Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 NİSAN 2004 ÇARŞAMBA
HABERLER
Partinin kadın kollan yöneticisi Emine Alioğlu, devletten önce yeşil kartı sonra da ihaleleri aldı
ÂKP'nm MercedesTi yoksııhı
ANKARA(CumburiyrtBürosu)-TC
Devlet Demiryollan'ndan (TCDD) iha-
le. Çankın Şabanözü Kaymakamlı-
ğı'ndan ise yeşil kart aldığı ortaya çı-
kan AKP'li kadın müteahhit EmineAK-
oğlu'na siyasetçilerden ve iş dünyasın-
dan sert tepki geJdi. Bağımsız millet-
vekili Emin Şirin, olayın "ANAP'ın en
yoz dönemlerindeki uygulamalannı
haorlatnğın]'' belirtti. TCDD'den 10
istasyon yenileme ihalesi aldığı
behrtilenAKP Kadın Kolla-
n Merkez Karar ve Yö-
netim Kurulu üyesi
Emine Alioğlu'nun
sadece fakirlik bel-
• TCDD'den 10 istasyon yenileme ihalesi aldığı belirtilen AKP
Kadm Kollan Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyesi Emine
Alioğlu'nun, eşi ve dört çocuğuyla birlikte sadece fakirlik belgesi
alabilenlere verilen "yeşil kart"a da sahip olması şaşkuılık yarattı.
gesi alabilenlere verilen "yeşilkarta" sahip
olduğu da ortaya çıktı. Alioğlu'nun serma-
yesi 25 mılyar lira olan şirketi Ekrim'in,
TCDD'den 167 milyar liralık ıhale aldığı
saptanırken 40 yaşındaJd Emine Alioğlu'nun,
eşi Cavit Ahoğhı ile dört çocuğunun da ye-
şil kartının bulunduğu belirtiliyor.
Alioğlu'na dönük tepkıler şöyle:
Cengiz EricekU, Çankın Sanayi ve Tıcaret
Odası Başkanı: Allah Allah, çok ilgınç, bu
tür şirketi olan bir insanın, kesinlikle yeşil kar-
tını geri vermesi lazım, ikincisi böylesine
bir kart almanın kolay olmaması lazım. Za-
ten oda kaydı varsa, Bağ-Kur'dan sosyal gü-
vencesi vardır. Şirketi sonra kurmuş olsa bi-
le, şu anda kesinlikle yeşil kartı bırakması ge-
rekir, başkalanrun hakkına saldındır. Aslın-
da yeşil karnn en az olduğu illerden birisi Çan-
kın, kendini kaymakamlığa acındırarak al-
mış olabilir.
Muharrem Eskrvapan, CHP Kayseri Mil-
letveidB: 167 milyarlık iş alan bir kişinin ta-
bii ki yeşil kartı olamaz. Yeşil kartta adalet-
sizlik olduğu kesin zaten. 167 milyar liralık
iş almış, 25 milyar lira sermayeli şirketi var.
Ona yeşil değil, kırmızı kart verilmesi gere-
kir. Eğer almışsa herhalde geri verecektir,
utanır insan.
Emin Şirin, îstanbul Bağımsız Mffletveld-
h": Bu olay, AKP'nin kuruluş felsefesinden
tamamen aynldığının ve maalesef ANAP'ın
en yoz dönemleri benzeri bir döneme girdi-
ğinin göstergesidir. Yolsuzlukla mücadele
edeceğıni söyleyen bir partıden söz edıyor-
sak bugün AKP'nin bizzat Ulaştırma Baka-
nı hakkında soruşturmayı açması lazım. Bu
münferit bir hadiseden çok yeni bir salgının
ilk adımlandır.
DHKP-C OPERASYONLAR]
Tutuklu sayısı
30'ayükseldi
ÖZGÜRERBAŞ
Türkiye ve Avru-
pa'nın 5 ülkesinde
DHKP-C'ye yönelik, bir
hafta önce başlatılan eş-
zamanlı operasyoolar
kapsamında tutuklanan-
lann sayısı 30'ayüksel-
di. Istanbul'da aralann-
da Avukat Behiç Aşçı ve
Şadi Özpolat'ın da bu-
lunduğu 22, tzmir'de 4,
Amasya'da 3 ve Koca-
eli'nde 1 kişi tutuklana-
rak cezaevine gönderi-
lirken polıs, Samsun'da
3'ü kadm 10 kişiyi gö-
zaltına aldı.
Istanbul 'da dernek ve
dergi bürolannda ger-
çekleştirilen operasyon-
lar sırasında gözaltına
alınan 48 kişiden 19'u
güvenlik güçleri, 6 kişi
ise DGM tarfindan ser-
bestbırakıldı. Tutuklan-
malan istemiyle Nöbet-
çi3No'luDGMYedek
Hâkimliği'ne sevk edi-
len 23 kişi ise ifadelerin-
de suçlamalan reddetri.
Burada sorgulanan, Av.
Behiç Aşçı, Şadi Özpo-
lat, Zetiha Koyupmar,
canlı kalkan olduğu id-
dia edilen Eylül Işcan,
TAYAD üyeİeri Hıdır
Gül, Çayan Güner, Gül-
sen Sahnan, Hasibe Ço-
ban, Yüksel Almaz,
Grup Yorum üyesi Ali
Aracı. Ekmek ve Ada-
let dergisi çabşanlan Alp
Yarbaş, Yılmaz Kaya,
Yeliz Türknıen, Seval
Yaprak, Yalçın Akar,
Metin Yavuz, tstanbul
Gençlik Derneği'nden
Perihan Demirkıran,
Ferhat Özdemir, Serkan
Onur Yılmazve Ahmet
Yayla, Halkın Hukuk
Bürosu çalışanlan Kud-
ret Sangül ve Mehmet
Doğan tutuklanırken
Gülten Tekin tutuksuz
yargılanmak üzere ser-
bestbırakıldı.
şensoy serbest
Savunman olarak da-
vayı izlemek üzere
DGM'ye gelen Avukat
Süleyman Şensoy ise
operasyon nedeniyle
arandığı gerekçesiyle
polis tarafindan gözaltı-
na alındı. Daha sonra
DGM'ye sevk edilen
Şensoy burada serbest
bırakıldı.
Operasyonlar kapsa-
mında Samsun'da ise
3 'ü kadın 10 kişi gözal-
tına alındı. Operasyon-
da, Kocaeli Gölcük'te
Münevver Köz, Amas-
ya'da SadıkTürk, thsan
Ozdin,GüneşÖzdemir,
tzmir'de ise Sebahartin
Füazoğtu, Ozan Ömer,
CSadıkEroğhıveNur-
han Yılmaz tutuklana-
rak cezaevine konul-
muştu.
TEDAVt ALTINA ALINDI
Emekli başkomisere
silahlı saldırı
tstanbul Haber Ser-
visi - Kartal'daki evinin
kapısının çalması üze-
rine kapıyı açan emek-
li başkomiser Sabri Gü-
müş, kimliği belirsiz 2
kişi tarafindan vurul-
du.Göğsünden yarala-
nan emekli başkomiser,
tedavi altma alındı.
Esentepe Mahallesi
VildanSitesiBBlok'ta-
ki bir dairede oturan
emekli başkomiser Gü-
müş (55), kapıyı çalarak
açılmasını sağlayan 2
kişiden birinin ateş et-
mesi sonucu göğsünden
yaralandı. Kartal Dr.
Lütfi Kırdar Eğitim ve
Araştırma Hastanesi'ne
kaldınlan Gümüş'ün
sağhk durumunun iyi
olduğu açıklandı.
Emniyet yetkilileri,
kaçan saldırganlann
yakalanması amacıy-
la çahşma başlattılar.
Yetkililerce, olayın si-
yasi olabileceği ihti-
mali üzerinde de du-
rulduğu belirtildi.
TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Başkanı, uygulamalara dayanamadı
Naci Görürde istifaetti
A
Naci Görür, AKP'nin kurumda yaptığı uygulamalann sorumluluğuna ortak otanayı istemedigini sö\ ledi.
KP hükümetinin
yönetimini
değiştirdiği
TÜBÎTAK'ta,
başkan
yardımcılanmn
ardından Marmara
Araştırma Merkezi
Başkanı Görür de
istifa etti. AKP'ye
ağır eleştiriler
yönelten Görür,
merkezin ihmal
edildiğini, proje ve
çalışmalann
aksadığını
belirterek "Bu
durumu içime
sindiremiyorum "
dedi.
ANKARA(Cumhuriyer Büro-
su) - AKP hükümetinin göreve
gelmesinin ardından yönetimini
değiştırdıği TÜBlTAK'ta, baş-
kan yardımcılanmn ardından
Marmara Araştırma Merkezi
(MAM) Başkanı Prof. Dr. Naci
Görür de istifa etti. Görür, baş-
kanhğın TÜBİTAK'taki yöne-
tim değişikliğinden sonra ihmal
edildiğini belirterek "Böylebirku-
ruluşun bu hale düşürühnesi üzü-
cü, bir o kadar da düşündürücü-
dür" dedi.
AKP hükümetinin göreve gel-
mesinin ardından yasa değişikli-
ği yaparak yönetimini değiştirdi-
ği TÜBlTAK'ta rahatsızlık sü-
rüyor. Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan tarafindan TUBlTAK
Bilim Kurulu üyeliğine yapılan
atamalann ardından aralannda
TÜBtTAK başkan yardımcılan-
nın da bulunduğu bilim adamla-
n istifa ederek ünıversitelerine
dönmüşlerdı. Son olarak TÜBt-
TAK'ın en önemh kurumlanndan
birisi olan MAM'ın Başkanı Prof.
Dr. Naci Görür de göre\inden is-
tifa etti. Görür, MAM'ın yönetim,
işleyiş ve üretim bakımından TÜ-
BÎTAK'ın en başanlı birimlerin-
den birisi olduğunu söyledi. Son
4 yılda yapmış olduğu atılımlar,
gerçekleştirmiş olduğu hedefler,
paydaşlan ve kamuoyunda ka-
zanmış olduğu iribann bunun en
açık kanıtı olduğunu dile getiren
Görür, şunlan söyledi:
u
Bu başanlara karşın TÜBİ-
TAKtaki son yönetim değişikli-
ğinden sonra sürekrj olarak ih-
mal edilmiş ve ber firsatta geri
pfana itflnıiştir. Dünya Bankası, ye-
niden yapılanma, eğitim, kurs,
yurtdışı almıian, Teknoipji Serbest
Bölgesi, üniversite ilişkileri vb.
proje ve faahyetleri büyük ölçü-
de aksamış. hafta durma nokta-
sma gelmiştir. ITkemizin sivfl ve
savunma sanaviinde önemli bir
yere sahip olan kuruluşun bu ha-
le düşürühnesi üzücü. bir o kadar
da düşündürücüdür. Bugüne ka-
dar başan ile v öneftigimi düşün-
düğünı MAM'ın bu durumunu
içime sİDdiremediğim ve yapılan-
lann sorumluJuğuna ortak olma-
yı istenıediğinı için görevimden
istifa edrvorum."
Yargıtay Başsavcılığı 'nitelikli zimmet' suçu nedeniyle beraatın bozulmasını istedi
DemireFe yeniden cezae\i yohı
ANKARA(Cumhuriyet Bü-
rosu) - Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı, Halkbank'ı do-
landırmaktan yargılanıp be-
raat eden Yahya Murat Demi-
reL Hüsnü Barbaros CMcay ve
Gökalp Baştürk hakkındaki karann
bozulmasıru istedi.
Istanbul 4. Ağır Ceza Mahkeme-
si'nin Demirel'in de aralannda bulun-
duğu 8 sanık hakkında dolandıncılık su-
çundan verdiği beraat karan, Istanbul
Cumhuriyet Başsavcılığı'nca temyiz
edildi.Yargıtay Savcısı Ahmet Gündel
tarafindan hazırlanan tebliğnamede,
Demirel'in şirketlerine, ıthalat güven-
cesiyle kredi verildiğini. ancak ortada
• Başsavcıhk, Demirel'in bankayı uğrattığı
zaranrı 350 trilyon lira dolayında olduğuna işaret
ederek temin edilen kredilerin önemli bir
bölümünün geri ödenmediğine dikkat çekti.
ithalat olmadığına işaret edildi. Itha-
ların yapılacağı belirtilen Estone SA ve
TFP Int. Ltd. isimli şirketlerinparavan
şirketler olduğu behrtildi. Tebliğname-
de, "Dempa AŞ ve Dempanel AŞ'nin
yabana şirketler için düzenkdikleri po-
fiçeler, bonolar ve ithalat faturası sah-
tedir.Kredilerin teminiamacrvia Demi-
rd gnıbu şirketterinin mah' dunımlan
ve sahip olduklan gayrimenkuller aşı-
n değerti gösterOerek banka alacakla-
n önemli ölçüde teminatsızbı-
rakümıştır" denildi. Temin
edilen kredilerin önemli bir
bölümünün geri ödenmediği,
yapılan bazı ödemelerin de iç-
leri boşaltılan bir kısım ban-
ka kaynaklanndan aktanldjğının göz-
lendiği kaydedilen tebliğnamede, 2003
yıl sonu itibanyla bankanın bu işlem-
lerden kaynaklanan zarannın 350 tril-
yon lira dolayında olduğu belirtildi.
Sanıklar Yahya Murat Demirel ve Gö-
kalp Baştürk'ün de banka mensubu sa-
mk Olcay'ın "niteaM zimmet" suçu-
na ıştirak ettıklerine işaret edilerek 3 sa-
nığın da "müteselsflen nitelikli zrnımet"
suçunu işledıklen \ıırgulandı.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected]ı
Cumhuriyet Halk Partisi'nin solcu
bir parti olup olmadığına ilişkin bir tar-
tışma yıllardır sürer gider. Son seçim-
lerin ardından Deniz Baykal'ın genel
başkanlığı tartışılırken bu konu yeni-
den gündeme geldi. Geçen bir TV
programında da bazı konuşmacılar
CHP'nin sol bir parti olmadığını söy-
lediler. CHP'lilerde buna başından iti-
baren itiraz ediyorlar ve CHP'nin sol-
cu olduğunu söylüyorlar.
CHP'nin solculuğu konusundason
dönemde tartışmalann yoğunlaşma-
sının bir nedeni de Deniz Baykal ön-
derliğinde izlenen çizgi. Seçim ittifa-
kı konuşulurken HADEP'le ittifakı red-
deden CHP'nin MHP ile işbiriiği ya-
pabileceği de söylendi. Bundan da
ötesi CHP'nin Kıbns, AB, Kürt soru-
nu gibi temel konulardaki tutumu.
CHP, Kıbns'ta Denktaş ı destekli-
yor. Türkiye'deki milliyetçi ve devlet-
çi cephenin, biraz daha net bir ifadey-
le Kızıl Elma Koalisyonunun üzerin-
de en çok anlaştığı konu Kıbrıs'ta
Denktaş'ı desteklemek. Kıbns Türk
kesiminde de sağcı ve ülkücü parti-
CHP Solcu Bir Parti mi?
ler Denktaş'ı destekliyoriar, sosyalist
ve sosyal demokrat partiler ise çö-
zümden yana bir tutum alıyorlar.
CHP, AB için çıkarılan uyum yasa-
lanna hep soğuk yaklaştı. Deniz Bay-
kal'ın şu sözü hâlâ hafızlarda variığı-
nı koruyor: "Nedir bu sürekli uyum
yasası çıkarıp duruyorsunuz. Artık
yeter, daha fazla çıkarmayın." AB
için 1982 Anayasası'nın da değişti-
rilmesi gerekiyor. Böyle birdeğişikli-
ği yıllardır isteyen CHP bir anda bu
değişiklik isteğine de soğuk bakma-
ya başladı.
Kürt sorunu konusunda da Deniz
Baykal önderliğindeki CHP geçmiş-
ten daha geri bir tutum içine girdi. ör-
neğin "Eve Dönüş Yasası" adı altın-
da çıkanlan Pişmanlık Yasası'nı bile
tehlikeli bulduklannı söylediler. Hal-
buki o yasa, soaınlan çözmeyecek ka-
dar geri bir yasaydı ve üstelik bu ya-
sa için AKP hükümetinin Silahlı Kuv-
vetler'den olur aldığı söylendi. CHP
bu kadannı bile kabul edememişti. De-
niz Baykal'ın Irak'ın işgalinin hemen
öncesinde Kuzey Irak'a Türk ordusu-
nun müdahale etmesini istemesini
ve bunun 20 bin kişilik bir kuvvete çı-
kanlmasını savunması, ileri bir milli-
yetçi söylem ve dış politikada gerçek
dışı bir macera olarak çok eleştirildi.
•••
Bütün bu örneklerden yolaçıkarak
CHP'nin solcu bir siyaset izlemedi-
ğini söyleyebiliriz. CHP'nin bugünkü
yönetiminin soldan uzak bir siyaset
izlediği doğrudur. Son yıllarda CHP
tabanında milliyetçi ve devletçi bir
vurgunun geliştiği de doğrudur. An-
cak bu vurgu acaba yalnızca CHP ile
mi sınırlıdır? DSP'nin bu konularda
CHP'den daha milliyetçi ve tutucu
bir çizgi izlediğini biliyoruz. Sosyalist-
lerin de pek parlak bir durumda ol-
duğu öne sürülemez.
CHP'nin tek parti döneminden ka-
lan devletçi ve milliyetçi çizgisine ba-
karak "CHP zaten hiç solcu olmadı
ki!" demek acaba doğru mu? Bu ko-
nuda benim kafamda sorular var.
1970'lerin başında Bülent Ecevit
önderiiğinde o zaman partinin genel
başkanı olan Ismet Inönö'ye başkal-
dıran ekibin hareket noktalarından
birisi CHP'nin devletçi çizgisiydi. Bü-
lent Ecevit'in o dönemdeki çıkışlan-
nın arkasında ciddi birsivil arayış ol-
duğunu reddedebilir miyiz? Bülent
Ecevit o yıllarda "halkçı" çizgisini an-
latırken, partinin sivilleştirilmesini ve
emekçilere yönelmesini de savunu-
yordu.
CHP, o dönemde bir solcu parti
sayılamaz mıydı? Ecevit, hiçbir zaman
diğer sosyal demokrat partiler gibi
Marksizmi benimsemedi. CHP öyle
bir kökten gelmiyordu. Ancak Avru-
pa sosyal demokratlannın o yıllarda
Marksizm'le zaten bir ilgisi kalma-
mıştı ki. Çağdaş Avrupa sosyal de-
mokrasisi milliyetçi değil midir? Hat-
ta daha da ileri gidelim Alman sos-
yal demokrasinin milliyetçiliğe tes-
lim olması parti içinde parçalanma-
ya neden olmamış mıydı?
•••
CHP örgütü son yıllarda çok tutucu-
laştı, yine de bütün bu tutuculaşmaya
rağmen örgüt içinde emekçiden yana,
özgürlüklerden yana, değişimden ya-
na ciddı bir potansiyel olduğunu düşü-
nüyorum. CHP'nin 1970'lerin başın-
dan itibaren devletçilikten uzaklaşarak
solculaştığını, ancak askeri darbelerin
ve de Kürt sorunu gibi aynştıncı sorun-
lann da etkisiyle yeniden tutucu milli-
yetçi bir çizgiye geldiğini söylemek da-
ha doğru olur.
CHP hiç solcu olmadı, bundan so-
ra da olamaz değeriendirmesi bana
fazla katı geliyor. Unutmayalım, Tür-
kiye'deki sosyalistler de son dönem-
de çok tutuculaştılar. Marksizmden
söz ediyor olmalan, somut durumu
çok fazla değiştirmiyor.
GLOBALPOLİTİKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
Yalan, Dolan, Kan...
11 Eylül'den sonra dünyayı ateşe veren ABD dış
politikasının temelindeki yalanlar ortaya dökülüyor.
Geçen hafta bu süreç iyice hızlandı.
Kitle imha silahları
ABD liderfiğindeki koalisyon Irak'ı, "Saddam'/r7
kitle imha silahları var, El Kaide'yl destekliyor"
iddiasıyla işgal etti. Bugün artık biliyoruz, Irak'ta ne
kitle imha silahlan vardı ne de Saddam El Kaide'yi
destekliyordu. Hafta sonunda, Powell da, BM'de
yaptığı o meşhursunuşuna temel oluşturan bilgilerin
doğru olmayabileceğini itiraf etti (CNN). On binlerce
insan öldükten, Irak El Kaide'nin harekât alanı
olduktan, "teröreylemleri" dünya çapında yayılmaya
başladıktan sonra... Bu arada, yanmış cesetleri
direklere asılan "sivil" Amerikalıların, aslında
Blackvvater adlı bir ABD şırketinrn kiralık askerleri
olduğunu da öğrendik (Slate).
Blair de biliyormuş
önce, 11 Eylül soruşturmalarından, Bush
yönetiminin terorizm koordinatörü Clarke'ın
kitabından ve ifadelerinden, Bush yönetiminin
iktidara geldiği günden itibaren Irak'ı işgale karariı
olduğunu, bunu gerçekleştirmek için bir bahane
aradığını öğrendik. Blair'in de bunu başından beri
bildiği ama pariamentoda "Afganistan'dan sonra
Irak'a yönelik bir plan yok" tezini ısrarla savunarak
yalan söyledığı, geçen hafta ortaya çıktı (The
Guardian).
11 Eylül engellenebilirmiş
11 Eylül komısyonunun soruşturmaları çok acı
bir gerçeği ortaya koydu. Bush yönetiminin elinde
11 Eylül tipi bir eylemin yapılacağına, yapması
olası militanlann bazılannın kimliklerine ve bunlardan
en azından birinin uçak kullanmayı öğrenmeye
çalıştığına ilişkin bilgiler varmış ama bu bilgilerden
bir vazife çıkarmayı "becerememiş".
Irak petrolleri
Irak petrollerinin, Irak'ın "yeniden inşasında
kullanılamayacağını, ileri sürülen projeksiyonlann
gerçekçi olmadığını" biz bile yazılanmızda anlatacak
kadar biliyorduk. Geçen hafta Financial Times'ın
aktardığına göre Bush yönetimi bunun daniskasını
biliyormuş. Kendisine bu konuda çeşitli raporiar
sunulmuş. Ama özellikle Worfowit2, bu raporlan
dikkate almamayı seçmiş, projeyi ABD halkına
daha kolay satmaya devam edebilmek için... Geçen
hafta Ingiltere hükümeti ve dünyanın bazı en büyük
petrol şirketleri, Irak'ın petrol rezervlerinin işletilme
sorunlannı tartışmak için düzenlenen bir konfe-
ranstan, güvenlik nedeniyle çekildiler (The
Independent)
llımlı Islam (şeriat) devleti
Geçen hafta ortaya dökülen bir diğer yalan da
ABD'nin ılımlı Islama ilişkin yaklaşımıyla ilgiliydi. Ben
daha önce, ılımlı Islam isteyenlerin aslında gerçek
niyetlerini gizlediklerini ileri sürmüştüm: Laiklikle şeriat
arasında, bir ılımlı Islam olamazdı. Geçen hafta
Povvell, "Irak'ta bir Islam cumhuriyeti olacak.
Türkiye ve Pakistan'daki diğer Islam
cumhuriyetieri gibi. Ancak bu, anayasal çerçeve,
şeriat hukuku, Kuran hukuku çerçevesinde
olacak" sözleriyle bu savımızı doğruladı. Powell'ın
anladığı Islam cumhuriyeti aslında "şeriat hukuku,
Kuran hukuku çerçevesinde" bir devletti, Irak'ta
kurulmaya başlanan sözde devlet gibi bir şeriat
devleti...
Demokratik Irak devleti
Yeni Irak Anayasası, Saddam döneminden kalma
sendikalaryasasının benimsenmesi gibi biraynntı
bir yana, PovveH'ın saptamalan bu yeni devietin şeriat
devleti olacağını ortaya koyuyor. Tabii, ABD'nin
planı gerçekleşirse, şeriat halk için geçerii olacak.
Gerçekte yönetim ABD'nin elinde kalıyor. örneğin
Irak ordusu ABD askeri komutanlığının emrinde
olacak. Yeni hükümetin (ki bu seçilmiş bir hükümet
olmayacak) halen işlemekte olan özel mahkemeler
üzerinde hiçbir yetkisi olmayacak. Merkez Bankası,
şirketler yasası ABD tarafindan kontrol ediliyor ve
edilecek, Amerikalılann kurduğu Telekomünikasyon
ve Medya Komisyonu iletişim, medya ve diğer
bilgi dolaşımına ilişkin lisanslan verecek tek merci
olacak. Bu Irak devletinde ABD Büyükelçisi olmak
üzere de Wolfowitz'in adı geçiyor (The
Independent).
Bir dostum bunlara bakarak "Yalanın bittiğiyere
geldik" diyordu. Benimse aklımda Ahmed Arif'in
birdizesi dönüpduruyor: "Dörtyanımp.... zulası".
Çünkü, geçen hafta, ABD işgal yönetimi tarafindan
kışkırtılan, pazar günü de Irak'ta başlayan Şiilerin
ayaklanması direntş cephesini genişletti ama ABD'ye
de, kendisine daha geniş bir hareket alanı sağlayacak
bir Sünni-Şii çatışması yaratmak için gerekli ortamı
sağladı.
'Halk isterse sandığa gkter'
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Re-
cep Tayyip Erdoğan, seçimlere kanlımın düşük oldu-
ğuna yönelik eleştirilere. "Halk ister sandığa gider
ister gitmez. Bu onun en tabıi hürriyetidir" yanıtını
verdi. Erdoğan. AKP'nin grup toplanhsında seçim
sonuçlarını değerlendirdi. Erdoğan, "AKP'nin ikinci
roketleme aşaması" olan seçimlerden başanyla çıktı-
ğını söyledi. Seçımlerde katılımın düşük olduğuna
ilişkin yorumlar yapıldığını belirten Erdoğan, "Kim-
se başanja gölge düşürmeye kalkmasın" dedi.
Zana tazminat kazandı
• STR4SBOIÎRG (AA) - Avrupa İnsan Haklan
Mahkemesi (AİHM), eski Dıyarbakır Belediye
Başkanı Mehdi Zana'nın açtığı davada, Türkiye'nin
7 bin 500 Euro tazminat ödemesine karar verdi.
Mahkeme, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin,
Zana'yı 1992 yılında Avrupa Parlamentosu'nda
düzenlediği basın toplantısında ve yine aynı yıl
A\Tupa Parlamentosu tnsan Haklan Alt
Komisyonu'nda yaptığı konuşmadan dolayı 'bölücü
propaganda'dan 1994'te hapse mahkûrn etmesinin
'ifade özgürlüğü hakkının ihlali" olduğuna hükmetti.
Haluk KIPCI için yakalama emri
• İZMİR (Cumhurryet Ege Bürosu) - Ödemiş Cum-
huriyet Başsavcılığı, 7 TtP'li gencin öldürülmesin-
den hükümlü Haluk Kırcı için, Salihli Ağır Ceza
Mahkemesi'nin tahliye karanru kaldırrnası üzenne,
yakalama müzekkeresi emri çıkardı. Ödemiş Cum-
huriyet Başsavcılığı, emn 'yazılı' olarak Ödemiş
Emniyet Müdürlüğü'ne gönderdi. ıi