Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EYLUL 2002 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
17
g Battıhçocuğmbeleş
t, tuntoolaıtinsiyasetçi
•,£> ttmareöer!
Tot: 0.212L512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Bektronik posta: derazsom@ctBnhuriyet.com.tr
- Bttkilerin zekâsı varmış...
"Ot aibi vasavanlara mükJe!"
Tekno
BalıkesîrMilletveki-
li Tamer Karnber, in-
ternette sayfa açan
ilk milletvekillerindendi.
Kamber teknolojiyi ya-
kaladı ama siyasetteki
gelişmelere pek ayak
uyduramadı. Demokra-
tik Sol Parti'den Yeni
Türkiye Partisi'ne ge-
çen Kamber'in internet
sayfasına girenleri Bü-
lent Ecevit'le ak güver-
cin karşılıyor!
T
Kısas
oplumdakı çarpıklıklan kuçuk skeçlerlete-
levizyon ekranınataşıyan tiyatrocu, yeni ku-
rulacak birtelevizyona gazete ilanı ile oyun-
cu adayı anyor... Gazete haberlenne göre 5
bın kişi başvuruyor; tiyatrocu, adayların hepsiyletek
tek ilgileniyor... Oysa 55 yaşındaki oyuncu adayı Ce-
•II Yamak farklı bir tablo çiziyor:
"Telefonda adımı yazdınp pazartesi saat 19.00'a
randevu aldım. Heyecandan iki uykusuz gecenin ar-
dından saatler öncesi çıktım evden... 17.30'da be-
nim gibi gelen en az 50 kişi vardı dışanda bekleyen.
Ve de hâlâ gelen genç ve güzel insanlar. Saat geç-
mek bilmiyor, heyecanımı ve yüreğimdeki korkuyu
bastırmak için durmadan konuşuyordum yanımda
bekleyen genç âdayla. Saat 19.10'da kapı önüne d o
luştuk, varoşlarda bedava ekmek dağıtılıyordu san-
kı. Koltuklara oturduk, 'hoca' ortada bir sandalyede,
karşısına aldığı adayı ıncelıyor, sonra konuşuyor a-
day. Bir iki dakikada her şey bitiyor, 'oraya adını yaz-
Seçmecedır,' der gibi bir işaret görüyoruz 'hoca'dan. Bulun-
duğumuz yer sahnenin sağı, ama adaylan soldan alı-
yorlar. Genç arkadaşım ısrarlı, gel biz de sola gide-
lim yoksa çok bekleriz diyor. Epeyi ısrardan sonra ge-
çiyoruz o tarafa ama, geçen sadece biz değiliz. Bi-
zim gibi tüm adaylar yığılıyoruz aynı sıraya. Tek sıra
önceikili, sonra beşli, daha sonra bir karmaşayuma-
ğı oluyoruz. İki saat geçiyor; iki metre ileri gidemiyo-
ruz, genç adaylar homurdanmaya başlıyor. Ben ara-
da bir 'bu haksızlık' diyorum olanlara. Evet bu hak-
sızlık, böyle olmamalıydı. Nedendir bılmem, son yıl-
larda güvendiğim tüm dağlara karlar yağıyor. Bu gi-
bi düzensizlikleri eleştiren kendisi değil miydi yıllar-
dır ve her hafta?
Itiraz sesleri çoğalıyor. 'Hoca' kızıp, yerinden kal-
kıyor, kalabalığı yararak en arka tarafa gidiyor. Biz bir-
birine yapışık durumdâ bekleyen adaylar, protesto
için alkışlamaya başlıyoruz. 'Hoca' bu defa gerçek-
ten sinirleniyor, hışımla, alkışlayan bizlerin arasınagi-
riyor ve 'Kimdi o alkışlayanlar' diye birkaç defa so-
ruyor. Ses yok. Ben 'hepimiz alkışladık hoca' diyo-
rum sessiz çoğunluğa doğru. 'Hoca' bir adayla tar-
tışıyor, 'Ne o beğenmedin mi?' diyor, ama 'Ben be-
ğendim' dıye ekliyor. '35 yıldır yapıyorum ben bu işi'
diyor, '50 yaş üstüyüm ve hastayım' diyor, 'Sizi içeri
aldım' diyor, 'Sabaha kadar hepinizle tek tek konu-
şacağım' diyor. Diyor ama hatayı kabul etmiyor, yan-
lışı göremiyor. Yanımda bekleyen iki minik kız karde-
şin büyük olanının biraz önce bana yönetttiği soru ge-
liyor usuma. Ne sormuştu bana küçük şirin kız?
'Ağbi! Hoca televizyonlardagördüğümüz gibi can-
dan ve samimi mi acaba?' Bu soruya nasıl bir yanıt
verebilirim ki. Göreceğiz meleğim, sıra bize gelirse şa-
yet, göreceğiz..."
Iran'ın Behbehan
kentinde mahke-
me, evine izinsiz
giren erkeği asit ata-
rak kör eden kadına, bir
yıl hapis ve şikâyetçi er-
keğin yakınları tarafın-
dan gözlerinin kör edil-
mesi cezası verdi.
Düzeltme
Prof. Dr. Aydın Zevkli-
ler, düzeltme metniyle
ilgili olarak aradı; te-
şekkür etti ve fakat,
solcu öğretim üyelerini
ihbar etme ve sürdür-
me gibi bir yola hiçbir
zaman yeltenmediğine
ilişkin açıklamasının da
düzeltmede yer alması
gerektiğini belirtti; dü-
zeltmeye ekleriz.
SESSÎZ SEDASIZ (!)
Yüksek Yerilim Hatt
erdincutku « yahoo.com
Hıç değilse 1 Eylül Dünya Banş Günü'nde
savaşmayalım abiler!
Sendikada özel sektör mantığı mı?
Petrol-lş Sendikası Araştınma Servi-
si'nde altı yıldır çalışan Erhan Bilgin,
sekiz sendika çalışanlyla bırlikte işten çı-
karılıyor... Türkiye'de her gün yüzlerce
ışçi ışten çıkanlırken dokuz işçinin ne
özellıği var?
"Dokuz sendika çalışanı, iş güvence-
sine ilişkin yasa tasansının Meclis'ten
geçme ihtimalinin olduğu bir dönemde
çıkartılmıştır. Avrupa Biriiği ve ILO norm-
larının uygulanmasına ilişkin talepler de
canlıdır. 158 sayılı ILO normu gündem-
dedir. Ve gariptir, Petrol-lş'ten çıkartılan
dokuz çalışanın çoğu, sendikanın iş gü-
vencesine ilişkin açıklamalannı ve dokü-
manlannı kaleme alanlar arasındadır."
"Anti-demokratik mevcut iş Yasası'nı
en fazla eleştirenlerin başında Petrol-lş
Sendikası da sayılabilir. 12 Eylül artığı
13. madde de Petrol-lş tarafın-
dan en fazla eleştirilen madde-'
lerden biridir. Dokuz sendika ça-
lışanı 13. maddeden işten çıkanl-
mıştıri"
"Çalışanlann işten çıkanlma gerekçe-
si belli değildir. Çalışma hakkına saygı
göstermeyen, kazanımları geriletmek
için sürekli çabalayan, işçi hayatını hiçe
sayan, onları hammaddelerden, maki-
nelerden daha değersiz ve maliyet un-
suru olarak gören özel sektör patronla-
rının tenkisat yapmalan, kuşkusuz ka-
bul edilemez. Ama, kapitalist kâr man-
tığı içinde izah edilebilir. Ancak, varlık
nedeni, dayanışma, örgütlenme, sınıf
birliği olan Petrol-lş, eğer özel sektör
patronlannın mantığı ile yönetiliyorsa,
sorunlanmız çok ciddi demektir."
ÇED KÖŞESt
OKTAY EKİNCİ
p
SuHavzası'ndald 'Cezaevi.
Istanbul'un içme suyu
kaynaklarından Ömer'li
havzasında "cezaevi" yapıl-
masının, "Adalet Bakanh-
ğı" gibi hukuku ve "kentsel
adaleti" en fazla gözetmesi
gereken bir kuruma "yakış-
madığuu" yazmıştvm.
(Cumhuriyet - 07/Tem-
muz/2002)
O tarihteki Adalet Bakanı
Hikmet Sami Türk'ten bu
adaletsizliği "düzeltmesinr
rica ettiğim yazıya. Bakan
yerine "Genel Müdür"den
yanıt geldi...
Ceza ve Tevkifevleri Ge-
nel Müdürlüğü'nün
12/07/2002 tarih ve 04765 5
sayılı yazısında özetle deni-
yordu ki: "Bu araziye ceza-
evi yapılmasına dair imar
plaıilan onaylanmışür ve tS-
Kİ yönetmeliğine
deuygundur..
Oysa biz
"ricamızda"
diyorduk ki:
"Bu yönet-
melik mah-
kemece bir-
kaç kez iptal
edflmesine
rağmenye-
niden yü-
rüriüğe
konmuştur
ve davası
sünnekte-
dir... tmar
planlanda
suhavzala-
nnı koru-
yan Na-
zım plan-
lara aykındır™"
Hikmet Sami Türk adına
cezaevi inşaatını "yaptı-
ran" genel müdürlükten al-
dığımız ve sorumuza yanıt
oluşturmayan bu yanıt için
ne söyleyebileceğimizi ta-
sarlarken TBMM Temmuz
(2002) ayı sonunda "erken
seçim" kararı aldı...
Bu gelişme üzerine de
anayasa gereği Adalet Ba-
kanı değişti, yerine "taraf-
sız" bir bakan kimliğiyle
Prof. Dr. Aysel Çeükel atan-
dı...
Şimdi bu değerli hoca-
mız, yıllann "çağdaş hu-
kukçusu olarak ve son za-
manlardaki "duyarb YÖK
üyeüği''nden de tanıdığımız
"adil ve demokratik" kimli-
ğiyle, Adalet Bakanlığı'nı
seçime kadar "siyasi çıkar-
lardan uzak" bir bağımsız
çizgide yönetmeye çahşı-
yor...
Bize de şu; "içme suyu
havzasında bilim ve hukiık
dışı cezaevi inşaatuun" top-
luma yanhş örnek olmaktan
çıkanlması yönünde "yeni
bir umut" sağlıyor...
Prof. Dr. Aysel Çelikel,
kendisi ya da güvendiği hu-
kuk danışmanlarının yardı-
mıyla olanı biteni bir kez
daha inceleyebilirse, ceza-
evi inşaatında "ısrar" eden
genel müdürlükyazısındaki
şu "çetişküeri'' hemen fark
edecektir:
1- Genel müdür diyor ki:
"Terörün ve organize suç ör-
gütlerinin lonlması için bu
cezaevi zorunludur..."
Biz de diyoruz ki: "Su
havzalanndaki imar yağma-
sı da organize suç olarak ger-
çekleşiyor... Adalet Bakanb-
ğı bu suça aynı cezaeviyle or-
tak mı olacakür?.."
2- Genel müdür diyor ki:
•'Avnı bölgedeki Sultanbey-
H'ye, Paşa Köy'e, Samand-
ra'ya ses çıkartmazken bi-
zim cezaevi inşaatuıa bu
tepki neden?.."
Biz de diyoruz ki: "Bu
yağmacı yerieşmelere
karşı çıkmak-
tan arük sesi-
miz kısıldı...
Ancak bura-
lan biz mi
ilçe, belde
vebeledhe
vapok:
yoksa siz
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicakÇı turk.net
H A R B t SEMİH POROY semihporoyCn yahoo.com
Şimdi umutProf. Dr. AyselÇeKkerde
3- Genel
müdür di-
yor ki: "İS-
Kİ yönetme-
liğini yargılayan mahkeme-
ler bağımsızdır, biz kartşa-
mayız..."
îşte bu yanıt da bizim
"anlaşılmadığımızı" kanıt-
lıyor... Çünkü yazımızda
demiştik ki: "Hakkında ip-
tal davası açılan, kazanılan
ve şimdi yine mahkemede
yargılanan İSKİ yönetmeli-
ğine dayanmak, ne kadar
doğrudur?.."
•••
Evet... Prof. Dr. Aysel Çe-
likel, şu "organize imar yağ-
masısuçlannın" bir halkası-
m oluşturmaya aday Büyük-
bakkalköy'deki (Maltepe)
Ömerli Barajı'na "müca-
vir" cezaevi inşaatına da
bilmem bakabüir mi?..
Eğer müdahale edebilirse,
aynı konu eminim ki hukuk
fakültelerindeki "imarvesi-
yaset" araştırmalan için de
"dersverici bir örnek" oluş-
turacaktır...
Oekinciîü cumhuriyet.com.tr
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 1 Eylül
DAMLATAS MAĞARASI
'reeuGüu, ALANYA
' A£T/MU HASmLAg AL/UMAYA
SAŞLAHMlŞTt. 1948'DC, SİE İSKBLE MŞA477 £/-
GASlfJDA OHTAYA ÇjKAGfLAN A*AĞABA, /ÇİA/PE-
Ki B/uLEecE SAekrr ve D/tdrte D/KJCATİ ÇBC-
MİÇTİ. TDPfİAI<tt/J SÜZÛLEM tCİBEÇÜ SULAR
MAĞARAN/N TAVAMMPAAJ SI2AGAK OAAM.IY0R
\AS /ciREçrAÇ/ OU/ZUUIUNA en&yoepu. Bu AJB-
OEULE "öAMLAmş"Apt \/E/&t£A/ MAĞAPA-
OAKİ HAVAA//M ASTTMLI H4S7BLAJSA İYİ GELDİ-
OE M3SA ZAMANOA AMlAÇlLACAtm'. MA6A-
Ü
Ç
RANIN YÖKIETİClÜSiUİ ÜSTLE/JEM ISBHBEfS.
6AUP oeee, YAP-
•SA6LAMAYA ÇAUŞMIÇTt ÇSAĞPA) ..
* Etktteyıci b» ses ve yorumlaı Beni başka bir evıene taştdı.
HİKMET ÇCTİNKAYA [Gazt. Yazar ]
Salkım Söğût le. herşeyın sanaltaştınkjığı gerçek sanatın yok saytldığı
koşullarda. Anadoiu nun yüzlerce yıtık ezgi bınkimi geteceğe taşmıyor.
CAHIT BERKAY [ Muzısyen ]
Batı ve Doğu müzıklereıtn sentezi ve bizim azgılerimız. Dinterken hoş bir
duygu yotculuguna çıkacaksınc
UEÜKE DEMİRAÖ [ Müzisyen ]
* Safcım SöğOt: bugüne ah edip ağlamak ıstemeyen4ere, dünS bugOne,
bugünii ya/ına bağlatnak steyenlere, Anadolu' nun ınsan tarjhnı enfes
ezgıtefte sunuyor. Muttaka dnleym
ÖNER YAÖCI[ Yazar]
Salkun Söftüt 1
llkav Akkaya - A
Salkım S^Ut 2
Muslafâ özarslan - A m GSrictt - Hakan Yeşıl) urt
Salkun SSfOt 3
Mıslafa öiarslan - Httnl \*nytn
Görtci - Bırol Topaloğlu • Alaaıldia L'$
İSVİÇRE HASTANESİ -Onçek SomU Be>ojlu METROPOt Müzık lıtıklal cad No 140 BeyofeMsümbul
PANO
DENtZ KAVUKÇUOGLU
Kendilerini Aldatıyorlar
Fenerbahçe'nin Feyeenord'a yenilerek Şam-
piyon Kulüpler Ligi'nden elenmesi ve "12 Dev
Adam"\r\ Indianapolis'te aldığı yenilgiler dışında
bu haftanın en önemli olayı bence Sayın Bülent
Ecevit'in 3 Kasım seçımlerine ilişkin olarak "ulu-
sal solcu" partilere yaptığı güç birliği çağrısıydı...
Bir bölümü, gülmece yazarlarına malzeme oluş-
turacak kadar "tuhaf" olan pek çok ilginç yanı
vardı bu çağnnın... Demokratik Sol Parti'nin ol-
mayan "solculuk"u bir yana eğer "ulusalcılık"
ulusal olanı sahiplenmek, gözetmek, korumak
ise Sayın Ecevit'in partisini ve kendisini hâlâ "ulu-
salcı" olarak görmesi bile başlı başına bir tuhaf-
lıktı örneğin...
Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) her dediğine
"evet" diyen, Tütün Yasası'nı, Şeker Yasası'nı çı-
kartan, tanmcılığımızın idam fermanlarını imzala-
yan üçlü koalisyon hükümetinin başı, "ulusal"
kavramıyla bağdaşmayan, bağdaşması olanak-
sız olan onca uygulamanın başsorumlusu kendi-
si değildi sanki... Artık ertelenmeyeceği belli olan
seçimlerle birlikte üç yıllık başbakanlığında yaşa-
mımıza hiçbir yansımasına tanık olmadığımız
"ulusalcılık"\ birdenbire ortaya çıkıvermişti Sayın
Ecevit'in...
Çağrı yaptığı "ulusal solcu" adresler ise bel-
liydi... Fakat o adreslerin, yani Sayın Mümtaz
Soysal'ın, Sayın Yekta Güngör Özden'in lider-
liğini yaptıkları Bağımsız Cumhuriyet Partisi ve
Cumhuriyetçi Demokrasi Partisi'nin kuruluş ne-
denlerinden biri de Demokratik Sol Parti'yı yete-
rince "ulusalcı"'ve "bağımsızlıkçı" olarakgörme-
meleri değil miydi?
Bu partilerin kuruculan, yöneticileri, üyeleri Sa-
yın Ecevit'in çağrısını olumlu karşılayıp DSP'ye
"iltihak" ederler mi, bilmiyorum, fakat seçmen
çoğunluğunun bu tür açıkgözlülüklere, ani de-
ğişmelere, birdenbire geri dönüşlere artık hiç sı-
cak bakmadığını görüyorum... Fakat bu arada da
Demokratik Sol Parti'nin üç yıldır izlediği teslimi-
yetçi polrtikalar ile "ulusalcılık" arasmda nasıl bir
ilinti kurduklannı çok merak ediyorum.
• • •
Kamuoyu araştırmalan Demokratik Sol Par-
ti'nin 3 Kasım seçimlerinde yüzde 10'luk barajı
aşamayacağını gösteriyor. Bu nedenle başta Sa-
yın Ecevit olmak üzere partinin yöneticileri ve mil-
letvekilleri seçimleri erteletmek için ellerinden ge-
leni yapıyorlar. Başaramayacaklarını görünce "it-
tifak" yollarını, "güç birliği" yollarını deniyoriar.
Ne var ki Siyasi Partiler Yasası seçim ittifaklanna
izin vermiyor. Bu nedenle "ittifak", "güç birliği"
derken "iltihak" demek istiyoriar. Yeni katılımlar-
la kalabalıklaşıp güçleneceklerini, barajı aşabile-
ceklerini umuyorlar. Yanılıyorlar...
Demokratik Sol Parti içinde çok değerli insan-
lar var. Onların yıllardır her olanakta Siyasi Parti-
ler Yasası'nın antidemokratik hükümlerinden, si-
yasal örgütlenmelere getirdiği kısıtlamalardan,.
her genel seçimde milyonlarca oyun boşa gitme-
sine, temsili demokrasinin çarpıklaşmasına ne-
den olan yüzde 10'luk barajın mutlaka aşağıya
çekilmesinden söz ettiklerini biliyoruz. Ama bu
olumsuzlukları değiştirmek, düzeltmek, barajı in-
dirmek için hiçbir girişimde bulunmamışlar, par-
maklarını oynatmamışlar. "Beni sokmayan yılan
bin yıl yaşasın..." diye düşünmüşler. Kendilerini
iktidara getiren geçen seçimlerde Cumhuriyet
HaJk Partisi'nin, Halkın Demokrasi Partisi'nin, Ûz-
gürlük ve Dayanışma Partisi'nin, Işçi Partisi'nin
baraj altında kalmaları karşısında kıllan kıpırda-
mamış. Tam tersine, "Meydan bize kaldı!" diye
sevinmişler... Zaman hep kendilerinden yana iş-
leyecek sanmışlar... Yanılmışlar...
Şimdi, "Ne yapsak, nasıl yapsak da Meclis'e
girebilsek..." diye kara kara düşünüyorlar. Ata-
cakları en doğru adım halkın önüne çıkıp, "Çok
büyükyanlışlaryaptık..." deyip, özeleştiride bu-
lunmak, hesap vermek iken bunlar, içi boş söy-
lemlerle, sloganlarla güç toplamaya çalışıyorlar.
Toplumu, seçmeni etkileyebileceklerini, oy alabi-
leceklerini sanıyoriar.
Kendilerini aldatıyorlar.
e-posta: dkavukcuogluc; superonline.com
(Faks:0 212-723 84 97)
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA:
1/KâtipÇele-
bi'nin ünlü
coğrafya ki-
tabı. 2/ Eski
Türklerde
toplumsal
bölüşümü
düzenleyen
sistem ya da
hukuk... Bir
çeşit kumaş.
3/ Kimi yöre-
lerde kadınlann
boydan boya örtün-
dükleri çarşaf... Me-
melilerde ana ile dö-
lüt arasında kan alıp
verme işini sağlayan
organ. 4/ Ses... Ya-
nağın ağız boşluğu
hizasına gelen bölü-
mü. 5/ Toprak, kum
8
ve saman elemeye 9
yarar iri delikli kalbur. 6/Kuzeybatı Kafkasya'da
yaşayan bir halk... Fas'ın plaka işareti. 7/ Gele-
nek... Denizli'ninbirilçesi. 8/Kumar oynananye-
re bırakılan para... Üciyüzlülük. 9/ Bir şeyi ateşe
tutup hafifçe yakmak.
YUKARTOAN AŞAĞIY4:
1/Kuş yavrusu... Gözleri görmeyen. 2/Duyuru...
Tıp dilinde "anüsle ilgili" anlamında kullanılan
sözcük. 3/ Özgür... Kastamonu'nun bir ilçesi. 4/
Yemek... Sert, ağırve siyahbir tahta. 5/Etekucu-
na doğru genişleyen giysi. 6/ Insanın yaradıhş
özelliği... Eski Mısır'da güneş tannsı. II "Emir-
ler, beyler" anlamında eski sözcük... Bahçelerin
yeşillendirilmesinde kullanılan bitki. 8/Bir tür s-
por ceket... Bir tür halk türküsü. 9/Ödünç alınan
ya da verilen şey... Eline ryagına çabuk, atik.