17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhtiriyvt SPOR SEDAT HAYRAN Dr Brezilya Aşısı Hep Tuttu! Türkiye'de futbolun şöyle bir dü- nüne baktığımızda. çok enteresan ve pozitıf yönde gelışmeleri gururla dile getirirken, onu bugünlere taşıyan re- alıteleri de kuşkusuz gözardı edeme- yiz. Hep derler ya Zamane gençle- ri! Sankı ne varsa bu gençlikte. Iş- te bu gençlik, kıran kırana geçen ma- halle maçlarını pek bılemezler. Biz yaş- takilerin: futbolun heyecanını yaşa- yıp, tozunu yutarak çilesini çektiği o gün- ler çok gerilerde kaldı. Bana kalır- sa, aman ne de iyi oldu! Bırakın Dinya- kos kramponlarını, küçücük yağ- mur damlaiırında bile kilolarca ağıria- şan meşin yuvarlağı, günümüz- de pek hatırlamaz olduk. Bu realiteyi- de, futbolun artık dünya çapında endüst- riyel bır sektör olmasının açık ve net ka- nıtı olarak kabul etmemiz gerekir! Artık çocuklar; üstleri başlan ça- mur içinde çalmıyorkapıları. Ebeveyn- leri'nin kızgın yüzleriyle karşılaşmıyor- lar. Hoş şimdiki çocuklar artık kapıları anahtarlanylayadachip kartlarıylaaçı- yor ama futbolu bılim olarak öğreniyor ve sistem olarak oynuyorlar! Sıstem; fut- bolu bır takım oyunu haline getirirken, bıreysel yaratıcılığıda bir ıhtısas olarak ön plana çıkardı esasında. Ispanya, Italya, Ingiltere, Portekiz, Almanya gi- bı, Avrupa'nın sayılı futbol ülkelerinde liglerine renk katanlar kimler acaba? Cevap pek tabii, bireysel yetenekli yıl- dız oyuncular. Yani Bireysel yetenekle- re sahip, Brezilya ve Arjantinliler! Kim bilır belki de o ülke çocukları hâlâ ev- lerıne üstleri başları çamur içinde dön- düklerı için, belkı de meşın yuvarlağın sesi hala sokak aralannda yankılandı- ğı ıçindir. Dünya futbolunda şayet bir tek- nık varsa, hıç kuşkusuz adresidir Bre- zilya! Serı çalımlar, tektop kullanım içe- rikli oyun taktiği, adrese teslim basit ancak garantili paslar, göze hoş gelen futbol ve şapka çıkarılacak goller. Ha- nı derler ya döktürdükçe düktürür Bre- zilya futbolu! Nice ünlü yıldızlan, fut- bola renk katan hücum anlayışıyla, fut- bol zevkını dorukta tutarak dünya fut- bolunda gerçekten bir ekol olmayı hak etmiştir Brezilya! Samba rüzgân Fenerbahçe tarihinde ise ne zaman samba rüzgan esse, San Lacivertliler ba- şanya doğru hep yelken açmışlardır. Kı- sacası Brezilya aşısı hep tutmuştur Fener- bahçe'de! Bu rüzgar; VValdir Perreira Dİ- Dl ıle başladı. 1970'li yıllarda. 1972-73,73- 74, 74-75 sezonlarında Fenerbahçe'de görev alan Dıdı, ılk yıl ıkıncılık sonraki yıl- lar ust üste kazanılan şampıyonluklarla, ger- çekten uzun sayılmayacak görev süresi- ne karşın, ısmını efsanelerarasınayazdır- mayıbaşardı. 1995-96 sezonundayine bir başka Brezılyalı Carlos Alberto Parre- ira ve Fenerbahçe Şampıyon. Ne yazık ki bu hocada erken veda ettı. 1996-97 se- zonda ıse misyonu bir başka Brezilyalı Lazaroni devraldı. Lazaroni doneminde şampıyonluk gelmedi ancak o tarihe ka- dar şampıyonlar lıgıne katılan Türk takım- lan içinde en yuksek puanı alan takım da Fenerbahçe oldu. Didi ve Parreira gibi, Lazaroni teknık dırektorluğündefutbol Fe- nerbahçe ıçın hem sahada hem detribün- lerde samba müzığı ve danslanyla gerçek- ten büyük bir şolen halıni aldı. Ve futbolcular; geçen sezon başın- datransferedilen, hem defansın sigorta- sı olan hem de zaman zaman kritik daki- kalarda ılenye sık sık çıkarak attığı haya- tı gollerle adeta Fener'in gızlı kurtancısı olan Luciano, sezon ortasında geldiğınde, be- nım müthiş transfer dediğım ancak dığer basın mensuplennın bu da nereden çıktı kardeşım dedikleri bir Nobre, futbolu bel- ki samba rüzgarı değil ama Avrupa ve G.Amerikasentezinı ortaya koyduğu per- formansı ıle gösteren Aurelio, yıllardır Fe- ner'de yaşanan sol kanat sıkıntısını yok edebılecek. yeni transfer bır başka sam- bacı Fabiano Lima Rodriguez, uzun za- mandırgelmesı beklenen vetransferi ade- ta pehlıvan tefnkasına dönen Brezilya Ulu- sal Takımı'nın yıldızlanndan bıri olan, or- ta sahanın maestrosu, gol bölgelennde ise rakıp savunmalann korkusu olacak ünlü Alex de Souza... Daha ne olsun derterada- ma! Görünen o ki Fener'de bu yıl yine samba rüzgarian esecek. Futbolcular sa- hada dans ederken, o büyük Fenerbah- çe taraftarları trıbünlerde müziğe eşlik edıp coşacaklar. Futbol tutkunu olan ob- jektrftaraftarlar ise; Luciano, Fabiano, Au- relıo, Alex ve Nobre'yi izlerierken; müthiş zevk alacaklar ve adım gıbi bıliyorum ki; yıllaröncesıne giderek, meşın yuvarlağı fan- tastikvuruşlafilelere göndenp, evlenne üst- leri başlan toz ve çamur içinde dönmenin tatlı anılarını yaşayacaklar. Çünkü, futbolda kırlenmek iyidirü! 21 TEMMUZ 2004 Kamerunlu futbolcu oynadığı takımlarda 'Ağabey' diye çağrılıyor Sert adam: SongE M RE TtLEV eşiktaş Ca- revv heyeca- nınıyaşarken, Galatasaray'da Rigober Song ıle el sıkıştı. Song'a merhaba diyelim. Bilgi- sayar oyunlan oynar mı- sınız? Yıllardır buoyun- larda bir takım farklı kımlıği ıle dikkat çeker. Kamerun... Oyunda Kamerun takımını se- çenler bır isim üzerin- de durur. Rigober Song. Oyunda savun- manın her anlamda bel- kemiğidir. Gerçek yaşam- da olduğu gibi. Üç dünya kupası gören bu ismin en is- j tenmeyen yanı öfkesi. Sert fut- * bolu onu kırmızı kartlar ile karşı karşıya bırakabiliyor. Birebirdeçok başarılı olan , savunmadan ileri çı- kışlarda kafa vuruşları ıle hedefi bu- lan Song tam bir kaya... Yaounde'de başlayan karıyeri onu kısa sürede Metz, üverpool, West Ham ve Köln'e taşıdı. İki Dünya Kupası'nda kırmı- zı kart görerek bir ılke imza attı. Ta- kımdaki lakabı ise ağabey. Afrika sokaklarında yalın ayak bir çocuk. Takılmış bir otobüsün ar- kasına. Koşuyor, bağrıyor, el sallı- yor. Kendıni göstermek, idollerıne merhaba demek ıçin Bangou so- kaklarında ter döküyor. Tarih say- fasında 1990 yazıyor. Yalın ayak çc- cuk, bu tarihten 4 yıl sonra ABD'de, 8 yıl sonra Fransa'da ve 12 yıl sonra kaptanlık pazubandı ile Kore-Japonya'daydı. Tri- bünler Song diye inlerken genç Kamerun- lular ona ağabey diye sesleniyordu. Ama bunlar hiç de kotey kazanılmadı. Yaşam yo- lu onun için çok sert virajlar ile doluydu.Be- bekken babası Paul'ü kaybeden Song, Kamerun'da her yıl düzenlenen ve iki üç hafta süren seçmelerde beğenildi. O dö- nemde Geremi, Espanyol'da oynayan Wome gibi isimler de bu seçmelerden gelmişlerdi. Yaounde kentinden ayrılan Song, Red Star takımına transfer olmuş- tu. Burada ev kirasını ödemek için sabah- ları 200 litrelik bir tankı suyla doldurmak zorundaydı. Oradakı günlerini şöyle açık- lıyordu: 'Bangou'da adeta taş yedim' Dayısı Avrupa kapısını açtı Ardından taşın yerini ekmek, üç kap yemek, pasta ve krallar sofrasını aratma- yacak görüntüler aldı. Bu yolda çabuk iler- ledi Song. 1991 -92'de Red Star takımın- da oynadıktan sonra ülkenin en güçlü ekip- lerinden Tonnere Yaounde'ye transfer ol- du. 1994 yılında dayısının kulüple bağlan- tı kurmasıyla kendisine Avrupa kapısı açıl- dı ve Fransa'nın Metz takımına gitti. Dört sezonda teknik direktör Joel Müller sa- yesinde inanılmaz bir aşama gerçekleştir- di. O dbnemde oda arkadaşı şu anda Ar- senal'de forma giyen Robert Pires idi. 1997 yılında ligi ikinci bitirerek büyük ba- şanya ımza attılar. 1998'de bir yıllığına Ital- ya macerası yaşadı ve Salernitana'da gö- rev yaptı. Bir rüyası vardı, Ingirtere'nın Li- verpool takımında oynamayı çok istiyor- du. Teknik direktör Gerard Houllier'nın Fransa'daki oyuncu avcılan onu çoktan- dırtakip ediyordu. Sonunda Song'un bir rüyası daha gerçek oluyordu. Ancak Ho- ullier onu fazla kullanmayı düşünmedi ve iki sezonda ancak 38 maçta forma bula- bildi. Ama Ingiltere serüveni devam etti. Rio Ferdinand'ı Manchester Uni- ted'a kaptıran West Ham Teknik Direktö- rü Harry Redknapp, savunmaya Song'u transfer etti. Ancak orada da sadece ye- di maçta oynayabildi. Almanya'nın Köln takımına kiralan- dığında kendisini kovulmuş gibi hissetti. Ancak bu ekipte taraftarın, takım arka- daşlannın ve Kamerunluların desteğiyle topariandı. Sezon bittiğinde Song, Alman Ligi'nde en çok beğenilen isimlerden bi- riydi. 2002 yazında Bayern Münih ile Ba- yer Leverkusen'in takliflerine karşın Avru- pa'daki ilk teknik direktörü Joel Müller'in takımı Lens'i seçti. Rigobert Song, 28 yaşına karşın dolu dolu bir kariyer yaşadı. Özellikle de ulusal ta- kımda. 1994 Dünya Kupası'nda 17 yaşınday- ken forma giyen Song, Brezilya maçında kır- mızı kart görerek kupa tarihine en genç kart gören oyuncu olarak geçti. Dört yıl sonra bu keztakımın kaptanı olarak Fransa'daki Dün- ya Kupası'na gitti. Ancak bu kez de Şilı ma- çında kırmızı kart görmekten kurtulamadı. Ama 2000 ve 2002 Afrika Kupası'nda şam- piyon olan Kamerun'un kaptanıydı. Tam 107 kez ulusal takım formasını gıymişti. Kamerun'un Alman teknik direktörü VVınfried Schaefer şunlan söylüyor: "Ben uzun yıllardırSong gibi biradam görmedim. O gerçek birlider. Takımı ıçin eiınden ne ge- liyorsa yapar. Aynı Oliver Kahn'a benziyor. Bütün saha kontrolü altında". Bu hikayeye, kahramanın sözleriyle noktayı koyalım: "Ben futbol oynamak için yaratılmışım. O zaman haydi futbola..." I arih sayfasında 1990 yazıyor. Yalın ayak çocuk, bu tarihten 4 yıl sonra ABD'de, 8 yıl sonra Fransa'da ve 12 yıl sonra kaptanlık pazubandı ile Kore- Japonya'daydı. Tribünler Song diye inlerken genç Kamerunlular ona Ağabey diye sesleniyordu. Siyah-Beyazlıların yeni transferi Carevv, 1.95'lik fiziğiyle dikkat çekiyor A/o/veç'te doğdu Beşiktaşlı oldu •/ VJIeçen sezon Roma'ya gittiğinde sezona iyi bir başlangıç yapan Carevv, Italya'nın gece yaşantısına ayak uydurunca performansını düşürdü. Yapısı, görüntüsü, yaşamı ve futbolu ile farklı bir isim olan Norveçli golcünün Beşiktaş'ta neler yapabileceğini izleyip hep birlikte göreceğiz. ntemet çıktı, bilgi be- leşliği tavana vurdu. Bilgiyi seviyorum, bil- giye ulaşmak için sarfettiğim herandan keyif alıyorum. Be- ni bilgiye ulaşmak için verdi- ğim çaba, ardından bilgiyi beynimle içerken soğuk içe- cek tadıyla beynimde rahat- lama yaşıyorum. Bilgiyi bul- mak, soğurmak... Ama bu Internet olayı bunu çok kolaylaştırdı. Ne es- kisi gibi küpür kesıyor, ne ço- cukluğumun çıkarmalannı bi- riktiriyor ne de evde onlarca yayının kirliliğinı yaşıyorum. Internetle bilgiye hemen ula- şıyorum. Bu büyük kolaylık. Zaman sıkıntısı yok, şunu unuttum bunu unuttum der- di içinde değilim. Bir isim ya- zarak onlarca -yüzlerce bel- geye ulaşabiliyorum. Elena beni aradığında hemen tuş- ların içine koştum ve yazdım. John Carevv... Arkamda de- ğerli dosttum Galip Bilgin ıle. Işık hızında bir tarama (söy- lemesi ayıp ADSL var da...) ve onlarca isim. Kulağımda dos- tumGalip'in; 'Gelmez o adam gelmez' nidaları. Evet ilk çı- kan Carevv gelmez. Çünki Avusturalyalı Sir unvanlı 1963 yılında Nobel ödüllü birtıp adamı. 12yaşında futbola başladı Doğru bu isim gele mez. Ama benim aradığım' 1979 doğumlu Carevv gelir." Transferin gözde ismi yaşadı- ğı bütün sıkıntılara, kardeş acısını yaşamasına karşın ge- lir. Çünkü çıkış, futbolda ye- niden şahlanış anyor. Norveç- 'te balık avlayarak , ton balı- ğı çiftliğinde çalışarak yaşa- mını geçirme derdınde değil. Işi futbol. Lorenskog'da da- ha 12 yaşında başladığı fut- bol yaşamında zirveyi düşlü- yor. Oslo yakınlarında küçük kulüpten önce Valerenga'ya oradan Rosenborg'a...Vale- renga'da kendini 14 maçta 9 Beşiktaşlı Carevv, Del Bosgue'nin en büyük gol umudu. gol atarak kanıtlayan dev adam 23 milyon Norveç kro- nu ile Rosenborg'a giderken tarih benı yazacak diyordu. Çünkü bu rakam Norveç fut- bol tarihinde ödenen en yük- sek bedeldi. Sonra Valencia mace- rası ve Ispanya. Ve son ola- rak Roma. Takımlarda gol ve- rimliliği dikkate alındığında başarılı olduğunu söylemek zor. Bakınız Carevv ile ilgili ya- zılar neler diyor. Işte Chealsea transferi gündeme geldiğinde Ispan- yolların ünlü gazetesi El Mun- do'nun yorumu; "Claudio Ranieri onu ıstemedi. Bence çok tek- nik bir oyuncu değil. Bek- leneni veremedi. John Ca- revv, 8 milyon Euro'ya üç sezon önce Rosenborg'tan geldiğinde Rafael Beni- tez ondan çok şey bekli- yordu. Ama Norveçli futbol- cu hep ağır kaldı, bir türlü Ispanya Ligi'nde beklenen hızlı ve tempolu futbola ayak uyduramadı. Ancak Valencia 'nın istediği 6 mil- yon Euro bonservis bede- lı çok yüksek, bunu vere- cek kulüp olduğunu san- mıyorum. Ama Beşiktaş bir teklifte bulundu ve pa- zarlıklar sürüyor" Tanıdığınız Norveç'li- lerden farklı.Siyahi bir kim- lik.1 metre 95 santimetre boyunda.Fizıki üstünlüğü aynı zamanda dezavanta- jı. Ağır kaldığı pozisyonlar var. Bu yüzden sıkıntılarya- şıyor. Gittiği her takımda bu yönü eleştriliyor.Ve ge- ce yaşantısı... Bu büyük sı- kıntı.Dev problem.lşte onun için yapılan bir yorum; En- zo Palladini: Gece hayatı gözden düşürdü "Carevv çok ilginç bir futbolcu. Roma'da baş- langıçta çokıyiydi. Hepimiz onun SerieA 'da kiralıkola- rak kalmayıp bir sonraki sezon transfer olacağı dü- şüncesindeydik. Ancak ar- dından Italya'da gece ha- yatına fazla daldı. Bu da onun formunun sıfıhanma- sına neden oldu. Teknik di- rektör Fabio Capello'yu adeta çıldırttı. Hızlı bir fut- bolcu, teknikyeteneklerin- deki eksikleri bununla ka- patabiliyor. Yeter ki bar- lardan uzak tutun." Carevv, farklı bir isim. Yapısı, görüntüsü, yaşamı ve futbolu ile. Ondan pres bek- lemeyin. Çok koşmasına ta- nık olamazsınız. Ve geceler onun... SAYI 36
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle