25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 NİSAN 2004 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA J j j J v U I l t_flVJJL ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13 İnşaat sektöründeki küçülme, GYO'lann yatınmlannı askıya almasma neden oldu Gayrimenkuldeboşageçen yd SOYAKOIympiakCTtiçin 40 mlyon dolar ödeyecek • İSTANBUL (ANKA) - Daha önce gerçekleştirdiği projelerle Fstanbullulann kent yaşamına farkh alteraatifler sunan SOYAK, Avrupa yakasında Olympiakent isimli yem bir proje gerçekleştirecek. Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergı Sarayı'nda düzenlenen basın toplantısıyla söz konusu projeyi tanıtan SOYAK, Toplu Konut Idaresi arazisi üzerine yapılacak olan proje kapsamında devlete yaklaşık 40 milyon dolar ödeyecek. Ahnanya'da banka başkamna tepki • BERLİN (AA) - Alman Merkez Bankası (Bundesbank) Başkaıu Emst Welteke (61), Euro'nun yürürlüğe girdiği 2002 yıh başında ailesiyle birlikte Dresdner Bank'ın başkent Berlin'de düzenlediği bir etkinlik kapsamında otel masraflannı bu bankaya ödettirdiği gerekçesiyle yoğun baskı altına girdi. Welteke'nin Dresdner Bank tarafindan düzenlenen yılbaşı etkınliği kapsamında, tarihi Brandenburger Tor (Brandenburg kapısı) yakınlannda bulunan Adlon Oteli'nde ailesi ile birlikte 4 gün kalması ve 7661.20 Euro'luk hesabı, usule uygun olmamasına rağmen söz konusu bankaya ödettirmesi kamuoyunda büyük tepkiye yol açü. 4 milyon kîşj nemaJandı • ANKARA (AA) - Kamuoyunda "Zorunlu Tasarruf Hesabı" olarak bilinen Çahşanlann Tasarruflannı Teş\'ik Hesabı nema ödemelerinin futannm, dün itibanyla 878 triryon lirayı, nemasını alan kişi sayısının da 3 milyon 836 bin kişiyi bulduğu açıklandı. Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı Suphi Kabadayı birinci taksit nema miktannın, ana para miktannın yaklaşık yüzde 20'sı ile yüzde 85'i arasında değiştiğini söyledi. tnzengiıunvanf' tarüşıkyor • Ekonomi Servisi - Dünyaca ünlü perakende mobirya mağazalan zinciri IKEA, kurucusu Ingvar Kamprad'ın Isveç basınının iddia ettigi gjbi dünyanın en zengin adamı olmadığıııı açıkladı. IKEA sözcüsü, Kamprad'ın basında lanse edildiğı gibi şirketin sahibi değil kurucusu olduğunu belirterek Kamprad'ın IKEA'yı 1982'de Hollandalı bir vakfa devrettiğini kaydetti. Dün Isveç basınında yer alan bir haberde, Ingrad'ın, Bill Gates'i dünyanın en zengin adamı sıralamasında geride bıraktığı öne sürülmüştü. TCnem peynip satışları arttr • Ekonomi Senisi - Unilever Gıda Direktörü Hakan Behlil, yeni ürünleri Sana Creme Bonjour'un piyasaya sürülmesinden bu yana krem peynir kategorisinde satışlann yüzde 50 büyüdüğünü belirterek "Bu trend devam ederse önümüzdeki yıl krem peynir kategorisi 9-10 bin ton düzeyine gelecekrir. Krem peynir kategorisinde yüzde 10-15 pazar payı hedefliyoruz" dedı. Behlil, yeni ürünlerine toplam 3 milyon Euro'luk yaünm yaptıklannı söyledi. 'Esnek' çalışanlara darbe • ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - Çalışma süreleriyle ilgili yeni yönetmelikler, esnek çalışma düzeninde iş\'erenlerin çalışanlan günde 11 saat çalıştırabilmesinin yolunu açıyor. Yönetmeliğe göre, genel olarak haftalık çalışma süresi 45 saat olacak. Taraflar arasında yazılı anlaşma olması durumunda, günlük çalışma süreleri, " 11 saati" geçmemek koşuluyla farklı şekilde dağıtılabilecek. Yapılan işlerin niteliğine göre, işin başlama ve bitiş saatleri de işçüer için farklı şekilde düzenlenebilecek. Geçen yıl çıkanlan 4857 sayılı İş Yasası'na bağlı olarak Çalışma süreleri yeniden düzenlendi. • İnşaatm gayri safi milli hasıla içindeki payı son 5 yılda yüzde 7'den yüzde 3'ün altına gerilerken sektördeki küçülmeden payını alan GYO'lar da 2003 yılını yatınm yapmaksızın geçirdi. Yeni bir GYO şirketinin kurulmadığı geçen yılda, mevcut şirketler de sermaye arttınmma gidemedi. NECDETÇALIŞKAN Türkiye'de,2001 krizi nin ardnıdan ekonominin loko- motifı olarak görülen inşaat sektöründeki daralmanın 2003 'te devam etmesi, gay- rimenkul yatınm ortaklıkla- n (GYO) şırketlennı de olumsuz etkiliyor. inşaatm gayri safi milli hasıla içinde- ki payı son 5 yılda yüzde 7'den yüzde 3'ün altına ge- rilerken sektördekı küçül- meden payını olan Istanbul Menkul Kıymetler Borsa- sı'nda (IMKB) işlem gören GYO'lar da 2003 yılını ya- tınrn yapmaksızın geçirdi. Yeni bir GYO şirketinin ku- rulmadığı geçen yılda, mev- cut şirketler de sermaye art- tmmına gidemedi. Toplam Ortaklık Toplam Portföy Değeri (tnlyon TL) Toplam Piyasa Değeri (tnlyon TL) Bina ve Arsalar (%) Gayrimenkule Dayalı Proje (%) 1996'dalşGYÖ'mm ku- rulmasmm ardından Alarko GYO, Atakule GYO, EGS GYO, Garantı GYO, thlas GYO, Nurol GYO, Vakıf GYO ve Yapı Kredi Koray GYO'nun sektöre girmesıy- le 2003 sonu itibanyla bor- sada işlem gören GYO şir- ketı sayısı 9'a ulaştı. Geçen yıl enflasyon ve döviz kuru- nun seyrinin yarattığı olum- lu havayla, tükerici kredisi faızleri yüzde 2'ye kadar ge- rilerken kullanılan konut kredileri yüzde 155 artarak, 1 katnlyon lirayı geçti. Oflsler hâlâ boş Enflasyondaki düşüşe karşm halkın alun gücünün de düşmesi GYO'lann ye- ni projeler de\Teye sokma- sıru engellerken sektörün 2002 sonunda 1 katnlyon 33 trilyon lira olan toplam portföy değeri, 2003 so- nunda ancak 1 katrüyon 173 trilyon liraya çıkabildi. GYO'lann faaliyet alanını ilgilendiren ofis piyasası göstergeleri de son iki yıl- da ekonomi kümülatif olarak yüzde 10 büyürken inşaat sektöründe 2001 'de yüzde 5.9,2002'de yüzde 4.9 ve 2003'te yüzde 9 küçülmenin gayrimenkul sektörüne olan olumsuz etkisini gözler önüne seri- yor. 1998'de metrekare başına 22 dolar olan ofis kiralannın 2003 'te 10 do- lara düşmesine karşm boşluk oram yüzde 28'den yüzde 40'a çıktı. Stoklar ise 700 bin metre- kareden 1 milyon 250 bin metrekareye çıktı. Sektör temsilcileri mevcut ofis stokunun eri- tilmeden kısa vadede ye- ni yatınmlara girilmesi- nin mümkün olamayaca- ğım vurguluyorlar. 2004 yılında konutta orta gelir grubuna hitap eden pro- jelerin ağırlık kazanaca- ğma dikkat çeken uzman- lar, mevcut stoklann bü- yüklüğüne bağlı olarak ofis piyasasındaki dur- gunluğun süreceğini belir- tiyorlar. Türkiye genelinde 60 olan alışveriş merkezi sa- yısının 2006'ya kadar 130'a çıkması beklenen sektörde, toplam hacmi 50 milyar dolar olan peraken- denın 2004 yılında yüzde 30 büyüyeceği tahmin edi- liyor. Kooperatifler, artık 'yap-sat'çılann ve büyük şirketlerin haksız kazanç alanına dönüştü Müteahhidernı vergi vurgımu Ekonomi Servisi-Bir zamanlar alt ve orta gelir grubunun konut sahibi olmasını sağlayan "kooperatifdaya- nışmasT, artık vergi muafiyetlenn- den yararlanmak için kooperatif ku- ran müteahhitler ve büyük inşaat şir- ketlerinin kazanç alanına dönüştü. "KooperatiT' adı altında ürettık- leri konutlar için her aşamada vergi muafiyetlerinden yararlanarak ku- rumlar vergisi, banka ve sigorta mu- ameleleri vergisi ödemeyen şirket- ler, aynca inşaatın ilk aşamasından konut oturulacak hale gelene kadar bütün malzeme alımlannda yüzde 18 yerine yüzde 1 KDV ödüyor. Şir- ketler aynca geliryergisinden de mu- af tutuluyorlar. Üyelerinin aidatla- nyla konutlannı tamamlamaya çalı- şanlar ıse günün ihtiyaçlannı karşı- lamaktan uzak, kooperatif üyesi ye- rine yöneticileri koruyan 196O'lı yıl- lardan kalma bir yasa ile yol almaya çalışıyorlar. Yürürlükteki 1969tarih- li ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanu- nu, son olarak 1988'de ele alındı. Başıboşluğun yaşandığı koopera- tifler için Sanayi ve Ticaret Bakanlı- ğı yeni taslak hazırlıyor. Taslakta, üyeye daha geniş haklar tanınırken özellikle denetim ayağının güçlen- dirilmesi hedefleniyor. Çünkü, bü- yük kentlerde faaliyet gösteren 45 bin kooperariften yanya yakını üst birliklere bağlı değil. Türkiye Yapı Kooperarifleri Merkez Birliğı yöne- ticilerinden Recep Gültekin, bunun anlamının üst birlik denetiminden bi- le kaçılması olduğunu söyledi. Türk- kent Genel Başkanı Mehmet Aksoy da denetimsizlikten şikâyetçi. Toplu Konut Idaresi Başkanı ErdoganBay- raktar da sektöre çekidüzen veril- mesi gerektiğini dile getirdi. Listede Aydın Doğan birinci olurken Mustafa Koç 20'nci sırada yer aldı Uzan 'iş'siz vergi rekortmeni Sıra/lsim Tahakkuk eden vergi (Milyar TL) 1. Aydın Doğan 3. tbrahim Bodur 4. Semahat Sevım Arsel 5. Turgay Ciner 6. Suna Kıraç 7. Şarık Tara 8. Cem Cengiz Uzan 9. Murat Ülker 10. lsmaıl Tarman 9.003 4.663 4.555 3.011 2.935 2.791 2.571 2.564 2.518 Not İkıncı sırada >er alan mükellef ısmınuı açıklanma w- M ^ r j Aydın Doğan TurgayCiner * V Cem Uzan Geçen yılki sıra 1 33 3 - 14 12 44 17 4 sını ıstemedı Mustafa Koç Ekonomi Servisi - Doğan Holdıng Başkanı Aydın Doğan, 9 trilyon 2 milyar 989 milyon 900 bin lira ile 2003 yıh Istanbul gelir vergisi re- kortmeni oldu. 2003 vergilendirme dönemi ge- lir vergisi rekortmenleri, Istanbul Defterdan Kadir Boy tarafindan düzenlenen basın toplan- tısıyla açıklandı.Isminin açıklanmasını isteme- yen bir kişi, 4 trilyon 881 milyar 523 milyon 450 bin lira ile ikinci olurken Ibrahim Bodur üçüncü, Semahat Sevinı Arsel dördüncü oldu. Uzun süredir sanatçılar arasında kimin ver- gi rekortmeni olacağı yönünde yapılan tartış- malara dün son nokta konuldu. MehmetAHEr- bil ile Hülya Avşar arasında polemiğe yol açan rekortmenliği Avşar aldı. Avşar, 1 trilyon 218 milyar 404 milyon 50 bin lira gelir vergisi ile sanatçılar arasında birinci sırada yer aldı. Av- şar'ı ise 1 trilyon 196 milyar 654 milyon 600 bin lira tahakkuk eden vergiyle Mehmet Ali Erbil izledi. Avukatlar arasında Ahmet Pekin birinci olurken en fazla vergi tahakkuk, doktor- lar sıralamasında M. Necmettin Pamir. 324 mil- yar lira rekortmen oldu. Rekortmenler lıstesinde Sabancı ailesinden Yalçın Sabancı, 13'üncü, ŞevketSabancı 15'n- ci, Suzan Sabancı Dinçer26'ncı, Demir Saban- cı 27'nci, Çiğdem Sabancı Bilen 28'nci, Sevfl Sabancı 51 'ncı. Ömer Sabancı 57'nci, AH Is- mail Sabancı 62 ncı. DilekSabancı 63'üncüve Mehmet Sabancı 74'üncü, sırada yer aldı. Sıralamada aynca Mustafa Vehbi Koç 20'in- ci, Ömer Dinçkök 22'nci, tzzet Bayraktar 33'üncü, tnan Kıraç ıse son sırada bulunuyor. Istanbul Defterdan Kadir Boy. bu yıl alınan yıllık gelir vergisi beyanname sayısmda ge- çen yıla göre yüzde 11, tahakkuk eden ge- lir vergisi tutannda ise yüzde 25 oranında artış olduğunu bildirdi. BîL : şaskanı Ahmet Ertürk: 'Gruplarla borç tutannda bile anlaşamıyoruz 9 • Sorulan yanıtlayan TMSF Başkanı Ertürk, Star için îtalyanlardan teklif almadıklannı belirtirken Uzanlar'la her gün görüşüldüğünü söyledi. Ertürk, "Yeni Bankacılık Yasası'nda bizim de önceliklerimiz var" dedi. HACERBOYACIOĞLU ANKARA - TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, anlaşma imzalamayan baûk banka sahiplerinin büyük bir kısmıyla borç tutannda dahi anlaşa- madıklannı söyledi. Er- türk, "Borç rutan, yasa- ya göre farkh; piyasaya koşuDarmagöreisefark- h çıkryor. Biz hâlâ bu ra- kamlan görüşüyoruz" dedi. Ertürk, Uzan Gru- bu'yla da her gün görü- şüldüğünü; ancak bir ılerleme sağlanamadığı- nı belirtti. Cumhuriyet'in soru- lannı yanıtlayan Ah- met Ertürk, Uzan Gru- bu şirketlerinin henüz net bir resminin çıkan- lamadığını belirtti. Şir- ketlerin çok dağınık ve iç içe geçmiş hesaplan olduğunu vurgulayan Ertürk, "Hesaplan konsoü'de etmenin çok mümkün olduğuna da inanmıyorum" dedi. Satış sürecinin başlatıl- ması için danışman fir- ma tutacaklannı ve da- ha sonrasında da değer tespiti çalışmalanna başladıklannı vurgula- yan Ertürk, şöyle de- vam etti: "Uzan Grubu'yla sü- rekh' görüşme yapıhyor. Ancak bir Ueıieme yok. Üerieme olması için ye- ni bir teklif gerekryor. Telsime ciddi tekhfler var. Dünyanın en büyük 5 operatörünü sıralavın. 5'inin de Telsim'e dö- nük teldifleri, talepleri vardır. Ajııı şekilde çi- mento grubu şirkederi- ne de ciddi bir ilgi var." Star Medya Grubu'yla ilgili olarak da basında "ftalyanlar flgfleniyor" yönünde haberler çıktı- ğını anımsatan Ertürk, "Ancakbizebugüne ka- dar hiçbir bilgi veya ta- lep ulaşmadı" dedi. Bankası fona devre- dilmiş ancak bugüne kadar TMSF'yle anlaş- ma yapmamış gruplar- la yapılan görüşmeler hakkında da bilgi veren Ertürk, bazı gruplarla bir süre sonra anlaşma imzalanabileceğini be- lirtti. Ertürk, "fierleme sağlanamayan gruplar- la ise hâlâ borcun tuta- nnı görüşüyonız. Borç rutan değişik kriteriere göre farkh çıkryor. Prya- sa koşullanna göre farkh,yasal düzenleme- lere göre farkh bir ra- kamla karşılaşıyonız" diye konuştu. Ertürk, Bankalar Ya- sası'nda yapılması ön- görülen değişikliklerle de yakından ilgılendik- lerini belirtti. Yeni ya- sayla ilgili TMSF'nın de "önceBklerinin" ol- duğunu \Tirgulayan Er- türk, "Önceakk,BDDK ve TMSF'nin Uişldleri konusundaki beürsiztik ortadan dedı. kaldırümalT Yûzde 4O'ı köprü olu^turtıyorg Avrupa \laki Türklerin yüzde 60hAB 'ye engel Ekonomi Servisi - Almanya ve Fransa'da yaşayan Türkler ara- sında yapılan araştır- maya göre, aşuı uçlar- daki gruplar ile kendi- ni tamamen Fransız ya da Alman olarak ta- nımlayan, asimıle ol- muş insanlann yer al- dığı yü2de 60'lık ke- sim, Türkiye-AB ara- sında engel oluşturur- ken, üçüncü ve dör- düncü kuşak gençler ile Euro-Müslüman gruplann bulunduğu yüzde 40'lık kesim Türkiye-AB arasında köprü oluşturuyor. Istanbul Bilgi Üni- versitesi Uluslararası Ilişkiler Bölüm Başka- nı Doç. Dr. Ayhan Ka- ya ile Sosyoloji Bölü- mü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ferhat Kentel tarafindan yapı- lan ve AB Genel Sek- reterliği, Heinrich Böll Vakfı, Bilgi Üniversi- tesi Göç Merkezı ile Açık Toplum Enstitü- sü'nün finanse ettiği "Euro-Türkler:Türld- ye ile AB Arasında Köprü mü, Engel mi?" başlıklı anket çalışma- sımn sonuçlan basın toplantısıyla kamu- oyuna açıklandı. Ahnanya'da yaşa- yanlann yüzde 49.9'u, Fransa'da yaşayanlann ise yüzde 58.5' i kendi- lerini önce Türkiyeli, sonra Avrupalı olarak görürken Ahnanya'da- ki Türklerin yüzde 39.8'i, Fransa'daki Türklerin de yüzde 40.7'si kendilerini Müslüman-Türk ola- rak tanımlıyorlar. Gİ TOPLUMUNA DOĞRU/ ÖZLEM YÜZAK adenLyuzak@cumhuriyetconi.tr Bir soru: Insanın yaşama hakkından daha önemli ne olabilir? Yanıtı: Hiçbir şey. Fikri, sınai mülkiyet hakkı dahil hiçbir hak insanın yaşama hakkın- dan daha önemli olamaz. Peki ya uluslararası ilaç devleri, pa- tent, veri imtiyazı gibi kazanılmış haklar- la bir ulusun yerli ilaç sanayisini yok et- meye çalışıyorlarsa? Ya yıllar önce gümrük birliği kapsa- mında düşünülmeden atılan bir imzanın bedelini koca bir ulus ödemeye hazırla- nıyorsa? Bu sorulan sıraladıktan sonra gelin ilaç sanayiinde neler olduğuna bir göz ata- lım. Türkiye'de modern ilaç sanayii 1950'li yıllarda kurulmaya başlandı ve yarım asır içinde küçümsenemeyecek gelişme gösterdi. Şüphesiz bu firmalar yeni ilaç üretmiyorlar. Ve üretemezler de. Çünkü yeni bir ilacı geliştirmenin maliyeti çok fazla (Yaklaşık 500 milyon dolar). Üste- lik çok uzun yıllar sürüyor. Dünyada ilaç- ta Ar-Ge yatınmlarının hemen hemen hepsi (2000 yılında 50 milyar dolar) Av- rupa Birliği-ABD-Japonya üçgeninde yapılmakta. Dolayısıyla yeni bulunan ilaçlann yaklaşık tamamı bu ülkelere ait. Gelişmiş ülkeler bu yüzden patent hak- larının korunmasını ve genişletilmesini talep ederken gelişmekte olan ve azge- lişmiş ülkeler ise ilaçtaki patent uygula- masını ülke vatandaşlanna ilacı ulaştır- mada bir engel olarak görüyor. Hatta bu konu zaman zaman ticari alanın dışjna çıkıp sosyal ve politik çatışmalara da yol açıyor. Dolayısıyla Türkiye bir jenerik üretici. Yani jenerik ilaç üretiyor. Pa- tent süresi dolmuş (bu süre 20 yıl- dır) tüm ilaçları geçerli kalite ve standartta üretenlere jenerik üreti- ci deniyor. Türkiye'de ciddi ve ken- di kategorisindeki birçok ülkeye parmak ısırtacak kadar gelişmiş bir ilaç endüstrisi bulunmakta. Kaîite- li ve üretim kapasitesi yüksek. An- cak pazann küreselleşmesi ile yer- li koruma azaldığı ve yabancı fir- malann penetrasyonlannın arttığı dabirgerçek. özellikle gümrük bir- liği anlaşması sonrasında giderek artan mamul ilaç ithalatı, yerli üretimi görece- li olarak azalttı. Bu konuda ulusal bir po- litikanın olmayışı yüzünden Türkiye irira- cattaki pazannda da ciddi kan kaybı ya- şadı. Bugün Türkiye'de 115 ilaç firması var. Bunlann 24'ü yabancı. Ancak piya- Ulusal Bir Dava: İlaç Sanayiisanın yüzde 6O'ı da yabancı ilaç firma- lannın elinde. Bir diğer önemli husus ilaç endüstrisi- nin yüzde 80'inin alıcısının devlet olma- sı. Bugün yaşanan sorun, veri imtiyazı konusunda. öyle ki uzun yıllar tek çatı al- tında buluşan İlaç Işverenleri Sendikası bile yerli ve uluslararası ilaç üreticileri di- ye ikiye aynldı. Uluslararası ilaç devleri 20 yıllık patent süresinin yeterli olmadığını ve "veri im- tiyazı" diye adlandırdıklan 10 yıllık bir sü- renin daha olması gerektiği konusunda ısrariılar. Ulusal bir politikası olmadığı için gümrük birtiği çerçevesinde veri imtiya- zınai ocak2000'debaşlayacağınıtaah- hüt etme başansını gösteren Türkiye'ye şu sıralar ciddi bir baskı var. Anlaşmaya uymadığı gerekçesiyle ÂB'nin Dünya Ticaret örgütü'ne şikâyet- te bulunması için girişimlerini baş- latacaklannı ileri sürüyoriar. Yerli sanayici açısından olaya baktığımızda, onlar, "Madem im- zalanmış veri imtiyazına saygılı- yız. Ancak 200'/"de başlasın ve 10 yıl değil 5-6 yıl sürsün " diyor- lar. Yerli îlaç Sanayicileri Demeği Başkanı Cengiz Celayir'e "Ne- den 2007" sorusunu yöneltiyoruz. ilaçta patentin piyasaya etkisi- nin 2007 yılından itibaren görül- meye başlayacağını ileri süren Ce- layir, bu süre zarfında en azından AB'ye uyum konusunda gerekli hazıriık- lann yapılabileceğini anlatıyor. Sağlık Ba- kanlığı'nın yabancı dil bilen deneyimli personeli olmayışı ve altyapı eksikliği yer- li ilaç sanayicileri için önemli bir deza- vantaj. Zira bugün AB üyesi bir ülkede bir firma 150 günde ruhsat alıyorken Türki- ye'de bu süre 2 yıl. Yerli ilaç sanayiinin gümrük birliği yüzünden ciddi bir yara al- dığını söyleyen Celayir, "Ürûnlerin karşı- lıklı tanınması ve paralel ithalat mümkün değil. Çünkü AB, Türkiye'de üretilenler kapsam dışı kalacak diye birmadde koy- muş. Bugün ilaç sanayisi olmayan Po- lonya, Macaristan bile veri imtiyazının AB'ye üyelikle eşzamanlı olarakyürüriü- ğe girmesini şart koşuyor" diyor. Uluslararası firmalann bu kadar ciddi bir baskı kurmalannın nedeni ise ilaç sek- törünün en büyük alıcısı konumundaki devlet. Ve devletin ucuz ilaç uygulama- sına geçmiş olması. Pastayı kaybetmeyen ilaç devlerinin istediği gibi hemen veri imtiyazı uygula- masına geçilmesinin kamu maliyesine zarannın 6 yıllık bir dönem için 1.2 mil- yar dolar olduğu ifade ediliyor. Bunlar öylesine ortaya atılmış rakamlar değil, Monitor Group'a yaptınlan araştırmanın sonucu. Son olarak iki bilgi daha verelim. Bin bugün Yunanistan'da bir tek bile yerli ilaç üreticisinin kalmadığı... Ikincisi, ABD'de Bush yönetiminin bi- le jenerik ilaç üretimini sübvanse etmek için tüm yollan denediği. Şimdi bir daha düşünün, yanm asıriık ulusal ilaç sanayini göz göre göre yok edelim mi?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle