25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1CYLUL2002 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER CHPArtvin adayı Demirel • İstanbul Haber Servisi -CHP Artvin Millervekıli aday adayı olan Nuri Kemal Demirel, adaylık gerekçesimn Artvin'in sorunlannı TBMM'ye taşıyabılmek. çözümler üretebılmek olduğunu sdyledi. Demirel, geleceğin kentini yaratmak için ekonomik yapısını değiştirmenin, yeni iş alanlan, üretim alanlan planlamanın mümkün olduğunu belırtti. Demirel "Artvinlinın CHP'ye CHP'nin de Aıtvinliye ihtiyacı var" dedi. Seçim kararı Resmi Gazete'de • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yüksek Seçim Kurulunun (YSK), 3 Kasım 2002 tarihinde yapılacak milletvekili genel seçimlerinde uygulanmak üzere belirlediği seçim takvimi ıle siyasi parti reklamlannı yayımlamamaları konusunda radyo ve televizyon loıruluşlannın uyanlmasına ilişkin karan Resmi Gazete'de yayımlandı. Sezer Güney Afrfta'ya gidiyor • Haber Merkeri - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, BM Dünya Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi'ne katılmak üzere bugün Güney Afrika'ya gidecek. Cumhurbaşkanlığrndan yapılan yazılı açıklamada, lOOülkenin hükümet ya da devlet başkanlanmn katılacağı zirvede Sezer'in yann bir konuşma yapacağı kaydedildi. Programı kapsamında bazı ikili temaslar da gerçekleştirecek olan Sezer, 5 Eylül'de Türkiye'ye dönecek. Okuyan'a karşı gövde gösterisi • YALOVA (Cumhuriyet)- Yalova Milletvekili Yaşar Okuyanın MHP'ye geçmesi kentte tepkilere yol açarken ANAP'lı 10 belediye başkanı, il ve ilçe örgütleri yöneticileri düzenledikleri bir toplantıda gövde gösterisi yaptılar. ANAP Genel Başkan Yarduncısı Selçuk Pehlivanlı da Okuyan'ın partiyi sabote ettiğini savunarak "Partimizden sadece bir kişi aynldı. Tek kişi ancak evine gider" dedi. _J Haber Merkezi - Boğaziçi Üniversitesi Rektör Veldli Prof. Dr. Dilek Çalgan, gazetemizde 29 Ağustos 2002 tarihinde AA mahreciyle yayımlanan "Birinci olrnak para kazandırmadı" başhklı haberle ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Haberde, 2000 yılı ÖSS birincisi Oruç Baba înan'ın burs bulamadığının belirtildiğini ifade eden Prof. Dr. Çalgan'ın açıklaması şöyle devam etti: "Üniversitemiz belirli ilkeler doğrultusunda ~~^= = ~ öğrencilerine burs ve yardımlar sağlamaktadır. Söz konusu öğrencimiz Oruç Baba Inan konusunda da bu imkânlar devreye sokulmuştur." Hasan Celal Güzel karannda AKP lideri lehine yorumlanabilecek hükümlere yer verilmedi Erdoğan'ıetkilemiyorANKARA (CumhuriyetBü- rosu) - Anayasa Mahkemesi, HasanCelalGüzel' ın parti üye- liğiyle ilgili gerekçeli karann- da Recep Tayyip Erdoğan'ı si- yasi yasaktan kurtaracağı savu- nulan genel hükümlere yer ver- medi. Mahkemenin internet si- tesinde "yanhşhkla'' yayımlan- dığı belirtilen karar taslağında yer alan bazı ifadeler son me- tinde çıkanlarak gerekçenin yalnızca Güzel'in özel duru- muyla sınırlı olması sağlandı. Taslak gerekçede yer alan "Türk Ceza Yasası'nm 312/2. maddesinden mahkûm olan herkesin ertelenıe yasasından yararlanacağını, haklan üze- rindeki yasaklann kendibğin- • Anayasa Mahkemesi'nin internet sitesinde "yanlışlıkla" yayımlandığı belirtilen Hasan Celal Güzel'le ilgili karar taslağında yer alan Erdoğan'ın lehine yorumlanabilecek ifadeler son metinde çıkanldı. den-bütünüyie kalkacağıru ve hiçbir engel olmadan siyaset vapabileceklerini" içeren ge- nel ifadeler son metinde yer almadı. Yayımlanma sürecinde skan- dal gelişmelere neden olan "Hasan Celal Güzel karan" dün Resmi Gazete'de yayımlan- dı. Gerekçe taslağının 29 Tem- muz 2002 tarihinde Anayasa Mahkemesi'nin internet sitesin- de yayımlanması üzerine soruş- turma açıldı. Karann taslak metnini hazırlayan raportör Doç. Dr Mehmet Turhan da emekliye aynldı. tlk karar taslağında yer alan bazı ifadeler, Güzel'in duru- muyla benzerliği nedeniyle Tayyip Erdoğan'ın lehine yo- rumlanmıştı. Anayasa Mahke- mesi kararlan Resmi Gazete'de yayımlandığında geçerlik ka- zandığından, intemetteki ya- yımın yasal anlamı bulunmu- yor. Tartışmalı karar taslağın- da yer alan "4454 sayıh yasanm yeni kapsamma 23 Nisan 1999 tarihinden önce işlenmiş obnak koşuluyla kitle iktisim araçla- n dışında işlenen Türk Ceza Kanunu'nun312/2. maddesin- deki suçun da girdiği hususun- da kuşku yoktur" ıfadesi son gerekçede bulunmadı. Taslak gerekçede, erteleme yasasının 3 Eylül 1999 günü Resmi Gazete'de yayımlandı- ğına atıf yapılarak 3 yıllık de- neme süresinin 3 Eylül 2002 ta- rihinde dolacağına işaret edi- liyordu. AKP'li hukukçular, buna dayanarak Tayyip Erdo- ğan içın 3 Eylül tarihinden iti- baren yeni bir başvuru olana- ğı doğacağını savunuyordu. Taslak gerekçedekı "4616 sayıh yasa ile 4454 sayıb yasa- run amacmm mahkûmlara bü- tün sonuçlanyla birlikte eski haledönüşünsağlanması oldu- ğu söylenebffir" ifadeleri de çı- kanldı. tlk metinde yer alan genel ifadelerin yerine, son me- tinde Güzel'in durumunu ir- deleyen özel ifadelerin ağrrlık tasıması dikkat çekti. Yargı çev- releri, böylece Güzel karan ge- rekçe gösterilerek 312. madde- den mahkûm olan herkesin "hiçbir engelle karşılaşmaksı- zın siyaset yapabilmelerine", dolayısıyla her 312 mahkûmu- nun milletvekili seçilebılme- sine olanak tanıyacak genel bir düzenlemeye yol açılmadığını vurguladı. Erdoğan: Yönümüz aynı Erkan Mvuııcu AKP'ye geçti İstanbul Haber Ser- visi - ANAP'tan ıstifa eden Isparta Milletveki- li Erkan Mumcu AKP'ye katıldı. Mum- cu'ya rozetini takan AKP Genel Başkanı Re- cep Tayyip Erdoğan, "Yönümüz aynıydı, bundan böyle yokulu- ğumuz da beraber de- vam edecek* dedi. AKP Genel Başkanı Erdoğan, partisinin Ok- meydanı Piyalepaşa Bulvan üzerindeki ye- ni tstanbul tl Başkanlı- ğı binasının açılışuıı, ge- çen hafta ANAP'tan is- tifa eden Isparta Millet- vekili Erkan Mumcu ile birlikte yapü. İstanbul 11 Başkanlığı'nda düzen- Mehmet Bilir lenen törende konuşan AKP Genel Başkanı Re- cep Tayyip Erdoğan, Mumcu ile ANAP'tan aynlan Muğla Millet- vekili Hasan Özyer ve Malatya Milletvekili Miraç Akdoğan'ın ya- nı sıra Türk-Amerikan Dernekleri Federasyo- nu Başkanı Egemen Ba- ğış'ın da partilerine ka- tıldığını ıfade etti. Er- doğan, bu katılımın bir ittifak ya da iltihak ol- madığmı ve son derece doğal bir bütünleşme olduğunu kaydetti. Erkan Mumcu da "Demokrasiye inandı- ğım için, millet iradesi- ne saygı duyduğum için AKP'devun" dedi. Erdoğan'ın adayı İSKENDERUTV (Cumhuriyet) - Faşist katil AbduBahÇath nın "reis" diye hıtap ettıği eski Hatay Kırıkhan Belediye Başkanı Meh- metBflh- AKP'den aday adayhğı içinbaşvurdu. 1994 yılı seçimlerin- de MHP'den Kınkhan Belediye Başkanı se- çilen Bilir, bir süre son- ra kesin ihraç istemiy- leMHP Hatay Disiplin îl Kurulu'na sevk edil- di. Bunun üzerine Bi- lir, 1999'da ANAP'tan Kayseri milletvekili aday adayhğı için baş- vurdu. ancak listeye gi- remedi. 2000 yılında Adana merkezli olan ve birçok kentte yayı- lan Uzi, susturuculu Luger marka suikast si- lahlann da ele geçiril- diği Tarzanlar çetesine yönelik operasyonda gözaltına alınan Bilir' in adısüreklı 1984-1986 yıllan arasmda Hatay yöresinde sık sık Meh- met Özbay sahte kim- liği ile Botaş' ın taşıma ihalelerine giren Ab- dullah Çatlı ile anıldı. Hahık Kırcı'nm tele- fon defterinde "reis'" adıyla kayıth olan Bi- lir'e, Çath'nın da aynı şekilde hitap ettiği be- lirtildi. Mehmet Bilir'in, Çath'yı arandığı sırada Belen'deki bir evde 45 gün sakladığı, Azer- baycan'da devlet baş- kanı Haydar Ah'yev'e yönelik darbe girişi- minde Çatlı'yla birlik- te aktif rol oynadığı öne sürüldü. ÇİZMEDEN YLKARI MUSAKART BlRGmAS BÎRG^İM BİRGÜKJ BÎR Siyasal çalışmalanyla da tanınan Prof. Hüsnü Göksel öldü Türk tıbbı duayenini yitirdiANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Türk tıbbı- nın duayenlerinden. kan- ser tedavisine yönehk ça- lışmalan kadar sanatsal ve siyasal çalışmalany- la da tanınan ve Atatürk- çü Düşünce Demeği'nin kuruculanndan olan Prof. Dr. Hüsnü Göksel önce- ki gece yaşama veda et- ti. Göksel, bugün Silivri Piri Paşa Camii'nde kı- lınacak öğle namazının ardından, aile mezarlığı- na defnedilecek. Göksel, 1919 yılında Bandırma'da doğdu. 1943 yılında İstanbul Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra GATA'da • Yaşamı boyunca çeşitli dergi ve Cumhuriyet gazetesinde yazılar yazan Prof. Hüsnü Göksel, vasiyetnamesinde, hiçbir resmi ya da dini tören düzenlenmemesini, gazetelere ilan verilmemesini istedi. genel cerrahi uzmanı ol- du. 1956-1960 yıllannda ABD'de Columbia Üni- versitesi'nde Kanser Cer- rahisi ve Cerrahi Patolo- ji eğitimi gördü. 1965'te Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cer- rahi Profesörü oldu. 1986"da emekliye ayn- larak o zamanki adı Tür- kiye Organ Nakli ve Ya- nık Tedavi Hastanesi olan şimdiki Başkent Oniver- sitesi Hastanesi'ne geç- ti.Göksel, aydrn ve ya- zar kimliği ile de tanını- yor. Göksel, 12 Eylül 1980 sonrası yazar Aziz Nesin ve çok sayıda ay- dın ile birükte askeri dar- benin baskıcı uygulama- lanna karşı imzalanan "Aydmlar Dflekçesi r> nin hazırlanmasında ve döne- min Devlet Başkanı Ke- nan E\Ten'e verihnesin- de öncülük yapmış, bu nedenle hakkında soruş- turma açılmıştı. Yaşamı boyunca çeşit- li dergi ve Cumhuriyet Gazetesi'nde; demokra- si, üısan haklan, Atatürk düşüncesi, ünıversite özerkliği ve yargı bağım- sızhğv konulannda çok sayıda makale, deneme yazan Göksel, hümanist düşünceye bağhlığı ile de biliniyor. IRMIKI AYDIN ENGİN aengingdoruk.net.tr Bugün 1 Eylül. 63 yıl önce bugün Hitler'ın ordulan Polonya'ya çullandı ve 2. Dünya Savaşı başladı. Tam altı yıl sonra, 2 Eylul 1945'te Ja- ponya'nın (da) teslim olmasıy- lasavaş bitti. Insanlık tanhinin en büyük, en kanlı, en vahşi savaşıydı. 27 milyonu asker, 25 milyonu sivil tam 52 milyon kişi öldü. 3 milyon kişi de resmen kayıp ilan edildi. Insanlık nükleer ölümle ilk kez bu savaşta ta- nıştı ve o gün bugündür nük- leer tehdit insanlık için bir ya- şam gerçeği. Savaşın bitiminde insanlığa "dehşet dersleri" kaldı. O yüzden savaşın bittiği 2 Eylül (1945) değil; Avrupa'da savaşın bittiği 7 Mayıs (1945) da değil; savaşın başladığı gün, 1 Eylül, "Dünya Barış Günü" ilan edildi. Bugün 1 Eylül. Dünya Barış Günü... • • • 2. Dünya Savaşı'ndan çıkan dehşet dersteri'nden stnrfı ge- çen var, sınıfta çakan var, sını- fın kapısından bıle geçmemiş, hiç ders almamışlar var. 3 Kasım'da Kime Oy Vereceğim? Yeryüzünde, özellikle sava- şın acılannın ve yıkımının yü- reklere kazındığı Avrupa'da, Rusya'da, Japonya'da sınıfı geçenler her 1 Eylül'de sesle- rini bir kezdahayükseltiyorlar. Türkiye'de de... 1 Eylül öncesinde, sırasın- da ve sonrasında başta İs- tanbul, pek çok kentte savaş karşıtları barış etkinliklerinde buluşuyorlar. Barışı savunan- lar bildirilerle, açıklamalaria, konferanslar, panellerle ses- lerini yaygınlaştırmaya çaba- lıyonar. Türkiye Banş Girişimi onlar- ca sivil toplum örgütünün ve yüzlerce aydının imzasını taşı- yan bir "Barış Çağnsı"yay\m- ladı. Tam metnini bugünkü Cum- huriyet'in 7. sayfasında bula- caksınız. Ama yine de bir kısa aiıntı: "... Hepimiz, ABD'nin dün- yayı ateşe atmaktan çekinme- yen ve milyonlarca insanın ha- yatını hiçe sayan keyfî şidde- tini kaygıyla izliyoruz. Ancak, bu pervasızca saldırı karariılı- ğı karşısmda çaresizlik, eziklik ve umutsuzluğa teslim olmak istemiyoruz..." *•• Dönün yazının başlığına. Ben 3 Kasım seçimlerinde oyumu, barışı açık seçik, "amaaaa'sız, fakaaat'sız" sa- vunan partiye vereceğim. Bu kararlılığı gösteren bir- den fazla parti çıkarsa (An, ne iyi olurdu!) o zaman en karar- lı, en âçık, en inandırıct olanı- nı seçmeye çalışacağım ve anamın ak sütü gibi helal oyu- mu o partiye vereceğim. 3 Kasım seçimlerini bir ba- nş referandumu olarak kav- rıyorum. Biliyorum, 3 Kasım seçim- leri kimileri için bir "AB refe- randumu. " Kimileri seçimi "ulusal"ve "ulusal olmayan" güçlerin yurttaşın hakemliği- ne başvurması olarak değer- lendirecekler. Kimileri seçim- de "iş, aş, gelecek" umut ve beklentilerinin yanıtını araya- caklar... Ben barışı... ••• Peki, seçim öncesinde bol bol banş sözü verip ABD'nin Irak'a saldınsına karşı çıkacak- larını söyleyip beni (bizi) kan- dırabilirler mi? Bunu düşünebilirler. Ama savaşa açık seçik, ken- dilerini bağlayacak bir netlikle karşı çıkabilecek parti sayısı pek fazladeğil. (Azdaha "yok" diyecektim). Pek çok partinin seçim öncesinde ABD'nin ör- tülü ya da açık desteğine şid- detle ihtiyacı var. Kimi partiler "birkoyup üç al- ma" gibı iğrenç hesaplar yapa- bilecek çap ve tıynette kadro- lann elinde. Kimi partiler "Musul ve Ker- kük'teki soydaşlanmızı koru- ma" bahanesiyle petrol mus- luklarını ele geçirme düşleri kurmakta. Kimi partiler Saddam reji- minde kendi ideolojilerinden izler buldukları için savaşa de- ğil ama Saddam'a yönelecek bir savaşa karşı çıkmak eğili- mınde. Ancak bunu yaptıklan anda IMF kapılannın kapana- cağını, dış borç bulma olanak- lannın kesileceğini bilecek de- neyimdeler. Yani... Yani seçim yanşına giren pek çok parti için hilesiz hurdasız, savaşa savaş olduğu için, in- sanlık suçu olduğu için karşı çıkmak; ülkeler arası sorunla- rın şiddet kullanılarak çözü- münü açık bir dille reddetmek ABD kovboyu Bush'la arayı bozmak anlamına geliyor. Oy- sa bunu düşlerinde görseler sabah dudakları korkudan uçuklamış uyanııiar. O yüzden Irak'a yönelen ABD saldınsına açıkça karşı çıkmak, olası iktidariarında silah, asker yollamayacağımızı, toprakla- rımızı bu saldınnın trampleni olarak kullandırtılmayacağını söylemek; muhalefette kalınır- sa savaşı, hele hele Türkiye'nin savaşa sürüklenmesini önle- mek üzere etkili bir engelleme yapacaklarını belirtmek sanıl- dığı kadar kolay değil. O yüzden oyumu vereceğim partiyi seçerken çok zorlana- cağımı sanmıyorum... POLTrtKA GÜTNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Eylül... Mavi ışıkla yivlenen gökyüzü, yeşil ve mavi pos- ta pullanmn baskınına uğramış kara orman düş- leriyle öpüşürken dolgun yalvaçların boğulduğu gizli bir havuz içimizi anndırıyordu... Derin bir gecenin içindeydik!.. Ezik yaşamın eylülle buluştuğu gün, sislerie ço- ğalanyalnızlığımız, korku bucağındavakitsiztelaş- lan anımsatıyordu bize!.. Bir çocuğun gülen gözlerinde dünden bugune uza- nan ağaç gölgeleri durgun yürekleri bile etkile- mişti... Eylül sizin içinizde hüzün müdür bilmem!.. Gün doğarken belki bir deniz kıyısında, belki bir evin balkonunda düş kuruyorsunuz!.. Gökyüzü gümüş rengindedir!.. Sabahın ışıkları erguvanlann üzerine çiğ tanesi gibi düşerken kör geceiere asılı kalan zırhlı yü- reklerimiz nice tutkulan bir yerlere saklamıştır... Oktay Rifat'ın gözüne uyku girmediği saatler- de, Cevdet Kudret'in kuşları, surlara oturup ak- sam saatlennın keyfini çıkartıyordur!.. Utangaç bir kadın göğe bakıyordur o saatler- de, sonra sevdiği adamın elıni tutup sesleniyordur: "Seninle o denli uğraştım ki, kendimi yitirdim!" O saatlerde Cemal Süreya'yı arayan kadın, sev- diği adamın ellerini bırakıp, eylülün hüznünü gör- meyeçalışır... Adam sadece seyreder kadını... Der ki: "Saaf Çini vurdu birden: p / ri nççç Ben gittim bembeyaz uykusuzluktan Kasketimi eğip üstüne acılanmın Sen yüzüne sürgün olduğum kadın Karanlık her sokaktaydın gizli her köşedeydin Bir çocuk boyuna bir suyu söylerdi Mavi. Bir takım genç anneleri uzatırdı bir keman Sen tutar kendini incecik sevdirirdin Bir umuttun bir misillemeydin yalnızhğa". • • • Eylül yağmuru hüznün beşiğini sallar, kadınlann gözyaşlannı çağnştınr!.. Bekir Coşkun ne diyor 'Emine'yi anlatırken: "Evinin karanlık köşelerine saklanan, erkeğin- den gözyaşlannı gizleyen bir kadın gözlerimin önünde gezinir. Canım sıkılır!" Nıjeryalı Emine'nin öyküsüdür bu!.. Taşlanarak öldürülecek olan Emine, Bizim Har- ran'daki Eminelere benzer!.. Ben de dayanamam kadınlann ağlamasına!.. Ama onurlu kadınların!.. Resimlere bakanm bazen, haberier okurum... Karanlığın o gri gölgesinde yürürken Urfa'nın kenar mahallelennde, Diyarbakır sokaklannda do- laşınm!.. Oysa denizi seyrediyorumdur bir yerlerde!.. Necla'yı anımsarım birden!.. On dört yaşındaki Necla'yı!.. Iki el silah sesi!.. Necla yığılır kalır, kamında altı aylık bebeğiyle!.. Adı üstünde, sözde töre cinayetidir!.. Eylül yüreğimden vurur beni!.. Işte o zaman aşklan düşünürüm, uykulann de- rinliğinde bir sonbahara tutsak olurum... Karl Kolow'un sevda masallannda sınırsız hü- zünleri, acılan toplanm... Kadınlan düşünürüm, çocuklan!.. Eylül yüreğimde bir mızraktır benim!.. Alıç çiçeğinden tanelenmiş çiçeklen Bafa Gölü kıyılanndan seyrederim... Erken ölümlerde Hasan Yalçın'ı görürüm Uşak'ın Söve köyünde haşhaş üreticileriyle konuşurken... Bir Brüksel akşamındayımdır yine Hasan Yalçın ve dostlarta birlikte!.. • • • Ölümler veaşklar!.. Aşkın ve ölümün ağlatısında bir yant çalı, bir ya- nındacellatlar!.. Andre Laude'yi, Hasan Hüseyin'i hep eylülde okur, Cemal Süreya'yla hüzünlenirim!.. "Bilinir ne usta olduğum içlenmek zanaatında Canımla besliyorum şu hüznün kuşlannı Sen kalabahkta bulup bulup yitirdiğim kimya Yokluğun gayri şuradan şuraya geldi Bir günler şö/en/er/e egemen ülkende Şimdi iri gagalı yalnızlıklar dönüyor N'olur ağzından başlıyarak soyunmaya Bir kez daha sür hayvanlannı üstüme üstüme Çık gel bir kez daha yıkıntılardan Çık gel bir kez daha beni bozguna uğrat". Eylül beni hüzünlendirir. Eylülde kahrolurum ben. Eylülde bozguna uğranm!.. hikmet.cetinkaya«v cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 02127 513 90 98 Fatma Tokay Köse öldü Olüm orucunda 96. yaşam soldu tstanbul Haber Servisi - F tipi cezaevleri ve tecride karşı sürdürülen ölüm orucunda yaşamlannı yitirenlerin sayısı 96'ya ulaştı. 6. ölüm orucu ekibinde yer alan Fatma Tokay Köse(35)adlı tutuklu, kaldınldıgı Ankara Numune Hastanesi'nde hayatını kaybetti. Hayata Dönüş Operasyonu öncesinde Çanakkale Cezaevi'nde turulan Fatma Tokay Köse, daha sonra Kütahya E Tipi Cezaevi'ne sevk edildi. F tipi uygulamasını protesto etmek amacıyla 399 gün önce ölüm orucu eylemine başlayan Köse, yaklaşık 20 gün önce Ankara Numune Hastanesi'ne kaldınlmıştı. Tokay'ın cenazesi daha sonra otopsi işlemleri için Keçiören Adli Tıp Kurumu'na götüriildü. Halkın Hukuk Bürosu tarafından yapılan açıklamada, Köse'nin zorla müdahale nedeniyle yaşamını yrrirdiği öne sürülerek "Zorla müdahalenin hiçbir yasal da>anağı yoktur. Bir an önce bu uygulamadan vazgeçilmelidir n denildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle