22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13OCAK 2002 PAZAR CUMHURİYET SAYFA [email protected] 15 Fransız müzik basını, iki konser için Paris'te bulunan ünlü piyanist FazılSay'a övgü yağdınyor Cüretkât;dâhive görkemli• Genç sanatçı, Fransa Devlet Radyosu'nun siparişi üzerine bestelediği 2. piyano konçertosunu Paris'in en prestijli salonu 'Theatre des Champs-Elysees'de Ulusal Fransa Radyo Orkestrası eşliğinde ilk kez çalıyor. UĞURHÜKÜM PARİS - "Piyanoda Fazıl Say, orkestrada Eliahu Inbal. Tam bir kültüıier şoku, çanş- maa. Birincisi medv atize ve baş sayfalarda, tüm gelenekleri ko- layhkla altüstedebllecek kadar cûretkâr ve dâhi bir piyanist; ikincisi tam tersine Ahnan ke- sinliği ve disipünin görkemli ör- neğL." Le Monde gazetesi bu hafta- ki kültür ekinde Fazıl Say'ın 12-13 Ocak konserlerini du- yurduğu yorum-yazısında sa- natçıdan ve 1936 Kudüs do- ğumlu ünlü orkestra şefi Eli- ahu Inbal'dan böyle söz edi- yor. Diğer büyük günlük Fransız gazetesi Le Fıgaro ise yine haf- talık kültür-sanat faaliyetlen ekinde, Say'ın fotoğrafıyla baş köşeye yerleştirdiği Jacqueüne ThuUleux imzalı yazının baş- lığını "Fantastiğin suıırlannda yaratıcı" olarak atıyordu. "Gerçek bir Fazıl Say olgusu yaşıyoruz". şeklinde başlayan makale, "Genç piyanist (32 ya- şında) piyanosunu. atını dört- CENGİZ HAN GÎBİ - Le Figaro gazetesi, genç sanatçı için Tiyanosunu, aünı dörtnala süren Cengiz Han'ın ihtişamıyla kul- lanıyor— Pariakhğın ötesinde, hayal gücümüzün sınınndaki bu Idşilik kafamızı aJlak bullak edi>or_" yorumunu yapü. nala süren Cengiz Han'ın ihti- şamıyla kullanıyor... Parlakh- ğın ötesinde, hayal gücümüzün sınınndaki bu kişilik kafamızı allak bullak ediyor. Türk seç- kinlerine has bir kolayhkla ve inamlması zor bir duyarlüıkla Mozart'ın derinliklerine kava- bilen Say, aynı ustahkla serbest caz doğaçlamalanna geçebili- yor. Yine aynı olgunlukla Rus romantizminin çılgın akuıüla- nna açıhveriyor™ Harika Çay- kovskı kaydı, son CD'si bunun en güzel kanıtL.." diye sürüyor. Küresel patlamasmı 1997 ve 1998'de Fransa'da verdıği Montpellier ve Paris konserle- riyle başlatan Fazıl Say'ın bu- güne kadar yayınlanan her al- bümü (şimdilik 5 tane, kendi ilk denemeleri hariç) Fransız kamuoyunu derinlemesine böldü. Müzik uzmanlan, eleştir- menlerin çoğunluğu Say'ı ye- re göğe sığdıramazken ciddi bir azınlık yerin dibine batırdı. Ancak en belirleyici yargı. kla- sik müzik dinleyıcilerinden geldi. Fazıl Say'ın 'oJay albü- mü' 'Mozart' tarıhi bir başa- nyla, tüm müzik kategorilerin- de en çok satan 30 albüm ara- sında yer aldı. Aylarca satış lis- telerinden inmedi. Sanatçınnı "Radio France/ Fransa Devlet Radyosu"nun siparişi olarak bestelediği 2. piyano konçertosunun ilk dün- ya yorumu, Fransa'nın en prestijli salonlanndan Theatre des Champs- Elysees'de 12 O- cak için öngörülmüştü. Ancak konsere gösterilen olağanüstü ilgi üzerine ikinci bir konser daha programlandı. Fazıl Say, kendi eserinin yanı sıra Ulusal Fransa Radyo Orkestrası eşli- ğinde Prokofiyev ve Şostako- viç'in de senfonilerini çala- cak. 'Üstelik piyanosu kahin' Repertuvannı sürekli geliş- tiren sanatçı, yeni piyano kon- çertosunun, neredeyse tümüy- le (kendisinin bir karakter özelliğini yansıtmaya çalıştığı "tnat" bölümü hariç) Anado- lu ve Türkiye izlerini taşıdığı- m ve kök kültürünün nasıl ev- rensel bir değere sahip oldu- ğunu kanıtlama arzusunda. Klasik müzikte en büyük yo- rumların, bugüne kadar tekrar tekrar yapıldığını ifade eden Fazıl Say, "Müzigin, özel ola- rak da klasik müziğin yeni va- raülara, yeni ünüara,yorumla- ra gereksinimi var" diyor. Fransa'mn en önemli iki müzik dergisi, Le Monde de la Musique ve Classica'nın Say konusunda anlaştıklan en azındanbirnoktavar. "21.yüz- yıhn en büyüksanatçılanndan biri doğdu. Üstelik piyanosu kahin." Yed!yılönceyltlrdlğlmizHalukTezonaragöreheykel 'saltblçimveışık'tı Heykelde çokyönlü bakışın olağanlıkdüzeyi KAYAÖZSEZGtN Asü uğraş alanı seramik olduğu hal- de, sanatsal yöndeki çalışmalannı er- ken tarihlerden başlayarak heykel üze- rinde yoğunlaştıran Haluk Tezonar'ın (1942-31 Aralık 1994)kısayaşamına sığdırdığı ve serbest heykelcilikle anıt heykelciliğini bir arada sürdürdüğü çalışmalan, bir bütün ola- rak gözden geçirildiğinde, anıt siparişleri ıçın uymak zorunluluğunu hissetmiş göründüğü koşullann ya- nında. kendi dünya görü- şünü ve sanatçı aktivitesi- ni etkin düzeylere ulaştır- mayı başardığı serbest ça- lışmalannda, çağdaş bir sanatçı kimliği üstlenerek özgür bir sanatçı eğilimin- den yana olduğu hemen dikkat çekecektir. Dahası, bu eğilimini, örneğin Po- lath'daki Sakarya şehitleri anıtuıda olduğu gibi, anıt heykellenne doğru geniş- lettiği de görülebilmekte- dir. Tezonar'ın 1970'liyılla- nn başuıda gerçekleştirdi- ği Biafralı çocuklar da bu döneme rastlar. Hocası Hakkı Karayiğitoğlunun etkisiyle büst ve çıplaklara yöneldiği bu yıllarda, onun heykelde aradığı değerler, oldukça belırgindir: Bu sa- nat dalının tarihsel misyo- nu, "insani" boyutlar çev- resinde biçimlenmiştir bu- güne kadar; bu gerçek, söz konusu misyonun tüken- meyen bir içerikle dolu ol- duğu gerçeğine götüriir bi- zi. Tezonar, bu gerçeğin farkmda olduğundan, in- san kavramını evrensel bir bütünlük açısından yorum- lamakta titizlik gösteriyor. Örneğin kendisiyle yapılan bir görüş- mede, neden Bafralı değil de Biafralı çocuklan konu aldığı yolundaki bir soruyu, e\Tensellik imajını öne çıka- ncı bir bilinç doğrultusunda yanıtlı- yordu. Tezonar'a göre, heykel "deko- ratif" bir amaçla bağımlı olamazdı. Heykel, bir mekâna ya da bir alana konulduğunda, çevreyi kendisine "zorlamahydı". Heykel "salt biçim ve ışık"tı ona göre. Yukanda sözünü et- tiğim aşkınlığı da. salt sanatçı olarak benimsemekle yetinmiyor, heykeli yo- rumlayacak aşamaya geldiği anda, toplumun da kendini aşmış olacağına inanıyordu. Farklı boyutlarda düşey formlann bileşkesi nıteliğindeki Opera binası M.M. aluk Tezonar'ın üretmiş olduğu işleriyle, gelişme aşamasındaki heykel sanatımıza olumlu bir katkı getirdiği yadsınamaz. için gerçekleştirdiği heykel gibi, aynı tarihte yaptığı Moüere amtının soyut- çu bir anlayış paralelinde olması, Te- zonar" ın ımge ile düşünce arasındaki geçışimsel bağıntıyı çok iyi kavramış olduğunu açığa vurur. Aynca, sergile- rinin bir bölümünde heykel çalışma- lannın yanı sıra, seramÜc ve desenle- rini de bir arada, toplu biçimde sergi- lemiş olması, sanatsal eylemi bir bü- tünlük doğrultusunda gördüğünün ka- nıtı olsa gerektir. Öte yandan Nazh Ecevit ve Burhan Uygur gibi sanatçı- larla ortak sergiler yapmış olmasının arkasuıda, ka\Tama ve dayanışma bi- lincinin yatmış olduğu da kuşku gö- türmez. Türkiye'de büst türüne giren çalış- malar, ortalama boyutlan pek de aşmazken, Haluk Te- zonar' ın bu ölçülerle yetin- meyip, dört metreyi aşan Atatürk büstü ve kuşkusuz. bir anlamda onun adıyla öz- deşleşmiş olan Beethoven büstündeki ifadeci kavrayı- şın, aynı türdeki başka çalış- malanna yansımış olması, ondaki sanatçı yönelişini ve bu yönelişteki çok yönlülü- ğü açığa vurması bakımın- dan ilginçtir. Bu ve benzen başka büstlerde, ifade ve an- lam, yapıtın içeriğini belirle- yen unsurlar olarak, yapıtın genel dokusuna kanşır ve onu üreten sanatçınuı form anlayışını renklendirir. Sait Faik'in 26. ölüm yılı nede- niyle, Burgazada'ya dikil- mek üzere yaptığı büst, hikâ- yecimizin aynksı dünyasını yansıtmayı amaçlayan bir gözlem yeteneğinin de gös- tergesi niteliğindedir. Cumhuriyetin 50. yılı ne- deniyle, îstanbul'un farklı alanlarına konulmak üzere hazırlanan 20 heykel arasın- da, Tezonar'ın yapıtı da yer alıyordu. Öteki sanatçılar için de, heykel kavramının çağdaşlüc niteliğini vurgula- yıcı özler taşıyan bu yapıtlar arasuıda, Tezonar'ın soyut projesi (Maçka Parkı) bir öz- lemi dile getirir, heykelin açık hava ve doğa dekoru içinde, hem o dekorla bütün- leşen hem de bağımsızlık kimliğinüı vurgu kazanmasında, sanatsal işlev üstlenen bir yorumsallığı öne çıkarır. Türk büyüklerini anonim bir formata indirgeyen dizi çalışması bir yana bı- rakılırsa, Haluk Tezonar'ın üretmiş ol- duğu öteki işleriyle, gelişme aşama- sındaki heykel sanatımıza olumlu bir katkı getirdiği yadsınamaz. SATIŞA KARŞIMÜCADELE - Koieksiyonda yer alan yapıtlar arasında Fahreİnissa Zeid'in 'Soyuta Karşı Mücadele' adh çalışması da bulunuyor. Sanatçılar koleksiyonun satılmasını istemiyor OZLEMALTUNOK Devletüı el koyduğu Iktisat Banka- sı'nın resım koleksiyonundaki 322 yapıt, Antik Palace AŞ'nin düzenle- diği bir müzayedeyle 21 Ocak günü The Ritz Otel de satışa sunulacaktı. Ancak son olarak Kültür Bakanı ts- temihan Talay'ın talimatıyla müza- yede durduruldu. Yapıtların devlet koleksiyonuna devri konusundaki görüşmeler ise hâlâ sürüyor. Osman Hamdi Bey, Adnan Çoker, Burhan Doğançay, Fahreİnissa Zeid, Erol Akvavaş, Halil Paşa, Hanıit Gö- rele, Nejad E)e\Tİm, Nuri İyem, Sab- ri Berkel gibi Türk resim tarihine ışık tutan birçok önemli adın yapıtlan- nnı da yer aldığı koleksiyonun satı- lması fikrine sanatçılann tepkileri sürüyor. Mehmet Cüleryüz (UPSD Baş- kanı): Türk klasik ve çağdaş resmi- nin yıllar içinde derlenmiş önemli bir koleksiyonunun haraç mezat sa- tılması büyük kayıp olacaktır. Ko- leksiyonu sadece maddi değer olarak görmekhatadır. De\let. bumüzaye- deyi gelir olarak görse de manevi kaybını bu satışla karşılayamaz. Bu seçkiye devlet tarafından sahip çı- kılması ve koleksiyonun kamu değe- ri olarak düşünülmesi gerekir. Dev- letin elinde bu imkân var; bu da mü- ze kurulması söz konusu olduğunda değerlendirihnesidir. Bütün bu uya- nlar her zamanki gibi ciddiye alın- mayarak hata sürdürülürse en azın- dan bu karann sorumluluğunun kim- de olduğunu bilmek ve dernek ola- rak bu işin peşini bırakmayacağımı- zı belirtmek istiyorum. Nurl İyem (Ressam): Müzayede sanat yapıtının halka yayılması de- mektir, ama hangi halk gelip alacak. Bu yapıtlar büyük paralar ister. Za- ruret içinde olan bir devlet ne yap- sın, her şeyi satmakla yükümlü. Mü- ze yapılacak bir gidişat olduğunu da sanmıyorum. Devlet Resim Heykel Müzesi bile zorla yapılmış, Akade- mi'den aynlan bütçeyle ayakta du- ruyor hâlâ. Yeni bir müzeyi devlet nasıl kuracak, zenginlerimiz bir ha- nımefendinin müzesini yapacağına böyle bir müze yapsa ya. Korkarım yakında Topkapı Sarayı Hazine Da- iresi'ndekileri de satmaya başlaya- caklar. Tomur Atagök (Istanbul Mo- dern Sanat Müzesi Vakfı Genel Sek- reteri): Zengin bir koleksiyon, için- deki bazı eserlerin devletüı malı ve önemli eserler olarak korunması ve devlet tarafindan el konulması ge- rektiğini düşünüyorum. Haldun DOStOğlU (Galeri yöne- ticisi - küratör): Kurulacak bir müze için seçilmiş ve toplanıp bir araya getirilmiş, kültürel tarihimizin bu önemli eserlerinin satılıp farklı ko- leksiyonlara dağıhnasun doğru bul- mamaktayım. Bu koleksiyonun da- ğılması halinde bir daha bir araya ge- tirilmesi neredeyse imkânsız olacak kadar zordur. Önerim koleksiyonun dagıtılmaması yönündedir. Mutlaka satıhnası gerekiyorsa, o vakit muh- temel alıcılarla müzakere edilip ko- leksiyonu parçalamadan toplu ola- rak devri söz konusu olabilir, en azından bunun imkânlanru araştır- mak lazım. Ya da devletüı elindeki bu hazır koleksiyonun korunması ve ileride kurulacak bir müzede ortak kullanıma açıhnası gerekir. 42ETLE • TÜRK Tabipleri Birhği'nin 2 Temmuz 1993'teSıvas katliamında yaşammı yitiren şair Dr. Behçet Aysan adına düzenlediği şiir ödülü bu yıl 'Şiirindeki yalınlık, süreklilik, dinginliğe ulaşmışlık' göz önünde bulundurularak "Dip Sevgi' kitabıyla gazetemiz yazan Turgay Fişekçi'ye verildi. Ödül töreni Ankara Resim ve Heykel Müzesi Türkocağı Salonu'nda dün yapıldı. • HAKAN Haksun'un yönettiği 'Kolay Para Kazanma Kılavuzu' adh fümin çekimleri sürüyor. Filmde, Mustafa Uğurlu, Emre Altuğ, Okan Yalabık, Şebnem Dönmez, tdfl Fırat, Erkan Taşdöğen, Peker Açıkahn, Emin Gümüşkaya. Ab Tavgun, Erdem Akakçe, Naci Taşdöğen, Sua\i Eren, Berna Öztürk rol alr> or. Ferhan Şensoy, Ajda Pekkan, Tuğba Unsal ise konuk oyuncu olarak kaülacaklar. • TANGO Pasion gösterilen, elverişsiz hava koşullan nedeniyle ertelendi. Topluluk, "Her zaman büyük bir onur ve keyifle sahne aldığımız ülkenizde bu kez gösterilerimizi ertelemek zorunda kaldık. En kısa zamanda yeni bir tarih saptayarak gösterimizi Istanbul ve Ankarah sanatseverlere sunacağız" açıklamasını yaptı. (0 212 230 75 80-0 312 466 08 44) • FRANSIZ empresyonist ressam Claude Monet'nin 'Prairie de Limetz' adh yağhboya tablosu 100 yılı aşknı süredir ilk kez sergileniyor. 4 Şubat'ta Londra'daki Christie's Müza>ede Evi'nde saüşa sunulacak olan tabkt, sanatçınm Giverney'deki e\inin çevresini konu alan bir peyzaj. • YESARİ Asım Ersoy, ölümünün 10. yıldönümünde 'Dar-ül tlham Yesari Asım Ersoy'u Yaşatma Demeği'nin bugün saat 17.30'da AKM'de sunacağı bir konserle anılıyor. Dernek, 1991 yılında sanatçınm isteğiyle 'Dar-ül Talim' okulunu yaşatmak için kurulmuştu. • ISTANBUL Heykel Müzesi'nde öncekigün açuan Kamil Fffat'uı 'Kıyı'adh fotoğraf sergisi, 26 Ocak tarihine kadar devam edecek. (0 212 261 42 68) BUGUN • CEMAL REŞİT REY'de saat 19.30'da Roberto Porroni ve Luisa Prandina mn konseri. (0 212 232 98 30) • TOHUM KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat 15.00'te Serhat Tunç Ancan, Hasan Sağlam ve Grup Sezgin'in konseri. (0 212 643 22 33) • TOHUM KÜLTÜR MERKEZİKARTAL ŞUBESt'nde saat 14.00'te Uğur Parlak, Se\ gül Oğuz, Derviş Dikmeci, Güngör Şahin, Se\1m Kalman'ın katüacağı 'EkonomikKrizve Direnişler' konulu panel. (0 216 306 67 91) • MUAMMER KARACA TtYATROSU'nda saat 11.00'de Muhteşem Güler'in düzenlediği palyaço gösterisi. (0 212 317 77 00) • BEKSAV'da saat 12.00, 14.00, 19.00, 21.00'de Hüseyin Karabey'in yönettiği 'Sessiz Öhun' adh film gösterimi. (0 216 349 91 55) • ISTANBUL AKM'de saat 13.00, 15.30, 19.00'da Claude Sautet'nin yönettiği 'Ayazda Bir Yürek' adh film gösterimi. (0 212 251 56 00)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle