25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Futbol Cumhuriye* S P O R M H B ğer Inter'de • • oynamazsam bile futbol • • V hayatıma kesinlikle yurtdışında devam etmek istiyorum. Açıkçası Türkiye'ye dönmek istemiyorum. H ocamızın herhangi bir tavnnı görmedim. Basına yanlış yansıdı. Kesinlikle bize yakiaştmında en ufak bir ırkçı, olumsuz ve tutucu bir tavır yok. S ürekli antrenmanımı yapıyor ve en iyi şekilde çalışıyorum. "Kendi takımında oynamıyor,burada oynuyor" diye konuşuldu. Oynamadığım yer de Inter yani... eüyük takımlarda belli bir ekip değişmez tecrübeli insanlardan oluşur. Araya 20 yeni kişiyi sokup "Hadi siz kaynaşın" demekle olmuyor. raan JOkan Buruk, futbol yaşamını yurtdışında sürdüreceğini söyledi vrupa'yadevamTürkiyeasla Formayı haketmek gerek Sürekli "gençleştirme, gençleştirme" deniyor... Büyük takımlar tecrübeli insanlardan oluşur. Araya 20 yeni kişiyi sokup "Hadi siz kaynaşın" demekle olmuyor. Bazı insanlann yol göstermesi gerek. Ulusal Takım'la Dünya üçüncüsü olduk. Hemen arkasından yine "yenileşme, yenileşme"... Sen yeni Dünya Üçüncüsü olmuş bir takımın nesini gençleştiriyorsun? Ben bunu anlayamıyorum. Bir Fransa'ya bakın. Dünya ve Avrupa Kupası'nı aldılar. Geçen yıl kaçırdılar ama bu yıl Avrupa Şampiyonluğu'nu alrnaya çalışıyorlar. Takıma bakın, aynı ekip. Sürekli oynayan 15 oyuncusu var. Büyük bir kadroyu yakalamışsan üzerinde durmak gerek. Bana göre "gençleştirme" çok yanlış bir deyim. "Hak etmek" çok önemli. Bir insan hak ediyorsa 16 yaşında da oynamalı. 14 OCAK 2004 SABtHA KURTULMUŞ / nter, hayallerin- de bileyer allma- mış bir takım Okan Buruk için. Söy- lentilerin aksine, kendisi- ne açılan yurtdışı kapısı- nı kapatmaya hiç niyeti yok. Farkında olmasa bile çoktan Italya'ya ve insanlarına aiışmış... Çok uzun süre kalma- dıkçaTürkiye'yi aramı- yor. Galatasaray'ın son dönemde- ki başarısızlığı büyük bir sürpriz ol- muş. Ali Sami Yen atmosferinden uzaklaşılmasının da ana nedenler- den biri olduğuna inanıyor. Türkiye stresli - Italya'da oynamak- tan hoşnut musunuz? - Ben Italya'da ol- maktan genel olarak hoş- nutum. Çünkü oradaki ortam buraya göre çok farklı, çok daha güzel. Benim için Türkiye'yi yurtdışında temsil et- mek, Inter'de oyna- mak çok önemli. Bun- ları yaşıyorum ve sür- mesini istiyorum. Eğer Inter'de oynamazsam bi- le futbol hayatıma kesin- likle yurtdışında devam etmek istiyorum. Açıkçası Türkiye'ye dönmek istemi- yorum. Dolayısıyla dediko- dular asılsız. Itatya'dan son- ra Türkiye bana çok daha stresli ve zor geliyor. Zaten sözleşmemin bitmesine de 1.5 yıl var. İtalyanlar sıcak - Italyan kültürü futbol dışında ne kazan- dırdı? - Yeni bir ülkeyle tanı- şıyorsunuz ve burada yaşayarak öğ- reniyorsunuz. Bu durum yurtdışında oynayan tüm futbolcular için geçer- li. Ister istemez bir şeyler alıyorsunuz. Emre'yle birarada olmamız aslında diğerleriyle kaynaşmamızı biraz en- gelliyor. Devamlı Türkçe konuşuyo- ruz ve çok fazla Türk arkadaşımız var. Italyan insanı bize de yakın oldu- ğu için çok fazla zorluk çekmiyoruz. Belki Ingiltere ya da başka bir ülke- ye gitseydik çok daha fazla zorlanır- - Türkiye'de yaşanan son te- rörolayianndan sonra halyanlar'ın bakışı nasıl? Antrenörünüz basın- da ırkçı tavırlarıyla tanınıyor, bu size yansıdı mı? - Bize yansıyan bir şey yok. Te- rör olayları sonuçta her ülkede yaşa- nıyor. ABD bile yaşadı bunu. Kısa bir süre önce Irak'ta yaklaşık 17 Italyan askeri ölmüştü. Bu da onlar için bir ilk. Bizim için çok üzüldüklerini söy- lediler. Hocamızın da herhangi bir tavnnı görmedim. Sanırım basına yanlış yansıdı. Kesinlikle bize yak- laşımında en ufak bir ırkçı, olum- suz ve titici bir tavır gönmedik. Dünya takımındayım - Italya'da neden is- tediğiniz noktada de- ğilsiniz? Ara ara oy- namak Inter ve Ulu- sal Takım maçla- rında sizi nasıl etkiliyor? - Benim Inter'egider- ken hede- fım tabii ki devamlı disyon açısından sorunum yok. De- vamlı antrenmanımı yapıyor veen iyi şekilde çalışıyorum. Özellikleson bir kaç maçta konuşuldu "kendi takı- mında oynamıyor, burada oynuyor" diye. Oynamadığım yer Inter yani... Sanki ben ikinci ya da üçüncü ligde oynayamıyomnuşum da burada Ulu- sal Takım'da yer buluyorum. - Sizce Türkiye'de en iyi tek- nik direktör kim? - Şenol Güneş, Lucescu ve Terim ile çalıştım. A Takım'a ilk çık- tığımda Mustafa Denizli'nin öğrenci- siydim. Hepsi de çok iyi, Türkiye'nin üstüne çıkmaya çalışan teknik pat- ronlar. Bu dönemde genç hocaların hepsi de çok güzel işleryapıyor. Genç- lerbirliği ile Ersun Yanal'ın aldığı ba- şarılar çok önemli bence. Çalıştırıcı- larımız Avrupa'yı yakaladı. Bizim ta- kımın çalışmalarda fizyoterapisti ve psikiyatristi var, onların kontrolünde çalışıyorsun. Bunun yanında herke- sin bilgisayar programı var, yani sis- tem çok ilerledı. "Hadi sahaya çıkın, koşun" denmiyor. Çeşıtli testler ya- pılıyor. Şimdi bunların hepsi Türki- ye'de de uygulanıyor. - Antrenörler, futbolcuların performansını doğrudan etkileye- biliyor mu? Yani Sergen, Lucescu yerine başka teknik patronun oyun- cusu olsa kariyeri sönmüş olabi- lirmiydi? - Bu karşılıklı bakışaçısı. Ser- -"" gen'in Luces- dık. Italyan insanı Akdeniz insanı so- nuçta, oldukça sıcaklar. Yabancılık çekmedik ve beklediğimiz gibi bir or- tam bulduk. - Emre ile aranıza kara kedi girdiği oluyor mu? - Ben onun ağabeyiyim. A Ta- kımı'na çıktığında 16 yaşındaydı ve o zamandan beri birtikteyiz. Dolayı- sıyla Emre'nin çok fazla sorun yaşa- ma şansı yok. O da zaten bu duru- ma alıştı. Bir şey olduğunda "Okan Ağabey sen bilirsin" diyor. oynamaktı. Çünkü Ga- latasaray'da devamlı oynuyordum. Ama orası bambaşka bir dünya. Sonuçta ister sanatçı, ister şarkıcı olsun herkesin en büyük hayaîi yurt- dışına açılmaktır. Italya dünya futbo- lunda bir merkez. Herfutbolcunun rü- yasıdır Inter'de veya Juventus'ta oy- namak. Şu anda Inter'in antrenma- naçıkan kadrosu 33 kişi. Tabii bu be- nim için zor bir durum. Başka bir ta- kıma gitsem oynama şansım daha yüksekolurdu. Inter'de oynamamak beni üzüyor ama sonuçta bir dünya takımındayım. Ulusal Takım maçla- nna giderken sürekli oynamadığım için biraz zorluk çekiyorum. Ama kon- cu'yla çok rahat ettiğini düşünüyorum. Lucescu, yapı olarak çok yumuşak biri ve insanlara daha fazla anlayış gösterebiliyor. Sergen'e de güveniyor. Sergen'in de kafa ra- hatlığı sahaya yansıyor ve başarı alı- nıyor. İnsan psikolojisini iyi bilen bir antrenör, futbolcusunun neye ihtiya- cı olduğunu ve ona nasıl hükmede- bileceğini bilir. - Senin için önemli olan gol- lerin var mı? - 54 yıllık aradan sonra Dünya Kupası'na katılmak için yaptığımız Avusturya baraj maçında attığım gol ve yine 2000 Avrupa Şampiyonlu- ğu'nda Italya'ya karşı attığım ilk gol benim için önemli goller. Inter fomnasıyla Bologna'ya attığım golün yeri de ayn. G.Saray'ın her maçı deplasmanda - Galatasaray'ın son dönemdeki düşüşü hakkın- da ne düşünüyorsun? - Hiç kimse bu kadannı beklemiyordu. Geçen yıl Şam- piyonlar ügi'nde başansız ol- du ama Türkiye Ligi'nde son haftalara kadar liderliğini ko- rudu. Bu sezon liderden 14 puan geride. Bu benim için sürpriz oldu. Bazen öyle bir nokta oluyor ki önemli bir ma- çı kazanınca, o moral sonraki üç - dört maçı etkiliyor ve ka- zanmanızı sağlıyor. Aynı şekil- de kötü bir sonuç şampiyon- luktan uzaklaşmanıza neden olabiliyor. Bu Galatasaray'ın basına dageldi. Biryenilgi fut- bolculann üzerindeki stresi art- tırdı ve sonraki maçlan etkile- di. Galatasaray'dan çok bü- yük bir beklenti var. Gelecek yıl yeni bir yapılanma ve idare sistemiyle tekrar başanlı olu- nabilir. Bana göre başka bir önemli neden de Ali Sami K iç kimse G.Saray'da bu kadar düşüşün olacağını beklemiyordu. Geçen yıl Şampiyonlar Ligi'nde başarısız oldu ama Türkiye Ligi'nde son haftalara kadar liderliğini korudu. Bu sezon liderden 14 puan geride. Bu benim için sürpriz oldu. Şu ya da bu nedenle böyle oldu diyemeyiz. Tabii ki sorgulamak lazım. Ama bir gerçek var ki her iyi takımın inişi ve çıkışı olur. Yen'in o büyülü atmosferin- dençıkıp, şehir dışındaki CHim- piyat Stadı'ndaseyirckjen uzak oynamak. Bu devamlı deplas- manda oynamak gibi bir şey. - UEFA Şampiyonlu- ğu'ndan sonra G.Saray'dan ayrıldınız. - Ayrılmadım, ayrılmak zorunda kaldım. Bir futbolcuyu elinde tutmak için bazı şartları yerine getirmen gerekir. Kimse ailesinden ve ülkesinden aynlmak istemez. Yurtdışından getirilen bırfutbol- cuya sizin aldığınızın üç katı ödemeyapılıyorsa ve sizin için "bu nasıl olsa gitmez" diye düşünülüyorsa onu yitirme ris- kini de üstlenmiş olursunuz. Bu yönetimin sorunu. Galata- saray'ın o kadrosunun dağıl- ması bana göre çok büyük bir hataydı. Bizim gerektiğinde 8 -10 ay para almadan oynadı- ğımız dönemler oldu. Burada futbolcuyu suçlamamak gere- kir. Sonuçta biz profesyone- Itz ve bu tşi belli bir süre ya- pabiliyoruz. - Sizce UlusalTakım 2004'e kalamayarak prestij mi kaybetti? Bu geçici bir kriz mi, yok- sa balonumuz mu pat- ladı? - Ben şanssızlık olarak görüyorum. Bi- zim aslında Ingiltere'yi burada yenip gitmemiz gerekiyordu. Ülke olarak böyla maçlara hazır olma- dığımızı bir kere daha göster- dik. Aşın bir şartlanma oldu- ğunda genelde başansız olu- yoruz. Biraz daha rahat hazır- lanmamız gerekiyor. Türkiye gerçekten çok değişik bir ül- ke. Bazen çok fazla çatlak ses olabiliyor ve bu futbolu olum- suz etkiliyor. Futbolcular ıster istemez bir stres altına giriyor. Bunu yok etmek gerekiyor. Fenerbahçe Neden Real Olamadı? B E D R İ BAYKAM Geçen hafta Fe- nerbahçe'de neden "Hiçbir başannın ce- zasız kalamayacağını" somut örneklerle gün- deme taşımıştım. Bu- gün ise, Sarı-Lacivert- li kulübün bu akıl almaz olgu ile de bağlantılı olarak neden bir "Real Madn'd" ola- madığını deşeceğiz. Real Madrid, dünyanın yıldızlar topluluğu... Roberto Carlos, Fıgo, Zidane, Beckham, Ronaldo, Guti ve Raul gibi oyuncular, nasıl oluyor- lar da aynı takımda, rahatlıkla, ego, takım stratejisi veya lıderlik sorunu ya- şamadan oynayabiliyorlar? Soruyu şöyle sorabiliriz: Neden F.Bahçe, kendi varoluş biçimiyle aynı şekilde bir "Yıidızlar Topluluğu" o\- mak istemesine karşın başaramıyor? Fenerbahçe yöneticileri transfer yapmayı çok ama çok seviyoriar. Ne yazık ki Sarı-Lacivertlılerın aldıklan futbolcuların dörtte üçü, Fenerbah- çe'de oynayamayacağı belli "vasat"fut- bolcular. Bescasnih, Atper, Mahmut Hanefı, Ismail Güldüren, Petkov, Thomas gibi isimlerin, bu takımda fazla uzun oynayamayacağı ortada. Oysa futbol sureklilik ıster. Iskeleti ol- mayan bir takım, ölü bir takımdır. İşte size rüya takım Fenerbahçe, yıldızlan sevdıği ka- dar yıldızlardan korkar. Camia önem- li yıldızlan bir arada tutup oynatmak için çaba harcamaz, başanlı da olamaz. Ba- kın size bilindik ama yine de değişik bir Fenerbahçe kadrosu önenyorunr. Rüştü (Oğuz) - Alpay - Fatih - Johnson, Ali Güneş (Tayfun) - Yu- suf - (Ogün) - Okocha (Rapaiç) - Sergen (Lazetiç) - Van Hoijdonk (Baliç) - Tuncay (Serhat). Bu ekip bir "rüya takımı" olarak pekâla Fenerbahçe'yi Türkiye'de ye- nilmez armada yapıp, Avrupa'yı da birbirine katabilirdi. Büyük bir takım mükemmel bir kaleci dışında iki - üç faktörden olu- şur. Bunlann en önemlisi, takımı surük- leyen büyük yıldızlar, bir diğeri de se- yircıyle en az onlar kadar butünleş- miş, ama "körüklü" bırer ciğere sahip yorulmaz dinamolar, "hamallar". Ya- ni Johnsonlar, Lazetiç'ler, Alpay'lar... Fenerbahçe'deyöneticilerin ço- ğu futboldan anlamadığı için, "özür- lü" hoca, unutulmaztarihi fiyasko Zde- nek Zeman "Ya ben ya Sergen" di- ye diretince, "İyi iyi oyle olsun. Atıve- rin şunu, zaten Beşiktaşlı, zaten ku- marbaz" gibi bahanelerı öne sürüp Sergen'i takımdan uzaklaştırmışlardır. Belki Avrupa'da Platini, Gascoigne, Fıgo ve Zidane dışında o sevıyede sey- retmeye doyamadığım başka oyun- cu görmedim. "Sen ucuz mal alacak kadar zengin değilim" diyen Ingiliz atasc- zünü Fenerbahçe'nin hiç bilmediğini görürüz hep. Mustafa Doğan 6 yıl bu takımda yer almış ama üç met- reyi aşan bir tek pas atmamıştır! Bugün ise Selçuk'un orta sahada kap- tırdığı her top Fenerbahçe'yi gol teh- likesi ile karşı karşıya bırakmaktadır. Çünkü Fenerbahçe orta sahasını tes- lim edeceğiniz kışinın kumaşında baş- ka dokular olmalıdır, Hagi gibi, Sergen gibi, Revivo gibi... Fenerbahçe yıldız ister Halbuki Fener seyircisi vasat isimlerle tatmin olamaz. Onlar, ister istemez kalıcı ıdol ister. Bu ıskeleti ko- ruyup, her yıl onu birkaç genç yıldız- la takviye eden takım başanya koşa- bilir. Bakmayın bu sezona, son 15-16 yılı düşünün. Galatasaray'ın büyük ba- şanlannın arkasında bu vardır. Fatih Te- rim'in yıllarca G.Saray'da uyguladığı da budur. Lucescu'nun Beşiktaş'ta sağ- lamaya çalıştığı da aynı şeydir. "Yıldız" alma olayını bile, San-La- civertliler kulübü yap - boz tahtasına çevirmek için bir araç haline dönüş- türmüştür. "Uyumsuz ve ruhsuz buz- dolabı Ariel Ortega" alınırken Rapa- iç ve Revivo gibi son şampiyonluğun iki büyük mimarı gözden çıkanlmıştır. Bunlann birincisi, bu yıl ya da önümüzdeki yıl, Van Hoijdonk da bir formsuzluk geçirip üç - dört maç kö- tü oynayabilir. Tecrübe ile biliyorum ki, şimdiden onun sivrilmesine için için tepki duyan insanlar, o gün hemen düğmeye basacak kadar canavarla- şabılirler. Onlarda anlayış veya vefa yoktur. Ikincisi, bugün Van Hoijdonk bu takımda, Revivo ile Rapaiç ile Sergen ile Okocha ile beraber oynayabilir, bu orta saha yıldızlan ile beslenebilirdi. Iddia ediyorum otakımdaVan Hoijdonk tüm Avrupa liglerinin gol kraiı olurdu. İşte ancak o zaman Fenerbah- çe, yalnız "Türkiye'nin Real Madrid'i" değil, "Avrupa'nın Fenerbahçesi" ol- maya hak kazanırdı. Bu satırlan kale- me almak beni bile heyecanlandırıyor. Ne yazık ki Fenerbahçe'deki yönetici modeli ise ancak Denizli, Sergen, Re- vivo veyaYusuf'un ipini çekerken he- yecanlanıyor. SAYI9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle