03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET YÂKFI adma İLHAN SELÇUK Genel Yayin Yönetmeni: İbrahim Istıhbarat Cengiz V ıldırım • Ekonomı Öz- YayınKuıulu.tlhanSelçuk(Baş- AnkaraTemsılcıs] MustafaBalba\ AtaturkBuhanNo 125.K.at.4. Müessese Muduru YlldlZ • YazilŞİen Müdürü: SaBm le m > üzak • Kultur Egemen Berköz • Spor Al«oclon*Ç^r,,m1n \\i\Ai\r- \\ahm o* Abdulkadır\ucelman• Makaleler.Samı Ka- kan). EmreKongar(Danışman), Bakanlıklar Tel 41950:0riıat), Faks 41^5O2~ •tzmır Temsılcısı AlrMsbnA^nnırnln Mıiaiir Mphmrt Abdülkadir Vücelman» Makaleler. Sami Ka- Orhan Erinç, Hikmet Çetin- SerdarKızık.H ZıvaBK 1352 S 2 ?Tel 4411220. FaU 441h"45 /^4jaauuıw^uıuniiu muuuı. ^ıcuıııcı r a ö r e n ^ Düzeltme \bdullah Vazıcı • Bıl- kaya, Şükran Soner, tbrahim • AdanaTemsılcısı'Çetin^iğenoğlu. inonuCd 119S No 1 1.Tel aı-Belge EdibeBuğra© Yurt Haberlerr Meh- Yddız. Orhan Bursah, Musta- 363 12 11. Faks 363 12 15 -\ntaha Temsılcısı Ahınrt Onıçoğlu met Faraç • A\rupa Temsılcısı Gûrav Oz fa Balba>, Hakan Kara. CumhunveiCad 80 5 Tel 0242 24S005^ Fax 2430509 p a n Sucu # Haber Merkezi Hakan Kara e Müdürü: Erol Erkut • Bılgı Işlem Ahmet Korulsan 9 Sa- tış Fazilet Kuza • GenelMudur CanÇağdaş 9 Tülaiı MutlüDolen t Mudur 'trd ıFmans \e Operas\onı Erhan Özdemir • Pazariama Dı- rek1önıTüla>TosunTel 0212 1541300 Faks 0212'54 32 9" \«yımh\»D: YenıGita Haber Ajansı Basın le •) a™rılık \ $ TıırkocaSı Cad 59 4] Catoloflu 143J4 lstanbul PK. 246 - SıAecı 34435 lst T d : İ : ö i : 5 0<20h F b O ; i : ^ n 8 5 « 5 B t a M A Ğ D B Y a M n c ! ! ! İ c S a n \eTıc \Ş Bartoto BuKan \o 125 Cenel Djğıtım: BBD Meriez 3 EKİM 2003 İmsak:5 28 Guneş. 6 55 Ögle 13.01 Ikındi 16 15 Akşam: 18.53 Yatsı: 20.13 2. Uluslararası Müzik Festivali'ne katılan Fazıl Say dinleyicilerin yoğun isteği üzerine Âşık Veysel'in eserlerini de yorumladı Mersin'egiden 'uzunincebiryoF Antalya'daki oteller dohı Haber Merkezi - Antalya'daki otellerin eylül ayındakı doluluk oranı turizmcilerin yüzünü güldürdü. Turizmciler, Kemer ve Belek'teki otellerde yüzde yüz oranında doluluk oranı bulunduğunu belirterek Avrupah ve Rus turistlerin güneyi doldurduğuna dikkat çekti. Turizm işletmecileri yüksek doluluk oranlarının ekim ve kasım aylannda da sürmesini beklediklerini söyledi. Vfrüsler kanmaşıklaşıyop NEW YORK (AA) - Antivirüs programı üreticisi Symantec, "virüslerin giderek daha hızlı ve karmaşık hale geldiğini" itiraf etti. Symantec'ten yapılan açıklamada, "son zamanlarda, çok kanşık bilgisayar virüslerinin büyük bir hızla ortaya çıktığı ve kullanıcılann bilgisayarlannı bu virüslere karşı konımasının giderek güçleştiği" kaydedildi. Uzmanlann belirttiğine göre, bilgisayar virüslerinin büyük kısmı, yazılım devi Microsoft'un yazılımlannı hedef alıyor. Symantec güvenlik miman Tony Vincent, "korsanlann, Microsoft web server'leri ile internet tarayıcısındaki boşluklan sürekli araştırdıklannı ve bunlardan yararlanma yoluna girriklerini" ifade etti. 'Portakal'da bir günde 3 gala A NTALYA (Cumhurivet) - Antalya Altın / x Portakal Film Festivali ikinci gününe fılm galalanyla başladı. Yanşmaya kalan 10 filmden üçünün galası dün yapıldı. "Kolay Para", "Gülüm" ve "Abdülhamit Düşerken", festivalin ikinci günü seyircisiyle buluşan ilk filmler oldu. Festivalde "40 yılın en iyi filmi" seçilen 5 filmin yönetmeni de bir kez daha Altın Portakal heykelciliği ile ödüllendirildi. 1964 yapımı "'Gurbet Kuşlan"nın yönetmeni Halit Refiğ'e, 1974 yapımı "Düğün" filminin yönetmeni Ömer Lütfı Akad'a, 1987 yapımı "Muhsin Bey" filminin yönetmeni Yavuz Turgul'a, 1989 yapımı "Uçurtmayı Vurmasınlar" filminin yönetmeni Tunç Başaran'a ve 2002 yapımı "Uzak" filminin yönetmeni Nuri Bilgi Ceylan'a ödülleri sunuldu. Makarnacılara özel restoran Haber Merkezi - Makarna sevenlere gün doğdu... Beyoğlu'nda açılan ve mönüsünde sadece makarna bulunduran 'makarna'cı' değişik soslarla farklı bir damak tadı arayanlara hizmet veriyor. Mönüde 'fettucine', 'tortelli', 'linguine', 'papperdelle' . 4 gibi seçenekler ^ bulunduran makarna'cı sos olarak da zeytinli patlıcan, tavuk brokoli, Ceneviz usulü pesto ve rokfor soslarla makarnayı zenginleştiriyor. Durup Düşünmestsen... ...Düşünüp Durursun! B u yıl 2'ncisi düzenlenen Uluslararası Mersin Müzik Festivali Mersin Devlet Opera ve Balesi Orkestrası (MDOB) dinletisiyle başladı. Festivalde basın sponsorluğunu üstlenen gazetemize de bir festival heykeli sunuldu. MERSİN (Cumhuriyet) - 2. Uluslararası Mersin Müzik Festivali, Mersin Devlet Opera ve Balesi Orkestrası (MDOB) dinletisiyle başladı. Festivalin ilk dinletisinde Fazıl Say solist olarak sahneye çıktı. Festival öncesinde pazartesı alcşamı Mersin Kültür Merkezi'nde açılış kokteyli yapıldı. Kokteylde temmuz ayında yaşamını yitiren festivalin Onursal Başkanı Hanri Atat adına düzenlenen ödül bu yıl Devlet Sanatçısı Nevit Kodalh'ya venldi. Ödülünü Vali Yardımcısı Mehmet Demir'den alan Kodalh "Festivalin ilkini düzenlediğimizde hiç paramız yoktu, sefîl hakleydik. Ama buna rağmen yürüttük. Mersin'de ahlan tohumun gelişeceğine inanıvonım" dedi. Orkestra'ya ilgi Kokteylde, festivalin basın sponsorluğunu üstlenen gazetemize de bir festival heykeli sunuldu. Ödülü, Genel Yayın Yönetmenimiz İbrahim Yüdız adına Adana Temsilcimiz Çetin Yiğenoğhı aldı. Kültür Merkezi'nde önceki gece düzenlenen açılış töreninde de Şef İbrahim Yancı yönetiminde sahneye çıkan MDOB. izleyenleri büyüledi. Orkestraya solist olarak eşlik eden Fazıl Say, C. Sainf in 2. piyano konçertosunu yorumladı. Dinletinin ilk bölümünde sahneye çıkan Say, dinleyicilerin yoğun isteği üzerine programda olmayan eserlerini de seslendirdi. Piyano resitali Yaklaşık 1 saat sahnede kalan Say, MDOB dinletisine eşlik ettikten sonra Âşık Veysel'in "Uzun İnce Bir YoP ve "Kara Toprak" eserlerini de yorumladı. Festival kapsamında Fazıl Say bugün de Kültür Merkezi'nde bir piyano resitali verecek. Pazar eünü Okay Temiz ve Yüdız Ibrahimova Kanlıdivane Antik Alanı'nda, 11 Ekim'de Ispanyol Talet Danze Balesi, 17 Ekim'de gitar sanatçısı Ricardo Mayono ve MDOB Orkestrası Kültür Merkezi'nde sahne alacak. Festival 19 Ekim'de Istanbul Devlet Opera ve Balesi 'nin "Türk Büyüsü" adlı gösterisinı Cumhuriyet Alanı'nda sunmasıyla sona erecek. Sergide ressanun Tahiti'de yaşadığı yülarda üretriği eserler yer alryor. 50yıl sonra Gauguin Kültür Servisi - Paul Gauguin'in 200 yapıtının yer aldığı 'Gauguin Tahiti'de' adlı sergi dün Paris Grand Palais'de açıldı. 50 yıl aradan sonra ilk kez Gauguin'in çok sayıda ve farklı tekniklerde yağlıboya, desen. heykel, elişleri çalışmalan ve eşyalan sanatseverlere ulaşıyor. Le Figaro Magazine'de yar alan habere göre 19 Ocak'a kadar ziyarete açık kalacak serginin teması, büyük ustanın yaşamının Tahiti'de geçen süreci üzerine yoğunlaşıyor. Bir sanatçı olarak en verimli dönemini Pasifık Okyanusu'ndaki Hiva Oa Adası'nda geçiren sanatçının yapıtlan, 1903 yılında Paris'te büyük yankı uyandırmıştı. Paris'i terk etme nedenini sanatçı şöyle açıklamıştı: "Medeniyetin baskısuıdan kurtulmak ve sakin olabflmek içüı gidiyorum. Sadece sanat eserleri üreönek istiyorum." O günden sonra Gauguin'ın yapıtlan, sadeleştirilmiş şekillerle. canlı ve renkli yeni bir stil yakaladı. Yaşamının sonuna kadar sade renkler üzerine incelemeler için sembolizmi ele aldı. Bonnard, Picasso ya da Matisse gibi ressamlar Gauguin'in dersini unutmadılar. Sergide, sanatçının ünlü "Nereden geüyoruz? Nejiz? Nereye Gidiyoruz?" adlı tablosu da yer alıyor. Resmin geririldiği Boston Müzesi küratörü George T.M. Shackeiford, sanatçının yapıtlan, yaşamı ve sözlerinin felsefik bir boyutu olduğunu vurguluyor. Kore. Windows işletim sistemini değiştirivor AsyaLinıvc'a kaydıDış Haberler Servisi - Güney Kore hükümeti binlerce kamu bilgisayarlanndaki Windows işletim sistemini 2007 yılına kadar Linux ile değiştireceğini açıkladı. Bakanlıklar, kamu iştirakleri ve devlet üniversitelerini kapsayan Windows'tan Linux'a geçiş programı kapsamnıda Window işletim sistemiyle birlikte yazılım paketleri de yürürlükten kaldınlacak. Program kamudaki tüm bilgisayarlann en az yüzde 30'unu kapsıyor. Tasarruf sağlayacak Programm ilk etabında Kore lletişim Endüstri Odası. Linux'u adapte edecek. Güney Kore Enformasyon Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "LJnux sayesinde devletin ciddi miktarlarda tasarruf sağlayacağını ve ulusal enformasyon sistemkrinde Detişim güvenliğinin sağlanacağı" belirtildi. Ancak birçok uzman ülkedeki bilgisayarlann hem Linux hem de Windows'u destekleyecek yeterli sayıda bilgisayar olmadığını anunsatıyor. Microsoft'un Kore birimi ise bu karara karşı çıkarak Windows'a göre Linux kurulumunun ucuz ohnasma karşın kullanım ve onanm masraflan da katıldığında Linux'un uzun vadede Windows'tan daha pahalı olacağmı sa\"undu. Geçen ay, Asya'nuı önde gelen ülkeleri Japonya, Çin ve Güney Kore, ortak bir Linux geliştirme projesine imza atmışlardı. Buna göre ülkeler, açık kaynak araştuına ve geliştirme konulannda işbirliği yapacak. Bu karar da Microsoft tarafından kınanmıştı. Ivot kavbının daha fazla olması tiroit bezi hastalığı riskini arttırıyor Hamileye kötü haberA DANA (AA) - Gazi Üniversitesi Tıp /vFakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilım Dah Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuri Çakır, Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği'nce, Adana'da düzenlenen "26. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Hastahklan Kongresi n ndeki sunumunda, tiroit bezi (gırtlağın ön tarafında bulunan ve salgısını kana veren bir iç salgı) hastalığının oluşumuna zemin hazırlayan iyot eksikliğinin Türkiye'de önemli bir sorun olduğunu söyledi. Dr. Çakır, Türkiye'de 10 milyon tiroit bezi hastası olduğunu, özellikle hamilelerin bu hastalık riski ile karşı karşıya bulunduklannı bildirdi. Prof. Dr. Çakır, bu hastalığın üreme çağındaki kadınlarda özellikle de hamilelik döneminde sık görüldüğünü, hastalığın oluşumundaki temel nedenuı ise iyot eksıkliğı olduğunu belirtti. Prof. Dr. Çakır, hamilelerin çok sık ıdrara çıkmalannın idrarla iyot kaybını yoğunlaştırdığını. bu nedenle kendileri ve bebeklennde guatr oluşumunu engellemek için günde en az 200 miligram iyot tüketmesi gerektiğini anlattı. Prof. Dr. Çakır, "HamUeükte yeterti hot ahnması durumunda vücut metabolizması fizyolojik değişiklikkre kolayca adaptasyon sağlamaktadır. Hamileiik döneminde iyot ahnması ise guatr oluşumunu engeüiyor'' dedi. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN 'Media', 'Halk'ı Unutmadı mı? ...yo hayır, yanlış! Matbaa mürekkebi kanıma, Va- kit Yurdu'nda ('Gerçek'i çıkarırken/1950) değil: ondan yıllarca önce, ben daha çok küçük iken, ka- rışmış olmalı! Rotatif ustası, yanılıyordu, çünkü ben 'matbuat'la ülfeti Meşrutiyet yıllannda, der- saadet'te başlamış, bir Osmanlı 'münevveri'nin oğluyum. Peder, -yanılmıyorsam Ikdam'a- Nejat B. nâm-ı müsteârıyla, 'A/ed/mâne'gazelleryayın- larmış; ezberimde kalan o tek beyite bakar mısı- nız: bilmeyen, Nedim'e ait sanmaz mı? "...lebin- den bûseçîn oldukça, hoş bir infiâlin var / aman vermem dedikçe sen, bırak yahu aman arnk!.." Çocuklukyıllarımdao, Izmir'de, Zeynel Besim Bey'le (Sun) 'Hizmet' gazetesini çıkarıyordu; sı- fatı 'Müdür-i mes'ûl'; yâni 'yayın sorumlusu'; öyle olunca, Serbest Fırka 'serencâmı'nda 'sorumlu' görüldüğünden, Zeynel Bey'le (Sun) birlikte -yıl- lar sonra benim de yatacağım- Izmir Hapishane- si'ni boylamış: ilkokula bile gitmiyordum, ceza- evinde onu ziyarete gittim, annem götürdü! Kim- bilir, gazeteciliğin muhataralı bir meslek olduğu hakkındaki önyargım, belki de o yıllardan kalma- dır: kanımdaki mürekkep kokusu da! Çünkü daha iyi hatırladığım, 30'lu yıllarda, babamın bu defa 'Ege' adını taşıyan başka bir gazetenin çıkarılma- sına katıldığı! 3O'lu yılların Izmir'inde kaç gazete yayınlanıyor, câlib-i dikkattir: Anadolu, Yeni Asır, akşamlan çıkan Halkın Sesi, Fransızcayayınlanan Le Levant! Böyle bir ortamda büyümüş, dikkath ve mütecessis bir çocuk, 'virüsü' çoktan kapmış değil midir? Peki, nerede onlar? Nereye kayboldular? Yoksaoyüzden mi? llkyolculuğumda, Paris'te, France-Soir gazetesini görür görmez; Istan- bul-Ekspres'le. Babıâli Basını na bambaşka bir hava getiren, Abdi Ipekçi'nin, 'ilhamı' nereden al- dığını saptamıştım; Ali Naci Karacan'ın Milli- yet'ini de, az farklı bir France-Soir'a dönüştüren odur. France-Soir'ın, anglo/amerikan bulvar ga- zetelerinin, Fransızca kopyası olduğunu öğren- mekte, elbette gecikmeyecektim: Tanzimat 'alaf- rangalan'nın haynnı ve mukallidi olduklan 'Garp Me- deniyeti'nin ikiye bölüneceğinin ilk işaretlerini, da- ha o zaman vermeye başlamıştı. Jean Daniel, bu- nun reddedilemez bir gerçeğe döndüğünü, son baş- yazısında belirtmedi mi: uzak/batı, yâni ABD, ya- kın-bat, yâni AB! (Bkz. Le Nouvel Observateur) Osmanh'nın 'TeceddütTarihi', Avrupa'nın Ay- dınlanması'na dayandınlmıştı; bunda Fransız et- kisi, başattır; bu bakımdan aynı etki altındaki eski ABD basınındaolduğu gibi, hem gazetecı, hem edip olabılen aydınlarıyla, iftihar etmesi gerekmez mi? Pekı nerede onlar? Neden, nereye kayboldular? Yal- nız bizim media'mız da değil; ABD media'sında da?.. ...Kln gittlkçe büyüyorsa!..' Tesbit/3. "...gazeteci/yazann 'çirkef tırmığı' işlevselliğinden söz açıldı mı, akla hemen Chicago mezbahalarındaki çalışma koşullan- nın dayanılmazlığını ele alan Upton Sinclair'in, röportajları (1908); halkın 'ayak takımı' konu- sunda, Jack London'ın yazdıkJan; Calrfornia'da- ki göçmen kamplan üzerine, John Steinbeck'in San Francisco Examiner'deki makaleleri gelir. Ne tuhaf, mezbahalar, fabrikalar, halkın 'ayak takımı', hanidir gazetecilerin semtine uğramaz oldu; o kadar ki, artık işleri güçleri, orta sınıf- lann üst katmanlanyla haşır neşir olmak, hep- si bu; ortada ne devrimci basın kaldı, ne de halk- çı basın; yayınlann tek amacı, varlıklı kesim- den koparabilecekleri reklâmlar! 1988'de, 'Öte- ki Amerika'sında Michael Harrington, neyi açık- lıyordu: '...yoksullar söz konusu olunca, onlaıiail- gili olarak, söylenebilecek en önemli söz, artık hiç ortalıkta görünmedikleridır'. Gözden kaybolma- lannda, Media'nın hayli yardımcı olduğu söy- lenemez mi? "...Steinbeck, bireysel tragedyalan anlatr- ken, aslında, insanların ortaklaşa tarihin altını çizdiğine, parmak basmıştı: ...göçmenlehn bir kısmının durumu daha az kötü, öteki kısmınınki ber- bat! Eğer kimileri hırsızlık yapıyor; kimilerinde iyi gi- yimli ve hayatından memnun kimselere karşı bes- ledikleri kin, gittikçe büyüyorsa; bunu onlann ka- rakterierindeki bozukluğa, ya da soyuyla sopuy- la, mensup olduğu kavimle açıklamaya kalkışmak, bir işeyaramaz...' " "...Böyle bir saptamaya, günümüzde, kim omuz silkmez? 'Sınıf mücadelesi' gazeteciliği diye, dudak bükülmez mi? İyi de 1994 Ekim ayında, 'New-York Post'un yayınladığı, işve- ren kısmının el ulağı türünden birinin ağzından çıkmış, lâflara ne demeli? Bir şimendifer kum- panyasına, 6.000 derviş dağıttıklannı açıkla- dıktan sonra, o zat, biraz da bönce demişti ki: '...elimizde 2.600 silah, yeteri kadar cephane mev- cuttur. Gerçekte 'grev kırıcılığı', bizim uzmanlık dallanmızdan, sadece birisi! Şu sırada daha çok 'önleyici önlemlere' yoğunlaşmaktayız. Amacımız, muhafazakâr işçilerin, kendilerine güvenlerini ta- zelemek; aralarındaki kışkırtıcı takımını ve radikal- leri, -yâni solculan- gözden düşürmektir'. Nasıl iyi mi? Bu türden 'çalışmalara' hâlâ ve hayli sık- ça ihtiyaç duyulduğu, gazeteci kısmının bu gö- revi üstienmiş olmalanndan anlaşılmıyor mu?.." Evet, sizce bu söyleşinin, 'hile' neresinde? e-mail:tilahan " isnet.net.tr http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan Faks:0-212 7 26019 88
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle