19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2-1 TEMMUZ2004ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 Yüce Diran ÜLÎ do>\altınna yer - katmamış. inlaşddi, E detii çokluğundan beraat geliyor! D E N İ Z S O M EJektrontk posta: derazsoffl6cumhuriyeLcom.tr www.denizsom.com Te): 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Bir dakikada iki suç işleniyormuş... "Zaman ne cabuk aecJvorf" SiisKJ Taşucu'ndan emekli öğretmen Hattce Tataroğlu: "Öğrenciliğimde okulumuzda süsüne düşkün, sık sık giysi değiştiren bir biçki dikiş öğretmenimrz vardı. Kıyafet seçiminde 'kızJar hangi dbisem bana daha çok yakışıyor' diye sorar, biz kızlar da ağızbirliği eder ve en /akışmayanını söyleyip onu giymesini sağlar ve ardından gülerdik. Başbakanın eşi Emina'nımı her kim giydiriyorsa onu kutlanm." Soran yok Oktay Gürtekin: "Turgut Özal'ın anıt mezar parasını devlet kesesinden ödedikieri anlaşılınca Mesut Yılmaz ve ANAP'lılar 'parayı biz devlete ödeyeceğiz' demişlerdi. Muhteremin kabri iyi hatıriıyorum o zaman 25 milyar liraya mal olmuştu, bugün 1 trityonu geçer sanfyorum. Parayı ödediler mi? Ödemedilerse bir soran yok mu?" vnjpa Birliğı'nin dayatması ile AKP iktidarı, yabancılann Türkiye'de gayrimenkul edin- melerini sağladı ve bir yıl içinde 4 bin 105 par- ça gayrimenkul yabancılann eline geçti ya, Antalya'dan dostumuz Yılmaz Dikbaş, "AB'ye girme uğruna bizim vatan topraklarımız satılırken, acaba di- ğer ülkelerde durum nedir, biz satarken acaba onlar n e yapıyor" diyor ve anlatıyor: "1 Mayıs'ta AB'ye yeni katılan Macaristan, Polon- ya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Latviya, Lrtvanya ve Estonya, AB'ye girmeden önce, yabancılara toprak satışı yasaklanmıştı. Bu ülkeler, pazarlık yaptılar ve geçiş süreci içinde, yabancılara toprak satışı yasağı- nın devam etmesini sağladılar. AB vatandaşlan Polon- ya'da 1 Mayıs'tan itibaren mülk sahibi olabileceklera- rna tarım ve orman arazilerini önümüzdeki 12 yıl satın alamayacaklar. Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Slo- vakya'da, yedi yıl içinde yabancılara tanm ve orman arazileri satışı yapılmayacak. Satılık vatan AB üyesi olmayan isviçre'de, yabancılann toprak sa- tın alması yasaklandı. İsviçre'de, sürekli ve en az beş yıl oturup çalışan yabancılar mülk sahibi olabiliyor. AB'ye girme hazıriıklan yapan Bulgaristan'da yaban- cılar tanm arazileri ve hatta bahçesi olan bir konutu dahi satın alamıyor. Hırvatistan'da yabancı kişi ve şir- ketlerin tanm arazisi ve orman satın alması yasak. Rusya parlamentosu, yabancılann tanm arazisi al- masını yasakladı; yabancılara sadece, tanm arazileri 49 yıilığına kiraya verilebiliyor. Ukrayna'da yabancıla- nn tanm arazisi alması yasak. Amerika Biıieşik Devletleri'nin Güney Caroline, Ok- lohoma. Florida, VVyoming ve Mississippi eyaletlerin- de yabancılar toprak satın alamıyor. Diğer eyaletlerde de bir dizi kısrtlamalar var. New York'ta yabancılar em- lak acentesi kuramıyor. Şili'nin sınırfannın 50 mil içine kadar olan bölgelerinde yabancılann toprak satın al- ması yasak. Yunanistan'da yabancılar sınırda veya sınıra yakın bölgelerde toprak satın alamıyor. Yunanistan'da mülk edinen bir yabancı, mülkünüsatabiliyorancak, alım-satımdan doğan kazancını ülke dışına çıkara- mıyor; parayı Yunanistan'da bir bankada bloke et- mek zorunda. Israil'de topraklann yüzde 80,4'ü devletin; yüzde 13,1'i Yahudi Ulusal Fonu'nun ve geri kalan yüzde 6,5'u ise Israilli Yahudi ve Araplar arasında eşit ola- rak dağıtılmış. Devlet topraklarının değil yabancıla- ra, Israil vatandaşlanna bile satışı söz konusu değil. Sonuç: Türkiye'de vatan topraklannın yabancıla- ra satışı, yabancılan bile şaşırtan bir rahatlıkla sürüp gidiyor. Bu gidişle Türk ulusu, topraklan üzerinde 'ki- racı ve uşak' olarak yaşayan topluluğuna dönüşe- cektir." SESStZ SEDASIZ (!) Çiftçininparasıyla köye hizmetgidiyor! Türkiye'de çiftçilere her yıl dönüm ba- şına 16 milyon lira destekleme parası ödenıyor. 10 dönüm tarlası olan yılda 160 milyon lıra alıyor...Paranın 1 Haziranla 3 Eylül arasındaki dağıtımını Türkıye Zira- at Odalan Bıriiği (TZOB) üstleniyor. Birii- ğin şubesinin olmadığı yerlerde ise pa- rayı genelde ilçe tanm müdürlükleri ödü- yor. Adıyaman'ın Gölbaşı üçesindeTZOB Şubesi olmasına karşın ödemeleri Göl- başı İlçe Tanm Müdürlüğü yapıyor. Kamu görevı gereği müdürlükte, her çiftçiye ait önceki döneme ait bilgilerin yer aldığı birer dosya bulunuyor. Fakat, budosyalar çiftçiye hiçbir hizmet sunul- madan döner sermaye hesabına kesi- len makbuzla 3 milyon lira karşılığında veriliyor. Sorana da "Bu makbuz Al- lah'tan" deniyor. Parayı ödemeyen dos- yasını alamıyor! Dosyayı almakla iş bit- miyor... Bu kez de çiftçilerden dosyasın- da eksikler olduğu söylenip tamamla- ması için bahçesindeki "kayma- kamlık masasfna gitmesi isteni- yor. "Kaymakamlık masası"nda dosya açıldığında ıçindeki eksiğin "çiftçinin adı soyadı, vatandaşlık numa- rası" gibi okuma yazma bilen herkesi doldurabileceği eksikler olduğu görülü- yor. Masadaki "kaymakamlık görevlisi" formdaki boş yerlerın doldurulmasını söylüyor ve karşılığında 50 dönüme ka- dar tarlası olandan 3 milyon lira, 50 dö- nümden fazla tarlası olandan 6 milyon lira ücret istiyor. Bunun ne parası oldu- ğu sorulduğunda da görevli "Köylere hizmet götüreceğiz" diyor. Gölbaşı'nda birilerinin kurduğu düzen tıkırtıkır işliyor! Yüksek Yerilim Hattı İnsanlardan uzaklaştıkça insanlığa yaklaşıyorum erdincutku a yahoo.com ÇED KOŞESÎ OKTAY EKÎNCÎ Inkaya Çman Yaşı 600'ü geçıyor. Osmanlı'nın ilk başkentı Bur- sa'da. Osmanh kadar görmüş ge- çirmış, Cumhunyetin yasalanyla da koruma altına almmış... Yüksekliği 40 m.'ye yakın. Ya da ortalama 12-13 katlı bir apartmanı düşünün... Herbiri tek başına nice hemcin- sinin gövdesi kadar, kalın dallan- mn uzunluğu ise 150 m.'yi bulu- yor. Dakikalarca yürüseruz, yine o- nun "gölgesindc" geziniyorsu- nuz. Nereye otursanız, yine onun "hiıwyesinde'' dinleniyorsunuz... Ve torundan dedeye her yaştan, fakirıien zengine. sakallıdan kra- vatlm her kesımden Bursalı ile konuUannı, hem de tümünü ku- cakla^arak ve hıç kımseyi dışan- da buakmadan koca *koHannın r arasıra alıyor; kentın günlük geri- limleinden kurtanp "dingmliğe'' kavusaınıyor. Ulıdag'ın eteğinde. Uludağ gi- bi uluve gösterişli Inkaya Çınan... Adm, bulunduğu köyden al- mış, eJrkemli güzelliğini de doğa- nın b. yamaçlara sunduğu ayrıca- lıtlı tereketten... • • • Neiadar zaman geçti bilemem, bir gjıbatımında biz de oraday- nuyor... GünJük yaşam ve sosyal ger- çekler ne kadar "kahniT anlar ya- ratırsa yaratsın. "inadına yaşa- mak" diyerek soluğu 600 yaşında- ki tnkaya Çınan'nda alanların. birbirlerinı 40 yıllık dost gibi ba- kışlarla selamlamalanndan daha doğal ne olabilir? Kentlinin bu denli içten ve he- sapsız kıtapsız "buluşmasını" baş- ka ne sağlayabilir?.. • • • "Günbaümında" demıştim... Güneşin oradan "uğurlanması" bile bambaşkaydı.. Aslında güneş elbette ki her yer- den güzel batar. Kımı zaman hü- zün verse bile ufukta anbean yarat- tığı renkler. ton ton kızılhklar ve ışığını ahp giderken sıze en guzel tablosunu sunması, en katı yürek- lerde bile kim bilır kaç türlü çiçe- gin açmasına neden olur.. Bir de eminim ki emegin gülle- rine, sangüllere... Güneşin vedalaşmasını sadece birbirlerine değil, Inkaya Çına- n'na da saniarak seyredenler, ön- ce -umutJa" buluşuyor olmalılar... Çünkü oradan bakıldığında dağlann arkasına doğru oylesine *gözgöze" biralçalışı, oylesine ki- bar, özenli bir "çekflişi'' varla "Ya- HARBİ SEMİH POROY semihporoy(â yahoo.com HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA FUHU5 BATAKLlSlNDAKİ 100 BÎN KADINIMIZIN %30'UNU KOCAIAKL SATT/OMAVŞ HIC KIMSENIN ETKI5INDE. KALMADAN P EKONOMtK IÇRIZDE EŞİNIN SERMAYESİ OLMAYI KABUL EDtYORMUSUN ?..\ OTOBÜSTEKİLER KEMAL LRGENÇ k_urgenc(âyahoo.com F 7 ^ TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 21 Temmuz ınnr.mıuntaz-arikan.com Kollannın arasında-. (Fotoğraf: SDK arşivı) dk. Snki "o"na sığınmıştık... Ör,s başımızı kaldınp "yücdi- ğne^aktık... Gftvüzü bu kadar mı sevdalı our t" agaca?.. Ya da bir çınar bu kidatu kavuşmak istergökyüzü- nt. g âin gök yüzüne?.. SCH, sanki ona sığınanlann tü- rrünr"HoşgeWiniz'' deyip "'sanl- nak'stercesine kıvnla kıvnla al- çiktz jzanan dallannı seyrettık... Ycien "insan jükseküginde*' o n u n . herkesin onlara dokun- aalarıçin değüse neden olabilir k?..! dallann arasında yürürken e n r b tutup ya da şöyle bir okşa- v o aadan "sa>'gı>ia'' geçtiğıniz- ^i ı«^ızde oluşan "huzar", emi- rmn Lsnun da sıze armağanı... Aşnduygu. oradakı hemen her- fccste ylesine seziliyor ki kime fcıkscz sanki "tanıdık"... Hem d öy. eoz aşinalığı şeklinde fa- L,a «i 1-eğı1. "dostiann arasında- Tjd" rcesine... Çüıii kentliyi "orah" kılan 3Tİeıçın söylenen "buluşma •nktnn" arasında, insanı en çok ıvan" bir mekân su- rm sabah yenidengeieceğbru." der- cesine kararh ve güven venci... Derlermiş ki onu uğurlarken bır dilek tutarsanız ve gözden kaybo- luncaya kadar da susarak ve dua ederek ona bakarsaruz olur... Sadece "bakmak1 " mı? Dileği- nizle birlikte düşûnûyorsunuz, dü- şündükçe seviniyorsunuz. sevın- dikçe içinizdeki umutlar da sanki "çınarlaşıj'or'* ve Inkaya'nın kol- lan arasında olduğunuzu anımsa- yıp yaşama daha bir sevgıyle san- lıyorsımuz... ••• Evet... O günbatımında, güne- şin ertesi sabah yeniden doğaca- ğından emin olduğumuz kadar emindik, ona "suskunca bakar- ken" ne kadar haklı olduğumuz- dan... Inkaya Çınan'nı 600 yıl önce diken o kutsal insanın. belki de ay- nı yerden güneşin batışını se>Te- derken "tutacağından" ve kuşak- tan kuşağa yaşayacağmdan emin olduğu kadar.. oekinci:; cumhuriyet.com.tr SEHİT KARAOĞIANOĞLU.. UEMEM UÜ- <e OUXJ g/rryKÜMETİ s/sV 6 6ÜfJ y£ '/V/fl/, GA&IHTÖe D£l/LET MU £M6£U£MEKT£M gAfft YAPtLMfÇrf. 6ÜTÜM GÜM, GıRfJE SAHfLLE- & t &£gi P/teAMMAS Ç Ç İ.C/JG£C£ L£HİGKe, ŞE- GAZtOSMANPAŞA ÜMVERSİTEŞt REKTÖFfLÜĞÜ'NDEN Cnrversitemızin Beden Egitımi ve Spor Yüksekokulu Beden Eğırimı Öğretmenliğı Bölümü'ne ve Antrenörlük Eğitımı Bölümü'ne aşağıda belirtilen kontenjan, puan ve koşullara uygun adaylar arasından ön kayıt ve özel yetenek sınavı ile 2004-2005 öğretim yılında ögrenci aiınacaktır. 1) Özel yetenek sınavı sonucunda beden eğıtimi öğretmenliğı bölümüne alıııacak olan öğrenci sayısı: 40 (25 erkek - 15 bayan) antrenörlük eğitimı bölümüne alınacak öğrenci sayısı: 25 f 15 erkek - 10 bayan) 2) 2004 yılında yapılan ÖSS sına\*ında en az 185 sözel, sayısal ya da eşıt ağırlıldı puan alanlar ile, hselerin spor alan'kol bölümlerinden mezunlann ve milli sporcu olup en az 160 puan alanlar aşağıdaki belgelen, form dılekçelenne ekleyerek üniversıtemızın Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Müdürlüğü'ne 16- 27 Ağustos 2004 tarihlen arasında mesaı saatlerinde ön kayıt için başvuru yapabileceklerdir. (Resmi tatil günlen hariç) 3) Milli olan futbolcular Türkıye Futbol Federasyonu'ndan. dığer alanlardâ mıllı olan sporcular ise Gençlik ve Spor Genel Müdürlü- ğü'nden alacaklan '"millı sporcudur" belgesıni kayıt esnasmda sunmak zorundadırlar. 4) Özel yetenek sınavlan 31 Ağustos -4 Eylül 2004 tanhleri arasında yapılacaktır. 5) Kayıt esnasında ıstenılen belgeler. a. Başvuru formu (Onkayıt esnasında venlecektir.) b 2004 ÖSS puan kartı.' c Nüfus cüzdan örneğı. d 4.5 x 6 ebatlannda baş açık ve sakalsız 5 fotoğraf. e. "Beden Eğitımı Öğretmenliğı Bölümü veya Antrenörlük Eğitımı Bölümü Özel %tenek sınavına girmesinde sakınca yoktur" ibare- sı bulunan herhangı bir sağlık kurulundan alınacak sağhk raporu. f Lise/dengı okulu diploması aslı veya noter tasdıkli fotokopisi. Not: Başvnrular şahsen yapılacak olup. posta ile yapılan müracaatlar kabul edilmeyecektir. Bılgj ıçm telefonlar 0 356 212 17 46 sanrral 0 356 212 85 68dırekt. Basuı: 33353 PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Anlamakta Zonlanmak Çok klasik bir giriş olduğunu biliyorum, ama yi- ne de "Insan, anlaşılması zor bir canlı!" sözleriyle başlayacağım bu yazıya. Biraz aklıma başka bir şey gelmediğinden, daha çok da olabildiğince "neza- ketsınırlan"içinde kalmak istediğimden. Uzatma- yayım, yolu düşenler bilirier, Çanakkale-Ayvalık arasında doğa, insanoğluna baş döndürücü güzel- likler sunar. Bir yanda masmavi bir deniz, bir yan- da çam ormanlan, ağaçlann dallannda taze koza- laklar, sonra zeytinlikler, üzerierinde bin bir renkli kelebekler uçuşan lavantalar, yukanda pınl pınl bir güneş, yaşama daha bir umutla bağlanır insan. Ayvalık'a ne zaman gelsem yolda mırtlaka bir- kaç kez durur, hele bir de sabahın erken saatleriy- se arabadan inip doğanın kuş cıvıltılanyla şenlenen sessizliğini dinler, o serin, benzersiz kokusunu ci- ğerlerime çekerim. Bu pazartesi de öyle yaptım. Arabadan indim, ne var ki iner inmez ayağıma boş bir plastik şişe takıl- dı. Birisi düşürmüş olmalı, diye düşündüm, alıp arabanın bagajına koydum. Fakat sonra gördüm ki "düşürülen" tek şişe değildi o. Denize inen ya- maçta onlarcası, yüzlercesi vardı. Çam ağaçlannın diplerinde her türlü çöp birikmişti. O anda, o gö- rüntülerkarşısındagelmişti, "İnsan, anlaşılması zor bir canlı" sözleri aklıma. Bu insanlan anlamak ger- çekten zordu. Onlar da bizim gibi, benim gibi do- ğanın güzelliklerinden etkileniyoriar, bu güzellikle- ri içlerinde yaşayabilmek için arabalanndan iniyor- lardı. Ama bir farkla; onlann ellerinde mutlaka bir de bira kutusu, plastik bir su şişesi, bir kola şişesi ya da bir plastik öteberi torbası oluyordu. Kutula- nn, şişelerin, torbalann içindekileri tükettikten son- ra bunlan aşağıya, ağaçlann arasına atıyoriardı. Bir şeyler yiyip içmeden doğayla baş başa kal- mayı akıllanna getiremeyen bu "insanlar" nede- niyle o güzelim yamaçlar zamanla birer çöplüğe dönüşüyordu. • • • Ayvalık'ta Cunda/Alibey Adası'nda heykeltıraş Sakine Özkan'ın konuğuyuz. Dostumuzun ikidir geldiğimiz evi, adanın en sessiz mahallelerinden bi- rinde bulunuyor. Çevrede küçük, şirin birotelin dı- şında yalnızca yazlık konutlar var. Bu konutlarda Ankara'nın, Istanbul'un, öbür kentlerin günültüsûn- den kaçıp bir süreliğine kafalannı dinlemek isteyen insanlar oturuyor. Bulunduğumuz sokakta Bekir- Andree Coşkun'lann, Ibrahim-Fürüzan Yolya- pan'lann, Orhan-Özen Tokatlı'lann da evleri var. Onlar da mahallenin öbür sakinleri gibi adanın do- ğasını, doğanın sessizJiğini seviyoriar. Yukandaki paragrafta "adanın en sessiz bölge- len'nden bin" diye bir cümle kullandım ya, aslında doğru değil bu. Gümleyi, "-ydi" ekiyle düzeltmek gerekiyor. Çünkü bu sessizliğin tam ortasına ge- çen yıl müzikli bir "bar" açılmış. "Köprû Barla bir- likte yaşam bir işkenceye dönüşmüş. Bangır ban- gır bir müzik sizi bahçenize, evinize, evinizin kapa- lı pencerelerinin ardına kadar acımasızca izliyor, yakalıyor, eziyor. Bu işkenceye karşı hiçbir şey ya- pamamanın çaresizliğini yaşıyorsunuz. Böyle bir yerde böyle bir yer açma düşüncesi ki- min aklına gelir? Ama birinin gelmiş işte. Hadi, gel- di diyelim; kaymakamlık, belediye bu düşünceyi hangi akla hizmet edip ruhsat vererek, göz yuma- rak destekler? • • • Anlamak gerçekten zor. Çanakkale-Ayvalık ara- sındaki o güzelim yamaçlar, o güzellikleri sevdik- leri için tepede mola veren insanlar tarafından na- sıl çöplüğe dönüştürülüyorsa ve o insanlar bir gün o çöplüklerin tepesinde mola vermenin anlamsız- lığına vanp bir daha orada mola vermeyi düşünme- yeceklerse ve artık iş işten geçmiş olacaksa Cun- da Adası'nın o sessiz kıyısını "güzel" bulduklan için müzikli barlannı oraya açan sahipleri gibi bu gü- rültü çöplüğüne izin veren, göz yuman yetkililer de bir gün gelecek benzer duygulan yaşayacaklar. Bakacaklar ki insanlar gitmiş, ne o bar kalmış ne de kendileri. Çok şaşacaklar, ama iş işten geçmiş olacak. e-posta: [email protected] Faks:0212-723 84 97) BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 SOLM>SAĞA: 1/ Birini ör- nek almak, taklit etmek. II Bir nota... Diyarba- kor'ınbirilçe- si. 3/ Toprak- tan yapılmış 6 küçük ve -. kulpsuz çöm- lek..."Oyer" 8 anlamında 9 kullamlan sözcük. 4/ Yunanis- tan'da bir kent... Ko- nut. 5/ Salgın hasta- 2 hk. 6/ Halk dilinde 3 gelincik çiçeğine 4 verilen ad... " — ol- 5 dum güzellere bağ 6 iken" (Karacaoğ- lan). 7/Küçük mağa- 8 ra... Üç ya da daha 9 çok direği bulunan yelkenli gemilerde arka direk. 8/ Budizm'in, Japonya'da büyük önem taşıyan kolu... Bacaklara ayak bileğinden dize kadar do- lanan ensiz ve uzun kumaş parçası. 9/ Süre bakı- mından. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Muğla"nın Fethiye ilçesinde, Türkiye'nin en ünlü turizm merkezlerinden biri olan lagün. 2/ "Çıplak bir — gecesi gibi yanan etimsin/Sen memleketimsin" (Nâzım Hikmet)... Raptiye. 3/ "Ben Musa'yım sen firavunlkrarsız seytan-ı — /Üçüncüölmem buhain/Pir Sultan öiür dirilir"... Sodyum elementinin simgesi. 4/Deniz ticaretin- de, masraf çıktıktan sonra kazancın sermaye ve tayfa arasında bölüştürülmesi. 5/Espri... KazDa- ğı'nın antik dönemlerdeki adı. 6/Manganez ele- mentinin simgesi... Kadın savaşçı. 7/Kişinin öz benliği... Yok etme, giderme. 8/ Batı Karedeniz Bölgesi'nde, bir bölümü "ulusal park" kapsamı- na alınan dağ su-ası... "Afet — " : Tarihçimiz. 9/ . Antal sprsem
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle