17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SSAYFA CUMHURİYET 17 EKİM 2004 PAZAR HABERLER Çözülemeyen sorun İstanbul'un en kalabahküçelerinden Eminönü'nde esnafin yük indirip bindirmesi nedeniyle birçok cadde trafiğe kapanıyor tstanbul Haber Servisi - Yoğun trafık ve otopark sorunu, İstanbul genelınde olduğu gibi Eminönü ilçesınde de yurt- taşkn çileden çıkanyor Yurttaşlar, bu sorunun bölgede yıllardır yaşanmasına karşın yetkililerin çözünı üretmemesı- ne aıîlam veremedıklerını belırttıler. Bölgedekı trafık polısı, "çözûm için fl- çedekj esnaon taşınmasının şaıt oldu- ğunu" belirtırken esnaf, "otopark fiyat- lanıun yüksek olması ve trafik polisinin yetersiz olmasından dolayT bu çıleyı çektıklenru dıle getırdı. Belediye yetkı- lileri İkiîellı'dekı Organize Sanayı Böl- gesi işyerlennin bıtmesine karşın işyer- lennın taşınmasının bugûne dek ger- çekJeştirilemediğinı. bu konuda çalış- malannın sürdüğünü söyledıler. tstan- bul'un en kalabalık üçelennden biri olan Eminönü'nde esnafin kanıyonet ve minibüslerle yük indirip bindirmesi nedeniyle başta Türkocağı olmak üze- re cadde ve sokaklar gün boyu kapalı. Araçlann yola park edilmesiyle trafik akjşı tamamen kilitlenıyor. Türkocağı Caddesi üzerinde dükkânı bulunan Si- nan Bahçıvan, "Cadde çift yönlü değfl, tek yönlü trafiğe açık olmah" dedi. Ka- zun Öztürk de otopark fiyatlannın yüksek olduğunu söyledı. Esnafin yük indirip bindirmesi nedeniyle özellikle Türkocağı Caddesi gün boyu trafiğe kapalı. 15 milyona yaklaşan nüfiısu ve yoğun gürültü kirliliğiyle her geçen gün cazibesini yitiriyor İstanbul 'gürültüye' gitti Psikolojik bozukluktan sağırlığa dek pek çok rahatsızlığa yol açan gürültü, 'megakenf Istanbul'u tehdit ediyor. Virajlara bile çekinmeden yerleştirilen bilboardlar da kazalara davetiye çıkanyor. ŞULEKÖKTÜRK İstanbul "dünya kenti otaıa" ıddıasını sürdürürken, yaşayanlar için "cazibesini'', her geçen gün biraz daha yitinyor. tstanbul 15 milyona yaklaşan nüfusunun yanı sıra yoğun gurültusü, kirhligi ve "pazarlama mucizesT olarak virajlara bile çekinmeden yerleştirilen bılboardlanyla yaşayanlar ıçın nefes almayı güçleştıren bır kent haline geldı. Gürültü, huzursuzluktan psikolojik bozukluğa. işıtme eşiğinın yükselmesinden sağırlığa kadar çok sayıda rahatsızlığa yol açarken virajlara yakın yerleştirilen bilboardlar kazalara neden olarak yaşamı tehdit ediyor tstanbul Teknık Ünıversitesi Mimarlık Fakültesi Yapı Bilgisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sevtap Yılmaz Demirkale, doğal gürültü perdesi olan ormanlık alanın, gurültüyü engelleyebilmesı için en az 25-30 metre genişliğınde olması gerekrığinı vurgulayarak "Doğal gürültü perdelerinin nümari tasanm aşamasuıda yapüması gereldyor. Ancak. yapdaşnuş bir şehirde doğal gürültü perdelerinin oluşturulması çok zor. Bu nedenle beton, ahşap ve cam gürültü perdeleri tercib edilir. Cam gürültü perdeleriyse en iyi ancak en pahahlan" dedi 'CüRULTU HARITALARI ÇltCARILAMADI' Nüfusu 100 bıne yakın yerlerde gürültü haritalannın çıkanlması gerektığıne dıkkat çeken Demirkale, "AB'ye uyum çahşmalan kapsamında tstanbul, Ankara, tzmir, Bursa ve Adana olmak üzere 5 pflot şehirde gürültü haritalan çıkanlmaya çauşıhyor. Bütün küçük şehirlerde de belediyekrin haritalarla ilgüi j\ ht * çahşmalan var. Ancak, " ' yeterti donanımlan olınadığı için. gürültü haritalan çıkanlamadı" diye konuştu. BlLBOARD TEHLİKESİ £• tstanbul Şehır Plancılar Odası 2. Başkanı Dr Pınar y Ozden, bılboard ve bez / • \ " afış yerleştirmede yer 11 • ^ seçımınin planlı olarak » yapılmadığını ve buna bağlı olarak sürekli bir çevre kirliliği yaratıldığıru söyledi Çok çarpıcı afişlenn ve büboardlann özellikle \ırajlara yakın yerlere konulmasının yanlış yönlendırme ve karmaşaya yol açtığını ıfade eden Özden. "Kişi seyir hahndevken dikkati buraya kayabilryor ve kaza yapabilîvor. Bu tür dikkat çekki afişlerin yol kenariaraa değü de açık alanlara konulması gerekir'' dedi KuLAK 2ARI PATLIYOR • 35-65 dB araSI: Konutta düşük düzeyde çaluıan müzık, büro, tali bır yolun çıkardığı gürültüye eşdeğer Konsantre olamama, uykunun bölünmesı, kızgtnlık, saldırganlık gibi belirtiler ortaya çıkanyor • 65-80 dB arasi: Akustik yalıtım yapılmamış okul. kantın gürültüsüne eşdeğer. Bu gürültülerde kalp atışlan değışiyor, solunum hızlanıyor ve beyindekı basınç azalıyor. \/ 80-85 dB arasi: Fabrıka gurültusü, şehir cadde gürüitüsune eşdeğer Bu şiddette bır gürültüye sürekli maruz kalan kişının işitme eşıği yükseliyor, kişının duymak ve duyurmak için bağırması gerekiyor • 90-120 dB araSI: 3 metre uzaklıkta otomobil kiakson sesı. kuvvetli rock müzik gürültüsüne eşdeğer. Baş ağnsı fizyolojik rahatsızlıklann ortaya çıkmasına neden oluyor. • 120 dB ÜStlİ: Jet motorunun gürültüsüne eşdeğer olan bu sesler hasar vericı etki gösteriyor. Bu gürültüye maruz kalan kışide iç kulakta bozukluk meydana gelıyor • 140 dB İİSİU: Yakından geçen jet motorunun gürültüsüne eşdeğer olan bu gürültülerdeyse kulak zan patlıyor Kentin pek çok semtinde yayalann yürümesi gereken yerlere araçlann park edildiği görülüyor. (SERKAN YILDIZ) îstanbul'da arabalar kaldınma çıktı, yürümeye yol kalmadı Yaya lıakkı da neymiş! ÖZLEMGÜVEMLt Kent nüfusunun büyük ço- ğunluğunu oluşturan yayalar. îstanbul'da yürüyecek yoi bu- lamıyor. Imar planlannın araba odaklı hazırlanması, var olan yollann da arabalar, reklam pa- nolan, çeşitli mağazaların sat- njdan ürünlerle işgal edılmesi çoğumuzun haberdar bile olma- dığı yaya haklanmn gasp edıl- mesine yol açıyor. Ne büyükşehır belediyesi ne de ılçe belediyeler yayalara sa- hip çıkıyor. Yaya Haklan Lobisi Sözcüsü Cmit Sinan Topçuoglu. beledi- yelerin çeşitli caddeleri, sokak- lan yayalaşürma projeleri ger- çekleştirdiğini. ancak bu gibi çalışmalann yaya haklanyla hıç- Yaya HakJan Lobisi Sözcüsü Umit Sinan Topçuoğlu, yaya hakkırun, kendileri için hazırlanmış 'kurtanlmış bölgelerde' yürümek degil, bir yerden bir yere hiçbir engelle karşılaşmadan yürüyebilmek oldugunu belirtiyor. bir dgisi bulunmadığun savu- nuyor. Topçuoğlu. yaya hakkı- nnı. kendilen için hazırlanmış "kurtanlmış bölgelerde'' yürü- mek değü. bir yerden bir yere hıçbır engelle karşılaşmadan yü- rüyebilmek olduğunun altını çi- zerek "Dh'eHmKızıltoprak'tan Kadıköy'e yürüyorsunuz. Bir süre sonra karşınıza çevre yohı çıkıyor. Yürümenizengefleniyor. Varsayahm bu sorun haDedildi, yaya ağlan kuruklu. Bu sefer de kakhnmlara park ermiş araba- lar. lokantalarm dükkânlannın önüne çıkardığı masalar, mağa- zaların kohukİan, buzdolaplan, ayakh reklam panolansiztengd- h^or" diyor. Ümıt Sinan Topçuoğlu, gün- de yaklaşık 200 aracm trafiğe çıktığını, ancak mevcut yollann TARİHI KADIKÖY ÇARŞISI KORUMAYA ALINIYOR Es/dgünlerinedönecektstanbul Haber Servisi - Geçmiş yerleşim özelliklerini ve kültürlerin izlerini yansıtan Tarihi Kadıköy Çarşısı, eski günlerine dönmeye hazırlanıyor. Kadiköy Belediyesi, îstanbul Kültür Üniversitesi ve Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) işbirliğiyle yürütülen "Kadıköy Tarihi Çarşı Kentsel Yenileme Projesi" kapsammda tarihi çarşı, özelliği bozulmadan korumaya alınarak yeni bir kimliğe kavuşturulacak. Kadiköy Belediye Başkanı Selami Oztürk, yaklaşık l ay önce istanbul Kültür Üm'versitesi, geçen günlerde de ÇEKÜL ıle "Tarihi Çarşı'' ve "Rasünpaşa Mahalksi - Yeldeğinneni'' projeleri ile ilgili protokollerin imzalandığını anımsattı. Öztürk, Kadiköy Tarihi Çarşı Kentsel Yenıleme Projesi'ni Çarşı, tarihi dokuya uygun olarak yenilenecek. seçimlerden önce planladıklarmı, ancak hazu"lıklan nedeniyle şimdi başlayabildiklerini beUrterek "Çarşıda şu an bir keşmekeşük \ar. Tabela, ktûnalar bir görsel kiriDik yaraöyor. Bundan esnaf da, Kadıköylükr de memnun değfl. Tabii bu projeyi sadece bu kirhiiktendoiayıdeğO, arûk tarihi binalann konuıması gerektiginden de başlattık''dedi Bu projenin. Kadıköy'e ve gelecek nesillere olan tarihsel sorumluluklan oldugunu \'uxgulayan Öztürk, "Kadıköylülere, çok sevdikleri o nostaljik tatlan yeniden yaşatmak istiyoruz. Eski tadarm yanmda değişik lezzette sevinüi kafeler,restoranlar,pastaneier ve ahşveriş dükkânlannın buhınduğu çarşıda dostianyla hoşça vakit geçirebilecekleri bir mekâna kat'uşacaklar" diye konuştu. bu kadar aracı kaldırmamasın- dan dolayı yaya yollanndan ça- hndığım belirtiyor. BiLDİRCE Bunun trafik sorunu degil in- san hakkı sorunu olduğuna dik- kat çeken Topçuoğlu. "Yayahk, kente temas efnıektir. kenrie bü- tünleşmektir'' dıyor. 1998 yıhnda "Yay-a Haklan Bfldû-gesi"ni hazırladığuıı an- latan Topçuoğlu, bu metne çe- şitli belediyelerle görüştükten sonra 2003 yılında Kadiköy Be- lediyesi ile protokol imzalaya- rak siyasi içerik kazandırdıkla- nnı dile getiriyor. Topçuoğlu, "tek tek üçelerle görüşmek zor olduğundan Ali Müfıt Gürtuna döneminde ts- tanbul BüyükşehirBelediyesiile protokolimzabunakiçinhareke- te geçtik. Aacak \ aamıza 3-4 ay sonra yanrt aldık. tlgili birimle göYüşme >apûk Bize 'Nıye ön- ce Kadıköy Beledıyesı 'ne gittı- nız' diye sordular. Oradan da bir sonuç çıkmadı" diyor. PROTOKOL IMZALANDI Kadiköy Belediyesi ile proto- kol imzalandıktan sonra da ya- yalar için hiçbir olumlu gelişme yaşanmamasından yakınan Top- çuoğlu, önce planlama mantığı- mn değişmesı gerektiğini vur- guluyor. tmar planlannı hazır- layan şehir plancılannın insan değıl otomobil gibi düşündük- lerini dile getiren Topçuoğlu, şöyle devam ediyor: "Belediye yönericilerine ya- valaıia ilgili hiçbir şey yapma- dıklaruıı söyleyince henıen ya- yalaştırma projelerinL alt-üst gecitleri. bisiklet yoUannıgöste- riyoriar. .Ancakyaya hakkıbu de- ğâdir. Yayalann da araçlarla birlikte hareket edebihnesidir. Öncelik daima yayanın ohnab- dır. Neden yolda yürüyebilmek içinyerin attma gjreyim ya da ür- manayım kL Yaya dümdüz yii- rümeÜ, araçlar aşağj inmdi ya da yukan çıkmah." PAZAR ORHAN BURSALI Önce Ne? İnsan Ne? llhan Selçuk, "çağımıztn sanatı"nın reklam ol- duğu ironisıni yaptıktan sonra (12 Ekım Salı yazı- sı), TV'lerde gösterılen "aşağı düşen adamı değil de otomobilini kurtarmak için koşan kadın" rek- lamını anımsatıyor ve tüketim dünyasında geçer- li sıralamayı yapıyor: Mal, Marka, İnsan... • • • Kapitalizmin temel dayanağı, insandaki "dur- madan daha iyi mal mülk edinme" isteği. Bütün biyolojik ve yaşamsal gereksinımlerini karşılayın, insan, hep daha iyisini, daha ötesini isteyecektir. Bu sistemde gelirin, olanaklann her zaman kı- sıtlı olması, yeteneklenn ve gereksinimlenn toplum- larda müthiş farklılaşması nedeniyle niteliklı ve de- ğerli mal mülk hep birınci planda seyredecek gi- bi. Bilimin burada tartıştığı çok temel bir problem var: Acaba mal edinme, değerli eşyaya sahip olma, ve giderek bunlann koleksiyonunu yapma mera- kı ve ısteğı, insanın biyolojik yapısının bir par- çası mı? Yoksa bu, toplumsal düzenin, içine dogduğumuz çevresel-yapısal koşullann belıriedıği bır bılincin so- nucu mu? Son yapılan bir araştırmada. bir Ingiliz bilimci, ilk çağlarda bile insanlann süslere, değerli eşya- lara olan düşkünlüğünün izlerinden giderek, bu özelliğın genlerimizde doğuştan var olabileceğini ileri sürüyor. Şüphesiz, insanın toplumsal yaşamını geriye doğru kurgulayan antropoloji ve tarihsel iktisadın, geçmişin gerçekçi bir fotoğrafını çekebilmesinin önünde büyük engeller var. Her zaman görüntü- de yanlış bir şeylerin olması, bu bilimin adeta bir kaderidirde... Ancak, eğer bu çıkarsama doğruysa, yani insa- nın değerli mal merakı ve koleksiyonculuğu doğa- sının bir parçasıysa, çok daha başka temel ve il- ginç tartışmalar bizi bekliyor demektir... Hem, yeni toplumsal ütopyalann inşasında.. Hem değerli mal merakının neden biyolojik var- lığın bir parçası olduğu sorusuna aranacak yanıt- larda... Mesela, acaba, bu istek ve merak, bir türlü ka- bullenemediği ölümlülüğün reddinin, sürekli haya- tı arayışının bir yolu ve sonucu mu bu? • • • Sonsuz hayatı aramanın tabii ki türlü yollan var... örneğin Fransız filozof Derrida. kendısıyle yapı- lan son söyieşide "ölümü kabullenmeyi öğrene- medim" diyor. ölümü kabullenememe, Derrida gibileri için, in- san dili ve düşüncesinın sonsuz aynntılannda ge- zinerek ve oralarda hayatı arayarak da gerçekle- şiyor. Bazılan için de hepsi birden: Hem değerli eşyay- la (her türlü sanat eseri dahilî), hem düşünsel de- rin yolculuklarla birlikte.. • • • Karl Marx'ın "Komünizm Ûtopyası", insanlann ihtiyaçlan olan bütün mal ve hizmetlere ıstedikle- ri gibi ve kolayca sahip olabilecekleri bir bolluklar ülkesi/dünyası üzerine kuruluydu. Biyolojik, yaşamsal ve ortaya çıkacak bütün di- ğer doğal ve normal gereksinimlenn kolayca kar- şılanabileceği birtoplum rüyasıydı bu. İnsanlann ürettiklerineyabancılaşmadıklan; üret- tiklerinin kölesi olmadıklan... ve diğer yetenekleri- ni (sanatsal düşünsel vb.) öncelikle geliştırebildık- leri, insanın doğayla, evrenle daha çok yüzleştiği birtoplum.. Bu, uygarfığımızda yaşanmış bır olgu değil, bir kurguydu... Olup olamayacağı bilinmeyen, test edılmemiş... Olmayan, yeni bir insanın ve toplumun ütopya- sı... Acaba yaratılabilir bir ütopya mıdır, yoksa insa- nın değerli mal edinme merakı karşısında gerçek- leşmeyecek bir ütopya mı, bilinmez. Ama şunu bilıyoruz: Bilimde sonsuz yaşamı ara- ma çalışmalannın sonuçlannın, ınsanoğlunun önü- ne başka hangi ütopyalann kapısını açacağını kim- senin bilmediği bir geleceğe koşuyoruz... Marx'ın ûtopyası şüphesiz gelişecek, yenne ye- nileri doğacaktır... Ama Derrida'nın dediği gibi, Marx'ın asla bitmeyecek yönü ise toplumu alabil- diğine sorgulama ve daha iyi ve yenıyi arama mi- rasıdır. ••• Tüketim toplumunun esiriyiz... Mal, Marka, İnsan... İnsan en sonda.... Fakat insan her zaman sanki en sonda değil mi bu dünyada? önce ne? Tüketim toplumunu bir kenara bırakalım, diğer "Hayat"takı sıralamada insanın yeri nerede? İnsanın önünde her zaman öncelıkler var. Mesela önce vatan.. önce devlet.. önce kurum.. önce işyeri.. öncefikir.. önce ideoloji.. önce toplum.' ••• İnsan nerede? Her zaman en altta, her zaman kurban, değil mi? Her zaman, kendisi değil, yarattığı önemli olma- dımı? İnsan, yarattığı koskoca uygarlığın altındayatan, taa kendisi... obursali(a cumhuriyet.com.tr Kürtçe öykü yarışması' • DtYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakır Sur Belediyesi 'nın geleneksel olarak düzenlediği "Çocuk Öyküleri Yanşması" ıçm baş\-urular bu yıl hem Türkçe hem de Kürtçe olarak kabul edilecek. Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, düzenlediği basın toplantısında, yanşmanm çocuk edebiyarmda eksüdığı hıssedılen öykü kitaplannın yaratımına katkıda bulunmak amacıyla dazenlendiğıni söyledi. BaşMirulann 15 Şubar'ta sona ereceğı yanşmada dereceye gırenler, "çocuk şenliğinde" açıklanacak. <
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle