18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
~JSAN 2004 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DİZİ Ekonomide Yalancı Bahar "Petrol-lş Raporu" Mustafa SÖNMEZ BtNLERCE KEPENK ÎNDİ 2000 yıbnda 12 bin dolayında işyeri kapannuşken 2001 'de 13 bin 707 işyeri kepenklerini indirdL tşyerierinin kapanmasL, 'ekonomi iyileşti' iddialan onu izleyen ild yıl da sürdü. 2002'de yaklaşık 15 bin, 2003 yıhnda da 12 bin 500 işyeri piyasaya havlu atü. Işyeri kapanan birçok esnaf ve girişimci ile büükte bu kuruluşlarda çalışan işçiler de işsiz kaldılar. Ankara'da geçen yü mayıs ayında 100 bin emekçinin kaühmıyla gerçekJeştirikn mitingde AKP hükümeti istifaya çağnku. Mitinge Türkiye'nin birçok yerinden işçiler ve emekçiler kaülmışü~ (Fotoğraf: CUMHURİYET ARŞtVl) Reel ücretler düşürüldü. Çalışan sayısı azaltıldu Sağlanan verim ise ücretliye yansıtılmadı 'Istikrar'ınağırfaturası• İmalat sanayjinde, özel firmalarda 2000'den 2003'e reel ücretler yüzde 20'ye yakın geriletildi. Reel ücret- lerde gerileme, özellikle ihracata dönük bazı sektör- lerde daha fazla oldu. Adına "verimlilik artışı" denilen vahşi sömürü ile işçi başına katma değer artışı oldu, ama bu "ve- rim artışfndan ücretlilere pay verilmedi. Örneğin imalat sanayii ge- nelinde 2001'den 2003'e çalışan sayısında artış yüzde 4.8'de kalır- ken çalışan başına yaratılan katma değer artışı yüzde 16'yı geçti. " "W" er krizde oldugu gibi, 2001 kri- I zinden çıkmanın da yükü ücret- ^ J li kesimin sırtına vııruldu. • Krizden çıkışta düşüriilen re- I el ücretler basamak olarak kul- . .A. lanıldı.Hem, ekonomide denge- leri yeniden oluşturmak, ıstikran sağlamak için hem de üretimi ihra- cata yörüendirmek için düşük reel üc- retlerden, büyütülen yedek işsiz or- dusundan faydalanıldı. Özel sanayi fırmalannda reel üc- retler 2001 başında 107 iken 2003 or- tasında 82'ye kadar düşürüldü. İmalat sanayiinde özel firmalarda 2000'den 2003 'e reel ücretler yüzde 20'ye yakın geriletildi. Reel ücretlerde gerileme, özellik- le ihracata dönük bazı sektörlerde daha fazla oldu. • İŞYERİNDE OPERASYON Işyerlerinde yaşanan bir gelişme de aynı işi, aynı ürünü, daha az perso- nelle üretme, dolayısıyla kişi başına katma değeri arttırma operasyonu oldu. Işyerlerinden çıkanlan işçile- rin yerine yeni işçi almadan aynı ürün ya da hizmet, geride kalan iş- çilerle üretilince kişi başına katma de- ğer de artmış oldu. Adına "verimlilik artişı" denilen bu vahşi sömürü ile işçi başına sö- mürü arttınlmış oldu, ama bu "ve- rim artişı"ndan ücretlilere pay ve- rilmedi. Örneğin imalat sanayii ge- nelinde 2001'den 2003'e çalışan sa- yısında artış yüzde 4.8'de kalırken çalışan başına yaratılan katma değer artışı yüzde 16'yı geçti. Televizyon seti üretiminde çalı- şan sayısı yüzde 41 arttınlırken "ve- rimlilik aröşı" yüzde 51 'i geçti. Gı- dada çalışan sayısı artmazken verimlilik ar- tışı yüzde 10'a yakın arttı. UCRETLERE PAY VERİLMEDİ "Verimlilikarüşı"ndan ücretlere pay veril- memesi, işverenlerin kârlılık oranlannı art- tırdığı gibi, onlara dış pazarlarda rekabet gü- cü verdi. İmalat sanayii genelinde verimlilik endeksi 2001 'den 2003'e yüzde 17 artarken reel ücretler yüzde 15 geriledi. Nitekim, Merkez Bankası da Ekim 2003 tarihli raporunda bu durumu şu cümlelerle teslim ediyor. Sayfa 2: "2002 yılının ardından ve 2003 yıhnda da ürerimde gözlenen verimlilik arüşlannuı re- el ücretlere yansımaması, özel firmalann bi- rim malhetlerinin düşüşünü hızlandırmışür. Birim maUyetlerdeki bu gelişmeler, özel fir- malann dış pazarlarda fıyat rekabeti yapma- larmı mümkün kümıştır." Sayfa 16: "2003 yıhnda Türk Lirası'nın güçlenmesi- ne rağmen, birim ücretierin halen düşük sey- rediyor ohnası ihracatı olumlu etküemiştir." TlSKCÖZÜYLE Ücretierin düşük seyrettiği sektörlerin ih- racata dönük alt dallar olması, ihracatın re- kabet gücünü öncelikle düşük ücretten aldı- ğını bir kez daha teyit ediyor. Kayıt dışı çalışmanın yaygın olduğu sen- dikasız kesim bir yana, sendikalı ve T. îşve- ren Sendikası'nın işveren tarafını temsil et- tiği büyük ışyerlerinde bu farklılık hemen gö- rülüyor. TlSK'in verilerine göre, 2003 Ekimi'nde sendikalı, toplusözleşmeden yararlanan bir işçininortalamagiydirilmişnetücreti 1 mil- yar 130 milyon TL iken ihracata dönük sek- törlerde ücretler bu ortalamanın yüzde 60' ını bile bulmuyordu. Örneğin ortalama giydirilmiş ücret ihraca- ta dönük sektörlerden tekstilde 739 milyon TL, gıdada 661 milyon TL, toprakta 589 mil- yon TL, turizmde 808 milyon TL olarak be- lirlenmişti. • Krizle birlikte milli gelir küçülünce, 2001 yılında kullanılabilir gelir de düştü. Dolar bazında 2000'de yaklaşık 160 milyar dolarlık gelir, aileler arasında paylaşılırken 2001 'de bu pasta 115 milyar dolara ka- dar küçüldü. Yeniden büyüme yaşanan 2002'de ise paylaşılan gelir 145 milyar doları aştı. Bir kez daha büyüyen pastanın paylaşımı es- kisi gibi olmadı. Kriz yılı pastasından ücretliler daha az pay almıştı. 2002 büyüme yılında da durum değişmedi... ma oranlan 2001 krizinde bozulmuş- tu, 2002 büyüme yılında ise ıyileş- medı. Paylaşım özellikle özel sektör işçileri ile tanm kesimı aleyhıne ge- lişirken küçülmüş gelirden tanm dı- şı sermayedarlar daha çok pay aldı- lar. Işgücünün gelir pastasından al- dığı pay 2000 "de yüzde 37 iken, 2001 kriz yılında yüzde 36'ya geriledi. TARIMDA CELİR KAYBI Büyüme yılı 2OO2'de işgücü gelir- leri toplamda yüzde 34'e düştü. Ta- nm da kriz ve sonrasında gelir kay- bına uğradı. Tanmın pastadan aldı- ğı pay 2OOO"de yüzde 16 iken 2001 'de yüzde 13'e, 2002'de ise yüzde 12'ye düştü. Öte yandan işgücü gelirleri ka- muözel aynmı yapılarak bakıldığın- da kamu çahşanlannm işgücü pasta- sından aldıklan payı iki puan arttır- dıklan, ama esas gelir kaybına uğra- yanlann özel sektör ücretlileri oldu- ğu görülüyor. Özel sektör ücretlilerinin aldığı toplam gelir 2000'deki düzeyinden iki puan geriledi. 2001 "de yaşanan krizle birlikte top- lumun farklı kesimlerince paylaşı- lan gelirler arasındaki fark. düşük ve orta gelirliler aleyhine biraz daha bo- zuldu. DİE, 2002 için yaptığı gelir da- ğılımı anketinde, nüfusun en varlık- lı yüzde 20'sinin milli gelirden aldı- ğı payın yüzde 50 dolayında olduğu- nu duyurdu. Bu tür araştırmalann en sonuncusu 1994 yılında yapıldığı için. 2002 verileri 1994 verileri ile kı- yaslanıp "GeBr dağılımında iyileş- me var" yorumunu yapan DtE'ye birçok yorumcudan eleştiri geldi. DİE araştırması yine de gelirin adaletsiz bölüşümünde dişe dokunur bir iyi- leşme olmadığını gösteriyor. E N YOKSUL KESİMİN GELİR PAYI Nüfusun en zengin kesimini oluşturan yüz- de 20'lik dilimin milli gelirden aldığı pay yüzde 50 dolaylannda seyrederken, en yok- sullan oluşturan yüzde 20'lik kesımin milli gelir pastasından aldığı pay yüzde 5'in altın- da. Alttan ikinci dilimdekilerle birlikte yok- sul yüzde 40 nüfusun payı yüzde 11-12 do- layında. Geliradaletsizliğineyüzde l'likdi- limlerle bakıldığında, en zengin yüzde 1 'lik nüfusun, 1994"te milli gelirden aldığı pay yüzde 16.6'yı bulurken ikinci sıradaki yük- sek gelirlilerin nüfustaki payı yüzde 5. gelir- leri ise yüzde 16 dolayındaydı. Böylece en varlıklılan oluşturan yüzde 6'lık kesimin gelirdekı payının yüzde 32 'yi buldu- ğu görülüyordu. BUNALIMIN ETKILERİ Once Marmara HAPİ ÎVİSİNİİİİZ ADALETSIZ BÖLÜŞÜM Krizle birlikte milli gelir küçülünce, 2001 yılında kullanılabilir gelir de düştü. Dolar bazında 2000 yılında yaklaşık 160 mil- yar dolarlık gelir aileler arasında paylaşılır- ken 2001 'de bu pasta yaklaşık 115 milyar do- lara kadar küçüldü. Yeniden büyüme yaşanan 2002'de ise pay- laşılan gelir 145 milyar dolan aştı. Ancak bu yeniden büyüyen pastanın paylaşımı eskisi gi- bi kalmadı. Kriz yılı pastasından ücretliler daha az pay almıştılar. 2002 büyüme yılında da durum değişmedi. İŞCÜCÜNE ÖDEMEDE AZALMA DlE'nin, gelire göre GSMH verileri. işgü- cüne yapılan ödemelerin 2000'de 58.2 milyar dolardan 2001 'de yaklaşık 41 milyar dolara indiğini, izleyen yıl ise ancak 49 milyar do- lara çıktığını gösteriyor. DlE'nin gelir yöntemiyle GSMH hesapla- malanna göre işgücü ve "işletme aröğı" (kâr- faiz-rant) şeklinde paylaşılan gelinn paylaş- Yarın: İşsizlik kasıp kavuruyor yara ahlı Y aşanan 2001 krizi, bekleneceği gibi. en çok, üretımın yoğunlaşhğı gelişmiş bölgelerde etkisini hissettirdi. Ekonomik depremin en kınlgan fay hattını tstanbul'un yer aldığı Marmara Bölgesi oluştururken milli gelirdeki payı itibanyla ikinci sırada olan Ege, sonra Iç Anadolu krizi yoğun hisseden bölgeler oldu. DlE'nin açıkladığı, 200rin illere ve bölgeler göre milli gelir verilerine göre, 2001 'de Türkiye genelinde dolar bazuıda yüzde 27 gerileyerek 2 bin 146 dolara düşen kişi başuıa gelir, tstanbul'da yüzde 31 'i buldu ve 3 bin 063 dolara indi... Istanbul'un alt bölgesi Tekirdağ-Edirne- Kırıkkale'de daralma yüzde 9, Balıkesir-Çanakkale'de yüzde 13'ü buldu. Buna karşılık Güney ve Güneydoğu Marmara'da daralma, Türkiye ortalamasının altında gerçekleşti. Bolu-Düzce- Kocaeli-Sakarya- Yalova'da daralma ortalamaya yakın (yüzde 7.3) olurken, Bursa-Bilecik- Eskişehir aksında kriz yüzde 5.2 ile daha hafif yaşandı. İZMİR'İN KİŞİ BAŞINA CELİRİ Izmir'de ise kişi başına gelir 2001'de yüzde 33.8 azalma ile 3 bin 215 dolara düştü. 2001 'de yüzde 7 küçülen Izmir'in kişi başına geliri üçte bir oranında azaldı. Afyon-Kütahya-Uşak- Manisa'da darahna yüzde 7.5 olarak gerçekleşti. Asıl hasar Aydın-Denizli-Muğla aksuıda. Bu alt bölge yüzde 9.4 daralırken en büyük hasar Muğla'dan geldi. Muğla, turizm potansiyeline karşın tanmın çökmesi ile yüzde 13'e yakın daraldı. Antalya, Burdur, Isparta alt bölgesinde daralma ise yüzde l'in altında kaldı ve krizde yüzde 1 büyüyen Antalya sayesinde bölge krizi geçiştirdi. Antalya, 1994 krizinde de, turizm sayesinde küçülme bir yana yüzde 6 büyüme gösteren tek il olmuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle