22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 KASIM 2004 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi(â cumhuriyet.com.tr 13 Hükümetin çözümüyine zam: • Her seferinde 'zam yok' demeçlerinin aıdından en temel ürünlerde fiyat artışlanna sarılan hükümet, doğalgaza zam yaptı. Akaryakıt ürünlerindeki artışa bağlı olarak 1 Ekim'de de yüzde 5 oranında zam yapılmıştı. ANKARA (Cumhurfyet Bürosu) - Do- ğalgaza yüzde 5.4'le yüzde 6.5 arasmda değişen oranlarda zam yapıldı. Doğalgaz fıyatlan, serbest tüketiciler için yüzde 5.4, konutlarda kullanılan doğalgaz için de yüzde 6.5 oranında artınldı. Akaryakıt ürünlerindeki artışa bağlı olarak, doğalga- za 1 Ekim'de de yüzde 5 oranında zam ya- pılmıştı. Edinilen bilgiye göre, dün yapılan fıyat ayarlamalanyla KDV ve dağıtım payı ha- riç, konutlara satılan doğalgazın metreküp fıyatı 235 bin 280 liradan 250 bin 770 ü- raya, serbest tüketicilere satılan doğalga- zın metreküpü de 259 bin 900 liradan 273 bin 945 liraya yükseldi. Zamma bağlı ola- rakİGDAŞ, doğalgaz saüş fiyatını 330 bin 211 lira, oto doğalgazın metreküpünü de 820 bin 230 lira olarak belirledi. Anka- ra'da konutlann kullandığı doğalgaz fıya- tı da arttınldı. Buna göre daha önce met- reküpü KDV dahil, 369 bin 97 liradan sa- tılan doğalgaz yapılan zammın ardından 19 bin 479 lira artışla KDV dahıl 388 bin 576 liraya çıktı. Istanbul'da İGDAŞ ise dünden geçerli olmak üzere doğalgaz sa- tış fiyatını 330 bin 211 lira, araçlarda kul- lanılan doğalgazın metreküpünü de 820 bin 230 lira olarak belirledi. Doğalgaz zammının olabüeceğini ge- çen hafta içinde, ilgili bakanlar açıklamış- tı. Devlet Bakanı AliBabacan akaryakıtta görülen artışlann doğalgaza da yansıması gerektiğini belirtirken Enerji Bakanı Hfl- mi Güler de doğalgaz zammının gündem- lerinde olduğunu kaydetmişti. Güler, kont- rol edemedikleri noktalarda zam yapnkla- nnı belirtirken tüpgaza ise zam yapmaya- caklannı kaydetmişti. Yatırım Bankası Morgan Stanley'in Türkiye raporunda büyümenin açığı kapatamadığı vurgulandı çözülemiyorAÇIK9MİLYARDOLAR Türkiye ile ticaretAB'ye yaradı Ekonomi Servisi - Türkiye'nin AB ülkeleriyle ticaretinde karşı karşıya kaldığı açık, yılın ilk dokuz aymda geçen yılın aynı dönemine göre ikiye katlandı. Bu dönemde Türkiye, AB'ye karşı 9 milyar dolara yakın dış tıcaret açığı verdi. Devlet Istatistik Enstitüsü'nün (DÎE) verilerine göre Türkiye'nin 25 AB ülkesine ocak- eylül döneminde yaptığı ihracat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 31 oranında artarak 24.3 milyar dolar olurken a y n l dönemde bu ülkelerden gerçekleştirilen ıthalat yüzde 42 artışla 33.1 milyar dolara ulaştı. AB ülkeleriyle dış ticaret hacmi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 37 büyüyerek 57.5 milyar dolarla, ilk dokuz aydaki toplam dış ticaretin yansını oluşturdu. Türkiye'nin AB ülkeleriyle ticaretinde karşı karşıya kaldığı açık, geçen yıla göre yüzde 84 artarak 8.8 milyar dolara ulaştı. Ocak-eylül dönemındekı 25.4 milyar dolarlık toplam dış ticaret açığının yüzde 35'i AB ülkeleriyle ticaretten kaynaklandı. Diğer ülkelerle yapılan ticaretteki Türkiyenin açığı yüzde 54 büyüyerek 17.8 milyar dolara çıkarken serbest bölgelerdeki dış ticaret açığı yüzde 31.8 artışla 1.2 milyar dolar oldu. CARİ AÇIK 10 milyar doları da aştı Ekonomi Servisi - Cari işlemler dengesi aylık bazda bu yıl eylül ayında ilk defa 60 milyon dolar fazla vermesine karşın bu yılın ilk 9 ayı itibanyla açık 10 milyar dolan aştı. Merkez Bankası'ndan eylül ayı ödemeler dengesi raporuna göre bu yılın ocak-eylül döneminde 10.5 milyar dolarlık cari işlemler açığı verilirken aynı dönemde kaynağı belirsiz 1.8 milyar dolarlık para girişi gerçekleşti. Net turizm gelirleriyse ocak-eylül döneminde 21.2 oranında artarak 10.7 milyar dolara ulaştı. Öte yandan Merkez Bankası, ödemeler dengesi hesaplamalanndan "bedebiz ithalat" kaleminin çıkanldığını bildirdi. Bu kalemin çıkanlmasıyla ilk sekiz ay 9.8 milyar dolar olan cari açık rakamı, 712 milyon dolar yukan revize edildı ve 10.5 milyar dolara yükseldi. Açıklamada, istatistiklenn iyileştirilmesi amacıyla devam eden "EVIF'nin Ödemeler Dengesi 5. El Kttabı 1 " çalışmalan kapsamında, son dönemde ödeme şekli 'bedekiz ithalat' olarak beyan edilen işlemlere ilişkin değerlerde gözlenen dikkat çekici artışm söz konusu değişikliğe gidilmesine neden olduğu belirtildi. Pamuk üreticisi öfkeli Diyarbakır'uı Bismil ilçesinde hükümetin tarun politikalannı eleştiren yüzlerce çiftçi, AKP'nin ta- ban fıyat beliıiemede bölgesel aynmcılık yapüğun belirterek ürettikleri pamuklan yaktı. Çiftçiler," 1 küo fındık, 7 k9o pamuk. nerede adalet", "Unakı- tan mısır satar, çiftçi mısır satamaz", "Pamuğu- muzkefenimizoMu" şeklindesloganlararnlar.Çift- çiler adına konuşan Mehmet Sait Akyddız, findık ve çaya verilen fîyat arüşlanıun diğer ta- : ürünlerine de vansrtü- masuu isteyerek "Buğday. arpa. mısır ve ülkenin en stratejik ürünü olan pamuk. maiiyetinin attında fi- yatlarla sattfıyor" dedi. Haksızuğuı hesabtm san- dıkta soracaİdannı söyleyen çiftçilerin eylenüne destek veren CHP miUervekiUeri Mesut Değer ve Hüseyin Güler Bu eylem çiftçinin AKP'yi idamı oldu" dedtter. • îzmir'de haarhk Pamuk ve üzüm üreticilerinin AKP hükümetine seslerini du- yurabilmek için ayn ayn gerçekleştirdikleri mitingle- rin ardından, bu kez tüm üretkiler, CHP IzmirÜÖr- gütü'nün düzen- lediği Torbah \litingrnde bir araya gele- cekJer. Miting 4Kasun'da. (MAHMUT ORAL) • Türkiye'nin olağanüstü bir biçimde büyüdüğünûn vurgulandığı rapora göre, Türkiye'de gerçek işsizlik oranı yüzde 19.5. Raporda, istihdam üzerindeki vergi yükünün, 1999'da yüzde 22.8 iken geçen yıl yüzde 53.8 oranına yükseldiği ifade edildi. LONDRA / ANKARA (AA) - Ulus- lararası yatuım bankası Morgan Stan- ley, Türkiye'nin, son 10 çeyrekte yük- sek ekonomık büyüme yakaladığını, ancak bu büyümenin. daha önceki krizlerde ortaya çıkmış olan işsizlik açığını ise kapatamadığını bildirdi. Morgan Stanley'in. "Türkiye'dekiis- rihdam" konulu raporuna göre, eko- nomik büyüme çerçevesinde istih- damda bir toparlanma oldu, ancak bu henüz yeterli düzeyde değil. Bu yılın ikinci çeyreğine kadar olan son bir yılda, 492 bin kişiye iş imkânı sağlan- dı. Ancak sürdürülebilir istihdam için, bu rakamın daha yüksek olması gerekiyor. Raporda, resmi kayıtlara göre, da- ha önce yüzde 12.3 düzeyinde olan iş- sizliğin, bu yılın ikinci çeyreğinde yüzde 9.3'e gerilediği kaydedildi. Bu- na karşılık yaklaşık 1.1 milyon kişi olarak tahmin edilen potansiyel iş ara- yanlann da göz önünde bulundurul- ması durumunda, Türkiye'de gayri- resmi işsiz oranının yüzde 19.5 düze- yinde olduğu ifade edildi. îstihdama vergi arttı Raporda, Türkiye'nin, istihdam üzerinde vergi yükünün en yüksek ol- duğu ülkelerden biri konumunda bu- lunduğu vurgulanırken faiz oranlan ve döviz kazançlannın, yatınmcılan istihdamdan çok faizle para kazan- maya yönelttiği kaydedildi. Morgan Stanley raporunda, istihdamı caydı- ran unsurlardan olan istihdam üzerin- deki vergi yükünün, 1999 yılında yüz- de 22.8 iken geçen yıl yüzde 53.8 ora- nına yükseldiği ifade edildi. Raporda aynca, ekonomik büyü- menin doğnıdan yatınmlarla destek- lenmesinin, istihdamın daha hızlı to- parlanmasmı sağlayacağına da işaret edildi. Son bir yılda 60.4 milyar dolar satıma karşılık toplam 90.2 milyar dolarlık alım yapıldı İthalat ihracatıkatladıBAŞAKSEZEN ELAZIĞ - Yıllık bazda 90 milyar dolan aşan ithalat rakamına ulaşılan Türkiye'nin ihracatı, ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 20.4 artarak 5 milyar 914 milyon do- lara ulaştı. Bu rakamlarla birlikte ay- lık bazda ihracat rekoru kınlırken ocak-ekim dönemindeki ihracat ise 51.5 milyar dolar oldu. Türkiye Ihracatçılar Meclisi (TÎM) Başkanı Oğuz Saücı'nın Ela- zığ'da düzenlediği toplantıyla açık- ladığı verilere göre, son 12 aylık ih- racat rakamı da 60 milyar 416 mil- yon dolara ulaştı. Demir ve demir dışı metaller sektöründe yüzde 68 ve taşıt araçlan ve yan sanayi ile ma- dencilik ürünlerinde yüzde 34'lük bir artış gerçekleşti. Sanayi mamulleri ihracatı bu ra- kamlarla birlikte yüzde 23.8 'lik bir artış gerçekleştirerek 5 milyar do- lara çıktı. Zeytin ve zeytinyağı ih- racatı yüzde 53 azaluken demir ve demir dışı metallerin ihracatı yüz- de 68 arttı. Ök 10 aydyn fazla ihracat gerçek- 10 aylık ihracat 8.5 milyar doları buldu Otomotivde rekor üstüne rekor Ekonomi Servisi - Dış pazar ağırhklı olarak büyümesini sürdüren taşıt araçlan ve yan sanayii sektörünün ihracatı, ilk on ayda yüzde 45'ten fazla artarak 8.5 milyar dolarla tarihi zirveye ulaştı. Uludağ Ihracatçı Birlikleri'nin verilerine göre, taşıt araçlan ve yan sanayii sektörünün ekim ayındaki ihracatı, geçen yıhn aynı ayına göre yüzde 36 artarak 941 milyon dolara çıktı. Sektörün 2003 yılının ekim ayındaki ihracah 694. l milyon dolar olmuştu. Sektörün ihracatı, geçen yıhn tümündeki düzeyinin de yüzde 18.5 üzerinde bulunuyor. 2003 yılında otomotiv sektörünün toplam ihracatı 7 milyar I9l milyon dolar olmuştu. Otomobil ihracatı da hızla artıyor. Hk on aydaki otomobil ihracatı, yüzde 82.8 artarak l milyar 734.7 milyon dolardan 3 milyar 171.6 milyon dolara çıktı. Otomotiv yan sanayi sektörünün ocak-ekim dönemindeki toplam ihracatı ise 2 milyar 448.4 milyon dolar olarak gerçekleşti. Yan sanayii sektörünün ihracatı, geçen yılın eşdönemindeki l milyar 978.9 milyon dolarlık düzeyine göre yüzde 23.7 arttı. leştiren iller sıralamasında Istanbul 29 milyar 153 milyon dolarlık ihra- cat tutan ve yüzde 57'lik payıyla bi- rinci sırada yer aldı. Yılın ilk 10 ayı itibanyla en fazla ihracat 7.2 milyar dolarla Almanya'ya gerçekleştirilir- ken tngiltere'ye 4.3, ABD'ye 3.9, Italya'ya 3.8 milyar dolarlık ihracat yapıldı. TİM Başkanı Oğuz Satıcı, önü- müzdeki 15 yılın, sadece ekonomi ve rekabet açısından değil siyasal ve sosyal açıdan da zorlu geçecek bir dönem olacağını belirterek U AB ile ilişkilerde yeni ve umut veren bir dö- neme girmek, madalyonun bir yüzü- nü, söz konusu yeni dönenıe adap- tasyonda çeküecek zorluklar da ma- dah onun diğer yüzünü oluşturuyor" diye konuştu. AB'den alınacak müzakere tari- hinin tek başına ekonomiyi rahatla- tacak bir olgu olmadığını söyleyen TİM Başkanı Satıcı, müzakere sü- recıne ilişkin koşullann hâlâ net olarak telaffuz edilmediğine dikkat çekerek diğer aday ülkelere getiril- memiş şartlann Türkiye'ye getiril- mesinin adil bir davranış olmadığı- nı söyledi. ÎŞÇMNEVRENÎNDEN ŞÜKRA1N SONER Patron Başbakan Başbakan Erdoğan önceleri Kasımpaşalılığı ile övünüyordu. Yetmedi, kendinetüccaıiığıyakıştır- dı. Papa 5. Sixtus'un heykeli önünde attığı tarihi imzadan sonra, yokluğunda Türkiye'de kendisi- ne yönelik kimi eleştirileri içine sindirememiş ol- malı ki.. "Ben neciyim ya? Ben buralann patronu değilmiyim?" deyiverdi. Buralann patronu olarak kendine hak gördüğü, SSK'lilerin mal varlığına el koyma eylemine ilişkin eleştiri yapanlara, "O ba- ğırıp çağıranlar, bu hastaneleri size bırakınz, ama kalkıp da devletten bundan sonra 1 kunış para isteyemezsiniz" tehdidini savurmayı unutmadı. Bu tabloda işçi-işveren sendikalarının ayağa kalkıp Başbakan'a, demokrasi, sosyal güvenlik üzerine kimi dersleri vermeleri gerekiyor. En basi- tiyle demokrasilerde, hukuk düzeni içinde birbaş- bakanın, kendini ülkeyi yöneten patron olarak gör- me lüksü olamaz. Olsa olsa iktidann başı olarak, hukukun elverdiği ölçüler içinde, hükümet icraati- nın yönlendiriimesi yetkisini kullanır, Meclis'teki çoğunluk gücüne dayanarak da yine anayasal hu- kuk düzeni içinde kalmak koşuluyla yasa değişik- liklerine başvurabilir. Olaya ilişkin tartışılan da zaten Erdoğan hükü- metinin işçiler ve işverenler primleriyle oluşmuş SSK mal varlığına bir yasa değişikliğiyle el koyma yetkisinin olup olmadığı üzerine değil mi? Besbel- li Sayın Başbakan, gasp niteliğindeki el koyma gi- rişiminin haklılığını, gerekçelerini kamuoyu önün- de içi rahat savunamıyor, SSK'ye bütçeden yapı- lan desteği kesmekle tehdit ediyor. Tabii o nokta- da gerçekleri saptınyor. SSK'ye hükümetlerin lüt- fedip yardım ettikleri gibi bir görüntü veriyor. Oy- sa kapitalist düzende de tüm devletler bütçelerin- den çok ciddi paylarla sosyal güvenlik sistemle- rine doğrudan destek veriyoriar. Bizde doğrudan desteği öngören yasal düzenleme olmadığı için sistem, SSK ve diğer sosyal güvenlik sistemlerin- deki açıklann kapatılması biçiminde, haksız kara delik kavramıyla işletiliyor. • • • Sizin anlayacağınız, kendini bu ülkenin patronu olarak görmeye kalkışan bir başbakanın keyfine bağlı olarak ne SSK'nin mal varlığına el konulabi- lir ne de devletin sosyal güvenlik sistemine yap- ması gereken destek sorumluluğundan kaçınıla- bilir. Olsa olsa işçi haklannın karşısında, sosyal devlet, sosyal sorumluluklardan kaçmak isteyen bir iktidar, hükümet eliyle, yine anayasa ve hukuk düzeninin elverdiği ölçüler içinde, kazanılmış sos- yal haklardan geriye gidiş gerçekleştirilebilir. Başka ülkelerde işçiler, sendikal hareketler, si- yasi iktidarlann sosyal devlet, kazanılmış haklar- dan geriye gidişe ilişkin icraat ve yasal düzenle- melerine karşı etkin eylemleriyle set çekiyorlar. Son yıllann bütün büyük işçi direnişleri, grevle- rinin, siyasi iktidariara karşı etkili protestolann gün- deminde sosyal devletten sapmalar, sosyal gü- venlik sistemlerinde yapılmak istenen budamala- n durdurmak var. Doğal olarak tekelci sermaye- nin siyasi iktidarlar üzerindeki etkileri, belirleyici- likleri çok güçlü olsa da hükümetler sosyal güven- lik sistemlerini geriye götürme çalışmalarında is- tediklerini kolay kolay gerçekleştiremiyorlar. İşçi eylemleri, sendikal hareketlerin güçlerine bağlı olarak kendilerine çekidüzen vermek, kazanılmış hakları budama hırslarına fren koymak zorunda kalıyorlar. Elbette Başbakan Erdoğan da Türkiye işçi sını- fı sendikal hareketinin, dünkü Cumhuriyet'\n 1. sayfa ana yorumunda yer aldığı üzere Bu garip gidiş nereye?" türünden bir soruyu, etkin, anlam- lı sorabilmesi halinde olacakları çok iyi bilmekte. Kişisel kanım, uyanıştan yana bir kıpırdanıştan çok korktuğu için de tehditle, sendikal liderlerin bağımlılıklannı, korkulannı besleyerek susturma- yı çözüm görüyor. Günü kurtarmaya bakıyor. Ya- nn için iktidan da dahil, partisinin, hükümetinin, ül- kenin sorunlannı katlıyor. Bırakınız SSK hastane- lerine el koyabilmeyi, sağlık hizmetlerini yoksul halk, işçiler için paralı hale getirebilmeyi, sosyal devletten istenen sapmalan yapmak, işçileri, sen- dikaları, halkı sindirilmiş bu ülkede bile öyle kolay bir iş değil. Yıllann siyasetteki boşluğu, seçim sistemi sa- yesinde, piyangodan, Meclis çoğunluğunu almış olarak tek partili iktidann başı olmak başka. Baş- bakanlık'ın bilincini, sorumluluğunu, demokrasiyi içinize sindirmiş olmak çok başka. Dünyada se- çimle iktidara gelmiş, kendisini "buralann patro- nu" ilan etmiş başka bir başbakan örneği var mı- dır bilemiyorum. Ancak bizim ülkemizde anaya- sal hukuk düzeni, demokrasi sınırlarını çok fazla zorlayan, bedelini hem partisine hem de halkımı- za, demokrasiye çok pahalıya ödettiren çok faz- la başbakanımız oldu. Kötü isim bırakarak tarihe gömüldüler. soner@cumhuriyetcom.tr Maaşları ödeyemiyordu Hema Dişli borç yüzünden kapandı POLATLI(AA)- Istanbul Sanayi Odası'nın açıkladığı Türkiye'nin 2. Büyük 500 Şirketı araştırmasında 50.9 trilyon lira ile üretimden satışlarda ikinci olan Hema Dişli Fabrikası, borç yüzünden kapandı. lşveren Emin Hattat yedi aydır maaşlannı alamayan 638 işçinin işi bırakması nedeniyle 10 gündür üretim yapamayan fabrikayı kapatma karan aldı. Hattat, tüm malvarlığınm ipotekli olduğunu, fabrikayı kapatmaktan başka çaresi obnadığını söyledi. 30 yıldır faaliyet gösteren Hema Dişli'nin yansı bankalara ve devlete, yansı da SSK'ye olmak üzere 100 milyon dolar borcu olduğu ifade ediliyor. Hema Dişli'ye üretim yaptıran JBS, Uzel, Otosan, MAN ve Arçelik gibi firmaların siparişlerini iptal ettikleri, fabrikarun bu nedenle 1 trilyon lira zarar ettiği öne sürüldü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle