23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 NİSAN 2004 ÇARŞAMBA 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edırne KocaeU Çanakkale Izmir Manısa Aydın Denızlı Y Y Y PB Y Y Y Y 14 17 15 26 17 17 18 15 Zonguldak Y 15 Antalya Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskışehir Konya Sıvas Y Y Y Y Y Y Y Y 14 19 17 17 16 16 12 16 Adana Y 20 Y 16 Kars Mersın Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Y Y Y Y B B B 18 21 23 20 20 13 14 Y 14 Butun bolgelenmız parçalı çok bulutlu, yağ- mur ve yer yer sağanak yağışlı geçecek Yağış- lar Batı Karadenız, Iç Ege.Akdenız IçAnado- lu'nun guneydoğusu ıle Doğu Anadolu'nun batı- sında yer yer etkılı ola- cak Hava sıcaklığı yur- dun batı kesımlennde azalacak Dığer yerterde bıraz artacak DIS MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn PB Y Y Y Y Y PB PB 14 12 16 14 18 20 22 14 Münih PB 20 Zürih Berlin Budapeşte Madrid Vıyana Belgrad Sofya Roma Atina PB Y Y PB Y PB PB Y 20 20 22 19 17 11 20 19 PB 21 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tifhs Kahıre PB Y PB Y B PB Y PB 1b 17 11 25 18 22 7 28 PB 30 Ankara ( \ T a ? k e n t Tahran 0Aç,K Parçalı bulutlu Sıslı t Çok bulut u • f c Yağmurlu Sulu kar > Gok gurultülü G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK I Baştarafı 1. Sayfada nı küçümsemek için tanınmış tanınmamış ama ba- ğımsız topraklarda yaşamayı yeğleyen Denktaş'a "Egemen idiyseniz bu kadar zaman niye bir kasa portakal satamadınız" diye sataştı. CHP adınatek başına plana karşı duran OnurÖy- men, bu söylemin gerçekle ilgisi olmadığını ıstatis- tiki rakamlarla, "Kuzey Kıbns'm sadece 2003yılında 10 milyon dolar tutannda 16 bin ton portakal ihraç ettiğini" söyleyerek kanıtladı. Yalan uydurma bilgî lerle propaganda yapmak Tür- kiye'den Lefkoşa'ya kadar uzanan çizgide alabildı- ğine güçlü. Talat'ın partisine uydu kimileri, Denk- taş'ın Yılan Adası'nda görkemli bir konut yaptırdığı yalanını uydurdular. Bir adayok. Denktaş'ın tek kat- lı konutu ise Girne dolayında Yılan Adası diye anılan yörede bulunuyor. Ama adamlar bu tanım sanki bir adaymış ve ora- da görkemli konut varmış gibi Denktaş'ı kötülemek, karalamak içın kullanıyorlar. Yavru vatan kavramı Kuzey'de değerini yitirdi, yi- tirmek üzere. Referandumdan önce konuşmak, uya- rılarda bulunmak ıçin Türkiye'den gelenleri, gelecek olanları Kuzey'in yalaka yazarları -Talat'ın Türki- ye'den "komşu" diye söz etmesinden sonra- "ya- bancılar" diye niteliyor. Rumlara "kardeşlerimiz" di- yorlar. Bir zamanlar gelsin diye yalvar yakar olduklan Türk askerinden -Rumlar gibi- kurtulmaya can atıyor ve artık yaygın bıçimde TSK'ye "işgalci" dıyorlar. • • • Dünya da insanlar da dün başka, bugün başka. Bir zamanlar "BirBilen" diye peşinde koşulan, baş- bakanlığı, cumhurbaşkanlığı zamanında her sözü, cümlesi, savı manşetlere geçen ve artık sadece 9 nu- marayla anılan (ölümünden önce anıtmezarı yapılan ya yapılmasına izin veren ya da ses çıkartmayan 16. Türk büyüğü) eski Cumhurbaşkanı Demirel'in... ...Gözcü'de ve Cumhurıyet'teki demeçlerinin, kı- mı söyleşilerinin... -gidişat gösteriyor ki- ne Türkı- ye'deki yönetım üzerınde ve ne de Kuzey Kıbrıs'ta beş paralık kıymeti harbiyesı olmadığı anlaşıldı. Demirel, yakın geçmişi, gelişmeleri anlatarak AB'- den tarih alma uğruna KKTC'yi yok eden Annan Pla- nı'na karşı çıkıyor, AB'den tarih alamazsak almaya- lım ne çıkar, dünyanın sonu değıl diyordu. Etkısi sıfır olan bu demeçler... Estiği zaman dağ- lar deviren Bir Bılen'in, vurdu mu ses çıkaran böy- yük adamın, yaşayan son Türk büyüğünün yerinde yeller esiyor. Gerıde kala kala -Erdal Inönü'nün him- metıyle edindıği-son birsıfat, kulelıbırsokaktatüc- cardan kaymçonun kurduğu cafcaflı bir büro, ma- aşlarını Cumhurbaşkanlığı'nın ödediği çevresiyle konferanslarda aranan bir Demirel kaldı. • • • Ankara hükümeti ise referanduma karışmayaca- ğını sımgeleyen maskeyi ındirdı. Hayır savaşı veren Denktaş'a karşı evef i güçlendirecek demeçler ver- meyi hızlandırdı. Denktaş hâlâ bağımsız bir devletten söz edıyor, oysa Kuzey Kıbrıs halkında çoğunluk -hele Anado- lu'dan göç edenler- AB pasaportu düşüne sarılmış, Denktaş'ın açıklamaları yerine RTE'nın sözlerıne ku- lak veriyor ve... ver kurtul diye tarıhte yer alan yazar- lar Lefkoşa'dan; RTE'yı "bir daha, bir daha" diye Denktaş'a saldıracak yenı demeçlere kışkırtıyorlar. • • • Doğu Perinçek; Aydınlık'takı yazısında 27 Mayıs devrimcılerinden rahmetli Suphi Karaman'dan bir anı aktarıyor: "Kore'deki Türk tugayını askeri yöne- tim çekme karan alınca ABD Büyükelçisi koşarakge- lir, niye çektiniz gibi bir şeyler söyler. Devrimin lideri Org. Cemal Gürsel, çevirmene, 'Şu ayıya söyle, Türkiye Cumhuriyeti'nin yöneticilerinın karşısındadır, bize hesap soramaz. Çeviriyi eksiksiz yapacaksın, ayı dedığımi de ihmal etme." Ne söylense, yazılsa nafile: Nerede o eski siviller, nerede o eski askerler! Eniyibasmfotoğrafları • Istanbul Haber Servisi - Dünyanın en iyi basın fotoğraflannın yer aldığı 'World Press Photo 2004 Ödülleri Sergısi", 29 Nisan- 29 Mayıs tarihleri arasında Istanbul'da açılacak. İFSAK ve Kültür AŞ işbirliğiyle Hollanda Dışişleri Bakanlı- ğı sponsorluğunda düzenlenen sergı, Amster- dam'daki açılışının ardından ilk kez Hamburg ıle bırlikte Istanbul'da Cemal Reşıt Rey (CRR) Kon- ser Salonu'nda sanatseverlerle buluşacak. Başkan ile öğpetmen yumruklaştı • HONAZ (AA) - Denızlı'nın Honaz ılçesimn belediye başkanı Turgut Devecioğlu ile Honaz Cum- hunyet İlköğretim Okulunun Türkçe öğretmenı Şükrü Yıldız. öğrencılerin gözleri önünde yumruk yumağa kavga etti. Dudağı patlayan Yıldız. Honaz Sağlık Ocağı'ndan 2 günlük 'iş göremez raporu' aldı Polise ifade veren taraflar kavganın "küfür' yıizünden çıktığını belirterek birbirlennden şıkâyetçi oldu. • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Denizcilik ihtisas mahkemeleri kurulması ve şabancı ortaklı ge- milere Türk bayrağı çekilebilmesıne olanak sağlayan yasa tasansı, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edıldı. AKP ve CHP milletvekillerinin oylanyla benimse- nen yasayla, denizcilik ihtisas mahkemeleri kurulma- sının yolu açıldı. Yasaya göre, ortaklık paylannın bir bölümünün yabancılara geçmesi durumunda pay çokluğu Türk vatandaşlannda kalmak şartıyla gemi, Türk gemisi niteliğini korumayı sürdürecek. Dil Denneği'nden 17. yaş kutlaması • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dil Derne- ğı. 17. kuruluş yıldönümünü yapacağı törenle kut- layacak. Yann Mılli Kütüphane'de yapılacak olan tören, saat 17.30'da Aydın 1lik ile Güneş Apay- dın'ın dinletısi ile başlayacak. 'Ulusal Egemenlik ve Dil' başlığı altuıda yapılacak olan açıkoturumda Prof. Dr. Şerafettin Turan, Mustafa Gazalcı ve Dil Derneğı Başkanı Sevgi Özel konuşma yapacak. Laiklik tarbşması• Baştarafı 1. Sayfada nin doğduğunu söyledi. Boston Üniversitesf nden Jenny White ise "Türk tslamı, daha bireysel ve modern" diyerekTürkiye'nin, îran'dan akademisyenleri çağınp tartışmalardüzenlemesi önerisin- de bulundu. CHP Istanbul Mil- letvekili Kemal Derviş iseTürki- ye'nin AB üyelığı konusunda ABD'de bir "isteksizlik sezdiği- ni" belirtti. Yuvarlak masa top- lantısında söz alan AKP Istanbul Milletvekili Burhan Kuzu da de- mokrası, devlet, laiklik kavramla- nnın araç, esas amacın ise insan- lann mutluluğunun sağlanması olduğunu söyledi. Onursal baş- kanlığını Gülen'in yaptığı Türki- ye Gazeteci ve Yazarlar Vakfi ile Johns Hopkins Üniversitesı îleri Uluslararası Etüdler Okulu'nda (SAIS) Francis Fukuyama nın ev sahipliğinde düzenlenen "İs- lanı. Demokrasi, Laiklik: Türk Deneyimi" toplantısında birbi- rinden ilgiç görüşler sa\Tinuldu. Anadolu kaplanları Toplantıda konuşan Lehigh Üniversitesi profesörü Henri Bar- key, Özal'a kadar Türk ekonomi- sini çok küçük bir grup sanayici- nin döndürdüğünü, Özal ile bir- likte Anadolu kaplanlannın orta- ya çıktığını ve Anadolu'dan çıkan bu işadamlannın, sadece sanayi alamnda değil, İslami faaliyetler gibi başka alanlara da fınansman sağladıklannı söyledi. Boston Üniversitesi'nden Jen- ny VVhite ise "Türk modelinin" başka yerlerde yeniden üretılebı- leceğıni söyledi. Whıte, Türki- ye'nin tartışmalara, farklı görüşle- re açık bir ülke oldugunu, farklı görüşlerin ifade edilmesinin ılım- lılığı getirdiğinı kaydettı. "Türk Kültür ve SanatBüyük Ödülü Metin Erksan hn Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen "2003 Vılı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü"Türk sinemasının önemli isimlerinden Metin Erksan'a verildi. Ünlü sanatçılann da katıldığı ödül töreninde Erksan'a ödülünü Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer verdi. Sezer ile Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu Akün Sahncsi'nde yapılan törene eşleri ile geldi. Milli Eğitinı Bakanı Hüseyin Çelik, Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin ve bazı milletvekillerinin törene türbanlı eşlerini de beraberlerinde getirmeleri dikkat çekti. Törende sanatçılardan; Hülya Koçyiğit. Emel Sayın, Ekrem Bora ve Edi/ Hun da bulundu. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Angora Kuartet tarafından verilen konserle başlamlan törende konuşan Sezer, Metin Erksan'ın Türk sinemasına yapıtığı katkılara değinerek, sanatın gelişmesinde Erksan'ınTürk sineması için örnek bir isim oldugunu belirtti. (AA) tslamı, daha bireysel ve mo- dern" diyen White, Türkiye'nin, örneğin îran'dan akademisyenleri çağınp tartışmalar düzenleyebile- ceği önerisinde bulundu. Dervlş: ABD Istekslz Toplantının dünkü bölümünde konuşan CHP Istanbul Milletve- kili Kemal Derviş Türkiye'nin AB üyeliği konusunda ABD'de bir "isteksizlik sezdiğini" söyle- di. Derviş, Amerikah düşünce ku- ruluşlan, bazı yeni muhafazakâr yazarlar ve eski Savunma Bakan Yardımcısı Richard Perle gibi et- kin isimlerin, Türkiye'nin AB üyeliğine yönelik isteksizliği di- le getirdiğine dikkat çekti. Der- viş, Amerikan tarafındaki bu is- teksizliğin açıklığa kavuşturul- ması gereken bir konu oldugunu belirtti. Derviş, Washington'da başka bir iş için bulunduğu sıra- da, gelen davet üzerine bu top- lanhlara katıldığını kaydetti. Dünyanın sonu olmaz Kıbns konusundaki gelişmele- ri değerlendirmesi istenen Der- viş, Türkiye'nin Kıbns için ola- ğanüstü çaba harcadığını belirte- rek "Vanlan noktada Türki- ye'nin AB üyeliğine de yardım edeceğini" savundu. Türkiye'nin AB üyeliği gerçekleşmezse ne olacağı yönündeki soruyu yanıt- layan Deniş, "Dünyanın sonu olmaz. Ülkemizi ilerletmeyi sürdüreceğiz. Ancak dünya hem bizim için hem de AB için daha zor olaeak" dedı. Kuzu: Laiklik araç Toplantının yuvarlak masa bö- lümünde söz alan AKP milletve- kili Burhan Kuzu, "demokrasi, devlet, laiklik kavramlarının araç oldugunu, esas amacın ise insanlann mutluluğunun sağ- lanması oldugunu" savundu. Kuzu, Türkiye'de laikliğın ana- yasayla güvence altına alındığını ve bununla ilgili maddenin değiş- tirilmesinin teklif edilmesinin bi- le imkânsız oldugunu kaydetti. Washington'da yapılan Abant toplantılan ve Erdoğan'ın laiklik tanımma tepki 'Şeriatın önünü açmak istiyorlar'ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Türkiye, TBMM'nin açı- lışının 84. yılını kutlamaya ha- zırlanırken Fethullah Gülen'in onursal başkanı olduğu Gazete- ciler veYazarlar Vakfı, ABD John Hopkins Üniversitesı işbirliğiyle Abant toplantılannı bu yıl Was- hington'a çekerek Türkiye'ye giydirilmeye çalışılan "ılımlı Is- lam" elbisesinı tartışmaya açtı. Bu toplantılar sürerken Başba- kan Erdoğan'ın da laikliği "farklı inanç ve değerlere eşit nıesafede olan devlet" diye ta- nımlaması tepkı topladı. CHP Genel Başkan Yardımcı- sı Onur Öymen, Başbakan'ın ifadesınin laikliğin tanımına ay- kın oldugunu belirterek "Laik- lik devletin din esasına göre de- ğil, pozitif hukuk esasına göre yönetilmesidir. Bunlann bütün derdi laiklik tabirini sadece inançlann teminatı için kullan- mak" diye konuştu. Devletin resmi dini olması durumunda la- ik olamayacağına işaret eden Öy- men, şunlan söyledi: "Akıllann- dan geçen ılımlı tslam. Türki- ye'yi laik demokratik devlet özelüğinden çıkarıp ılımlı bir tslami demokrasi haline getir- mek. Ama laiklik olmazsa de- mokrasi de olmaz." Tanım anayasada net Emekli Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıst Sabih Kanadoğlu. Erdoğan'ın laiklikle ilgili sözle- rinin tümüyle "din ve vicdan öz- gürlüğünü" tammladığını belir- terek "Laiklik, yalnızca bu ta- nınıla izah edilemez. Anayasa- nın 24. maddesinin son fıkrası çok açıktır. Bu hüküm. aynı za- manda laikliğin tarifıdir." Gazi Üniversitesi Öğretım Üyeleri Derneği Başkanı Musta- faAltmtaş, imamhatip lisesı me- zunu olan Erdoğan'ın, laikliği, kendisiyle aym eğitimi alan ke- simlerin toplumsal alandakı et- kinliklerini arttırmak amacıyla dinsel kural koyma olarak algıla- dığım vurguladı. Altıntaş, "Tür- kiye Cumhuriyeti Devleti'nin Başbakanı, gerçekte laiklik söylemiyle, şeriatçılığın önün- deki, eğitim alamnda olsun hu- kuk alamnda olsun engellerin kaldırılmasını istemektedir ve laikliği de bu çerçevede kullan- mak istemektedir" dedi. Prof. Alparslan Işıkü, laikli- ğin, "inanç özgürlüğünün, her şeyi yapma özgürlüğü olarak anlaşılmasına olanak tanıma- yacağım" voırgularken inanç öz- gürlüğünün, kamu düzeni gerek- leri ve temel insan haklanyla çe- liştiği durumlarda sımrlanması- nın doğal oldugunu söyledi. ABD'dekl toplantı kanıt "Abant ToplantılarT'na dik- kat çeken Işıkh. "Ilımlı tslamla mevcut iktidar arasında para- leUik kurmak için tahminlere gerek yok. ABD'de düzenlen- mekte olan ılımlı İslamla ilgili toplantının en başta gelen ko- nuklannın bu hükümetin iki sayın bakanı olması, yeterli ka- nıt değil midir" diye konuştu. Lalk cumhuriyete tehdtt TİHAK Başkanı Nevzat Hel- vacı da. "Laiklik, dini inanç ve dünya görüşü farklılıklarını milletin mevcudiyetini engel olarak görmeyen anlayışın ürünüdür" biçimindeki görüş- lerin, ABD'nin güdümlediği "ılımlı tslam" düşüncesine ka- pı aralamak için söylenmiş söz- ler olarak algılanabileceğini be- lirtti. Helvacı, "Büyük Ortado- ğu Projesi de, bu yaklaşımın ürünüdür. Bu yaklaşımlar, Türkiye Cumhuriyeti için teh- dit oluşturmaktadır" dedi. Türkiye Barolar Birliği Başka- nı Özdemir Özok ise " Laiklik, sadece inanç özgürlüğünü sağ- layan bölümüyle ele abnan bir kavram değil, çağdaşuğın bir simgesidir" diye konuştu. SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN "../Çeşitleme'nin!.. Bu TürlüsüL" Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. ALtOSMANIŞIK • Baştarafı Arka Sayfada Tanzimat Sadrazamı, Keçecizâde Fuat Pa- şa Vasıyetnamesi'nde ne diyor, önce ona bir göz atalım: "...yabancı müttefiklerimiz içinde en önemlisi Ingiltere'dir, her ne olursa olsun, dünyanın en sabırlı ve en metin milleti olan Ingilizler, bizim en önde gelen ve en son vaz- geçeceğimiz müttefiklerimiz olacakbr. Ben- denizce, Bâbıâli'yi (yanı Osmanlı Hükümetı'ni) Ingiltere'nin dostluğundan mahrum görmek- tense, birkaç vilayetimizi elden çıkmış gör- mek daha iyidir..." (Tevfik Çavdar'dan nak- len, 'Türkiye'de Liberalizm'in Doğuşu', s.47 ve sonrası, Uygaıiık Yayınları, 1982). Buna mukabil, Türkiye Cumhuriyeti Misak- ı Milliye dahıl bulunan Hatay'ın, Fransız ışga- lindeki Suriye'ye bırakılmasına şiddetle karşı çıkmış; bilindiği gibi Gâzi bir Kemalist'in ben- zer koşullarda nasıl davranması lâzım geldiği- ni, şöyle ifade etmiştı: "...şâyet böyle bir zarûret karşısında, yâni silahlı bir hareketle halletmek zorunda kalır- sak; tutacağım yotu da çoktan karariaştınl- mış buluyorum; böyle bir durumda derhal devlet reisliğinden, hatta meb'usluktan isti- fa edeceğim; serbest bir vatandaş olarak, bu işte çalışan arkadaşlarla beraber, Hatay topraklanna geçeceğim. Bildiğin gibi, bunun her zaman imkânı ve çok emin yollan vardır. Oradaki mücâhitierle ve anavatandan bize katılacağına şüphe etmediğim kuvvetleıie meseleyi yerinde ve içerden halletmeye ça- lışacağım..." "...ben bugünkü Fransız idarecilerinin, Su- riye ve Lübnan'a öyle kolay kolay Istiklâl ve- receklerinden emin değilim. Zaten, tatbika- tı üç sene sonraya tâ'lik etmeleri, buna delil telâkki edilebilin binaenaleyh biz hareketimi- zi onlara da teşmil ederek, kısa yoldan ge- rek Suriye ve gerekse Lübnan'a özledikleri gerçek istiklâllerini temin edebiliriz,.." (Ha- san Rıza Soyak, Atatürk'ten Hatıralar, Cilt II, s.607,YKY, 1973). Kargalar bile güler... Bu iki tutum ve davranış yan yana konuldu mu; Ankara'nın son elli yıldır takib ettiği dış politıka anlayışının, Gâzi'nin Türkiye Cumhu- riyeti için öngördüğü dış politika anlayışıyla, uzaktan yakından bir alâkası olmadığı, hemen göze çarpar; tam tersine sanki Ankara o vefat eder etmez, tekrar Osmanlı'nın 'fetret dev- n'ndeki 'yan sömürge' ülkenin, 'bağımlı' dış politikasına geri dönmüş; tutsak olduğu devle- ti küstürmemek için, Kıbns'ı gözden çıkarma- ya, bu yüzden cür'et edebilmiştir. Hadi, şehitlerin ruhu öbür tarafta kahrolur- ken, bu söylediğıme karşı çıkın da, size karga- lar bile gülsün! — ABD'nin Ilımlı islam modeli' Büyük Ortadoğu Projesi'nin parçası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ABD'nin "Büyük Ortadoğu Projesi" çerçevesinde Or- tadoğu'daki Müslüman ülkelerin yanı sıra Tür- kiye'ye de monte etmeye çahştığı "Ilımlı İslam modeli", AKP ve Diyanet Işleri Başkanlığı ta- rafından desteklenirken, Genelkurmay Başkan- lığı ve Cumhurbaşkam Ahmet Necdet Sezer' üı tepkisini çekti. Ilımlı İslam modeli konusunda Türkiye'deki tartışmalar şöyle gelişti: •Başbakan Erdoğan, GeorgeW. Bush ile 28 Ocak 2004'te Beyaz Saray'da yaptığı görüşme- nin ardından, Türkiye'nin "sınırları genişleyen ve demokratik değerlerin yerleştirilmesini öngören bu projeye" destek verdiğini, Türki- ye'nin anahtar rol oynayacağını savundu. • ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, 1 Nisan 2004'de verdiği röportajda "Neden Türkiye gi- bi bir tslam ülkesi, Türkiye'deki gibi bir de- mokrasi olmasın" sözleriye Türkiye'yi ılımlı tslamm modeli olarak gördüklerini ifade etti. •Genelkurmay Ikinci Başkanı Orgeneral llker Başbuğ, 19 Mart'ta Türkiye'nin Washington Büyükeİçiliği'nde düzenlediği basın toplantı- sında, duyduğu rahatsızlığı "Hem laiklik, hem ılımlı tslam devleti bir arada olmaz. Ya biri ya diğeri olur" sözleriyle ortaya koydu. • Sezer, 14 Nisan'da Harp Akademileri Sem- pozyumu'nda uyanda bulundu: "Ilımlı tslam modeli, Türkiye yönünden büyük bir geriye gidiş, açık söylemiyle irticai bir modeldir." •Diyanet lşlen Başkanı Prof. Ali Bardakoğlu ise Utah Üniversitesı'nde 21-22 Şubat'ta "ts- lam'da Ilımlılık ve Türkiye Tecriibesi" başlı- ğıyla bir bildiri sundu. Bardakoğlu, 3 Nisan'da AA'ya verdiği demeçte de "Diyanet'in ılımlı, hoşgörülü bir Islam'ı teşvik ettiğini ve bu ts- lam kavramını kucakladığını" açıkladı. CHP'li Kandemir tepki gösterdi w Arınç,'üımlı Islarn' sorusunu geri çevirdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Başkanı Bülent Arınç, CHP Izmir Milletvekili Erdal Karademir ın "ılımlı tslam" ile ilgili so- rusunu geri çevirdi. Annç, Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan tarafından yanıtlanması istemiyle Meclis Başkanlığı'na verdiği ve "ABD Dışişleri Bakanı Colin PovveH'ın,Türkiye'nin tslam cumhuriyeti olduğu"nu ileri sürdüğü konuş- mayla ilgili soru önergesini işleme koymadı. Ka- rademir, önergesinin işleme konulmaması üzeri- ne yaptığı açıklamada bu tutumu eleştirdi. Kara- demir, "PoweH'ın açıklamalanna sessiz ve tep- kisiz kalan Türkiye Cumhuriyeti'nin Başba- kanının bu davranışının nedenini öğrenmemi- zi Arınç engellemiştir. Annç'ı göreve ve ülke- mizin temel sorunlannı görmeye davet ediyo- rum" dedi. Karademir önergesinde, Erdoğan'a şu sorulan yöneltmişti: "Powell'm Türldye'yi tslam cumhuriyeti olarak görmesi ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Türki- ye'ye biçtiği bir rol müdür? Eğer Türkiye mo- del olarak önerilecekse, 'demokratik, laik, sos- yal bir hukuk devleti' şekliyle önermeyi düşü- nüyor musunuz? Powell'ın açıklamalanna tepkisiz kalmanız, onaylamanız anlamına gel- mekte midir? Genelkurmay 2. Başkanı'nın 'Hem laik hem de ılımlı İslam bir arada olmaz' şeklindeki ifadelerine katılıyor musunuz?" Bilisim zirvesi 2004' tanıtıldi: Türldyebügi toplumu olmanın eşiğinde tstanbul Haber Servisi - Türkiye'nin, gelişen ve sürekli ilerleyen dünya teknolojisi ışığında bilgi toplumu olması ve kendi teknolojisini ihraç eder hale gelmesi gerektiği belirtildi. Bilişim sektörün- de faaliyet gösteren firma ve uzmanlar, "Bilişim Zirvesi 2004"te bir araya gelecek. Lütfı Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda 31 Ağustos-2 Eylül tarihleri arasında yapılacak zirvede, Türkiye'nin geleceği için bilim endüstrisi, küresel rekabette bilgi gücü, e-dönüşüm Türkiye, küresel rekabette başan örnekleri gibi konular ele alınacak. Bu yılki tema BHgi CÜCÜ' Türkiye Bilişim Derneği, Türkiye Bilişim Vakfı, Türkiye Bilişim Sanayici ve Işadamlan Derneği, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı ve Türkiye Zekâ Vakfı işbirliğiyle hazırlanan zirvenin bu yıl- la teması "Bilgi Gücü". Kuruçeşme Divan'da dü- zenlenen basın toplantısında konuşan Bilişim Zir- vesi 2004 Yürütme Kurulu Başkanı Zafer Kur- dakul, "Bilişim alamnda ilerleme kaydetme- nin. Türkiye'deki kuruluşların verimlilik, glo- balizm ve rekabet gibi geîecekte var olma ça- balanna olumlu etki yaratacağı bir gerçek. Bu noktadan hareketle çok iyi hazırlandık" dedi. Türkiye Bilişim Derneği Başkanı Rahmi Aktepe de "Araştırmalar Türkiye'nin bilgiyi ve tekno- lojiyi kullanma konusunda geri kaldığını gös- teriyor. Ama bu, trenin kaçınldığı anlamına gelnıez. Eşik noktasındavız" diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle