Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5AYFA CUMHURİYET 10 ARALIK 2003 ÇARŞAMBA
2 OLAYLARVEGORUSLER
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Kamusal Diplomasi
DEYİM, daha doğrusu bu
'yeni terim", NATO'nun, Ni-
tekim, kuruluşun Brüksel'de-
M merkezinde böyle bir Genel
Sekreter yardımcılığı var. Biri-
nin sorumlusu Jean Foumet,
gsçen gün Antalya'daki toplan-
tda bu sıfatla konuştu.
Bir bakıma, Türk Atlantik
Konseyi'nce 13. kez düzenle-
nen toplantı da bu yeni diplo-
rnasinin bir parçasıydı.
Nedir kamusal diplomasi?
Diplomasi, malûm: Genel-
likle kapalı kapılarardında, gö-
rüşmeler ve pazarlıklarla dev-
letler arası sorun çözme mes-
leği. Inceliği ve zortukları da
bundan doğuyor; açık konuş-
maya, kabalığa tahammülü
yok. Mümkünse uzlaşılacak
ve çözüm, çatışmaya, savaşa
varmadan, bütün tarafları "az
çok" memnun edecek. Arada
doğrular "biraz" çarpıtılsa da,
haklar "biraz" yense de.
Bu "biraz"\ar "çoklara dö-
nüşür ve bir yanın hakkı fazla
yenirse, o zaman kuvvete baş-
vurulması kaçınılmazlaşır. Böy-
le olmaması, yine başka bakım-
lardan "güçlü" olmanıza bağ-
lıdır. Kapalı diplomasinin en
büyük gücü ise, arkasındaki
halk desteğidir. Şu sırada, ge-
rek AB, gerekse Kıbrıs konu-
larında Türk diplomasisinin
çektiği en önemli zayrflık da, ga-
liba iç ve dış hesaplar, oyun-
lar ve hainlikler yoluyla kamu
desteğinin zayıflatılmış olma-
sıdır.
Işte kamusal diplomasi, ka-
muya açık temaslar, toplantı-
lar ve hatta tartışmalar yoluy-
la bu zayıflığı gidermeyi amaç-
lıyor. Herkesin gözü önünde.
Böyle olduğu içindir ki, An-
talya toplantılannda, her
zaman, NATO üyesi ülkelerin
resmi görevlileri, büyükelçile-
ri, yüksek rütbeli askerieri ya-
nında, bütün bu mesleklerin
emeklileri ve de uzmanları ile
bilim adamları da bulunur.
Ama, herkes resmi ya da
özel sıfatlarını kapı dışında bı-
rakıp düşünmeye, konuşma-
ya çalışır ve karşılaşılan so-
runlann çözümüne katkıda bu-
lunur.
Şu sırada, Soğuk Savaş ka-
lıntısı NATO'nun başlıcasoru-
nu, Soğuk Savaş'tan sonra
değişmesi gereken imgesini
yenilemek ve ortak değerferi
korurken uluslararası terör baş-
taolmak üzere, güncel sorun-
lara çare bulmak.
Bu arada ve biraz da bu ka-
musallık sayesinde, baş-
ka diplomatik temaslarda ve
resmi toplantılarda rahatça or-
taya konamayan tutumlarolan-
ca açıklığı ve etkileyiciliğiyle
ortaya konabiliyor, çözümlere
kapı aralanıyor.
Orneğin, pazartesi günkü
oturumda, uluslararası terör
konusunda şimdiye dek Batı
ülkelerince Türkiye'ye yapıl-
mış haksızlıklara, özellikle de
baş teröristi saklarken eli kan-
da yakalanmış bir Yunanistan
konusunda Ankara'nın kaçır-
dığı fırsata ilişkin olarak emek-
li büyükelçi ve yeni siyasetçi
Onur Öymen'in yaptığı ko-
nuşma son derece etkiliydi.
Ama, konuşmanın sonu şu
tümceyle bitti: "Inşallah med-
ya kunıluşlannın muhabirieribu
sözlerimi kaydederter ve o ga-
zetelerle kanalları yönetenler
de inşallah basar ve yayarlari"
Basıp yaydılar mı? Yoksa,
medyayı yönetenlere özgü ba-
zı hesaplarla iç ve dış denge-
ler, böyle bir konuda bile sus-
kunluk mu gerektirdi?
Ortaöğretim Çıkmazı...
Dünyanın her yerinde eğitimin hatta ekonominin belkemiğı ortaöğretimdir.
Onun ıçin gelişmiş ülkelerin hepsinde bu aşama, zonınlu eğitim kapsarruna
alınmıştır. Bizde de alınması ısteğınin nedenı budur. Ama ortaöğretim
yapılanmanuz oldukça bozuktur. Sayın Milli Eğitim Bakanı konuşmalannda bu
düzensizliği çok güzel anlatıyor.
Pakize TÜRKOĞLU Eğitimci
B
ir süredir üst düzeyde yapı-
lan eğitim tarüşmalan kamu-
oyunda iki yanlı gerginlikya-
ratıyor. Konulardan birinin
odak noktası meslek liseleri-
ne, özelde imam hatip liselerine yükse-
köğretimin her alanını açmak için OSS'de
yeni bir düzenleme yapılması. Neyse ki
Sayın Başbakan akılcı davranarak, hükü-
metin görüşlerinin de dikkate alınmasını
isteyip işi akademisyenlere havale etti. lyi
de etti. Eğitim karmaşık bir bilim alanıdır,
günü kurtarmak için taşlann oynatılması
yarar yerine zarar verir çünkü.
Böylesüıe "teknik" bir konuya siyasa
(politika) açısından değil de eğitim açısın-
dan ve serin kanlı yaklaşmak gerekir. Eği-
tim programlan, iİk, orta ve yükseköğreti-
miyİebirbirinden haberli ve bütünlük için-
de işleyen bir düzenlemedir. lyi bir ilköğ-
retim temeline dayanmayan ortaöğretimin
verimli olmayacağı gibi ortaöğretim iyi
düzenlenmezse yükseköğretimde de kar-
gaşa yaşanır, bugün bizde olduğu gibi.
Eksiklerine yanhşlarına karşın zonınlu
eğitimin 8 yüa çıkanlması, kalkınma ve de-
mokratikleşme açısından ülkemiz için
önemli bir kazanımdır. Ancak temel eği-
timdeki bu köklü değişikliğe karşın orta-
öğretimin olduğu gibi kalması, sorunlan
çoğaltmış, parça bölük önlemlerle üste-
sinden gelinemez olmuştur.
Dünyanın her yerinde eğitimin hatta eko-
nominin belkemiği ortaögretimdir. Onun
için gelişmiş ülkelerin hepsinde bu aşa-
ma, zonınlu eğitim kapsamına alınmıştır.
Bizde de alınması isteğinin nedeni budur.
Ama ortaöğretim yapılanmamız oldukça
bozuktur. Sayın Milh Eğitim Bakanı ko-
nuşmalannda bu düzensizliği çok güzel
anlatıyor. Ama köklü çözüm yerine ÖSS
ile durumu düzeltmek istiyor nedense. Oy-
sa sınavlann bu tür düzensizlikleri azalt-
ma bağlamında bir işlevi yoktur.
Sayın bakanın da açıkladığı gibi ülkele-
rin ortaöğretim düzenlemesi, kendine öz-
gü farklıhklar dışında genellikle her yer-
de aynıdır. Bu yapılanmada başta gelen
belirleyici öğrencilerin üçte biri kadannm
akademik liselere (fakültelere doğrudan
aday), kalan üçte ikisinin mesleklisesi prog-
ramlanna yerleştirilmesidir. Ancak öğren-
cilere orta ve yükseköğretimde yatay ve di-
key geçiş firsatı veriliyor. Akademik lise-
liler fakültelere alınırken meslek liselile-
rin büyük bölümü kendi programlannm
devamı olan uygulamalı yüksekokullara
kolayca alınıyorlar. Kendi alanlannın fa-
kültelerine dikey geçiş firsatı da veriliyor.
Almanya'da bu düzenleme daha küçük sı-
nıflarda başlayıp ödünsüz uygulanıyor.
Bizdeki düzenleme bunun tam tersi. Fen
lisesi gibi birkaç lise ile birlikte meslek li-
selerine de sınavla öğrenci alımyor. Kalan
çoğunluk, tek seçeneği sadece üniversite-
ye hazırlamak olan düzfisdere sınavsız gi-
riyor. Bu öğrencilerden çoğu dershaneler-
de ömür tüketmelerine karşın yine de üni-
versiteye çok azı ulaşıyor. Mesleksel be-
cerileri de olmadığındân kalanlar nitelik-
siz insan gücü konumunda hayata atılıyor-
lar. Oysa ortaöğretimin işlevlerinden biri,
üniversiteye girmeyenleri mesleksel bece-
rilerle donanmış olarak topluma ve ekono-
miye hazırlamaktır.
Bizde de ortaöğretim, ülkenin ekono-
mik ve sosyal gerçeklerine, çağdaş gerek-
sinmelerine uygun, toplumu rahatlatacak
yeni bir düzenleme ile akademik liseler,
meslek üseieri ve çokprogramb liseler ola-
rak yeniden yapılanmalıdır. Akademik li-
se öğrencileri, temel eğitim ortalaması da
katılarak sınavla seçümeh, kalanlar temel
eğitim birikimi, yönelimleri, öğretmen göz-
HediyeCell'den kaç aylık
hediye seçerseniz bir o kadar
ay da bizden hediye!* <? », \ *
TAMIOYILOIB
TURKCELL
KAMPAI4YA
ÜNCFSI
f2 .ıy 00\ıı ü.ik.
12ay 45er diik.
12ay30'ardaK.
12 ay 15'er dak.
6 ay 90ar dak.
6 ay 60'ar dak.
6 ay 45'er dak.
6 ay 3O'ar dak.
6 ay 15'er dak.
3 ay 90'ar dakTj
3 ayÜÖ'ar dak. I
3 ay 45er dak.
3ay30'ar<Jak. l
3 ay 15er dak.
KAMPANYA
HEDİYESI
TOPLAM
KONUSMA
HEDIYENIZ
•12»» 24 ay 90'ar dak. 80.000
+12 ay 24 ay 60'ar dak. 57.000
+12 ay 24 ay 45'er dak. 42.000
+12 ay 24 ay 30 ar dak. 29.500_
+12 ay 24ay1S'erdak. 15.000
+ 6 a y _ 12ay90ardak. ~46S*x[
+6 ay 12 ay 60'ar dak. 32.000
+6ay 12ay46erdak. ~24J0OO
+6«y 12 ay 30ar dak! 17.000
+6ay 12ay 15'er dak. 9.000
+3ay 6 ;ıy 90'ar dak. 25.000
+3ay 6 ay 60'ar dak. 18.000
+3ay 6 ay 45'er dak. 1Î5ÖÖ~
+3 ay 6 ay 30'ar dak. ~~9.500
+3 ay 6 ay 15'er dak. 5.000
lemleri ve öğrenci istekleri doğrulrusunda
meslek liselerine, sınavsız yerleştirilmeli-
dir. Eğer bir meslek dalına başvuru çoksa,
meslek lisesi kendi sınavını yapmalı, ka-
lanlar ise ikinci isteklerine uygun alana
yöneltilmelidir. Başka bir gerçek de her
yerleşim biriminde akademik lise ve mes-
lek lisesi çeşitlen bulunamayacağıdır. Bu-
nun için en iyi yol. çok programlı lisedir.
Böylece düz hse uygulaması kendiliğinden
son bulacaktır. Yeni düzenlemede öğren-
cilere tanınacak yatay ve dikey geçiş firsa-
ö, daha üniversiteye gitmeden alan değiş-
ürme isteklerini büyük çapta karşılayacak-
tır. Kaldı ki özellikle meslek liselilere yük-
seköğretimde de kendi alanlannda yatay ve
dikey geçiş firsatı yeterince tanınmahdır.
Buyapılanmada, akademik liselerin fen,
edebiyat, güzel sanatlar vb. düzenlenme-
si ayn bir yazı konusudur. Ancak konumuz
yönünden meslek liselerini kısaca tarüşmak-
ta yarar var. Çağdaş gelişmeler meslek çe-
şitlerini artnrmış, kimilerini silmiş, kimi
meslekler için de lise öğrenimi yeterli gö-
rülmemektedir. Bu tür liseler ya kapanma-
h ya da sayılan azaltılarak ilgili yükseköğ-
retim kururnlannın uygulama okulu ko-
numuna getirilmelidir. Günümüzdeki öğ-
retmen liseleri ve imam hatip liseleri bun-
lardandır. Bu programlar. meslek adı taşı-
dıklan halde mesleksel işlevleri kalma-
rmştır. Güncel tartışmanm konusu olan
imam-hatip programı, geneldekı eğitim
sorunundan soyutlanarak ayncalıklı bir ko-
numa getirilmemeli. Bunun ekonomik ve
sosyal bir gerekçesi yoktur. Aslında imam-
hatip ve meslek liseli öğrencilerin bir bö-
lümü, bir yanlışın mağdurlandır. Fen lise-
liler, Anadolu liseliler gibi onlann da bir
bölümü ortaöğretime sınavla seçildikleri hal-
de, programlan nedeniyle ötekı fakültele-
re alınamıyorlar. Kimilerinın öne sürdüğü
gibi fıkıh bilen doktor, hâkim yetiştirme,
Cumhuriyet düzenimizin eğitim felsefe-
sinde ve eğitimin amaçlan arasında yer al-
maz. Böyle bir düzenleme Öğretim Birli-
ği Yasası'yla, anayasayla çatışır. Buna kar-
şın "Ben yaptını oJdu" denilmesı sistemı
örseler. Eğıtimi politikaya alet etmek, öğ-
rencileri kendi görüşleri doğrultusunda ye-
tiştirmeyi amaçlamak, fa-
şist, komünist ve din dü-
zenlerine özgüdür.
Oysa yeni ortaöğretim
düzenlemesi yapıldığın-
da, yoksul kesimin çalış-
kan ve yetenekli çocukla-
n olan günümüzün Anado-
lu öğretmen, Anadolu
imam hatip, Anadolu tek-
nik liseli öğrenci kesimi o
düzenlemede uygun yerle-
nni alacaklardır. Bunu han-
gı ana baba. hangı öğren-
ci istemez. Eğıtımde nite-
liği bozacak küçük önlem-
ler yerine, çaplı bilimsel
düzenlemelergetirmek da-
ha çok yoksul kesimlerin
işine yarar.
KAMPANYA
ONCESİ
HEOJYELER
KAMPANYA
HEDİYESİ
TOPLAM
KISAMESAJ PUANINIZ KOD NO
HEDİYENIZ I
12ay90'.TrSMS +12 ay 24 ay 90'ar SMS 22.500
12 ay 60'ar SMS +12 ay 24 ay 60'ar SMS 16.000
12ay 30ar SMS +12ay 24 ay 30'ar SMS 8.500
6ay90"arSMS
6 ny CO'.ır SMS
12 ay 90'ar SMS 12.500
12 ay 60'ar SMS 9.000
' Kampanya 3-6-12 aylık konuşma ve kısamesaj hcdıyelennde geçertıdır.
Örneğin 24.000 puanınız var. Bu puanla 6 ay yerine
şimdi 12 ay boyunca ayda 45 dakika konuşma
alabilirsinız. İstersenız birden fazla hediye de
seçebilirsiniz.
Puanımzı öğrenip hediyenizi sipariş etmek için
Kısa mesajla
PUAN yazın. 2222'ye yollayın. Puanınız cebinize
gelsin (Puanınızı ögrenmek 1 kısa mesaj olarak
ücretlendirilir). Hediye siparişi için, HEDİYE
yazın, boşluk bırakın. Seçtiğiniz hediyenin
kodunu yazın. 2222'ye yollayın. Turkcell'den
gelen onay mesajından sonra, hediyenizi güle ı
gule kullanın! A
w.vw.!uri< cell.com.tr'den ^
İnternet sitemizden, Süper Şifrenizi kullanarak
hem puannızı öğrenin, hem de hediyenizi sipariş ,
edin.
Turkcell Extra'lardan
Size en yakın noktaya gelin, puanınızı öğrenip
hediyenizi sipariş edin.
Bu kampanya 31 Aralık 20O3> kadar geçerlıdır. Hodrye olarak
seçlıç)ıni2 konuşma ve kısafnesajl^ır; Turkcell. Hnzır Kari ve
Muhabbet Kari arası kulanımtırda geç«rlidtf. Bu kamtunyodan
sadece Turkccll faluralı hatta sahip olan şahıs abonclcrl
favdalanabılir.
Turkceli Kurumsaf Abonelcn! Sizin îçın dc 10. yı(
4440532 www.turkcell.com.tr
10. yılımız şerefine...
Milyonlarca dakika,
milyonlarca kısamesaj
hediye!
TURKCELL HediyeCELL
İnsan
sorumluluktur
Vedat GÜNYOL
O
mrüm bo\
r
unca,
özellikle Doğıı insa-
nında, anababa oca-
ğında eğitilmiş Doğu insanın-
da sorumluluğu bir yaşam
kuralı yapmış olanlara çok az
rastladım.
Sorumsuzluğun ABC'si
"adam sendeciliktir" Bunu
bir başka deyimie şöyle di-
le getirebiliriz:
"BoşvennişHk"
Geçen gün televizyonda
izlediğım bir programda, yıl-
larca Türkiye'de yaşamış. bi-
ri Fransız. biri Japon iki or-
ta yaşta uzmaru can kulağı ile
dınledım. Ikisi de Türkçeyi
yanlışsız ve aksansız konu-
şuyorlardı. Bu programda
beni en çok Japon ilgilen-
dirdi, ilgilendirmekle kal-
madı, şaşırttı. Japon, Türki-
ye'deki yaşamında boş ver-
mişlikle karşılaştığını üzü-
lereksöylüyorve "Bizde boş
vçrme sözü yoktur. Biz Ja-
ponlar boş verme nedir bil-
me\1z. dilimizde böyle bir
kavram yoktur."
Bu müthiş sözün karşısın-
da eridim durdum.
Biliyorsunuz. bir zaman-
lar "Boş vermifim, boş ver-
mişim, boş vennişimdün\-a-
ya" diye üstüne basa basa
söylenen bir şarkı, halkımız-
ca çok tutulmuştu. Öylesine
tutulmuş ve içimize işlemiş-
ti ki, sorumsuz bir cumhur-
başkanınca anayasanın bir
maddesinin değiştirilmesi
"boş vermişlikk". karşılan-
mışü. Tele\iz>ondakonuşan
ve Japonlann boş vermişli-
ğin yabancısı olduİdannı söy-
leyen sevimli Japon mühen-
dise teşekkür ederken. Boğa-
ziçi'nin iki yakasını birleş-
tıren köprülerden geçerken,
Doğu insanlannın. bu arada
bız Türklenn bu konu üze-
rinde durup düşünmelerini
istiyorum candan ve gönül-
den...
PENCERE
Erbakan Hoca'ya
Haksızlık!..
Erbakan Hoca'nın başı derfte..
Şu Allah'ın işıne bak!..
Medyacıların gıkı çıkmıyor, yer yanlmış AKP ile
birlikte içine girmişler...
Hoca'yı savunmak yine bize düştü.
•
Yargrtay, Ankara 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nce
verilen kararı onayladı.
Karar:
Türk Ceza Yasası'nın 345'inci maddesinde dü-
zenlenen 'özelbelgede sahtecilik' suçundan Nec-
mettin Erbakan'a verilen 2 yıl 4 ay hapis cezası-
nın uygun bulunarak oybiriiğiyle onanmasına...
Aynı davada 69 kişi daha -ki bunlar da elham-
dülillah islam üzerine politikada iş tutan kardeşle-
rimizdir- sahtecilik suçundan cezalandınldılar...
Ne yapmışlar?..
•
Refah Partisi mahkeme kararıyla kapatılınca,
Hoca ve takımı mal varlığının ve Hazine yardımı-
nın üstüne oturmak amacıyla, banka hesapların-
dan çekilmiş paralan vaktiyle il teşkilatlarına dağı-
tılmış gibi gösterip sahtecilik yapmışlar...
Hazine yardımı, parti örgütlerine dağıtılmış gibi
gösterilerek devletten kaçınlmış; bu yolda anah-
tarlık, çakmak, rozet, et, sucuk, peynirgibi kalem-
lerde harcama yapıldığına ilişkin sahte evrak dü-
zenlenmiş...
lyi mi?..
Dini bütün Islamcı kardeşlerimizden böyte tutum-
lar beklenir...
Suç olan bu fiilleri işleyen Erbakan Hoca cezayı
hak etmiş mi?..
Etmiş...
•
Peki, kapı gibi ağır ceza mahkemesi ve Yargrtay
kararlan varken haksızlık bunun neresinde?..
Haksızlık dava dosyasında dudak uçuklatan bir
aynmcılığın vurgulanmasında sıntıyor...
Erbakan ve suç ortaklannı mahkûm eden dava-
da, bilin bakalım başka kimlerin adları var?..
En başta Abdullah Gül!..
Başbakan Yardımcısı..
Ve Dışişleri Bakanımız..
Dokunulmazlığı olmasaydı, Erbakan Hoca ile bir-
likte içeri atılacaktı..
Sonra?..
AbdülkadirAksu..
Içişleri Bakanımız..
Sonra?..
AKP milletvekilleri Özkan Öksüz, Ali Temür,
Mehmet Emin Tutan vb...
Eh, şimdi bu takım dışarda dolaşacak, iktidar kol-
tuklanndakeyif çatacak, hepsinin hocası Necmet-
tin Erbakan bunlar adına hapis yatacak...
Haksızlık değil mi!..
•
AKP'nin yolsuzluk sanığı milletvekillerini say sa-
yabildiğince...
AKP hükümetinde üç stratejik bakanlık, yolsuz-
lukla suçlanan üç kişinin elinde...
Hilmi Güler, Binali Yıldırım, Kemal Unakıtan .
AKP'liler, dokunulmazlık kalktığı gün sanık san-
dalyelerine oturacaklar; bunlann hepsini Necmet-
tin Hoca yetiştirmişti...
Hoca içerde yatarken öğrencilerinin iktidarda ol-
ması haksızlık değil mi?..
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER
TÜRK DERNEĞ1
İNSAN HAKURININ NERESİNDEYİZ?
Sunuş
Rahmi KUMAŞ
Eğitimci-Hukukçu-Yazar
Konuşmacı
Prof. Dr. Semih GEMALMA2
l.Ü.H.F. Öğretim Üyesi
10.12.2003 Çarşamba
Saat 17.30-19.30
Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi
Okurlarımıza duyuru
"Cumhuriyetin 80 yıü" fasiküllerini
saklayabileceğiniz özel olarak hazırlanan
Klasörlerin dağıtımı, Aralık 2003 son
haftasından itibaren bölgesel olarak
yapılmaya başlanacaktır.
Aralık 2003 son haftasında hangi gün hangi
bölge dağıtımı yapılacağı konusunda da
ayrıca duyuru yapılacaktır.