24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 ARALIK 2003 ÇARŞAMBA HABERLER CHP lideri Deniz Baykal'dan, AKP'nin 'büyükşehir sınırlannı genişletme planı'na sert tepki 'Hükümet vurgunpeşinde'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP'nin yerel seçimlerden önce büyük- şehir belediyelerinin sınırlannı genişlet- me planı CHP'nin sert tepkisıne yol aç- tı. CHP lideri Deniz Baykal, düzenleme- yi "kapkaç vasası,firsatçı, anridemokra- tik ve vurguncu" diye nitelerken, Cum- hurbaşkanı Ahmet.\ecdeiSezer'in bu ter- tibe izin vermeyeceğini söyledi. Yerel yönetimlerle ilgili kapsamlı bir yasa değişüdiğine hazırlanan iktı- dar, bu tasanyı beklemeden 3 madde- lik bir yasa önerisini hemen komis- yondan geçirerek büyükşehir belediye- lerinin sınırlannı genişletme planını uygulamaya koydu. AKP, 28 Mart se- çimlerinden önce mücavir alandaki seçmen oylannın büyükşehirlere kay- dınlmasını sağlamayı planlıyor. • Deniz Baykal, AKP'nin bir gece yansı baskınıyla, siyasi hesaplarla büyükşehirlerin sınırlanm değiştirme arayışına girdiğini kaydetti. Düzenlemeyi "kapkaç yasası" olarak nitelendiren Baykal, Cumhurbaşkanı Sezer'in bu tertibe izin vermeyeceğini söyledi. CHP lideri Baykal, dün partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, dü- zenlemeye tepki göstererek, yerel seçim için süreç başladıktan sonra AKP'nin bir gece yansı baskııuyla. siyasi hesap- larla büyükşehirlenn sınırlannı değiş- tirme arayışına girdiğini kaydetti. Düzen- lemeyi "kapkaçyasasT diye niteleyerek bunun adaletle ilgisi olmadığını vurgu- layan Baykal, tasannın "firsatçuantide- mokratik, vurguncu" bir zihniyeti yan- sıttığıru söyledi. Baykal, "Bu ne gözü- karahk? Buniar ne biçim ölçü? Yanhş- ür, sakmcalıdır. BeiedheciHk böyle çığı- nndan çıkarüüvor. Bu zUınhetle demok- rasi yürümez. İktidar biraz başj sıJoşsa kbnbüir neler yapar? Cumhurbaşkanı herhalde bu tertibe izin vermez. Koca ik- üdan kim parmağındaoynatryor. Bu em- rivakivi kabul edemeyiz'" diye konuştu. Eskı Kocaeli Beledıye Başkanı, CHP Milletvekili SefaSirmenisedüzenleme- ye destek verdi. CHP Grup Başkanve- kili Haluk Koç, düzenlemeye karşı çık- tıklannı açıkladı. Koç, "Elbetiekarşıyız. Amaçlan beDL Sefa Sirmen arkadaşınuz farktı düşünüyor olabihV dedi. CHP Istanbul Millervekili Nurettin Sözen de düzenlemenin içeriğine katıl- dığını, ancak zamaniamasının kabuJ edi- lemez olduğunu söyledi. Sözen, şu gö- rüşleri dile getirdi: "Yerel yönetimlerle ilgili kapsahın bir tasan hanrianıvor. Başbakan Yardım- cısı bizebrifîng vertü Görüşkrimizior- taya koyduk. Şimdi bunu beklemeden alelacele bir tek konu çekttip getirtttyor. Düzenlemenin içeriği doğnı anıa böy- le tek başuıa getirilmesini kabul ede- meyiz. İktidann samimivetsiziiği orta- ya konuyor. Amaç bellL Hükümet, bu- na tenezzül etmemeti. Cumhurbaşka- m'ndan döneceğini düşünüyorum." DSP'li belediye başkanlarına kusatma CHP seçim için transfer atağında • CHR Eskişehir, Bursa ve Bartın'ın DSP'li belediye başkanlannı partiye katmak için çalışmalannı hızlandırdı. Baykal, Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkanlann tümünü CHP'ye çağırdı. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - CHP, yakla- şan yerel seçimler önce- sindeözellikle DSP'li Es- kişehir, Bursa ve Bartın' ın belediye başkanlannı CHP'ye transfer etmek için çalışmalannı hızlandırdı. CHP lideri Deniz Baykal, geçmişte hangi partide olursa olsun Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı, la- ik demokratik cumhuriye- te sahip çıkanlann tümü- nü CHP'ye çağırdı. CHP, yerel seçimlere yö- nelik hazu-lıklanm hızlan- dınrken yeni katılımlarla "CHP'ıün merkez soldaki asriadres" olduğu mesajı- nı vermeye çalışıyor. CHP'nin dünkü grup top- lantısında eski SHP'li ba- kan Halil Çulhaoğlu ile ANAP'li Karadeniz Ereğ- li Güneşli Beldesi Beledi- ye Başkanı Önder Ozsay törenle CHP'ye geçtiler. Culhaoğlu'nun İzmir Ti- re'den belediye başkan ada- yı olacağı belirtildi. CHP'nin özellikle DSP'li belediye başkanla- nnı partiye katmayı hedef- lediği vurgulanırken Es- kişehir Büyükşehir Bele- diye Başkanı Yılmaz Bü- yükerşen, Bursa Belediye Başkanı Erdoğan Bilenser ve Bartın Belediye Baş- kanı Rıza Yalçuıkaya ile temaslann sürdüğü belir- tiliyor. Büyükerşen'e CHP'den giden teklıfön- ceki gün toplanan Eskişe- hir Büyükşehir Belediye Meclisi'nde değerlendiril- di. Ancak henüz bir kara- ra vanlamadığı belirtildi. CHP ve AKP'nin kentte anket yaptırdığı öğrenilir- ken anketlerin sonuçlan- masının ardından Büyü- kerşen'e AKP'den de tek- lif gittiği bildirildi. Öte yan- dan CHP'nin yerel seçim- ler için çahşma yapmak üzere illere gidecek mil- letvekilleri de belirlendi. 'Belediyeciük yasakçı olmayacak' CHP lideri Baykal, dün partisinin Meclis grup top- lanhsında yaptığı konuş- mada, tüm CHP'li yerel yönetici adaylannın ka- muoyuna net taahhütler- de bulunacaklannı söyle- di. Sosyal demokrat bele- diyeciliği yasaklayıcı, za- bıtacı anlayıştan çıkart- mak istediklerini vurgula- yan Baykal, "Esnafzabı- tanm hasmı ofanaktan çı- kacak" dedi. Belediyeciliğin bir "makyaj, göz boyama be- lediyeciüğine'' dönüşme tehlikesi içinde olduğu- nu anlatan Baykal, göçler sonucu ortaya çıkan par- çalanmışhğı belediyele- rin aşması gerektiğini ifa- de etti. Bu gereksinimin bir bölümünün şu anda dinsel yapılanmalarca karşılandığını anlatan Baykal şöyle dedi: "Kim bflirldmlertarafindan fi- nanse edilen, toplumu şe- IdOendirme çabasuu ço- cuklanmızın sırtından sürdüren çeşidi güçlerin üJkenin geteceğmiyönlen- dirmesineizin veremeviz." İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN Yerel seçimlerde AKP hedefe alınarak popüler adaylar belirlenecek MHP de meıteze oynuyor MUSTAFAÇAHR ANKARA - MHP, Mart 2004 ye- rel seçimlerine yönelik "stratejisi- ni" belırledı. AKP'yı "temelheder seçen MHP, belediye başkan aday- lannı "tophımun üzerinde uztaşağT isimler arasından seçecek. II. ilçe ve belediye başkanJanndan AKP poli- tikalannın "gerçek dışdığmj" halka anlatmalannı isteyen MHP Genel Başkanı DevletBahçe- li. Mersin, Antalya, Kayseri, Gaziantep ve Kahramanma- raş'ın ise "mutJaka kazanıl- maa" talimatıru verdi. MHP Genel Başkanı Dev- let Bahçeli, hafta sonu il, il- çe ve belediye başkanlan ile -wmm yaptığı toplanü ile yerel seçim çalışmalannı başlattı. Bahçeli top- lantıda, başkanlann görüş ve öneri- lerini dinledi, parti politikalannı an- lattı. Türkiye genelinde 523 belediye başkanlığına sahip olan MHP, aynı zamanda en fazla il genel meclisi üyesine sahip parti konumunda bu- lunuyor. Erzurum büyükşehir ile 21 il MHP'li belediye başkanlan tara- findan yönetiliyor. Kendi adaylan ile seçime katılacak olan MHP, mev- cut belediye başkanlannın büyük bölümünü yeniden aday gösterecek. Dığer partilerle oy farkının az ol- duğu Mersin, Antalya, Kayseri, Ga- ziantep, Kahramanmaraş illeri ise "pilotbölge'' olarak seçildi. MHP Ge- • MHP yerel seçimlerde AKP'yi hedef seçti. Yerel seçim çalışmalannda AKP politikalan eleştirilerek halktan oy istenecek. Adaylannı 'popüler isimler' arasmdan belirleyecek olan MHP, 5 ile ise özel önem veriyor. nel Başkanı Bahçeli, il örgütlerinden bu 5 ilin kazamlması için yoğun ça- ba göstermelerini istedi. MHP, belediye başkanlannı ise "tophunun üzerindeuztaşoğT isim- lerarasından seçecek. Parti, "popü- ler isimlerle" yerel seçimlerde ken- disine merkezde yer bulmaya çalı- şacak. Adaylann belirlenmesinde ise son söz yine genel merkezin ola- cak. Adaylar aralık ayuıın sonunda kamuoyuna açıklanmaya başlana- cak. MHP yerel seçimlerde hedefola- rak ise AKP'yi seçti. İl, ilçe ve be- lediye başkanlanndan seçim çalış- malan sırasmda AKP'nin politika- lannı irdelemelerini isteyen Bahçe- li, hafta sonu yaptığı konuş- mada da hükümeti sert bir dille eleştirerek bu süreci başlattı. MHP Genel Baş- kan Yardımcısı Mehmet Şandır, kendilerini AKP'nin alternatifı olarak gördükJerini, bunu da hal- nmggJÜ ka anlatacaklannı söyledi. Alanlarda, "AKP'nin tesfi- miyetçi poütikalan ile söz veriiip de yapılrna>an >aaÖeri" dile getirecek- İerini be'lirten Şandır, "AKP'nin da- ha fazla yanhş vapmasına izin ver- meveceğiz. AKP aldığı yüzde 25 oy- la toplumun hukukunu değiştirme hakkını kendinde görüyor. Bövte bir bakkı yok" dedi. CHP'ye yanıt: Erdoğan: Yasada ısrarlıyız ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, büyükşehir sınırlannı genişleten yasa önerisine tepki gösteren muhalefete "Ee sen oy sağia! Yani biz vatandaşımızın siyasi iradeani ipotek aimıa almadık ki" sözleriyle yanıt verdi. Erdoğan, partisinin grup toplantısında büyükşehir sınırlannı genişleten yasa önerisini savunarak bu düzenJemede ısrarlı olduklanru belirtti. Kent varoşlanndaki ünar planında büyükşehir belediye başkanlannın belde başkanlan kadar yetkiye sahip olmadığını belirten Erdoğan, şunlan söyledi: "Eğer Türidye'ye zerre kadar merhametiniz varsa, şu çirkin şehuieşmeden kurtulmaya inanryorsanız. bu y^saya destek vermek zorundasınız. Diyoriar ki, bundan AKP ov sağlanacakmış? Ee sen sağla! Sen sağja... Yani biz Natandaşımtan siyasi iradesini ipotek alüna almadık kL. Eğer Türidje'ye zerre kadar aayoriarsa desteklemek durumundadıriar." Topuz'u eleştirdi Erdoğan, kendisini IBDA-C yöneticisi olmakla suçlayan CHP Grup Başkanvekili AB Topuz'a tepkisini de sürdürdü. "Bizeçamur atanlar kendi ldrleriyle bas başa kalmaya mahkûm olmaktan kurtulamayacakûr" diyen Erdoğan, CHP yöneticileri için "çatlak sesleriyle gündemde kalma\n çaoşan siyaset tacüieri, seviyeb' siyaset üretmekten aciz zevat" suçlamasını dile getirdi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Alman devletinin isJamiyet konusun- da uzmanlaşmış yetkilileriyle görüş- melerimizden çıkan manzaraşu: Al- manya artık başörtüsü sorunuyla kar- şı karşıya. Türkiye'nin içindeki so- run, adım adım Fransa ve Alman- ya'nın da gündemine taşınmış du- rumda. Fransa'daki sorunu Türkiye ile bağlantılandırmak o kadar ger- çekçi olmayabilir. Çünkü, Fransa'dayaşayan Müslü- manların çoğu Türkler değil. Fran- sa'da Kuzey Afrikalı Müslümanlar (Cezayir, Tunus, Fas) çok eski tarih- lerden beri burada yaşıyorlar. Bu ne- denle Fransa'nın sorunu daha çok on- larla. Fransa'daki sorunu asıl tetikle- yen 11 Eylül. Almanya'da ise tam anlamıyla bir sorun ithalinden söz edebiliriz. Bu- radaki Islamcı Türklerle, laik Türkler arasındaki gerilim, Türkiye'deki kamplaşmanın Almanya'ya yansı- ması sayılabilir. Tabii Almanya'da da 11 Eylül'ün Alman toplumu üzerin- de korkutucu biretkisi olduğunu ka- bul etmek gerekiyor. Görüştüğümüz Alman yetkililer de buna dikkat çek- tiler. Başörtüsü Sorunu Almanya'nın Gündeminde Görüştüğümüz Alman yetkililerden önümüzdeki günlerde Almanya'nın nasıl bir tavır alacağı belli oluyor. Al- manlar, kamusal alanda görev ya- pan (öğretmenlikgibi) kadınların tür- ban takmasını reddedecekler. Eğili- min bu yönde olduğunu görüştüğü- müz bütün uzman yetkililer belirttiler. Her ne kadar Federal Anayasa Mah- kemesi, kararı yerel yönetimlere bı- rakmış gibi görünse de bu konuda or- tak bir kanaat oluştuğu anlaşılıyor. Bize söylenen de önümüzdeki dö- nemde Berlin eyalet parlamentosun- da da bu yönde bir karar çıkacağı şek- linde. Ancak, bu eğilim Almanya'da cid- di tartışmalara yol açacak gibi görü- nüyor. Çünkü, Almanlann dinle olan ilişkileri Fransızlardan farklı. Alman- ya'da kilise ile devlet arasında çok cid- di bağlar olduğu biliniyor. örneğin, kiliselerin bağımsız büt- çeleri ve güçlü ekonomik dayanak- lan bulunuyor. Kiliselerin halktan ver- gi toplamasına devlet aracılık ediyor. Kiliseler eğitim kurumlan açabiliyor- lar. Aynca Almanya, eyalet sistemi ne- deniyle dinle olan ilişkisinde de fark- lılıklar gösteriyor. örneğin, kadın öğ- retmenin türbanlı olarak derslere gir- mesine karşı çıkan kararlarda, rahi- belerin de başörtülü şekilde okullar- da ders vermesi istenmiyor. Çünkü başörtülü öğretmenin ders vereme- mesinin gerekçesi bunun bir siyasi sembol olarak kabul edilmesi. Bura- da öğrendiğimiz kadanyla rahibele- rin ders verebildiği Bavyera eyaleti gi- bi Katoliklerin güçlü olduğu eyalet- lerde bu tür bir sınıflandırmayı kabul etmeme eğilimi söz konusu. Sonuç olarak burada işler kanşa- cak gibi görünüyor. Çünkü Alman- ya'da bazı kadın parlamenterler ge- çenlerde yaptıklan bir basın toplan- tısıyla bunu kadın haklannın bir ihla- li olarak gördüklerini açıkladılar. Türk kökenli kadın parlamenterlerin ise başörtüsünün siyasal sembol olarak kullanıldığını söylediklerine Alman yetkililer dikkat çektiler. Türk köken- li kadın parlamenterlerin bu konuda etkili olduklan da anlaşılıyor. Başörtülü öğrencilerin ise okullar- da şimdilik bir sorun yaşamayacağı da söylenebilir. Tabii, bu başörtüsü, başka dinsel gerilikleri de okullara taşıyabiliyor. örneğin bazı Müslüman aileler, aldıkları geri dini eğitim nede- niyle çocuklannın fotoğraf çektirme- lerine bile karşı çıkabiliyoriar. Bütün bunlann önümüzdeki dönemde bir so- run olarak gelişeceği görülüyor. Almanya'daki Türk çocuklannın eğitimi, Alman eğitim sisteminde son dönemde ortaya çıkan büyük sorun- larla daha da karmaşıklaşacak gibi bir sonuç yaratıyor. Geçen yıl dünya ça- pında eğitim sistemleri üzerine yapı- lan ve adına "Pizza araştırması" de- nen araştırma, Almanlann eğitimde oldukça geri bir noktada bulundu- ğunu gözlerönünesermiş. Almanlar telaş içinde. önce bu geriliğin ya- bancı çocukJanndan kaynaManıp kay- naklanmadığını araştırmışlar. Sonuç bu geriliğinin asıl nedeninin yaban- cılar olmadığını ortaya çıkarmış. Is- tatistiklere göre, ilkokul çağına gelen Alman çocuklann yüzde 45'i o çağ- da Almancayı iyi öğrenmediklerini göstermiş. Bu oran yabancı çocuk- larda yüzde 85 düzeyine kadar çık- mış. Bu rakamlar üzerine Almanlar eği- tim konusunda yeni tartışmalar baş- latmışlar ve yeni arayışlar içine girmiş- ler. Örneğin Bertin'deki Türklerin yo- ğun olarak yaşadığı Kreuzberg sem- tinde kanşık okullan gündeme getir- mişler. Dün bizim ziyaret ettiğimiz Hector Peterson okulunda yabancı ve Alman öğrencilerin oranı yan ya- nya. Burada bir uyum sağlamaya ça- lışıyoriar. Bazı başarılar elde ettikle- rini de söylüyorlar. Her şeye rağmen Almanya'da eği- tim sisteminde büyük sorunlar var. Di- siplinli yaşayan ve zengin bir geçmiş kültüre sahip Almanlar, bu sorunun üstesinden gelmek için çaba sarf edi- yorlar. Şimdi bu karmaşık durumun ortasına bir de türban sorunu eklen- miş durumda. Işleri daha da zorlaş- mış... GLOBALPOIİTİKÜLTÜR ERGİIV YILDIZOĞLU İntihan Eylemcileni - Kitle İmha Silahları Hayır "Terorizme karşı küreselsavaş" değil ya- zımın konusu, çok daha vahim bir şey. Kyoto'nun sonu Geçen hafta, çelişkili demeçlerden sonra, cu- ma günü, Rusyatutumunu açıklığa kavuşturdu, Pu- tin'in bir sözcüsü, The Guardian'ın bildirdiğine gö- re küresel ısınmayla ilgiii uluslararası protokol, Kyo- to anlaşmasını "bu haliyle, Rusya'ya ekonomik büyümeyi sınırtayan çok ciddi engellergetirdiği için onaylamayacağını" açıkladı. Bush, 2001 yılında ABD'yi Kyoto'dan "dünya ekonomisinde rekabet gücünü olumsuz etkileyeceği" gerekçesiyle çek- mişti. Böylece dünya nüfusunun yüzde 4'ünü oluş- turmasına karşılık, küresel ısınmaya neden olan se- ra gazlannın yüzde 25 ile yüzde 36'sını üretmek- ten sorumlu ABD ile, yüzde 17'sinden sorumlu Rusya'nın çekilmesiyle biriikte, uygulanabilmesi için sera gazlan üretiminin en az yüzde 55'inden sorumlu ülkeler tarafından imzalanması gereken Kyoto anlaşmasının da sonu gelmiş, serbest pi- yasa, ABD'nin uluslararası rekabet hırsı, Rusya'nın ekonomik büyüme arzusu yüzünden, insan türü- nün yok olmasıyla sonuçlanacak bir sürecin dur- durulması da engellenmiş oluyor. Şimdi, iklim değişiklikleri çalışmalan alanında saygın bilim adamı Sir. John Houghton'un "iklim değişikliğini, bir kitle imha silahı olarak nitelemek- te hiç tereddüt etmem" sözlerini (New States- man, 01/12) dedüşünerek, birilerinin bu "kitle im- ha silahıyla " kendileri de dahil herkesi yok edecek bir intihar eylemi tezgâhlamakta olduğunu söyle- yemez miyiz? Son yüzyılımız Kimi yazariar, örneğin, Cambridge Üniversite- si'nden Kozomolojist Martin Rees, teknolojik gelişmelerin etkilerinden hareketle insanlığın en son yüzyılına girdiğini düşünüyor. Rees'in duru- mu abarttığını söylemek çok kolay değil, en azın- dan küresel ısınmanın yaratmaya başladığı iklim değişikliklerine ve bunların hissedilmeye başla- yan etkilerine bakarak... Durum aslında şu kadar açık: Bundan 250 milyon yıl önce, hava sıcaklı- ğında, küresel düzeye yüzde 6'lık bir artış canlı türierinin yüzde 95'inin yok olmasıyla sonuçlanan bir sürecin tetiğini çekmişti. BM bünyesindeki hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'ne(IPCC) göre, küresel ısınma çoktan başladı bile. Tüm sera gazlannın üretimine yann son versek bile ge- zegenin sıcaklığının yüzde 1.1 oranında artma- sını engelleyemeyeceğiz. Birçok araştırmacıya göre bu dünyanın mercan kıyılannın hemen hep- sini, doruk buzlarının çoğunu eritmeye yeterli. Üsteliktoplam sıcaklık, artışı bataklıklardaki me- tan gazının serbest kalmasıyla başlayacak bir kı- sırdöngü sonucu devam ederek, 2100 yılına ka- dar toplam yüzde 5.8 dereceye ulaşabilecek. Bu kötümser senaryo gerçekleşmese ve sıcaklık yal- nızca yüzde 1.4 derece artsa bile, geniş tanm alan- lan yok olacak, birçok ülke yükselen deniz sula- nnın altında kalacak, tropik bolgelerde geniş alan- lar yaşanmaz hale gelecek. (New Statesman) Londra, New York, Miami, Bombay, Kalküta, Şanghay, Lagos, Tokyo büyük ölçüde sular al- tında kalacak (The Independent, 07/12). Küresel ısınmadan kaynaklanan mevsim istik- rarsızlıkları kapımıza dayandı bile. Antarktika'nın deniz buzlannın yarısı geçtiğimiz 50 yılda eridi, dünyanın en büyük buz dağı geçenlerde çatladı. Ozon deliği malum... Ingiltere'de kayıtların baş- ladığı 1659 yılından bu yana sıcaklık ilk kez bu yıl 10 Ağustos'ta 38 C'ye çıktı. 1860'tan bu yana en sıcak yıllar 1990'dan sonra ve en sıcağı 1998. East Anglia Üniversitesi'ne göre 2003 belki de 1000 yılın en sıcak yılı. Bu yıl, Hindistan, Sri Lanka, ABD rekor düzeyde yüksek sıcakhklar, yağmuriar ve fırtınalar yaşadı. Italya'da Po Nehri yazın ufacık bir ırmak düzeyine küçüldü. Alman hükümeti bünyesindeki Küresel Deği- şim Danışma Konseyi'ne göre kutuplardaki buz- lann tümüyle erimesini engelleyebilmek için Kyo- to anlaşmasından dört kat daha yüksek hedef- lere sahip bir anlaşmanın uygulanmaya konma- sı gerekiyor. Buna karşılık, serbest piyasa, reka- bet, büyüme adına Kyoto gibi mütevazı bir an- laşma bile uygulanmaya konamıyor. Imzalayan Avrupa ülkelerinin bile, Ingiltere ve Isveç hariç Kyo- to hedeflerini tutturamadığı gözleniyor. Bugün en güçlü kitle imha silahıyla tezgâhlanan bir inti- har eyleminin hedefi durumundayız. Bu eylemin arkasında, El Kaide kadar fanatik "serbet piya- sa ayetullahlan" var. İlçelere de çocuk mahkemesi • ANKARA (AA) - Nüfusu yüz binin üzerinde olan ilçelerde de çocuk mahkemesi kurulabilmesine olanak tanıyan yasa tasansı, TBMM Başkanlığı'na sunuldu. Cocuk Mahkemeleri'nin Kuruluşu, Görev ve Yargılama Usulleri Hakkuıda Kanunda DeğişikJik Yapılmasına ılişkin tasan, büyükşehir belediyeleri içinde kalan ve merkez nüfusu yüz binin üzerindeki ilçelerde de çocuk mahkemeleri kurulmasını hükme bağhyor. Tasanya göre, çocuk mahkemelerinin yargı çevresi, kurulduğu il ve ilçenin mülki sınınyla belirlenecek. Ancak yargı çevresi ihtayaca göre, Adalet Bakanlığı'nın teklifi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nca değiştirilebilecek. Vakfn yeni genel sekreteri Genç • Haber Merkezi - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Sosyal Dayanışma Vakfı Genel Sekreterliği'ne Yönetim Kurulu Üyesi Selami Turgut Genç getirildi. Yönetim Kurulu üyeliğine ise Yüksel Baştunç'un hastalığı üzerine Şemsi Mısır getirildi. Turgut Genç, yaptığı açıklamada, vakfın yeniden yapılanduılması çalışmalanna başlandığuıı açıkladı. Genç, herperşembe saat 14.00 ile 16.00 arasında yapılan üye buluşmasının da sürdüğünü belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle