28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 EKİM 2003 CUMA 8 Istanbu HABERLERİN DEVAMI TURKIYE PB 23 Sinop Earne PB 26 Samsun PB 22 Adana B 29 Y 22 Kocaeh PB 23 Trabzon Y 20 Csnakkale P B 25 Gıresun Y 21 Izmır B 27 Ankara PB 22 Menisa Aydın J3 27 Eskışehır PB 21 B 23B 29 Konya Denızlı B 26 Sıvas PB 20 Zoigulcak P B 22 Antalya A 29 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van B Y Y Y Y Y Y 28 24 29 25 22 17 15 Y 16 ! Yurdunkuzey vedo- ğu kesımlen parçalı çok bulutlu, Orta Karadenız toyılan, Doğu Karaöenız ıle Doğu ve Guneydoğu Anadolu bolgelerı sa- ganak yağışlı, dığer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklı- ğı yurdun doğu kesım- terınde azaiacak. dığer yerlerde onemlı bır de- ğışıklık olmayacak. DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn Y PB PB Y Y Y Y Y 11 11 12 19 19 18 22 16 Münıh Y 23 Zürıh Berlın Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atına Y PB Y PB PB B PB B 21 26 18 25 26 26 28 28 Y 23 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tıfhs Kahıre Y Y B Y PB Y Y B 18 25 16 24 23 17 11 30 Y 28 •Tahran Cv Parçafı bulutlu ! Sısl k Çok btı'utlu • Yağırurl'j >Kaıi Sülu kar »Gok gunjltutu G UIV C E L CÜ>fEYT ARCAYÜREK • Baştaraft 1. Sayfada Gidecek askersayısı belli değil. "Lojistikkoridor" beii değil. PKK/KADEK sorununun nasıl çözümleneceği bel i değil. Ankara'da ABD adına Mr. Black ile ya- pılscak heyetlerarası gönüşmelerde nereye varıla- cağı beli değil. RTE "Asker ve PKK için yol haritamızı çizdik" di- yor Yol haritasının değişken temel öğeleri belli de- ğil. Kuzey Irak'a Türkiye'nın asker göndermemesi koşuluna bağlanan 8.5 mılyar dolarlık kredi anlaş- ması ımzalanmadan önce hükümetın askerlerin gö- rüşujne başvurrnayışının nedenleri belli değil. Genelkurmay Başkanı özkök ile Kara Kuvvetle- ri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman, "apayn ko- nufar" diye nitelediklerı Kuzey Irak'a asker girme- sıyle kredi konusunun bırhkte ele alınmasından ra- hatsız olduklarını açıkladılar. Hükümetle askerin bir- bırine zıt görüşleri gelecekte nasıl sonuçlar verecek, belli değil. Devlet Bakanı Ali Babacan "erken seçim ihtima- lizayıf" demesirıe karşın, hodri meydanlarçoğaldı. Milletvekilleri suskun, amaAKP'densonraCHPde seçime hazır olduğunu ilan ettı. YSK'nin erken se- çim mı, oy dağılımının yeniden düzenlenmesı mı, yoksa bütün başvuruları toptan reddederek mi so- runun içinden çıkacağı belli değil. Daha öncelerı erken seçimi öngören, yüzde 40 oylardan söz açan RTE, birden vites değiştirerek AKP milletvekillerine "seçim lafını ağızlanna alma- maJanm" salık verdi. Bu söylemi; grubu yatıştırmak için mi yoksa YSK cephesınden başvuruların akıbetini seçim de DYP grubu da istemeyen iktidar doğrultusunda göste- ren kimı işaretler aldıktan sonra mı söylediği belli degil. • • • Belli olan "birşey" yok mu? Var! Nediro bilinen "birşey": KıbrıssorunundaKK- TC'nin ve Türkiye'nın uluslararası oyuna getirildiği! Oyundan da öteye komployu Ingiliz Lordu David Hannay ve ABD Temsilcisi Thomas VVeston ile Annan'ın Kıbrıs özel Temsilcisi Alvaro De Soto, Rum önde giden hukuk adamlarıyla birlikte tezgâh- ladılar. Türktoplumunu bağımsızlıktan, özgürlükten so- yutlayacak, azınlıkdüzeyinedüşürecek, KKTCtop- raklarını yeniden Rumlara açacak, o topraklarda yerleşik insanları yerlerinden yurtlarından edecek, Türkiye garantisini ortadan kaldırıp askerini Kıb- rıs'tan çıkaracak uzlaşmaya Annan Planı adını ve- rerek KKTC'nin ve Türkiye'nın önüne sürdüler. KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş Annan Planı or- taya atıldığmdan beri bu gerçekleri dile getirdi. Hemen her fırsatta, uluslararası toplantılarda, BM Genel Sekreteri'nin çağnlarına katılmak üzere git- tiği New York'ta, Ankara'yı ziyaretlerinde, ulusal da- vanın uluslararası komploya kurban edilmek isten- diöini söyledi. Tnandıramadı. Ankara, komplonun belki de bü- tün öğelerini biliyordu, sustu. Şimdi: Denktaş'm aylardır dillendirdiği uluslararası komployu AB üyeliğini güvence altına alan Güney Kıbrıs Rum yetkilileri doğruluyor. Başta yakın günlere kadar müzakereleri Rum ta- rafı adına yürüten Klerides. Tezgâhlayanların isim- leri dışında komployu açıklıyor: "Annan Planıhazır- lanırken, bunun neler içereceği konusunda bilgile- re sahip olduk, bizimle görüştüler ve aleyhimize olan kısımlan önleyici tedbirler alma fırsatını yakaladık". Hatta, "4 Müslüman devlet KKTC'yı tanıyacaktı, BM sekreterinin yardımı ile baskı yaptık, önledik" diyor. Uzun yıllar Rumların liderliğıni yapan Yorgo Va- siliu'nun açıklamaları Klerides'i tamamlıyor. Annan Planı ile "95 bin Rum'un Türk bölgelerineyerieşe- ceğini ve zaman içinde adada hiç Türk askeri kal- mayacağını" söylüyor. Oysa Denktaş; sayıyı azım- samış, planla "içimize 80 bin Rum dönecek"diyor- du. Yanılmış! Ne çare, ulusal davanın "yalnız adamı" Denk- taş'm uyarılarına karşın, bu hükümetle KKTC'nin akıbeti belli değil! Almanya'dan 'sualname' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Almanya. 'Kara Ses" Cemalettin Kaplan'ın o|lu Metin Kaplan'ı sınır dışı edebilmek için Türkiye'ye yazılı "sualname' iletecek. Dışişleri Bakanlığı aracılığiyla Adalet Bakanlığı'na iletilecek sualnamede. Kaplan hakkmda Türk mahkemelerinde alınan karann 'adil yargılamaya' uygun olup olmadığı sorulacak. Alman hükümeti, gelecek olan yanıtı, süren davada Kaplan "ın avukatlanna karşı kullanmayı planlıyor. Almanya: Kıbns'ı unutmaym • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Wolf Ruthart-Born, gazetecilerle düzenlediği sohbet toplantısında Kjbrıs konusunda değerlendirmelerde bulundu. Büyükelçi Ruthart-Born. "Türkiye, önemli reformlarla AB sürecinde ilerlerken Kıbns'ı unutmamalı Mayıs ayına kadar çözümün sağlanması için hâlâ firsat var. Annan planıü zerinde düzeltmelerle anlaşma sağlanabilir" diye konuştu. PartHere isim yasağına devam • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada. Siyasi Partiler Yasası'nın bazı maddelerinde değişiklik yapılmasıyla ilgili komisyon çalışmasmın devam ettiği kaydedilerek yapılan bazı değişikliklerin, "komünist, faşist, anarşist. teokratik. nasyonel sosyalist gibi adlarla siyasi parti kurulamayacağı hükmünün kaldınlması" şeklindeki yorumlanrnasının yanlış olduğu belirtildi.. AB: DBİAP sorunu çözülsün • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilciliği, 'AB Genişleme Sürecinde Türkiye' adlı bir broşür yayımladı. Broşürde, üyelik müzakerelerinin Aralık 2003"e alınması için kapı açık bırakıhrken Türkiye"de düşünce özgürlüğü. dernekleşme ve din özgürlüğü alanlannda kısıtlamalann sürdüğünü savunuldu. Temsilcilik, Türkiye'de çözümlenmesi gereken sonınlan sıralarken HADEP'in kapatılması ve DEHAP'ın kapatılma girişimini örnek gösterdi. Erdoğan'ın örtülü hazırlığı I Baştarafı 1. Sayfada gili idare bütçelerinde yer alan örtülü ödeneklerin kullanılma yeri, giderin kimin tarafından yapılacağı, hesaplann tutulma ve kapatılma yöntemi, gideri ya- panın değişmesi durumunda ye- ni yetkiliye hangi belgelerin ak- tanlacağı başbakan tarafından belirlenecek. Yeni-eski ayrımı kalkıyor: Örtülü ödenek kapsa- mında yapılan harcamaların, ko- nuyla ilgili ödeme kararnamesı- ne imza atan bakanlann halen görevde bulunması durumunda ödeneceği koşulu kaldınlıyor. Mevcut yasal düzenlemede, baş- bakan ve ilgili bakanlann değiş- mesi durumunda, daha önce gö- rülmüş hizmetler karşılığında örtülü ödenekten para ödenme- sinin, "yeni atananlann takdi- rine" bıkanlması öngörülüyor- du. Yeni taslakta, bu düzenleme de yürürlükten kaldınlıyor En büyük skandallar...ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Türkiye'de örtülü ödenek- le ilgili tartışmalann ilki 27 Ma- yıs 1960 ihtilali sonrasmda yaşan- dı. thtilal öncesi dönemin başba- kanı Adnan Menderes'ın mah- kûm edilme nedenlerinden biri de örtülü ödenekten zimmete para geçirmesi iddiası oldu. Menderes, bu suçtan 11 yıl 8 ay ağır hapis ce- zasına çarptmldı ve suça konu olan 4 milyon 780 lira 19 kuruşun geri ödettirilmesi kararlaştınldı. O tarihten sonra, örtülü ödenekle ilgili yaşanan tartışmalann kahra- manlan ise şu isimlerden oluştu: •Turgut Ozal döneminde, hal- terci Naim Süleymanoğlu'nun Türkiye'ye getirilmesi için örtülü ödenekten Bulgaristan a 1 milyon dolar ödendiği açıkJandı. Özâl hükümeti döneminde Başbakanlık Müsteşarlığı yapan Hasan Celal Güzel, Özal'ın 1984 yılında Ronald Reagan'a ABD başkanlık seçimi kampanyasında kullanması için 1 milyon dolar gönderdiğıni iddia etti. • 1993 yılı eylül ayında, döne- min tstanbul Valisi Hayri Kozak- çıoğiu'nun banka hesaplannda 7.5 milyar lira bulunduğu belge- lendi. Bunun üzerine Cumhurbaş- kanı Süleyman Demirel bu para- nın, "devletin sırn" sayılabile- cek konularda kullanılmak üzere örtülü ödenekten gönderildiğini bildirdi. • 24 Arahk 1995 seçimlen ön- cesınde ANAP lideri Mesut Yıl- maz, Çiller'in azınJık hükümeti- ni destekJemesi karşılığında Al- parslanTürkeş'in liderliğindeki MHP'ye örtülü ödenekten para aktardığını iddıa etti. • Selçuk Parsadan adlı dolan- dıncı, emekli Orgeneral Necdet Öztorun'un adını kullanarak dö- nemin başbakanı Çiller'den 5.5 milyar lira aldığını açıkladı. Çil- ler'in Parsadan'a örtülü ödenek- ten para verdiği ortaya çıktı. • 57. hükümet döneminde Baş- bakan Bülent Ecevit'in, 42 aylıİk örtülü ödenek harcamalanyla ilgi- li olarak, yakın tarihte istifa eden Başbakan Yardımcısı Hüsamet- tin Özkan hakkında inceleme başlattığı haberleri yer aldı. Bu- nun üzerine Özkan, harcamalara ilişkin belgelerin kendisinde ol- duğunu ve bunlan kamuoyuna açıklamak istediğini bildirdi. GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Yürürlükteki yasada yetki başbakanın ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Örtülü ödenekle ilgili iş- leyiş, Muhasebei Umumiye Ya- sası'nın 77. maddesinde düzenle- niyor. Buna göre, "Örtülü öde- nekle ilgili düzenlemede şu un- surlar yer alıyor: "Başbakanlık bütçesine konu- lan örtüiü ödenek; kapalı istihba- rat ve kapalı savunma hizmetleri için, devletin yüksek güvenliği ve yüksek menfaatlannın gerekleri için, siyasi, sosyal konularla, kül- tür ve devlet itiban alanlannda ve olağanüstü hizmetlerin sağlan- masında hükümet icaplan (lü- zum) sayılan maksat ve gayeler için harcanır. Örtülü ödeneğin harcama yerinin ve hesaplannın nasıl tutulup, tasfıye edileceğınin ve hangi belgelerin halef olan za- ta devrolunacağının tayin ve tak- diri başbakana aittir. Örtülü ödenek, başbakanın ve ailesinin şahsi masraflanna ve si- yasi partilerin idare, propaganda ve seçim ihtiyaçlanna harcana- maz. Gümrük ve Tekel Bakanlı- ğı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı bütçelerinin haber alma ödenek- leri, hizmetin gerektirdiği ve ilgi- li bakanın takdir edeceği gizli is- tihbarat işlerine harcanır. Başbakanlık bütçesindeki ör- tülü ödenek ile diğer bakanlık ve dairelerin bütçelerindeki haber alma ödeneklerinden yapılacak harcamalar, Başbakan, Maliye Bakanı ve sorumlu bakan tarafın- dan ortak imza edilmiş kararna- meye dayanılarak tahakkuk etti- rilir. Merkez Saymanlığı'nca bu ödemelerin yapılması, kararna- meyi imza eden bakanlann yerle- rini muhafaza etmelenne bağlı- dır. Başbakan veya ilgili bakan- lıklara yeni atamalar yapıldığın- da, e\-\elce görülmüş hizmetle- rin karşılığının ödenmesi, yeni atananlann takdirine bağlıdır." Ortak operasyona îzin yok SERKAN DEMİRTAŞ ANKARA - ABD, KADEK'in Kuzey Irak'tan temizlenmesi konusunda Türkiye'nin operas- yonel desteğine izin vermeyeceğini, terör ör- gütüyle üzerinde uzlaşılan "eylem planına" göre mücadele edileceğini bildirdi. Türkiye, eylem planı üzerinde mutabık kaldığını açık- larken planm içeriği ve uygulama takvimi ko- nusunda belirsizlik sürüyor. ABD'li bir yetkili, Türkiye'nin yazılı güvence istemine ilişkin "Benim sözümün yeterli olacağını düşünü- yorum" görüşünü dile getirdi. ABD Dışişleri Bakanlığı Terörle Mücadele Koordinatörü Co- fer Black ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yar- dımcısı Büyükelçi Nabi Şensoy başkanlığın- daki Türk ve Amerikan heyetleri, dün Anka- ra'da bir araya gelerek 4 saat süren bir görüş- me yaptılar. Tek gündem maddesi KADEK'in bertaraf edilmesi olan görüşmelerin ardından açıklama yapan Şensoy ve Black, iki ülkenin bir eylem planı üzerinde uzlaştıklannı açıkla- dı. Edinilen bilgılere göre üzerinde mutabık kalınan plan VVashington tarafından tek taraflı hazırlanan bir metin. Bir ABD yetkilisi, Was- hington yönetiminin terör örgütüne yaklaşımı- nı dile getirirken, "Washington'ın bu konuda bir planı var. PKK/KADEK tarafından ya- ratıîan tehdit bertaraf edilecektir" ifadesinı kullandı. Eylem planı için takvim verilmedi PKK'KADEK'in ortadan kaldınlması için başlatılan sürecin işlediğini anlatan yetkili, mücadelede kullanılacak yöntemleri ise "ka- nunlann tam uygulanması için gerekli ku- rumların harekete geçirilmesi, mali düzen- lemelerle terör örgütünün kaynaklannın kesilmesi, diplomasi ve güvenlik araçlannın kullanılnıası ve askeri güç kuUammı" olarak sıraladı. Yetkili, Türk askeri birlikleriyle ortak bir operasyona sıcak bakmadıklan mesajını verirken, yazılı güvence konusunda "Benim sözümün yeterli olduğunu düşünüyorum" dedi. Ancak eylem planının uygulama takvi- mine ilişkin net bir bilgi verilmemesi, "diplo- masi" yöntemine ilişkin belirsizlik ve ortak operasyon olasılığının ortadan kalkması Anka- ra'da soru işaretlerine neden oluyor. ABD'li yetkililer, diplomasi yöntemiyle terör örgütüy- le müzakere edilmesinin anlaşılamayacağını çünkü, VVashington yönetiminin teröristlerle masaya oturmama ilkesinde olduğunu belirti- yorlar. t KADEK^e Irak'ta yer yok' ~ Şensoy ve Black, görüşmelerin ardmdan bası- na açıklamalarda bulundular. Black, Irak'ta KADEK'e yer olmadığını belirtirken, "Bu ko- nuda çok açığız, PKK/KADEK bir terör ör- gütüdür ve Irak'ta bu örgüte yer yoktur" dedi. Şensoy da, 2 ülkenin terörle mücadele konusunda yakın işbirliği yaptıklannı, ABD'nin PKK'nin ardmdan KADEK'i de te- rör örgütü ilan ettiğini anımsattı. Şensoy, gaze- tecilerin "Türkiye yazılı bir güvence istiyor mu" ve "Eylem planına operasyonel seçe- nekler de dahil mi" sorularma "Hiçbir seçenek gündem dışı değildir" yanıtım verdi. • Baştarafı 1. Sayfada önce Müslüman, Hıristiyan ve Budistle bir olur, ateisti hedef alırsınız. "Bu dinsizin aranızdaneişi var" dersiniz, kendilerine kovdurursunuz... Sonra Müslümanla Hıristiyanı yanınıza alırsı- nız, Budiste yönelirsiniz. "Bu putçunun, heyke- le tapanın aranızda ne işi var" dersiniz, kendile- rine kovdurursunuz... Geriyekalır, Müslümanla Hıristiyan... O zaman da Müslümanla bir olursunuz, Hıristiyanı kova- larsınız... AKP'lilerin dertlerini anlatmak için dinleri seç- mesi tabii şaşılacak bir şey değil! Fıkra uzun uzun yorumu gerektirmeyecek açıklıkta: AKP, bugün icraatını tümüyle destekleyen ya- yın organlarının dün tümüyle karşısında yer al- dığını bilmiyor mu? Bilmez mi! Unutmuş mudur? Unutur mu! iktidar gücünü ele geçiren AKP, medyanın ken- di içindeki çelişkilerden de yararlanarak önce birbirlerini kırmalarını sağlayacak. Arta kalanlar- la uğraşmak zor değil, diye düşünüyor olsa ge- rek! Lanetli çukur! Şu sözleri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, üç gün önce Yerel Televizyonlar Birliği Kongre- si'nde söyledi: "Teknik imkânı zengin fakat insan kalitesi fakir bir medya anlayışı ile çağdaş toplum yaratıla- maz. Bunun aksi, tekelcilik, hortumculuk, yargı- sız infazcılığın karanlık çukuru olur. Ucu nereye varırsa varsın, bundan böyle bu ülkede devletin kasasını ve halkın kesesini hortumlayanlann el- lerindeki medya organlarını, emme-basma tu- lumba gibi kullanmalanna firsat vermeyeceğiz." Ucu her yere varabilecek bir değerlendirme! Lanetli çukur... Emme-basma tulumba... Fakir insan kalitesi... Başbakan bu tanımları medya için kullanıyor! Başbakan bunu yaparken kimi kastettiğini açıkça söylese, sorun yok. Ama genelliyor ve önümüzdeki dönem bu alanda yapacaklarına ilişkin ipuçlan veriyor! Bugün Başbakan'ın bu sözlerini alkışlayan ve "İktidar rakiplerimiziyok edecek, yaşasın... Bun- lan kurutmadan, yaş asın" diye sevinenler... Bir bakmışsınız... Medya konusu Cumhurbaşkanı Ahmet Nec- det Sezer'in de gündeminde. Sezer, TBMM'nin yeni yasama yılının açılışında medyaya özel bir bölüm ayırdı, şu mesajları verdi: - Medyanın belli kişi ya da grupların elinde toplanmamasına önem verilmelidir. - Tekelleşen medya, bir yandan ekonomik alanda haksızlık yaratabilecek bir güce ulaşır- ken, öte yandan haber alma özgürlüğünü kısıt- layabilecek, medya gücünün çıkar amaçlı kulla- nılmasına hizmet edebilecektir. - Basın çalışanlarının statüleri yasal güvence- ye bağlanmalıdır. Bu değerlendirmelerin tümüne katılıyoruz... Dileriz olaya böyle bakacak bir iktidar çıkar. AKP, medya olayına da ne yazık ki YÖK'e bak- tığı gibi bakıyor. Gerçekten düzenlenmesi gere- ken konular var ama, AKP buna yanıt aramak- tan çok şunun peşinde görünüyor: En kısa zaman diliminde kendi medyamı na- sıl yaratırım? Cumhuriyet'in eteğinde taş yok. Tek derdimiz şu: Medya, içme suyu gibidir. Su kirlenince insan sağlığına ne olursa, medya kirlenince de toplum sağlığına o olur! ankcum@ttnet.net.trAnkara'da bir araya gelen Türk ve ABD heyetleri, KADEK'in Kuzey Irak'tan çı- karılması konusunda VVashington'm hazırladığı eylem planını üzerinde uzlaştı. Kosııllu kredi şimdilik askıda ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - ABD ile imzalanan 8.5 milyar dolarlık kredi anlaşması, hükümetin ayağına dolandı. Kre- diye Kuzey Irak taahhüdü koydu- ran hükümet, Genelkurmay'ın tepkisi üzerine geri adım sinyali verdi. Devlet Bakanı Ali Baba- can'ın "İşimize gelmezse kredi- >i kullanmayız" yönündeki söz- lerinın ardından Başbakan Tayjip Erdoğan, Kuzey IraJe'a asker gön- dermeme koşulunu kastederek "Kullanıp kullanmama kararı- nı vakti geldiğinde veririz" dedi. AKP Grup Başkanvekili Faruk Çelik kredinin şu an askıda oldu- ğunu açıkladı. ABD askerlerinin Türkiye'de konuşlanmasına ilişkin 1 Mart tez- keresinin TBMM'de reddedilme- sinin ardından ABD hükümeti ile gerilen ilişkileri tamire çalışan hü- kümet, altına imza attıgı kredi an- laşmasını uygulamaması duru- munda da yeni bir kınlma nokta- sı yaşama endişesi taşıyor. Bu ne- denle hükümet üyeleri yaptıklan açıklamalarda, anlaşmanm askıya alınması konusunda net bir turum ortaya koyamazken, "Krediyi al- mak zorunda değiliz" mesajı vermeye başladı. Başbakan Erdo- ğan, anlaşmadaki Kuzey Irak ko- şuluna açıklama getiremezken, bunun Irak'aTürk askeri göndenl- mesi ile ilgisinin olmadığını söy- lemekle yetindi. Türkiye'nin büt- çesini 8.5 milyar dolarlık krediye dayalı olarak yapmadığını kayde- den Erdoğan, "Türkiye ekono- misi kendi ayaklan üzerinde du- ruyor. Bu hep spekülatif olarak ürerilen haberlerdir" dedi. Er- doğan. anlaşmanın Türkiye'nin ta- sarrufu altında olduğunu vurgula- > arak "İster kullanırız, ister kul- İanmayız" diye konuştu. Erdoğan, askerlerin Kuzey Irak koşuluna ilişkin tepkisimn anım- satılması üzerine, konunun ileti- şim kopukluğundan kaynaklandı- ğını sa\Tindu. "Konu kaynağın- dan öğrenilse bu sıkıntı doğmaz- dı" diyen Erdoğan, iletişim eksik- liğinin gıdenlebileceğini belirtti. Erdoğan. kredının 18 ay vadeli ve 4 eşit taksitte verilmesinin öngö- riildüğünü anımsatırken "Zama- nını biz belirleyeceğiz. Ne zaman Dışişleri Bakanı Gül'den ilginç savunma Anlaşma ABD J yi bağlar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, ABD ile im- zalanan 8.5 milyar dolarlık kredi anlaşmasındaki "Ku- zey Irak koşulu" ile ilgili hükmün "Türkiye'yi bağla- madığını" ileri sürdü. Anlaş- maya atılan ımzayı yok sayan Gül, tuhaf bir savunma yapa- rak "ABD kongresi kararı ABD'yi bağlar, Türkiye'yi bağlayıcı bir şey söz konusu değil" dedi. Gül, yurtdışı temaslannın ardından dün yurda döndü. Esenboğa Havaaianı'nda ga- zetecilerin sonılannı yamtla- yan Gül, Türkiye'nin kredi isteminin söz konusu olmadı- ğını belirtirken ABD Dışişle- ri Bakanhğı'mn bir raporla kredinin çahştınlabilmesi için kongreye müracaat ettiği- ni, karann 15 gün askıda kal- dığını ve hıç kimsenin itiraz etmediğini kaydetti.Türki- ye'nin işine gelmediği andan itibaren krediyi almayabile- ceğini söyleyen Gül, 90 gün içinde yapılan görüşmeler çerçevesinde kredinin devam edip etmeyeceğinin belli ola- cağını vurguladı. istersek, o zaman alacağız. Ama ahrsam şarta bağlı, almazsam şarta bağlı değil" sözleriyle an- laşmanın askıda olduğu mesajı verdi. Erdoğan, kredi takviminin belirlendiğini açıklayarak "Vakti geldiğinde kullanacağız ya da kullanmayacağız.Ay sonuna ka- dar ilk taksit alınabilir" dedi. AKP Grup Başkanvekili Çelik, kredinin koşullanyla ilgili olarak, '*Eğer Türkiye'nin hareket ka- biliyetini kısıtlayacak, elini za- yıflatacak olursa krediyi redde- deriz" dedi. ABD'nin lobileri ık- na etmek ıçın bazı koşullar koydu- ğunu savunan Çelik, "Birçok ül- keye verdiği kredide benzer ko- şuİlar yer alıyor. Bu koşulları koyuyorlar ama uygulamıvor- lar" diye konuştu. Kredinin şu an- da askıda durduğunu kaydeden Çelik, kredi takviminin Türki- ye'nin ışleteceğini söyledi. Çelik, "Eğer Irak'ın toprak bütünlüğü korunur ve merkezi bir otorite sağlamrsa, KADEK temizlenir- se biz neden Kuzey Irak'a gire- lim" görüşünü dile getirdi. _ Genelkurmay Başkanı Hilmi Ozkök'ün kredi anlaşmasından haberi obnadığı yönündeki açıkla- malannın anımsatılması üzerine Çelik, "Kredinin ABD Kongre- si'nden geçişinden herkesin ha- beri vardı" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle