ımzalı haber yazı tarafımızdan tek- zip edılmış ve tekzip metnı 26.06.2004 tarihli Hürriyet gazetesinde yayımlanmıştır. (Ek-1) Orada da belirtildiğı üzere müvekkil Caravan Dış Tıcaret Inşaat Sanayi Limıted Şirketi yasa- dışı faalıyette bulunan İcışi veya kuruluşlara fi- nansal destek sağlamamıştır. Caravan Dış Ti- caret Inşaat Sanayi Lımited Şırketi yasalara uy- gun olarak kurulmuş ve yine yasalar çerçeve- sinde tican faaliyetine devam etmektedir. Yazıda belırtıldiğinın aksıne, Maliye Bakan- lığı. müvekkil Caravan Dış Ticaret Inşaat Sa- nayi Limıted Şırketi lehine vergı kolayhğı sağ- lamamıştır. Müvekkil Caravan Dış Ticaret tn- şaat Sanayi Limited Şirketi 4811 sayılı Vergı Ba- rışı Yasası kapsamında ilgili v r ergi daıresine ya- sadan yararlanmak için müracaat etmış, bınler- ce mükellef gibi müvekkil şirket de bu haktan yararlanmıştır. Hiçbir araştırma ve ıncelemeye dayanmaksı- zın yayımlanan yazının müvekkılle ilgili yan- lış degerlendirmeler içerdiği tartışmasızdır. Ka- muoyunun doğru bılgilendınlmesı ve oluşma- sı muhtemel yanlış anlamalann önlenmesı ba- kımından yukarıdaki bilgileri kamuoyu ilepay- laşmakta yarar görmekteyız. Saygılanmla. Caravan Dış Ticaret Inşaat Sanayi Limited Şirketi Veküi Av. Sait Karabulut
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle