03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 EKİM 2003 CUMA HABERLER DÜNYADABUGUN ALt SİRMEN Tuz da Kokarsa... Tuz da kokarsa eğer, kokuşmayı engelleyecek hiçbir şey kalmaz. 2003 Türkiyesi'nde durum maalesef budur. Bugün Türkiye'de kayıtlı seçmenin yalnızca yüzde 25'inin, sandıktaki oylann ise yüzde 34'ünün sahibi olan AKP, akıl almaz bir baraj sistemi yü- zünden parlamentoda üçte iki çoğunluğa sahip- tir. Bu çarpık durumu, demokrasiye saygılı bir yö- netim, temel icraatında katılımcı, uzlaşmacı biryo- lu seçerek aşabilirdi. Ama söz konusu çoğunluğa dayanan Hükümet bu yolu tutmamış; üniversite, TSK, Cumhurbaş- kanı ve Yargı ile gergin ilişkiler içine girmek gibi garip bir yolu yeğlemiş bulunmaktadır. Bu tutum da bir etik meşruiyet sorununu gün- deme getiriyor. Dikkat buyrunuz lütfen. AKP iktidannın meşru olup olmadığını tartışmıyoruz. Tartıştığımız, AKP'nin milletin kendisine verdi- ği vekâletin sınırlannı aşıp aşmadığıdır. Kimilerinin görmezden gelmeye büyük özen gösterdikleri bu tartışma sürerken, Yargıtay 6. Ce- za Dairesi'nin DEHAP davası ile ilgili olarak ver- diği onama kararı, 3 Kasım seçimlerini şaibe al- tına sokmuştur. Bu durumun sorumlusu ise DEHAP'm seçime katılma koşullannı yerine getirmediği konusunda uyarıldığı halde, gereğini yapmayan Yüksek Se- çim Kurulu'dur. ••• Şimdi Türkiye çok sıkıntılı bir durum ile karşı karşıya. Birolasılıkla, Yüksek Seçim Kurulu, DEHAP oy- larının geçersizliğinden hareketle parlamentoda yeni bir oluşuma karar verecek ve bu yolla DE- HAP oylannın geçersizliği yüzünden barajı aşmış olan DYP'nin parlamentoya girmesi sonucu do- ğacaktır. Ancak kabul etmek gerekir ki, bu yol da sağ- lıklı bir çözüm olmayacaktır. En sağlıklı çözüm, parlamentonun erken seçi- me karar vermesidir. AKP'nin eğilimi şu anda bu yolu tutmak gibi gö- rünüyor. Ancak, sandığın azizliklerinin ne olacağı önce- den bilinemeyeceğine göre AKP'nin görünürde- ki erken seçim isteğinin ardında kimi çekinceler olduğunu da bilmek gerek. Meclis'te ismi var cismi yok CHP ise, eğer mu- halefet işlevini yerine getirip aynı zamanda Tür- kiye için seçenek olduğunu kanıtlayacak bir tavır sergileyebilseydi, kendisi için birumutolabilecek olan seçimleri istememektedir. Yapılan kamuoyu araştırmalan, AKP'nin oyla- rında düşme olmadığını, CHP için ise aynı şeyin söylenemeyeceğini gösteriyor. • • • Türkiye'de iktidar ve politika değişikliğine yol aç- ması beklenemeyecek bir seçimin, ekonomik gi- diş üzerinde pek olumlu etkisi olmayacağını söy- lemek için kâhin olmak gerekmiyor. Türkiye'de siyasal istikrarsızlık, ekonomiyi et- kileyen en önemli etken. Bu durumda, anayasanın 79. maddesi tarafın- dan, seçimlerin genel yönetim ve denetimini sağ- lama görevi verilmiş olan YSK'nin, 3 Kasım se- çimleri öncesinde, bu görevini savsaklaması yü- zünden ortaya çıkan duruma bulunacak çarele- rin hepsi kendi içinde sakıncalar taşımaktadır. Ancak, bir yargı organı niteliğinde olan YSK'nin Başkanı Tufan Algan'ın, daha önce de yaptığı gi- bi, hukuka ve yalnızca hukuka dayanması gere- ken kararlar alırken, sosyal ve siyasal mülahaza- lar ileri sürmesi son derecede yanlış olacak; eko- nomisi, sosyal yapısı, siyaseti, eğitim düzeyi, vel- hasıl her şeyi bozulma emareleri gösteren Türki- ye'de artık tuzun da koktuğunu ortaya koyacak- tır. Işin daha acı olan yanı ise, Tufan Algan başkan- lığındaki YSK bugüne kadarki tutumuyla öylesi- ne güven erozyonuna uğramıştır ki, artık ne ka- rar verirse versin, kamu vicdanını tatmin edeme- yecektir. Bir vatandaş konuyla ilgili olarak görüşünü açık- larken, YSK ile ilgili olarak, - Biraz vicdanları varsa istifa ederier, diyordu. Tepki haksız değil.. ne yazık ki, bu da çözüme fazla katloda bulunacak bir davranış olmayacak- tır. Sonuç ne olursa olsun, Sayın Tufan Algan, 3 Ka- sım öncesi ihmalinin vebalini tarih önünde taşı- yacaktır. Kurultayın ardından görev dağılımı YTP'de yeni yönetim belirlendi DoğanTaşdeten SeyfiOktay İstanbul Haber Servisi - Yeni Türki- ye Partisi (YTP) geçen hafta yaptığı olağan kurultay sonrasında parti yöne- timinde görev dağılımını da gerçekleş- tirdi. Yapılan seçimler sonucunda YTP ge- nel başkan yardımcıhklanna Ercan Ka- rakaş, Rıfat Nalbantoğlu, Se>fı Oktay, Doğan Taşdelen ve Tunca Toska geti- rildi. YTP Genel Merkezi'nden yapı- lan yazılı açıklamaya göre genel baş- kan yardımcılannın görev alanlan şöy- le belirlendi: "Doğan Taşdelen: Yerelyönetimler ve basın. ErcanKarakaş: Parti potitikala- n ve parti içi eğitim, Seyfı Oktay: Hu- kuk ve yasalar, Turan Toska: Tanıüm, Rıfat Nalban- toğlu: SKil toplum örgütieri." YTP, kurultay sonrasın- da yeni yapılanmasıyla 6 konuda parti sözcülenni de belirledi. Buna göre Adil ÖzkoL Yaman Başkut, Can BaydaroL Ali Nail Kubah, Zeki Eker, Fatoş Kayacan Hatayta da iç ve dış siyaset, ekonomi, gelişmekte olan iller, aile ve sosyal dayanışma gibi konularda açıkla- pıa yapma yetjpsi aldı. ö ÎÜ'nün açılışı olaylı başladı. Rektör Alemdaroğlu konuşmasında, AKP'nin YÖK Yasa Tasansı'nı eleştirdi 'İktidannkulu olmayız'İstanbul Haber Servisi - istanbul Üniversitesf nin (İÜ) yeni eğitim öğ- retim yüı açılış törenı olaylı başladı. De- ğişik öğrenci gruplan. attıklan slogan- larla Irak'a asker gönderilmesıni, YÖK'ü ve yeni tasanda yer alan Yük- sek Eğitim Kurumu'nu protesto eder- ken. temsil hakkı ıstediler. Ögrencile- rin "YÖK'ehayır", "Poüsgidecek,üni- versiteler özgürieşecek", "ABDaskeri olmayacağız'', "Söz, yetki, karar hak- kı istiyoruz" sloganı atması nedeniyle konuşması yanda kesilen Kemal Alem- daroğlu'na öğretim üyeleri, alkışlarla ve "yuh" sesleriyle destek oldu. ÎÜ'nün 2003-2004 öğretım yüı açı- lışı Beyazıt Kampusu'ndaki Fen Fakul- tesi Konferans Salonu'nda düzenle- nen törenle başladı. IÜ Rektörü Kemal Alemdaroğlu, öğrencilerin protestosu arasmda yaptığı konuşmasında YÖK yasa tasansı nedeniyle hükümeti eleş- tirerek "Yasal düzenlemeterle ünher- Diyanet harekete geçti • Kemal Alemdaroğlu, hükümeti sert bir dille eleştirirken," istanbul Üniversitesi her türlü çağdışı düşünceye, laik. demokratik, sosyal hukuk devleti, Atatürk ilke ve devrimlerine, ulusal birlik ve bütünlüğümüze yönelik her türlü saldınya. tehdide karşı bir aydınlanma, dayanışma hareketinin öncülüğünü yapmaktadır" dedi. siteleri siyasal erkin güdümü alüna al- ma girişimlerine, Cumhurivet ünher- sftderibütünlükveberaberlikiçerisin- de asla izin vermey ecektir" dedi. Alemdaroğlu. üniversite yasalannın üniversite yöneticilennce hazırlanma- sı gerektiğini savunarak şunlan söyle- di "Eğer iktidar, üniversite yöneticile- rinin bizzat kendilerini yetiştiren öğre- tim üyeleri olduğunu, öğretmenler ol- duğunu bilerek kin, nefret ve önyargı- lı duygulardan uzaklaşarak davranır- larsa ünhersiteler ülkenin aydınhk ge- leceği için çok daha güçlü. çok daha bi- rikimli kuşaklar yetiştirebüir. tstanbul Üniversitesi her türlü çağ- dışı düşünceye; laik, demokratik, sos- yal hukuk devleti, Atatürk ilke ve dev- rimlerine, ulusal birlik ve bütünlüğü- müze yönelik her türlü saldınya, teh- dide karşı bir aydınlanma, dayanışma hareketinin öncülüğünü yapmaktaduf Ülke yönetıcılennın ünı\ ersite yö- netimlerini eleştirebileceğini behrten Alemdaroğlu, sözlerini şöyle sürdür- dü: "Eleştiri, en doğal haklandır, an- cak hiçbiryetkilinin ünh ersite rektörü- ne, eğitim kunımlannuı üst düzey y ö- neticüerine hakaret etme hakkı ve >et- kisi yoktur. Aynca iktidar yetkilileri- nin sözcüklerinin daha kaliteli ve dü- zeyti, herkese örnek ve Türkçe olması gerektiğini bir kez daha, bir üniversite hocasıve üniversite rektörü olarak açık- hyonım. tstanbul Üniversitesi, iktidar- larmbaskısına her zaman karşı koymuş- tur. Hiçbir zaman iktidartann emrine ginnemiştir ve hiçbirzaman da iktidar- lann kulu, organı, sesi ve sözcüsü ko- numuna girmey ecetir. Ülkemizive uhı- sumuzu karanhğa sürüklemek. bütün- lüğünü bölmek isteyenler, Cumhuriye- te, numaralar veren duyarsız çevreler her zaman karşılannda tstanbul Üni- versitesiniensupiannıwrektörlerinibu- lacakür". Prof. Dr. Alemdaroğlu, Türk Di- yanet Vakıf-Sen Konya Şube Baş- kanı Demirci'nin kendisi ve YÖK Başkanı Prof.Dr. Kemal Güriiz'ü hedef alarak "Din görevKlerine her defasında saldırmayı kendisüıin gı- dası olarak görenlerin cenazeleri, sendikamız üyeleri imam hatipliler tarafından kmnmayacaktır" açık- lamayla ilgili olarak, "Şu anda sağ, sağhkh durunıdayım. Oldüğüm za- man elbette ki yıkay acak biri bulu- nurdiyedüşünüyorum" dedi. Prof. Dr. Alemdaroğlu. "Bir kişinin bu tür sözler söylemesinin, rüm toplu- mun böyle düşünmesi anlamına gel- meveceğini" vurgulayarak "Toplu- mu böyle germek isteyen birtakım kişilerin her zaman çıkabileceğini" vurguladı. Alemdaroğlu'nun konuşmasının ardından Ruhr Üniversitesi-Boc- hum Cniversitesi rektörü Prof. Dr. Gerhard Wagner kürsüye çıktı, an- cak öğrencilerin protesto gösterisi nedeniyle konuşmasını yapamadı. Wagner, konuşmasını müzik dinle- tisinin ardından gerçekleştirebildi. Demirci hakkında soruşturtna ANKARA/KONYA (Cumhuriyet) - Diyanet Işleri Başkanlığı, din görevlilerinin YÖK Başkanı Kemal Gürüz ile istanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu'nun cenazelerini yıkamayacaklanna ilişkin açıklama yapan Türk Diyanet Vakıf-Sen Konya Şube Başkanı Hüseyin Demirci hakkında inceleme başlattı. Türkiyet Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Bilal Eser ise Demircı'ye sahip çıktı. Diyanet tşleri Başkanlığı, Tür Diyanet Vakıf-Sen Konya Şube Başkanı Hüseyin Demirci'nin Gürüz ve Alemdaroğlu'nu hedef alan açıklamalan üzerine harekete geçti. Başkanlık, Demirci hakkında inceleme başlatırken, konu da teftiş kuruluna iletildi. Diyanet tşleri Başkanvekili Fikret Karaman, Demirci'nin açıklamalannın Diyanet Işleri Başkanlığı ve personeli ile ılgisı olmadığını söyledi. Açıklamanın Demirci'nin sendika yöneticisi sıfatıyla sınırlı olduğunu anlatan Karaman, "Diyanet tşleri personeli olması nedeniyle inceleme başlaüldı. Konu teftiş kuruluna intikal ettirildi. Bizim Diyanet tşleri Başkanlığı olarak böyle bir açıklamayı tasvip etmemiz mümkün değjT dedi. tslam dininin birleştinci olduğuna işaret eden Karaman, şunlan söyledi: "Böylesine aynşuncı, insanlann zayıf günlerinde, zayif anlannda böyle bir tutumu tasvip etmek mümkün değiL O tamamen şahsuı sendika sıfaö ile sınırlı bir açıklamadır. Bu sözler bir din adanuna yakışmaz.1 " Türkiyet Diyanet Vakıf- Sen Genel Başkanı Bilal Eser ise Demirci "ye sahip çıktı. Eser, Demirci'nin sözlerinin bir tepkinin sonucu olduğunu savundu. Demirci'nin sözleri Hürriyet \e Anadolu'da Vakit gazetelerince sürmanşet haber olarak değerlendirildi. Vakit gazetesi, Demirci'nin "Alemdaroğlu gibi düşünenlerden, çirkin saldınlanna son vermelerini bekuyoruz. Saldırmayı kendisinin gıdası olarak görenlerin cenazelerini yıkanıay acağız ve cenaze namazlannı kıldırnıay acağız" şeklindeki sözlerini içeren haberi Hürriyet'e oranla çok daha büyük kullandı. Sekiz sütun, sürmanşetten, "Cenaze namazlannı küdırmayacağız'' başlığıyla haberi veren Vakit, sevincini belli ederken, Gürüz ve Alemdaroğlu'nu hedef göstermeyi de sürdürdü. Vakit'in, "Gürüz haddini aşü" başlığıyla ayn bir haber yapması ve anonsunu da yine 1. sayfadan vermesi dikkat çekti. Açıhş törenine katılan öğrencfler, Alemdaroğlu'nun konuşması sırasında "YÖK'e hayır", "PoBs gidecek, üni- versiteler bizimle özgürieşecek", "ABD askeri olmayacağE", "Söz, yetki, karar hakkı istiyoruz" sloganlan atnkr.GmteriyapanoğrencUergüvcnlikgüçleritaranndansalondışinaçıkartıldL (Fotoğraf: VEDAT ARIK) ±AKETDÜNDEVLETBAKANIŞAHlN'ESUNULDU Danıştay'dan hiiküınete anayasa değişikliği önerisi ANKARA(CumhuriyetBü- rosu) - Danıştay, anayasada yargıyla ilgili değişiklik ya- pılmasını içeren öneri paketi- ni, hükümete iletti. Öneride, Yüce Divan görevinin Anaya- sa Mahkemesi'nden alınarak ceza ve idari yargı yargıçla- nndan oluşacak mah- kemelere verilmesi istendi. Daıuştay Ge- nel Sekreteri SafhEr tarafından Devlet Ba- kanıMehmetAhŞa- hin'e dün sunulan öneri paketi, ilgili bakanlıklar ile AKP ve CHP'ye gönderil- di. Danıştay'ın değişiklik öne- rileri özetle şöyle: - YSK'nin kararlanmn ke- sinliği göz önüne alınarak ku- rulun yüksek mahkemeler ara- sına alınması ve Danıştay'ın, Yargıtay ile eşit sayıda üyey- le kurulun oluşumuna katıl- ması gerekir. - Cumhurbaşkanı'nm, bir kısım Anayasa Mahkemesi üyeleri ile Danıştay üyelerin- den kamu görevlilerine aynlan • Öneride, Yüce Divan görevinin Anayasa Mahkemesi'nden alınarak ceza ve idari yargı yargıçlanndan oluşacak mahkemelere verilmesi istendi. kadrolara atama yetkisi dışm- da kalan yargı ile ilgili yetki- leri kaldınhnalı. - Yürütmenin durdurulma- sı karan verilebilmesi için, ida- ri işlemin uygulanması halin- de telafisi güç veya imkânsız zararlann doğması ve idari iş- lemin açıkça hukuka aykın ol- ması koşullan birlikte aran- mamah. - Anayasa Mahkemesi'nde ağırlıklı olarak yargıçlar yer almalı. - Olağanüstü hallerde çıka- nlan kanun hükmün- de kararnamelerin şe- kil ve esas bakımın- dan anayasaya aykın- lığı iddiasıyla Anaya- sa Mahkemesi'nde dava açılamayacağına ilişkin hüküm kaldınlmalıdır. - Yüce Divan görevinin, ce- za ve idari yargı yargıçlann- dan oluşacak mahkemelere ve- rilmesi, burada iki dereceli yargılama usulü uygulanması gerekir. Prof. Dr. Alkıs-. AKP taslağı gündemde değil • ÜAK Başkanı Prof. Dr. Alkış, hükümetin hazırladığı YÖK Yasa Tasansı'nin kabul edilemez olduğunu yineledi. tstanbul Haber Senisi - Üniversiteler Arası Kurul (ÜAK) Başkanı ve Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Rektörü Prof. Dr. Ayhan Alkış, hükümetin hazırladığı Yükseköğretim Yasa Taslağı'nın kabul edilemez olduğunu yinelerken ÜAK olarak Türkiye'ye özgü yeni bir yükseköğretim modeli çalışması yaptıklannı söyledi. tstanbul'daki bazı üniversitelerin rektörlen ise TÜBlTAK Bilim Kurulu üyeleriyle bir araya gelerek AKP hükümetinin neden olduğu "atama krizi''ni görüştü.Üniversite Öğretım Üyelen Derneği Başkanı Prof. Dr. Kadir Erdin ve Yönetim Kurulu üyeleri, Prof. Dr. Alkış'ı dün YTÜ Rektörlüğü'nde ziyaret ederek hazırladıklan Yükseköğretim Yasa Taslağı'nı verdi. Prof. Erdin, üniversite reformunun katılımcı bir şekilde hazırlanmasun istediklerini belirterek 10 yıllık süreçte hazırladıklan taslağın olmazsa olmaz koşulunun üniversitelerin bilimsel özgürlüğünün güvence altına alınması olduğunu vurguladı. Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği ile temel konularda mutabakat içinde olduklannı dile getiren Prof. Dr. Ayhan Alkış ise Milli Eğitim Bakanı ile ÜAK üyeleri arasında yapılan toplantıda bazı konularda vanlan mutabakatın kamuoyuna yanlış yansıdığını belirterek, "Uzlaşma temel konular üzerinde oldu. Biz, Milli Eğitim BakanlıgYnın hazırladığı yasa taslağuu görüşmüyt)ruz. Bu bizim gündemimizde değil. Bu taslağı ÜAK. kabul edilemez bulduğunu zaten gerekçeleriyie daha önce açıklamışb. Bakanlık, Yükseköğretim Yasa Taslağı'nın gündemde olmadığını kamuoyuna açıklasuı. Biz zaten taslak çalışması yapmıyonız." Istanbul'dakı bazı ünrversitelerin rektörlen ile TÜBtTAK Bilim Kurulu üyeleri bir araya gelerek AKP hükümetinin TÜBÎTAK'ta aylardır beklettiği atamalan görüştü. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] HIVvirüslü çocuğun sınrfındaki öğ- renci sayısının her geçen gün artma- sının sevindirici bir yanı olduğunu dü- şünüyorum. Türkiye, bazı alanlarda gerçekten olgunlaşan ve gelişen bir ülke. HIV virüslü çocuk tartışmasın- da da medya işi fazla abartsa da, ge- rilime neden olsa da, sonunda olum- lu bir kamuoyu yaratıldı. Bu olumlu kamuoyu sayesinde ciddi bir insan- lıktartışmasıbaşanlı sonuç verdi. Bu bir olgunluk ve gelişmişlik ölçüsü. In- sana umut ve cesaret veriyor. Ikinci güzel olay Beşiktaş'ın Chel- sea'yı Ingiltere'de 2-0 yenmesi. Ser- gen'in nefıs golleri, 10 kişi kalan ta- kımın akıllı bir savunma ile rakibe gol imkânı vermemesi, insanı mutlu edi- yor. • * • Türkiye olumlu ile olumsuzun bir aradayaşandığı, her an olumlu bir du- rumun olumsuza dönüşebildiği, olum- suzun ise olumluya dönüşebildiği bir ülke. Dinamik ve değişkenliğe açık bir ülke. Böyle olduğu için bu ülkenin iki yüzünü birden görmekte yarar oldu- Mezar Taşlan Tartışması ğu inancındayım. Bu koşullardayeni bir seçim tartış- ması bana pek de anlamlı gelmiyor. Türkiye, henüzyeni birseçimden çık- tı. Üstelik kamuoyu yoklamalannda görüldüğü kadarıylaAKP henüzseç- men gözündeki kredisini yitirmiş de- ğil. Bu koşullarda seçim yapılsa ikti- dar değişikliği olmayacağı neredey- se kesin gibi. O zaman böyle bir se- çime neden gerek olsun ki! Bu vesile ile Seçim Yasası, Siyasi Partiler Kanunu tartışılsa, yüzde 10 barajı gibi bir saçmalığa son verilse, partiler üzerindeki devlet vesayeti kaldınlsa o zaman bir fayda sağlana- bilir. Çünkü bu yasalar olduğu süre- ce Türkiye'de istikrarlı bir yönetimin kurulması çok zor. Seçmen kitlesinin yarısınayakınının iradesinin Meclis'e yansımadığı bir sisteme nasıl demok- rasi diyebiliriz ki! AKP, bu konularda değişiklikten yana olduğunu daha önceleri söylü- 4 yordu. Gelin şimdi gelecek seçimle- re hazırlık olması amacıyla, bu yasa- lan gündeme getirelim ve tartışma- ya açalım. • • • Türkiye'nin demokratikleşmesi, insan haklanna saygılı, eşitlik ve ada- lete açık bir hukuk devleti haline gel- mesi kolay değil. Son dönemde de- mokrasi yönünde yapılan değişiklik- ler ciddi kazanımlar. Ancak iş yasa- lan değiştirmekle olmuyor, bunu bi- liyoruz. Bu nedenle uygulamaların peşin- den koşmalıyız. önümde bir mektup duruyor. Uy- gulamalar konusunda duyarlı olan yetkililere bir örnek olabilir diye bu mektubu sizinle paylaşmak istiyo- rum. Mektubu Elazığ E Tipi Ceza- evi'nden Mehmet Doğan göndermiş. Tunceli civannda, sanırım öldürülen bazı örgüt mensuplannın mezarla- nyla ilgili bir gerilim yaşanıyor. Bu ge- rilim tutuklamalarla sonuçlanıyor. Işte Mehmet Doğan'ın mektubu: "1958 Elazığ doğumluyum. Ailem şu anda Elazığ'dadır. Gazetecilikya- pıyorum. Ben ve arkadaşlanm; Ela- zığ Temel Hak ve özgürlükler Derne- ği Başkanı Mehmet Dolaş, İstanbul Temel Hak ve özgürlükler Derneği üyesi ve çalışanlan Ismail Gider, Sa- kineAba bir mezarziyareti nedeniy- le keyfı ve delilsiz bir şekilde tutuk- landık. 16 Eylül2003 günü Tunceli Pertek Sulh Ceza Mahkemesi, 'polise aktif mukavemet', 'adliyenin manevi şah- siyetini tahkir' gerekçesiyle bizleri tu- tukladı. Oysa böyle bir şeyolmamış- tı. PertekBelediye Mezahığı'nda bu- lunan Ali Özbakır'/n mezannın kınl- dığı haberi üzenne İstanbul'da Temel Hak ve özgürlükler Derneği ile TA- YAD üyeleri 8 kişilik bir heyet oluş- turdu. Avukat Süleyman Şensoy'un katılımı ile heyet 9 kişi oldu. Heyet, Pertek'te mezan inceleye- cek, savcı, belediye başkanı ve kay- makam ile görüşecekti. Mezara git- tiğimizde Ali özbakır'ın mezannın söküldüğünün kapağının alındığını gördük. O sırada polis kuşatmasına ve sonra da saldınsına uğradık. Is- mail Gider'in saldın sırasında kolu çıktı. Işkence yapıldı. 70 yaşındaki analaryerlerde sürüklendiler. Bütün bunlann nedeniAH Özbakır'ın meza- nnı ziyaret edip sahip çıkmamızdı. Ali özbakır'ın babası, amcası, kızkarde- şi ve onun mezannı yaptıran arkada- şı da daha önce 30 Ağustos'ta gözaltına alınıp tutuklanmıştı. Tunce- limerkezinde 18 aile; oğullannın, kız- larının mezannda şiir var, yazı vardi- ye soruşturmaya uğruyorlar. Mezar yapan mermerciler tehdit ediliyor- lar." Doğan'ın mektubu böyle uzayıp gidiyor. Artık tartışma ve ayrılıkları mezar taşlarının ötesine taşımanın zamanı gelmedi mi? Bu ülke güzel şeylerle anılan bir ülke haline dönü- şemez mi?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle