Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAVFA CUMHURİYET 4 TEMMUZ 2004 PAZA
HABERLER
DÜNYADABUGÜN
ALÎ SİRMEN
Her Şey, Herkes Vardı
Ama 0 Gün Onur Yoktu
Sevgili,
önceki gün Pencere köşesini okumak için ga-
zetem'n 2. sayfasını açınca donup kaldım, zaman
nasıl da akıp gidiyordu.
llhan Selçuk'un köşesınin altında, "Hasan Esat
lşık> ölümünün 15. yılında özlem ve sevgiyle anı-
yoruz" diye bir ilan vermişti ailesi.
Demek aradan 15 yıl geçmiş. Oysa ben Hasan
Bey'i ölümünden az önce, babasının adını taşıyan
Kad köy Dr. Esat Işık Sokak'taki evinde ziyaret et-
mem sanki dün kadar yakınmış gibi geliyor.
Hasan Bey, benim okuldan, mezuniyet yılını ha-
tıriayamayacağım kadar büyüğümdü. Çeşitli ortak
dostlanmız vardı, kendisini politika yıllanndan ön-
ce, Paris'te büyükelçi iken tanfmıştım. Ama hep-
sinden önemlisi, Ömer Seyfettin'in Incili Kaftan
öyküsünü anımsatan onuriu bir büyükelçi kişili-
ğiydi beni etkileyen, tıpkı Osmanlı'nın 1915 yılın-
da VVashington'daki büyükelçisi Ahmet Rüstem
gibi...
Siyaset yıllannda da Hasan Bey, ilkelerini her
şeyin önünde tutmuş, bu alandaki aktif yaşamdan
aynldığında bile sorumluluğunu hep hissetmiş, her
konuda görüşlerini, uyanlannı dile getiren yazılar
hazırfamış, gazete gazete dofaşarak uyan görevi-
ni eksiksiz yerine getirmiş, ömrünün son gününe
kadar bu davranışından vazgeçmemiş biriydi.
Hasan Bey'i tanıyıp saygı duymamak mümkün
degildı.
Sonradan "12'den 12'ye 7üric/ye''krtab)nadaal-
dığım, "İki Onurlu Büyükelçi' diye bir yazı yazmış-
tım onu ve Ahmet Rüstem'i anlatan; son ziyaretim
de kitatn bir an önce kendisine takdim etmek için-
di.
Hastaydı, ama hiç renk vermiyor, sanki bir şey
yokmuş gibi davranıyordu.
• • •
Türkiye Cumhuriyeti'nde çok şükür, onur kav-
ramını her şeyın üstünde tutarak temsil ettikleri ül-
kenin hakkını veren büyükelçileryalnız Hasan Bey
ile sınırlı kalmadı.
Onlann herbirinı anmak, Sevgili, hepimiz ıçin bir
şükran borcudur.
Bunlardan biri de, Hasan Bey ile hemen hemen
aynı dönemde, meslek yaşamına atılmış olan Mah-
mut Dikerdem ıdı.
Onu, kansere yakalandığı sırada, Metris Askeri
Ceza ve Tutukevi'nden hastaneye sevki için ana-
dan doğma soyunmaya zorladıklan sırada ora-
daydım.
Mahmut Bey bu istek karşısında dikildi ve;
- Ben bu devleti temsil etmiş bir büyükelçiyim,
hastaneye gitmem, koğuşa döner orada ölürüm,
ama bu isteğinizi yerine getirmem, yanıtını verdi.
Onurlu büyükelçi, bu davranışıyla 12 Eylül faşiz-
minin hapishanemizdeki suretini dize getirmişti.
Bir şey yapamadılar.
• • •
Sevgili,
"Onur" ve "büyükelçi" sözcükleri yan yana ge-
lince anımsadığım kişilerden biri de, ilkokuldan sı-
nıf arkadaşım Emekli Büyükelçi Onur Öymen'dir.
özellikle, Bush 'un arkasına dekor olarak Boğaz
Köprüsü ve Ortaköy Camii'ni alarak Galatasaray
Üniversıtesi bahçesinde tarihi konuşmasını yaptı-
ğı 29 Haziran günü Onur'u çok andım.
Bundan 53 yıl önce orası üniversite değil, Gala-
tasaray Usesi'nin ilkokuluydu.
Onur ile ilkokul günlerimizden hiç unutmadığım
bir görüntü vardır.
Beşinci sınıftaydık, artık ilk yıllarda olduğu gibi,
demir parmaklıklara sanlıp "Kaptan düdük!.." di-
ye bağırmıyorduk. Büyümüştük, kendimize göre
düşünceler geliştirmeye çalışıyorduk. Bahardan
yaza doğru yol alan bir akşamüstü, Onur ile 29 Ha-
ziran 2004 günü Bush'un konuştuğu nhtımda vol-
ta atıp konuşurken onun şu soruyu sorduğunu ga-
yet iyi anımsıyorum:
- Acaba yanlış olan ne? Nasıl düzelecek bu
memleketin hali?..
12 yaşın yanıtlan neler olabılirdi ki?..
önemlı olan o yaşta verilecek naif yanıt değil, o
sorunun sorulmuş olmasıydı. O sıralarda, amca-
oğlu Attan iki yıllık gazeteci ve iki yıllık parti üye-
siydi.
Bu egitimci ailede, ülke sorunlanna ilgi erken
yaşta başlıyordu hep...
29 Haziran günü elli üç senelik o olayı anımsa-
yınca, kendi kendime sordum:
- Acaba Onurorada olsaydı, Bush'un konuşma-
sı üzerine ne düşünürdü?..
Ama biliyordum, o gün Onur orada değildi.
O gün orada debdebe, şaşaa, anlı şanlı politi-
kacılar, bakanlar, onlan sürü gibi denetleyen yapı-
lı Amenkan sivil polisleri, seçkin bir davetli kitlesi,
kısacası her şey, herkes vardı.
Ama o gün orada Onur yoktu...
• ANKARA (AA) - Basın Yayın ve Enformasyon
Genel Müdürü (BYEGM) Abdurrahman Bil-
giç, basın çalışanlan ile çalıştıranlann ilişkileri-
ni düzenleyen 212 sayıh yasada degişiklik yap-
mak için çalışma başlattıİdanru belirterek mes-
lek örgütleri ve sendikalardan görüş istedikleri-
ni söyledi. Bilgiç, gelmeye başlayan görüşler
ışığında değerlendirme yapacakJannı ve daha
sonra Devlet Bakanlığı"na sunacaklannı belir-
terek basın çalışanlan ile ilgili düzenlemelerin
"5953 sayılı yasa" ile düzenlendiğini hanrlatn.
Şirin'den kaçafcçHık sorusu
• ANKARA (ANKA) - Istanbul Bağımsız Millet-
vekıli Emin Şirin, Kaçakçılık ve Organize Suç-
larla Mücadele (KOM) Dairesi Başkaru Hanefi
Avcı'ya mektup göndererek, kaçak akaryakıtın
yanı sıra özeliikle resmi alım-satım ve ihaleler-
deki sahtecilik olaylanyla ilgili olarak aynntılı
bilgi talep etti. DÎE verilerine göre yılın ilk üç
ayındaki rakamJara bakıldığında petrol ürünle-
rinin rafineri imalatı ve çıkışında yüzde 10'luk
bir düşüş görüldüğünü belırten Şirin, "Akarya-
kıt kaçakçılığı konusunda 2004 yıluıın ilk altı
ayı ıçinde yakalanan toplam miktarlar ve alı-
nan tedbirler hakkında kamuoyunu bilgilendir-
meniz favdalı olacaktır'" dedi.
Türkiye Kamu-Sen'in araşürmasından Cumhurbaşkanı'na destek, milletvekillerine tepki çıkt
YıırttaşSezer'egüveniyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Türkiye Kamu-Sen'in, "Halkm
Devlete ve Kamuya Bakışı" adlı ça-
lışmadan yararlanarak elde ettiği
verilere göre, yurttaşlann en güven-
diği kurumlann başında Cumhurbaş-
kanlığı geliyor. Cumhurbaşkanlığı-
na olan güven 10 üzerinden
8.4 olarak belirlenir-
ken, milletveküle-
rine duyulan gü-
ven ise yalnjzca
1.7'dekaldı.
Türkiye Ka-
mu-Sen Araştır-
• 6 bin 626 kişinin katılımıyla yapılan çalışmadan elde edilen verilere göre.
halkın devlete güveni sorulduğunda, Curnhurbaşkanlığı 10 puan üzerinden 8.4,
öğretmenler 8.1, jandarma 7.8. emniyet ve muhtarlar da 7"şer puan aldı.
Milletvekilleri ise 1.7'de kaldı. Yurttaşlann en fazla işinin düştüğü kunımlar
hastane ve sağlık ocakJan olurken. en rahaî ettiği kurumlar da muhtarlıklar oldu.
ma Geliştirme Merkezi'nin, Ankara Üni-
versitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğre-
tim Cyesi Dr. Metin Özuğurhı'nun 6 bin
626 kişinüı katılımıyla yaptığı çalışma-
dan yararlanarak elde ettiği verilere göre,
halkın devlete güveni sorulduğunda, Cum-
hurbaşkanJığı 10 puan üzerinden 8.4, öğ-
retmenler 8.1, jandarma 7.8, emniyet ve
muhtarlar da 7'şer puan aldı. Araştırma-
nın ortaya çıkardığı önemli bir unsur da,
yurttaşlann millervekillerine olan güven-
sizliği oldu. Araşrırmayagöre, milletvekil-
len 10üzerinden ].7puanlagüvenilirlik-
te sonuncu sırada yer alıyor.
Bunun yanı sıra, yerel siyasetçiler. ko-
operatif yöneticileri, gümriik müdürleri,
medya, işadamlan ve banka müdürleri gi-
bi pek çok kişi ve kurum da toplum tara-
fından güvenilmez bulunuyor. Sendika-
nın araştırması aynca, toplumun büyük
çoğunluğunun kamuda verilen hizmetten
memnun olduğunu da ortaya koydu.
En rahatfcurummuhtarlık
Yurttaşlann en fazla işinin düştüğü ku-
rumlar hastane ve sağlık ocaklan olurken,
en rahat ettiği kurumlar da muhtarlıklar,
nüftıs müdürlükleri, tanm müdürlükleri
ve veterinerlikler olarak beliriendi. Araş-
tırmaya göre, yurttaşlann yüzde 55.6'sı
hastane ve sağlık ocaklannda, yüzde 66.7'sr
da kaymakamlıklarda işinı sıkınhsızca hal-
lettiğini belirttı.
dine tutsak
ediliyor'
ÎĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
ANKARA (Cumhuri-
yetBürosu)-Milli Eğitim
Bakanhğı'nın, derste Dar-
wın'in Evrim Teonsi'ne
değindiği için sınıf öğret-
meni Zefitaa Avcı hakkın-
da soruşturma başlatma-
sı, bilün adamlan tarafin-
dan tepkiyle karşılandı.
Uzmanlar, bu tür girişim-
lerle. "bilinıin dinin tut-
sağı" yapılmak istendiği-
ni dile getirdiler.
Milli Eğitim Bakanlı-
ğjı'nın Ankara Mamak Ulu
Onder ılköğretim Okulu
öğretmeni Avcı hakkında,
derste Evrim Teonsi'ne
değindiği için soruşfurma
açması tepkilere neden ol-
du. Bakanlığın karanna
yönelik tepkiler şöyle:
Yayıncı-yazarMu-
zafferİlhanErdost-
Sorun, bugün Darvvin ya
da evrim teorisi sorunu
değildir. Dinin ve inancın,
bilimi ve akh kuşatma, tut-
sağı durumuna düşürme
sorunudur. Tartışma, ma-
teryalist dünya anlayışı ile
tartışma, bilim ile din ara-
sındaki tartışmadır. Ka-
zırsanız, altında laikJik ile
teokratik karşıtlığı bulur-
sunuz. Kazırsanız, Saidi
Nursi'nin safsatalan ile
türban savaşlannı, yeni bı-
limi ve aklı tutsak ahnak
isteyen dinsel gericilik ile
emperyahst gericıliği bu-
lursunuz. "YeşflKuşak''ı,
"Ihmb İslam"ı ve Türki-
ye'yi tslamın model ülke-
si yapmak isteyen may-
mun benzeri bazı politik li-
derlerle burun buruna ge-
lirsüuz.
TÜBİTAKBIIİmKU-
rulu üyesi Prof. Ek-
rem Eklnd: tnsanlar,
hiçbir zaman bilimsel ol-
gularla karşı karşıya kal-
maktan bir zarara uğra-
mazlar. Asıl, bilim, zama-
nında \'e yerinde verilmez-
se zarar görürüz.
çevlrmen sevim
BGİIİ: Bence E\Tİm Teori-
si, okul çağından önce an-
latılmaya başlanmalı. In-
sanlann hay\anlar camı-
ası içinde olduğunu ço-
cuklara ögretmek, onlann
beyninde çamurdan yoğ-
rulmuş bir Adem baba ile
onun kaburga kemiğinden
türeyen bir Ha^a anadan
geldığini öğretmekten faz-
la tahribat yaratmaz.
Prof. Yaman örs:
Matematik, Biyoloji, Kim-
ya gibi dersler nasıl veri-
liyorsa Evrim Teorisi de
aynı şekilde verilmeli. Bi-
lim ve inanç çahşması ta-
rih boyunca olmuştur. Bu
çatışma da buna bir ömek.
Bugün ikn'darda olanlargi-
bi. inanç sistemini bilimin
önüne koyan insanlar, ola-
yı başka türlü görecekler-
dir. Asıl, ilkokul çağına
gelmemış çocuklara dini
bilgilerin venlmesi onla-
ra daha çok zarar verir.
Çünkü sorgulanamaz.
Evrim teorisine soruşturma
MEB, Darmn'e
düşman
M*mak Ulu Onder rikögretım Okulu
ogretmem Zelıha Avcı "msajilar da
hjyvanlann türiınden geliyor" dedı
ıçm Mıllı Egııım Bakanlıgı'na
yet edıldı Bakanltk da 2
rcncılennf teondtn b?
jçm Avcı halckında so
i * t * i * * t t *
Kapatma davası açılan Eğltlm-Sen'e destek
3
$ahkulu Sultan Vakfı'ndan gençilic gıimeri
ÖDP: Iktidar örgütlü
toplumdan korkuyor
'AKP politikalanyla
mollayetiştiriliyor'
ANKARA (AA) - ÖDP Ge-
nel Başkanı Havri Kozanoğhı
ve beraberindekı ÖDPyetkili-
leri, "anadüde eğitimi savun-
duğu
?
" için hakkında kapatma
davası açılan Eğitim-Sen'e des-
tek ziyaretinde bulundu.
Eğitim-Sen Genel Merke-
zi'nde gerçekleşen ziyarette
konuşan Kozanoğlu, hüküme-
tin örgütlü toplumdan, emek
mücadelesi veren emekçiler-
den ve çalışanJardan fazJa hoş-
lanmadığını sa\ unarak hükü-
metin işçi ve memura verdiği
zam ve alınan kararlarla butav-
nnı gösterdiğini ileri sürdü.
Türkiye"deki demokraük eğitim
girişirnlerinin her zaman saldı-
nlara maruz kaldığını ifade
eden Kozanoğlu, "Tiirkiye'de-
ideğitimin laik. demokratik ve
bifimsd obbitaıesi için mücade-
le veren Eğitim-Sen de bu sai-
dınlara maruz kahvor" diye
konuştu. Insanlann anadilleri-
ni konuşmalan, kendi kültürle-
rini yaymalan, yaşatmalan ve
anadillerinde eğitim görmele-
rinin en doğal haklan olduğu-
nu belirten KozanoğJu, bu ko-
nulann takipçisi olduğu için
Eğitim-Sen yöneticilerine te-
şekküretti.
Eğitim-Sen Genel Başkam
Alaaddin Dinçerde anadilde
eğitimi savımduğu için sendi-
ka yöneticileri üzerinden sen-
dikaya dava açıhnasının Tür-
kiye'deki demokratikleşme
sürecine zarar vereceğini ile-
ri sürdü.
İstanbul HaberServisi -Eği-
timci-yazar Ataner Yddmm.
eğitimin bilimsel, demokratik
ve çağdaş olması gerektiğini
vurgulayarak "AKP höküme-
tinin eğitim poBtikalanyla bir-
VkteokuBarînuzda molblarye-
tiştiniyor. Bbande uyknbrmz
kâçıyor" dedi.
Şahkulu Sultan Vakfî Genç-
lik Komisyonu tarafindan 6.
Gençlik GûnJeri" etkinliJderi
kapsamında eğitim sistemin-
deki sorunlan irdelemek ama-
cıyla "Nasıl Bir Eğitim İstiyo-
raz" konulu panel düzenlen-
di. Vakfîn Göztepe'deki genel
merkezinde gerçekJeşririlen
panelde konuşan Yıldınm,
"Eğitim sisteminin nlusal ÇH
kariaıia ilgisinin olmadığını.
şeriat sistemine nygun şekilde
dü/enlenmeye çahşıldığmı"
söyledi. Yıldınm, seçmeli din
dersinin kabul edilemez oldu-
ğunu vTirgulayarak şöyle de-
vam etti: "Üköğretim 6. sınrf-
lara seçmeli din dersi koynyor-
lar. Bu tutumla tüm okuflan-
nuza moDaüğı sokmaya çah^-
yorlar. İmamhanplerdeyedşen
moflalar yetnuyor mu?"
Küreselleşmenin önemli bir
sorun olarak Türk insamnın
karşısında durduğunu ifade
eden Yıldınm, "Küreselleş-
menin ürettiği insan tektipin-
sandır. Küresefleşmeden knr-
tulabilmek için doğru _va>ın or-
ganlanm taJdpedipmedyanın
tyyah ftijisiiMtaı kıntııtnignny
gerekiyor'' dedi.
Belediye tasarısı
Durak:
Dağfare
doğurdu
ÇETİNYİĞENOĞLU
ADANA - Türkiye Bele-
dıyeler Birlıği (TBB) ve
Adana Büyükşehir Beledi-
ye Başkanı Aytaç Durak,
Önümüzdeki günlerde
Meclis Genel Kurulu'nda
görüşülerek yasalaşması
beklenen "Büyükşehir Be-
lediye Yasa Tasansı"nın
beklentilere yanıt vermek-
ten çok uzak olduğunu,
karmaşa ve israfa yol aça-
rak verimli hizmet üretimi-
ni engelleyeceginı söyledi.
Durak, "Dağ fare doğur-
du" dedi. Söz konusu,
3030 Sayıh Büyükşehir
Belediye Yasasf nın değjş-
tirihnesi yönünde yıllar-
dır çaba harcandığını be-
lirten Durak. yasanın yü-
rürlüğe girdiğı 1984'ten
bu yana yol açtığı sıkınh-
lan, "Birdelikuyuyiıbirtaş
atar,kırkakdbçtkaramaz"
ıfadesiyle anlattı.
Durak, önümüzdeki
günlerde çıkması olası ya-
sa için hazırlanan ve son-
radan değiştırilen tasan
hakkında Başbakan Tay-
yipErdoğan. bazı vahler ve
belediye başkanlannın da
kahldığı bir toplantıda gö-
rüş btrliğine vanldığını an-
latarak "Tasan o halhle
Ankara ve İstanbul'un dı-
şmda beledi\«lerde birviik-
şehir yapilanmasmı kaidı-
nyordu. Savm Erdoğan da
bu görüşü benimsemiştL
Sayın Cumhurbaşkanı Se-
zer ise Uçe beJedhelerinin
'şube' statüsünegetirilme-
sini saMinuyordu. Ancak
ne olduvsa oldu, tüm bu
vakJaşımlardan vazgeçil-
dl başa dönülerekkarma-
şadaısrareünevekararve-
rildj" dedi
Durak, tasanrun bu şe-
kılde yasalaşması duru-
munda, Türkiye'de nüfu-
sun yansına yakın bir bö-
lümünün yaşamını doğru-
dan olumsuz bıçimde etki-
leyeceğine dikkat çekerek
şöyle konuştu: "Butasany-
lacöziimsüzlükterrihedil-
m^tir. \edd karmaşası de-
vam edecektir. bu bÖylebi-
linsinr
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected]
Deniz otobüslerindeki basın indi-
riminden yararlanmak üzere mayıs
ayında Akbil almak için çalışmalara
başladık. Çalışmalara başladık diyo-
rum, çünkü basın indirimli Akbil'in
nereden alınacağını keşfedebilmek
amacıyla epeyce ön çaiışma yapmak
zorunda kaldık. Taksim'deki İETT
merkezine gittik, derdimizi bile an-
latamadık. Sonra Tünel'e gidin de-
diler. Oradan da elimiz boş dönün-
ce, hedefimiz Yenikapı'daki Deniz
Otobüsleri işletme binası oldu. Halk-
la llişkiler Bölümü'ne başvurduk.
llgiyle karşılandık. Müdür Bey,
"OraJ Beyburaya kadarnezahmet
ettiniz, birçok yerden bu kartlan
alabilirdiniz" dedi. Halbuki Yenika-
pı dışında böyle bir hizmet verilme-
diğini öğrenmiştik. Neyse buradan
basın indirimli kartlanmızı vendiler. YaJ-
nızca bir sorun kalmıştı: Bu kartla-
ra Akbil butonu taktırmamız gereki-
yordu. Bu da çok kolaydı gidip her-
hangi bir İETT bürosundan bu bu-
tonu taktırmamız mümkündü. Bizi
sempatiyle yolcu ettiler.
Şehir Hatlannda TV Yayını...
Artık her şeyin çözüldüğüne ina-
nıyorduk. Birkaç yere başvurduk-
tan sonra Karaköy'deki Tünel giri-
şinde bu butonlann takıldığını söy-
lediler. Gittik, "Burada onlardanyok"
cevabını verdiler. Bostancı'ya gidin
oradan takıyorlar dediler. Adaya gel-
dik ve bir vapurla Bostancı'ya geç-
tik. Bostancı'daki İstanbul Deniz
Otobüsleri bürosuna başvurduk ve
yine elimiz boş döndük, çünkü bun-
lan oradan da vermiyorlardı.
Gideceğimiz yer kalmadı. Bu ka-
dar zaman yitireceğimizi bilsek hiç
böyle bir işe girişmezdik. Şimdi eli-
mizde indirirn kartımız, Akbil buton-
suz olarak duruyor, tabii bir işe de
yaramıyor. Yeniden Yenikapı'yagrt-
mek mi gerekiyor acaba? Orada bir
çözüm bulabilir miyiz? Bu dolaş-
maları yaparken, güler yüzlü Halk-
la llişkiler Müdürü'nü düşünüyorum.
Acaba kendisine bir telefon etsem
de ne yapacağımı sorsam mı?
İstanbul Deniz Otobüsleri Işlet-
meleri Halkla llişkiler Müdürü'y'e ko-
nuştuğumuzda, deniz otobüslerin-
de ve Ada vapurlanndaki TV yayın-
lanndan şikâyet etmiştik. Deniz oto-
büslerinde her köşeye konulan TV
vericileri iki saat boyunca susmak-
sızın ve sonuna kadar açılmış bir
şekilde yayın yapıyorlar. Dinlemek is-
teyip istemediğinizi, rahatsız olup
olmadığınızı soran yok. özellikle de
Yenikapı-Bandırma ve Yenikapı-Ya-
lova seferleri TV yayınları nedeniy-
le bir eziyete dönüşüyor. Halbuki bir
TV odası yapılsa meraklısı oraya
toplansa sorun çözülecek. Yahut TV
yayınlı bölümler, TV yayını olmayan
bölümler şeklinde bir aynm da ya-
pılabilir.
Bizler bu şikâyetlerimizi dile geti-
rirken gazetelere yeni bir haber da-
ha yansıdı: Şehir Hatları vapurların-
da kapalı devre TV yayınlan yapıl-
ması için ihale açılacakmış. Şehir
hatlan vapurlannın işportacılannı he-
pimiz biliriz. Yolculuk boyunca en
üst düzeyden bağırarak mallarını
satmaya çalışırlar. Eskiden birçeşit
mal getirir satar ve giderdi bu pazar-
lamacılar. Sonra buranın kıymetli bir
pazar olduğu anlaşılınca satıcı sa-
yısı arttı. Zaman zaman rekabet kav-
gaları yaşandı. Onlann bağırtıların-
dan güzelim vapur yolculuklan tat-
sız bir hale geldi.
Pazarlamacılann yararlandığı bu
sistem, şimdi ihale yoluyla tam bir
esarete döndürülmek isteniyor. Ge-
çen yıllarda denenen ve vapuriarı
bir gürültü bombasına çeviren bu
kapalt devre yayınlann yeniden iha-
leye çıkarılacağını duymak bile can
sıkıcı.Biryandan işportacılar, biryan-
dan TV bağırtıları, tam bize uygun
bir yolculuk biçimi diye de düşüne-
bilirsiniz.
Şimdiden bu ihaleye itiraz ediyo-
ruz. Gerekirse Idare Mahkemesi'ne
dava açmak için harekete de geç-
mek niyetindeyiz. Şehir Hatlan ilgi-
lilerine duyurulur.
Bir ikinci itirazımız da şu: Adadan
adaya gidişler yine paralı oldu. Her
yer iki milyon. İki saatlik yoldan gelen-
ler için iyi de, 10 dakikalık adadan
adaya seferter için bu para çok yük-
sek. Üstelik bugüne kadar adadan
adaya gidiş gelişlerin parasız ol-
duğunu hatırlarsak. Büyükada'da
oturmayan diğer Adalılar, her türlü
resmi işleri için Büyükada'ya gel-
mek zorundalar. En küçük bir iş için
4 milyon lira masraf etmeleri
gerekiyor.Anlaşılan gişelere jeton
geçişi koyarken adadan adaya giriş
için özel bir çözüm bulamayıp, bütün
yol paralannı eşitlemişler.
Neden bizde yapılan hizmetler bir
eziyete dönüştürülür, anlamak müm-
kün değil. Adalara yolculuk neden
bu kadar sıkıntılı hale getiriliyor?
Neden bir gün de halkın ihtiyaçlanna
uygun yollararaştınlıp keşfedilmiyor.
Gürültü ve engel bir mil\i hasletimiz
mi acaba?