23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 OCAK 2004 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MUMTAZ SOYSAL Variyet, Manzara ve Ufıdc ŞU gunlerdekı "vazıyet"\n "manzara-ı umumıye"s\ şoyle Açıklanmayan bır anlaşma sonucu ayiardır bu top- raklar uzerınden uçan yabancı uçaklaria asken per- sonel ve teçhızat taşındığı, şımdı de on bınlerce as- kenn taşınması ıçın ulke semalann ın ve alanlannın kul- lanılmayabaşlandığıbellıolmuştur Iktıdarbunun "yal- nızca ınsanı amaçlar" ıçınçıkanlrnış bır Bırleşmış Mıl- letler karan çerçevesınde yapıldığını açıklamaya ça- lışmakta, bıraz sıkıştınlınca "Askere sorun" dıyerek ışın ıçınden sıynlmaktadır işçıler, dun TUPRAŞ ın satışını protesto ıçın özel- leştırme Idaresı Başkanlığı onune yığılmış durumday- dı öyle bır idare kı, neredeyse seksen kez degıştırdı- ğı mekânlann hıçbınne sığmamış, sonuçta Turkıye Demır-Çelık Işletmelen'nın koskoca bınasına yerleş- mekten başka çare bulamamıştır Çanına ot tıkadığı ışletmelenn buyukluğunu anımsatırcasına ve artık bı- nalara sığmayan "en büyük KİT" gorunumuyie kos- koca bır "yenı holdıng" halıyle Bugun, mahut "Kamu Yonetımı Reform Tasansı" ko- mısyona gelıyor Devletın temelıni dennden sarsacak butun tutarsızlıklan ve saçmalıklanyla "Cumhunyetın ışlevınıyıtırdığıne" ve "Müsluman yapıya kavuşturul- ması gerektığıne" ınanan "Musteşar"n kalemınden çık- ma bır hılkat ganbesı olarak Boyle bır durumda ne yapılır'? Neresınden başlayıp nesını duzeltırsınız1 ? Mustafa Kemal Samsun'a çıktığında "manzara-ı umumıye" son derece berbattı, ama her şey açık se- çık meydandaydı Devletyenılmış, ordulan dağıtılmış, ulkenın her koşesı ışgal edılmeye başlanmıştı ve ıktı- dar sahıplen gaflet, hattâ hıyanet ıçındeydıler Şımdı oyle değıl Bunlann hıçbın yok Devlet ayak- ta, ordu yenılmış değıl, ıktıdar sahıplen hıyanetle suç- lanamaz "Mutareke basını"denen kalemlervarsada, onlar bıle, eskının "matbuat"ından farklı olarak, "ışgal" korkusu ve Malta'ya surulme tehd ıdı altında sayılmaz- lar ısterlerse farklı şeyler yazmakta serbestler Ama bu pek berbat olmayan goaıntuler, aynı za- manda Mustafa Kemal'ı harekete geçıren doğru tanı koyma ve radıkal yonelışten de aJıkoyuyor ınsanlan Ozaman hıç degılse, sıyasal dalgalarla Ankara'ya taşınan ınsanlann nerede şaşınp hatalara suruk- lendıklenne bakmak gerekır Bakıldığı zaman da, asıl şaşırmanın şımdı "reform" bahanesjyte busbutun mah- vetmeye kalkışılan noktada yattığı gorulecektır Sıya- set tutunması gereken ve onu yanılgıdan yanlıştan koruyacak dalı kesmek uzeredır Sağlam ve dona- nımlı bır burokrası Yanm yuzyıllık karşı-devnm en çok oraya yuklendı orayıbozdu lyıyetışmış Cumhunyete yurekten ınan- mış ve kendını kamu hızmetıne adamış ınsanlaryen- ne ıktıdar değışıklıklenyle oradan oraya savrulan, top- lumdakı koşe donmecılığıne kendını kaptıran kamu yo- netıcılen doluştu devlete Kamu yonetımının yapısın- dan çok kamu personelıne el atmak oradakı buyuk hatalan duzeftmek gerekıyor Bu yaptlmadıkça ufuk hep karanlık kalacaktır Türkülerle yaşayan, türküleri yaşatan Ruhi Su'nun 27. albümü Beni Ağlatırsan Yoluna Ağlat Ada Müzik'ten gktı... BENt AĞLATIRSAN YOLUNA AĞLAT Daha önce yayınlanmamış 10 türkü ilk kez bu albümde... Sıdıka Su tatilaboneliği TANITIM TURLARI Somestr Turu 1 YucelenOtelV.P 3 Gece - 4 Gun 23 Ocak - 28 Ocak Gunluk Turlar. 1 Tur Bodrum Kalesı ve Muzesı 2 Tur Koyceğız, Dalyan, Iztuzu Plajı Varım panst\on konaklama, turlar, muze gınşı, ulaşım, rehberlık hızmetlerı dahıl kışıBaşı 240 000 000 TL Somestr Turu 2 Y ucelen Otel V P 3 Gece - 4 Gun 26 Ocak - 31 Ocak Gunluk Turlar 1 Tur Fethı\e, Ka>a Mezarlan Ka\ako>, Oluderuz 2 Tur Mugla Turu ^anm pansı\on konaklama, turlar, ulaşım. rehberbk hızmetlerı dahıl Kışı Başı 240 000 000 TL Bayram Turu >. ücelen Otel V P 5 Gece - 6 Gun 31 Ocak 7 Şubat Cunluk Turlar 1 Tur Fethi} e, Raya Mezarlan, Ka\ ako\ Oludenız 2 Tur Marmans Yat Lımanı, Kale, Muze 3 Tur Bodrum Kalesı v e Muzesı 4 Tur Şırınce Kovu Gezısı \ anm pansı\ on konaklama, turlar, muze gınşı, ulaşım, rehberbk hızmetlen dahıl Kışı Başı 350 000 000 TL YAPI-CS r CumhvtTyet Vakf Kunjhjfudu Adres Tel Faks Gazete tel E Posta Turkocagı Cad Basın Sarayı No 1 Kat 4 (Gazetecıler Cemıyetı ustu) Cagaloglu Istanbul (0212)520 21 91 92 (0212)522 49 26 (0212) 520 50 23 (0212) 512 05 05/550 561 yapıc@yapıc com tr www.yapic.com.tr 2004'te Godo'yu Beklerken... Samuel Beckett'ın dunyaca unlu tıyatro oyunu "Godo'yu Beklerken "de Godo, çaresızlığm tembellığıne sığman ıkı ınsanın kurtuluş umuduna verdıklen ad Aslmda herkesm, her ulkenın bır ıyılık umudu, bır Godo'su var Bızımkının adı, bırçoğumuza gore AB Iyılık umudumı tabıatıyla korumak gerek Ama bu, çaresızce beklemek demek olmamalı Yaman B A Ş K U T Emeklı Buvukelçı ve YTP Dış Pohtıka Sozcusu 2 004 yılına gırerken dış pohtıkada "tünelde çıkışı arayan zenciler" gıbıyız Habıre sağa sola ve bır- bınmızın ayagına basıp duruyoruz Aslında urkek ışık veren el fener- lenmız yok değıl Markalan da pek gor- kemh, IMF, ABD ve AB Kendılen "ka- badayı" tavırlılar ama Turkıye ye"riskfiıü- ke" gozuyle bakıyorlar ve bu aşamada ver- dıklen guvence, kalıcı değıl konjonkturel Ustelık ulkede bu konularda epey deneyım- sızbırAKPıktıdanvar Başlangıçta mahal- le kahvesınde bağıra çağıra tavla oynarmış gıbı dış polıtıkayı yonetmeye çahşırken şım- dı yenı bır adım atmakta tereddut eden bır durgunluk ıçınde Hep sorup duruluyor TVIFacababudaNTanışımızaneder'' "\BD ile ilişkiknmız ne derece sağlam", "AB"\e ne kadar odun versek de muzakereiere baş- la>abilsek"? Yenı y ılda benzer sorulan sık sık soraca- ğa benzenz Işler ıyı gıdıyor derken her an tokezleme tehlıkesıyle karşı karşıyayız Ilk bakışta gulluk gulıstanlık gozuken ekono- mımız ıç \e dış nsklerle dolu Bu bağlam- da zaten ekonomık ıyıleşmeyı hıç duyum- samayan halkın buyuk bır çoğunluğu sırat koprusunde bekleşıp dururken 2004 yılın- da ozellıkle ABD \e AB ıle sıyasal sıkıntı- lar yaşadığımız takdırde ekonomıde denge- lenn kısa surede altust olması olasılığı ga- yet yuksek goruluyor Turkıye-ABD ılışkılennın 2003 yılında bı- ze onemlı dersler verdığı bır gerçek Bınn- cısı "eti silahmda, bir tekmeyle bar kapısı- nı açan kovbo>" gıbı davranmak ısteyen ABD ıle artık stratejık ılışkı kurmamızın soz konusu olmadığını anlamamız Ne tek su- per guç gıbı hareket eden onlar ne de ba- ğımsızlığına duşkun bızler buna hazınz Her olayı kendı koşullanyla değerlendır- mek dunımundayız Yanı onumuzdekı do- nemde her an yenı bır Suleymanıye ya da şaşutıcı duzeyde bır dostlukla karşılaşma- mız mumkun Ücıncı dersımız, ABD'nın bızler ıçın AB'nın seçeneğı (alternatıf) ol- madığı Orneğın, "AB'ninTurkiye'yekatı- hrru müzakereteri için tarih vermemesi du- rumunda ABD eksenine gireriz, ohır bfter" dıyenler yamhyorlar Hem boyle bır eksen ekonomık \ e sıyasal açılardan AB ıle aynı anlamı taşımıyor, hem de ABD boyle bır ış- bırhğıne razı değıl Kendıne bıçtığı gorev, AB nezdınde Turkıye lehınde telkınde bu- lunmaktan oteye gıtmıyor Uçuncu dersımız, ABD ıle olabıldığınce ıyı ılışkıler surdur- memız, en azmdan ılehşım yollannı açık tut- mamız gereğı Boyle bır davranış, ozellıkle 2004 yılın- da çok onemlı Kıbns sorununda şu ya da bu nedenle çozum bulunamazsa uluslarara- sı camıanın butunuyle bıze yuklenmesı, Irak'ta PKK'ye karşı ABD'nın bıze \aat et- tığı mucadelenın zamanında yapılamama- sı ve Irak'ın toprak butunluğunun gıderek ortadan kalkmasına ABD'nın goz yumma- sı hallennde ıster ıstemez kanşacak ortamın yangına donuşmesını onlemek mumkunse, bunun da yolu ABD ıle yapıcı bır dıyalog kurmaktan geçıyor Kaldı kı IMF desteklı reform programına paralel yuruyen ABD ıle fınans bağlanmızı ve tecımsel (tıcan) ılış- kılenmızı korumak v e gelıştırmek de onem- lı Mevcut ıkılı ekonomık sorunlan ıvedı- lıkle aşma yollannı bulabılmelıyız tlışkı- len gelıştırmek, her şeyı sıneye çekmeyı değıl dıkkath ve fırsatçı olmayı gerektın- vor Turkıye-AB ılışkılen, muhakkak kı bu yılın gundemınde ozel bır yer alacak Ma- yısta Kıbns'ın AB'ye tam uye olması, ha- zıranda A\rupa Parlamentosu seçımlen ekımde AB Ilerleme Raporu \e aralıkta Rotterdam Doruğu (Zır\ esı) Turkıye ıçın zın- cırleme sına\ lar anlamını taşıyor Ulkemız- de de futbol takımı tutar gıbı AB'cı ya da AB karşıtı gruplar oluştu Aslında Turkıye gıbı dunyanın en duyarlı (hassas) bolgele- nnden bınnde yer alan bır ulkenın AB uye- lığını ıstemesmden daha doğal ne olabılır kı9 Ancak bunu sağlamak ıçm gosterdığı- mız heyecanı, AB yetkılılennde goremıyo- ruz Galıba sunduğumuz lokma buyuk ge- hyor "2004 donığundan önce şunu bunu v«r- sek mutiaka muzakere takvırnı \erecekler- dir" tezını paylaşmak da epey guç Hadı \erdıler dıyelım, bu hemen AB uyelığı de- mek değıl, ekonomıdekı buyume surduru- lebılır olmazsa Turkıye'dekı AB yatınmla- nnın hemen artması anlamına da gelmıyor Ancak, uyelık muzakerelennı yokuşa sur- meye ısteklı olsalar da Turkıye elınden ge- lenı yapmak durumunda Orneğın bu yol- da aldığımız pek çok karann gerçekten uy- gulanmasına ozen gostermelıyvz Mutiaka çozumlenmesı gereken Kıbns sorunu ıçm ıyı nıyetle hazırlanmakta olan planımızı ka- palı kapılar ardında sadece muhataplanmı- za gostermek yenne, dunya kamuo\una açıkça tanıtmalı \ e bu da reddolursa Rum- lann elındekı kozu ellennden almaya çalış- malıyız Samuel Beckett'ın dunyaca unlu tıyatro oyunu "Godo'yu Beklerken"de Godo ça- resızüğın tembellığıne sıgınan ıkı ınsanın kur- tuluş umuduna \ erdıklen ad Aslında her- kesm, her ulkenın bır ıyılık umudu, bır Go- do'su var Bızımkının adı, bırçoğumuza go- re AB îyılık umudunu tabıatıyla korumak gerek Ama bu, çaresızce beklemek demek ol- mamalı Turkıye, bu aşamada kendısıne so- runlar yaratan stratejık konumunu avanta- ja çevırebılecek bılgı ve tecrube bınkımıne sahıp Hıç kuşkunuz olmasın, Godo şu v e- ya bu şekılde mutiaka gelecek Yeni Tanm Politikalan ve Dünya Bankası... jViahİr G U R B U Z Zıraat Muhendıslen Odası oncekı Başkanı - TEMA Danışmanı -t. lgılenenlenn anımsayacağı lardı Sıyasetlennde ınsanın one- gıbı ekonomık bunalım (knz) . sonrasının çozum arayışlan sırasında, tartışma gundemınm başına oturtulan konulardan bı- nsı de tanmsal desteklemeler olmuştu Kamu fınansman açı- ğına onemlı olçude bu destek- lenn neden olduğu, bu nedenle kaldınlmalannın gerektığı goruş- len, neoüberal sıyasetlenn her konuda uzman sozculennce ek- ranlarda, sutunlarda durmaksı- zın dıle getırılıyordu Yıllardır yınelenen (tekrarlanan) tanmın ekonomıye yuk olduğu, koylu- nun kentlıyı somurduğu turun- den bılgıye dayanmayan. on- yargılı ve haksız yaklaşımlar, ulkenın suruklendığı borç bata- ğına tanm desteklennın yol aç- tığı gerekçesıyle, daha yuksek sesle dıle getınlmeye başlan- mıştı Tanm gerekenden fazla uret- tığmden uretımı kısmak gere- kır Her şeyı uretmek gerekmez Ihtıyacımız olursa ıthalat yapa- nz Fazla urenmdestekler yuzun- den oluştu O nedenle, hem uretım soru- nu yaratan hem de Hazıne'ye yuk olan bu desteklen kaldır- mak gerekır Bu v e benzen goruşlen, bilgi sahibi olmadan ılen surerek ka- muo>ıınu yanıltan sermayecı sı- yasetın sozculen, ılgmçtır kre- dı ıçm kapılanna dayandığımız IMF ve Dunya Bankası gıbı ku- ruluşlann, kredı koşulu tanm programlanyla da bıre bır uyu- şuyor, ortuşuyorlardı Çünkü üretmeferinegerekyokbizdenal- sınlar diven ve bunu kureseDeş- me ve tanın tkaretinin serbest- leştirilmesi diye yoksul ülkelere dayatangefişmişüIkeler,a>Tuza- manda bu finans kuruluşlannı da, onlann tanm programlan- nı da v önlendirtyorlardı. Amaç bu olunca, kımı makro ekonomık gostergelen, yahnz- ca malı bakış açısıyla kasıtlı yo- rumluyorlar gıderek abartıp çar- pıtıyorlar, sektorun ekonomık ve toplumsal konum ve onemı- nı, bılerek gormezden gelıyor- mı olmadığından, herhangı bır toplumsal duyarlılık gostermı- yor, emekle reel uretım yapan ve bu toplumun yansını oluşturan buyuk kıtleyı hıç onemsemıyor- lardı Somut gerçeklen gormez- den gelıyor, becenyle (hunerle) gızlıyorlardı Çarpık değeriendirmeler Ozetle, bakış açılan çarpık, varsayımlan tutarsız ve değer- lendırmelen, hıçbır çozumlen (analıtık) bılgıye dayanmıyor- du • Orneğın, onlara gore Tür- kıye tanmı çok gen kahnıştı Venmhlık, uretkenlık yetersız- dı Venmlılığe destek de doğal olarak gereksızdı Kaynaklarbo- şa harcanıyordu Bunlan ılen surerken, toprağı zengm ve ve- nmlı, yağışı yeterlı, ekolojısı el- venşlı kımı ulkelerle yanlış kar- şılaşrırmalar yapıyor, ama bırçok urunde dunya ortalamasının uze- nnde venmhlık sağladığımızı ozenle gızlıyorlardı Toprak ve dığer uretım kaynaklan azalma- sma rağmen, yetmış mılyonluk toplumun temel urunlenn tumu kapsamında besın guvenlığım, gen olduğu ılen surulen tanmın gerçekleştırdığını gormezden gelıyorlardı •Tanm desteklenyle koylu- ye çok kaynak harcanıyordu Kamu fınansman açığına da onemlı olçude bu destekler yol açmıştı Tanm ekonomıye yuk halıne gelmıştı. Hazme'yı ba- tırmıştı Gerçek venlen saptı- np bu hukumlen venrken, yal- nızca banka hortumlamasının kırk uç mılyar dolan goturduğu bu ulkede, koca sektore ve yır- mı uç mılyonluk bır kıtleye yıl- da ancak bır ıkı mılyar dolar net destek venlmesını çok gonıyor- lardı Tanm ve Koyışlen Ba- kanlığı'nın belrrlemesme gore, 1999'da 3,3 rnüyar dolar, 2OOO'de 1,7 mılyar dolar. 2001'de 1,1 mılyar dolar olan yıllık net des- teğın, gıderek duşmuş olduğu- nu saklıyorlardı • Desteklemelenn net mık- tarlannın yanında Hazıneye ma- lıyetlen de çok yuksektır v e bu- nun sorumlusu da tanmdır der- ken, destek malıyetlennın yuk- sek enflasyon, yuksek faız, aşı- n kamu borçlanması sarmalına dolaşmış ekonomı nedenıyle yuksek duzeylere çıktığıru gor- mezden gelıyorlardı Orneğın, TMO ya da TEKEL'e urun alun gorevı venlıyor, kaynağı yeter- sız bu kuruluşlar ozel fınans çevrelennden yuksek faızle borç alıyorlar, zamanında gen odeme yapmayınca da fınans mahyetı artıyordu Aynı çevreler makro ekonomı sorununda doğan bu mahyetı, tanma yukluyorlardı Koyluye venlen bır lıranın ma- hyetının, bu ekonomık-malı tab- lo nedenıyle beş lıraya çıkması- nın asıl nedenım, kurnazca gız- lıyorlardı Tanmla ılgılı KlT ve fınans kuruluşlannın yuksek fa- ızle yuklendıklen borçlan za- manında odemeyerek, aşın ma- lıyet artışlanna neden oldukla- nnı bıhnezden gelıyorlardı •Butçe kaynaklı desteklerle vergı mukelleflennden, tanm urunu pazarfiyatduzeylenyle ıse tuketıcılerden, tanma haksız kay- nak aktanldığını soyluyorlardı Hatta, çok tehhkeh bıçımde koy- lu kentlıyı somuruyor kışkırt- masını yapıyorlardı Sorumsuz- ca bunlar soylenırken, tuketıcı- nın pazarda odedığı tanm uru- nu fıyatının, ancak dortte bın- nm urerıcıye gıdebıldığını bdmez gorunuyorlardı Somurulduğu ılen surulen tuketıcı kıtlesının ya- nya yakınının tanm urehcısı ol- duğunu gormuyorlardı Et, sut, meyve, sebze gıbı temel tuketım urunlennın hıçbınsmde, eleştır- dıklen unın fiyat desteğının uy- gulanmadığını, fiyat desteğı alan hububat ve şekerpancan kay- naklı ekmek ve şeker pıyası fı- yatlannm ıse daha çok ışleme sa- nayısı ve tıcaret zıncınnden oluş- tuğunu saklıyorlardı • Uygulanan desteklenn etkı- lı olmadığmı ıfade edıyorlardı Sureçte sağladığı çok onemlı çok yonlu yararlara rağmen, son donemlenn sıyasal yarara do- nuk, oy beklentılı, ılkesız uygu- lamalar anlammda, bu saptama onemlı olçude yenndeydı Ama, uygulama sorunlannı çozerek bu yontemlen etkılı kılmak ve daha onemlısı kanıtlanmış, ye- nı, rasyonel destek yontemlen- nı getırmek yenne, sorunlar ge- rekçe yapılıp desteğın kaldınl- ması tercıh edılıyordu • Tanmı ılen gıtmış ulkeler- de yalnızca Doğrudan Gelır Des- teğı (DGD) uygulandığını. baş- ka yontem uygulanmadığını be- lırtıyorlardı Bunu soylerken de gerçeklen saklıyor. ABD'den AB'ye bırçok gehşmış toplum- da, DGD dışında çok farklı des- tek araçlannın kullanıldığını gız- lıyorlardı Daha ılgıncı, ılen ul- kelenn DGD yontemını tanmı gelıştıncı bır yontem olarak de- ğıl, uretım fazlası olan ve pa- zarlaması mumkun olmayan urunlenn daha az yetıştınlmesı amacıyla uyguladıklannı da soy- lemıyorlardı Kaldı kı, ılen ul- keler bıle DGD dışında bırçok yenı yontem uyguluyordu Gelecek yazımda tartışılacak olan Dunya Bankası Araştrrma- sı'na konu olan ve topluma "ta- nmda deMİm, reform" dıye ta- nıtılan yenı tanm polıtıkası, ış- te boylesı bır gerçeğı gızleyıcı ve art nıyetlı bır bakış açısına da- yanıyordu Üstelık, bu ozel amaçlı senaryo, ozunde çağdaş emperyalızmın yenı soylemı olan küreseDeşme olarak gun- deme getınlıyordu Doğrusu çok da etkılı oluyor- lardı Onemlı olanaklan vardı Çıkarcı sermayenın medya da- hıl, gucunu kullanabılıyorlardı Onemlı avantajlan vardı Orgutsuz olduğundan ekono- mıde, sıyasette hak ettığı yen alamayan. sesını duyuramayan uretıcı kıtlenın buolumsuzko- numundan ınsafsızca yararlam- yorlardı Ne kı, maske çabuk duşmuş- tu Yaklaşık uç yıl suren yenı ta- nm pohtıkasının ongorulen hıç- bır amaca ulaşamadığı, ustelık onemlı yem sorunlar yarattığı, geçen yılın temmuzunda açık- lanan Dunya Bankası 2000-2002 Tanm Sektoru Araştırması'yla açıkça ortayaçıkmıştı Gelecek yazımda, bu araştırma sonuçla- nyla ılgılı bır değerlendırme ya- pılmaya çalışılacaktır ANKARA 24. ASIİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No 2003 218 Davacı Turhan Yılmaz tarafından davalılar Nenman Damar, Ozlem Damar, Arıf Damar, Esma Damar ve Alettın Damar aleyhı- ne açılan tapu ıptalı ve tescıl davasının 3 12 2003 gunlu oturumunda venlen ara karar gereğı, Butun aramalara ve araştırmalara rağmen yukandakı davalılara dava dılekçesı ve duruşma gunu saatı kendılerme teblığ edıle- meyıp teblıgata yarar açık adreslen de tespıt edılemedığınden ılanen teblıgat yapılmasına karar venlmıştır Davalılann yargılamanın ertelendığı 10 3 2004 gunu saat 09 50'de Ankara 24 Aslıye Hukuk Mahkemesı'nın duruşma salonun- da hazır olmalan veya kendılennı bırer vekılle temsıl ettırmelen, aksı takdırde HUMK'nun 213 ve 377 maddelen uvannca yok- luklannda yargılamalara devam edılıp karara bağlanacağı hususu dava dılekçesı ve duruşma gunu yenne kaım olmak uzere ılanen teblığ olunur Keyfıyetın yasal olarak ılanına Basın 1158 PENCERE Şıcak, Onemli, İlginç Bir Soru... Aşağıda okuyacağınıztırnak ıçındekı alıntı, Gün- gör Uras ın dunku yazısının başlığıdır "Yemıyoruz, Yatınm yok, Gene de Borçlanmadan yaşayamıyoruz" Uras'tan bırkaç satır daha "Aslına bakarsanız yedığımız ıçtığımız yok Ya- tınm yapmıyoruz Hukumet boyuna vergıyı arttı- nyor Neden Turk ürası gelırienmız gıden karşıla- mıyor, ıçerde borçlanıyoruz? Neden dövız gelın- mız gıden karşılamıyor, dışarda borçlanıyoruz? Hanı bız borçtan kurtulmak ıçın kemer sıkıyor- duk? Borçtan kurtulamıyoruz kı Iç borç da artıyor Dış borç da " (Mıllıyet, 13 Ocak 2004) • Mustafa Kemal ve arkadaşlan Turkıye yı duş- man ışgalınden kurtanp Cumhunyetı kurduklan za- man, bakmışlar kı ellerınde yakılmış, yıkılmış, bo- ğazına dek borçlu bır gerı kalmış ulke var Kendı kendılerme sormuşlar - Ne yapalım? Sermaye yok, bankalar yabancıların elınde, ye- tışmış ınsan yok gınşımcı ışadamı yok, ışçı yok Demışler kı - Devlet halktan aldığı vergılenn bır bölumünü yatınmlara yöneltsın CumhunyetTurkıyesı'nde 'devletçılık' bHrzorun- luktan doğmuş • Çok partılı rejımden sonra da devletçılık ıster ıs- temez yurutuldu, Menderes ve Demırel donem- lenndeyatınmlardevlet elıyleyapıldı ama, zaman- la devletçılık yozlaştınldı sıyasal ıktıdarlar kendı adamlannı devlet fabnkalanna hesapsız kıtapsız yer- leştırdıler, oy hırsıyla tum devlet gınşımlennı ken- dı yandaşlanyla doldurdular, bu ışın ıler tutar tara- fını bırakmadılar, sonunda da ortaya yenı bır for- mul çıktı - Kamu kuruluşlannı ozelleştırelım 1 özelleştırdıler Devlet artık yatınm yapmıyor Kım yapacak yatınmı 1 ? özel gınşımcı ötekı adıyla Işadamı 1 Yanı devletçılıkten lıberal pıyasa duzenıne geç- tık kı dunyanın gıdışatı da bu 1 • Artık devletçılıkten şıkâyet edemeyeceğımıze gore ışadamından mı yakınacağız'' Ekonomıde lıberal lıberalıst neolıberal olmak ıyı de, ortalıkta neden yatınm yok? 'Gınşımcı ışadamı'nm ısteklen neyse sıyasal ık- tıdar çaresıne baksın 1 Gınşımcının elı tutulmasın 1 Bugun yaşanan koşullarda Turkıye yatınm yap- mazsa, ne kalkınabılecek ne ışsızlığın onune ge- çılebılecek ne de guçlenebıleceğız gun geçtıkçe genlemenın, dunyaya ve komşulara gore gen ka- lışımızın çukuruna gomulup çokeceğız • Pekı, ortalıkta devletçı mevletçı kalmadığına go- re ve herkes lıberal, lıberalıst, neolıberal olduğuna gore bu ış nıçın yurumuyor neden yatınm yok, borçlanmanın onune neden geçılemıyor, gun geç- tıkçe borç yuku nıçın ağırlaşıyor? Bu sorulara bır yanıt verılmesı, bır açıklama ya- pılması gerekmıyor mu' ? Dıncılık mıncılık Islamcıhk mıslamcılık, ırtıca mır- tıca derken temel oğretımı ımamcılık uzenne şart- landırmakla bu ışler duzelmez Duzelseydı yoksulluğunçukurundakıvranan Is- lam coğrafyasınm şenatçı toplumlanndakı halkla- nn başı çoktan goğe ererdı JL. T.C. tSTANBVL CNÎWRSİTESİREKTÖRLÜĞÜ AYDINLANMA SÖYLEŞİLERI2003-2004 DÖNEMİ N0.4. Konu KEMALİZM NEDİR? Sunuş ve Yönetm Prof. Dr. Yakut Irmak ÖZDEN Konuşmacı İLHAN SELÇUK Gün : 14 Ocak 2004 Çarşamba ("bugun) Saat : 14 30 \er : IL Fen Fakultesı (Veznecıler) Ord Prof Dr Cemıl BtLSEL Konferans Salonu \)dınlık >annlar ozlemı ıçındekı tum yurttaşlanınız davetlıdır Gınş ucretsızdır CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ OCAK AYIETKİNLİKLERİ (4) Cumartesi Söyleşileri "Şiirin Yaşamdaki Yeri" Ataol BEHRAMOĞLU (17 Ocak 2004 Cumartesi Saal 15 00) Kıtap Imzası \taol BEHR\MOĞLl Yer : Cumhurnet Kıtap Kulubü (Fransız Konsolosluğu'nun \anı) İstıklal Cad. Zambak Sok. No: 4 D: 1-2 Be\oğlu/lstanbul Etkınhkler koop-C tarafından düzenlenmektedır Ucretsız ve herkese açıkur Kafeten amız Pazar dahıl her eun ^aat 1 ( fH 21IX) arası açıktır
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle