Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 EKİM 2003 CUMA
HABERLER
DÜNYADABUGUN
ALt SİRMEN
Tuz da Kokarsa...
Tuz da kokarsa eğer, kokuşmayı engelleyecek
hiçbir şey kalmaz.
2003 Türkiyesi'nde durum maalesef budur.
Bugün Türkiye'de kayıtlı seçmenin yalnızca
yüzde 25'inin, sandıktaki oylann ise yüzde 34'ünün
sahibi olan AKP, akıl almaz bir baraj sistemi yü-
zünden parlamentoda üçte iki çoğunluğa sahip-
tir.
Bu çarpık durumu, demokrasiye saygılı bir yö-
netim, temel icraatında katılımcı, uzlaşmacı biryo-
lu seçerek aşabilirdi.
Ama söz konusu çoğunluğa dayanan Hükümet
bu yolu tutmamış; üniversite, TSK, Cumhurbaş-
kanı ve Yargı ile gergin ilişkiler içine girmek gibi
garip bir yolu yeğlemiş bulunmaktadır.
Bu tutum da bir etik meşruiyet sorununu gün-
deme getiriyor.
Dikkat buyrunuz lütfen. AKP iktidannın meşru
olup olmadığını tartışmıyoruz.
Tartıştığımız, AKP'nin milletin kendisine verdi-
ği vekâletin sınırlannı aşıp aşmadığıdır.
Kimilerinin görmezden gelmeye büyük özen
gösterdikleri bu tartışma sürerken, Yargıtay 6. Ce-
za Dairesi'nin DEHAP davası ile ilgili olarak ver-
diği onama kararı, 3 Kasım seçimlerini şaibe al-
tına sokmuştur.
Bu durumun sorumlusu ise DEHAP'm seçime
katılma koşullannı yerine getirmediği konusunda
uyarıldığı halde, gereğini yapmayan Yüksek Se-
çim Kurulu'dur.
•••
Şimdi Türkiye çok sıkıntılı bir durum ile karşı
karşıya.
Birolasılıkla, Yüksek Seçim Kurulu, DEHAP oy-
larının geçersizliğinden hareketle parlamentoda
yeni bir oluşuma karar verecek ve bu yolla DE-
HAP oylannın geçersizliği yüzünden barajı aşmış
olan DYP'nin parlamentoya girmesi sonucu do-
ğacaktır.
Ancak kabul etmek gerekir ki, bu yol da sağ-
lıklı bir çözüm olmayacaktır.
En sağlıklı çözüm, parlamentonun erken seçi-
me karar vermesidir.
AKP'nin eğilimi şu anda bu yolu tutmak gibi gö-
rünüyor.
Ancak, sandığın azizliklerinin ne olacağı önce-
den bilinemeyeceğine göre AKP'nin görünürde-
ki erken seçim isteğinin ardında kimi çekinceler
olduğunu da bilmek gerek.
Meclis'te ismi var cismi yok CHP ise, eğer mu-
halefet işlevini yerine getirip aynı zamanda Tür-
kiye için seçenek olduğunu kanıtlayacak bir tavır
sergileyebilseydi, kendisi için birumutolabilecek
olan seçimleri istememektedir.
Yapılan kamuoyu araştırmalan, AKP'nin oyla-
rında düşme olmadığını, CHP için ise aynı şeyin
söylenemeyeceğini gösteriyor.
• • •
Türkiye'de iktidar ve politika değişikliğine yol aç-
ması beklenemeyecek bir seçimin, ekonomik gi-
diş üzerinde pek olumlu etkisi olmayacağını söy-
lemek için kâhin olmak gerekmiyor.
Türkiye'de siyasal istikrarsızlık, ekonomiyi et-
kileyen en önemli etken.
Bu durumda, anayasanın 79. maddesi tarafın-
dan, seçimlerin genel yönetim ve denetimini sağ-
lama görevi verilmiş olan YSK'nin, 3 Kasım se-
çimleri öncesinde, bu görevini savsaklaması yü-
zünden ortaya çıkan duruma bulunacak çarele-
rin hepsi kendi içinde sakıncalar taşımaktadır.
Ancak, bir yargı organı niteliğinde olan YSK'nin
Başkanı Tufan Algan'ın, daha önce de yaptığı gi-
bi, hukuka ve yalnızca hukuka dayanması gere-
ken kararlar alırken, sosyal ve siyasal mülahaza-
lar ileri sürmesi son derecede yanlış olacak; eko-
nomisi, sosyal yapısı, siyaseti, eğitim düzeyi, vel-
hasıl her şeyi bozulma emareleri gösteren Türki-
ye'de artık tuzun da koktuğunu ortaya koyacak-
tır.
Işin daha acı olan yanı ise, Tufan Algan başkan-
lığındaki YSK bugüne kadarki tutumuyla öylesi-
ne güven erozyonuna uğramıştır ki, artık ne ka-
rar verirse versin, kamu vicdanını tatmin edeme-
yecektir.
Bir vatandaş konuyla ilgili olarak görüşünü açık-
larken, YSK ile ilgili olarak,
- Biraz vicdanları varsa istifa ederier, diyordu.
Tepki haksız değil.. ne yazık ki, bu da çözüme
fazla katloda bulunacak bir davranış olmayacak-
tır.
Sonuç ne olursa olsun, Sayın Tufan Algan, 3 Ka-
sım öncesi ihmalinin vebalini tarih önünde taşı-
yacaktır.
Kurultayın ardından görev dağılımı
YTP'de yeni
yönetim belirlendi
DoğanTaşdeten
SeyfiOktay
İstanbul Haber Servisi - Yeni Türki-
ye Partisi (YTP) geçen hafta yaptığı
olağan kurultay sonrasında parti yöne-
timinde görev dağılımını da gerçekleş-
tirdi.
Yapılan seçimler sonucunda YTP ge-
nel başkan yardımcıhklanna Ercan Ka-
rakaş, Rıfat Nalbantoğlu, Se>fı Oktay,
Doğan Taşdelen ve Tunca Toska geti-
rildi. YTP Genel Merkezi'nden yapı-
lan yazılı açıklamaya göre genel baş-
kan yardımcılannın görev alanlan şöy-
le belirlendi:
"Doğan Taşdelen: Yerelyönetimler ve
basın. ErcanKarakaş: Parti potitikala-
n ve parti içi eğitim, Seyfı Oktay: Hu-
kuk ve yasalar, Turan Toska: Tanıüm, Rıfat Nalban-
toğlu: SKil toplum örgütieri." YTP, kurultay sonrasın-
da yeni yapılanmasıyla 6 konuda parti sözcülenni de
belirledi. Buna göre Adil ÖzkoL Yaman Başkut, Can
BaydaroL Ali Nail Kubah, Zeki Eker, Fatoş Kayacan
Hatayta da iç ve dış siyaset, ekonomi, gelişmekte olan
iller, aile ve sosyal dayanışma gibi konularda açıkla-
pıa yapma yetjpsi aldı. ö
ÎÜ'nün açılışı olaylı başladı. Rektör Alemdaroğlu konuşmasında, AKP'nin YÖK Yasa Tasansı'nı eleştirdi
'İktidannkulu olmayız'İstanbul Haber Servisi - istanbul
Üniversitesf nin (İÜ) yeni eğitim öğ-
retim yüı açılış törenı olaylı başladı. De-
ğişik öğrenci gruplan. attıklan slogan-
larla Irak'a asker gönderilmesıni,
YÖK'ü ve yeni tasanda yer alan Yük-
sek Eğitim Kurumu'nu protesto eder-
ken. temsil hakkı ıstediler. Ögrencile-
rin "YÖK'ehayır", "Poüsgidecek,üni-
versiteler özgürieşecek", "ABDaskeri
olmayacağız'', "Söz, yetki, karar hak-
kı istiyoruz" sloganı atması nedeniyle
konuşması yanda kesilen Kemal Alem-
daroğlu'na öğretim üyeleri, alkışlarla
ve "yuh" sesleriyle destek oldu.
ÎÜ'nün 2003-2004 öğretım yüı açı-
lışı Beyazıt Kampusu'ndaki Fen Fakul-
tesi Konferans Salonu'nda düzenle-
nen törenle başladı. IÜ Rektörü Kemal
Alemdaroğlu, öğrencilerin protestosu
arasmda yaptığı konuşmasında YÖK
yasa tasansı nedeniyle hükümeti eleş-
tirerek "Yasal düzenlemeterle ünher-
Diyanet harekete geçti
• Kemal Alemdaroğlu, hükümeti sert bir dille eleştirirken," istanbul Üniversitesi
her türlü çağdışı düşünceye, laik. demokratik, sosyal hukuk devleti, Atatürk ilke ve
devrimlerine, ulusal birlik ve bütünlüğümüze yönelik her türlü saldınya. tehdide
karşı bir aydınlanma, dayanışma hareketinin öncülüğünü yapmaktadır" dedi.
siteleri siyasal erkin güdümü alüna al-
ma girişimlerine, Cumhurivet ünher-
sftderibütünlükveberaberlikiçerisin-
de asla izin vermey ecektir" dedi.
Alemdaroğlu. üniversite yasalannın
üniversite yöneticilennce hazırlanma-
sı gerektiğini savunarak şunlan söyle-
di "Eğer iktidar, üniversite yöneticile-
rinin bizzat kendilerini yetiştiren öğre-
tim üyeleri olduğunu, öğretmenler ol-
duğunu bilerek kin, nefret ve önyargı-
lı duygulardan uzaklaşarak davranır-
larsa ünhersiteler ülkenin aydınhk ge-
leceği için çok daha güçlü. çok daha bi-
rikimli kuşaklar yetiştirebüir.
tstanbul Üniversitesi her türlü çağ-
dışı düşünceye; laik, demokratik, sos-
yal hukuk devleti, Atatürk ilke ve dev-
rimlerine, ulusal birlik ve bütünlüğü-
müze yönelik her türlü saldınya, teh-
dide karşı bir aydınlanma, dayanışma
hareketinin öncülüğünü yapmaktaduf
Ülke yönetıcılennın ünı\ ersite yö-
netimlerini eleştirebileceğini behrten
Alemdaroğlu, sözlerini şöyle sürdür-
dü: "Eleştiri, en doğal haklandır, an-
cak hiçbiryetkilinin ünh ersite rektörü-
ne, eğitim kunımlannuı üst düzey y ö-
neticüerine hakaret etme hakkı ve >et-
kisi yoktur. Aynca iktidar yetkilileri-
nin sözcüklerinin daha kaliteli ve dü-
zeyti, herkese örnek ve Türkçe olması
gerektiğini bir kez daha, bir üniversite
hocasıve üniversite rektörü olarak açık-
hyonım. tstanbul Üniversitesi, iktidar-
larmbaskısına her zaman karşı koymuş-
tur. Hiçbir zaman iktidartann emrine
ginnemiştir ve hiçbirzaman da iktidar-
lann kulu, organı, sesi ve sözcüsü ko-
numuna girmey ecetir. Ülkemizive uhı-
sumuzu karanhğa sürüklemek. bütün-
lüğünü bölmek isteyenler, Cumhuriye-
te, numaralar veren duyarsız çevreler
her zaman karşılannda tstanbul Üni-
versitesiniensupiannıwrektörlerinibu-
lacakür".
Prof. Dr. Alemdaroğlu, Türk Di-
yanet Vakıf-Sen Konya Şube Baş-
kanı Demirci'nin kendisi ve YÖK
Başkanı Prof.Dr. Kemal Güriiz'ü
hedef alarak "Din görevKlerine her
defasında saldırmayı kendisüıin gı-
dası olarak görenlerin cenazeleri,
sendikamız üyeleri imam hatipliler
tarafından kmnmayacaktır" açık-
lamayla ilgili olarak, "Şu anda sağ,
sağhkh durunıdayım. Oldüğüm za-
man elbette ki yıkay acak biri bulu-
nurdiyedüşünüyorum" dedi. Prof.
Dr. Alemdaroğlu. "Bir kişinin bu
tür sözler söylemesinin, rüm toplu-
mun böyle düşünmesi anlamına gel-
meveceğini" vurgulayarak "Toplu-
mu böyle germek isteyen birtakım
kişilerin her zaman çıkabileceğini"
vurguladı.
Alemdaroğlu'nun konuşmasının
ardından Ruhr Üniversitesi-Boc-
hum Cniversitesi rektörü Prof. Dr.
Gerhard Wagner kürsüye çıktı, an-
cak öğrencilerin protesto gösterisi
nedeniyle konuşmasını yapamadı.
Wagner, konuşmasını müzik dinle-
tisinin ardından gerçekleştirebildi.
Demirci
hakkında
soruşturtna
ANKARA/KONYA (Cumhuriyet) - Diyanet
Işleri Başkanlığı, din görevlilerinin YÖK
Başkanı Kemal Gürüz ile istanbul
Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu'nun
cenazelerini yıkamayacaklanna ilişkin
açıklama yapan Türk Diyanet Vakıf-Sen
Konya Şube Başkanı Hüseyin Demirci
hakkında inceleme başlattı. Türkiyet Diyanet
Vakıf-Sen Genel Başkanı Bilal Eser ise
Demircı'ye sahip çıktı. Diyanet tşleri
Başkanlığı, Tür Diyanet Vakıf-Sen Konya
Şube Başkanı Hüseyin Demirci'nin Gürüz ve
Alemdaroğlu'nu hedef alan açıklamalan
üzerine harekete geçti. Başkanlık, Demirci
hakkında inceleme başlatırken, konu da teftiş
kuruluna iletildi. Diyanet tşleri Başkanvekili
Fikret Karaman, Demirci'nin açıklamalannın
Diyanet Işleri Başkanlığı ve personeli ile ılgisı
olmadığını söyledi. Açıklamanın Demirci'nin
sendika yöneticisi sıfatıyla sınırlı olduğunu
anlatan Karaman, "Diyanet tşleri personeli
olması nedeniyle inceleme başlaüldı. Konu
teftiş kuruluna intikal ettirildi. Bizim Diyanet
tşleri Başkanlığı olarak böyle bir açıklamayı
tasvip etmemiz mümkün değjT dedi. tslam
dininin birleştinci olduğuna işaret eden
Karaman, şunlan söyledi: "Böylesine
aynşuncı, insanlann zayıf günlerinde, zayif
anlannda böyle bir tutumu tasvip etmek
mümkün değiL O tamamen şahsuı sendika
sıfaö ile sınırlı bir açıklamadır. Bu sözler bir din
adanuna yakışmaz.1
" Türkiyet Diyanet Vakıf-
Sen Genel Başkanı Bilal Eser ise Demirci "ye
sahip çıktı. Eser, Demirci'nin sözlerinin bir
tepkinin sonucu olduğunu savundu.
Demirci'nin sözleri Hürriyet \e Anadolu'da
Vakit gazetelerince sürmanşet haber olarak
değerlendirildi. Vakit gazetesi, Demirci'nin
"Alemdaroğlu gibi düşünenlerden, çirkin
saldınlanna son vermelerini bekuyoruz.
Saldırmayı kendisinin gıdası olarak görenlerin
cenazelerini yıkanıay acağız ve cenaze
namazlannı kıldırnıay acağız" şeklindeki
sözlerini içeren haberi Hürriyet'e oranla çok
daha büyük kullandı. Sekiz sütun,
sürmanşetten, "Cenaze namazlannı
küdırmayacağız'' başlığıyla haberi veren Vakit,
sevincini belli ederken, Gürüz ve
Alemdaroğlu'nu hedef göstermeyi de
sürdürdü. Vakit'in, "Gürüz haddini aşü"
başlığıyla ayn bir haber yapması ve anonsunu
da yine 1. sayfadan vermesi dikkat çekti.
Açıhş törenine katılan öğrencfler, Alemdaroğlu'nun konuşması sırasında "YÖK'e hayır", "PoBs gidecek, üni-
versiteler bizimle özgürieşecek", "ABD askeri olmayacağE", "Söz, yetki, karar hakkı istiyoruz" sloganlan
atnkr.GmteriyapanoğrencUergüvcnlikgüçleritaranndansalondışinaçıkartıldL (Fotoğraf: VEDAT ARIK)
±AKETDÜNDEVLETBAKANIŞAHlN'ESUNULDU
Danıştay'dan hiiküınete
anayasa değişikliği önerisi
ANKARA(CumhuriyetBü-
rosu) - Danıştay, anayasada
yargıyla ilgili değişiklik ya-
pılmasını içeren öneri paketi-
ni, hükümete iletti. Öneride,
Yüce Divan görevinin Anaya-
sa Mahkemesi'nden alınarak
ceza ve idari yargı yargıçla-
nndan oluşacak mah-
kemelere verilmesi
istendi. Daıuştay Ge-
nel Sekreteri SafhEr
tarafından Devlet Ba-
kanıMehmetAhŞa-
hin'e dün sunulan
öneri paketi, ilgili bakanlıklar
ile AKP ve CHP'ye gönderil-
di. Danıştay'ın değişiklik öne-
rileri özetle şöyle:
- YSK'nin kararlanmn ke-
sinliği göz önüne alınarak ku-
rulun yüksek mahkemeler ara-
sına alınması ve Danıştay'ın,
Yargıtay ile eşit sayıda üyey-
le kurulun oluşumuna katıl-
ması gerekir.
- Cumhurbaşkanı'nm, bir
kısım Anayasa Mahkemesi
üyeleri ile Danıştay üyelerin-
den kamu görevlilerine aynlan
• Öneride, Yüce Divan görevinin
Anayasa Mahkemesi'nden alınarak ceza
ve idari yargı yargıçlanndan oluşacak
mahkemelere verilmesi istendi.
kadrolara atama yetkisi dışm-
da kalan yargı ile ilgili yetki-
leri kaldınhnalı.
- Yürütmenin durdurulma-
sı karan verilebilmesi için, ida-
ri işlemin uygulanması halin-
de telafisi güç veya imkânsız
zararlann doğması ve idari iş-
lemin açıkça hukuka aykın ol-
ması koşullan birlikte aran-
mamah.
- Anayasa Mahkemesi'nde
ağırlıklı olarak yargıçlar yer
almalı.
- Olağanüstü hallerde çıka-
nlan kanun hükmün-
de kararnamelerin şe-
kil ve esas bakımın-
dan anayasaya aykın-
lığı iddiasıyla Anaya-
sa Mahkemesi'nde
dava açılamayacağına
ilişkin hüküm kaldınlmalıdır.
- Yüce Divan görevinin, ce-
za ve idari yargı yargıçlann-
dan oluşacak mahkemelere ve-
rilmesi, burada iki dereceli
yargılama usulü uygulanması
gerekir.
Prof. Dr. Alkıs-.
AKP taslağı
gündemde
değil
• ÜAK Başkanı Prof. Dr.
Alkış, hükümetin hazırladığı
YÖK Yasa Tasansı'nin kabul
edilemez olduğunu yineledi.
tstanbul Haber Senisi - Üniversiteler
Arası Kurul (ÜAK) Başkanı ve Yıldız
Teknik Üniversitesi (YTÜ) Rektörü
Prof. Dr. Ayhan Alkış, hükümetin
hazırladığı Yükseköğretim Yasa
Taslağı'nın kabul edilemez olduğunu
yinelerken ÜAK olarak Türkiye'ye
özgü yeni bir yükseköğretim modeli
çalışması yaptıklannı söyledi.
tstanbul'daki bazı üniversitelerin
rektörlen ise TÜBlTAK Bilim Kurulu
üyeleriyle bir araya gelerek
AKP hükümetinin neden olduğu
"atama krizi''ni görüştü.Üniversite
Öğretım Üyelen Derneği Başkanı Prof.
Dr. Kadir Erdin ve Yönetim
Kurulu üyeleri, Prof. Dr. Alkış'ı
dün YTÜ Rektörlüğü'nde ziyaret
ederek hazırladıklan Yükseköğretim
Yasa Taslağı'nı verdi. Prof. Erdin,
üniversite reformunun katılımcı bir
şekilde hazırlanmasun istediklerini
belirterek 10 yıllık süreçte
hazırladıklan taslağın olmazsa olmaz
koşulunun üniversitelerin bilimsel
özgürlüğünün güvence altına alınması
olduğunu vurguladı. Üniversite
Öğretim Üyeleri Derneği ile temel
konularda mutabakat içinde olduklannı
dile getiren Prof. Dr. Ayhan Alkış ise
Milli Eğitim Bakanı ile ÜAK üyeleri
arasında yapılan toplantıda bazı
konularda vanlan mutabakatın
kamuoyuna yanlış yansıdığını
belirterek, "Uzlaşma temel konular
üzerinde oldu. Biz, Milli Eğitim
BakanlıgYnın hazırladığı yasa taslağuu
görüşmüyt)ruz. Bu bizim gündemimizde
değil. Bu taslağı ÜAK. kabul edilemez
bulduğunu zaten gerekçeleriyie daha
önce açıklamışb. Bakanlık,
Yükseköğretim Yasa Taslağı'nın
gündemde olmadığını kamuoyuna
açıklasuı. Biz zaten taslak çalışması
yapmıyonız." Istanbul'dakı bazı
ünrversitelerin rektörlen ile TÜBtTAK
Bilim Kurulu üyeleri bir araya gelerek
AKP hükümetinin TÜBÎTAK'ta
aylardır beklettiği atamalan görüştü.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
HIVvirüslü çocuğun sınrfındaki öğ-
renci sayısının her geçen gün artma-
sının sevindirici bir yanı olduğunu dü-
şünüyorum. Türkiye, bazı alanlarda
gerçekten olgunlaşan ve gelişen bir
ülke. HIV virüslü çocuk tartışmasın-
da da medya işi fazla abartsa da, ge-
rilime neden olsa da, sonunda olum-
lu bir kamuoyu yaratıldı. Bu olumlu
kamuoyu sayesinde ciddi bir insan-
lıktartışmasıbaşanlı sonuç verdi. Bu
bir olgunluk ve gelişmişlik ölçüsü. In-
sana umut ve cesaret veriyor.
Ikinci güzel olay Beşiktaş'ın Chel-
sea'yı Ingiltere'de 2-0 yenmesi. Ser-
gen'in nefıs golleri, 10 kişi kalan ta-
kımın akıllı bir savunma ile rakibe gol
imkânı vermemesi, insanı mutlu edi-
yor.
• * •
Türkiye olumlu ile olumsuzun bir
aradayaşandığı, her an olumlu bir du-
rumun olumsuza dönüşebildiği, olum-
suzun ise olumluya dönüşebildiği bir
ülke. Dinamik ve değişkenliğe açık bir
ülke. Böyle olduğu için bu ülkenin iki
yüzünü birden görmekte yarar oldu-
Mezar Taşlan Tartışması
ğu inancındayım.
Bu koşullardayeni bir seçim tartış-
ması bana pek de anlamlı gelmiyor.
Türkiye, henüzyeni birseçimden çık-
tı. Üstelik kamuoyu yoklamalannda
görüldüğü kadarıylaAKP henüzseç-
men gözündeki kredisini yitirmiş de-
ğil. Bu koşullarda seçim yapılsa ikti-
dar değişikliği olmayacağı neredey-
se kesin gibi. O zaman böyle bir se-
çime neden gerek olsun ki!
Bu vesile ile Seçim Yasası, Siyasi
Partiler Kanunu tartışılsa, yüzde 10
barajı gibi bir saçmalığa son verilse,
partiler üzerindeki devlet vesayeti
kaldınlsa o zaman bir fayda sağlana-
bilir. Çünkü bu yasalar olduğu süre-
ce Türkiye'de istikrarlı bir yönetimin
kurulması çok zor. Seçmen kitlesinin
yarısınayakınının iradesinin Meclis'e
yansımadığı bir sisteme nasıl demok-
rasi diyebiliriz ki!
AKP, bu konularda değişiklikten
yana olduğunu daha önceleri söylü-
4
yordu. Gelin şimdi gelecek seçimle-
re hazırlık olması amacıyla, bu yasa-
lan gündeme getirelim ve tartışma-
ya açalım.
• • •
Türkiye'nin demokratikleşmesi,
insan haklanna saygılı, eşitlik ve ada-
lete açık bir hukuk devleti haline gel-
mesi kolay değil. Son dönemde de-
mokrasi yönünde yapılan değişiklik-
ler ciddi kazanımlar. Ancak iş yasa-
lan değiştirmekle olmuyor, bunu bi-
liyoruz.
Bu nedenle uygulamaların peşin-
den koşmalıyız.
önümde bir mektup duruyor. Uy-
gulamalar konusunda duyarlı olan
yetkililere bir örnek olabilir diye bu
mektubu sizinle paylaşmak istiyo-
rum. Mektubu Elazığ E Tipi Ceza-
evi'nden Mehmet Doğan göndermiş.
Tunceli civannda, sanırım öldürülen
bazı örgüt mensuplannın mezarla-
nyla ilgili bir gerilim yaşanıyor. Bu ge-
rilim tutuklamalarla sonuçlanıyor.
Işte Mehmet Doğan'ın mektubu:
"1958 Elazığ doğumluyum. Ailem
şu anda Elazığ'dadır. Gazetecilikya-
pıyorum. Ben ve arkadaşlanm; Ela-
zığ Temel Hak ve özgürlükler Derne-
ği Başkanı Mehmet Dolaş, İstanbul
Temel Hak ve özgürlükler Derneği
üyesi ve çalışanlan Ismail Gider, Sa-
kineAba bir mezarziyareti nedeniy-
le keyfı ve delilsiz bir şekilde tutuk-
landık.
16 Eylül2003 günü Tunceli Pertek
Sulh Ceza Mahkemesi, 'polise aktif
mukavemet', 'adliyenin manevi şah-
siyetini tahkir' gerekçesiyle bizleri tu-
tukladı. Oysa böyle bir şeyolmamış-
tı. PertekBelediye Mezahığı'nda bu-
lunan Ali Özbakır'/n mezannın kınl-
dığı haberi üzenne İstanbul'da Temel
Hak ve özgürlükler Derneği ile TA-
YAD üyeleri 8 kişilik bir heyet oluş-
turdu. Avukat Süleyman Şensoy'un
katılımı ile heyet 9 kişi oldu.
Heyet, Pertek'te mezan inceleye-
cek, savcı, belediye başkanı ve kay-
makam ile görüşecekti. Mezara git-
tiğimizde Ali özbakır'ın mezannın
söküldüğünün kapağının alındığını
gördük. O sırada polis kuşatmasına
ve sonra da saldınsına uğradık. Is-
mail Gider'in saldın sırasında kolu
çıktı. Işkence yapıldı. 70 yaşındaki
analaryerlerde sürüklendiler. Bütün
bunlann nedeniAH Özbakır'ın meza-
nnı ziyaret edip sahip çıkmamızdı. Ali
özbakır'ın babası, amcası, kızkarde-
şi ve onun mezannı yaptıran arkada-
şı da daha önce 30 Ağustos'ta
gözaltına alınıp tutuklanmıştı. Tunce-
limerkezinde 18 aile; oğullannın, kız-
larının mezannda şiir var, yazı vardi-
ye soruşturmaya uğruyorlar. Mezar
yapan mermerciler tehdit ediliyor-
lar."
Doğan'ın mektubu böyle uzayıp
gidiyor. Artık tartışma ve ayrılıkları
mezar taşlarının ötesine taşımanın
zamanı gelmedi mi? Bu ülke güzel
şeylerle anılan bir ülke haline dönü-
şemez mi?