19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
TTNDFN BUGÜNF. Cumhurtyi SPO1 İnönü Stadı'nda 25 bin kişi Avrupa'nın en iyi binicilerini ayakta alkışladı Bir kupa üçde şampiyonABDÜLKADİR YÜCELMAN •Yl Uluslararası binicilik yanşmasına Avrupa'nın en büyük binicileri gelecekti. içlerinde Fransızlann gururu ve olimpiyat şampiyonu D'Oriola da vardı. Binicilik Federasyonu Başkanı Nejat Eczacıbaşı, Uluslararası Binicilik Federasyonu Başkanı Prens Bernard'ı da davet etmişti. Dünyanın dört bir yanından bu yanşları izlemeye gelen gazete ve TV muhabirierinin sayısı ise 500'e ulaşmıştı. r ıl 1959. İnönü Stadı hafta- lardır uluslararası yarışma- lara hazırlanıyordu. Zemin kaldırılmış, atlann koşabileceği bir ma- nej hazırlanmıştı. Gazeteler ise dur- madan "at vebasından" söz ediyor, "Futbolculann atlardan sonra bu sa- hada oynaması tehlikeli" diyorlardı. Binicilik Federasyonu Başkanı Dr. Ne- jat Eczacıbaşı ise tüm bu eleştirılere karşı Avrupa'nın sayılı uzmanlarının 'Sakıncası yok' onayını ortaya koyu- yordu. Uluslararası binicilik yanşmasına Avrupa'nın en büyük binicileri gele- cekti. içlerinde Fransızların gururu ve olimpiyat şampiyonu D'Oriola da var- dı. Binicilik Federasyonu Başkanı Ne- jat Eczacıbaşı, Uluslararası Binicilik Federasyonu Başkanı Prens Bemard'ı da davet etmişti. Dünyanın dört bir yanından bu yarışlan izlemeye gelen gazete ve TV muhabırlerinin sayısı ise 500'e ulaşmıştı. Türkiye'de gündem tekti; o da Inonü Stadı'ndaki binicilik şampiyo- nasıydı. Gazeteler bınicilerle ilgili ha- berieri birincı sayfadan veriyorve 1938 yılında Mussolini Kupası'nı kazanan Yıldız adlı atın da şeref geçidine katı- lacağını yazıyorlardı. Cumhuriyet gazetesinden şampiyon biniciye kupa Cumhuriyet gazetesi bu yanşın şampiyonuna bir gümüş kupa verecek- ti ve bu kupa Istiklal Caddesi'ndeki büyük bir mağazanın vitrininde teşhir edılıyordu. Dünyanın sayılı uzmanları Cumhuriyet Kupası'nı Fransız D'Ori- ola'nın kazanacağından çok emin görünüyorlardı. AmaTürk ekibinı oluş- turan süvarilerımiz de daha geçen yıl Nice'te yapılan uluslararası müsaba- kalarda büyük başan elde etmişlerdi. Yarışmalar çok zorlu geçecekti. Yıldız ile tanışma Italya'da Mussolini'yi kahreden süvarilerimiz Mussolini Kupası'nı ka- zanan Yıldız adlı atı hiçbirzaman unut- mamışlardı ve 21 yıl sonra Yıldız, Aya- zağa'daki ahırında yeniden gündeme gelecekti. O günlerde Yıldız'ın yanına giderek onu yakından görmek iste- dim. Seyisinden başkasını belki yıllar- dırgörmeyen Yıldız beni görünce bel- ki de şaşırmıştı ama onunla konuş- maya başladım. Yıldız dikkatle dinliyor, arada bir kafasını aşağı yukan sallı- yordu. Birdediği olmalıydı, gözünden Cumhuriyet Gazetesi Kupası'nın üç birincisi bir arada. Prens Albert Fransız D'Oniolo'ya kupasını.yeriyor. Dr. Nejat Eczacıbaşı ile 2 şampiyonumuz Kemal Özçelik ve Nail Gönenli onları ızliyor. (Fotoğraf: Ergin Konuksever) Cumhuriyet Kupası Kemal Özçelik ve Nail Gönenli'nin elinde. ıki damlayaşın geldiğini gördüm. Ora- dan uzaklaştım. Yıldız. yarışların açı- Iıştöreninde25 bın kişinın önünden ge- çerken tribünler onu ayakta alkışladı. Belki o zaman da gözünden ıkı dam- la yaş gelmıştir. O da tarıh yazmıştı ve "at, avrat, sılah" tutkunu milletimiz onu sevgi ile kucaklamıştı. Bir kupa kime yeter? Yarışlar 3 gün sürdü. 3 günlük bilet fiyatları futbol fıyatlarını üçe kat- lamıştı ve statta iğneatsan/z yere düş- meyecekti. Sıra finalin en buyük yan- şı Cumhuriyet Kupası'na gelmışti. Kı- yasıyayanşoldu. Bir Fransız D'Oriola bir Kemal Özçelik, bir Nail Gönenli. Sonuçlar ise Avrupalılara göre sürpriz ama bizim için beklenen sonuçtu. Bi- rincilik kupasını 3 binici birden kazan- mıştı. Konukseveriiğimiz burada da kendini gösterdi ve kupayı Prens Ber- nard, Fransızlann gururu ve Olimpiyat Şampiyonu D'Oriola'ya verdi. Cum- huriyet Gazetesi, Kemal Özçelik ve Nail Gönenli'ye de ikı gümuş kupa yaptırarak törenle verdi.. Türk, atını sever' Uluslararası Istanbul binicilikyanş- malan yıllarca dillerden düşmedi. Ül- kemizin büyük propagandası olarak tanımlanan bu yarışların sonrasında en mutlu kişi de Binicilik Federasyonu Başkanı rahmetli Nejat Eczacıbaşı'ydı. Rahmetli vedat Türkkan Organizas- yon Komitesi Başkanı, ben de Basın Komitesi'nde olduğum için Nejat Bey'le sık sık görüşüyorduk. BUrokrasinin zincirınden kurtardığı binicilik sporunu en üst düzeye getiren Eczacıbaşı, at- lara hayrandı ve sık sık söylediği şuy- du: "Türk, atını sever". Artık ne o atlar kaldı ne de atları seven. O insanlar atlarına bindiler ve gittiler... Nevzat Güzelırmak, Göztepe yıllannda. 21 TEMMUZ2004 Avrupa kupalannda yan final oynayan ilk Türk takımı Göztepe'nin efsane kaptanlanndan Nevzat Güzelırmak, Süper Lig'de tek bir Izmir temsilcisi kalmamasından yakınıyor. EMRE DOKER vrupa kupalannda finaleçıkan ilk Türk takımı Göztepe'nın uzun yıllar kaptanlığını yapan Nevzat Güzelırmak, tarihte önemli başarılara imza atan iz- mir kulüplerinin şu anda Süper Lig'tetek birtemsilcısinin olma- masından yakınıyor. İzmir futbo- lunun içine düştüğü çalkantalı günleri konuştuğumuz Güzelır- mak, kentin tarihteki başanlı gün- lerini biraz üzülerek. birazda gü- lümseyerek anlattı. 1942 yılında izmir'de do- ğan, pnofesyonel futbolculuk ha- yatına Göztepe'de başlayan ve aralıksız 17 yıl Göztepe forma- sını terleten Güzelırmak. futbo- lu bırakmasının ardından 26 yıl bir çok kulüpte teknik direktör- lük yaptı. Güzelırmak, şimdıler- de futboldan uzak kalmasını prensiplerine bağlıyor. Bir çok yöneticinin futbolu bilmemesı- ne karşın yöneticilik yaptığını ve kulübü kendi çıkarları için kullan- dığını belirten Güzelırmak, şun- ları kaydediyor: "Şu anda fut- boldan anlamayan insanlar yö- neticilik, hatta başkanlık yapar duruma geldi. Sonuçta bu kö- tü durum oluşuyortabii. Eskıden yönetıciler fedâkardı. Kulüpleri- nideğışikduygulaha severlerdi. Kendı ceplerınden para harcar- lardı. Kendı çıkarları adına kulü- bün adını kullanmazlardı. An- cak şımdı kulupleri işyeri gibi görup buralardan nemalanmak ısteyen bınlerce yönetici var. Onlar kulüpçü değiller. Kendi çıkannı duşunen yönetıcileryü- zunden takımın başansız olma- sı kaçmılmazıdır, Hergün gaze- telerde okuyoruz, mafya, siya- set, spor üçgenini..." İlk olmak gurur verici Güzelırmak. 1971-1972 yı- lında UEFA kupasında ilk kez ya- n fınale çıkan Türk takımı Göz- tepe'nin oyuncusu olmaktan onur duyduğunu belirtiyor: "Göztepe o zaman Avru- pa'da çığıraçmıştı. 1971-1972 yılında UEFA Kupası'ndayan fı- nale çıktık. Macanstan'ın Ujpest takımıyla oynadık ve kaybettık. Bizden daha iyi başanyıyıllarca hıçbir takım kazanamadı. Bir tek Galatasaray bu kupayı kazan- dı." 0 günlerde oynadıkları her Avrupa kupası maçında. once Iz- miriilere Avrupa takımı izlettırme hazzı olduğunu söyleyen Güzelır- mak yaşadığı duygulan şöyle yan- sıtıyor "Bunun psikolojik üstünlü- ğü var. 25 Avrupa takımını teker teker Izmir'e getirdik ve Izmirlile- re izlettirme onuruna eriştik ama şimdimutsuzuz. Buyıl ikincilig B kategorisinde oynayacağız. An- cak iki yıl içinde Süper Lig'e ça- kacağımızı ümit ediyorum." Konuşmayı yaptığımız Spor- cu Sağlık Merkezı'nin karşısında- ki Atatürk Stadı'na bakarak iç ge- çiren efsane kaptan, hiçbir izmir kulübünün Süper Ug'de olmama- sından yakınıyor. Güzelırmak, "Ata- türk Stadı 'nın karşısındayız ve hiç- bır izmir kulübü burada Süper Lıg mücadelesi vermiyor. Bu bizim için daha büyük bir üzüntü. Bizim zarnanımızda 5 tane İzmir takımı Birinci Lig'de oynardı ve büyük- ler dıye bilinen Istanbul kulüple- rine kafa tutar, çoğunlukla da ye- nerdi. Altınordu, Altay, biz, Izmirs- por, Karsıyaka... Bu takımlan yen- mek kolay değildi. O zaman izmir futbolcu üretme yeriydi. Ulusal anlamda çoğu futbolcu buradan çıkmıştır. Gelmiş geçmış en iyi futbolcular Izmir'den çıkardı. Me- tin Oktay, Fevzi Zemzem, Gür- sel Aksel, Ayfer- Ayhan Elmas- taşoğlu ve daha niceleri..." MUZAFFER ERYILMAZ Çankaya Beledıye Başkanı Geçmişte Avrupa kupalannda mücadele ederken şimdi ikinci lig B kategorisinde Göztepe nereden nereye? Nevzat Güzelırmak futboldan kopmuş. Kazanmak Temel Amaç Değildir! Sözlükler amatorü; "Bir ışı para kazar, mak için değıl, yalnızca zevki ıçın yapan kım se; heveslı" olarak tanımlıyor. Zevk ve heves için uğraş vermek, pare nın hükumranlığının, buyurganlığının ötesınd durmak ne kadar yüce bir iç duruluğunu sırr geliyor. Oysa amatorlük günürnuzde bir dı lemmanın tam ortasında duruyor. Bu dılem ma, ıster ıstemez, ıçınde taşıdığı anlam ıtiba rıyla bırbınne zıt, bırbınne uzak ıkı hedefe yc nelişı ımlıyor Paranın ınsanlan çeken, eskile nn "cazıp ama kazıp" dediklen karşı konulma sı zor kanzmasına karşın, yine de spor kültü rünii. ruhunu ışleyerek sporun, profesyonellı ğın "kurallı" ve "hesaplı" yapısının yanında, ame tör, doğal. kendılığınden boyutuna da vurg yapmak gerekıyor. Profesyonelliğe oykünmenın ağır baskı sı altında benzeşme ve benzeştırmeler kaçı nılmaz bir biçımde amatorlüğü farklı yönler savuruyor. "Amatörce tutum" veya "amatc ruh"takı ıkılik bu yüzden aynı anlam halesıyl- örulmüyor/örülemiyor. Binncısı küçültücü, alay cı, ışı iyi yapamayışın ve yergıcı bir eda takın masının ıfadesıyken, ıkıncısı bir övguyü, b alkış, birörnekalınışı ıçenyor. Burada, profes yonellığın kendisıne has bakış açısının ama törlüğü yöniendırmesinın kendisını ele vercfr ğini görmekteyiz. Bugün ne yazık kı sporu unuttuk, onüı ahlaki kökeninı unuttuk. Sporun ıçsel değışı mi, bu içsel değerin her şeyın ustünde tutul ması ilkesini unuttuk Kazanmayı, neolursaoJ sun tek yolu saydık. Oysa bu tur kazanma ya pay birzafer, birtür Pırüs zaferıdır. Çünkü ka zanırken insanlardan ve spordan çok şey go türür, denn yaralar açar ve tortu bırakır. Oys. "başan"Gustave Raubert'ın dediğı gıbi "bı sonuçtur, bir amaç değildir". Başanyı sıra danlaştırdığımız ölçüde sporun kalıtesı artar evrensellığı dın kalır, sporun zanflik, coşku farklılık ıçeren dünyası bıze gulümser. Asli amaca döndürmeliyiz! Devletın spor politıkasının amatöriüğtj yüreklendırmedıği, spor medyasının amato sporlan habertennde gormezden geldığı, ama törsporiann kendı kaderlenneterkettığı, okul lann spor sistemi, düzeneği ve ortamındaı uzak kaldığı bir yerde hangı amatorlüğü yü celtecek, büyütecek ve destekleyeceğız. Sporu bıraktık, futbolda bugün minicil bedenlerin sıkı disıplınle şekıllendinldiğı (altya pılann) özgürlüğe çağn yapmayan. robotik w benzeşik ozelliklerle bezelı ınsanlann yetış mesıne cevaz vermesi övunulecek bir şey mi dir? Edip Cansever'in dızesını anımsayn söylersek, o eski güzelim spor yıldızlan bel^ de; "kaikıp gittiler bir daha dönmedıler." Taraflann ıç ıçe oturduğu günlerden, ta raftarlann ayn tnbunlere oturduğu, "ölmeye öimeye geldikli. hakemlenn seksüalitesıni ar sızca ışleyen günlere vardık. Farklı bir doku farklı bir seyırcı kıtlesı olduğu varsayılan bas ketbol seyircısının tnbün şiddetı bıle kanık sanmış bir hale gelmışse, "hep bıhıkte saha ya ınenz, ...li kaba ve yok edıcı bir tarzın ege menlığı bızlen bir yandan büyük ürkümlere sevk ederken öte yandan da yeni düşüncele ve çözümlerie tanıştırmalıdır! Çankaya Belediyesi Gençlik vc Spor Kulübü Çankaya Belediyesi Gençlik ve Spor Ku lübü, vizyonunu ve projeksiyonunu bütün Çan kaya'ya göre şekillendıren, bu doğrultuda bü tün okullan altyapı, kendisinı de bütun Çan kaya'nın altyapısı olarak kurgulayan bir yeni- den yapılanmaya gıdiyor. Bugün bunyemızde hentboldan voley- bola, futboldan satranca, esknmden atletizrrv bisiklete kadar çeşıtlı branşlar mevcuttur. Bı branşlardaki iddıayı, sporun guzelliğı, yumu- şaklığı, başkalarınazararvermeyen, kazandı gında kaybedenı düşünen, bir zaman sonra ken di kaybedeceğı gefçeğınden uzaklaşmayan ya pıcı bir çerçevenın dışına taşırmamayı asli gö- revimız sayıyoruz. Hentbol, futbol ve voleybol- da A. genç, yıldız ve küçüklerden oluşan, li sansları da mevcut çok sayıda sporcuya ku- cak açmış durumdayız. Bunu yeterlı görmü- yoruz Okullan tarayarak. farklı branşlar oluş- turarak Çankaya'yı sporcu fabnkasına donüş- türecek, bunu yaparken aynı zamanda da spo- run amaçlarını içeren görsellığe dayalı çot yönlü bir eğitimı de ihmal etmeyeceğiz. Adı- mızdakı "gençlik" ibaresı bu konuda omuzla- rımıza bir kat daha fazla sorumluluk yükle- mektedır. Çankaya Belediyesi'nin, ülkemizde bir ill' olarak, ınsanlann içindeki enerjileri açığa çıkar- ma gayesıyle uygulamaya koyduğu, TODA^ (Toplumsal Dayanışma Merkezlerı) projesı as- lında ınsanlara daır dayanışmacı ve ahlaki ide,- alleri içermektedır. Gonüllü çalışmalan yürek- lendiren, başka benlenn ıçıne kendi benin koyma tasanmıyla harekete geçen bu proje şımdiden yelkenlerine rüzgân dolduruyor. Bt rada spor da benzer bir biçimde payını alacak- tır. Spor dahil, yaşanan her alanında belk de hiç unutulmaması gereken şey, asıl yarışar daıma ıçımızde, kendımizle yaptığımız yanşol- duğudur. Bu bakış açısı toplumsal biritilim, kuv- vet ve kudret kazandığı zaman, her şey çok daha farklı olacaktır. Bundan emin olalım, ach- mızdan emin olduğumuz gibi... SAYI 3e
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle