20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 ARALIK 2004 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 «0 E 3 z hapiste Harem kurmuş... haranuı giren hareme de girer. EJetrtronik postac [email protected] wwmdeffizscHn.com Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 Zengin mahkuma otel lüksü sağlanacakmış... "Mafva palas!" vrupa Parlamentosu Başkanı Josep Borrell, dili sürçüp Diyarbakır'a "Kürdistan" diyor; Diyarbakır'a gittiği zaman halka verdiği değeri göstermek için Kürtçe konuşuyor; Istanbul'u gezerken de kestane kebapçıya Türkçe teşekkürediyor... Adamı iyi hazırlamışlar; bir kelime Kürtçe, bir kelime Türkçe ile Türkiye'de politika yapıyor. Peki Zazalar ne olacak? Zazalar da nereden çıktı demeyin... Eğer her şey demokrasi ve insan hakları içinse Türkiye'nin en büyük etnik gruplarından Zazaları yok sayamazsınız! Cemal Şener araştırmış ve Türkiye'de Yaşayan Etnik ve Dinsel Gruplar"ın kitabını yazmış. Krtapta Türkler dahil 41 grup var... 1 milyona varan nüfuslanyia Zazalar bu gruplardan biri ve kendi aralannda Alevi ve Sünni olarak ikiye ayrılıyorlar. Şimdi, insan haklan açısından sıkı durun... Zazalar, kendilerini etnik bir grup olarak tanımlar PANO DENtZ KAVtlKÇUOGLU Pamukbank, Halkbank'a devredildikten sonra maaşını Halkbanktan alan bir emekli, bankadaki görevlinin yönlendirmesiyle Pamukbank'ın otomatik ödeme makinesini kullanıyor. Emekli maaşı hesabındaki 447 milyon liranın 440 milyon lirasını çekmek istiyor. Makine, banka kartına uzunca bir işlem yaptıktan sonra "çekilemeyen tutar 440 milyon lira" yazan bir makbuz veriyor. Emekli, bir koşu bankadaki görevliye gidiyor, "Merak edecek bir sey yok, tekrar deneyin" yanıfcnı alıyor. Tekrar denediğinde, makine hesap bakiyesinde 7 milyon lira olduğunu gösteriyor. Türkrye genelinde yaklaşık 4 bin 500 emekli "çekilemeyen tutar" nedeniyle emekli maaşını banka makinesine kaptrmış bulunuyor! Bankamatik A Zazalar? ken Kürtler, Zazalann Kürt olduğunu savunuyorlar ve aksini iddia etmenin "bölücülük" olduğunu söylüyorlar. Buyurun bakalım... Kürt milliyetçileri Zaza kimliğini tanımıyorlar! Zazalan, Avrupa Parlamentosu Başkanı Josep Borrell tanıyor mu? Hayır... Çünkü o Kürtlerte yatıp kalkıyor! Zazaca diye bir dil var... Ama Kürtler bunu da tanımıyor; Kürtçenin bir lehçesi olduğunu iddia ediyorlar... Fakat nasıl bir lehçe ise bir Kürt, Zazacanın "z"sinden anlamıyor... Türkiye'de son yıllarda moda olan bir laf var ya; kim kendini ne hissediyorsa bırakın öyle hissetsin diye... Zazalar, kendilerini Zaza hissediyor... Zaza biliyor... A ma Kürtler, "Bölücülük yapma sen Kürtsün" diyor. Ne yapacağız şimdi? Zazalann, etnik kimliğini, yerel kültürünü, dilini, dinini kim, nasıl koruyacak? Avrupa Birliği mi? Hiç sanmıyorum... Onların gözü şu sıralar Türkiye'nin ulusal bütünlüğünü bozmak için Kürtlerden başkasını görmüyor... Amma velakin.... Emperyalizm, "Kürdistan" hayalini bir şekilde gerçekleştirirse hiç kuşkunuz olmasın sıra oraya da gelecektir... Bu kez de Kürtlerin önüne Zazalan koyacaklardır... önce dilleri sürçüp "Zazaistan" diyeceklerdir... Sonra... Türkiye, gerçekten büyük lokma... Yutmak için bölmek gerekiyor... Şimdi yaptıkları o... Yann, küçük lokmaları da bölecekler ki, çok daha iyi hazmetsinler... Çöpler, Çöpliikler ve Karşılaşhrmalar Pazar günkü "Kaldınmlar, Mazgallar ve Karşılaştırmalar" başlıklı yazım üzerine birçok okurumdan telefon ve elektronik posta iletisi aldım. lletilerden ikisini sizlerle paylaşmak istiyorum. Ankara'dan yazan emekli öğretmen okurum Sayın Hasan Saykan şöyle diyor: "Yıllardır hep sonıp dururum: Bizde mazgal kapaklan neden yolla aynı sewyede değildir? Bunlar bir mühendislik hatasıdır diyeceğim, ama dememeliyim. Çünkü bunun bir mühendislik konusu dahi yapıldığını sanmıyorum. Ellerinde iki kürek yavan çimento, yola iki işçi gönderiliyor. Onlarda kafalanna göre mazgalı koyup, harcı atıyohar. Sonra da çekip gidiyohar. Mazgalın üstünden geçen ilk araç da orada derin bir çukur oluşturuyor. Ardından da kazalar, kazalar... Istanbul'da da öyle midir, bilmem. Ama Ankara'da hemen hangi kavşağa bakarsanız bakın, yaya geçitleriyle yaya çizgilerinde bir uyumsuzluk vardır. Yaya çizgilehnin orta refüjde bittiği yer çoğu zaman geçilecek yer olmaktan uzaktır. Bu da bu işlerin bir mühendislik çalışması olmadan yapıldığını göstermeye yeter. Ülkemizin bunca sorunu arasında bunu gündeme getirmenizi kimileri yadırgayabilir. Ama bence gerçek bir uygariık ölçütü olması bakımından size teşekkür ediyorum," Sayın Abdullah Aydınlar ise Hendek'ten gönderdiği iletide, "Floransa (Firenze) gezinizdeki mazgal kapaklan yazınızAB ile aramızdaki bakış açısını harika bir şekilde yakalamış. Bence sorun ne insan haklan, ne şu, ne de bu. Sorun altyapısı, üstyapısı olmayan ülkemizin yazınızda değindiğiniz gibi kumazlık yapıp bir an önce sorunlannın birçoğunu halletmiş ülkeler topluluğu olan AB'ye bir şekilde girme aculculuğundan kaynaklanıyor. Mazgal kapaklannı düzeltmeden, kapağı birazzoratanz AB'ye" diyor. Okurianmın yorumlanna katılıyorum. Mazgal kapaklannın yaya kaldınmlannda oluşturduğu tümsekler de, yol ortalannda oluşturduğu çukurlar da kentlerimizi yönetenlerin o kentlerde yaşayan insanlara, bizlere verdikleri değerin ölçüsünü yansıtıyor aslında. Ama onlan sandık başlannda biz seçmiyor muyuz? Kentlerimizi ve kendimizi o yöneticilerin ellerine oylanmızla biz teslim etmiyor muyuz? Ingiliz, Fransız, Alman ya da Italyan, yürüdüğü kaldınmlarda, arabasını sürdüğü yollarda tümseklere, çukurlara "tahammül" edemiyor, hemen sesini yükseltiyor. Seçtiği yöneticileri kendisine saygı göstermeye zorluyor, bunu başanyor. Bu nedenle de onlar kaldınmlannda gözü kapalı yürüyebiliyor, arabalannı korkusuzca sürebiliyorlar. Bizler ise gündüz gözüyle bile ayağımız bir şeylere takılır, yüzüstü kapaklanınz da bir tarafımız kınlır korkusuyla gözlerimiz yerde yürüyoruz kaldınmlarda. 0 tuzak kaldınmlanmız akşam saatlerinde ise birer çöplüğe dönüşüyor. ömeğin, onlarca otelin bulunduğu, her gece yüzlerce yabancının konakladığı Taksim, Sıraselviler Caddesi'ndeki Zapyon Rum Okulu'nun duvannın önündeki vıcık vıcık çöp yığını her akşam insan boyuna erişiyor Aynı saatlerde Istiklal Caddesi'nde Galatasaray Lisesi'nin önüne de benzer görüntüler egemen oluyor. Tüm iğrençliğine karşın yabancılar için bu görüntüler yalnızca ilginç bir "fotoğraf /conusu" oluştururken bizler için birer "şamar" niteliği taşıyor. Çünkü ne Londra'nın Oxfordstreet'inde, ne Paris'in ChampsElys'es'inde, ne Berlin'in Kurfürstendamm'ında ne de Roma'nın vla Veneto'sunda bu tür görüntülere rastlanıyor... Bizler ise ülkemizin en ünlü, en pahalı caddesi olan Istiklal Caddesi'nin eğri büğrü kaldırımlannda akşam saatlerinde çöp tepeciklerinin üzerinden atlaya atlaya yürüyoruz. Yabancılar için yalnızca ilginç fotoğraf konulan olan bu görüntüleri hiç sesimizi çıkarmadan kabullenmiş, daha da vahimi, bu görüntülere alışmış olmamızdan ötürü hiç sesimizi çıkarmayışımız çok acı değil mi? 17 Aralık günü Avrupa Birliği'nden büyük olasılıkla müzakere tarihi alacağız. AB ülkeleri bizi de aralanna alsınlar diye birçok "uyum yasası" çıkardık. Ne var ki kaldınmlardaki mazgal kapaklannın yüksekliğini kaldınm taşlannın seviyesinde sıfırlamak, akşam saatlerinde kentlerimizin en kalabalık caddelerini çöplüğe çevirmemek gibi "basit" düzenlemeler yer almıyor o uyum yasalannda Avrupa Birliği, kaldınmlarda tökezlemeden yürijyebilme hakkı gibi çöp yığınlannın olmadığı caddelerde ayağı kaymadan dolaşabilme hakkını elde etmeyi de bireylere, yani bize bırakmtş. Bakalım ne yapacağız? (eposta: dkavukcuoglu(a superonline.com) (Faks:0212234 68 73) SESSİZ SEDASIZ (!) Cep telefonunda peşrev olmaz! Yandaki fotoğraf, Şanlıurfa'da bir düğünde çekilmiş. Davetliler davul zurna eşliğinde halay çekip oynarken, davulcunun cep telefonu çalmış. Davulcu telefonu açıp konuşmaya başlamış. Zurnacı, durumu idare etmeye çalışmış ama halayın ritmini davulun sesi verdiği için davetliler oyunu kesip, eller omuzda beklemeye başlamış. Bir dakika... Iki dakika... Beşinci dakikada davetlilerden biri bu fotoğrafı çekmiş... Davulcunun "Abi bir toplantıdayım; şimdi kapatmam lazım" dediğini varsayabiliriz! Kadınlar Zehra Top: "Cennette çocuklara çikolata ağacı, erkeklere huri vaat ediliyor. Kadınlara yine çocuk doğurup erkeklere hizmet etmek kalıyoıi" o ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCÎ KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicakCf turk.net Ataşehir'de 'Ata'ya yakışmak Vaktiyle lstanbul'un Aksaray Meydanı'nda, şimdi adına "metro" (!) denen trene benzer tramvaya ait ana duraklann bulunduğu yerde, tek katlı. salaş ve kaçak dükkânlardan oluşan bir çarşı vardı. Meydanın şimdiki düzenlemesi için bu "gecekondu çarşı"nın yıkılması gerekince, esnafın bulduğu çözüm, Vatan Caddesi tarafına bir "Atatürk büstü"dikmekoldu... Böylece çarşının o bölümüne yıllarca "dokunulamadr... Fertevniyal Usesi'nde okurken izledığtmiz bu olay, izleyen yıllardaki kimi "Atatürkçülere" karşı bakışırruz için de hep "ilk ders"lerden biri olmuştur. Hele bazı yeni yerleşmenin ya da tesisin adına hiç gereği yokken "Atatürk" deniliyorsa migerçekteştiriliyor; Toplu Konut Fdaresi'nin(TbKİ)iştirakioJan Emlak GYO AŞ'nin girişimiyle Ataşehir'e yeni bir imar plam hazıriandı; Baymdıriık ve İskân Bakanhgı'nca da 29 Nisan 2004'te onandL Plan, hem yapımı tamamlanan Doğu Ataşehir'in ticaret ve sosyal tesis alanı olarak ayrüan bölümüne hem de inşaauna hiç başlanmayan Baü Ataşehir'e çok yoğun bir yapılaşma ekliyor. Kentsel donaülar, toplumsal yaşam abuüan ve yeşfl alanlar azalübyor, neredeyse Ud misli konut yapımı amaçlamyor ve Ud kat nüfus yoğunluğu yükleniyor~" Yine Bahçekapılf nın deyimıyle "pazarlaması bile önceden yapdan bir planlama" ile karşı karşıya Ataşehir... Büyükşehir Belediyesi Planlama ÇİZGÎLİK KÂMİL MASABACI kamilmasaracid' mynet.com HARBİ S£MİH POROY marlık sezgilerimle birlikte mutlaka "gizlenen bir aykmhk" olduğunu düşünmeden edemiyorum... Habitat a darbe Nıtekim, bu endişemi doğrulayan gelişmelerden biri de meğer Ataşehir'de yaşanıyormuş. Emlak Bankasının, tstanbul'un Avrupa yakasındaki "Ataköy"de gösterdiği o "eski özenin", Asya yakasındaki "Ataşehir"de de sürmesi beklenirken tam tersine uygulamalar var... Ilk kuruluşundaki bilimselliği ve toplumsal haklan gözeten planlaması nedeniyle "Habitat ödülü" alan yerleşim kararlannı, yeni "rantprojeleriyle'' değiştiriyorlar. Yine Atatürk'ün kemiklerini de sızlatacak şekilde, "halka ve kamuya aynlmış alanlar üzeruıde" bıle yeni yapı ve tesis alanlan yaratarak "AtaşehirHlerin" kentsel haklannı yok ediyorlar... Bu niyetlere karşı "sağlıkh ve çağdaş yaşam" mücadelesi veren semt sakinleri de aralannda örgütlenerek kurduklan demekler eliyle imar talancüanna karşı aylardır "djremş" haindeler... Dernek başkanı ve yıllannı çevre, kent, kültürel hakların savunulmasına adamış dostumuz Alaettin Babçekapdı diyor ki: "Ataşehir'deki bazı birimlerin işlevleri değiştirilerek saüşı ve tmar Daire Başkanlığı'nın olumsuz görüş bildirmesine rağmen başkanlıkça da onaylanan rant planına duyarlı Ataşehirliler itiraz etmişler; dernekleri de iptal istemiyle dava açmış durumda... 'Adını' da korumak jçin Ataşehir' in 31 bin kişilik bah bölgesini 68 bin kişiye çıkaran planda, aynı yere, aynı altyapıya ve aynı yaşam alanlanna 2 katmdan fazla yoğunluk vermek hangi şehircilik anlayışınm ürünüdür? Bahçekapılı bunu sorunca, yeniden Atatürk'ü düşündüm... Bu ülkeye, Istanbul'a, Ankara'ya ve tüm kentlerünize, "çağdaş şehircUiğinilk imar planlaruu" da Cumhuriyetin ilk yıllaruıdaki o "devrimci" ruh içinde kazandırmayı başarmıştı. Şimdi "adma" kurulan yerleşmelerde bile, çoktan "çağdışı'' kalması gereken bir rant ve yağma planlaması, aynı Cumhuriyeti yönetenler tarafindan gerçekleştiriliyor... Şimdi hiç değilse Ataşehir'de ya bu tutum durdurulmalı ya da sitenin adı Atatürk'e saygı içinde değiştirihneli... Umanz Ataşehirliler ikinci seçeneği engelleyerek Atatürk'e yakışır bir kent yaşamını hem kendilerine hem de gelecek kuşaklara armağan ederler... Oekinci c cumhuriyet.com.tr semihporoyıı yahoo.com B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLDAN 12 3 4 SAĞA: 1/Argodayaşh kimseye verilenad.2/Alçak 3 enlemlerde esen düzenli rüzgâr... Bir bağlaç. 3/ Kolayca yutulabilmesi için küçük toparlak dunıma 8 getirilmiş ilaç... Büyümemiş karpuz. 4/ Hayvanlan bağlamak için ) çakılan demir ya da ağaç kazık. 5/ Tannla „ nn kralı sayılan Mısır tannsı... Ilaç, merhem. 6/ Sakızla tatlandınlmış rakı. II Rütbesiz asker... lstanbul'un bir ilçesi. 8/ Okyanusya 8 5 6 HAYAT EPİK TİYATROSU MVSTAFA BÎLGIN hayatepik" mynet.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 8Arabk ıcımcmumlazarikan. com POLICE NOTICE! STREET CROSSING SIGNALS ÎLK TRAFf'K SİNYALI.. 1868'DE SU6ÛN, İLK TRARKSİNYALLERI'(lŞIKU~) lONDRA'OA KUUANILMAYA SAÇLANDi. DAHA MOTORLU ARAÇLAfZlN OLMADIĞI BİR DEVİRPE, TRAFİK SİNVALLERİNİN HİZMETB SUNULMASIUlH NBDEMİ,AT AGABALAfît DEğİL, "ÖZEL" YAYALARPI.. ASIL AMAÇ, MECLİS ÜYELSRİNİ VE ASİLLBti KORUkAAKTI. ÇÜNKÛ İŞARETLERJU kCONULDUĞU KAVŞAK, WESTMlfjSTEJS SEMTİN&eYDİ VE İNGİLİZ PARLAMENTDSU'NA ÇOK YAKINCH. YANDA, YENİ TRAFilC KURALlNI ANLATMAK İÇİN YAPILMIÇ BİR. AP/Ş GÖRJJLÜrOR. SOiDAfCİ İŞARETİN KOLLARI DÜŞÜK VE GEÇ AULAMIHA 6ELlYOR(6EC£LEfii YEÇİL IÇIK YANIYOR) PI6ER.I, • KolLARj PlK VE DUR AHLAMINA GEUYOK. Bridge STreet,New PalaceYard, ASTOP CAUTION halklannınerkeklikve 9 bereket tannsı... Uluslararası Çahşma Orgütü'nün simgesi. 9/Kıhğından ve davranışlanndan hoşlanılmayan kimseler için kullarulan sözcük... Işık akısı birimi. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Divan edebiyatında, içinde açık saçık resimler, yazılar bulunan ve okuyanlan cinsel bakımdan uyamîak için yazılan kitap. 2/Kanşık renkli... AntonÇehov'un bir oyunu. 3/ Yüzgeçlerinde zehirli dikenler bulunan, eti lezzetli bir balık... Vilayet. 4/ "Elifım noktalandı / derdim çokçalandı" (Türkü)... Kişileştirilen varhklara söz söyletme sanatı. 5/ Yazı ya da müzik dersi... Kır ya da köy yaşamını anlatan kısa şiir. 6/ Müslümanlann bir çocuğun doğumundan yedi gün sonra, Allah'a şükretmek amacıyla kestikleri kurban. 7/Tokat'ın bir ilçesi... Bilgin. 8/Bir nota... Ağaçlıklı yol. 9/Boccac» do'nun ünlü yapıtı. T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle