27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 21 NİSAN 2004 ÇARŞAMBA HABERLER CHP lideri Baykal, anayasa değişikliği için kendilerine göstermelik bilgi verildiğini söyledi: Hükümetsaminriyetsiz CHP Genel Başkanı BaykaL ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - CHP lideri Deniz Bay- kal. "iktidann anayasa değişik- liği paketi konusunda kendikri- ne bilgivermekiçin göstermelik bir girişimde bulunduğunu, Dı- şişleri Bakanı Abdullah Gül'ün keiK&iniaradığını'' söyledi. Bay- kal, "Paket sadece AB'nin bek- lentiierifle cevap vennevedönük- seeksik kalmtşür. Hükumet, do- kunulma/Jık konusunu dışlayan bir paketie önümüze çıkarsa de- mokrasikonusundakisanıimiyet- lerini sorgulanz. Muhakfetin is- tekkri doğrultusunda anayasa- yı değiştirmek. AB'nin istekleri doğrultusunda değiştirnıekten ne daha az şereflidir ne de daha az demokratiktir" dedı. • Kıbns konusunda görevlerini yaptıklannı söyleyen Deniz Baykal, "En büyük yargıç tarihtir. Türkiye AB'ye giremezse bu Kıbns konusunun tam bir fiyasko olacağını görmek için diplomat olmaya gerek yok" dedi. Baykal, grup toplantısında yaptığı konuşmada rtıilli müca- delenin sadece askeri harekât olarak anlaşılmaması gerektiği- ni vurgularken bugün "ekonomik bağunhhğın sürdüğüne" dikkat çekti. Baykal, sag-sol aynmının "Pepsi-C ocaColaarasmdakifar- ka indiğT değerlendırmelennı anımsatuken "Eski kleolojik tar- bşmalar yok. Ama sağ ve solun benzeştiği noktasına gelindiği doğru değü" dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın se- çimlerden once bedelli askerlik konusunda umut dağıttığını ak- taran Baykal. "Dflekçeverin,di- yordu. Şimdi millerveldllerine, nasü yasa önerisi verirsiniz, di- yor" açıklamasını yaptı. Yargıya ihanet edilmesin Baykal. yargı konusunda ye- ni tartışmalara yol açacak düzen- lemelerden kaçınılması konu- sunda iktidan uyardı. Anayasa Mahkemesi üyelerinin bir bö- lümünün TBMM tarafindan se- çilmesı önerisine de karşı çıkan Baykal, "Bu çok tehlikelidir. AnayasaMahkemesiyüksekyar- gıçlannuı pariamento koridor- lannda siyasetçi desteği peşinde koşmasu yargıya yapılacak en büyük ihanettir" dedı Baykal, Kıbns konusunda da u Biz görevimizi yapok En bü- yükyargıç tarihtir" açıklaması- nı yaptı. CHP lideri, "Türldye AB'ye giremezse bu Kıbns ko- nusunun tam bir fiyasko olaca- ğuıı görmek için diplomat olma- ya gerek yok" dıye konuştu. CHP'lilere brifing Bu arada AB Genel Sekrete- ri Murat Sungar ve AB 'den So- rumlu Müsteşar Yardımcısı Vol- kan Bozkır'ın da aralannda yer aldığı bir grup Dışişleri Bakan- lığı bürokratı, CHP milletvekil- lerine "anayasa değjşikKkleri" konusunda brifing verdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Oymen, önceliğın dokunulmaz- lıklar olduğunu, bu konuda dü- zenleme Meclis'e gelmediğı sü- rece anayasa değişikliğine açık kart vermeyeceklerini söyledi. Erdoğan: Cündemde yok Öte yandan Erdoğan, Bay- kal'ın askeri darbelerin önlenme- sı amacıyla "TSKİçHizmetYa- sas"nın35"incinıaddesinindeğiş- tirilmesT önerisine *Türkiye1 nin gündeminde böyle bir konunun bulunmadığT yanıtını verdi. CHP yönetimini suçlayarak istifa etti Oztürk: Siyaset anlayışıyanhş • CHP'nin İaiklik anlayışı, dine bakışı ve parti içi demokrasi eksikliğini' gerekçe gösteren Öztürk'ün aynlmasıyla CHP'nin Meclis'teki sandalye sayısı da 174'e indi. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - CHP lstan- bul Milleh ekili Yaşar Nu- ri Öztürk. "iaiklik anla- yışL,dine bakışı, halkia bü- tünleşmemesi, ideolojik eksenli siyaset yapması ve parti içi demokrasi nok- sanbğuu" gerekçe göste- rerek CHP'den istifa etti. Öztürk, CHP'nın "Ata- rürk'ün partisiyiz, söyle- minden rahatsızhk duy- duğunu, Atatürk'ün sü- rekli yenilen bir partinin başkam olarak gösteril- mesinin doğru olmadığt- nı" söyledi. Öztürk, düzenledığı ba- sın toplantısında istifasını ve gerekçelerini açıkladı. Öztürk, "CHP'ye kaülır- ken görüşlerinden yarar- lanarak partideki eksik- liklerin giderümesi için" kendisine verilen sözlenn tutulmadığını söyledi. Se- çimler öncesinde Baykal"a yaptığı iltifatlar anımsa- tıldığında Öztürk, "Ben Anadohı çocuğuyum. Sev- dim mi tam severim. Ha- ram loknıa yemeyen bir insan olduğuna inandığnn için o desteğiverdim" açık- lamasını yaptı. Söylemden rahatsız Öztürk, CHP'nın "Ata- türk'ün partisi>iz" söyle- minden rahatsızlık duy- duğunu vurgularken "Ata- türk'ü sürekh' yenilen bir partinin genel başkam du- nımuna getirmek yanJhş. Atatürk'ün kurduğu par- ti, denilebiür. Atatürk ge- nel başkan olsaydı, CHP barajın altmda kalmazdr dedi. Muhalıflerin gıri- şimleriyle ilgili olarak "So- nuç alınmayacak yolda ayaklanmı yormam" dı- yen Öztürk; Istanbul Mil- lerv ekili KemalDervişm ekonomik anlayışıyla ör- tüşmediğini bildirdı. Öz- türk, bir soru üzerine "Bu ülkeye büyükhizmetlercte bulunacağuıT söyledi. Vitrin dağılıyor Öte yandan CHP'nın 3 Kasım seçımlen öncesin- de seçmene "vitrin" ola- rak sunduğu ısımlerden Kemal Derviş'in genel başkan yardımcılığı \e merkez yönetim kurulu üyeliğinden aynlmasının ardından Öztürk'ün de partiden istifa ermesi ku- hslerde "CHP'ninvitrini dağüıyor" yorumlarına neden oldu. IĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN cmpmm Rektörleriktidan şikâyetetti Sezer'legörüşen heyet, hükümetin uygulamalanndan duyulan rahatsızlığın doruk noktasına ulaşüğuu vurguktyarak 'Akademisyen ve öğrencilerizor tutuyoruz' dedüer FIRATKOZOK ANKARA-Hükümetin son 1 yıldaki uy- gulamalanndan bunalan üniversite rektör- leri, Çankaya Köşkü'ne çıktlar. Rektörler, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e, hü- kümetin üniversiteleri özellıkle mali açıdan darbo|aza sokan, başta araştırma fonlanna el konulması olmak üzere, araştırma görev- lisi kadrolannın daraltılması, yardımcı do- çent alımının yaklaşık 1 yıl yasaklanması ve burslann Yurt-Kur tekelinde toplanması ko- nulanndaki uygulamalannı şikâyet ettiler. Üniversitenin özerk yapısı ve büimsel öz- gürlüğünün korunması gerektiğini beürten rektörlere, Sezer'in de destek_verdiği ve "Çahşmalannıa devam ettirin. Üzerime dü- şen bir konu olduğunda mudaka destek ve- ririm" dediğı öğrenildi. Cumhumı et'in edindiği bilgiye göre OD- TÜ Rektörü Prof. Ural Akbulut Haçettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Tunçalp Özgen, Gazi Oniversitesi Rektörü Prof. Rıza Ay- han, tstanbul Teknik Oniversitesi Rektörü Prof. Gülsün Sağlamer, Yüdız Teknik Üni- versitesi Rektörü Prof. Ayhan Aflaş, Koca- eli Üniversitesi Rektörü Prof. BakiKomsu- oğlu. Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Mustafa Yiırtkuran ve Anadolu Üniversi- tesi Rektörü Prof. EnginAtaç'tan heyet, dün Köşk'e çıktı. Gizli gerçekleşen görüşme yaklaşık 1 saat sürdü. Üntversltelerl açmaksflrpftz olacafc Rektörlerin, Sezer ile görüşmelerinde, hü- kümetin son dönemdeki uygulamalannın, üniversitelerin özeUikle özerk yapılan ve bilimsel özgürlüklerini tehdit edici boyut- lara ulaştığı şikâyetinde bulunduklan öğre- nildi. Yaşadıklansıkmnlarnedeniylekütüp- haneci, doğalgazcı, şoför, bilgisayarcı, aşçı gibi kadrolara bile hiçbir yeni atama yapa- madıklannı belirten rektörler, Sezer'e "Ge- lecekyd üniversiteleriaçmakbüyükbirsürp- riz olacak" dedıler. Görüşmeyi Cumhuriyet'e değerlendiren birrektör,uygulamalaraüniversitelerde tep- ki olduğunu vurgulayarak şunlan kaydettı: "Kadrolaıia OgOi uygulamalann üstüne bir de araştırma fonlanmıza el kondu. Araşûr- ma görevlisi almanuz neredeyse yasak. Araş- ürma için kendi ayırdıgımız paraya da el konmuş oldu. Bir de burs fonumuza el kon- du. Bunahnış dunımdayız. Öğrencileri, aka- demisyenleri arnk tutamaz hale geoyoruz." YÖK Yasası' na ilişkın çalışmalann "doğ- ru başjablmadığuııve doğru gitmediğini" de Sezer'e ileten rektörler, Milli Eğitim Bakan- lığı'nın son düzenlemeleri yaptığı yasanın, kendi görüşlerini yansıtmadığûıı kaydettiler. sezer'den 'Arfcanızdayım' mesajı Sezer'inrektörierinrahatsızkklannı, istem- lerini dinlediği ve "ArkanızdayTm" mesajı verdiği öğrenildi. Sezer'in rektörlere, "Siz- ler Türldye'de en önemK müesseselerin ba- şındasınız. O açıdan sizlerie birtikte olmak beni herzaman muthıedryor" dediği ve ken- disine düşen birgöre\- olduğunda her zaman yerine getireceği sözünü verdiği öğrenildi. Anayasa değişikliği AKPpakette ırjaşamadı MUSTAFA ÇAKIR ANKARA -AKP Mer- kez Yürütme Kurulu (MYK), anayasa değişik- liği paketınde yer alan ve "kaduı-erkek eşiüiğine'' vıırgu yapan madde konu- sunda anlaşmaya \ arama- dı. Anayasada bu yönde bir düzenleme olduğunu belirten bazı MYK üyele- n, maddenin paketten çı- kanlmasını istedi. AKP Merkez Yürütme Kurulu, dün Genel Baş- kan Yardımcısı DengjrMk- Mehmet Fırat başkanlı- ğında TBMM'de toplan- dı. Edinilen bilgiye göre Adalet Bakanı Cemil Çi- çek, yaklaşık iki buçuk sa- at süren toplantıda. 10 maddelik anayasa değişik- liği paketiyle ilgili bilgi \erdi. Toplantıda kadın- erkek eşitliğine "vurgu ya- pan" maddede uzlaşma sağlanamadı. MYK üyele- rinden bir bölümü. anaya- sanın 10. maddesinde "Herkes diL ırk, renk, cin- siyeu siyasi düşünce, febe- fi inanç, din. mezhep ve benzeri sebeplerie ayınm gözetitaneksizin yasa önün- de eşittir" fıkrasmm yer aldığına işaret ederek ek bir fıkraya gereksınım olma- dığını savundu. Yeniden yazılacak Toplantıda, maddenin nasıl kaleme alınacağı ko- nusunda teknik bir çalışma yapılması amacıyla Ada- let Bakanlığı yetkililerinin dinlenmesi benimsendi. MYK'de paketin grup baş- kanvekilleri tarafindan ye- niden ele alınması karar- laştınldı. AB Genel Sek- reterliği tarafından CHP'ye iletilen metin ile AKP MYK'de ele alınan metin arasında bazı farklılıklar olması toplantıda tartış- maya neden oldu. AKP Grup Başkanvekili Haluk tpek in bu duruma tepki gösterdiği öğrenildi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Sosyalizme ne oldu? Dünyada eşit- lik, özgürlük ve adalet kavgası bitti mi? Sosyalizm bir teori olarak bugünün sorularına cevap veremiyor mu? Ka- falarda bin birtürtü soru dolaşyor. Av- rupa'daki sosyalist partılere baktığı- mız zaman sosyalizmin genel teori- sinin ötesinde piyasayı kendilerine bir temel olarak alıyorlar. Ispanyol sosyalistleri ya da sosyal demokrat- ları da serbest rekabeti, özelleştir- meyi dışlamıyorlar. Geleneksel ba- kış açısıyla bunlann sosyalizmle bir ilgisi olmadığı da söylenebilir. Aslında Avrupa sosyal demokrasi- sinin kapitalizmin pazar ekonomisi- ni benimsemesi yeni değil. Onlar da- ha çok sosyal adalet adı verilen sos- yal devleti korumayı amaçlayan tu- tumlarıyla öne çıkıyorlardı. Bir de iş- çiler lehine toplusözleşmeleryapabil- mek amacıyla örgütlenen işçi sendi- kaları içinde güçlüydüler. Son dönemde sosyal demokrat hareketler "sosyal devlet" ilkesini de savunamaz hale geldiler. özelleştir- me ve piyasanın kurallan, sosyal de- îspanya'da Kadınlar ve Sosyalizm mokratlann da reddedemedikleri ye- ni bir eğilim olarak ortaya çıktı. Peki bütün bu gelişmelere, biran- lamda "sağa kayma "ya rağmen sos- yal demokratlarla, sağcılar arasında fark tamamen yok mu oldu? Sosyal demokrasi sağla aynı şey haline mi geldi? Marksistler arasında, aradaki far- kın çok kapandığını, yok olduğunu, hatta sosyal demokrasinin sağcılar- dan daha sağcı hale geldiğini düşü- nenler epeyce fazla. Avrupa'da sosyal demokrat hare- ketlerin hepsi de birbirinin aynı de- ğil. Buna rağmen onlar arasında ba- zı benzerliklerden de söz edebiliriz. Son Ispanyol seçimlerinde iktidara gelen Ispanyol Sosyalist İşçi Partisi'ni bir örnek olarak inceleyebiliriz. Ispanyol Sosyalist İşçi Partisi, se- çimleri kazanır kazanmaz Irak'taki askeri birtikleri çekeceğini açıklamış- tı. Avrupa'daki sosyal demokrat par- tilerin hemen tamamı (Ingiliz İşçi Par- tisi hariç) Irak'ın işgaline karşı çık- mıştı. Ingiliz İşçi Partisi içinde de çok güçlü bir muhalefet olduğunu biliyo- ruz. Ispanyol İşçi Partisi'nin 164 millet- vekilinden 75'i kadın. Bu yüzde 46'ya yakın bir oranı ifade ediyor. 16 bakan- dan yarısı, yani 8'i de kadın. Sosyal demokratlann bu farklılığı birçok Av- rupa ülkesinde öne çıkmaya başla- dı. Isveç'te de benzer bir durum söz konusu; Isveç sosyal demokrat par- tisinin milletvekillerinin yansı kadın. Al- man sosyal demokrat partisinin mil- letvekillerinin yine yarısına yakını ka- dın. Bu iki ülkede de tıpkı Ispanya'da olduğu gibi bakanlann yarısı kadın. Norveç'te, Finlandiya'da kadınlann ağırlığı artmış durumda. Kadın özgürlüğü mücadelesi dün- yada son yıllarda yükselen bir müca- dele. Bu mücadelenin ilk etkilerini Avrupa ülkelerinde görüyoruz. Bir- çok Avrupa ülkesinde sosyal demok- ratlann başını çektiği birdeğişim göz- leniyor. Bunun son örneği de Ispan- ya oldu. Bu Avrupa'daki yeni bir de- ğişim dalgasını da ifade ediyor. Kadınlann siyasi yaşamda güçlen- mesi, dünyanın kaderini değiştirecek önemli bir devrimci atılım olarak gö- rülmeli. Nitekim kadınlann etkili oldu- ğu meclisler daha barışçı ve eşitlik- çi kararlar alabiliyor. Kadın özgürlüğü mücadelesiyle sosyalizmin eşitlik idealleri arasında önemli bir paralellik olduğunu düşü- nüyorum. Insanlığın eşitlik ve özgür- lük mücadelesinin en önemli virajla- rından birisi kadınların siyasi hayat- taki ağırlığı olacak. Bu yolda son yıl- larda çok mesafeler alındı. Tabii bu gelişmeler henüz Avrupa merkezli bir durumda. örneğin Türkiye gibi ülke- ler, bu ölçülere vurulduğunda tam aniamıyla erkek egemen bir özellik ta- şıyorlar. Hüm'yet gazetesinin birinci sayfa- sında dün çok etkili bir fotoğraf ya- yımlandı. Ispanya Meclisi'nin yeni toplantısını gösteren fotoğrafta kadın- lann ağırlığı açıkça göze çarpıyordu. Kadın elinin değdiği bu meclis ilk iş olarak Irak'tan askerin çekilmesini kararlaştırdı. Ikinci tasan ise koca da- yağı ile ilgiliydi. Ispanya'daki kadın- lar koca dayağını en önemli madde- ler içinde gördüklerine göre Ispan- ya'da da durum ciddi. Bu tabloya bakarak, sosyalizm için yeniden konuşabiliriz. Sosyalistler, kadınla sosyalizm arasmdaki ilişkiyi yeniden değerlendirmeliler. Kadınlar olmadan sosyalizmin olamayacağı gerçeğini şimdi daha iyi anlayabiliriz. Sosyalist ülkelerdeki despotik uygu- lamalann ne kadar erkek egemen ka- rakterli olduğunu şimdi yeniden tar- tışabiliriz. Ispanyol Meclisi'nin son fotoğrafı, sosyalizm için de yeni bir çıkış nok- tası olamaz mı? Eşitlik, özgürlük, ada- let kavgasında kadınlar olmadan ye- ni bir atılım yapmak mümkün mü? GLOBALPOLÎTÎKÜLTÜR ERGIN YıLDıZOĞLU Çukurda ve Kazmaya Devam... Son günlerde Amerikan muhafazakâr yorumcula- nn yazılarında sık sık "Kendinizi bir çukurda bulduy- sanız, ilkyapmanız gereken kazmaya devam etmek değildir" uyansına rastlıyorum.. Sözü edilen "çukur" Irak, içindeki de Bush yönetimi. Muhafazakâr yo- rumcular, özellikle iki kaygıyı dile getiriyorlar. Birinci- si, Bush'un etrafındaki neo-con ekip hâlâ kazmaya devam etmekten yana. Ikincisi, Irak sürecinden bu güne kadar yalnızca Şaron-Likud'kliği ve El Kaide kazançlı çıktı. Muhafazakâıiann huzursuzluğu Amerikan muhafazakârlannın önemli yayınlanndan National Review, Bush yönetiminin Irak politikasını başından beri desteklemişti. NR'nin editörlerinin im- zasıyla bu hafta Web sitesine konan bir yorumda, neo- conlar, Bush yönetimi, özellikle de Savunma Bakanı Rumsfeld'ı sert bir biçimde eleştirildi: "Rumsfeld Irak'ta birgerilla hareketiyle karşı karşıya olunduğu- nu ısrarla reddetti, çatışmaları Amerika'daki sokak cinayetlerine benzetti"... "Işgalin ilk günlerinde ya- şanan yagma olaylarını engellemek bir yana, özgür- leşen halkın heyecanı olaraksundu"... "Açık ki Bush yönetimi hazırtığını Irak'ın işgalinin, yeniden inşası- nın getireceği sorunlara göre yapamamıştı". The New York Times'dan David Kirkpatrick'e gö- re de "Irak'ta çözümsüzlük muhafazakâr hareketi bölüyor". Kirkpatrick, muhafazakâıiann, "neo-con "lar dahil, çeşitli kesimlerinin önde gelen isimleriyle yap- tığı görüşmelere dayanarak neo-conlann tezlerinin et- kisini giderek kaybettiğini, muhafazakârlar içinde, Irakta "ulus inşa etme" projesinden uzaklaşma eği- liminin güçlendiğıni, buna karşılık imparatorluk pro- jesine karşı çıkan, eski başkan adaylanndan Pat Buc- hanan'ın görüşlerinın giderek daha çok ilgi görrne- ye başladığını aktarıyor. Bu aktarmaların yanı sıra Kirkpatrick'in, "neo-con"larla ilgili olarak "Soğuk Sa- vaş'ın ortasında, soldan sağa geçmiş çoğu Yahudi kökenli aydınlar" ifadesi kullanılıyor. Böylece Kirk- patrick, "neo-con "lan bir cümle içinde hem dönek (özgün olmayan muhafazakâr) hem de Yahudi aydı- nı olarak nitelemiş oluyordu. ABD'de ikinci bir hükümet mi var? Bu niteleme önemli. VVatergate skandalını anlatan "Başkanın Adamlan" kitabının yazarı Bob Wood- ward'ın bazı kesimleri VVashington Post'ta yayımlan- maya başlanan yeni kitabında (Plan of Attack) Po- vvell'ın, Bush'un çevresindeki neo-con gruptan "Ges- tapo ofisi" diye söz ettiği, "adeta ikinci bir hükü- met oluşturduklanndan" yakındığı aktanlıyor. Bu id- diaları Kirkpatrick'inkilerle birleştirenler de ister iste- mez, Bush'un yakın çevresinin eski solcu Yahudi kö- kenli siyasilerle çevrelenmiş olduğu, dış politikanın Şaron-Likud kliğince yönlendirildiği sonucuna ulaşı- yortar. Nitekim, "AntiVVar" sitesinin, geleneksel muhafaza- kâr kanada yakın editörü Justin Raimando, konuy- la ilgili yorumunda, "Bu 'ikinci hükümetin' amacı ne olabilir?" diye soruyor, sonra da Bush hükümetinin O- tadoğu'da Israil'in dış politika -ve güvenlik öncelikle- rine göre davrandığı soncuna ulaşıyordu (19/04/04). Hamas liderleri Şeyh Yasin'in ve Şaron, Bush'a Gaz- ze Planı'nı onaylattıktan hemen sonra da- Abdülaziz Rantissi'nin, "TelAviv'dekiserikatiller" tarafindan öl- dürülmesi de bu sürecin parçasıydı. Bush'un gelenek- sel ABD dış politikasını, hatta babasının uyanlannı bir kenara ıtip Irak'ta bir rejim değişikliğiyle başlattığı sü- reç, Raimonda'ya göre, ABD'yi Arap dünyasından daha da uzaklaştınrken pazartesi günü değindiğimiz gibi, Şaron- Likud kliğinin bölgedeki, Irak, Suriye, hat- ta Iran gibi büyük güçleri parçalayarak etkisizleştirme, Batı Yakası'nı kalıcı olarak ilhak ederek "banş süreci- ne" son verme projesine çok uygundu. ABD köprü kur- maya çalışırken Şaron'un yeniden Suriye'yi vurmak- tan söz açmaya başlaması da... Son sayısını Irak'a ayıran bir başka muhafazakâr dergi, 1850'lerden beri yayımlanan The New Repub- lic, Bush yönetiminin demokrasi ihraç etme politi- kasını" sert bir biçimde eleştiren bir başyazının ya- nı sıra El Kaide'nin giderek yalnızca Müslümanlar de- ğil, ABD ve Avrupa'da beyaz Hıristiyan gençler ara- sında da taraftar bulmaya başladığını ömekleriyle ak- tardı (Robert Leiken, 26/04/04). Din değiştirerek Müs- lüman olan bu gençleri 1970'lerde radikal sola katı- lan genç kuşağa benzeten Leiken, El Kaide'nin, gençlerin düzen, emperyalizm karşıtı refleksinden de beslenmeye başlamasının, beyaz, Avrupa pasa- portu taşıyan El Kaide militanlannı bulmak ve yaka- iamak çok daha güç olduğundan, çok tehlikeli bir ge- lişme olduğunu, bu yeni Müslüman gençlerin ken- dilerini kanıtlamak için özellikle atak davrandığını da vurguluyor. Bu sürecin faturasını ödemekyineABD'ye düşüyordu. Fransız akademisyen Ruiz: Laik ülkelerde haklar daha geniş tstanbul HaberServi- si - Sorbonne Üniversite- si öğretim üyesi Doç. Dr. Henri Pena Ruiz, laikli- ğüı, tüm insanlann ka- bul edebileceği bir ülkü olduğunu belirterek "La- iklik kardeşliktir" dedi. Galatasaray Üniversi- tesi tarafindan düzenle- nen "Laiklik; Üke ve Te- meller" konulu konfe- ransta konuşan Ruiz, cumhuriyet içinde yurt- taşların inançlarından vazgeçmek zorunda ol- madığmı, buna karşın da- yatmacılıktan vazgeç- mek zorunda olduklan- nı anlattı. Dünyadaki farklılıklann, doğal ola- rak insanlan birbirinden ayırdığını belirten Ruiz. "Fakat bunun insanlan çaüştınyor oünaması ge- rekir. İnsanlann farküol- ması demek. ortak refe- ranslar taşıyan bir dün- yada vaşayamaması de- ğfldir.lnsanoğlu birinan- cı yaşarken kendi içine hapsolmamalıdır. Tarihe baküchğında, beüibirdi- ne ait ulus orta\*a çıkar- maya çahşıldıgında, ya- niteokrasiortammdahep şiddet yaşandığuıı gör- dük" diye konuştu. La- ikliğin militan bir ateist- lik olmadığı gibi, mili- tan bir inanç da olmadı- ğını dile getiren Ruiz, inancın ötesinde, toplum- lann prensipleri olması gerektiğini bildirdi. Atatürk'ün Fransa'dan 10 yıl önce Türkkadınına seçme hakkı verdiğini anımsatan Ruiz, laik ül- kelerde haklann daha ge- niş olduğunu söyledi. La- ikliğin dine karşı olma- dığını da \nrgulayan Ru- iz; tersine, inanç ve hak eşitliği için kurulduğu- nu ifade etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle