23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 ARALIK 2004 ÇARŞAMBA HABERLER SES üyeleri, AKP hükümetinin hastaneleri devretme planını iki saatlik iş bırakma eylemiyle protesto etti Sağlık emekçileri: SSKhalkındır satılamaz Haber Merkezi Yurt genelinde Saglık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyeleri, SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı'na devrine ilişkin yasa tasansını 2 saatlik iş bırakma eylemi yaparak protesto ettiler. SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı'na devrine ilişkin yasa tasansını protesto eden Ankara Tabip Odası (ATO) ile SES üyeleri SSK Etlik Hastanesi önünde 2 saatlik uyan eylemi yaptı. Hastane önünde toplanan SES ve Ankara Tabip Odası üyeleri. üzerlerine "SSK halkmdır, sanlamaz", "Herkese eşit, parasız sağhk", "tş güvencesi istiyoruz" yazılı önlüklergiydiler. SES Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul. burada yaptığı açıklamada, Sağlık BakanıRecepAkdağ'ı sağlık sorunlannın çözümüne ilişkin kamuoyu önünde tartışmaya çağırarak, "Eğer uyguladığınız programın sağlık sorunlannı çözeceğine inanryorsanız, hodri meydan, kamuoyu önünde tarüşahm" diye konuştu. AVRUPA'DAN GURAY OZ 'Devlre izln vermeyeceğiz' Istanbul'da SES üyesı sağlık emekçileri, SSK'ye bağlı sağlık kurumlannda, acil servisler ve kanserli hastalann tedavileri dışında 08.0010.00 saatleri arasında hizmet vermediler. Istanbul'da SSK Okmeydanı, Samatya, Eyüp hastaneleri, Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde toplanarak basın açıklaması yapan SES ve Istanbul Tabip Odası üyeleri, SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı'na devrinin, SSK hastanelerini satma aşamalanndan biri olduğunu belirterek SSK'lerin bakanlığa devrine izin vermeyeceklerini belirttiler. Diyarbakır'da SSK bölge hastanesi önünde toplanan 100 sağlık çalışanı AKP'nin sağlık politikalannı eleştirdi. Açıklama yapan Tabip Odası Genel Sekreteri RamazanPokerce. "Bu rada amaçlanan sağlığı piyasaya sunmadır" dedi. SES üyeleri "Sağhk haknr saolmaz", "AKP sağhğa zararhdırn sloganlan attı. Ustümüze Düşen Koyu Gölge Avrupa Birliği tartışmalarında "çok önemli bir dönüm noktası" olduğu savunulan 17 Aralık tarihinepek az birzaman kaldı. Tartışmalaryoğunlaştı. Gerçek bir tartışmadan söz etmek pek de anlamlı değil aslında. Çünkü tartışanlar AB'ciliğin değişik varyasyonlannı savunanlardır. AB'yi ciddi olarak teşrih masasına yatıranlar ise seslerini halka duyurmakta zorlanıyorlar. Hemen hemen medyanın tümü; yazılısı, sözlüsü, görüntülüsü Avrupa Birliği sevdasıyla yanıp tutuşmaktadır. 17 Aralık'ta bir "müzakere" tarihi alınamazsa diye neredeyse telaş içindedirler. Böyle bir sonuçla karşılaşılmasın diye de siyasilere akıl üstüne akıl vermekte, onlann kendileriyle aynı fikirde olduğunu gördükçe de etekleri zil çalmaktadır. Arada bir ortaya çıkan AKP "taktikleri", CHP "itirazlan'' ya da yol kazaları onları fena halde üzmekte, dillerinin altına bir kalp ilacı koymalarını gerektirmektedir. Bu arada AB'ye "onurlu" bir girişten yana olanlar AB'nin ne olduğunu, neler istediğini fazla araştırmaktan yana değildirler. Onlar kafayı "onurlu" bir girişe takmışlardır. AB birkaç konuda makyaja zorlanabilir, görüntü kurtanlabilirse pek sevineceklerdir. AB'ye gerçekten karşı olanlar, karşrtlıklan ciddi temellere dayananlar ise medyada pek yer bulamamakta, bulsalar da daha çok dinozorlukla suçlanmakta, şimdilik pek hafıfe alınmaktadırlar. Ne diyelim, gün olur devran döner... İş işten geçse de, işleri düzeftmek zorlaşsa da gerçek inatçıdır, kendini bir şekilde gösterir. Yine de iş işten geçmeden gerçekleri söytemek boynumuzun borcu değil mi? Söyleyelim öyleyse: Avrupa Birliği neoliberal politikalann anayasa hükmü haline getirildiği, işçilerin, çalışanlann haklannın her geçen gün biraz daha kısıtlandığı, irili ufaklı şirketlerin gözlerini hakka, hukuka ve dışanya diktiği yayılmacı birprojedir. Paylaşım so rasında eksiği gediği vardır ve gayretleri de bu eksikleri bir an önce tamamlamaktır. Türkiye bu nedenle düşünülmekte, bu amaca uygun düşmektedir. Bunun için kıyıda kenarda tutulması, alınmaması ve tabii satılmaması gerekmektedir. Bu planın yürümesi, Türkiye'nin üzerinde sahte "insan haklan" ve "demokrasi" kılıcının sürekli sallandınlmasına bağlıdır. Avrupa Birliği ikiyüzlüdür. Türkiye'den azınlıklann haklannın tanınmasını isteyen AB'nin üyeleri içinde 1 milyon 200 binlik nüfusa sahip Litvanya'da 120 bin, 2 milyon 300 bin nüfuslu Letonya'da 500 bin azınlık hiçbir anayasal hakka sahip değildir. Almanya, Fransa gibi ülkelerde, bazı ülkelerdeki azınlıklann sayısını kat kat aşan göçmenlerin hakkı hukuku sürekl kısıtlanmaktadır. Letonya'da komünist partisine, Ispanya'da Batasuna'ya uygulanan yasak hâlâ sürmektedir. Fransa hâlâ resmen sömürgelen olan bir AB üyesidir. Savaş karşıtı olduğu iddia edilen AB'nin 25 üyesinden 12'si resmen ve fıilen Irak'ta saldırganın ortağıdır. ••• Ama ben size AB'nin bir başka önemli "hasletinden" söz edeyim. Diyelim ki, Türkiye AB üyesi oldu, diyelim ki işçiler, emekçiler siyasi hareketleriyle iktidara çok yaklaştılar, diyelim ki bölgede AB çıkarları tehlikeye girdi. Bakın o zamar neler olabilir? Ben anlatayım da siz, "Yok canım o kadar da değil" deyin. Ama "olmaz" demeden önce Yugoslavya'yı düşünün. Gürcistan' aklınıza getirin, Ukrayna'da olup bitenler hakkında biraz "Think Tank" yapın. AB Anayasası'nda şöyle yazıyor "Herhangi bir üye ülkenin teröristsaldından ya da doğal ve insani nedenlerden kaynaklanan bir felaketin kurbanı olması halinde. Birtik ve ona üye devletler, bir dayanışma ruhu içinde bir arada hareket ederler. Birlik, aşağıdaki amaçlar doğrultusunda, üye devletler tarafından sağlanan askeri kaynaklarda dahil olmak üzere, tüm araçları bu üye devletin kullanımı için seferber eder: a üye devletlerin bölgelerindeki terörist tehdidin önlenmesi, demokratik kurumların ve sivil halkın herhangi bir teröristsaldından korunması, terörist saldırı durumunda, bir üye ülkenir siyasi makamlarının talebi üzerine o ülkeye kendi bölgesinde yardımda bulunulması..." Türkiye, AB Anayası'ndaki bu sözlerin hem hedefı olabilir hem de aracı. Bu madde, yalnızca bı madde bile AB'ye karşı çıkmak için yeterlidir. Yetmez mi efendim? öyleyse, size iyi uykular diliyorum... eposta: guray.oz ı cumhuriyetcom.tr 'Paket sağlık sigortası' Hükümetin SSK hastanelerini Sağlık Bakanlığı'na devir planının altında paket sağlık sigortası yattığını belirten SES Mersin Şube Başkanı Abbas Koluaçık, "Hükümet SSK hastanderinde kuyruklan azaltmak istiyorsa sağhğa ayırdığı payı artnrmahdır. Bunlar yapılmazsa sadece kuyruldann yeri değişecek" diye konuştu. Emek Platformu, EğitimSen'in kapatılması istemiyle açılan davaya tepki için bir araya geldi KESK Ankara yohmda Murat Başesgl Sosyal güvenlik kara delik değildir Ekonomi Servisi Sosyal güvenlikte önerdığı modeli geçen günlerde açıklayan Türk Sanayıci ve Işadamlan Derneği (TÜSİAD) dün de sorunlan seminerde masaya yatırdı. TÜStAD Yönetim Kurulu Başkanı Ömer SabancL sistemin, yıllardır binken sorunlara kalıcı ve reformist çözümler getirilememesi nedeniyle, devletin, işverenlerin, çalışanlann ve faydalananlann memnuniyetini sağlamaktan uzak olduğunu belirttı. Sabancı, sosyal güvenlikte kalıcı bir reforrnun zorunlu olduğuna dikkat çekti. TÜSİAD taranndan dün Istanbul'da düzenlenen "Uluslararası Eğüimler Işığuıda Sosyal Güvenlik Sistemlerinde Reform" konulu seminere, işadamlannın yanı sıra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, Dünya Bankası Sosyal Işler Kıdemlı Danışmanı Dimitri Vittas katıldı. • EğitimSen'in kapatılması istemiyle açılan davayı protesto eden KESK, bugün Ankara'ya yürüyüş gerçekleştirecek. KESK Genel Sekreteri Avcı, EğitimSen'in bilimsel, laik ve parasız eğitimi savunduğu için AKP hükümetinin hedefi haline geldiğini söyledi. Istanbul Haber Servisi KESK, EğitimSen'in, kapatılma istemini protesto etmek için bugün Ankara'ya yüriiyor. KESK'in Ankara yürüyüşüne Emek Platformu'na bağlı sendikalar da destek verecek. EğitimSen'in kapatılması istemiyle açılan dava, Emek Platformu'nu bir araya getirdi. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi. KESK Genel Sekreteri Mustafa Ava, Türklş Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak. Haktş Bölge Temsilcisi Celal ÖzçeBk, Türk Tabipler Birliği ÖDP, EMEP ile bazı sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, KESK Genel Merkezi'nde yaptıklan basın toplantısıyla EğitimSen'in yanında olduklannı söylediler. KESK Genel Sekreteri Avcı, EğitimSen'in, bilimsel, laik ve parasız eğitimi savunduğu için AKP hükümetinin hedefi haline geldiğıni ifade etti. EğitimSen'in kapatılmasına izin vermeyeceklerini belirten Avcı, bugün saat 12.30'da Kadıköy Iskele Meydanı'nda toplanarak Ankara'ya yürüyeceklerini söyledi. Avcı konuşmasını şöyle sürdürdü: "KESKveüyemizEğhıınSen'i hedefe koyan her gjrişim, hükümetin işine gehnektedir. AB'ye üyeük müzakerelerine yönetik aü ••• E,KJ11 llVlOni * Ur,ly rHUlIU1 KJ açıiankapannada™sını,\aktıklanmeşalelerle protesto ettiler. Ziya GökaJp Caddesfndeki EğitimSen 1 No'lu Şube önünde toplanan sendika üyeleri, meşaleler yakarak "EğitimSen kapatılamaz", "Söz bitti, sıra eylemde'" sloganlan atülar. Protestocular, daha sonra Ziya Gökalp ve Selanik caddeleri üzerinden \ üksel Caddesi'ndeki Insan Haklan Anın'na yürüdüler. Gaziantep'te de EğitimSen üyeleri tarafından protesto eylemi gerçekieştirildL (AA) lan demokrasi nutuklannm ne den söyledi. Bu ayıbın ortadan kaldıti samimi, ne denli tutarh olduğu nlmasını istediklerini ifade eden nun en çarpıcı örnegi, EğhnnSen'i Çelebi, "Yargrtay, 13 gün gibi kısa bir süre içinde dosyayı karara kapatma guişimidir." bağladı. Aynı Yargıta\ 'da 70 bini 'Pemokrasl davası' aşkın kişinin işe iade davası var. DlSK Genel Başkanı Çelebi de, Onlar dururken, bu dosyanm öne ahnmasL, siyasi yanının öne çıktıEğitimSen davasmın bir demokrasi davası olduğunu dile getirerek, ğmm kanıüdır" dedi. Türktş Bölge Temsilcisi Büoluşturulan yapay gündemlerle öryükkucak ise ifade özgürlüğu, sengütlerin susturulmak istendiğini dikal hak ve özgürlükler bir kenarda dururken AB üyeliğinden bahsedilemeyeceğini söyledi. FĞİTJMSİFN9BFN PROTFKTO EğtömSen üyeleri, sendika hakkında TÜSİAD'ın üç ayaklı önerlsi Seminerde, Metih Araz ile Doç. Dr. Serdar Sayan, TÜSİAD'ın hazırladığı ve daha önce açıklanan "Turk Emeklilik Sisteminde Reform: Mevcut Durum ve Alternatif StratejUer" konulu rapor hakkında bılgi verdi. TÜSİAD, mevcut sistemin revizyonuyla devam eden, dağıtım esaslı fınansman metoduna göre çalışan ve asgari düzeyde emeklilik gelirini garantileyen 1. ayak ve "zorunlu" Bakan Başesgioğlu. bireysel hesaplara dayanan 2. ayak emeklilik kurumlanndan oluşan bir model önermişti. Modelde, aynca, 2001 yılında getirilen ve "gönüllülük" esasına dayanan Bireysel Emeklilik Sistemi'nin de aynen devam etmesi ve 3. ayak kurumlan oluşturması öngörüknüştü. Müdahale kuskusu Yargıtay'ın karannda müdahale olup olmadığı noktasında kuşkulan olduğunu dile getiren Büyükkucak, sonuç alana kadar konunun takipçisi olacaklannı da sözlerine ekledi. Dünya îstihdam Raporu'na göre, 550 milyon kişi 1 dolar sınınnın altında yaşıyor BM: îşçiler yoksullaşıyor • Dünya genelindeki toplam işgücünün yansı olan 1.4 milyar çalışan 2 dolar sınınnın altında, 550 milyon kişi de 1 dolann altında yaşıyor. 2003 yıh verilerine göre dünyadaki işsiz sayısı 186 milyon. Ekonomi Servisi Dünya genelinde çalışanlann durumu her geçen gün kötüye gidiyor. Dün yayımlanan Birleşmiş Milletler (BM) raporunda, geçen yüa göre daha fazla işçinin yoksulluk ve açlık içinde yaşadığı ve 2015'e kadar yoksulluğu yan yanya üıdirme hedefine ulaşıİmak isteniyorsa daha fazla istihdam yaratıhnası gerektiği belirtildi. BM'nin Dünya İstihdam Raporu'na göre, dünya genelindeki toplam işgücünün yansı olan 1.4 milyar çalışan 2 dolar sınınnın altında, 550 milyon kişi de 1 dolann altında yaşıyor. Raporda aynca. 2003 yılında 186 milyon kişinin de işsiz olduğu belirtildi. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Başkanı Juan Somavia, 257 sayfalık raporun önsözünde, "VerimM iiretim, işsizlikle yuz yüze kalan ya da yoksuDuğu öıileyemeyen çahşma koşuHan nedeniyle mDyarlarca insan için bir umut olarak kahyor" dedi. ILO'ya göre, yoksulluk arttığı halde yoksulluk sınınnın altında yaşayanlann sayısı hâlâ 1990 sımruun alhnda. Çahşanlann yoksulluğunu azaltmak için verimli çalışma fırsatlan ve daha adil bir küreselleşmenin yaratıhnası gerektiğini vurgulayan rapora göre, dünyanın ortalama gayri safı milli hasıla büyümesi de önümüzdeki 10 yılda yüzde 4.7 olmalı. Sosyal devlet uyarısı TÜSİAD'ın semınennde konuşan ve gazetecilerin sorulannı da yamtlayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakam Murat Başesgioğtu. Türkiye'nin gecikmeksizin bir sosyal güvenlik reformu yapmak zorunda olduğunu vurguladı. Başesgioğlu, sosyal güvenlik reformlan denildiğinde, daha çok fınansman açıklannın gündeme geldiğini, 2005 yıh bütçesinde bu açığın 22 katrilyon lira olduğunu söyledi. Dünyanın hiçbir yerinde, sosyal güvenlik kuruluşlarının primlerle bu sistemi döndüremeyeceğini ifade eden Başesgioğlu, sosyal güvenlik sistemine para aktanldığını, bunun da, "kara defik" olarak, yani bu sistemden yararlanan insanlan rencide edecek şekilde verildiğini söyledi. Başesgioğlu, "Devlet bu parayı kime veriyor? EmekB Sandığı mensuplanna gidiyor. Bakağunızda insanlanmızın hastahğma, tedavilerine ve emekliliklerine para veriyoruz. Yani kara delik diye, sevimsiz bir tablo olarak gösterdiğimiz bu kaynaklann gittigi yerler burasıdır. Sosyal devlet iddiasındaysanız, elbette bu alanı da görmenıezlikten getemezsuıiz" dedi. TEŞEKKUR En değerli varlığımız. canımız, her şeyimiz TÜMED'tN TEFE ALACAKLARI DAVASI CHPTÎ ÖZYÜREK: HAKLARINIARIYORUZ Emekliler hukuk savaşını kazandı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Tüm Emekliler Derneği Genel Merkezi, emeklilerin yılan hikâyesine dönen TÜFE alacaklanyla ilgili açtığı davayı kazandı. Dernek Başkanı tzzet Yıkbz, 16 aylık hukuk mücadelesinden başanyla çüctüclannı bildirdi. TÜMED Genel Merkezi tarafindan tzmir 4. İş Mahkemesi'ne açılan davada, 2002 Şubat ayından itibaren TÜFE farklanndan doğan alacaklannm ödenmesine karar verildi. Paranuı hakediliş tarihinden itibaren işletilecek faiz ile birlikte tahsiline karar verildiği belirten Yıldız, devletin Yargıtay'a başvurmasuıa karşm buradan da olumlu sonuç çıkacağına inandıklannı bildirdi. Karann 4 milyon emekliyi ilgilendirdiğini ve hükümetin karan tüm emeklilere uygulaması gerektiğini dile getiren Yıldız şunlan söyledi :"Aksi durumda 900 trüyon ödemek durumunda kalacaklar. İktidar. tüm emeklilerin yargıya başvurmasını beklemeden ödemeyaparsa,bu rakam 300400 trüyonda kalacakür." Memura yüzde 22 zam önerisine ret ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda dün 2005 Mali Yıh Bütçe Yasa Tasansı üzerindeki görüşmeler tamamlandı. 2005 mali yıh bütçe tasansının maddeleri üzerindeki görüşmelere Maliye Bakanı Ketnal Unakrtan ile Devlet Bakanı Ali Babacan katıldı. Babacan, dış borçlarla ilgili soruyu yanıtlarken "2005 yıhnda dış borç ödemeleri 15.8, 2006'da 213, 2007'de 10.9 mihar dolar. Bunlann 20 milyar dolarhk bölümü IMF'ye" dedi. 2005 yılında devlet memurlanna yüzde 10.7 oranında zam yapılmasının öngörüldüğüne dikkat çeken CHP'liler, bu oranın arttmlabileceğini söylediler. Unakıtan, "Bütçegörüşmelerinde muhalefet memura selam olsun diye böyle önergeler verir" deyince tartışma çıktı. CHP'li Mustafa Ozyürek, "Kimseden iane istemiyoruz, memurun hakkını istijoruz" derken diğer CHP'liler de Unakıtan'a tepki gösterdiler. CHP'nin memurlara ortalama yüzde 22 oranında zam yapılmasına ilişkin önergesi reddedildi. İLGÎNÇ'imizin vefatı nedeniyle yakın ügilerini esirgemeyen, başta Süreyya Ağaoğlu Çocuk Dostlan Derneği ve Vakfı olmak üzere cenazeye bizzat katılarak, çiçek göndererek, telefon ederek ve ziyaretimize gelerek üzüntümuzü paylaşan Bilgi Üniversitesi, Işık Lisesi yöneticileri, öğretmenleri, öğrencileri ve tüm arkadaşlaraıa. tstanbul tl Milli Eğitim ve Şişli tlçe Milli Eğitim. Trabzon ll Milli Eğitim Müdürlüklerine, Bakanlık ve Ilçe Milli Eğitim Müfettişlerine, Şişli, Sanyer ve Beşiktaş Belediye Başkanlıklan ve mensuplanna, Sivil Toplum Örgütleri ile dost, akraba ve arkadaşlara teşekkür ederiz. SEVtMSALİHKlLIÇ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle