21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 OCAK 2002 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER I Bir yandan mahkeme karanna meydan okuyan Erdoğan, diğer yandan hükümete seslendi: Bankalara varbana yok mu?ANKARA/ DİYARBAKIR (Cum- huriyet) - AKP yönetimi, Recep Tay- yip Erdogan'a milletvekilliği yolu açabilmek için Türk Ceza Yasası'nın 312. maddesindeki değişiklik konu- sunda hükümetle pazarlığa başladı. AKP yöneticileri, Başbakan Yardım- cısı Hüsamettin Özkan'dan söz aldık- lannı belırtirken; Tayyip Erdoğan hü- kümete "Kanunlar değişir. Bankala- n kurtanyorsunuz, beni niye kurtar- mıyorsunuz" diye seslendi. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk. AKP Ge- nel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ın milletvekili seçilmesinin olanaksız olduğunu vurguladı. Tayyip Erdo- ğan'a milletvekilliği yolunu kapatan • Erdoğan'a milletvekilliği yolunu açabilmek için hükümetle 312 pazarlığına başlayan AKP yöneticileri, Hüsamettin Özkan'dan söz aldıklannı belirtti. Mahkeme karannı 'boyun eğmeyeceğiz' diye değerlendiren Erdoğan ise hükümetten bankalar gibi kendisini de kurtarmasını istedi. ve genel başkanhğını tartışmalı duru- ma getiren Anayasa Mahkemesi ka- ran, dün AKP Merkez Karar Yöne- tim Kurulu ve Kurucular Kurulu top- lantısında değerlendirildi. Parti yö- neticileri, AKP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz'un Başbakan Yardım- cısı Hüsamettin Özkan'la görüşmesi- ne dayanarak 312. madde değişikliği için hükümetten söz aldıklannı sa- vundular. Özkan'ın, yeni 312. mad- deyi Bakanlar Kurulu'ndan geçire- ceİderine dikkat çekerek "Zamanlabir çözüm bulunacağmT söyIedıği belir- tildi. Erdoğan da yakın çevresine, "Devietk, kurumlarla çanşmayaca- ğız.Dahaönümüzdebirkaç ytrfvar. Bir geçiş yohı bulacağs" degerlendırme- sini yaptı. Erdoğan, dün partisinin Ankara il başkanlığı binasının açılı- şında bir yandan mahkeme karanna meydan okurken diğer yandan hükü- metten yardım istedi. "Türkiyebiziz. AKP, bu miDetintaüriradesini baskı altma almak isteyenlere boyun eğen- lerin kurduğu birpartideğü"dıyen Er- doğan. sözlennı şoyle sürdürdü: "Bun- lar emir alan bir takan. Aktaldarı emir- leri yerine getiriyoıiar. Ben de şirkrt sahibiyim, beni kurtarmıyorsun da niye bu batan bankalarla isbirtiği ya- pryorsunuz.Çünkübuniarkimink or- faJdık yapılacağını çok iyi biüyorlar. Zulnı ile bir yere vanlmaz." Uzım so- luklu bir mücadeleye hazır olduğunu söyleyen Erdoğan, "GeneJ başkanb- ğnnı çekemeyenkr, ideolojileri çerçe- vesinde hukuku şekillendiren kişiler- dir. Kanunlar değişir, ama bukuk de- ğişmez. Türkiye bir kanun devieti de- ğildir. Türkiye bir hukuk devletidir. Bu hukuk yarm onlara da lazun ola- cakür" diye konuştu. Mahkeme ka- rannın partiye olumsuz etkisini gi- dermeye çalışan Erdoğan. teşkilatına "Tayyip Erdoğan'nı önü ükanırsa bir başka Tayyip Erdoğan var. Bizde sis- tem yüriiyor. tnsana yaslanma, fani- dir,öliir; ağaca yaslanma,çürür,ölür; AOah'a yaslan ki ayakta kalaan" di- ye seslendi. AKP Grup Başkanı BûlentAnnç da parti otobüsü üzerindeki konuşma- sında "Önümüzde durmaya çalışan hiçbirbeşerigüçeogdoiaınaystcaktır" dedı. Sezer çifti ahşveriş yaptı • ANKARA(AA)- Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, eşi Semra Sezer ile birlikte dün alışveriş yaptı. Sezer çifti, sivil plakalı bir araç ve az sayıda korumayla öğle saatlerinde Bilkent'teki bir alışveriş merkezine geldi. Sezer çifti, çeşitli yiyeceklerin yanı sıra maden suyu ve kola aldılar. Öğretmenlere Ktter semineri • ANKARA (ANKA)- Öğretmenler, Hitler ve ideolojisini öğrenecek. Avrupa Konseyi Kültürel Işbirliği Kurulu. Türk öğretmenlere de açık olan 2002 yılı birinci dönem seminer konulannı belırledi. Avusturya'da düzenlenecek seminerlerden biri "Nasyonal Sosyalizmin Ideolojisi ve Gerçekliği" konusunda olacak ve 6 Türk öğretmen de seminere katılabilecek. Avrupa Konseyi"ne üye ülkelerin eğitim personeline yönelik olarak düzenlenen seminerlerin amacı bilgi ve görüş alışverişi sağlamak, karşılıklı deneyımlerden yararlanmak. CHP:Ecevit1 emekiiedeüm • ANKARAfANKA)- Erken seçim çağnsuıı yineleyen CHP, tüm halka, emekçilere, escafa, memura, köylüye seslenerek, "2İX)2'de halkın oylanyla Başbakan Ecevit'i emekli etme" çağnsı yaptı. CHP'nin resni yayın organı niteliğındeki Gün-Dem adlf bültende, bu yıl içinde erken seçim yapılması gerektiğine işa-etedilerek,"CHP olarak, tüm halka, errekçilere, esnafa, menura, köylüye sesieniyoruz.. gelin el eleverelim ve görevıni yaramayan, hepimizi batran Başbakan Bülent EcMt'i ilk seçimde oybnmızla emekli eddim" denildi. Tenı sayısı çıktı | l - | iiKfirimiiflyatıyia 11 3.000.000 TL pslltika Kjpak: Sıyasal Islam'ın sonu S n i Selçuk'la söyleşi: Onokratıkleşme, hemen! Bahceli hukuki cözüm istedi Türban tehlikeli mecraya giriyor ANKARA (Cumhu- riyetBürosu)-MHP Ge- nel Başkanı ve Başba- kan Yardımcısı Devlet Bahçeti, türbanla ilgilı tartışmalann tehlikeli bir yola girdiğini kay- detti. Bahçeli, öğrenci- lerin türbanla okuma is- teklerini siyasi kulvara çekmek isteyen bazı çevTelerin bulunduğu- nu, ancak bunun tek yanlı değil iki boyutlu bir tavır olduğunu be- lirtti. Bahçeli, AKP Adıya- man Milletvekili Mah- mut Göksu'nun türban- la ilgili sonı önergesini yanıtladı. Yasalarda yükseköğretimdeki öğ- rencilerin kılık kıyafeti konusunda açık bir hü- küm bulunmamakla bir- likte YÖK'ün bu konu- da geçmiş yıllarda bazı kararlar aldığını kayde- den Bahçeli, şu görüş- leri dile getirdi: "Türkiye'de öğrenci- lerin başörtüsü ik oku- ma isteklerini siyasi kul- vara çeken birtaİamçev- relerin olduğu doğru- dur, ancak bu tek yanh değil iki boyutlu bir ta- vırdır. Mevcut dunım göstermektedir ki birin- ci görüşte olanlar her başörtüsü takanımürte- d obrakgönne vedeğer- lendinneyanhşfağınadü- şerkea, ikinci görüşün sahipleri de başörtüsü ve türbanla ilgili tarüş- malardan kendilerine siyasi menfaat sağjama- va çalışmaktadırlar. Inanç gibi son derece önenüi ve nazik bir ko- nudatakmıianbuDd tav- nn da demokrasinin özüne aykm olduğu, de- mokratik ruhu yozlaş- anbgı ve tartişmayı teh- Bkeliolabüecek bir mec- raya sürükkdigi açıknr. Meselenin hukuki ze- minde sağlıkb bir çözüme kavuşturuhnası gerekmektedir.'' ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART [email protected] Ciller hükiimeti elestirdi: Koalisyon suç ortaklığı yapıyor Örgütten kopmamalan için üyelerini birbiriyle evlendiriyor Çöpçatan Hizbullah tstanbul Haber Servi- si-DYP Genel Başkanı TansuÇiller, Bankacılık Yasası'nı eleştirerek "Koalisyon ortakhgı suç ortakhğına dönüşmüş- tür" dedi. Zorda olan bankalara kaynak akta- nlmasıyla ilgili olarak çıkartılan yasanın, cum- hurbaşkanı tarafından veto edilmesini umduk- lannıbeurtenÇUler"Ve- to etmezse, DYT olarak özel sektöre aktanlacak olan bu kavuaklanndoğ- ru obnavacagnıa inan- dığımız için bu yasa\ı AnayasaMahkemesi'ne en tea zamandagötüre- cegE" diye konuştu. Çiller, partisinin Is- tanbul il başkanlığında düzenlediği basın top- lanüsında, doğalgaz, tüp- gaz ve otogazdaki bü- tün vergilerin ve kâr oranlannın kaldınlması için yasa teklifi verdik- Ierini anunsattı. Hükümete yüklendi Bu arada, Çiller dün yaptığı yaalı açıklama- da, 4 yıldan bu yana ku- rulan hükümetlerin, hal- kın ihtiyaçlanna cevap verecek yatınmlan ger- çekleştiremediğini be- lirterek, "sorunlan mer- kez sağ bir iktidann çö- zümleyebileceği kamu- oyu taranndan gayet iyi anlaşdnuşür1 " dedi. GÜRKANA1A ERZURUM -Şeriatçı terör ör- gütü Hizbullah'a yardım ve ya- taklık yapmak suçundan yargı- lanan kadrolu imam Mehmet Ak- baş, örgütün tabanını güçlendir- mek için sempatizanlan birbiriyle evlendirdiğini söyledi. Diyanet Işleri Başkan- hğı'nın 1997 yılındaaç- tığı sınav sonucu imam kadrosuna alınan Meh- met Akbaş (22), Ağn'nın Hamur ilçesine bağlı Beklemez köyünün Kardeşler Mahalle- si 'ndeki camide görevlendirildi. Bir süre sonra Ağn merkez Ha- nibaba Camii imamlığına atanan Akbaş, Hizbullah'a yönelik ger- çekleştirilen operasyonda örgü- te yardım ve yataklüc etmek su- çundan yakalandı. tlk sorgusun- dan sonra tutuklanan Akbaş hak- kında Erzurum DGM'de 12 yıl hapis istemiyle dava açıldı. Yar- gılamanın ardından tutuksuz yar- ^eriatçı terör örgütüne yardım ve yataklıktan yargılanan imam Mehmet Akbaş, kendisinin de örgüt üyelerinden birisinin kızkardeşiyle evlendirilmek istendiğini söyledi. gılanmak üzere serbest bırakı- lan Akbaş, mahkemeye verdiği ifadesinde örgütle ilgili olarak şu bilgileri verdi: "1994te Ağn İmam Hatip U- sesi'nde okurken, sonradan Er- zurum'daki bir operasyvnda öl- dürülen Hizbullah müitanı Mu- ratGök iletamştmtGök, 1999 yı- hnda örgütten kopmamam için yine örgüt üyesi Ilyas Tunç'un kız kardeşi ile evienmemi söyte- di Bunun içinTaşfcçay 'da Hikmet San 'nm evine gjttik. Bura- da ismini dahi öğreneme- djğun tesettürtü laza 'Ce- maat tarafindan gönderil- dim. Ikimizi bırbirimize uygun görmüşler. Benim- le evlenmek ister misin?' dedim. Kız da bana 'Ma- dem cemaat göndermiş, başım gözüm üstüne' dedi Ancak da- ha sonra ktabegenmediğimive bueviiliğiv^pınayacağunıbildir- dim. tnsanlan örgüte bağlamak için böyle bir taktikkuEanınyor." IRMIKIAYDIN ENGİN [email protected] Hiç böyle düşünmemişim. Ama genç akademisyen, çelebi- ce bir gülüşün ardından ekleyin- ce kafama dank etti: - Engin abi, Kıbrıs, dünyanın en eski sorunudur... Boş bulundum. Düşünmeden itiraz ettim: - Yokcanım, abartıyorsun... Tınmadı bile. Yine çelebice güldü: - öyledir... Dûşün bakalım dün- yada Kıbns 'tan daha eski ve hâ- lâ çözülememiş hangi sorun var?.. Çocukluğumdan beri adlannı ezberledığim "sorunlar" belle- ğımde geçit töreni yaptılar: Süveyş Kanalı? l-ıh, çözüldü. Vietnam? l-ıh, çözüldü. Tibet? Çözülmedi. Ama Kıb- ns'tan daha kıdemli değil? Keşmir? l-ıh. Onun da kıdemi Kıbrıs'tan düşük. Falkland Adası... l-ıh, çözül- dü. Biraz kanlı çözüldü ama çö- züldü. Tamiller?.. Korsika Adası?.. Kosova?.. Makedonya?.. Bos- na?.. Sırbistan'daki Macarazın- lık?.. Macaristan'daki Romen azınhk? Bask bölgesi?.. l-ıh!.. Kimi çözüldü, kiminin kıdemi tutmuyor. Dünyanın En Kıdemli 'Sorun'u Genç akademisyen haklı: Kıbrıs, dünyanın en kıdemli sorunu!.. Ada halk(lar)ının, Ingiliz ege- menliğine başkaldırısından bu yana Kıbns dünyada bir sorun ve bugüne dek çözülemeyen, tersine gitgide düğümden kördü- ğüme terfî eden bir sorun... Ama genç akademisyen bu vurguyla da yetinmedi ve ekledi: - Biliyor musunuz Ingiliz ege- menliğinden buyana, hangiyö- netimgelirsegelsin Kıbnslı Türk- le hiç adam yerine konmadı. Onlara sormadılar. Onlann söy- lediklerine, istediklerine kulak vermediler... Söyleyecek laf bulamadım: öyle mi, çok tuhaf!.. Geri adım atmadı: - Tuhaf değil. Acı... • • • Kıbns'ta ikinci günümdeyim. İki günde "dünyanın en kıdemli so- n/nu"nu ayrıntısıyla kavramak mümkün değil. Gelip en az on gün kalmalı. İlgili, ilgisiz, yetkili, yetkisiz olabildiğince çok kişiy- le konuşmalı, okunacakları oku- malı, sorulacakları sormalı ki bu "kıdem"\n nedenini kavrayabi- lelim, neden olanlan tanıyabile- lim. Ama iki yoğun gün boyunca ko- nuştuklanmdan da bazı sonuç- lar çıkarmak mümkün ve bu so- nuçlar genç akademisyenin ya- zının başındaki yargısını doğru- luyor: - Kimse Kıbns Türkünü adam yerine koymuyor. Kanrt mı ? Buyrun sizeikj gün boyuncayü- rütülen sohbetlerden bir seçki: • • • Türkiye'den benimle birlikte gelen ve Kıbns konusunda "res- mi" görüşü benimseyenlerle bir "Kıbns gerçeği"üs\üne konuşu- yoruz. Çalışan nüfusun yarısın- dan çok daha fazlasının kamu- dan maaş alarak geçindiğini; üre- ticilikten uzak, devletten (kamu kaynaklarından) beslendiklerini söyledim. Resmi tezleri benimseyen, "Kıbns'ın Rum'a asla teslim edi- lemeyeceğini"söyleyenlerin su- ratı küçümsemeyle, hatta haka- retle buruştu: - Bizim paramız... Hepsi bi- zim paramızla geçiniyor bunla- nn... Allah Allah, bir yandan 'Kıbrıs bizim canımız, feda olsun kanı- mız" türküsünü söyle, bir yandan Kıbrıs Türklerini bizim sırtımız- dan geçinen asalaklar" olarak nitele. Çok tuhaf. Yoksa tuhaf değil acı mı de- meli? • • • 1974'ten sonra Kıbns'a göç et(tiril)mişlerden bir Karadeniz- liyle konuşuyoruz. Kıbns Türk- lerinden "yeriiler" diye söz edi- yor. Kovboy filmlerinde Kızılde- rililer için kullanılan terim gibi: Yeriiler... Ama devamı van - Bunlann hepsiRum'ayatkın- dırbey. Sınınkaldır, hepsi Rum'la sarmaş dolaş olur? Haindirbun- larhain... Itirazı denedim: - Hepsi mi? Biraz durdu ve ısrar etti: - Aslında hepsi. Bugün ağzı- nı açmayanlar varsa, devletten maaşlan kesilmesin, avantalan bitmesin diye bey. Biz veriyonjz bunlann nzkını biz... "Biz" dediği, kendisı ve ken- disi 23 yıldır Kıbrıs'ta yaşıyor. Maaşlan "onun" nasıl verdiğini çı- karamadım ama tartışmanın da pek âlemi yoktu. "Çok tuhaf" deyip lafı noktaladım. Yoksa çok acı mı demeliydim? • • • Galiba üç günlük tatil yapan bir Ingiliz turist Girne kıyılannı kap- layan kebap ve lahmacun koku- lanndan yakındı ve fakat fatura- yı Kıbns Türklerine kesti: - Ben bu kıyıyı çocukluğum- dan beri bilirim. Güzelim kıyı meyhaneleri arasında şu Arap yemekleriyakışıyor mu ? N'ola- cak, Kıbnslı Türklerbirerikişerbi- zegeldiler, Londra'da bizim dev- letin sosyal yardımlannın keyfi- ni çıkanyorlar. Bu kıyılan bu he- riflere terk edip berbat ettiler... Hayatı gitmiş bayatı kalmış In- giliz kocakanya, Ingiliz sömürge imparatorluğunun Kıbns'tan alıp götürdüklerinin yanında, Ingilte- re'ye göçmüş Kıbns Türklerinin alabildiği sosyal yardımlann de- vede kulak kalacağını eklemek vardı ama üşendim... "Ya çok aa" diye mınldanıp yü- rüdüm. • • • Acaba Kıbns'ın "Dünyanın en kıdemlisorunu" oimasmda Kıb- ns Türklerini adam yerine koyma- manın payı var mıdır? POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Ateşlenen Ruhlar... Sığ sulanndaydık, kan ısısındaydık, kara bir bal- çıkta lacJvert esen kuzey rüzgârianna teslim ol- muştuk... Sen derin bir uykudaydın o sıralar!.. Sesin ve sesinin vurgusu, isyancıl birtutkuyu, kış güneşinin yüzüne vuruşunu görmeye, tanımaya çalıştığım günlerdı!.. Uslu bir bakışla ateşlenen ruhlan, denizleri, ırmak- lan, ovalan, ormanlan, bozkırian anlatmaya başlıyor- dum sana... Ben sana Angolalı şairAugustino Neto'nun 'Ay- nlık öncesi Veda'sını okuyalı yıllarolmuştu... "AnacığımJ öldürdüler evlatlannı senin Ve sabretmeyi öğrettiler sana Anacığım! Yıllan senin yaşamının benziyor birbirine mezar taşlan gibi, Ve acı çekmeyi öğrettiler sana umut bağlayıp göklere." Sen çiçek açmış bir kiraz ağacına benzeyen yü- zünden yoksundun... Türkülerinle tutuşturduğun sonsuzluğunla yaralar veışıklariçindeydin!.. Pablo Neruda'nın dizeleri soğuk ay ışığı altında güney denizlerini aşıp Nâzım'a ulaşırken ellerinde işkence izi vardı!.. Sefaletin romanını mı yazmak zordu, yoksa şiirin mi? Istanbul'un göbeğinde ölen iki çocuğun öyküsü, bi- liyorum beni de seni de derinden vurdu... Erdal ve Serdal... Biri 13, diğeri 10 yaşındaydı... Ikisideöldü!.. Beş kişilik yoksul birailenin yaşadığı üç katlı ev gü- pegündüz çöktü!.. Anne Evrize, kızlan Kader ile Aynur kurtuldu... Baba Ramazan Yılmaz, çökük altında kalan Er- dal ve Serdal'ı kurtarmak için çırpındı... Yılmaz ailesinin öyküsünü, inan ki anlatmak çok zor... Onlann ekmekleri taş gibi katı, geceleri uykusuz- du!.. özeti bu!... • • * Yüreğimin ateşini dinledim sabaha dek!.. Nâzım'ı, Pablo Neruda'yı düşünürken kafam ka- nştı, bir duygu seli beni soğuk iklimlere taşıdı... Dün sabah Eminönü'nde çöken üç katlı ahşap ev, derin bir sessizlik içindeydiL Bir kareli deftere yıllar önce yazılmış mektup, yal- nız kadının öyküsünü anlatıyordu: "Hep yalnızken kadın, hep hüzünlüyken çıkıpge- lirdi uzaklardaki dost sesi. 0 sese kulak verirdi kadın... Orada yalnızlık vardı, hüzün vardı... Herkes susar, o konuşurdu... Onunla yolculuğa çıkardı kimi zaman... Zaman ağır ağır ilerierdi... Sevdiği ve sığındığı gece uzardı..." Boy veren tutkular Augustino Neto'nun öfkeli ağa- cında tomurcuklanırdı: "Biz ki dünün Köieleri; • " çıplak ırgatlar kahve plantasyonlannda; Biz ki aç her zaman, her zaman susuz, biz ki aydınlıktan yoksun; kör cahil, ve bildiğimiz tek okul efendilerimizin buyruğu..." ••• Masmavi birsabahın içindeyim... Hüzünlüyüm! Evrize Yılmaz'ın hıçkınklannı duyuyorum, baba Ramazan Yılmaz'ın gözyaşlannı görüyorum... Kafam kanşık!.. Ne yazdığımı bile bilmiyorum!.. Kaç kişi öldü ölüm oruçlannda? Başımj öne eğiyor, hiç konuşmuyonjm... Erdal 13, Serdal 10 yaşındaydılar... Göçük altında kalıp öldüler!.. Bir başka kareli defterde, bir genç annenin çocu- ğuna yazdığı şiin "Güneşli bir çocuksun sen/ Günebakan duruş- lul Ellerinden ebem kuşakian çıkan/ Ince pembe du- daklann/ Düğme gibi birburnun var/ Seni doğuru- yorum her gün/ Kasıklanmdan ışık fışkınyor/ Sana sancıyorum her gün/ Bilmiyorsun./ Heryanım süt ve kan/ Yaz günü gibisinl Haziran kokulum, temiz kiraz çiçeğim/ Sanl boynumaJ Gümüş bir atın ya- nında/ Sıcak denizlere gideliml Kimselere yenil- meyelim." Dün sabah kar yağmamıştı. Güneş yüzünü gös- termişti. Kareli defterin sayfalannı çevirirken kadınlann sı- ğındıkları geceleri, yolculuğa çıktıklan günleri anım- samaya çalıştım!.. [email protected] Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Eyüp'te trafik kazası Ahmetthtiyaroğlu ve 7Jdşiyaraİandı tstanbul Haber Servi- si- Eyüp"te meydana ge- len trafik kazalannda, aralannda Istanbul Or- ganize Suçlar Şube Mü- dür Yardımcısı Ahmet Ihtiyaroğhı ile kardeşi- nin de bulunduğu 8 kişi yaralandı. Eyüp Hal Yoluüzerin- de dün meydana gelen trafik kazasında, Ahmet Ayyıkhz'ın kullandığı 34 JU 159 plakalı otomo- bil, yolun kaygan olma- sı nedeniyle kontrolden çıkarak tbrabim Çarpraz yönetimindeki 34 YH 0620 plakalı otomobile çarpa. ÜzeyirÇakşkan'ın kullandığî 34 TDP 76 plakalı ticari otomobil de durmayı başarama- yınca kaza yapan araçla- ra çarptı. Kazada, sürü- cülerden Ayyıldız ile Çarpraz ve otomobiller- de buhman Istanbul Em- niyet Müdürlüğü Orga- nize Suçlar Şube Müdür Yardımcısı Ahmet îhti- yaroğlu, kardeşi Musta- fa thtivaroğlu ile Engin Kalkan, Nezir Incir ve Aydm Çakar yaralandı. Istanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldınlan yaralılardan Incir'in hayati telıükesi bulunduğu, diğerlerinin ise sağlık durumlannın iyi olduğu belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle