21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 OCAK 2004 ÇARŞAMBA 14 KULTUR kuRur@ cumhuriyet.com.tr Librettosıı Heinrich Heine'nin bir baladından yola çıkılarak yazılan 'Giselle' bir bale başyapıtı Aşk şiiridansa dönüşünce...HAY4Tİ ASILYAZICI Istanbul Devlet Opera ve Balesi (ÎDOB), e n görke=mli romantik ba- lenin ilk toüyük kiasiği diye nitele- nen tt Gisefe''i serg"dlryor. A. Adam'ın (1803-18f>31 müziğini yazdığı yapı- tın librettosunu ise dünyaca tanınmış Alman ozan Heinrich Heine'nin (1797-1856) bir baladından yolaçı- karak: Je-an Coralli (1779-1854). Theophile Gautk»- (1811-1872) ve Vernoyde SanitG«eorges yazmışlar- dıı. Koreografısini Italyan asıllı Fran- sız dansçı Jean Coralli yapmıştır. Aslında Jean Coralli ile Jules Per- rot'nun birlikte koreografilediğı bi- linmektedir. Ancak, Perrot (1810- 1892) "GiseDe"ın daha çok lınk bö- lümlerini düzenlemiştir. Heine'nin "Şarkılar Kitabı" çağında el kıtabı olmuştur. İlk giysilerinı Paul Lor- mier, ilk çevTe tasanmlannı Pierre Ckeri hazırlamışc dünya prömıyeri 28 Haziran 1841'de Pans Theatre de L'Academie Royale de Musique'te yapılmıştır. Helne'nin duyarlı şilrlerl... Heine'nin, gezerek, görerek. Ka- ra Orman'da dolauşarak yazdığı ola- ğanüstü duyarlı şîirleri üstüne üçlü- nün libretto çalışrnası, giderek Ver- noy de Saint-Georges'un oyun yaza- n olarak konuya kattığı dramatik sağlamlık, Gisellei, müziği ve ko- reografisiyle klasik bale edebiyatı- tvuı başyapıtı dureımuna getırmıştir. Kaldı ki. o dönem aydınlannın ara- lanndaki dayaruşrnalan da aynca be- lirtilmeye değer güzellıktedir. He- ine, Paris'e gıttiğ:inde 'yeni roman- tik' topluluk. Hugo, Saiıd, De Mus- set, Gautier, Saint-Beuve, Chopin, Bertioz, Deeacrobt çok sıcak ilgıyle Lstanbul Devlet Opera ve Balesi'nin oynadığı 'Giselle'i Georgi Pribılov koreografisini yapıp sahneye koydu. Başrolleri paylaşan genç dansçılar, özellikle de Ayfer Zeren 'Giselle'i evrensel çizgiye taşıyorlar. Zeren'e eşlik eden iki başrolde dans eden Arkın Zirek ve Berk Sanbay da çok başanlı. Kor de Bale'nin katkısı da görselliği artınyor. karşıladı. De I'Allemagne (1835), Die Romantische Schule (1836) bu devrenin yapıtlandır. Nietzsche, He- ine ile kendisinin Almanya'nın çıkar- dığı en büyük edebiyatçılar olduk- lannı söylemişti. "Lirikanlanmus- tası olup, trajik ve güzeDik duygusu çokgüçlüdür." Heine, en önemli ya- pıtlanndan biri olan "Lirik İnter- mezzo'da (1823), bir aşk psikoloğu olduğunu gösterir. ilk Giselle, Carlotta Grisi (1819- 1890) oldu. Theph ile Gaurier ile bü- yük aşk yaşıyorlardı. Jules Perrot da ünlü bir dansçı ve koreograftı. 'Uçan dansçı' adıyla ünlüydü. Gnsı için "Pas-de Quatre"yi koreografiledi. Milano-Scala'da "Fausfun koreog- rafısini yaptı. "Gisefle''de Grisi ile bir- likte Petipa, Coralli, Mazılier de dans etmiştir. Dünyanın sayılı koreograf- lan "Giselle"in özünü bozmadan sahneye koydular. A. Adam'ın mü- ziği de ölümsüz oldu. İDOB'da Clselle' "GiseDe" Balesi'ni Georgi Pribı- lovkoreografiledi ve sahneye koydu; bir ay gibi kısa sürede, üç orkestra provasıyla müzik gerçekleştirildi. Profesyonelce yapılan çalışmalar, ÎDOB'yi "Gisefle''de beklenenın öte- süıde başanya taşıdı. Pribılov, Peti- pa'nın "Köy pas de deux"sünü kul- landı. Genelde Rusya'daki koreog- raflar "GiseDe"i çok kolay çözümlü- yorlar. Pribılov, dansçılann daha bir ruh katmalannı sağlamış; genç ÎDOB dansçılan, bilinçli biçimde profesyo- nel düzeye; özellikle Ayfer Zeren, tt Gisele''i evrensel çizgiye taşıyor. Ay- fer Zeren'e eşlik eden iki başrolde gö- rev alanlar Arkın Zirek, Berk San- bay'ın dönüşümlü dansçıhklan üç- lüyü başanh kılıyor. Zeren'in dans geçmişini bugüne taşımasındaki ça- balan aynca üzerinde durulmaya de- ğer. Sürekli yükselişini gözlemliyo- rum. Zirek'in dansniteliğininde ge- lişim çizgisinde olması sevindirici. Sanbay'ın üstlendiği rollerdeki ba- şansı geleceği açısından önemli. Çiğ- dem Tezcür, Tatyana Egeti, Çiğdem Erkaya, Canan Şadalak, Alkış Pe- ker, Murat Akaoglu, solist olarak ÎDOB'ya yıllannı verdikleri şimdi- ki başanlannda da görülüyor. Kor de Bale'nin bu başanyı tamamlama- sı görselliği artınyor. Bagirov'un şef- liği ve orkestra, Tatyana Smaeva, Yüksel Ersin, Behçet Malikkr, Figen Koyunoğlu, Ahmet Defhe'nın yapı- ma sağladıklan katkılar da önemli... P Sanat dergisiyeni sayısında değişik sanat dallarıyla dans arasındaki ilişkiyi irdeliyor Bedenden bedene değişen sanat 30 OCAKHA SİNEMALARDA Trier 'nin engelleri Kültûr Servisi-LarsvonTrier'nin uçak kor- kusu yüzünden ülkesinden çıkmakta zorlan- dıgı, Kopenhag'da bir kasaba-krallığı kurdu- ğu, 2024'te bitmesi planlanan. her yıl üç da- kikasını çektiği bir film projesı olduğu. hak- kındabilinenlerin sadece birkaçı.Kimilerine göre son 20 yılda sinema adına ortaya çıkan en büyük dehadır, kimilerine göre ortaya at- tığı Dogma manifestosuna bağh kalmayan bü- yük bir kaypak.Engellerle mücadeleden yıl- mamasıyla ünlüdür Trier ve sinemada yarat- tığı özel evreniyle, sinema dılinin sınırlannı zorlamaktan, ızleyiciyi ince mesajlanyla iğ- nelemekten, huzursuz etmekten çekinmez. YönetmenJorgenLeth, 'şeytani' olarak ta- nımladığı Trier'yi memnun etmek üzere Kü- ba'dan Hindistan'a uzanan, sanat yaşamının en zorlu dene>imıni yaşayarak 30 Ocak'ta gös- terime girecek Lars Von Trier'den 5 Engel filmıni çekmış. Siyah-beyaz ve renkli bö- lümlerin iç içe geçtiği, izleyeni şok eden 'Av- nıpa'yı; tamamı titrek kamerayla kotanlan 'Dalgalan Aşmak'ı; Cannes'da büyük ödülü aldığı 'Karanhkta Dans'ı, akademik çevre- lerce çarmıha gerilmesine neden olan 'Ge- ri Zekâhlar'ı yapan Trier bu kez çıtayı daha da yükseltiyor. Ve bugüne kadar kendi uğ- raştığı engellerin hepsini, favori yönetmeni Jorgen Leth'inönüne sunuyor. 'Lars von Tri- er'den 5 EngeT, danışıklı kurban bir yönet- menm gözünden en merak edılen, fılmleri dün- yayı ayağa kaldıran, eleştirmenleri ikiye bö- len bir ustanın sineması hakkındaki pek çok soruya açıklık getiriyor. Kültür Servisi - P Sanat Dergi- si, 'Dans ve Sanat' başlıklı yeni sayısıyla dansın sanatla ilişkisini sorguluyor. Kaliforniya Üniversitesi'nde dans tarihçisi ve kuramcı olarak gö- rev yapan Colleen Dunagan'ın 'Sa- nattaDans' yazısı. aynca balet ve koreograf Tan Sağtürk ün 'Içim- dekiSes', mimar, çevırmen ve fo- toğrafçı Samih Rifat ın 'Be>1er- be\H Köyiünün İçindeki Bakkhos'. Asya müziği ve tiyatrosu uzmanı Mauricio Martinez'in 'Japon Saray Dansı Buga- ku' başlıklı yazılan bu sa- yıya farklı bır renk katıyor. Sekizinci yılını kutla- ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ yan dergide sanat tarihçisi FiHz Çakır Phiüp, 'Dans ve Oryantalist Ressamlar' yazısında 19. yüzyılda yaşanan sanayileşme sürecinin A\-rupa'da kültürel bir yozlaşmaya sahne olu- şunu ve sanata yansıyışını ele alı- yor. Jesska Ix>cheed. 'Degas'daDans ve Zaman" yazısında "Balenin özü- nü ortaj a koyanjest, zarafet, renk vehareketgibisözcükler, Degas'jı uzun sanat } r aşamı boyunca büyü- lemiş niteliklerdir aynı zamanda. Dans resimleri, Degas'nın tüm sa- ç LJ ekızinci yılını kutlayan dergide Colleen Dunagan, Tan Sağtürk, Samih Rifat. Mauricio Martinez, Filiz Çakır Philip ve Jessica Locheed'in yazılan dikkat çekiyor. naüna baskm çıknnşür" dıyor. 20. yüzyılın en büyük ressam- larından biri olan Henri Matis- se'in (1869 - 1954) yapıtlannda dansın önemini vurgulayan '\la- tisse ve Dans' başlıklı yazı Kathe- rine Lahti tarafından yazılmış. Debra H. Sowell ve Madison U. SoweD"in yazdıklan '18. Yüzyıhn Dans tkonlan' yazılannda ise dans betimlerinin oluşturduklan anlam- lan ele alınıyor. Ariantinli öykücü, denemecı ve ^ ^ _ _ _ _ ^ ^ _ şair Jorge Luis Borges. otuzun- da. tümüyle Ar- jantin üzerine birkitapyazma- ya karar verir. Annesi gerçek- tenyazmayade- ğeceküçşairden -Ascasubi, Al- mafiıerteveLu- gones- birini seçmesini isterse de. Borges seçkin edebiyat çevrelerin- de pek tanınmayan, gizli popüler şair. Evaristo Carrigo'da karar kı- lar. Borges'e bakılırsa, 1912 yılın- da 29 yaşında ölen ve ardında tek bir kitap bırakan Carrigo'nun ya- zarlığı, tangoyla aynı gelişmeyi izlemiştır. Borges, yirmi beş yıl sonra, ki- tabın ikinci basımına birkaç yeni bölüm ekler. Borges'in bu kitap hakkındaki notlannı da derginin bu savısında bulmak mümkün. 1 f • m i Nicholas Bonnart'ın 1693 tarihli 'Çingene' gravürü. The Spooks ile Lifesavalas 16 ve 17 Ocak'ta müzikseverlerle Babylon 'da buluşuyor Devrimd bir hip-hop efsanesi Arrested Development, yeni kuşak temsikileriyle birükte tstanbul'da. Kültür Servisi - Hip-hop müziğüıin üç önemli topluluğu .\rrested Development ve yanında yeni kuşak temsilcileri olan The Spooks ile Lifesavalas, 16 ve 17 Ocak tarihlerinde saat 23.00'te Babylon'da müzikseverlerle buluşacak. Arrested De\elopment ilk albümleri olan "3 Years, 5 Months and 2 Daysın the LifeOf...'u 1992 yılında çıkardığında hip-hop dünyası Ice-T gibi isimler çevresınde dönen gangsta etkinlikleriyle sallanıyordu. Arrested Development dönemin alternatif rap topluluğu olarak, anti-gangsta düşüncelerüı bayraktarlığını üstlendı; 'Mr. Wendel", 'Tennessee' ve 'People Everyday' adlı güzel şarkılarla akılda kalıcı, ruhani derinlik taşıyan bir tını yarattı. Rap müziğinde temiz sesler konusunda bir öncülük üstlendiler. 1996 yılında dağılan topluluk şimdi yeniden bir arada ve FujiFilm Music WeekEnds etkinlikleri kapsamında Babylon'da huzurlannızda. (0 212 292 73 68) DEFNE GÖLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ Teröre Mizahla Bakış Kent Oyuncuları'nca sahnelenen Inishmorelu Yüzbaşı, sahnelerimizde görmeye alışkın olmadı- ğımız türde bir oyun. Terör gibi çok ciddi bir ko- nuya inanılmaz bir kara mizahla yaklaşıyor. ingiliz işgalindeki Kuzey Irtanda'nın kurtuluşu için 1969'da başlayan ve 1998'e dek otuz yıl sü- ren şiddet eylemleri boyunca irili ufaklı pek çok ör- güt sayısız öldürme ve bombalama gerçekleştir- diler. Bağımsızlıkyanlısı Katohkler, hem İngiliz yan- lısı Protestanlarla, hem de bölgeyi işgal altındatu- tan İngiliz ordusuyla çarpıştılar. Inishmorelu Yüzbaşı Ğa bu terör ortamının in- sanlan ne denli acımasızlaştırıp yozlaştırdığı, kü- çük bir köy evinde geçen olaylarla anlatılıyor. Çoksevdiği kedisinin hasta olduğu haberini alan Patrick, işini gücüne, yani işkence ve öldürme ey- lemlerine ara vefBrek köyüne, babaevine döner. Oy- sa bu bir tuzaktır. Kendisini öldürmek isteyenler, önce kedisini öldürerek onun köye dönüşünü bek- lemektedirler. Köye dönüşünde tanıştığı 17 yaşın- da, elindetüfeğiyle 60 metreden ineklerin gözünü vurabilen Mairead, aşkı ve cesaretiyle olaylann gi- dişini değiştirecektir. Üstelik onun da sevdiği bir kedisi vardır. Kediler sevilirken insanlann göz kırpmadan öl- dürüldüğü bir terör ortamının kara komedisidir oyun. Oyunun yazarı Marb'n McDonagh, henüz otuz- lu yaşlarının başında genç bir günümüz yazan. 27 yaşında Londra'da dört oyununun birden sahne- lenmesiyle ünlenmiş parlak bir yetenek. 16 yaşın- da okulunu bırakıp oyun yazmaya başlamış. Ha- yattaki büyük birtrajediyi, saçmalık boyutlanna var- dıracak denli yoğun bir mizahla anlatabilıyor. Oyu- nun yönetmeni Mehmet Ergen de 15 yıl Lond- ra'da yönetmenlik yaptıktan sonra ülkemize dön- dü. Geçen yıl Izmit ŞehirTiyatrosu'nda kendi çe- virip sahnelediği Michael Frayn'ın Oyunun Oyu- nu ile hayranlık uyandıncı bir yetenekle karşı kar- şıyaolduğumuzu göstenmişti. Inishmorelu Yüzba- şı da, yönetmenin çok başanlı bir sahnelemesi. Binlerce insanın öldüğü bir terör ortamına, böy- lesi alaycı biryaklaşımla bakabilmek, o toplumun hoşgörü düzeyi üstüne de ılgınç düşünceler uyan- dınyor. Bizim de yakın yıllarda yaşadığımız terör olaylanna böylesi bir bakışla yaklaşacak bir yaza- rımız çıksa, karşılaşacağı tepkiler sonucu bu ül- kedeyaşayabileceğini sanmam. Bu nedenle/n/s/i- morelu Yüzbaşı, bizim toplumumuz ıçın de çok şey- lersöyleyen, izleyenlerin salondan mutlu aynlacak- lan bir oyun. • • • Aksanat Tiyatrosu'nda sahnelenmekte olan Tankred Dorst'un Fernando Krapp Bana Mek- tup Yazmış adlı oyunu da günlük hayat içindeki bir başka gizli terörü konu alıyor Yazgısının baba- koca-sevgili üçlüsündeki erkeklerce çizilmesinin yarattığı, içinden çıkılmaz ruh karmaşası içindeki genç bir kadının öyküsü. Yaşamına ilişkin hiçbir se- çiminde özgür davranamayan Julia (Tilbe Saran), güç, para, soyluluk, aşk gibi pek çok temel değer- lerin sorgulandığı oyun boyunca hep başkalannın kendisine çizdiği yaşam çizgisi içinde bulur ken- dini. Konusunu 20. yüzyıl başlarında Ispanya'da çok etkili olmuş yazar ve düşünür Miguel de Unamu- no'nun (1864-1936) bir öyküsünden alan oyun, me- kân ve kişileriyle geçmiş dönemlere ait bir konu- yu işliyor gibi görünse de, ele aldığı temalan, her- kesin sorunu yapmayı başanyor. Bütün bunlar olmasa bile, böylesine güzel sah- nelenmiş, böylesine güzel oynanan bir oyun, yal- nızca oyunculannın başansı için de izlenebilir. tflsekci i superonline.com De Niro ve Scorcese'nin araları • Kültür Servisi - İlk kez 1973 yılında birlikte çalıştıklan 'Kötü Sokaklar" (Mean Streets) filmiyle dostluklan başlayan Robert De Niro ile Martin Scorcese'nin, 30 yıldan beri süren dostluklannı ve birlikte çalıştıklan 8 büyük film sırasında paylaştıkJannı kaleme aldıklan kitabm gelecek yıl piyasaya sürüleceği belirtildi. Harmony Books'un yayıncısı Shaye Areheart, De Niro ile Scorcese'nin ortak çalışmasınm 2005 yılında çıkacağını kaydetti. Areheart. kitabın şimdiden tngiltere, Hollanda, Israil ve Almanya'daki yayıncılara satıldığını duyurdu K Ü L T Ü R # Ç t Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle