17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SPORCumhuriyet İMTİYAZ SAHİBİ: Cumhuriyet Vakfı Adına İLHAN ŞELÇUK • GENEL YAYIN YÖNETMENİ: Ibrahim Yıldız • SPOR EKİ YÖNETMENİ: Arif Kızılyalın • EDİTÖR: Özgür Özkü • SORUMLU MÜDÜR: Mehmet Sucu \ a>ımla>an: VenıGun Haber Ajansı Basm ve Ya\ıncılık A Ş. Türkocağı Cad. 39 4] CağaJoglu 34334 Istanbul PK: 246 - Sırkecı 34435 Ist. Tel (0 212ı 512 05 05 (20 hat) Faks. 10 212) 513 85 95 Baskj: Basm Yatınm Sanav ın e 7ıcaret A$ Esenboga Yolu-Akşam Tesıslen Dgğıtım: Merkez Dağıtım Pazarlama San veTic ^ Ş Cumhuriyet REKLAM Genel Mödur ÖzJem Aıdeo Genel Mûdür Yar- dımcısı Semra Vancı Tel (0212) 512 41 19- 512 48 30-512 47-8 Faks:(0212)513 84 63 | B A $ L A M A V U R U S U 7 OSTÜN V I L D I R I M 'İstiyorum anlatamıyorum • ^ ^ ^ e ç e n haftaki Yeşilovacık f • * izlenimi kimi ne derece ilgi- V a * lendirdığitartışılmışolsada <ulaklarda yer etsin istedim. Çünkü, Toroslann ^kdeniz'e bakan eteklerindeki bu şirin belde- lin gereksinimi var buna. Insanlann da ona. Hele de pideci Namık Kemaf in börek dediği aeynirii pidesine ve de Ankara simidi diye ta- irttığı açmasına. Biraz Namık Kemai' in ustalı- Jından bıraz da yörenin unundan kaynaklanan jrünleri tatmalı, tadı da damakta bırakmalı. Ama xınun için önce Namık Kemal' i evinden çıkart- nak gerek. Hem de vinçle. Işte o zaman Ktenin tadı daadı da ağızlarda sakız olup alıyor. Ama bu sakız kesinlikle Cihan Jskay'ın çikletine benzemiyor. 0,"YıK vdırağzına çiklet olmuş sporyazaha- ', kulüp yöneticileri ilişkileri özellikle az aylannda, başka bir deyişle trans- sraylannda başka bir boyut kazanır" diyor da amin ağzına çiklet olduğunu söylemiyor. Hem M niye sakız değil de çiklet. Deyimin aslına gö- e ağızlara ya da ağza sakız olması gerekiyor- iu bu ilişkinın; ama başka bir deyişle, başka bir »yut kazanınca iş, tümce de bambaşka biran- ama bürünmüş. Japon işi bir 'osss!' çekerek >aşka bir cihana kayarken yazmış gibi "Mutlu ılmalan ve ilişkilerini daha düzeyli çerçevede utmalan gerekirken, takındıklan tavırinsanı ra- tatsız hoş değil" diyor bir de. Kesinlikle hoş de- jil. Çok rahatsız edicı bir tümce... Benim başı- na gelenlerle de benzeşıyor gibi. Gülberk Gürtekin Salman, profesyonel >ir turnuva durumuna getinlerek para ödülü da- ğıtılan VVimbledon' u tanıtırken pek de tekin ol- mayan bilgiler salıyordu yazısında. Çünkü: "Ve 1967' den sonra da profesyonel te- nisçilenn katıldığı bir turnuva haline gelerek para ödülü dağıtılmaya başlandı" diyordu san- ki VVİmbledon kendi kendine bu duruma gel- miş de parayı dağıtan başkalanymış gibi. Tüm- cenin sonunda para ödülü dağıtildığı söyfendi- ğine göre birileri sokuyor onu bu duruma. Bu tümceden önce, Ingiliz Tenis Federasyonu, tur- nuvayı 'open statüsüne geçimnişti' denildiğine göre bu duruma getirilerek para ödülü dağıtıl- maya başlanmasında tek sorumlu da bu kurum, yani Ingiltere Tenis Federas- yonu olmalıydı. Salman, yazısını şöy- lesürdürüyor: "Yıllarsonrasında sü- rekli genişleyen veyenilenen kulüp hala tenis severlere doyumsuzmaç- lar sergiletmekte." Kulübün gelişmesinde bir sü- reklilik varsa yıllar sonrasında değil yıl- lar boyunca olmalıydı genişlemek ve yenilen- mek. Yok, yıllar sonrasında bırden bıre olduysa bunca iş, süreklilik olmamaJ/ydı. Yanı, yıllardır sürekli genişleyen ve yenilenen bir kulüp olma- lı bu. Bu kulüp de ya federasyon ya da turnu- vanın kendısi olacak. Aynca, sözü edilen tenis severler izleyicilerse, onlara doyumsuz karşılaş- malar izletmeliydi kulüp, sergiletmek yerine. Ama kesinlikle sergiletiyorsa ya izleyicilere oy- natıyordu tenisi ya da tenisseverler, tenis oyu- nunu sergıleyen oyunculardı. Yani sergilemek görevi oyunculara; sergiletmek de kulübe ve- rilmeliydi. Hani bunlar da ağza sakız olmasın da bellek unutobilir YIUNIN 20 TEMMUZ OÛNÛ RADVODAN İLK NAKUEN MAÇ I YAYIM FENEABAHÇE STAOrNOAN YAMJfl VE EŞSEF ŞE- FİK, FENERBAHÇE-WAC (AVUSTURYA) MAÇIM ANUTIR. •OUMPİYAr 06RGİSİ, YIUN OLAYI OLARAK OEÖERLENOİROKlf BU NAKLEN YA- Y1NIOKUYUCULABINA AYWNTILA«YLA OUYURUR, fMyodi konufm* tHimpak iyf btttn Eşrtf ŞeW Bıy «yn» mamnĞt kMboMan anM^ı i^nnaçı hopırMM» tmrn- ıwy» câf>m»dwmıy muvıfMolmuştur. (™) Cşftf Şt4k Bty pMmrifctmiNa, orşiv unutmoz SİTE TANITIMI www.internetspor.com Tüm branşların yer aldığı bir spor sitesi. Süper üg takımlarından son dakika haberlerinin yanı sıra ikinci ve üçüncü lig kulüpleriyle ilgili bilgilere ulaşmak mümkün. Diğer branşlardan zengin haberlerin de yer aldığı sitede uzman görüşlerine de yer veriliyor. VURKAC/ FİKRETDOtAN En büyük başkan bizim başkan En tarafsız sporyazarı Necmi Kadife yazıyor... FOTOĞRAFTAKİ NOSTALJİ ünya durdukça tahtından hiç in- meyesı, her seçimde karşısına çıkan adaylan tepeliyesi, her stad- mda adı tezahürat edilesi, dahili ve harici :ün kupalara el koyası büyük başkan Aziz rtnm'ı çok sevenm. Bu sade, alçakgönül- cüçük gizirgahtan da anlaşılacağı uzere baş- ıa olan duygulanm tamamen duygusal... ma düğününde beşibiryerde takışıyla hiç- ilgisi yok. Şunu herkes bılir, ben, yani adıyla sa- a Necmi Kadife, kimsenin çığırtkanlığına unmam, borazanlığını yapmam, maşası ol- m... Yeter ki asgari ücretin üzerinde bir rtada birleşelim. Şunu herkes kafasına sun, tarafsız gazeteci kimliğirrtden asla ,n vermem. Hatta başkanı kızdıracak dü- celeri bile dile getirmekten çekinmem. Ör- lin en son "uykusundan feda edip herda- ısını Fenerbahçe'ye harcıyor" şeklindeki lerime başkan çok kızdı, kendisini gere- jen fazla pohpohluyorum diye. Doğrudur, dıye dek Aziz başkanla tek bir kez olsun jş aynlığına düşmedim... Ama bu bir te- DÜLLÜ SORULAR 1. Dünya Kupası finalleri tarihin- ! en çok gol atan oyuncu kimdir, ç gol atmıştır? 2. Dünyaca ünlü Brezilyalı efeane bolcu Pele'nin gerçek adı nedir? 3. Futbolda aut atışı kaleci tara- dan kullanılırken top oyuna girdik- ı sonra, atışı yapan oyuncu atışı stıktan sonra topa elleri dışında bir nasta bulunursa hakemin karan ne lalıdır? 4. Badminton'dafıleninsahayüze- jen yüksekliği ne kadar olmalıdır? Geçen Sayının YanrtJan 1. 1477'de Bavyera'daki Eichs- 'te yapılmıştır. 2.1954 3. Seçkin Kırağı 4.1983 «ttanmzı Tûrtcoca^t Cad. No: 39/41 Ca- »Okı'rta mefctupia »porderglc" cumhuri- «om.tr aöroirm göndfibtüniniz. sadüf, aynı zamanda rastlantı, tabii bir şans eseri değilse eğer. Bakın geçenlerde ne oldu? Aziz Baş- kan kulüpte kottuğuna kurulmuş anlatıyor, ben de yagdanlık biçiminde oturmuş onu din- liyorum. Yanlış anlamayın, ben sadece baş- kanın karşısında değil, hep öyfe otururum. Oturma şeklim doğuştan böyte... yani bu be- nim hem natüre) hem de doğal halim. "Yahu Kadife aşk olsun, hiç parmak basmıyorsun kulübün vergi borçlanna! Yazmıyorsun ki sil- sinleri" diyesrtemde bulundu büyük başkan. 0 anda taş kesildim, bir kazan sıcak su ka- famdan aşağı döküldü, dondum kaldım. Ben başkanın iteklemesiyle yazı yazacak adam mıyım? Haaa dürtüklerse o başka... "Kusu- ra bakma Aziz başkan vergi borcu kutsaldır. Onda tüyü bitmedikyetimin hakkı vardır. Ben buna karşı yazı yazmam. Anlıyor musun bü- yük başkan? Anlıyor musun?" dedim hıçkı- nklara boğulmuş birhalde... belki de hıçkınk- lara boğulduğum için hiçbirini diyemedim. Ama yine de soylu bir çıkıştı. Aziz başkan haJ- den anlayan bir insan olduğu için üsteleme- di, sadece burnumu sümküreyim diye sel- pak uzatmakla yetindi. Sanki sen istedfğıni yaz Kadifem, sana kanşan mı var demek ıster gi- biydi. Başkanın etkisi Kamu vicdanına seslendirme yapmak- la, altyazı geçmekleyükümlü bir gazeteci ola- rak başkanın etkisi altında kalmam mümkün değil... yalnızca ona göbek bağımla bağlıyım o kadar. Şimdi söyleyeceklerime biliyorum başkan çok kızacak. Ama hiç alınmasın, hiç danlmasın, hiç gücenmesin, bunu söylemek zorundayım, çünkü ben sapına kadar gaze- teciyim. Aziz başkana buradan sesleniyo- rum... Sakın ola 25 mifyon taraftarın parasını 'vergi borcu namus borcudur' deyip sokağa atmayın! Yoksa ödeyeceğiniz verginin bize şampiyonluk, kupa ve dördüncü yıldız olarak geri geleceğjne mi inanıyorsunuz? Bu kadar safolmayın. Üstelik bu memlekette vergi öde- yen adama pek iyi gözle bakmazlar. Eski kö- ye yeni adet getirmeyin. İkinci sözüm yetkili- lere... Devlet sporcu yetiştiren kulüplerimizin vergi borcunu neden silmiyor? Daha doğru- su Fenerbahçe'nin! Ötekilerin şimdiye dek in- sanlığa en ufak bir hizmeti dokunmuş mu ki bu haktan faydalanabilsinler! Hatta havuz ge- lirierinden para almalan bile yanlış ama ney- se bu başka bir yazıya... Hangisi kaleci? Sadece Trabzonspodulann değil tüm Türkiye'nin zevkle izlediği bir futbolcuydu Şota. Karadeniz ekibinde mücadele ettiği yıllarda sahadaki şık gollerinin yanında saha dışındaki sempatik tavırfanyla bizleri kendine hayran bırakmışt. Fotoğraf bir Beşiktaş maçından. Kaleci Mrmiç ve Şota'nın ilginç enstantenesi... AZJDE KALAN SAYFALAR / CEM ERTUĞRUL Avrupa'ya ilk turne\\ 1911... Henüz aitı yıllık bir mazisi olan Galatasaray, Istanbul'a gelıp ikı maç ya- pan Macaristan'ın Kolojvar takımının davetlisi olarak, aynı yıl eylül ayı içeri- şinde Macaristan'a turneye çıkmıştı... Öğrenci, çalışan ve hatta belki de aile- lerinden izin alamadıklan için takıma katılmayan futbolculann yerine kadro- suna Fenerbahçe'den (ki Fenerbahçe kurulalı dört yıl kadar kısa bir süre ol- muştu...)Bekir,Hasan Kamil Spo- rel.Galip Kulaksızoğlu ve Dalaklı Hü- seyin'i takviye alarak çıktığı Türk fut- bolunun bu ilk dış seyahatinde, belki de henüz Istanbul dışına bile çıkmamış gencecık çocuklar, 11 Eylül 1911 gü- nü Kolojvar kentinde, Kolojvar takımı- nın karşısına çıktıklannda 5-0 lık bir ye- nilgiyle aynlıyorfardı sahadan... İkinci maçta aynı takıma karşı 4- 1 'lik, üçüncü maçta ise Ferencvaros'a karşı 7-1'likyenilgi... Son gece G.Şaray şerefine veri- len ziyafette Macar Üniversite profesör- lennden mürtim birşahıs, Türk gençle- rine hitaben,"Siz buraya vaktiyle cenk sayesinde galiben gelmiştiniz. Fakat emin olunuz ki bu günkü gelişiniz da- ha şanlı vememleketimizingeleceği için daha mühim bir galibiyettir. Unutma- yınız, oyunda yenilseniz bile galip gel- dik deyiniz, çünkü geçen seferMacar- lann topraklannı kazanmıştınız.bu se- fer muhabbetini kazandınızl" demiştir. G.Saraylı gençler belki de bu ko- nuşmanın verdiği morelle, Macaristan dönüşünde Romanya'da, 20 Eylül 1911 günü Bükreş Karmasının karşısına çık- mış ve Türk futbolunun ilk dış saha ga- libıyetini hemde 11-1 gibi büyük bir farklı elde etmiştir. T O O R l T KAMİL MASARACI toporıle(§ihotmaU com Hırslıyım.azimliyim, tatildeyim. Şaroş (M.Sharapo- va) sallama şu raketi bur- numun ucunda! Şaroooş! N DERİN ENLER / ENOER ENDEN En siyah transfer: Be- şiktaş'ın yeni forveti Carevv konusunda ge- ce maçlannda görülememe tehlikesi yaşa- mamak ama- ayia,busezon- ki maçlarını gündüz oyna- mak için fede- rasyona başvu- ruda bulunaca- ğı öğrenildi. En par- lak transfer: Beşiktaş'ın ye- ni transferi Alı Güneş, "Kimse beni tutamaz. Yeşil sahalarda Gallardo ameliyat oldu. güneş gibi par- layacağım" di- ye konuştu. Enhasta transfer Ga- latasaray'ın pe- şinde koştuğu Gallardo ame- liyat m- asasındaydı. En lez- zetli transfer Fenerbah- çe'nin Diyarba- kırspor'dan al- dığı futbolcu hazıriık maçla- nnda öyle bir futbol oynadı ki, "Murat Ha- cıoğlu, tercih doğru" dedirt- ti. B U L M A C A / SEDAT YA$AYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 S O L D A N S A Ğ A I - Uzun yıllar Eczacıbaşı'nda oynamış, aynca 91 kez de milli for- mayı giymiş ünlü bayan voleybolcumuz. 2- Avrupa Karması'nda yer alan ilk Türk basketbolcu olup 200 kez de milli takımda forma giymiş ünlü basketbolcumuz... Karı- şık renkli. 3- Içkiye düşkün, ayyaş... Havaya fıriatılan bir plakanın vurulma- sı ilkesine dayalı atıcılık dalı. 4- Büyük Okyanus'un güneydoğusunda zaman zaman görülen akıntı... Bir etkinliğin geçici olarak durdurulduğu süre. 5- En kısa zaman süresi... Havvaii'de karşılama ya da uğurlama anısı olarak ve- rilen, çiçekten 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 yapılmışkolye... Dar ve kalınca tahta. 6- Antalya ve Fethiye körfez- leri arasında yer alan yanmada- nın adı... Kürkü değerlibiryaban kedisi. 7- Bağışlama... "Katarina — " : Dünya ve Avru- pa şampiyon- luklannın yanı sı- ra iki kez de olimpiyat altın madalyası ka- zanmış Alman bayan buz patencisi... Felç. 8-"— Doğan": Aralıksız 14 yıl Fenerbahçe'de oynamış futbol- cumuz... Eskrimde kullanılan üç silahtan biri (diğerleri kılıç ve flö- re)... Parola. 9- Şarkı, türkü... Japonya'da, 1972 Kış Olimpiyatlan'nın düzen- lendiği kent. 10- Dar, uzun ve hafrf bir yanş kayığı... Endonezya'nın plaka işa- reti... Kara batmamak için ayağa takılan bir çeşit örgülü ayaklık. I1 - At, aslan gibi hayvanlann ensesinde bulunan uzun k/llar... Bir düşünce yazısı türü. 12- İki gün içinde on ayn daldayapılan atletizm yanşması... Uçu- rum. Y U K A R I D A N A Ş A Ğ I Y A I - Artmış dolayında Türkiye rekoru kıran ünlü bayan yüzücümüz. 2- Kabadayı... Küçük salkımlı bir üzüm cinsi. 3- Kihiliği gösteren iz... Tatlı bir çörek. 4-1984 Los Angeles Olimpiyatlan'nda dört altın madalya kaza- narak Jesse Ovvens'ın rekorunu egale eden ünlü ABD'li atlet... Bir nota. 5- "Zinhar eline — vermem o kâfirin/Zira görünce suretini put- perest olur" (Baki)... Yoksullara yiyecek dağıtan hayır kurumu. 6- Neodim elementinin simgesi... Halojenler ailesinin üyesi olan kimyasal element... Çemberin çevresinin çapına oranını göste- ren sayı. 7- Veba hastalığına verilen bir başka ad... Müzik eşliğinde yapı- lan bir tür jimnastik hareketi... Bir nota. 8- Hayvanlara vurulan damga... Ispanyollann sevinç ünlemi... Çi- çek tozu. 9- Gençlerbirliğı, Beşiktaş ve Rizespor'da oynamış futbolcumuz. 10- Atletizmde en uzun koşu dalı... 106 taşla oynanan bir oyun. I1 - Akdeniz Bölgesi'nde bir akarsu... Bir soru eki... "Bağırsak- lar" anlamında eski sözcük. 12- Eldiven ve giysi yapımında kullanılan bir tür yumuşak deri... Bir konuyla ilgili bilgi vermek ve bu bilgiler üzerinde tartışmak ama- cıyla düzenlenen toplantı. EMMUZ 2004- CJAVI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle