17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KYFA CUMHURİYET 21 TEMMUZ 2004 ÇARŞAMBA HABERLER Kumltayuı görkemli geçmesi için çalışan genel merkez 12 bin partiliye davetiye gönderdi Ecevitler'ekonserlivedaANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - DSP'nin 25 Temmuz Pazar günü yapılacak kurultayı öncesinde İzzet Altınmeşe ile Alişan konser verecekler. Genel merkez yöneticileri, adaylığını ilan eden Aydın Tümenın önlemli olarak disiplin kuruluna -» sevk edilmesi nedeniyle / salona giremeyeceğini savundu. Aralannda eski bakanlann da bulunduğu 12 bin partiliye de davetiye dağıtıldığı bildirildi. DSP Genel Merkezi kurultay hazırlıklannı sürdürüyor. Mustafa Özbek Spor Salonu'nda • DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit ile eşi Rahşan Ecevit'in aktif siyasete veda edecekleri kurultayda İzzet Altınmeşe ve Alişan konser verecek. Salona giremeyecek partililer için dışanya konulacak ekranlarla kurultay salonundan görüntüler aktanlacak. yapılacak kurultaya 900 dolayındaki delegenin yanı sıra 12 bin davetli katılacak. Kurultayda illerden gelen ekiplerin halkoyunlan gösterileri yapacağı. izzet Altınmeşe ve Alişan ın da bir konser vereceği bildirildi. Salona giremeyecek partililer için dışanya konulacak ekranlarla kurultay salonundan görüntüler aktanlacak. Kurultayda DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit ile eşi Rahşan Ecevit aktif siyasete veda edecekler. 5 kişi adaylığını açıkladı Ecevit'in saat 13.00'te birkonuşma yapması planlanıyor. Bu konuşmadan sonra adaylann konuşmalan bekleniyor. 5 kişi adaylığını açıklamış olmasına karşın genel merkez Aydın Tümen'in "parti binasına bile giremeyecegİni'' savunuyor ve kurultay salonuna aJınmayacağı mesajını veriyor. Bu durumda, kurultay girişinde gerginlikler yaşanması bekleniyor. Parti meclisi aday İıstesi çahşmalan da hızlandı. Ecevitler'in genel başkan adaylığını desteklediği Zeki Sezer'in listesinin büyük ölçüde hazır olduğu bildirildi. Listenin büyük bölümünün il başkanlanndan oluşacağı vurgulandı. Rahşan Ecevit'in örgütü "bir hanuna" de\Tedeceği kaydedilirken eski bakanlardan Melda Bayer'in adı gündeme getinldi. Bazı eski bakanlann da PM listesinde yer almalan bekleniyor. DESTEK BİLDtRÎSÎ AÇIKLADILAR Ege ilbaşkanlan 'ZekiSezer'dedi İZMÎR (Cum- hnriyet Ege Biiro- su) - DSP genel başkanını ararken Ege'deld 6 J başka- nı DSP Genel Baş- kanı Bülent Ece- vit'in adayı, DSP Genel Başkan Yar- Zeki Sezer. dımcısı Zeki Sezer' ı destek- leme karan aldı. DSP kurultayına sayıh günler kala Izmir, Aydın, Balıkesir, Denızlı. Manisa, Uşak il başkanlan Sezer'e açık desteiderini yayımla- dıklan bildiriyle açıkladı- lar. DSP Izmir İl Başkanı Mehmet Çümen, Aydın II Başkanı Onder Aksak, Ba- lıkesir 11 Başkanı Necde* Ta-r lat, Denizli tl Başkanı Öz- kan Fidan. Manisa tl Baş- kanı Famk Türkoğlu ve Uşak 11 Merkez îlçe Başka- nı YadigarBenli nın ımza attığı bildiriy- le ilgili olarak Meh- met Çümen. de- mokratik sol felse- fenin gelışmesinde Ecevitler'in ve ör- gütün büyük deste- ği olduğunu söyledi. Çümen, "DSP'de tüm siya- si güzeOikteri y aşamak, hat- ta varoluş sebebimiz yine bu özverinin sonucudur. 25 Temmuz kurulta>i sonrası Bülent Ecevit partimizin ye- niden iktidara yürüyüşünü görecek ve yaşamak isteye- cektir. Bunun için de parti- mizin tüm kademelerinde yerabnış,Genel Başkan Yar- dımcısı Zeki Sezer'i genel başkanımız BülentEcevit'in tavsiye etmesi tüm örgütü- müzce ohunlu karşılanrruş- ör" dedı. DSP ADAYI ŞÜKRÜ SÎNA GÜREL 'Türkiye'nin sol çizgiye ihtiyacı varJ Kurultayın toplanması için gerekli olan 350 noter onaylı imzarun genel sekreterüğe tüzükte beürtüen süreçte teslim edildiğini beBrten tstanbul Milletvekili Ketenci, "İmzalann geri ahnnuş olması, çağnnuı yapüması zorunhıhığunu ortadan kaldınnaz" görüşünü savundu. CHP'li muhalifler, tüzük kurultaymm iptal edilmesine karşı çıktı: 4 Iııızalarumz geçerlidir' KAHRAMAN- MARAŞ/tSKEN- DERUN (Cumhu- riyet) - DSP genel başkan adayı Şük- rüSinaGürel, Tür- kiye'nin dışandan ve içeriden kuşatıl- ladıktan sonra, kısa süredesolun büyük çaüsı haüne gelerek bir iktidar yürüyfi- şüne başlayacaklar- dır. Onun için bu ku- rultayı olgunluk içe- risinde geçirmemiz dığı, AKP ıktidan-? u k r a S n ı a G u r e L hemdeüIkeningerek- nm da bu duruma boyun eğ- smimduyduğuuhısalsolçiz- diğinı belirterek "AKP'nin Türkiye'yi kritik bir döne- mece sürükkdiği bir ortam- da sol çizgiye ihtiyaç duyuhı- yor" dedi. Pazar günü yapılacak ku- rultay öncesinde yurt gezile- rini sürdüren Şükrü Sina Gü- rel dün Kahramanmaraş'ta partililerle bir araya geldi. DSP il binasında basm top- lanrısı düzenleyen Gürel, bü- yük kurultayın Türkiye için- de bir dönüm noktası olaca- ğını ifade ederek "Demokra- tik sokuüar partflerinin kah- a bir kurumoJduğuno kanrt- gisiyle bundan sonra kabcı bir kurum olduğunu dosta düşmana göstermemiz gere- kiyor" diye konuştu. Ardından Hatay'a geçen Gürel, partisinin il ve ılçe örgütleri yöneticileriyle ba- sına kapalı görüşmesinın ar- dından gazetecilere açıkla- malarda bulundu. Gürel, Ge- nel Başkan Bülent Ecevit'in partinin kökleşmiş bır ku- rum olarak geleceğe sağlık- lı bir şekilde taşınmasını is- tediğini vurgulayarak "Bi- zim duyaıthğnriE dazaten bu noktada" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP'li muhaliflerden Istanbul Millet- vekili AhmetGüryüz Ketenci, CHP Ge- nel Sekreten ÖnderSavın, "tüzük de- ğişikliği istemiyletoplanan imzalann,ge- rekli saymın altma düştüğü" gerekçesiy- le, tüzük kurultayının toplanmayacağı yönündeki açıklamasına tepki gösterdi. Kurultayın toplanması için gerekli olan 350 noter onaylı imzanın genel sekreter- liğe tüzükte belirtilen süreçte teslim edil- diğini belirten Ketenci, "Imzalann geri ahnmış olması, çağnıun yapüması zo- runluluğunu ortadan kaldırmaz" görü- şünü savundu. Ketenci, Amasya Milletvekili Musta- fa Sayar ve eski Adıyaman Milletvekili Celal Topkan ile birlıkte dün TBMM de basm toplantısı düzenledi. Kendilerinin tüzük kurultayı toplanması için gerekli olan koşulu yenne getirdiklerini belirten Ketenci, bunun kurultay çağnsı için ye- terli olduğunu ileri sürdü. Ketenci şu gö- rüşleri dile getirdi: "Sonradan hangi nedenk olursa olsun imzalann geri ahnnuş olması çağnnın yapdması zorunluluğunu ortadan kaJ- dırmaz. Kaldı ki noter tasdikli imza sa- hiplerinden, kimJerin hangi yoldan im- zalannı geri aldığı bilinmemektedir. Ge- nel sekreter.geri çeküdiğini iddia ettiği im- za örneklerini bize tebtağ etmek zonında- dır. Öyle anlaşıhyor ki, genel merkez yö- netimî 23-24 Ekim 2003 tarihinde topla- nan olağan kurultayda kabul edilen, CHP'nin demokrasi ve özgüriukler tari- hine kara bir leke gibi düşen ve şanh ta- rini lekeleyen antidemokratik hükünüe- ri muhafaza etmeyi, böylece var olan oB- garşikyapılanmayı nepahasmaolursa ol- sun sürdürmeye kararfa gözükmektedir." Ketenci bir soru üzerine de kurultaym toplanmaması halinde demokratik ve hukuksal her yola başvuracaklannı bil- dirdi. Istanbul Milletvekili Kemal Derviş'in türbanla ilgili açıklamalan ve genel mer- kez yönetiminin tepkisinin sorulması üzerine de Ketenci, Derviş'in "bütün parti kadrolan devre dışı bırakılarak CHP'ye davet edildiğine" dikkat çekti. Derviş'in parti içinde "A Takunı" ola- rak adlandınlan grubun içinde yer aldı- ğma işaret eden Ketenci, "Bugün neDer- viş ne Zühû LhaneK, ne Yaşar Nuri Öz- türk. hiçbirisi sayın genel başkanla bir- Ukte değildir. Olay sadece Derviş olayi degildir. Genel merkez, DSP'den devşir- me taşınan insanlann yönetimindedir" dedi. Baykal: Polise inen tokat ve tekmenin hesabını AKP'den biz soracağız CHP, Van skandalını inceliyor ANK.4RA (Cumhuriyet Bürosu)-CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Van'da po- lis merkezinden, eski milletvekili Musta- faBayram'ın oğlunun kaçınlması olayı ile ilgili inceleme yapmak üzere bir millet- vekili heyetini ile gönderdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Sehibaşkanlığındaki heyet, Istanbul Mil- letvekih Kemal Kıhçdaroğhı, Antah/a Mil- letvekili TuncayErcenkve Niğde Millet- vekili Orhan Eraslan'dan oluşuyor. He- yetin Van'a gittiğini dün açıklayan Bay- kal şunlan söyledi: " Van Vahsi'ne yönehk suikast girişimi- nin ardından, Van'da emniyet binası ba- sıldı. Çeşitli iddialann muhatabı aşiret mensuplan devktin güvenHkgüçlerinito- kaüadı, tekmeledi Bu tokatvetekmelerin hesabını soramay an AKP iktidarından CHPolarakbiz hesap soracağız. CHP he- yed, VaUye yönetik suikast girişimini, em- niyetin basüması ve gmenlik güçlerinin tekme tokat dövühnesini ve oradâki eski nüiletvekujnin bir bakanla konuşması ile Van ve Vanhlan rahatsız edecekher konu- yu araşüracak \e inceleyecekler." Baykal, heyetin çalışmalarmı tamamla- masının ardından hazırlayacağı raporun, yetkili kurullarda değerlendirileceğini ve konunun TBMM'ye taşuıacağmı beürtti. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Profesör Aydın Aybay, Alaattin Çakıcı'nın eski bir M(T elemanının pasaportuylayakalanması konusun- da yazdığım yazıdan yola çıkarak önemli saptamalarda bulunuyor. Bu- gün köşemi Aydın Hoca'ya bırakıyo- rum: "Pazar günkü (18/7) 'Susurlukla Hesaplaşma' yazınızı ilgiyle okudum. Söz konusu hesaplaşma ciddiyetle ve derinine yapılmadan, 'temiz bir gelecek' kurulamayacağı yolundaki görüşüne katılmamak mümkün de- ğil. Bunu kim yapacak? Devlet erki- nin sahibideğilken, 'Ben gelince ya- panm' diyenlere kesinlikle inanma- malı; gelip yapmadıklannı (ya da 'ye- mediğini'!) birkaç kez gördük. Doğ- ru dürûst olduğunu bildiğiniz biri ge- liyor; 'hah, şimdi' diyorsunuz; he- men bir 'Ismet Paşa' kesilip, devle- tin yüce değerieri uğruna vaktiyle 'yaparım' dediği konuda 'lal-i ep- kem' kesiliyor. Aslında susma nede- ni 'yüce değerler' mi yoksa 'dağları bekleyen korku' mu bilinmiyor. Yazıda, hesaplaşma ile ilgili 'def- terferi' Susurtuk olayı civan ile Abdi Aydm Aybay'dan Geçmiş Susurluk Ornekleri Ipekçi'ye kadargeriye açmayı öngör- müşgibisin. Amabence, kimi 'kayıt- lar'/n çok daha eski defterierde ol- duğu unutulmamalıdır. Mevcutipuç- lan ile bu kayıtlara gidilirya da gidi- lebilirse, gıdım gıdım nerelere varı- lır kim bilir. Birkaç örnek vereyim: Artık adı bi- le anılmayan Prof. ÜmitDoğanay'/n katli olayı. Hiçbir ipucu aranmadan, dört tetikçiden oluşan canileri bulmak için hiçbir çaba harcanmadan olay kapandı gitti. Halbuki birkaç nokta- dan olay deşilse idi, bir şeylere ula- şılabilirdi. Bihncisi, Ümit (kendisi Amasyalı bir Türkmen ailedendi), Diyarbakırlı ünlü 'Pirinçcioğlu' ailesinin dama- dıydı. Kayınpederi, Malta sürgünle- rinden olup orada kendisine Ingiliz- lerce 'Kürdistart Krallığı' önerilen; ama esaretten dönünce doğru An- kara'ya M. Kemal'e katılan büyük birailenin reisiydi. Millet Meclisi'nde Diyarbakır mebusu olarak hizmet vermişti. Ümit'in onun anlattıkların- dan oluşan (Güneydoğu ile ilgili) epey yüklü bir 'bilgi dağarcığf olduğunu bi- liyorum. Ümit (Doğanay), Nihat Erim hükü- meti sırasında 'Toprak reformu' ya- sasını hazıhayan komisyonda da ça- lıştı. Daha sonra 1970'lerin ilkyan- sında, Almanya'ya bir bilimsel top- lantıya gitmek için yaptığı pasaport başvurusunu reddettiler. Ankara 'ya gidip reddin gerekçesini sorduğun- da, o zamanki Emniyet Genel Müdü- rü, kendisine bir 'dosya" göstererek 'Ret gerekçesi bunda' demiş. Aca- ba dosyada neler vardı? Ümit'in kat- linden sonra, olayla ilgili tahkikatı yü- rüten savcılann bunu sormak akılla- nna gelmedi mi? (Ben, bu dosya teş- hiri hikâyesini bir süre sonra Cum- huriyet'te yazmıştım.) Bu örnek benim çok yakından bil- diğim bir örnek. Ama, bunun dışın- da kamuya yansımış biryığın başka olay olduğu bilinir. Birkaçını anımsa- tayım: Galiba 1960'lann sonuna doğ- ru idi; birkaç kişi, Şişli Meydanı'nda güpegündüz, kalabalığın içinde, ora- da bulunan iki genci yaylım ateşine tutarak katlettiler. (Rahmetli Çelik Gülersoy, o tarihte meydana bakan TTOK binasının penceresinden ola- yın görgü tanıklanndan biri olmuştur.) Katiller, orada bulunan bir taksiye atlayıp Çağlayan yönûnde uzaklaş- tılar. Kimsenin aklına, nedense, 'şu taksiyi bulalım; bir ipucu olur' diye bir şey gelmedi. Olay kapandı gitti. Yine o tarihlerde olacak, Beyazıt Meydanı'nda bir cipten fırlayan iki kişi, kaldırımda yürüyen bir genci (sanırım Kommer'in arabasını ya- kanlardan bir ODTÜ'lü idi -Taylan Özgür-J kurşunlayıp öldürdüler, son- ra da cipe atlayıp çekip gittiler. Cip kimindi, neyin nesiydi? Plakası ney- di? Hiç irdeleyen olmadı bunlan. Azizdostum, bu değindiğim cina- yetlerin hepsi o günlerin basınında ayrıntılan ile 'kayda geçmiş'f/r. Şim- di o karabasanı tekrar yaşamamak için, dediğin gibi, bu konunun mut- laka bir 'hesaplaşması' yapılmalıdır. Yapılacak ilk iş, olaylann, toplanabi- lir aynntılan ile saptanıp bir envan- terini çıkarmak ve bunu kamu gücü- nü korkusuzca kullanacak bir otori- teye teslim etmektir. Bunu yapabilecek olan otorite, pariamentoda oluşturulacak ciddi bir komisyon olabilir. Bu görev ken- dilerine tevdi edilirken daha önceki benzerkonulan inceleyen komisyon- ların ve denetimcilerin tutumlanna hiç öykünmemeleri sıkı sıkıya anla- tılır ve güvence verilir. Namuslu ve ka- rariı bir çalışma ile, eminim, bir yıla varmadan her şey aydınlığa çıkar." Aydın Aybay Hoca, bu önerilen yazdıktan sonra duygulannı şöyle di- le getiriyor: "Benimyakın birgelecek- te böyle bir temizliğin gerçekleştiği- ni görme umudum yok (yaşım 76). Ama yine de Türkiye'de, eninde so- nunda böyle bir şeyler yapılacağın- dan eminim. Bunun için gereken si- yasal yapı günün birinde mutlaka oluşacaktır diyorum." GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU ••DönüşmedenDağtrken. Pazartesi yazımı yazarken son 4 yılda yaşa- nanları düşündüm, yine katı olduğu sanılan her şey hızla eriyor, yeni olduğu sanılan her şey hız- la eskiyordu... Sonsuz sayıda küçük parçalı bir mo- zaiğe benzeyen gerçeklik yine, tam onu kavrama- ya başladığımızı düşündüğümüz sırada değiş- meye başladı. Nereden geldiği belli olmayan bir- takım taşlar, mozaiğin içindeki kimi taşların yeri- ni alıyor, eski resim bozulmaya, bir yenisi şekil- lenmeye başlıyor, biz gözlerimizi bu bozulma üze- rinde odaklaştırmaya, bulanıklaşan görüntüyü ya- kalamaya çalıştıkça da başımız dönüyor, mide- miz bulanıyor... Yükseklik korkusu gibi bir şey 1989 sonrasında, "tarihin sonu", "küreselleş- me", "ulus devletin sonu..." filan derken yeni ve kalıcı bir mozaik var sanıyorduk karşımızda. Son- ra şöyle bir düşünsenize... 2000 yılının sonundan bu yana sürekli değişen ekonomik gündemi, öne çıkrnaya başlayan yeni tartışmalan, tazelenen 100 yıllık "eski" tartışmalan... Önce deflasyon, sonra ABD'deki tüketimle/ekonomik büyümeyle Pasi- fik havzası tasarruflan arasında oluşan, sürdürül- mesi zor "tulumba sistemi" ya yıkılırsa korkusu... Çin'in dünya ekonomisi içindeki yeni yeri... Son- ra, birtaraftan dünya ekonomisinde merkezin do- ğuya kaymaya başladığına ilişkin kaygılar ve uyum sorunu tartışmalan (örneğin James F. Hoge, Jr., "A Global Povver Shift in the Making", Foreign Affairs, Temmuz/Ağustos 2004), diğer taraflan Asyalı ekonomistlerin, ihracata yönelik modele, yol açtığı makro dengesizliklere, Batı'ya refah transferi yaratmasına ilişkin eleştirileri. "ekonomik egemenlik" tartışmalan (örneğin Daniel Lian, "Asia Pacific: Asia's Economic Sovereignity"', Global Economic Forum, 13/07/04), "bilgisayar, telekomünikasyon sektörierinde, çokuluslu şirket- lerin azgelişmiş ülkelerde, vasıflı emeğin ucuz kullanımına dayalı yeni bir sömürge sistemi ('cor- porate neo-colonialism') kurmaya başladığına ilişkin uyanlar..." (ömegin Dion Dennis, "The di- gital death rattle ofthe American Middle Class", Ctheory.Net, 11/18/2003). Ya siyasi degişimler?.. Bush yönetiminin (11/09), ABD'nin herfcese meydan okuyan, militarist, im- paratoriuk eğilimleri, sömürgeci unsurlar içeren ye- ni bir savunma politikası, "şer ekseni"... Ülkeler işgal edildi, işkence meşruiyet kazandı, "kaynak savaşlannda" Ortadoğu (petrol bölgeleri) "axis mundi" oldu, ABD-Avrupa çatlağı daha da derin- leşti... Sonra Irak'tadireniş, işkence, Iraklı çocuk- lara tecavüz eden Amerikan askerleri, bir katilin başbakan yapılması {Cumhuriyet: Allavi, 6 Irak- lı tutsağı öldürmüş), Israil'in, Filistin'le sorunu olan birülkeden, nükleersilahlar, IV kuşak savaşlar, Kürt- lerle kurduğu özel ilişkiler bağlamında, Türkiye dahil tüm bölge ülkelerini tehdit eden bir ülkeye dönüşmesi... Şimdi, Israil Iran'ı vurmakla tehdit ediyor, 11 Eylül soruşturması Iran'ı hedef göste- riyor... Hem dünya ekonomisinin hem de ulusla- rarası siyasi ilişkilerin üzerinde büyük bir basınç birikiyor... 'Büyük tarihsel fırtınaya' doğru Geçenlerde, Climate and Air Program at En- vironmental Defense (Çevre Savunmasında Ik- lim ve Hava Programı) Direktörü Peter Gold- mark, Giobalist'te, yine "kontrol edilemez güç- lerin bildiğimiz dünyamızı yeniden şekillendirme- ye başladığını" ve "içinde bulunduğumuzdöne- min de I. Dünya Savaşı'ndan ve Bolşevik Devri- mi'nden önceki geçici dinginliğe benzediğini" yazıyordu. Goldmark'a göre Kuzey-Güney, zen- gin-yoksul arasındaki uçurumun derinleşmesi, uluslararası siyasi sistemin dağılmaya başlama- sı, kitle imha silahlan tehlikesinin yeniden günde- me gelmesi, küresel düzeyde hepimizin ortak ya- şam alanında çevre koşullannda, üretim ve tüke- tim tarzımızdan kaynaklanan ve artık sürdürüle- mez duruma gelen yıpranma, bizi "tarihsel boyut- larda büyük bir fırtınaya doğru sûrüklüyor". Devleti geri getirme, piyasalan denetleme eği- limlerindeki artışı bu bağlamda da değerlendire- mez miyiz? Insanların "devlet sınıriannın baskı- cı, engelleyici olduğu kadar, yaşam tarzını, hat- ta özgüriükleri korumanın da birer aracı olabile- ceğini" (Prof. Milton Santos) yeniden düşünme- ye başlamalannın; ülkelerin, topluluklann kendi ya- şam alanlannı koruma refleksinin, yaklaşmakta olan fırtınayı sezmekle bir ilgisi yok mu? 1990'lann ba- şında TheAtlantic Monthy'de R. Kaplan'ın birde- nemesi "Demokrasi yalnızca bir an mıydı" diyor- du, bunu "serbest piyasa projesi" için de söyle- yemez miyiz? Gürel, eleştirileri yanıtladı 'CHP Kemal Derviş'in görüşlerini büiyordu 9 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP tstanbul Milletvekili Kemal Derviş'i istifaya çağıran açıklamalar sürerken ekibi de kendisine sahip çıktı. tstanbul millervekillerinden Zeynep Damla GüreL "Parti bizi davet etti, geldik. Kemal Derviş'in 2 yü önce de görüşleri aymydL Mtrine taşıdılar, genel başkan yarduncısı yapnlar. şimdi taşhyorlar. Ne değişti" diye sordu. CHP içinde Derviş'i hedef alan eleştiriler sürerken CHP lideri Deniz Baykal'ın suskun kalması dikkati çekti. Baykal'ın parti yöneticilerinin açıklamalan aracılığıyla Derviş'i istifaya zorladığı \'urgulandı. Derviş ise, bu aşamada istifaya yanaşmıyor. Derviş'e yakuı millervekillerinden Zeynep Damla Gürel, CHP Kadın Kollan Başkanı Güldal Okuducu ve Grup Başkanvekili Haluk Koç'un açıklamalanna sert tepki gösterdi. Gürel, "Inanılmaz bir haksızhk söz konusu. Herkes önce kendi üstüne düşen görevieri bikin. Kadın kollan genel başkanımız açıklama yapıyor. Önce kaç senedir kadın kollanmn kurultay yapmadığını sorgulasın" ded'
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle