Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 OCAK 2004 ÇARŞAMBA
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Variyet, Manzara ve Ufıdc
ŞU gunlerdekı "vazıyet"\n "manzara-ı umumıye"s\
şoyle
Açıklanmayan bır anlaşma sonucu ayiardır bu top-
raklar uzerınden uçan yabancı uçaklaria asken per-
sonel ve teçhızat taşındığı, şımdı de on bınlerce as-
kenn taşınması ıçın ulke semalann ın ve alanlannın kul-
lanılmayabaşlandığıbellıolmuştur Iktıdarbunun "yal-
nızca ınsanı amaçlar" ıçınçıkanlrnış bır Bırleşmış Mıl-
letler karan çerçevesınde yapıldığını açıklamaya ça-
lışmakta, bıraz sıkıştınlınca "Askere sorun" dıyerek
ışın ıçınden sıynlmaktadır
işçıler, dun TUPRAŞ ın satışını protesto ıçın özel-
leştırme Idaresı Başkanlığı onune yığılmış durumday-
dı öyle bır idare kı, neredeyse seksen kez degıştırdı-
ğı mekânlann hıçbınne sığmamış, sonuçta Turkıye
Demır-Çelık Işletmelen'nın koskoca bınasına yerleş-
mekten başka çare bulamamıştır Çanına ot tıkadığı
ışletmelenn buyukluğunu anımsatırcasına ve artık bı-
nalara sığmayan "en büyük KİT" gorunumuyie kos-
koca bır "yenı holdıng" halıyle
Bugun, mahut "Kamu Yonetımı Reform Tasansı" ko-
mısyona gelıyor Devletın temelıni dennden sarsacak
butun tutarsızlıklan ve saçmalıklanyla "Cumhunyetın
ışlevınıyıtırdığıne" ve "Müsluman yapıya kavuşturul-
ması gerektığıne" ınanan "Musteşar"n kalemınden çık-
ma bır hılkat ganbesı olarak
Boyle bır durumda ne yapılır'? Neresınden başlayıp
nesını duzeltırsınız1
?
Mustafa Kemal Samsun'a çıktığında "manzara-ı
umumıye" son derece berbattı, ama her şey açık se-
çık meydandaydı Devletyenılmış, ordulan dağıtılmış,
ulkenın her koşesı ışgal edılmeye başlanmıştı ve ıktı-
dar sahıplen gaflet, hattâ hıyanet ıçındeydıler
Şımdı oyle değıl Bunlann hıçbın yok Devlet ayak-
ta, ordu yenılmış değıl, ıktıdar sahıplen hıyanetle suç-
lanamaz "Mutareke basını"denen kalemlervarsada,
onlar bıle, eskının "matbuat"ından farklı olarak, "ışgal"
korkusu ve Malta'ya surulme tehd ıdı altında sayılmaz-
lar ısterlerse farklı şeyler yazmakta serbestler
Ama bu pek berbat olmayan goaıntuler, aynı za-
manda Mustafa Kemal'ı harekete geçıren doğru tanı
koyma ve radıkal yonelışten de aJıkoyuyor ınsanlan
Ozaman hıç degılse, sıyasal dalgalarla Ankara'ya
taşınan ınsanlann nerede şaşınp hatalara suruk-
lendıklenne bakmak gerekır Bakıldığı zaman da, asıl
şaşırmanın şımdı "reform" bahanesjyte busbutun mah-
vetmeye kalkışılan noktada yattığı gorulecektır Sıya-
set tutunması gereken ve onu yanılgıdan yanlıştan
koruyacak dalı kesmek uzeredır Sağlam ve dona-
nımlı bır burokrası
Yanm yuzyıllık karşı-devnm en çok oraya yuklendı
orayıbozdu lyıyetışmış Cumhunyete yurekten ınan-
mış ve kendını kamu hızmetıne adamış ınsanlaryen-
ne ıktıdar değışıklıklenyle oradan oraya savrulan, top-
lumdakı koşe donmecılığıne kendını kaptıran kamu yo-
netıcılen doluştu devlete Kamu yonetımının yapısın-
dan çok kamu personelıne el atmak oradakı buyuk
hatalan duzeftmek gerekıyor Bu yaptlmadıkça ufuk hep
karanlık kalacaktır
Türkülerle yaşayan, türküleri yaşatan
Ruhi Su'nun 27. albümü
Beni Ağlatırsan Yoluna Ağlat
Ada Müzik'ten gktı...
BENt AĞLATIRSAN YOLUNA AĞLAT
Daha önce yayınlanmamış 10 türkü
ilk kez bu albümde...
Sıdıka Su
tatilaboneliği
TANITIM TURLARI
Somestr Turu 1
YucelenOtelV.P
3 Gece - 4 Gun
23 Ocak - 28 Ocak
Gunluk Turlar.
1 Tur Bodrum Kalesı ve Muzesı
2 Tur Koyceğız, Dalyan, Iztuzu Plajı
Varım panst\on konaklama, turlar, muze
gınşı, ulaşım, rehberlık hızmetlerı dahıl
kışıBaşı 240 000 000 TL
Somestr Turu 2
Y ucelen Otel V P
3 Gece - 4 Gun
26 Ocak - 31 Ocak
Gunluk Turlar
1 Tur Fethı\e, Ka>a Mezarlan
Ka\ako>, Oluderuz
2 Tur Mugla Turu
^anm pansı\on konaklama, turlar, ulaşım.
rehberbk hızmetlerı dahıl
Kışı Başı 240 000 000 TL
Bayram Turu
>. ücelen Otel V P
5 Gece - 6 Gun
31 Ocak 7 Şubat
Cunluk Turlar
1 Tur Fethi} e, Raya Mezarlan,
Ka\ ako\ Oludenız
2 Tur Marmans Yat Lımanı, Kale, Muze
3 Tur Bodrum Kalesı v e Muzesı
4 Tur Şırınce Kovu Gezısı
\ anm pansı\ on konaklama, turlar, muze gınşı,
ulaşım, rehberbk hızmetlen dahıl
Kışı Başı 350 000 000 TL
YAPI-CS r CumhvtTyet Vakf Kunjhjfudu
Adres
Tel
Faks
Gazete tel
E Posta
Turkocagı Cad Basın Sarayı No 1 Kat 4
(Gazetecıler Cemıyetı ustu)
Cagaloglu Istanbul
(0212)520 21 91 92 (0212)522 49 26
(0212) 520 50 23
(0212) 512 05 05/550 561
yapıc@yapıc com tr
www.yapic.com.tr
2004'te Godo'yu Beklerken...
Samuel Beckett'ın dunyaca unlu tıyatro oyunu "Godo'yu Beklerken "de
Godo, çaresızlığm tembellığıne sığman ıkı ınsanın kurtuluş umuduna
verdıklen ad Aslmda herkesm, her ulkenın bır ıyılık umudu, bır Godo'su
var Bızımkının adı, bırçoğumuza gore AB Iyılık umudumı tabıatıyla
korumak gerek Ama bu, çaresızce beklemek demek olmamalı
Yaman B A Ş K U T Emeklı Buvukelçı ve YTP Dış Pohtıka Sozcusu
2
004 yılına gırerken dış pohtıkada
"tünelde çıkışı arayan zenciler"
gıbıyız Habıre sağa sola ve bır-
bınmızın ayagına basıp duruyoruz
Aslında urkek ışık veren el fener-
lenmız yok değıl Markalan da pek gor-
kemh, IMF, ABD ve AB Kendılen "ka-
badayı" tavırlılar ama Turkıye ye"riskfiıü-
ke" gozuyle bakıyorlar ve bu aşamada ver-
dıklen guvence, kalıcı değıl konjonkturel
Ustelık ulkede bu konularda epey deneyım-
sızbırAKPıktıdanvar Başlangıçta mahal-
le kahvesınde bağıra çağıra tavla oynarmış
gıbı dış polıtıkayı yonetmeye çahşırken şım-
dı yenı bır adım atmakta tereddut eden bır
durgunluk ıçınde Hep sorup duruluyor
TVIFacababudaNTanışımızaneder'' "\BD
ile ilişkiknmız ne derece sağlam", "AB"\e
ne kadar odun versek de muzakereiere baş-
la>abilsek"?
Yenı y ılda benzer sorulan sık sık soraca-
ğa benzenz Işler ıyı gıdıyor derken her an
tokezleme tehlıkesıyle karşı karşıyayız Ilk
bakışta gulluk gulıstanlık gozuken ekono-
mımız ıç \e dış nsklerle dolu Bu bağlam-
da zaten ekonomık ıyıleşmeyı hıç duyum-
samayan halkın buyuk bır çoğunluğu sırat
koprusunde bekleşıp dururken 2004 yılın-
da ozellıkle ABD \e AB ıle sıyasal sıkıntı-
lar yaşadığımız takdırde ekonomıde denge-
lenn kısa surede altust olması olasılığı ga-
yet yuksek goruluyor
Turkıye-ABD ılışkılennın 2003 yılında bı-
ze onemlı dersler verdığı bır gerçek Bınn-
cısı "eti silahmda, bir tekmeyle bar kapısı-
nı açan kovbo>" gıbı davranmak ısteyen
ABD ıle artık stratejık ılışkı kurmamızın soz
konusu olmadığını anlamamız Ne tek su-
per guç gıbı hareket eden onlar ne de ba-
ğımsızlığına duşkun bızler buna hazınz
Her olayı kendı koşullanyla değerlendır-
mek dunımundayız Yanı onumuzdekı do-
nemde her an yenı bır Suleymanıye ya da
şaşutıcı duzeyde bır dostlukla karşılaşma-
mız mumkun Ücıncı dersımız, ABD'nın
bızler ıçın AB'nın seçeneğı (alternatıf) ol-
madığı Orneğın, "AB'ninTurkiye'yekatı-
hrru müzakereteri için tarih vermemesi du-
rumunda ABD eksenine gireriz, ohır bfter"
dıyenler yamhyorlar Hem boyle bır eksen
ekonomık \ e sıyasal açılardan AB ıle aynı
anlamı taşımıyor, hem de ABD boyle bır ış-
bırhğıne razı değıl Kendıne bıçtığı gorev,
AB nezdınde Turkıye lehınde telkınde bu-
lunmaktan oteye gıtmıyor Uçuncu dersımız,
ABD ıle olabıldığınce ıyı ılışkıler surdur-
memız, en azmdan ılehşım yollannı açık tut-
mamız gereğı
Boyle bır davranış, ozellıkle 2004 yılın-
da çok onemlı Kıbns sorununda şu ya da
bu nedenle çozum bulunamazsa uluslarara-
sı camıanın butunuyle bıze yuklenmesı,
Irak'ta PKK'ye karşı ABD'nın bıze \aat et-
tığı mucadelenın zamanında yapılamama-
sı ve Irak'ın toprak butunluğunun gıderek
ortadan kalkmasına ABD'nın goz yumma-
sı hallennde ıster ıstemez kanşacak ortamın
yangına donuşmesını onlemek mumkunse,
bunun da yolu ABD ıle yapıcı bır dıyalog
kurmaktan geçıyor Kaldı kı IMF desteklı
reform programına paralel yuruyen ABD ıle
fınans bağlanmızı ve tecımsel (tıcan) ılış-
kılenmızı korumak v e gelıştırmek de onem-
lı Mevcut ıkılı ekonomık sorunlan ıvedı-
lıkle aşma yollannı bulabılmelıyız tlışkı-
len gelıştırmek, her şeyı sıneye çekmeyı
değıl dıkkath ve fırsatçı olmayı gerektın-
vor
Turkıye-AB ılışkılen, muhakkak kı bu
yılın gundemınde ozel bır yer alacak Ma-
yısta Kıbns'ın AB'ye tam uye olması, ha-
zıranda A\rupa Parlamentosu seçımlen
ekımde AB Ilerleme Raporu \e aralıkta
Rotterdam Doruğu (Zır\ esı) Turkıye ıçın zın-
cırleme sına\ lar anlamını taşıyor Ulkemız-
de de futbol takımı tutar gıbı AB'cı ya da
AB karşıtı gruplar oluştu Aslında Turkıye
gıbı dunyanın en duyarlı (hassas) bolgele-
nnden bınnde yer alan bır ulkenın AB uye-
lığını ıstemesmden daha doğal ne olabılır
kı9
Ancak bunu sağlamak ıçm gosterdığı-
mız heyecanı, AB yetkılılennde goremıyo-
ruz Galıba sunduğumuz lokma buyuk ge-
hyor "2004 donığundan önce şunu bunu v«r-
sek mutiaka muzakere takvırnı \erecekler-
dir" tezını paylaşmak da epey guç Hadı
\erdıler dıyelım, bu hemen AB uyelığı de-
mek değıl, ekonomıdekı buyume surduru-
lebılır olmazsa Turkıye'dekı AB yatınmla-
nnın hemen artması anlamına da gelmıyor
Ancak, uyelık muzakerelennı yokuşa sur-
meye ısteklı olsalar da Turkıye elınden ge-
lenı yapmak durumunda Orneğın bu yol-
da aldığımız pek çok karann gerçekten uy-
gulanmasına ozen gostermelıyvz Mutiaka
çozumlenmesı gereken Kıbns sorunu ıçm
ıyı nıyetle hazırlanmakta olan planımızı ka-
palı kapılar ardında sadece muhataplanmı-
za gostermek yenne, dunya kamuo\una
açıkça tanıtmalı \ e bu da reddolursa Rum-
lann elındekı kozu ellennden almaya çalış-
malıyız
Samuel Beckett'ın dunyaca unlu tıyatro
oyunu "Godo'yu Beklerken"de Godo ça-
resızüğın tembellığıne sıgınan ıkı ınsanın kur-
tuluş umuduna \ erdıklen ad Aslında her-
kesm, her ulkenın bır ıyılık umudu, bır Go-
do'su var Bızımkının adı, bırçoğumuza go-
re AB îyılık umudunu tabıatıyla korumak
gerek
Ama bu, çaresızce beklemek demek ol-
mamalı Turkıye, bu aşamada kendısıne so-
runlar yaratan stratejık konumunu avanta-
ja çevırebılecek bılgı ve tecrube bınkımıne
sahıp Hıç kuşkunuz olmasın, Godo şu v e-
ya bu şekılde mutiaka gelecek
Yeni Tanm Politikalan ve Dünya Bankası...
jViahİr G U R B U Z Zıraat Muhendıslen Odası oncekı Başkanı
- TEMA Danışmanı
-t. lgılenenlenn anımsayacağı lardı Sıyasetlennde ınsanın one-
gıbı ekonomık bunalım (knz)
. sonrasının çozum arayışlan
sırasında, tartışma gundemınm
başına oturtulan konulardan bı-
nsı de tanmsal desteklemeler
olmuştu Kamu fınansman açı-
ğına onemlı olçude bu destek-
lenn neden olduğu, bu nedenle
kaldınlmalannın gerektığı goruş-
len, neoüberal sıyasetlenn her
konuda uzman sozculennce ek-
ranlarda, sutunlarda durmaksı-
zın dıle getırılıyordu Yıllardır
yınelenen (tekrarlanan) tanmın
ekonomıye yuk olduğu, koylu-
nun kentlıyı somurduğu turun-
den bılgıye dayanmayan. on-
yargılı ve haksız yaklaşımlar,
ulkenın suruklendığı borç bata-
ğına tanm desteklennın yol aç-
tığı gerekçesıyle, daha yuksek
sesle dıle getınlmeye başlan-
mıştı
Tanm gerekenden fazla uret-
tığmden uretımı kısmak gere-
kır Her şeyı uretmek gerekmez
Ihtıyacımız olursa ıthalat yapa-
nz Fazla urenmdestekler yuzun-
den oluştu
O nedenle, hem uretım soru-
nu yaratan hem de Hazıne'ye
yuk olan bu desteklen kaldır-
mak gerekır
Bu v e benzen goruşlen, bilgi
sahibi olmadan ılen surerek ka-
muo>ıınu yanıltan sermayecı sı-
yasetın sozculen, ılgmçtır kre-
dı ıçm kapılanna dayandığımız
IMF ve Dunya Bankası gıbı ku-
ruluşlann, kredı koşulu tanm
programlanyla da bıre bır uyu-
şuyor, ortuşuyorlardı Çünkü
üretmeferinegerekyokbizdenal-
sınlar diven ve bunu kureseDeş-
me ve tanın tkaretinin serbest-
leştirilmesi diye yoksul ülkelere
dayatangefişmişüIkeler,a>Tuza-
manda bu finans kuruluşlannı
da, onlann tanm programlan-
nı da v önlendirtyorlardı.
Amaç bu olunca, kımı makro
ekonomık gostergelen, yahnz-
ca malı bakış açısıyla kasıtlı yo-
rumluyorlar gıderek abartıp çar-
pıtıyorlar, sektorun ekonomık
ve toplumsal konum ve onemı-
nı, bılerek gormezden gelıyor-
mı olmadığından, herhangı bır
toplumsal duyarlılık gostermı-
yor, emekle reel uretım yapan ve
bu toplumun yansını oluşturan
buyuk kıtleyı hıç onemsemıyor-
lardı Somut gerçeklen gormez-
den gelıyor, becenyle (hunerle)
gızlıyorlardı
Çarpık değeriendirmeler
Ozetle, bakış açılan çarpık,
varsayımlan tutarsız ve değer-
lendırmelen, hıçbır çozumlen
(analıtık) bılgıye dayanmıyor-
du
• Orneğın, onlara gore Tür-
kıye tanmı çok gen kahnıştı
Venmhlık, uretkenlık yetersız-
dı Venmlılığe destek de doğal
olarak gereksızdı Kaynaklarbo-
şa harcanıyordu Bunlan ılen
surerken, toprağı zengm ve ve-
nmlı, yağışı yeterlı, ekolojısı el-
venşlı kımı ulkelerle yanlış kar-
şılaşrırmalar yapıyor, ama bırçok
urunde dunya ortalamasının uze-
nnde venmhlık sağladığımızı
ozenle gızlıyorlardı Toprak ve
dığer uretım kaynaklan azalma-
sma rağmen, yetmış mılyonluk
toplumun temel urunlenn tumu
kapsamında besın guvenlığım,
gen olduğu ılen surulen tanmın
gerçekleştırdığını gormezden
gelıyorlardı
•Tanm desteklenyle koylu-
ye çok kaynak harcanıyordu
Kamu fınansman açığına da
onemlı olçude bu destekler yol
açmıştı Tanm ekonomıye yuk
halıne gelmıştı. Hazme'yı ba-
tırmıştı Gerçek venlen saptı-
np bu hukumlen venrken, yal-
nızca banka hortumlamasının
kırk uç mılyar dolan goturduğu
bu ulkede, koca sektore ve yır-
mı uç mılyonluk bır kıtleye yıl-
da ancak bır ıkı mılyar dolar net
destek venlmesını çok gonıyor-
lardı Tanm ve Koyışlen Ba-
kanlığı'nın belrrlemesme gore,
1999'da 3,3 rnüyar dolar, 2OOO'de
1,7 mılyar dolar. 2001'de 1,1
mılyar dolar olan yıllık net des-
teğın, gıderek duşmuş olduğu-
nu saklıyorlardı
• Desteklemelenn net mık-
tarlannın yanında Hazıneye ma-
lıyetlen de çok yuksektır v e bu-
nun sorumlusu da tanmdır der-
ken, destek malıyetlennın yuk-
sek enflasyon, yuksek faız, aşı-
n kamu borçlanması sarmalına
dolaşmış ekonomı nedenıyle
yuksek duzeylere çıktığıru gor-
mezden gelıyorlardı Orneğın,
TMO ya da TEKEL'e urun alun
gorevı venlıyor, kaynağı yeter-
sız bu kuruluşlar ozel fınans
çevrelennden yuksek faızle borç
alıyorlar, zamanında gen odeme
yapmayınca da fınans mahyetı
artıyordu Aynı çevreler makro
ekonomı sorununda doğan bu
mahyetı, tanma yukluyorlardı
Koyluye venlen bır lıranın ma-
hyetının, bu ekonomık-malı tab-
lo nedenıyle beş lıraya çıkması-
nın asıl nedenım, kurnazca gız-
lıyorlardı Tanmla ılgılı KlT ve
fınans kuruluşlannın yuksek fa-
ızle yuklendıklen borçlan za-
manında odemeyerek, aşın ma-
lıyet artışlanna neden oldukla-
nnı bıhnezden gelıyorlardı
•Butçe kaynaklı desteklerle
vergı mukelleflennden, tanm
urunu pazarfiyatduzeylenyle ıse
tuketıcılerden, tanma haksız kay-
nak aktanldığını soyluyorlardı
Hatta, çok tehhkeh bıçımde koy-
lu kentlıyı somuruyor kışkırt-
masını yapıyorlardı Sorumsuz-
ca bunlar soylenırken, tuketıcı-
nın pazarda odedığı tanm uru-
nu fıyatının, ancak dortte bın-
nm urerıcıye gıdebıldığını bdmez
gorunuyorlardı Somurulduğu
ılen surulen tuketıcı kıtlesının ya-
nya yakınının tanm urehcısı ol-
duğunu gormuyorlardı Et, sut,
meyve, sebze gıbı temel tuketım
urunlennın hıçbınsmde, eleştır-
dıklen unın fiyat desteğının uy-
gulanmadığını, fiyat desteğı alan
hububat ve şekerpancan kay-
naklı ekmek ve şeker pıyası fı-
yatlannm ıse daha çok ışleme sa-
nayısı ve tıcaret zıncınnden oluş-
tuğunu saklıyorlardı
• Uygulanan desteklenn etkı-
lı olmadığmı ıfade edıyorlardı
Sureçte sağladığı çok onemlı
çok yonlu yararlara rağmen, son
donemlenn sıyasal yarara do-
nuk, oy beklentılı, ılkesız uygu-
lamalar anlammda, bu saptama
onemlı olçude yenndeydı Ama,
uygulama sorunlannı çozerek
bu yontemlen etkılı kılmak ve
daha onemlısı kanıtlanmış, ye-
nı, rasyonel destek yontemlen-
nı getırmek yenne, sorunlar ge-
rekçe yapılıp desteğın kaldınl-
ması tercıh edılıyordu
• Tanmı ılen gıtmış ulkeler-
de yalnızca Doğrudan Gelır Des-
teğı (DGD) uygulandığını. baş-
ka yontem uygulanmadığını be-
lırtıyorlardı Bunu soylerken de
gerçeklen saklıyor. ABD'den
AB'ye bırçok gehşmış toplum-
da, DGD dışında çok farklı des-
tek araçlannın kullanıldığını gız-
lıyorlardı Daha ılgıncı, ılen ul-
kelenn DGD yontemını tanmı
gelıştıncı bır yontem olarak de-
ğıl, uretım fazlası olan ve pa-
zarlaması mumkun olmayan
urunlenn daha az yetıştınlmesı
amacıyla uyguladıklannı da soy-
lemıyorlardı Kaldı kı, ılen ul-
keler bıle DGD dışında bırçok
yenı yontem uyguluyordu
Gelecek yazımda tartışılacak
olan Dunya Bankası Araştrrma-
sı'na konu olan ve topluma "ta-
nmda deMİm, reform" dıye ta-
nıtılan yenı tanm polıtıkası, ış-
te boylesı bır gerçeğı gızleyıcı
ve art nıyetlı bır bakış açısına da-
yanıyordu Üstelık, bu ozel
amaçlı senaryo, ozunde çağdaş
emperyalızmın yenı soylemı
olan küreseDeşme olarak gun-
deme getınlıyordu
Doğrusu çok da etkılı oluyor-
lardı Onemlı olanaklan vardı
Çıkarcı sermayenın medya da-
hıl, gucunu kullanabılıyorlardı
Onemlı avantajlan vardı
Orgutsuz olduğundan ekono-
mıde, sıyasette hak ettığı yen
alamayan. sesını duyuramayan
uretıcı kıtlenın buolumsuzko-
numundan ınsafsızca yararlam-
yorlardı
Ne kı, maske çabuk duşmuş-
tu Yaklaşık uç yıl suren yenı ta-
nm pohtıkasının ongorulen hıç-
bır amaca ulaşamadığı, ustelık
onemlı yem sorunlar yarattığı,
geçen yılın temmuzunda açık-
lanan Dunya Bankası 2000-2002
Tanm Sektoru Araştırması'yla
açıkça ortayaçıkmıştı Gelecek
yazımda, bu araştırma sonuçla-
nyla ılgılı bır değerlendırme ya-
pılmaya çalışılacaktır
ANKARA 24. ASIİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Esas No 2003 218
Davacı Turhan Yılmaz tarafından davalılar Nenman Damar, Ozlem Damar, Arıf Damar, Esma Damar ve Alettın Damar aleyhı-
ne açılan tapu ıptalı ve tescıl davasının 3 12 2003 gunlu oturumunda venlen ara karar gereğı,
Butun aramalara ve araştırmalara rağmen yukandakı davalılara dava dılekçesı ve duruşma gunu saatı kendılerme teblığ edıle-
meyıp teblıgata yarar açık adreslen de tespıt edılemedığınden ılanen teblıgat yapılmasına karar venlmıştır
Davalılann yargılamanın ertelendığı 10 3 2004 gunu saat 09 50'de Ankara 24 Aslıye Hukuk Mahkemesı'nın duruşma salonun-
da hazır olmalan veya kendılennı bırer vekılle temsıl ettırmelen, aksı takdırde HUMK'nun 213 ve 377 maddelen uvannca yok-
luklannda yargılamalara devam edılıp karara bağlanacağı hususu dava dılekçesı ve duruşma gunu yenne kaım olmak uzere ılanen
teblığ olunur Keyfıyetın yasal olarak ılanına Basın 1158
PENCERE
Şıcak, Onemli,
İlginç Bir Soru...
Aşağıda okuyacağınıztırnak ıçındekı alıntı, Gün-
gör Uras ın dunku yazısının başlığıdır
"Yemıyoruz,
Yatınm yok,
Gene de
Borçlanmadan yaşayamıyoruz"
Uras'tan bırkaç satır daha
"Aslına bakarsanız yedığımız ıçtığımız yok Ya-
tınm yapmıyoruz Hukumet boyuna vergıyı arttı-
nyor Neden Turk ürası gelırienmız gıden karşıla-
mıyor, ıçerde borçlanıyoruz? Neden dövız gelın-
mız gıden karşılamıyor, dışarda borçlanıyoruz?
Hanı bız borçtan kurtulmak ıçın kemer sıkıyor-
duk? Borçtan kurtulamıyoruz kı
Iç borç da artıyor
Dış borç da " (Mıllıyet, 13 Ocak 2004)
•
Mustafa Kemal ve arkadaşlan Turkıye yı duş-
man ışgalınden kurtanp Cumhunyetı kurduklan za-
man, bakmışlar kı ellerınde yakılmış, yıkılmış, bo-
ğazına dek borçlu bır gerı kalmış ulke var
Kendı kendılerme sormuşlar
- Ne yapalım?
Sermaye yok, bankalar yabancıların elınde, ye-
tışmış ınsan yok gınşımcı ışadamı yok, ışçı yok
Demışler kı
- Devlet halktan aldığı vergılenn bır bölumünü
yatınmlara yöneltsın
CumhunyetTurkıyesı'nde 'devletçılık' bHrzorun-
luktan doğmuş
•
Çok partılı rejımden sonra da devletçılık ıster ıs-
temez yurutuldu, Menderes ve Demırel donem-
lenndeyatınmlardevlet elıyleyapıldı ama, zaman-
la devletçılık yozlaştınldı sıyasal ıktıdarlar kendı
adamlannı devlet fabnkalanna hesapsız kıtapsız yer-
leştırdıler, oy hırsıyla tum devlet gınşımlennı ken-
dı yandaşlanyla doldurdular, bu ışın ıler tutar tara-
fını bırakmadılar, sonunda da ortaya yenı bır for-
mul çıktı
- Kamu kuruluşlannı ozelleştırelım
1
özelleştırdıler
Devlet artık yatınm yapmıyor
Kım yapacak yatınmı
1
?
özel gınşımcı
ötekı adıyla
Işadamı
1
Yanı devletçılıkten lıberal pıyasa duzenıne geç-
tık kı dunyanın gıdışatı da bu
1
•
Artık devletçılıkten şıkâyet edemeyeceğımıze
gore ışadamından mı yakınacağız''
Ekonomıde lıberal lıberalıst neolıberal olmak
ıyı de, ortalıkta neden yatınm yok?
'Gınşımcı ışadamı'nm ısteklen neyse sıyasal ık-
tıdar çaresıne baksın
1
Gınşımcının elı tutulmasın
1
Bugun yaşanan koşullarda Turkıye yatınm yap-
mazsa, ne kalkınabılecek ne ışsızlığın onune ge-
çılebılecek ne de guçlenebıleceğız gun geçtıkçe
genlemenın, dunyaya ve komşulara gore gen ka-
lışımızın çukuruna gomulup çokeceğız
•
Pekı, ortalıkta devletçı mevletçı kalmadığına go-
re ve herkes lıberal, lıberalıst, neolıberal olduğuna
gore bu ış nıçın yurumuyor neden yatınm yok,
borçlanmanın onune neden geçılemıyor, gun geç-
tıkçe borç yuku nıçın ağırlaşıyor?
Bu sorulara bır yanıt verılmesı, bır açıklama ya-
pılması gerekmıyor mu'
?
Dıncılık mıncılık Islamcıhk mıslamcılık, ırtıca mır-
tıca derken temel oğretımı ımamcılık uzenne şart-
landırmakla bu ışler duzelmez
Duzelseydı yoksulluğunçukurundakıvranan Is-
lam coğrafyasınm şenatçı toplumlanndakı halkla-
nn başı çoktan goğe ererdı
JL.
T.C. tSTANBVL CNÎWRSİTESİREKTÖRLÜĞÜ
AYDINLANMA SÖYLEŞİLERI2003-2004 DÖNEMİ
N0.4.
Konu
KEMALİZM NEDİR?
Sunuş ve Yönetm
Prof. Dr. Yakut Irmak ÖZDEN
Konuşmacı
İLHAN SELÇUK
Gün : 14 Ocak 2004 Çarşamba ("bugun)
Saat : 14 30
\er : IL Fen Fakultesı (Veznecıler)
Ord Prof Dr Cemıl BtLSEL Konferans Salonu
\)dınlık >annlar ozlemı ıçındekı tum yurttaşlanınız davetlıdır
Gınş ucretsızdır
CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ
OCAK AYIETKİNLİKLERİ (4)
Cumartesi Söyleşileri
"Şiirin Yaşamdaki Yeri"
Ataol BEHRAMOĞLU
(17 Ocak 2004 Cumartesi Saal 15 00)
Kıtap Imzası \taol BEHR\MOĞLl
Yer : Cumhurnet Kıtap Kulubü
(Fransız Konsolosluğu'nun \anı)
İstıklal Cad. Zambak Sok. No: 4 D: 1-2
Be\oğlu/lstanbul
Etkınhkler koop-C tarafından düzenlenmektedır
Ucretsız ve herkese açıkur
Kafeten amız Pazar dahıl her eun ^aat 1 ( fH 21IX) arası açıktır