28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 ARALIK 2003 ÇARŞAMBA 14 JVLJJL1 U J A kultur@cumhuriyet.com.tr '4. Sanatçılar Kurultayı'nda devletin sanata destek olması, ama kanşmaması gerektiği vurgulandı Hedef,özerksanatkurumuSELCENAKSEL 1995 'de kurulan, üye örgüt sayısı bugün 76'ya ulaşan Özerk Sanat Konseyi'nce düzenlenen '4. Sanatçılar Kurultayı', ömceki gün Atatürk KüJ- tür Merkezi'nde toplandı. Sanatın, siyaset \ e bürokrasi karşısında özgür olması gereğini gündeme getiren ve çözüm ola- rak sanat alanında özerk bir yapılanmayı öneren kuruJtaya. konsey iiyesi Heykelöraş.lar Derneği, Film Yön, POPSAV, Karikatürcüler Derneği, Türkiye Yazarlar Sendütası gibi dernek, vakıf, sendika, meslek birliği temsilcileri katıldı. Kül- tür Bakanlığı katılmadığa gibi ödenek de ayırma- dığı içüı, îstanbul dışındaJd kuruluşlann çoğu ku- rultayda temsil edilemedi. Özerk Sanat Konseyi Dönem Başkanı Vecdi Sa^ar'ın açılış konuşmasrnın ardından, 'SanatAla- nında Özerk Yapılanma* konulu ilk oturum baş- ladı. Başkanhğını Sayar'ın yaptığı oturumda CengizBektaş(Türkiye Vazarlar Sendikası Baş- kanı), Mehmet Güleryiiz (Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği Başkanı), HalukÜnal(Ulusal Sinema Platformu sözcüsü), TamerLevent(TO- BAV Genel Başkanı), BurcuKayalar(Grafiker- ler Meslek Kuruluşu Başkanı) görüşlerini sun- dular. Kendl kurallanmızı oluşturmalıyız' Levent, Türkiye'de sanat meslek birimlerinin işlerini en iyi şekilde yapmasını sağlamanın ge- rekliliği ile Kültür ve Turizm Bakanhğf nın bu konudaki görevine dikkat çekerken; Güleryüz, Dünya ve Avrupa gündemine ne denli yakın ol- duğumuzun sorgulanması gereğini, Avrupa'da sa- nat ve sanatçı haklan konusundaki hukukı ge- lişmeleri anımsattı. "Bakanlığın bügi sahibi ol- ması vebügüendJrmeagereJdr" diyen Güleryüz, Avrupa'da sanat üretiminin ciddi boyutlarda ol- duğu düşünüldüğünde, özerk sanat konseyinin varlığının ve geliştirilmesinin daha da önem ka- zandığını belirtri. Ünal, devletin sanatçıyı des- o tekleme sorumluluğu ve kamusal alanın ne ol- duğu konusunun da üzerinde durulması gereken konularolduğunuanlaftı. Bektaş, "Sağnklıoluş^ turmakistediğimiz ortamın üzerinegölgelerdüş- memeli, baştan temel sorunlan beiûiemeli ve as- gari müştereği doğnı saptamahyız. KüreseOeşme- nin tanımı da yanlış yapılmış olabüir. BLder, ken- di kurallanniLfl oluşturup dünyaya kapıianmızı kapamamahMetümpartüerintüzükkrineginne- Hyiz* dedi. 'Türkiye'de veDünyada Ozerk Yapılanma Mo- delleri' konulu ikinci oturumda, 'Artscouncil' zerk Sanat Konseyi Dönem Başkanı Vecdi Sayar yaptığı kapanış konuşmasında, kamu reformu çalışmalan çerçevesinde kültür ve sanat alanında yeni bir düzenleme yapılarak özerk bir sanat kurumu oluşturulması gerektiğini söyledi. modeli ele alındı. Prof. Dr. Erol Kaûrcıoğlu, bir özerk kuruma neden gerek duyulduğu üzerinde dururken, Prof. Dr. Hüsamettin Koçan özerk bir kurum oluşturma yolunda uzun zaman önce baş- lattıklan çahşmanm Fikri Sağlar tarafindan im- zalanan protokole karşın sonuca varmadığını anımsattı ve konu kamuoyuna mal olmadığın- dan ilerlemenin yavaş olduğunu belirtti. Üçüncü oturumda 'Sanat ve Siyaset' konusu ele alındı. GüLsünı Cengiz, başkanhğını yaptığı oturumu. "Sanatçı, muhalif ve özgür, sanat ku- nımlan özerkolmahdır" sözleriyle açtı. Bu otu- rumda, kurultayı başından beri izleyen AKP mil- letvekili Recep Girgin de söz alarak tarihsel sü- reç içinde sanat- siyaset bağından söz etti ve ku- rultayın devamını dilediğini, 'siyasal güdümle sanann alanuun daralacağuu' sözlerine ekledi. Gencay Gürün, ülkemizdeki 'küJtür erozyonu- na' dikkatleri çekerek eğitime verilen önemin, özerk bir sanat kurumu oluşturma yolundaki önemini anımsattı. Yücel Erten, siyasal duruşla gündelik siyasal oluşumlara yakın durmanın far- kına değinerek "Çağdaş devlet, sanatın özgürce üretilmesini sağlar, ama sanaün nasıl üretilece- ğine karar vermez" dedi. CHP milletvekili Ber- han Şimşek ise kültür-sanata aynlan fonun az- lığını ve dünyada hiçbir ülkede kültür ve tu- rizmin bir bakanhkta toplanmadığını söyledi. 'özgürlük sorumlululrttu" Kapanış oturumunda 'Sanat Özgürlüğü ve Özerklik' konusu ele alındı. Mehmet Aksoy, "Özgürlük sorumluluktur. Sanata de\1et ve ye- rel yönetimler kanşmamahdır" görüşünü savu- nurken; OrhanAlkaya, "Kamuyönetimiyasata- sansında yerel yönetimlere ve il özel idarelerine bırakılan hizmederin nasıl yürütüleceği belirtil- miyor. Aynca sosyal güvenlikle ilgili hiçbir hazır- lık çahşması da yok" dedi. Vecdi Sayar, kaparuş konuşmasında, konsey üyesi 76 örgütten yandan çoğunun kurultaya ka- tıldığını, bundan sonraki hedeflerinin kûltür-sa- natetkinlikleri gerçekleştiren tüm örgütlerle iliş- ki kurmak olduğunu, en kısa zamanda Türkiye Sanat Kurumu Yasa Taslağı'nı oluşturup tartış- maya açacaklannı söyledi. Özerk bir sanat ku- rumu içüı uygun koşullann bulunduğunu belir- ten Sayar şunlan ekledi: 'Kamu reformu çahş- malan çerçevesinde kültür ve sanat alanında ye- ni bir düzenleme yapılmah. Avrupa ülkelerinin çoğunda var oJan "Artscouncil', 'Arts Institute' gibi bir kurum oluşrurulmaü. Devlette piyasa arasında sıkışan kültür-sanat aianı böylece yeni bir dinamizm kazanabilir." 6. SİNEMA-TARİH BULUŞMASI Yığitgil, nitelikten ödün vermeden başanlı birfilm şenliğigerçekleştiriyor Güç koşullanninsanı EtkinlikBertoIucri'nin 'TütkularveSuçlarıileaçUacak. MedeniyetlerArası Diyalog ve însan Hakları TÜRSAK Vakfi'nın Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ortak- laşa yapacağı '6. Uhıslarara- 9 Sinema ve Tarih Buluşma- a' (12-19 Aralık) prograrru hakkında dün Osmanh Ban- kası Müzesi'nde bir basuı top- lanüsı düzenlendi. VakıfBaş- kam Engin Yigitgil filmler- le ilgili olarak bilgi verirken, "Festivalin bu yıUd teması, maalesef güncel konulaıia ve İstanbuTun bu yıl yaşadıkla- nyla örtüşen bir tema. Festi- val dttnyaya önenıli bir mesaj veriyor. Dünyada bugünkü durumu düzdtecek olan şey medeniyetier buluşmasıdır" diye konuştu. Etkinliğin bu yılki ana ko- nusu 'MedeniyetkrArası Di- yalog ve İnsan Haklan'. Bu- luşmada fılmler, Uluslarara- sı Uzun Metraj ve Belgesel Film Yanşmalan dışında, 'Medeniyetler Buhışması ve Aydınlanma', 'İnsan Hakla- rı TemahFBm Gosterimleri', 'MedenrvetlerinCMuşmasmda KadmYönetmenlerVBirÜl- ke Sinenıası: Almanya', 'Or- ta Avnıpa'dan Bir Sinema: Macaristan', 'Fransız Sine- ma Tarihinden' başhkian al- tında sunulacak. Ingütere, Almanya, Fransa, Itarya, îran, Avusturya, Şili, Küba, Gürcistan, Belçika, Da- nimarka, Yunanistan, Çin, îs- rail, Kanada, ABD, Polon- ya, Macaristan olmak üzere dünyanın pek çok ülkesiııden 90'a yakın film program- da. Festival 12 Aralık'ta saat 20.00'de Lütfti Kırdar Ulus- lararası Kongre ve Sergi Sa- rayı'nda Ingiliz dansçı Mk- haelPopper'in, 'Medeniyet- lerArası Diyalog" teması üze- rine koreografisini festival için özel olarak hazırladığı 'Şinuh' ya da Sonsuza Dek' adlı dans gösterisi ile başla- yacak. Gece, festivalin açılış filmi olan 'Tntkular ve Suç- iar'ın (Bernardo Bertolucci) gösterinüyle sona erecek. Ka- paruş gecesi ise 19 Aralık'ta saat 20.00'de yine Lütfı Kır- dar'da yapılacak. Gece, ko- reografisini Zey- nep Tanbay'ın, müziklerini Bur- han Öcal'ın yap- tığı 'KoflaraDair' adlı solo dans gös- terisi iye başlaya- cak. 'En İyi Uzon Metraj FBm Ödülü-Işık Saçan Apoüon', 'Uzun Metraj FOm Jüri Özel Öduhl', 'EnlyiBdgesel Film', 'En îyi Sinematografi', 'En İyi Uzun Metraj' ve 'En İyi Belgesel Film StVADÖdülk- ri'nin yanı sıra ulusal ve ulus- lararası alanda verilen gele- neksel 'Onur ÖdüTleri' ile 'İnsanHaklanÖdülü' de ge- cede sahiplerini bulacak. Fes- tival filmleri, Beyoğlu Be- yoğlu Sineması, Levent Si- nema TÜRSAK, Fransız Kül- tür Merkezi, Alman Kültür Merkezi ve Osmanh Müzesi Sineması salonlannda göste- rilecek. (0212 244 52 51) türsak 'Sponsorluk çağa uymalı' TÜRSAK Başkanı Engin Yigitgil, finansman konusunda zorluk çektiklerini belirterek "Bir tek şey yok TÜRSAK'ta. O da para. Yani Türkiye'de sponsor anlayışının yeniden ele ahnması gerekiyor" diyor. GAMZEAKDEMİR Özverili çabalarla yıllardır sinema alanmda festivaller ve film haftalanyla sanatsal; panel, söyleşi ve seminerlerle de düşünsel bir bir etkinliği sürdüren TÜRSAK'ın (Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakii), başanlı Yönetim Kunılu Başkanı Engin Yigitgfl, 6. Uluslararası Sinema -Tarih Buluşması öncesinde etkinliği değerlendirdi. 'Evrensel çözüm1 - Medenhefler Arası DiyaJog ve İnsan HaklanJ TÜRSAK Vakfi'nın çagın bu çok önemli sorunsatana yaJdaşımı, etkinliği salt bir buluşmadan öte düşünsel plarformlarda somut çözümkr önermek anlanunda diğerlerinden ayınyor, övie değil nû? ENGİN YİGİTGİL - Evet. TÜRSAK Vakfi'nın festivallerini özellikle tematik bağlamda yapmasmm amacımn altında, bu e\Tensel ve toplumsal sorunlara çözümler üretebilme, önerme düşüncesi yatıyor. Festival programmda yer alan ve panelist olarak doğudan, batıdan birçok önemli düs,ünürün katıldığı 'MedenijeÖer Çaöşması* paneli gibi gerçekten çok önemli düşünsel platformlann yam sıra film programı da aynca bir düşünsel platform olarak hazırlandı. Film programı hazırlanırken sinemamn gücü aynı zamanda toplumun 'avdınlanma" sürecine de katkıda bulunacak bir düşünsel güç olarak da vurgulanması göz önünde bulunduruldu. Bundan dolayıdır ki Sinema ve Tarih Buluşması dünyadaki diğer festivallerden çok ayn bir yerde, bir 'Sanat ve Düfünce FestivaB' olarak saygın bir şekilde duruyor. - TÜRSAK Vakfi'nm, düzenfcdiği festivaDerde programı oluştururken ülke ve dümadaki sosyal konjonktürü özellikle iztediğini söylersek yanıinuş olmavız sanınm.» YİĞfTGİL - Evet. Özellikle bu \lgitgil, Sinema ve Tarih Buhışması'nm düşünce festhaü olarak görüldüğünü söyledi festivalin temalan, ülke ve dünyadaki sosyal ve de siyasal konjonktürle inanılmaz bir şekilde örtüşüyor. Geçen yılki temamız "Dinlerarası Diyalog'du. Dünya 11 Eylül saldınsı ile çalkalandı. Bu yıl tema 'Medeniyetlerarası Diyalog'. Istanbul maalesef acı bir bombalı terör saldınsı yaşadı, Almanlann 'Ghıck im Unglück' diye bir deyimleri \r aı. 'Şans içinde Şanssıznk'. Ancak bu temalar 1.5-2 yıl önce saptanıyor. TÜRSAK Vakfı gerek ülke, gerekse dünya sosyal konjonktürünü, geleceğe ait düşünceler üretebilmek amacıyla çok yakmdan ve ilgi ile takip etmek durumundadır. Çünkü bir sıvil toplum örgütü olarak en önemli ilkemizin, kültür ve sanatın yamnda, toplumsal işlevimiz olduğunun bilincindeyiz. 'Bütün sinemalar e$it' - Festival programında Avrupa fîlmleri ön planda. Bunun TÜRSAK'm Amerikan sinemasının niteükü öraekkrini elberte göz artü etmemek ka\dıyla Avrupa ve alternatif ülke sinemalanmn son yıDardaki \iikselisjnden duyduğu memnunhetin bir ifadesi olduğunu söylevebiür miviz? YİGİTGİL - Evet. Amerikan sineması önemli bir sinemadır. Ancak tüm dünya ülke sinemalan da bizim için aynı değerdedir. Festi\aller genellikle tican alanda gösterim şansı az , ancak sanatsal içerikleri çok zengin olan önemli filmlere yer verir. Bu ilkeden hareketle A\rupa ve diğer ülke sinemalanmn filmlerine daha fazla yer veriyoruz. Söz konusu ülke sinemalarının son yıllardaki çıkışı ise film programlanmızı zenginleştiriyor. 'Sponsorluk anlayışı yeniden ele alınmalı' -11 başhk amnda 11 bölüm, dolayısı>1a oldukça yogun bir program, büyük masraJOar ve özveri gerektinyor elbette. Bu noktada sponsorluk konusuna TliRSAK'ın bakışını aıüabr mısuuz? YİGİTGİL- Bence bir vakıf başkanma sorulacak en can alıcı soru. 'Sinema ve Tarih Buluşması' festivali dünyanın en saygın ve önemli festivallerinden biridir. Bu tip bir festivalin bütçesi ashnda yüksektir. TÜRSAK çok büyük bir kurum; her şeyi olan bir sivil toplum örgütü. Bir tek şey yok TÜRSAK"ta. O da para. Yani finansman konusunda zorluk çekiyoruz. Türkiye'de sponsor anlayışının yeniden ve çağa uygun koşullarda ele alınması gerekiyor. DEFNE GÖLGESÎ TURGAY FlŞEKÇt HeştiPide Kendine Özgıi Olmak Bir sanatçıda aranan en temel özelliklerden biridir kendine özgülük. Çünkü her sanat bir yaratıcılık ye- teneği ister. Yaratıcılığın sanatçının kişiliğini yansıtan kendine özgü ışıltısını taşımayan yapıtlar, sanat yapı- tından çok zenaat ürünü olarak değerlendirilir. Edebiyat türleri içinde şiirde, öyküde, romanda bi- rincil önceliklerden biri olarak aranan yaratıcılık ve kendine özgülük eleştiri türü söz konusu olduğunda ilk sıralarda akla gelmez. Oysa Ataç'ın olsun, Fethi Nact'nin olsun eleştiri- leri bep yaratıcılık ışığıyla pariarlar. Çekicilikleri, okur- lar katında sevgi, beğeni kazanmış olmalannın temel nedenlerinden biridir kendine özgü yazarlıkları. Günümüzün sayılan çok az olan eleştirmenleri ara- sında da Semih Gümüş, boylesi kendine özgü bir eleş- tiri yöntemi ve dıli yaratmış yazariardan biri olarak öne çıkıyor. Eleştiri anlayışını açtklarken Oscar Wilde'ı anıyor Eleştiri, "sanat yapıtını yeni biryaratının kalkış nok- tası olarak ele alır." Sonra da ekliyor. "Yapıttan bağımsız, kendi duru- şunu seçmiş eleştiri, alımlama veyonımlama etkin- liğinin öznesi olmanın da özgüveniyle hüküm vermek yerine, birokuma biçimi ortaya koyar. Çözümlemek- leyetinir. Böylece romanı yargılamak yerine, anlama- ya çağınr." Bu anlayışının yetkin örneklerini, Adalet Ağaoğlu ve Vüs'at 0. Bener üstüne yazdığı kitaplaria verdi. Bir eleştirmeni etkili kılan asıl yanı ise yaşadığı dö- nemin yazariannı ve edebiyat dünyasını ne ölçüde ir- deleyip etkileyebildiği. Semih Gümüş, bu yanıyla da çalışkan bir yazar, Oy- künün Bahçesi ile öykü dünyamızı, ilk krtabt olan Ro- man Kitabı'ndan şu günlerde yayımlanan son krtabı Yazının Sarkacı Roman'a dek de roman dünyamızı irdelemeyi sürdürüyor. Yazının Sarkacı Roman'ın daha içindekiler listesi- ne baktığınızda romanımızın ne denli geniş bir görü- nümüyle karşı karşıya olduğunuzu görüyorsunuz: Ke- mal Tahir, Yusuf Atılgan, Yaşar Kemal, A. H. Tan- ptnar, Hilmi Yavuz, Sevgi Soysal, Aras Ören, Se- lim lleri, Orhan Pamuk, Latrfe Tekin, Hasan Ali Toptaş, Selçuk Altun, Perihan Mağden, Murat Er- man, Vecdi Çıracıoğlu, Hakan Akdoğan, Şule Gür- büz, Ahmet Karcılılar. Semih Gümüş, bütün bu romancılara bakarken bir yandan günümüzün roman sanatını irdelemeye giri- şirken öte yandan da kendi eleştiri anlayışının ömek- lerini ortaya koyuyor. Yazara ve yapıtlara bakarken, yaratıcı metinlerin karşısına, kendi yaratıcı metinleriyle çıkıyor. Yapıtla ve düşünceyle bir tür çarpışma içine girerek yaprt karşı- sında kendi eleştiri metnini oluşturuyor. Romanın an- lam ve anlatım derinliklerini yeniden üretiyor. Salt değerlendirme biçimindeki eleştiriye alışmış okuriar için zor metinler Semih Gümüş'ünkiler. Buna karşın roman okumayı seven okurtan için, belki baş- langıçta yadırgayacaklan, ama okudukça romanlann ve yazariann dünyasına derinlemesine dalışlar yapa- caklan, bilinçle okuma zevkinin buluşacağı yapıtlar. Yazının Sarkacı Roman, böylesi bir deney için bu- lunmaz bir fırsat. Yukanda adlan anılan romancılan- mızın dünyasına girebilmek, onlara ilişkin önemli, ben- zersiz saptamalarla karşılaşıp yeni yazınsa) heyecan- lara sürüklenmek; dahası bir roman okurken ona na- sıl yaklaşılabilecegi üstüne de düşünceler üreten me- tinlerie edebiyat bilincimizi ve zevkimizi pariatmak... Eleştiri türünün, yaratıcı edebiyatın bır parçası ol- duğunu anımsattıgı ve öğrettiği için de sevmeliyiz Se- mih Gümüş'ü. tfisekcifr' superonline.com Mekân'da yeni atölyeter • Kümir Servisi - Dans çalışmalanna ağırlık veren Mekân'da bu ay iki yeni atöh/e başlıyor. llk atöh/e modern dansın öncülerinden Lester Horton'ın oluşturduğu 'Horton Tekniği' üzerine. Belçika Kraliyet Balesi'nde eğitim gören Timur Ratlas tarafindan verilecek olan dersler 12-13-14 Aralık'ta yapılacak. Katılım ücreti 120 milyon TL. Diğer atölye ise modern dans ve tango alanında. Cumartesi - pazar 15.00 -19.00 arasında yapılacak derslerin konulan Jennifer Muller Tekniği, tango tekniğine giriş, tango müziğiyle doğaçlama ve Astor Piazzola müziğiyle özel çalışmalar. Uluslararası Astor Piazzolla Vakfi'nın solo dansçısı ve Arjantin Ulusal Tangosu'nun 'Young Square' üyesi Alicia Orlando'nun vereceği derslere katılım ücreti 70 milyon TL. K Ü L T Ü R # Ç t Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle