17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 TEMMUZ 2004 PAZAR 12 PAZAR KONUGU ASAMBaşkan Yardımcısı veJeopolitikStratejikAraştırmalan BaşkanıArmağan Kuloğlu ileBOP'u konuştuk S Ö Y L E S I : LEYLA TAVŞANOĞLU Jeyla.tavsanoglu(« cumhuriyetcom.tr htanbul'daki NATO zirvesinde ahnan kararlann nelergetireceğini hep birlikte ileriJa tarihlerde, olaylar netleştikçe göreceğiz. Kimlerin başımıza daha ne çuvallar geçireceJderini de anlayacağız. Türkiye, 'Büyük Ortadoğu Prvjesi "nin (BOP), Istanbul İşbMiği Girişimi 'nin izleyeceğiyolda bakalım neleryapacak? GeleceJderin ayırdvnda olanlar, ıtyarı üzerine uyarıda bulunuyorlar. Türkiye 'nin îrak ve daha başka bataklıklam çekilmeye çalışıldığınm tehlike çanlannı çalıyorlar. Bunlardan birisi deAvrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) Başkan Yardımcısı veJeopolitik, StratejiAraştırmalan Başkanı Emekli Tümgeneral Armağan Kuloğlu. Bu bölgede dışardan dayatmayla hiçbirşeyin yapılamayacağını, ancak bölge ülkelerinin inisiyatifleriyle belli bir projeninyürütülebüeceğini savunuyor. Terörle mücadele ederken esas olarak terörün kökünün kazınması konnsunda neABD ne NATO ne de BM'nin hiçbir adım atmadıklanna dikkat çeken Armağan Paşa önemleşu uyarıyı da yapıyor: "Birtahm hareketler hep demokrasi adınayapılıyor. Ama laiklikolmadan demokrasi olmaz. Demokmsinin teminatı laikliktir." TürkiyeBOP'takilitülke- NATO neden şimdi alan dışına çıktı, sizce? KULOĞLU - NATO'nun felsefesi kendisine olan tehdıdi kendi topraklannda önlemekti. Ama ondan sonra caydıncılık ve ileriden savunma dokt- rinleri ortaya çıktığı içın tehlikeyı daha uzak bir noktadayken bulunduğu mahalde ortadan kaldır- mak ve etkisiz hale getirmek için alan dışı arayışı içerisine ginniştir. AJan dışı mutiaka kendi yörüngesi dışındakı ül- kelenn alanı içinde olacaktı. Bunlar da Sovyetler Birliği'nin ya da Varşova Paktı'nın yörüngesinde- ki ülkelerdi. Dolayısıyla dünyarun iki kutuplu ol- duğu dönemde bunun hayata geçirilmesı çok zor- du. Ama NATO Soğuk Savaş sonrasında. tek ku- tuplu dünya düzeninde So\yet tehdidı ortadan kalk- tığı için bir karmaşa ortamı doğduğundan banşı kur- ma ve banşı kollama gücü olarak ortaya çıktı. Do- layısıyla da alan dışına çıkmak zorunda kaldı. Bu- nun başka bir nedeni de kendisine olan tehdidın kendi topraklanna intikal etmeden bulunduğu yer- de etkisiz hale getirilmesi zorunluluğuydu. - Peki, NATO tek kutuplu düzende neden ken- dine başlıca tehdit olarak terorizmi seçti? KULOĞLU - Bakın, tehdit terorizm olunca ve terorizmden medet uman ülkeler içerisindeki ka- nşıklıklar ortaya çıkıp o ülkelerin rejimleri sorgu- lanmaya ve onlara karşı Afganistan'da. Irak'ta ol- duğu gibi harekât yapılmaya başlanınca. NATO ken- dini yeniden tanımlamak zorunda kaldı. Burada da en önemlı konu ABD ve NATO. Bu ilişkiyi. bu den- geyi çok iyi ve net ortaya çıkartmak lazımdır. - Yaniyumuria mı tavuktan, tavukmuyumur- tadan nteselesi mi? KULOĞLU - Evet. NATO şimdi bu yeni fonk- siyonlan üstlenmeye çalışıyor. bu yeni tehdit algı- lamasına göre kendini organize etmeye çalışıyor. Bunlara yöneliyor. alan dışına çıkıyor. Yeni arayış- lar içinde. Bütün bunlan da ABD'nin önderliğin- de yapıyor. Yani bir noktada ABD ve NATO özdeşleşmiş du- rumdadır. - Zaten NA TO bütçesiniıt aslanpayını ABD kar- şılamıyor mu? KULOĞLU - Tabıi, o karşılıyor. Belki doğru, bel- ki yanlış, ama NATO öyle bu- hale geldi ki ABD'nin tek kutuplu dünya düzenındekı hegemon güç ol- ması sıfatıyla dünyayı konrrol edip banş ortamı ya- ratmak içuı kullandığı uluslararası bir örgüt gibi duruyor. ABD, tek başına yapmak istemediği ey- lemlerde kendine acaba birtakım yandaşlar, ortak- lar mı anyor° Böyle sorular da akıllara takılıyor. - Peki, ya Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ya da Genişletilmiş Ortadoğu Projesi'nde (GOP) NATO'nun konumu nedir, sizce? KULOĞLU- Ben de oraya gelecektim. Bu tek kutuplu dünya düzeni ortaya çıktığında ABD güç kazandığı için değil, öbür ülkeler güç kaybettık- len için üstte kaldı. Dolayısıyla da tek süper güç olarak ortaya çıktı. Artıİc dünyada ABD müda- hale etmezse hiçbir sorun çözülemeyecek duru- ma geldi. Bosna-Hersek'te. Kosova'da, Somalı 'de a)Tiı şey oldu. Hangi bölgeye bakarsanız bakın ABD etkın olarak müdahale ederse çözüm bulunabiliyordu. Hem de bu BM çerçevesınde oluyordu. BM, ABD olmaksızm, destek vermeksizın tek başına hiçbir şey yapamaz hale geldi. Dolayısıyla, dünyadaki de- ğişen ortamdan dolayı ABD, BM'nin de üzerinde bir fonksiyon elde etti. - ABD 'nin dünyayı kontrolü altında tutmafik- ri çerçevesınde AB ile ilişkilerini nasıl değerlen- diriyorsunuz? KULOĞLU - AB'deki ülkelerin çoğu aynı za- manda NATO üyesi. NATO ise ABD'nin tam ola- rak değilse bıle bir noktada güdümü içerisinde bu- lunduğundan AB. ABD için bir sakınca oluştur- muyor. Orada da ABD'nin bu karşı konulmaz gü- cüne karşı ekonomik birlik içinde bulunan AB si- yasi bir birlik olmaya doğru itildi. Öyle ki hatta AB kendi savunma ayağmı oluşturmak zorunda oldu- ğunu bile hissetti. ABD genişlemeyl destekledl - Ama AB, bu savunma ayağmı oluşturmayt becerebildi mi? Sonunda NATO'danyardım is- temek zorunda kalmadı mı? KULOĞLU - AB üyelerinin çoğu NATO üyesı de olduklanndan. hem milli kuvvetinden NATO'ya tahsis ettiği güçler de bulunduğundan ve bunlann dışında güç oluşturmalan mümkün olmadığından, yeniden bü" askeri altyapı kuruknasırun finansal da- hil pek çok zorluğu bulunduğundan NATO olanak ve yeteneklerinden yararlanarak savunma ayağını geliştirme gibi biryol izlemeye çalıştılar. Böyle olunca da bir noktada NATO'nun. dolay- lı olarak da ABD'nin güdümüne girmek durumu- na geldiler. ABD sürekli olarak NATO'nun genış- lemesıni destekledi. Çünkü NATO genışledikçe ABD'rün hâkimiyeti arttı. NATO'ya her yeni üye olan ülke kendi açısı ve yönünü ABD'ye çevirmek zorunda kalıyor. Bu- nun tersine ABD, AB'nin genişlemesıni de destek- ledı. - Neden? KULOĞLU - Çünkü orada daha değişik bir du- rum vardı. AB genişledikçe siyasi birlik olma gü- cü azalıyordu; karar alma mekanizması zayıflı- yordu. Bu durum da ABD'nin işine geliyordu. Ya- ni hem NATO'nun. hem AB'nin genişlemesi ABD'nin çok işine geldi. Böyle bir ortam içinde Avrupa'da ABD'nin ken- ARMAĞAN KULOĞLU Emekli Tümgeneral 1965te Kara Harp Okulu'nu, 1966'da Topçu ve Füze Okulu'nu, 1970teKara Havacüık Okulu'nu, 1978'de Kara Harp Akademisi'ni, 1986 'da Silahlı KuvvederAkademisi'ni bitirdL 1974te Kıbns Banş Harekân 'na katddı ve Kıbns Liyakat Madafyast aUL 1982-85 arası IVashington 'da Kara Askeri Ataşesiolarak görev yapü. 1991'detuğgeneraüiğe terfi ederek Ege Ordu Kurmay Başkan YanhmaUğı ve Kara Havacüık Okuiu Komutanlığı'nı yurüttü. 1995te tümgeneraUiğe terfi etti. Üçyıl süreyle Milli Savunma Bakanhğt Müsteşar Yardımcûığı ve Türkiye Milli Silah Direktöriüğü görevlerinin ardmdan 1999'da emekli oldu. Şimdi. Aırasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) Başkan Yardımcısı ve Jeopolitik, Strateji Araştırmalan Başkanı. di hâkimiyetiyle ilgili hiçbir sorunu yok. Soğuk Savaş sonrast çölcüntü - Peki, bütün bu konuştuklanmız doğrultusun- da Rusya 'nin durumuyla ilgili ne düşünüyorsu- nuz? Rusya, NA TO 'nun genişlemesi vegüç kazan- ması bağlamında nerede duruyor? KULOĞLU- Rusya Soğuk Savaş sonrasuıda eko- nomik çöküntü, yolsuzluk ve düzensızlik girdabına kapıldığından ABD'ye bu noktada muhtaç duruma geldi. Hatta ekonomik bakımdan ABD'ye bağımlı oldu. Dolayısıyla da ABD'nin kontrolü altına girdi. Bir de 19 artı 1 formülüyle NATO'ya entegre ol- ması, daha sonra bunun 20'li formasyona dönüşme- siyle Rusya'nın NATO'nun karar alma sürecinde yer alması. ancak oy ve veto hakkının bulunmama- sı, sadece bilgi sahibı olması. bu bağlamda görüşü- nün alınır hale gelmesi. Rusya'nın da NATO'nun ve ABD'nin kontrolü altına girmesi sonucunu doğur- du. - İyi de Rusya bütün bunlan yaparken öbür ta- raftan da Şanghay İşbMiği Örgütü 'nün de nere- deyse motoru durumunda. Buna ne demeli? KULOĞLU- Evet Asya'ya geldığimiz zaman ora- da en büyük güç Çin. 1 milyar 300 mih/on nüfusu, ülke olarak baktığıruzda ekonomik olarak güçlü, ama birey bazında baktığınızda ekonomik olarak zayıf bir ülke Fakat teknoloji açısından kendi ken- dine yeterh, oldukça da iyi teknolojiye sahip, üste- lik de devamlı gelışim içinde. Çin yeni bir süper güç olarak ortaya çıkmak, Av- rasya'da ve dünyada söz sahibi otmak istiyor. Çin'in üç aşamalı bir stratejisi var. Önce sınırlannı emni- yete almak, sonra ekonomik kalkınmasını saglamak, ardından da ekonomik kalkmmayla birlikte güçlü bir silahlı kuvvetler kunıp tek süper güç olmayı amaç- lıyor. Sınırlannı güvence altına almak için birtakım di- yaloglar içine girdı. Ona en çok tehlike de Rusya va Orta Asya'daki Türkı cumhuriyetlerden geliyordu. Dolayısıyla oradaki sınırlannın güvenliğini sağ- laması gerekiyordu. Böylece "ŞanghayBeşfisi" ku- ruldu. Budaha sonra "Şanghav Alulısı". şimdi de Şang- hay tşbirliği Orgütü olarak ortaya çıktı. Şanghay tş- birliği Orgütü Avrasya'da hem Rusya'yla Çin'in bir- bırlerini kontrol etmeleri hem de çıkar alanı olan Or- ta Asya'da tek başına hegemonvarun önlenmesi, hem de sınırlann emnıyete alınması amacmı güdüyor. Böylece Rusya ve Çin geçici olsa da bir anlamda bir ittifak içinde birleşriler. Çin'in Dünya Ticaret Örgütü'ne (WT0) girmek, ABD'yle ticaretini geliş- tirip mallannı satmak istemesi, yabancı yatınmlann gelip ekonomik kalkınmasmı geliştirmesini amaç- laması, onu uluslararası sisteme doğru itri ve dola- yısıyla da ABD'nin, tam değil ama. bir anlamda ekonomik olarak hâkimiyeti altına soktu. - YaniABD şimdi köpeksiz köyde sopasız mı do- laştyor? KULOĞLU - Evet. A\Tupa'da. Rusya'da, Avras- ya'da. Çin'de sorun yok. Ortada kendisi ıçın bir den- ge unsuru var. ABD, Rusya'yla Çin'i Pasifik'ten kontrol altınaalmak için Güney Kore, Japonya, Tay- van, Endonezya, Malezya gibi ülkelerle de iyi iliş- kiler kuruyor ve oralarda da kuvvet bulunduruyor. Artık hiç sorunu yok. Tamamıyle hegemonyası- nı sürdürecek noktaya geldi Ama şrmdi başına bir dert çıktı. 0 alan içinde kontrol edemediğı bir lcu- şak var. Kadtfe devrlm - Orası neresi? KULOĞLU-Bukuşak Afrika'nm kuzeyinden baş- lıyor, Ortadoğu'dan Kafkaslar'a, oradan da Orta As- ya'ya doğru gidiyor. Bu kuşağa baktığınız zaman Is- lam dünyası olduğunu görüyorsunuz. Bu bölgede- ki rejimler demokratik olmadıklan için burası ulus- lararası sisteme monte edilemiyor; o sistemin dışın- da kalıyor. Kontrol edilemedığinden de ABD'ye ve "hûr dûnya"ya karşı bir tehdit halıne geliyor. Bunu gıdermek için bir formül buldu ve "Ben bu ülkelerin rejimfcrini değiştinneliyiın. Serbest prvasa ekonomisinu demokrasni buraya sokarsam. bu böl- ge. i de uluslararası sisteme monte ederim. O zaman da kontrohim aJünda tutarun" dedi - İyi de bu mantalite uluslararası hukuka, Ce- nevre konvansiyonlanna aykın değil mi? KULOĞLU- Yooo... Rejim değiştirirken oralara insani yardım için gidiyor. Bunu yaparken de o ül- kelere bir şablon uygulamayacak. Çünkü her ülke- nin kendine özgü koşullan var. Bazılan ekonomik yardımla, bazılan sosyal temas suretiyle kontrol al- tına gjrebilir. Diş geçiremeyeceği ülkelere de güç kul- lanması gerekecektır. Bunlardan bir tanesi Afganis- tan. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) içinde Afganis- tan, Pakistan gibi ülkeler de var. 11 Eylül olayından sonra Afganıstan'a yaptğı harekât hem bu ülkeyi kont- rolü altına almasını, hem Pakistan'ın kendi kontro- lü altına girmesini ve müttefikı olmasuıı sağladı. Orada güç bulundurmak suretiyle de Orta Asya'da- ki hâkimiyetini garantiledi. - Bu manzarada Kafkasya nasılgörünüyor,pe- ki? KULOĞLU - Kafkasya'da Azerbaycan statüyü koruyor. Son olarak Azerbaycan Devlet Başkanı Ö- ham Aliyev burada yaptığı konuşmada, NATO 'dan yardım isteme noktasındaydı. Uluslararası güçlerin Ermenistan'la olan anlaşmazlıklanna müdahale et- melerini, bunu çözmelerini ve Azerbaycan'ın top- rak bütünlüğünü sağlamalannı talep etti. Demek ki Azerbaycan'la ABD'nin ilışkıleri daha yumuşak. daha uluslararası sisteme doğru gider bir durumda. Gürcistan'a bakıyoruz. Bir kadife devrim yapıldı. Dolayısryla Gürcistanda birnoktadaABD'nın konttolünde. Gürcistan'daki üsler. ha\aalanlan Tür- kiye vasıtasıyia kontrolde tutulu>or. Azerbaycan Or- dusu Türkiye tarafindan eğitiliyor. BOP'ta yeni Isfmler - Peki, Rusya hâkimiyeti altındaki Ermenistan bu bağlamda ne olacak? KULOĞLU- Ermenistan'ı Rusya'nın hâkimiye- ti altından çıkartmak için ABD'deki zengin işadam- lan vasıtasıyia ekonomik yardımlarda bulunuluyor. Bu arada ABD. Ermenistan'la olan sınırlan açması için Türkiye'yi zorluyor. Türkiye'nın Ermenistan'la ilişkilerini düzeltmesini istiyor. Çünkü Ermenıs- tan'ın Türkiye'yle ilışkıleri düzelir. ABD'den gıden ekonomik yardımlar da yerinı bulursa Ermenistan' ın Rus}'a'nın etkisinden kurtulacağı hesabını yapıyor. Böylece Kafkaslar'daki hâkimiyeti tamamlanmış olacak. Ashnda Kafkaslar'la Orta Asya ülkelerinde soru- nu yok. Sorunu kala kala Kuzey Afrika ülkelenyle bildiğimiz Ortadoğu'da kalıyor. NATO'ya üye çabası -Ama sözünü ettiğinizkuşakbizzatABD 'nin ken- disi tarafindan yaratılmamış mıydı? KULOĞLU - Evet. Bir noktada öyle. Aynen El Kaide'ye destek venp daha sonra El Kaide'nin, ken- dismi \Tirması gibi... Bakın. NATO'da "Akdeniz Ül- keleri DiyaJoğu1 " diye bir oluşum çıktı. Geçmişi çok yeni değil. 1995 yılına dayanıyor. NATO'nun pat- ronu ABD olduğu için bu BOP ya da GOP ortaya atıldıktan sonra tepkı çekmeye başladı. O bölgede- ki ülkeler demokratik değiller. Bunlar ya aşirettir, ya kabiledir. ya krallıktır. ya emirliktir. Bunlar şimdi gün gelir rejimlerimiz de- ğişirse bütün çıkarlanmızı kaybederiz diye bir tep- ki göstermeye başladılar. ABD'nin Afganistan'da, Irak'ta olduğu gibi askeri güç kullarup kendilerine savaş açacağı kaygısına kapıldılar. Bu tepkilerin so- nucunda BOP ısim değiştirmeye başladı. Önce "Ku- zey Afrika İnisnauTı ve Körfez ITkelerhie İMşkikr'' oldu. Yani yeni yeni isimler... Yanı BOP'la birlikte o hegemon güç bu bölgeye geliyor. endişesi yok edı- lip bu bölgelerle diyalog halinde olan, yardım elini uzatan bir projeye dönüşmeye başladı. - Yanifena haldegüler yüzlü mü olmaya başla- dı? KULOĞLU-Evet, güleryüzlü. Üstelik körfez ül- keleri buna biraz da sempatiyle bakmaya başladılar. Irak konusunu da bu şekliyle halletmek mümkün olmadığından birtakım bahanelerle oraya müdaha- le etti. Irak'la birlikte amacı İran'ın. Sunye'nin re- jımlerini de değişnrmekti. Hatta Suudi .Arabistan'a da benzer bir harekât yapma>ı planlıyordu. Ama şu ana kadar Irak'ta istediği sonucu alamadı. - Peki, Türkiye 'nin konumu sizce çok mu par- lak, bu kosullar altında? KULOĞLU- Türkiye. Soğuk Savaş'ın başlangı- cında NATO'ya üye olmak için büyük çaba harca- dı. NATO, Soğuk Savaş sonuna kadar 16 üyeyle de- vam etti. Türkiye içın NATO üyeliği en azından Sov- yet tehdidini bertaraf etmek bakımından yararlı ol- muştur. NATO aşm zamanda Türkiye'nin Baü'ya açıl- masmuı. Batı'yla entegrasyonunun da bir aracı ola- rak ortaya çıkmıştır O bakımdan Türkiye'nin NA- TO üyeliğinin yararlı olduğu görüşündeyim.. NATO alanı dışına cıkabilir - Ya Soğuk Savaş sonrası? KULOĞLU- Soğuk Savaş sonrası NATO üstlenmiş olduğu yeni misyonlar sonucunda zaman zaman ken- dine zarar vermeye başladı. ABD'nin bir aracıymış gi- bi ortaya çıktı. Öteyandandün>'adakıbelirsizliklerde- vam ediyor. Bir kere bir terör olgusu \ar. Bununla mü- cadelede yakm bir zamanda sonuç alınacak gibi görün- müyor. Bu, uzun süre devam edecek gibi... Terörü üreten ülkeler var. Bunun kaynaklannın mut- iaka ortadan kaldınlması gerekir. Dünyada NATO ka- dar organize olmuş bir savunma örgütü yok. O neden- le NATO'nun bu şekliyle devam etmesi, ancak yeni tehdit algılaması. yeni misyonlar. yeni görev alanlan- na göre kendini yeniden organize etmesi şart. Bir kere NATO'nun uzak noktalara güçleri taşryacak imkâna sahip olması lazım. îkinci konu şu: Uzak mesafelerde görev yapılacağı için özellilde ha- va kuvvetleri açısından. havadan ikmal işlemlerinin çok geliştirilmesi gerekiyor. Üçüncü konu uzak noktalarda çokulushı güçleri kullanma durumu olduğundan çok iyi ve gizli bir telekomünikasyon sistemine sahip olunma- lıdır. Dördüncü konu ise NATO'nun yapısında artık klasik ordulardan çıkıp daha çok özel kuvvetlere kayıp, eğitim itibanyla da özel kuvvet eğitimine agırlık vere- cek bir yapıya dönüşmelidir. Zaten NATO bünyesinde buniar dile getiriliyor. Terörü yaratan kaynaklar - Ya düzenli ordular? KULOĞLU - Ülkelerin her zaman düzenli ordulara da ihtiyaçlan var. Bu ülkelerin dengesellikle düzenli or- dulann da muhafaza edilmesi gerekir. NATO herhalde önümüzdeki birkaç yıl içinde bir transformasvona girecektir. Yalruz yapılacak buyeni ça- hşmalar hep terör konusuna odaklanıyor. Terörie mü- cadelede başka bir savunma örgütü olmadığından. bu demokratik rejımlerle yönetilmeyen ülkelerden kay- naklandığından NATO böyle zaman zaman alan dışın- da kullanılabilecek. Ama esas olarak terörü yaratan kaynaklann ortadan kaldınlması konusunda ciddi bir gayret yok. 11 Eylül saldınsının neden olduğuna baktığımızda, geldiğı nok- ta Israil-Filistin çatışmasıdır. ABD'nin o konuda yan- lı, sınırsız olarak Israil'i desteklemesi ve orada mazlum duruma düşen Filistinlilerin başka çarelerinın kalma- ması. bunu gören öbür tslam ülkelerini ABD'yle baş- ka türlü mücadele olanağı kalmadığına inandırdı. tşte, çok güçlüyle çok zayıfın mücadele sisteminde şiddet ve terörün kullanılma durumu, bu terörü besledi. - Peki, onlarcayıldır süren bu anlaşmazlığa sami- mi olarak bir çözüm bulunmak isteniyor mu, sizce? KULOĞLU- Bugün çok geç kalınmasına rağmen Is- rail-Filistin anlaşmasının derhal sağlanmasına gidilme- lidır. Ama ne BM'nin, ne ABD'nin ne de NATO'nun böyle bir girişimi var. Hatta bundan kaçnklannı görü- yorum. Israil'in devlet terörüönlenebilirse birtakım so- nuçlar alınması mümkündür. Bir sonuç alındıktan son- ra orada istikrar sağlanması için ekonomik, eğitim, sağ- lık yardımlan götürmek suretrj'le o ülkelerin de refah düzeylerini vükselttiğiniz zaman terörün kaynağının en azından bir İasmını kurutmuş ohırsunuz. Belkı bir baş- ka yerden, bir başka terör \ine de cıkabilir. Ama şu an- da o kaynağın kurutulması zorunludur. El Kaide'nin ha- yatiyet bulmasmın nedeni İsraü-Fılisnn çatışmasıdu". BOP blçim değlgtlrdl - NATO'nun BOPya da GOP'tayer alması ne bi- çimde olabilir? KULOĞLU - BOP'un. ABD tarafindan ortaya atıl- dıktan sonra isim ve biçim değiştirdiğini biliyoruz. ABD bu proje içinde NATO'yu kullanmak istiyor. Ama NA- TO içinde bazı güçler, ABD"nin bu yaklaşmuna pek de hoşgörüylebakmrv'or. DolayTsıylaNATO'nunresmiola- rak BOP'ta görev alması oldukça zor. ABD. bunda yer almasıyla NATO ülkelerini parça parça ikna yoluna gi- debılir. NATO ancak bu şekilde BOP'ta yer aİabilir Bu noktada Türkiye'nin durumu önemlı. Şu anda Türki- ye'nin hem AB, hem de ABD nezdinde itiban çok yük- sek. - Ama durduğu yerde ABD 'nin Türkiye 'yi bu ka- darpohpohlamastnın nedeni sizce nedir? KULOĞLU - ABD'nin bu kadar Türkiye'ye övgü- ler yağdırmasının. bu kadar göklere çıkarmasının boş olmadığını. ABD'nin BOP çerçevesinde Türkiye'>i kullanmak istediğini hiçbir zaman aklımızdan çıkarma- mamız gerektiğıru ifade etmek istiyorum. Türkiye'ye önce "model ülke" ve "cephe ûlke'' rolü biçriler. Çün- kü Türkiye coğrafi olarak merkezi bir ülke konumun- da. Dola>ısıyla o coğrafyaya müdahale edecek güçle- rin Türkiye'ye intikal etmeleri gerekiyor. .ABD'nin Tür- kiye'den üs, liman taleplerinin. asker bulundurma istek- lerinin altında yatan gerçek budur. - Ama Başbakan, Türkiye 'nin model ülke olma ni- yetinin bulunmadığını söyledl.. KULOĞLU - Model ülkeyiz diye ortaya çıktığınız zaman bölge ülkelerinden tepki alırsınız. Durup durur- ken terörün odak noktası haline de gelirsiniz: zarar da görürsünüz. Türkiye tabii bir modeldir. Model olarak gösterilmemesi gerekir. Aynca Türkiye laık, demokra- tik, hukuk devleti anla\ışına sahip, bütün bunlann ya- nında da çoğunlukla Müslümanlann yaşadığı bir ülke- dir. Türkiye 'de İslamla demokrasinin bir arada yaşama- sını sağlayan unsur laikliktir. Bunun da hiçbir zaman akıldan çıkanlmaması gerekir. Bu projeler çerçevesin- de laiklik konusunu son derece önemli görüyorum. La- iklik demokrasiıun temınatıdır. Bu hiçbir zaman akıl- dan çıkanlmamalıdır. Yoksa dışandan rejimi değiştir- mek ve demokrasiyi getirmek için ortaya çıkılırsa ay- nen Irak'ta olduğu gibi tepki çekilir, daha kötü durum- lar oluşur, istikrar tamamıyla bozulur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle