Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3EKİM2003CUMA CUMHURİYET SAYFA
DIŞ HABERLER dishaba cumhuriyet.com.tr 11
Washington'un Irak'tan 'toplayıp' dünyaya aktardığı bilgilere Türkiye mesafeli yaklaştı
Istihbarat savaşı bitmedi
D
izı yazının dördüncü bölümü, Ame-
nka'dan bir "terör heyetTnın PKK/
KADEK'in Kuzey Irak'taki varlığıy-
la ılgılı görüşmeler yapmak üzere Anka-
ra'ya geldıği günle çakıştı. Amerikan heye-
tinın bu kez "yeni önerilerie" geldiği haber-
len var ama, son bir yıllık karşılıklı güven-
lik ve istihbarat raporlan dikkate alındığın-
da "somut" bir gelişme beklenmiyor.
Ankara nın Washington'a da "uygunifa-
delerie" aktardığı son durum şu:
"PKK/KADEK, I*-ak'ta Amerikan kont-
rolünde huzurlu!"
Son bir yıldır Ankara ile Washington
arasında sözcüğiin tam anlamıyla ''istihba-
rat savaşı" yaşandığını söylemek abartma
olmaz. Zıra ABD, Irak operasyonunu hak-
lı kılmanın alryapısını hazırlamak üzere
pek çok "yeni bUgiyi" dünya kamuoyıına
sunma çabasına sık sık Türkiye'nin de or-
tak olmasını istedi. .Ankara, genel olarak
buna yanaşmadı. İstihbarat savaşının üç
önemlı ayağı vardı:
1- Saddam yönetiminin kitle imha si-
lahlannı üretme ve kullanma gücü.
2-Irak "taki tslamc ı terör örgütlerinin fa-
aliyetleri.
3- PKK'KADEK' in dunımu.
Birincisinden başlayalım... Birleşmiş Mil-
letler tzleme, Araştırma ve Denetleme Komis-
yonu (UNMOVIC) ile Uluslararası Atom Ener-
jisi (IAEA) tarafından hazırlanan raporlar An-
kara'yı iki bakımdan ilgilendiriyordu:
• Tehdit Türkiye'yi de etkisi altına alabi-
lirmi?
• Tehdidin boyutlan doğrultusunda ABD
bir operasyon yaparsa Türkiye'yi ne ölçüde
etkiler?
Bu iki sorunun yanıtını aramak üzere Anka-
ra da Irak'taki gerçek durumu görmeye çalıştı.
ABD Başkanı George Bush, 28 Ocak
2003'teki "ulusasesleniş" konuşmasının son
bölümünü Saddam yönetimine ayırdı:
"ABD'ye vedünyaya yönelik en büyiik teh-
dit, nükleer, biyolojik ve kimyasal silah araş-
ürmaJan yapan ve üreten yasadışı yönetim-
krdir... 1999'da BM raporuna göre, Saddam
25 bin Btre şarbon üretebilecek ve milyonlar-
ca kişiyi öldürebilecek kadar biyolojik silaha
sahip... Amerikan istihbarat kaynaklan Sad-
dam'ın eönde, 500 ton sarin, hardal ve VX ti-
pi sinir gazı üretebilecek kimyasal madde, 38
bin litre solunum yetmezHği sonucu ölümlere
neden olan 'botulınum toksin' maddesinin
bulunduğunu saptadılarJ"
irakınkimyasal. biyolojik
silah gücü var'
Bush'un ulusa seslenişine de kaynaklık
eden kitle imha silahlanna ilişkin istihbarat
raporlanna Ankara'nın bakışı sahrbaşlany-
la şöyle oldu:
• Irak'ın biyolojik silah gücüne ilişkin doğ-
rulanmış bilgi çok azdır.
• Büyük olasıhkla, 3 ton kadar şarbon bak-
terisi stoku var. Biyolojik silah üretim prog-
ramını sürdürmek için 18 adetmobil labora-
tuvar ve mobil soğutucu bulundurduğu kuv-
vetle muhtemeldir.
• Körfez Savaşı sonrasında bu silahlan at-
ma yeteneğini kaybetti. Bu çerçevede şarbon
bakterisini taarruz amaçlı olarak kullanma gü-
cü yok. Sadece iç ayaklanmalarda ya da ken-
di topraklanndaki düşman askerlerine karşı
değişik araçlarla kısıtlı olarak kullanabilir.
• Irak'ta küçük laboratuvarlarda hardal ve
sarin gazı üretiliyor. Bunlann bir kısmı yurt-
İRAN
dışmdan getirildi. Ancak bunu da taarruz
amaçlı laıllanma gücü yok. Hava atma araç-
lannı nitelik ve nicelik yönünden yitirdi.
• Irak bu tür silahlan korku ve panik ya-
ratma amaçlı olarak ülke içinde kullanabilir.
Ankara, Bush'un abarttığı kadar Irak'ın
güçlü bir kimyasal, biyolojik silah gücüne
sahip olmadığını, ancak bunları üretecek ye-
teneğini yitirmediğinı düşünüyordu.
Asiretler bilmecesl
Saddam rejiminin devrilmesinden sonra
Irak'ta oluşacak yeni yapıda en etkin unsur-
lann başında aşiretlerin geleceği genel kabul
gören bir değerlendirmeydi. ABD'nin bu ko-
nudaki yaklaşımı şuydu:
• Saddam'ın mensubu olduğu Tikrit aşi-
reti dışında öteki asiretler bizım tarafımı-
za çekilebilir.
• Aşiretlerin çoğu
silahlı. Bunlann Sad-
dam rejimine karşı
ayaklanması planlana-
bilir.
• Bir ayaklanma ol-
masa bile kara harekâ-
tı başladığında Saddam
rejiminin devrilmekte
olduğunu gören asiret-
ler hızia koalisyon güç-
lerinin saffına geçebilir.
Daha önceki bölümlerde aktardığımız gi-
bi ABD bu konuda ciddi çalışmalar yaptı.
Sonuçlan hakkında kısıtlı da olsa Ankara'yı
bilgilendirdi. Ankara'nın elindeki değerlen-
dirme ise şöyleydi:
• Irak'ta 150 aşıret var. Bunlardan 30'u etkin.
• Nüfiıs bakımından en küçük aşiret iki
bin kişi, en büyük aşiret milyonu buluyor.
Bani HaUdi aşireti 100 bin silahlı gücüyle
Güney Irak'ın en etkin unsuru.
• Saddam, bu aşiretlerin her an ABD'nin
etkisi altında kalacağı endişesiyle onlan hem
silahla destekliyor hem korkutuyor.
• Aşiretler ayaklanıp Saddam'ı deviremez.
Halen Ankara ile Washington arasındaki en
ciddi konu, terör örgürü PKK/KADEK'in
durumu. Operasyon öncesinde Irak'ın kuze-
Mustafa BALBAY
yindeki İslami terör örgütleriyle ilgili herge-
lişmeye hassas yaklaşan ABD, konu KA-
DEK olunca Ankara'nın beklediği hassasi-
yeti göstermedi. Aynı "farklı bakış" bugün
de dikkati çekiyor. Ankara'ya göre KADEK,
geçen mart başında şu yolu izledi:
• Hakurk bölgesindeki silahlı unsurlan Zap
ve Metina bölgesine dağıttı.
• Kandil Dağındaki bilinen karargâhı bo-
şaltarak aynı bölgenin 20-30 kilometre batı-
sına taşıdı.
• Irak'ta siyasi faaliyetler için kurduğu Kür-
distan Demokratik Çözüm Partisi (PÇDK) ara-
cılığıyla KYB ve KDP'yi etkilemeye çalışıyor.
• Kandil Dağı'nda 14 Mart'tatoplanan KA-
DEK Başkanlık Konseyi, ABD'ye bir rapor sun-
ma kararı aldı.
• Irak'ın kuzeyindekı tslami örgütler, ola-
sı ABD saldınsına
karşı KADEK
kamplanndan yarar-
lanmak istediler.
KADEK. silahsız
olmalan koşuluyla
buna sıcak baktı.
Bu değerlendir-
meler ABD'ye
ulaştığında-net bir
karşılık gelmedi.
ABD'nin Irak'ı
tüm terörist un-
surlardan temizleyeceğine vur-
Gizli
elgelerde
Irak w
pazarlıgı
gu yapıldı.
İran unsuru
istihbarat çekişmesi Irak operasyonunun
işgalle sonuçlanmasından sonra da devam et-
ti. Ankara'ya göre, İran'ın KADEK'e deste-
ği ABD operasyonundan sonra da sürdü.
Ankara'nın bu konuda Tahran'a da ulaşhrma
gereği duyduğu Haziran- 2003 değerlendir-
mesi şöyleydi:
• Irak'ın kuzeyinde yaralanan ya da has-
talanan teröristler tran'ın Urumiye kentinde
tedavi ediliyor.
• Terör örgütünün Iran'da özel bir sorum-
lusu var.
• tran'ın Kelereş ve Hoy bölgelerinin Tür-
D AMERİKANASKERİÖLDÜ
Çek birlikleri de
protesto edildi
Dış Haberier Servisi -
Sulann bir türlü
durulmadığı Irak'ta,
direnışçilerin
saldınlannda 3 Amerikan
asken yaşammı yitirdi.
Samara yakınlannda
önceki gece Amerikan
konvoyuna roketatarla
düzenlenen saldında 1
ABD askeri öldü.
Tikrit'teki ABD askeri
üssünün girişinde önceki
gece bomba yüklü bir
aracın patlaması sonucu 1
asker öldü, 3 asker de
yaralandı.
Bağdat'm El Mansur
semtindeki saldında ise 1
ABD askeri öldü, l'i
yaralandı. Felluce'de
devriyegezen 10
Amerikan askerinin
üzerine ateş açılması
sonucu 2 asker yaralandı.
Amerikan birliğinin karşı
ateşiyle de yoldan
geçmekte olan bir çocuk,
bir kadın, bir erkek ve bir
Iraklı polis yaralandı.
Siiler aösteri yaptı
Öte yandan, Bağdat'm El
Beiya bölgesinde
yüzlerce Şii, ABD
askerlerinin, geçen salı
Ali El Beiya Camisi'ne
düzenlediği baskını
protesto etti. ABD
askerlerinin ateş
açmasıyla, bir Iraklı
yaralandı. Amerikan
zırhlı araçlan,
göstericilerin üzerine
ateş açarken bazı
eylemciler de ateşe
karşılık verdi. Basra'da
ise Kuran'a hakaret
eden Çek askerler, 5 bin
kişinin protesto
gösterisiyle karşı karşıya
kaldı. Çek askerlerin,
Kurandan ayetlerin yer
aldığı bir tabelanın
üzerine, küfür içeren
sloganlar yazması öfke
yarattı.
Irak'ta her gün saldınya uğravan işgal güçlerinin morali giderek bozuluyor. ABD
askerinin tek isteği bir an önce evlerine sağ salim geri dönebflmek. (AP)
. nkara ile Washington
arasında PKK/KADEK'le
ilgili "farkh bakış"
bugün de dikkat çekiyor.
Ankara'ya gelen ABD
heyeti üyeleri dün
sorunun çözümü için
şunu önerdiler:
"Diplomatik, siyasi,
finans kaynaklannı
kesme dahil olmak üzere,
terör örgütüne karşı her
türlü yöntemle mücadele
edilecek... Birazzaman!"
Bakalım terörle
; diplomatik mücadele ne
sonuç verecek!
kiye'ye yakın yerlerinde terörist gruplar var.
• KADEK, Iran'da da ayn birparti kurmak
için girişimlerini başlattı.
Ankara'nın tran'la terör örgürü pazarlığı bu-
gün de devam ediyor. Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan'ın bu ülkeye yapacağı gezinin
sürekli ertelenmesinde ana unsur ABD ise bir
başka unsur da Iran'ın terör örgütüne verdi-
ği desteği tümüyle çekmemesi.
KADEK-ABD dlyaloğu
Şimdi gelelim en sıcak rapora... Son ola-
rak Ağustos 2003 'te yapılan değerlendirme-
ler terör örgütünün durumunu ve örgüte ve-
nlen destekleri değişik açılardan ele alıyor.
Önce örgütün Ağustos 2003'teki gücü:
• 950-1100 arasında silahlı terörist Türki-
ye içinde.
• 3200-3800'ü Irak'ın kuzeyinde olmak
üzere 4000- 4650 silahlı terörist Türkiye'nin
komşulannda.
• Büyük çoğunluğu Avrupa ülkelerinde ol-
mak üzere 3800-4300 silahsız terör örgürü üye-
si yurtdışında aktif faaliyette.
• Terör örgütünün silahlı gücünün yakla-
şık yansı 1999 sonrasındaki katılımlardan
oluşuyof. •• '
Terör örgütünün durumunu değerlendiren
güvenlik raporunun son döneme yani ABD
işgali sonrasına ilişkin bölümü ise şöyle:
• ABD'nin Irak'a müdahalesinden sonra
terör örgürü herhangi bir sıkıntı yaşamıyor.
• ABD. Irak'ın kuzeyindeki kimi KDP ve
KYB unsurlannın etkinliğini azaltarak dolay-
lı biçimde KADEK'in bölgede daha güçlü ol-
masını. bölge halkı üzerinde sözünün geçme-
sini sağlıyor.
• Harekât sonrasında, terör örgütünün
Irak'ta siyasi faaliyette bulunmak için kurdu-
ğu PÇDK daha etkin rol almaya hazırlanıyor.
Şu aşamada böyle bir belirti yok ama, parti-
nin hazırlığı bu yönde.
• ABD ile KADEK arasında değişik dü-
zeylerde görüşmeler yapıhyor. Terör örgürü
üyeleri görüşmeler sonrasında kendi aralarrn-
da yaptıklan değerlendirmelerde. ABD'nin
kendilerine hiçbir dayatmada bulunmadığı
sonucunda birleştiler.
• KYB lideri Talabani, yakın çevresiyle
KADEK olayını masaya yatırırken "Biz
ABD'nin istekleri doğrultusunda hareket
ediyoruz. ABD, bu örgütk ilişkünizi geliş-
tirmemizi istiyor" dedi.
KADEK kendisini ABD'ye mi
hazırlıyor?
Ankara yukanda aktardığımız güvenlik ko-
nulannı ABD'ye aktardığında şu karşılığı
aldı: "Biz Irak'ı tüm terörist unsuriardanan-
tacağımıza dair sözümüze sadığız. Ancak
Irak'rn merkezinde ve güneyinde güvenüği
tam sağlamadan kuzeyde bir harekât zor.
ÖncelikK değil. Kamplardaki terör örgürü
elemanlannın çoğu hiç teröre bulaşmamış ki-
şiler. Eve dönüş yasasryla onlann eriûinıesi
sağtanabilir. Bunun sonuçlanm bekleyefim."
ABD bunu söylüyor ama, KADEK'in
yaymaya çalıştığı hava başka yönde. KA-
DEK'e göre ABD, îran ve Suriye'ye de mü-
dahale edecek ve bu aşamada kendilerine ge-
reksinim duyacak. KADEK yöneticileri bu
zeminden hareket ederek ABD ile ilişkile-
rini ıyi turmanın yollannı anyorlar. Terör ör-
gütünün Avrupa'daki temsilcileri de aynı
yönde propaganda yapıyor.
Dünkü sıcak gelişmeler, yukanda aktar-
dığımız konulann devamı niteliğindeydi.
Ankara'ya gelen ABD heyeti üyeleri dün Dı-
şişleri yetkilileriyle görüştükten sonra soru-
nun çözümü için şunu önerdiler:
"Diplomatik, siyasi, finans kaynaklarmı
kesme dahil olmak üzere, terör örgütüne
karşı her türlü yöntemle mücadele edilecek—
Birazzaman!"
Bakalım terörle diplomatik mücadele ne
sonuç verecek!
BİTTI
BIÇAK SIRTI
EROL MANİSALI
AKP Hükümeti, Batı'ya
En Yakın Hükümettir
AKP hükümeti "Batı" ile çok yakın işbirliği için-
de bulunuyor. Türkiye'nin yönetiminde AKP hükü-
metinin bulunması,
- hem Batı'nın bölgeye yönelik politikaları,
- hem de doğrudan doğruya Türkiye üzerinde-
ki politikalan bakımından, ABD ve Avrupa Birtiği için
bulunması zorfırsatları da beraberinde getirmek-
tedir.
AKP hükümeti kurulduktan sonra Amerika'nın ve
Avrupa Birliği'nin Türkiye ile ilişkilerinde önemli
ilerlemeler oldu. Meclis'ten geçemeyen tezkere
olayını, birtrafık kazası, "hükümetinistediğinin ve
çizgisinin dışında" bir şanssızlık olarak görmek
gerekir.
Bu şanssızlık hem hükümet, hem de Batı için söz
konusu oldu.
Türkiye'de kamuoyu yoklamalarında yüzde 90'ın
üzerindeki büyük çoğunluk zaten tezkereye karşı idi.
AKP hükümeti Bush yönetimi ile çok yakın ol-
duğunu, Başbakan RTE veya Dışişleri Bakanı
"Gü/"ün açıklamaları ile ortaya koymaktadır. Bush
yönetiminin,
- Irak'ın işgal öncesinde ve sırasında "Türkiye'ye
karşı düşmanca tutumu",
- ABD ve Ingiltere'nin K. Irak'ta Talabani ve Bar-
zani'yi iyıce öne çıkaran tutumu,
- PKK (KADEK) ile Türkiye'ye karşı ABD ve In-
giltere'nin ortak hareketleri,
- Israil-Kürdistan cephesinin ABD ve Ingiltere'nin
güdümünde geliştirilmesi
gibi Türkiye'nin stratejik çıkarlanna karşı yürü-
tülen faaliyetler karşısında AKP hükümetinin ge-
reken tepkiyi göstermemesi oldukça anlamlıdır.
AKP hükümeti bu davranışlara sert tepki gös-
termeyerek Bush yönetimine karşı "iyi niyetini"
ortaya koymaktadır. Bu durum, Bush yönetiminin
onayladığı bir gelişmedir.
- AKP hükümeti, Avrupa Birliği'nin de bütün ta-
leplerine evet demektedir. Türkiye 12 adaydan so-
yutlanıp tecrit odasında kilit altına alınırken Türki-
ye'de "ulusal yapının gevşetilmesi ve çözülmesi
için AB'nin yaptığı talepler" hükümet tarafından
sıcak bir ilgi ile karşılanmaktadır. AKP hükümeti-
nin bu tutumu AB tarafından destek görmektedir.
- TSK'nin siyasetteki ağıriığından ve öneminden
AB de, AKP de hoşlanmadıklan için bu konuda sağ-
lanmış olan beraberlik, AKP'nin AB ile olan işbir-
liğini, stratejik bir işbirliği durumuna getirmektedir.
- Batı'ya yakın olan bazı sermaye çevrelerinin AKP
ile de yakınlığının ve işbirliğinin görülmesi, AKP-
Batı ilişkilerinde özel bir anlam ifade etmektedir.
AKP, Batı ile doğrudan doğruya yakınlığı ve işbir-
liği yanında, "Türkiye içinde de Batı'ya en yakın bir
ucu" kendine adeta bir ortak gibi belirlemiştir.
- Hükümet, Kıbns konusunda da Batı talepleri-
ne sıcak yaklaşmaktadır.
AKP hükümetinin Denktaş'a karşı AB'nin ve
ABD'nin yakınındaki bir noktada durması ve bazı bü-
yük sermaye çevrelerinin Kıbns tezlerinı benımse-
mesi 45 yıldan beri ilk defa görülen bir durumdur.
Bu durum hem ABD'yi hem de AB'yi fazlasıyla
memnun ediyor. AKP hükümeti ile çok yakın ve sı-
cak ilişkileri yanında, bazı büyük sermaye çevre-
lerinin her iki taraf ile kurmuş olduğu köprüler ve
bağlar, Türkiye-Batı ilişkilerine çok özel bir anlam
katmaktadır.
Buradaki en kritik mesele, "Hangi Türkiye" so-
rusuna verilen yanıtta yatmaktadır.
Kimilerine göre bu, Türkiye çoğunluğun Türki-
ye'si, 70 milyonun Türkiye'si değildir.
Kimilerine göre ise Batı ile işbirliği içinde olan bir
Türkiye'yi yöneten hükümettir. Ancak bazı büyük
sermaye çevreleri ile, Batı'nın talepleri doğrultusun-
da ortak hedefler belirlemiştir.
Batı kapitalizminin soğuk savaş sonrasında Tür-
kiye'de "bulunmasını istediği hükümetler içinde"
AKP hükümeti en uygun olanıdır. Şöyle ki;
a) AB ve ABD'nin Türkiye için isteklerine en olum-
lu yanıtlar AKP'den gelmektedir.
b) Batı'nın ve AKP hükümetinin Türkiye içinde
"rahatsızlık duydukları öğeler örtüşmektedir".
c) AKP hükümeti Batı'nın bölge ile ilgili politika-
larında da olumlu yanıtlar vermektedir. Batı kapi-
talizminin komşu ülkeleri işgali karşısında hükümet
tepki göstermemiş, hatta destek vermiştir.
Dolasıyla AKP hükümeti, Batı kapitalizminin so-
ğuk savaş sonrasında Türkiye'de bulunmasını ar-
zulayabileceği "ideal bir hükümet" konumundadır.
Bush yönetiminin Yeni Muhafazakârlar Komis-
yonu adı ile Yahudiler ve Amerikan köktendincile-
rini birleştiren yeni politikasının, Türkiye ile olan iliş-
kileriyle örtüştüğünü de görüyoruz.
Böylelikle Ankara ile ABD arasındaki ilişkiler, işin
özünde, daha da bütünleşmiş oluyor. Batı bo_yut-
lu kapitalist düzen bugün Türkiye'ye, "Turgırt Ozal
dönemindeki çizgisini de aşmış olarak" yansımak-
tadır.
AKP hükümeti Batı için ideal bir yönetimdir. An-
cak Batı'nın bugün yeni sömürgeci politikalannı yü-
rütmeye başladığı gerçeğini yukandaki yazının içi-
ne oturtmamız gerekiyor.
www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali
İlham Aliyev'e destek
Baba Aliyev
adaylıktan çekildi
BAKÜ (AA) -Azer-
baycan Cumhurbaşkanı
Haydar Aliyev, 15
Ekim'de yapılacak cum-
hurbaşkanhğı seçimle-
rinde oğlu İlham Aliyev
lehine adaylıktan çekil-
diğini bildirdi.
Merkezi Bakü'de bu-
lunan Azertac' ın haberi-
ne göre, "Azerbaycan
haikına müracaat"
adıyla yazılı bir açıkla-
ma yapan Haydar Ali-
yev, cumhurbaşkanlığı
seçimlennde kendi aday-
lığı için çalışanlara te-
şekkür ederek, "Sağlı-
ğıma kısa zamanda ka-
vuşarak vatana dönece-
ğimi ümit ediyorum.
Şimdiyse kendi aday-
lığımı İlham Aliyev le-
hine geri çeldyorum''
dedi.
Aliyev'in açıklama-
smda şöyle denildi:
"Vatandaşlarımı, önü-
müzdeki cumhurbaş-
kanlığı seçimlerinde
cumhurbaşkanlığına
aday olan, benim siya-
si varisim, Yeni Azer-
baycan Partisi'nin Ge-
nel Başkan Birinci Yar-
dımcısı İlham Aliyev"i
desteklemeye çağmyo-
rum. O yüksek bilgi ve
birikim sahibi bir şah-
siyettir."