22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SA.YFA CUMHURİYET 4 TEMMUZ 2004 PAZAR 14 UlA kultur@cumhuriyet.com.tr Ölümünün 15. yılında CevatDereli 'nin 'tümyapıtlannı kapsayan' bir sergi hâlâ düzenlenmedi görecetikdeğeriKAVA ÖZSEZGtN Sanat tarihınde gerçek bir "usta" ya da "öocfi" sıfatını, öne çıkmak ve kendinden söz ettirmek için ola- naklan zorlamaya gerek duymak- sızın kazanmış olan soylu sanatçı- lar var. onlann bu güven yaratıcı ko- numlan. salt yaşarken değil, haya- ta veda ettikten sonra da "kazand- mış" birhak olarak geçerliliğiniko- rur. Bütiin kuşkulan, sanki bir an- da silip atmışlardır üzerlerinden. Bir deger sıralaması ya da sınıf- landırma söz konusu olduğunda, alacakJan yer önceden, hiçbir kuş- kuya yer vermeyecek biçimde be- lirlenmiştir. 0 yere, olası bir itiraz gelmeyecegi gibı, akan zaman için- de o yerin tekabül edeceği sanatsal göstergeler de uyumlu bir degişim yansıtır, onlann yeni baştan yorum- lanmasını gerektirecek bakış açıla- nnı, bizzat o sanatçılann yapıtlan davet eder. Bu "elastildyet", o ya- pıtlann içerdiği ve salt o yapıtlara özgü olan, geleceğe seslenebilme ge- nişliğinden (vüs'at) kaynaklanır. çaflını özümsemlştl Ortalama dilde "tazeöğini koru- ma" diye söz ettiğimiz bu genişlik, yapıtın derinliğinden gelip yüze çı- kan ve izleyiciyi kavrayıp sürükle- yebilen, görünürlüğü "yonım" ge- rektiren bir özelliktir. Yapıtlar, bu özellikleri taşıma oranlanna göre, belki de herhangi bir müdahale ge- rektirmeden, müzelerde ve kitap- lardaki seçkin yerlerini alır, kuşak- lann görüş ufuklannı renklendir- meye devam ederler. Çagdaş resim sanatımızda, bu- nun en somut ömeklerinden biridir Cevat Dereli (1900-1989). Sanatçı- lıgmı, sanat eğitimciliği vasfmın gölgelemediği, kişisel bir çabanın peşine düşerek sergi yapma ihtiya- cı duymaksızın sanatçılık gücünü ka- nıtlayabilmiş bir ressam olarak, bu gücü nereden kaynaklanıyordu Ce- \-at Dereii 'nin? Daha ilk ağızda söy- lenebilecek şey şu olabilir: Sanat üretmenin spekülasyona gelir bir evat Dereli, sanatıyla bize ışık tutuyor; karabasanlanrı çevremizi sardığı bir aşamada, bu ışığıyla bize umut ve direnç aşılıyor. Bugüne kadar geniş anlamda retrospektif bir sergisi yapılmadı. Son otuz yıl içinde, özel koleksiyonlara dağılrmş resimlerine daha öncekileri de katarak böyle bir sergi düzenlenirse, usta bir sanatçı bütün yönleriyle ortaya çıkacak. yanı olmadığuıı daha başından sez- miş olmanın öngörüsü, onda. yol gösterici bir "düstur" olarak biçim- lenmiş olduğundan, kendi sanatçı varlığı dışında bir değer tanımamış- tı. Çok kalıplaşmış bir ifadeyle "çağ- daşfak" diyebileceğımiz o soyut kav- ram, elbet sanatçımız için de ge- çerliydi. lsterseruzbuna, yaşadığı ça- ğı iyi özümlemiş olmak diyelim. Birçok sanatçıya yakıştınlabilecek böyle bir öngörü, yukanda değin- dığim sıralama içerisinde Cevat De- reh'nin sanatındakı ayıncı özellik- len tanımlayabılmekte gene de ye- tersiz kalacaktır. Muzlp' bakış blçiml Hem çağdaşhk vızyonunu benim- semek, hem de bu vizyonun içine kolayca girebilecek başka sanatçı- larla arasındaki sınır ilişkisinin öne- mıne gölge düşürmeden, uyanık bir bılınçle hareket etmek, "usta T> lığın bir başka belirtisidir. Bu açıdan bak- tıgımızda, hazır modelleri elinin tersiyle bir kenara iterek, gözüyle yüreği arasında kurduğu ilişkiye sa- dık kalmak yaşamı boyunca Cevat Dereli'de egemen oian ana düşün- cedir. Yaşadıgı çevreye -bu çevre. kuş- kusuz tstanbul doğası, yaşam biçi- mi ve ona yön veren ınsandır- salt görme organına sahip bir sanatçı gibi bakmıyordu o; oradan algılan- ması gerekenleri de seçip ayırma- sını iyi biliyordu. Biraz da *mn- zip" bir bakıştır bu; o nedenle, sa- natçısının kalender meşrebıyle de bütünleşir veresminin merkezine ge- lip oturan bu bakış bıçimi. Cevat derelı'nin kendıne özgü dünyasını kurup geliştiren değerlerle organik bir senteze ulaşır. 1970'li yıllann sonuna dogru, ga- lerici Aydın Cumab'nın önayak ol- masıyla, yapıtlan geniş bir alıcı çev- resine ulaşan Dereli için yaşam, as- hnda birçok çelişkiyi içinde barın- dınyor olsa bile. ona dışardan ba- kan kişinin, onu kavrama kapasite- siyle oranlı bir iyımserligi de bera- berinde getınyordu. Boş bir kurun- tu değıldir bu iyımserlik. öyle de ol- mamalıdır. Diyalektik bir açıdan bakıldığında, sanatçının çevTesini kuşatan olgular ve görüntüler, onun bu olgulara ve görüntülere yükJeye- ceği anlamla somutlaşabilir. Yaşam sevlncl aşılıyor Işte sanatçımız. böyle bir çaba içinde olmuştur yapıtlannda. Izle- yiciye bir yaşam sevinci aşılamak ve onu ıyimserliğe davet etmek is- terken bu ıyimserligin bedelini öde- mek gerektigi konusunda. onu uyar- maktan da geri kalmaz. Yaşamdan tat almanın sorumluluguyla karşı karşıya getirir onu; en azından bu- nun, yaşamı ciddiye almakla müm- kün olabıleceğine dair bir "uya- n"da bulunarak. o kendine özgü "humour" aksanıyla konuşmaktan hoşlandıgını belirtmekten de kaçın- maz. Cevat Dereli, sanatıyla bize ışık tutuyor; karabasanların çevTemizi sardıgı bir aşamada. bu ışığıyla bi- ze umut ve direnç aşılıyor, Bugüne kadar geniş anlamda retrospektif bir sergisi yapılmadı. Son otuz yıl içinde. özel koleksiyonlara dagılrruş resimlerine daha öncekilen de ka- tarak böyle bir sergi düzenlenirse. usta bir sanatçı bütün yönleriyle or- taya çıkacak. böylece ona yönelik jhrnalkârhgm boyutlan da göriile- bilecektir. 80 yaşmdaki usta oyuncu Marlon Brando'nun yaşama borç batağı içinde veda ettiği ortaya çıktı Baba y nın ardından ortayaçıkan gerçeklerANKARA(AA)-"Benimh^atıındakienbü- yük sefalet ünlü ve servet sahibi otmakür. Eğer Holhwood'daysam bunun sebebi parayı geri çe- virecek ahlaki cesaretimin olmamasr . Hollyvvood'un pınltılı dünyasını sevmediğini bu sözlerle ıfade eden Marlon Brando'nun, borç batağı içinde hayata veda ettiği ortaya çıktı. Inter- netteki "imdb" sitesinin haberine göre, Brando ef- sanesıni kısa bir süre önce yayımlanan "Brando in Ttvffight" adlı kıtabında anlatan Patricia Ruiz, 80 yaşında yaşamıru yihren oyuncuyla ilgili pek çok gerçeğı burada kaleme aldı. Oğlu İçin 7 mllyon dolar borca glrmlş Kitaba göre. tek odalı bir bungalovda devlet yardımıylageçinen Brando, "RıhümlarÜzerin- de" fılmiyle kazandığı Oscar ödülünü haczedil- memesi için saklıyordu. Kiraladıgı adada sakin bir yaşam sürdürürken oğlunun işlediği cinayet- le hayatı kararan Brando, milyonlarca dolan Chrisban Brandoyu hapisten kurtarmak için har- cadı. Marlon Brando'nun kızı Cheyenne'üı er- kek arkadaşı Dag Droflet'yı 1990 yılında öldü- ren Christian Brando. babasının tüm çabalanna karşın cinayetten hapse mahkûm oldu. Brando, 7 milyon dolar borca girdi. Ardından da olanJa- ra dayanamayan Cheyenne intihar etti. Brando, son gürüerinde de eski hizmetçisi Christina Ruiz'in tehditleriyle bunaldı. Bran- do 'nun 10 yaşındaki oristik çocuğu TJmodıy 'ye bakması için aralannda anlaşma oldugunu sa- vunan Ruiz, oyuncuya telefonlar açarak her ay kendisine 10 bin dolar ödemesıne ilişkin anlaş- ma yaptıkJannı. anlaşmaya uymaması halınde 100 miryon dolar tazmınat istemiyle mahke- meye baş\ - uracağını belirtiyordu. Ancak, Bran- do'nun beş parası yoktu. Borç batağı içindeki oyuncu, ailesi ve arka- daşlanna geçen yıl ölüme hazır oldugunu söy- lese de asla vazgeçmedi. Yaşadıgı sağlık so- arlon Brando efsanesini anlattığı 'Brando in Twilight' adlı kitabında Patricia Ruiz, 80 yaşında yaşamını yitiren oynncuyla ilgili pek çok gerçeği dile getiriyor. runlanna rağmen "Big Bug Man" adlı çızgı fılmde para kazanmak uğruna seslendırme yap- maya kararverdi. .\ncak, sinema efsanesinin öm- rü bu projeyi gerçekleştırmeye yehnedi. Brando, bırkaç ay önce, öldükten sonra ya- kılarak küllerinın adasının çevresine serpilme- sini, cenazesinde ise yakın arkadaşı oyuncu JackNichobon'ın kendısini anlatmasını vasiyet etmişti. DOSTLARI NE DEDİLER.. FRANCIS FORD COPPOLA - "Marlon, insanlann kendi ölümü hakkın- da görüş belırtmeleri fıkrinden nefret eder- di. Sadece onun gidişinin beni üzdügünü söyleveceeim." dedı. JA\DES GARNER - Amerika, ön- de gelen film yıldızını kaybetti. O en ıyi- siydi ve çok da ıyi bir arkadaştı." SOPHLA LÖREN - Onun gibi ak törler ölümsüz olmalı." JAMES CAAN - "Brando'nun bir- çok genç oyuncuyu etkiledigi- . bunu reddedecek birisi varsa, onu hiç an- lamamış demektir." TERENCESTAMP- Oçokzorbu lunan bir elmastı." EVA MARİE SATVT- Marlon ile film çevirmenin kazandırdıgı olaganüstü deneyimı asla unutmayacağım. OnunJa birlikte oynadıgım sahneler benim için her zaman hazıne değerinde. O en büyük ak- törlerden bıriydi." BERNARDO BERTOLUCCI- Brando ölümsüz hale geldı, Paris'te Son Tango filmi çevrilirken tüm film ekibı onun varlı&ından büyülenmışh. Hiçbiri- miz daha önce yaşayan bir efsaneyle kar- şılaşmamıştı." ( DVD / VCD Ash SELÇUK ) Love Actually (Aşk Her Yerde)/Yön: Richard Curtis/ Oyn: Hugh Grant, Em- ma Thompson/2003, renkli, 129 daki- ka/Universal-Tiglon. Toplumun değişik sosyal katmanlarından gelen, baş- bakandan hizmetçiye dek ayrı konumlardaki insanlann öykülerinin iç içe anlatıldığı film, sevginin kendine özgü bir gücü olmasının, insanın yaşamına hiç ummadığı, bek- lemediği bir anda, en çok ge- reksinimi olduğu anda giri- vermesini zekice esprilerle, gülünç durumlarla vurguluyor. Ozel Bölümler de R.Curtis'in açıklamalarıyla şarkıların tanı- tımı ve çıkarılmış sahneler, "Christmas Is Alf Around" şarkısının kli- bi, yaratıcı ekibin çekimi, rol arkadaşları- nı, etkilenmelerini anlatması var. Filmi ay- rıca yaratıcı kadronun yo- rumlarıyla izleme ayrıcalığı- nız da bulunuyor. Yönetmen R.Curtis'in belirttiği gibi nef- ret ve hırsla dolu bir dünya- da yaşadığımız düşünülse de, haber değeri olmadığı sayılıp özel bir paye veril- memesine karşın aşk ve sevgi her yerdedir, onu ara- rız. Tçinizi ısıtan, yaşama sevinci veren bu romantik komediye yetkin oyuncu- ların varlığı ayrı bir tat ka- tıyor. • • • The Monsoon Wedding (Muson Dü- ğünü)/Yön; Mira Nair/Oyn: Nasreddin Şah, Lilette Dubey/2001, renkli, 113 da- kika/Chantier Films-Paler- mo. Venedik Film Festiva- li'nde Altın Aslan, en iyi film ödülünü kazanan ya- pım, eski ve yeni gele- neklerin bir arada yaşan- dığı günümüz Hindis- tan'ından insan portre- leri sunuyor. Varsıl Ver- ma ailesi kızlarını gele- nekselliği bozmayarak görücü usulü evlendir- mektedir. Yeni Delhi'de- ki düğüne ailenin tüm bireyleri dünyanın de- ğişik noktalarından gelerek katılır. Özel Bölümler'de yönetmen ve oyuncularla söyleşi, karakterlerin tanıtımı, filmin ileti- si, set görüntüleri, fragman, filmi yönetmen Nair'in yo- rumlarıyla da izleme seçene- ği var. Pencab kökenli olan M.Nair, Pencab toplumunun yaşamı seven, heyecanlı, duy- gusal, gösterışli, verici, şaka- cı yönünü ustalıkla aktarıyor. Eski ve yeni kültür arasında sıkışıp kalmış Hindistan'daki ikilemleri, sınıf ve ahlak ayırım- larını, çeşitliliği yansıtan; mi- zah dolu, eğlenceli, renkli, ay- nı zamanda dokunaklı olan bu çalışmayı gülümseyerek ve dü- şünerek izliyoruz. Pacino'dan yeni film • Kültür Senisi - Clkemızde gösterime giren "Simone' fılminde ızledıgimiz ünlü aktör Al Pacino ve 'Bir Erkek 10 Günde Nasıl Kaybedilir'in yıldızı Matthew McConaughey yeni bir tasanda bir araya geliyor. McConaughey, 'Taking Lives'ın yönetmeni DJ Caruso'nun yönetmen koltuguna oturacagı Two For the Money' adlı filmde dizinden sakatlandıktan sonra spor karşılaşmalan üzerine oynanan kumar ışine giren brr fütbolcuyu canlandıracak. 'Heat'in yıldızı Pacino'yu yeni filmde bu kumar furyasının düzenleyicisi olarak izleyeceğiz. 'Cehennem Silahı'nın güzel yıldızı Rene Russo da filmde Pacino'nun kansını canlandırmak için yapımcı şirketle görüşmelerini sürdürüyor. Türk Müzjği yarışması • ÎSTANBlîL (\A) - TRT Genel Müdürlügü'nce. Türk Sanat Müziginı hak ettiği düzeye yeniden yükseltmek ve yeni yapıtlar kazandırmak amacıyla 'Alaturka" adı altında beste yanşması düzenlendi. Katılımlann önceki gün başladığı "Alaturka Beste Yanşması'na. amatör ya da profesyonel dileyen herkes. 2 Agustos'a kadar güftesiyle birlikte en fazla 3 yeni yapıt gönderebilecek. Illerde. ardından da TRT Genel Müdürlügü'nde yapılacak eleme sonrası 76 yeni şarkı finale kalacak. Sunuculuğunu Emel Sayın ile Ahmet Özhan'ın üstlenecegi, 10 Eylül'de başlayacak ve 13 hafta sürecek final programlannda belırlenen yapıtlar genç sanatçılar tarafından seslendirilecek. Yanşmada elemeler, seçici kurul üyelen ve vatandaşlann oylanyla yapılacak. 3 Aralıktagerçekleştirilecek olan finalde ilk üç dereceyi paylaşanlara, 50, 35 ve 25 milyar lira tutannda para ödülü verilirken 13 yapıtın sahibi de 10"ar milyar lirahk özendirme ödülü kazanacak. Don Quichotte'un ikinci sayısı çıktı • Kültür Servisi- Almanya'da yayımlanmaya başlayan aylık Almanca - Türkçe mizah dergisı Don Quichotte'un ikinci sayısı çıktı. Degişik ülkelerden yazar \e çizerleri bir araya getıren Don Quichotte'ta dünyadakı olaylar ve güncelligıni yitırmeyecek konuJar ışleniyor. Dergi, Frankfurt, Berlın, Stutgart. Augsburg. Ulm. Mannheim ve çevresinde dağıtılıyor. Eylül ayından başlayarak ücretlı satılması ve abone sistemine geçmesi hedeflenen dergi. dünyanın tek 'göçmen mizah dergisi' sayılıyor. Yayın yönetmeniiğini karikatürcü Erdogan Karayel'in yaptıgı Don Quichorte Türkiye ve Almanya'nın yanı sıra Hollanda, Belçika, Isviçre, Ingiltere, KKTC, Bosna, Ürdün ve Kanada'da yaşayan yazar ve çizerlenn ürünlerine yer veriyor. Geçmişten günümüze Beyoğlu • Kültür Senisi - Türkı>e Anıt, Çevre. Turizm Degerlennı Koruma Vakfı'nın (TAÇ), Istanbul Büyükşehir Belediyesi'nin katkılanyla hazırladığı 'Geçmişten Günümüze Beyoğlu' adlı kitap tanıtıldı. Rahmı M. Koç Müzesi'nde düzenlenen tanıtıma İstanbul Valisi Muammer Güler de katıldı. Toplantıda konuşan Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç kozmopolit bir yapıya sahıp olan Beyoğlu'nun 6- 7 Eylül olaylan sonrası kabuk değiştirdiğinı belirterek "İlçedeki gayrimüslımler memleketı terk etti ya da terk etmek zorunda kaldı. Şık mağazalar da başka semtlere gitti. Beyoğlu artık kadınlar için saat 22.00'den sonra güvensiz bir yer haline geldi" dedi. TAÇ Vakfı Başkanı Sinan Genim, Yücel Dağlı. Ebru Karakaya, Müslüm İstekJi ve Dila Çakıl'dan oluşan yayın kurulu tarafından hazırlanan, 2 cilt ve 900 sayfadan oluşan kitapta, Beyoğlu 'ndakı sanat, kentleşme, sosyal yaşam ile mımari ve kültürel alandakı gelişmelere fotoğraflar eşliğinde yer venlıyor. Candan Erçetin Londpa'da • LONDRA (AA) -Pop müzık sanatçısı Candan Erçetin, Londra Türk Müzik Festivali kapsamında önceki akşam verdiği konserle büyük begeni topladı. îkı bölümden oluşan konserinde 'Türk filmi şarkılan' adını verdiği çok sayıda eski eseri sunan Erçetin, Fransızca şarkılarla beraber albümlerinde yer alan diger şarkılan da seslendirdi. Tarihi Hackney Empire Tiyatrosu'nda sahneye çıkan sanatçı, kendisine coşkuyla eşlik eden Türk ve İngiliz ızleyicilere, "'Gerçekten çok güzel bir koro bu. fngıltere sıze vize verirken müzik sınavından mı geçiriyor" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle