22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
-İ3OCAK2002 PAZAR CUMHURİYET SAYFA dishab@cumhuriyet.com.tr 11 ABD, Guantanamo'daki esirlerin hiçbir hakkı olmadığuu, ama Cenevre Anlaşması'na uyulacağını bildirdi CihatKüba'da sonlandıDış Haberler Servisi - Afganis- tan'dakı ABD güçlerinin tutukladı- ğı El Kaide ve Taleban üyelerinden oluşan 20 kişilik ilk tutuklu kafile- si, önceki gün Küba adasındaki Gu- antanamo Üssü'ne ulaştı. Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, "hiçbir haklanohnayanyasadışı savaşçdar" olarak nitelediği esırlere yine de Ce- nevre Sözleşmesi'ne uygun davra- nılacağını söyledi. Önceki akşam, 27 saatlikbiruçuş- tan sonra üsse ulaşan 20 tutsak, uçak- tan maskeli ve zincirli olarak indi- rildi. Saçlan ve sakallan kesilmiş olan tutuldulann tnruncu üniforma, şapka, mavi ameliyat maskesi ve bantla kapatılmış koruyucu gözlük giydikleri belirtildi. Yetkililer, göz- lüklerin güvenlik gerekçesiyle, şap- • 'En tehlikeli unsurlar' olarak nitelenen 20 El Kaide ve Taleban militanı, zincire vurulmuş olarak Guantanamo üssüne getirildi. Militanlann Afgan dağlannda başlayan serüveni, Karayipler'de son buldu. 20 tutsak, kendileri için özel hazırlanmış hücrelere kapatıldı. kalann uçaktaki düşük ısıya karşı, maskelerin de bazı tutuklulann tü- berküloz mikrobu taşıdıklan için giydirildiğini söylediler. Uçaktan inerken bazılan direniş gösteren tu- tuklulann fotoğraflan çekildi, par- mak ızlen alındı. Bir tutuklu uyuşturuldu Tutuklulardan biri, yolda gelirken uyuşturuldu.Tutuklular daha sonra kendileri için özel olarak hazırlanan hücrelerine götürüldü. Tuğgeneral Michael Lehnert, 20 tutuklunun El Kaide ve Taleban'ın en tehlikeli un- surlannı oluşturduğunu belirterek, "Önce en kötü adamlann gelmesini istedik. Bunlar, uçağı düşürmek için arka taraftaki hidrotik kaMolannı dişleriyle kemirecek kadar tehliketi adamİardL Bu yüzden onlara gerek- tiği biçimde davrandık" dedi. Rumsfeld, "Bututuklular, hiçbir haklan olmayan yasadışı savaşçılar- dır, ama gene de savaş hukukuncaön- görülen kurallara göre muamele gö- recekler. lyi davranacağız" dedi. Rumsfeld, "Teknik olarak bunlann Cenevre Sözleşmesi'nden yararian- maya haklan yok. Ama sık sık Ce- ne\Te Sözleşmesi'ne uygun olarak muamele göreceklerini söyledik. Şu anda yaptığımız da bu" diye konuş- tu. Uluslararası Af Örgütü, esirlere yapılacak muameleden kaygılı ol- duklannı açıklamıştı. Kızılhaç da "savaş esiri'' olarak gördükleri esir- lere, bu hukuki tanıma uygun dav- ranılması gerektiğini savunmuştu. ABD, tutuklulan "savaş tutsağT olarak tanımıyor. 1949'da imzala- nan Cenevre Sözleşmesi savaş tut- saklanna haklartanıyor. Bunlann ba- şında tutuklulann kültürel ve dini inanışlanna uygun beslenmesi, içe- cek su, temizlik ve sağhk gereksinim- lerinin karşılanması geliyor. Sözleş- me, tutuklulann dış dünya ile ileti- şim kurmasını ve yakınlanyla mek- tuplaşmasını da içeriyor. Tutuklula- nn yargılama aşaması da henüz bir netlik kazanmadı. 116 kilometreka- relik Guantanamo üssünde, 200 hüc- re inşa ediliyor. Tutuklular, yolcuhık- lannda Incirlik Üssünde başka uça- ğa aktanlrruşlardı. Uzmanlar, askeri mahkeme kurul- ması ve yargılama süreci henüz be- lirsizliğini korusa da Guantanamo üs- sünün, askeri mahkemelerin kurul- ması için ince hesaplar sonucu se- çilmiş bir bölge olduğunu bildiri- yorlar. Uzmanlara göre, ABD'nin 1903 'te imzalanan sözleşmeyle elin- de bulundurduğu üste yargılamala- nn yapıhnası durumunda, tutuklu- lar ABD yasalanndaki temyiz hak- lanna sariip oünayacaklar. OYAKİBANK OYAKİBANKÖzlenen Bankacılık COLIN POWELL, FtLlSTÎN'E SALDIRILARI HAKLI BULDU *Arufot'a 'kaçakçüık'suçlaması Dış Haberier Servisi - Israil, Gazze "deki Filıstın hedeflenne yönelik saldınlanna yenüerini eklerken ABD Dışişleri Bakanı CoBn Pmvell, îsrail'in son eylemlerini ve bunlara gerekçe oluşturan taleplerini savundu. Israil, Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat'ı, özel uçağıyla silah kaçakçılığı yapmakla suçladı. Povvell, Îsrail'in eylemlerinin Filistin kışkırtmalanna karşı, savunma amaçlı bir yanıt olduğunu söyledi. Colin Powell, gazetecilere yaptığı açıklamada, îsrail'in, "Arafat'm, Kıaldeniz'de ele geçirilen silah yiiklü gemiyle UgUi sorumlulan tutuklayarak yargüaması" talebini desteklediğini bildirdi. Powell, "Eğer Arafat, silah naktiyatuu yapanlara karşı harekete geçmezse, bu ABD ile ^ ^ ^ ^ ~ ansmdaki ifişkilerini çok güçleştirecektirn dedi. Filistin yönetimi ise Gazze Şeridi'ndeki Îsrail'in askeri operasyonlannı "savunma etldn]ikleri r> olarak değerlendiren Powell'ın bu açıklamasını kuıadı. Önceki gün Gazze Uluslararası Havaalanı pistlerini tahrip eden îsrail ordusu, Gazze Limanı'ndaki Filistin donanmasına önceki gece füze • îsrail, Arafat'ı özel uçağıyla Filistin'e silah getirtmekle suçladı. Havaalanının bu yüzden tahrip ediMiği belirtildi. saldınsında bulundu. Görgü tanıklan, bölgedeki bir îsrail savaş gemisinden, Filistin lideri Yaser Arafat 'ın yatının da bulunduğu nhtıma füze fırlatıldığını, saldın neticesinde ölen veya yaralanan olmadığını söylediler. îsrail radyosu, üst düzey yetkililerin Arafat'ı Gazze Havaalanı'nı kullanarak özel uçağıyla Filistin topraklanna silah taşıtmakla suçladıklannı bildirdi. Radyo, Gazze Havaalanı'nın pistlerinin bu nedenle tahrip edildiğini bildirdi. Öte yandan, Hamas örgütü, îsrail'in Gazze Şeridi'nde ev yıkmasının yanıtsız bırakılmayacağını duyurdu. Örgütten yapılan açıklamada, "Bu korkunç terörist eylem cezasız kalmayacaktir'' denildi. ^^~™"""" Geçen çarşamba, 4 îsrail askerini öldüren 2 Hamas üyesinin cenaze törenine şiddetli yagmura rağmen 3 büıden fazla kişi katıldı. Ebu Camus ve Ebu Rizik adh militanlann eylemi, cenazeye katılanlar tarafından "kahramaniık" olarak nitelendi. Hamas, 21 Aralık'ta îsrail'e karşı eylemlerine son verdiğini duyurmuş ancak saldınlanna yeniden başlamıştı. PAKİSTAN LİDERİ HtNDlSTAN'A GÖZDAĞIVERDİ Müşerreften İslamcüarayasak Dış Haberier Servisi - Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref, dün ülkesınin Keşmir politikasının asla değişmeyeceğini \Tirgulayarak Hindistan'a suıın aşmasının bedelinin ağır olacağı uyansuıda bulundu. Televizyondan halka seslenen Müşerref, "ülkesinin silahh kuvvetler komutanı" olarak Hindistan'a gönderdiği mesajda, "Pakistan'ın silahh kuvvetieri her türtü meydan okumaya karşı hazır ^ ^ - ^ ^ bekhyor. l lketerini kanlarmın son danüasuıa kadar savunacaklardn". Suurtan geçmeye kalkışırsanız bütün gücümüzfc karşıhk veririz" dedi. Müşerref, Pakistan'ın Keşmir politikasında asla bir değişiklik yapmayacağını, ancak kimsenin Keşmir adına terör yaratmasına izin vermeyeceğini bildirdi. Keşmir sorununun görüşmeler ^ ~ ~ ~ ^ yoluyla çözülebileceğini söyleyen Müşenef, Hindistan'a da çağnda bulunarak sorunun banşcı biçimde çözülebileceğini vurguladı. Müşerref, Pakistan için "hesaplaşma gününün" geldiğini de söyleyerek ülkedeki herkesin mezhepler arası şiddetten bıktığını ve buna bir son verilmesi gerektiğini bildirdi. Müşerref, Pakistan topraklannın terörist amaçlarla kullanılamayacağını ve • Keşmir adına teröre izin verilmeyeceğini bildiren Mûşerref, Hindistan'ı da sının geçmemesi konusunda uyardı. biri Sünni diğeri de Şii 2 Islami grubu yasaklayacaklannı ifade etti. Müşerref, 13 Aralık 2001 'de Hindistan parlamentosuna düzenlenen ve 14 kişinin öldüğü saldından sorumlu tutulan Keşmir yanlısı Ceyş-i Muhammed ve Leşker-i Tayyibe gruplannın yanı sıra Sipah-i Sahaba ve Şii Tehrik-i Cefriye ve Tehrik-i Nifaz-ı Şeriat Muhammedi örgütlerinin etkinliklerinin yasaklanacağını kaydetti. Müşerref, Hindıstan"ın parlamento saldınlanndan sorumlu tuttuğu Pakistanlılann teslim edümeyeceğini, ancak bu kişiler hakkında kanıt bulunursa Pakistan'da yargılanacaklannı söyledi. Müşerref, Islami eğitim veren yeni medrese ve benzeri okullann resmi izinle açılabileceğini ve denetim altına ^ ~ ^ ^ ^ alınacağını, bu okullann askeri eğitim türü faaliyetlerde bulunduklan saptamrsa kapatılacağını ifade etti. Hindistan, Pakistan'a Keşmir'deki terörü sona erdirmesi, Islamcı örgütlere yasak getirmesi için bash yapıyordu. Müşerref'in konuşmasının hemen arduıdan bir açıklama yapan Leşker-i Tayyibe örgütü, yasaklama karanna ragmen Hindistan'a karşı yürütülen "cihattan" vazgeçmeyeceklerini bildirdi. SAYDAM Y4LÇIN DOGAN Şeytanla Kahvaltı Ikisi de tedirgin. Ikisi de birbirinin her hareketini in- ceden inceye izliyor. Her an nefesler tutulu. Sanki, o anda bir şey olacakmış gibi. Masanın bir ucunda renkli pelerini, yine renkli, ku- kuletaya benzeyen şapkası, elinde bastonuyla Dik- tatör Mois. Yüzündeki siyahlık, yıllaryılı ezdiği hal- kın güttüğü kinle, daha da koyulaşmış gibi. Masadaki diğer adamın da rengi siyah. Ama, ge- ride bıraktığı serüven, geleceğe bakışı, siyahlığını aydınlatıyor. Diktatörün kabinesinde yer alan Ener- ji Bakanı Odinga, bu sabah kahvaltıda, ülkenin tek egemeni ile buluşuyor. Buluşmanın özel bir anlamı var. Yirmi yıl önce işkence Diktatör Mois, önündeki dosyayı kanştınyor. Için- den "bu herif de çok azgınmış" diye geçiriyor. Odinga, diktatörün aklından geçeni okuyor gibi: "O dosyalar doğru. Ama eksik olabilir." Kendi önünegelen dosya eksik?.. Mümkün mü?.. Tam, şu Enerji Bakanı'na küstahlığını bildirmeye ha- zırlanırken, Odinga sürdürüyor: "Sizin iktidannızın ilk yıllannda, ben size kar- şı cephe açanlardan biriydim. Üç yıl hapis yat- tım, fena halde işkence gördüm, sizin polisiniz marifetiyle!.." Şimdi, şu masada oturan enerji bakanı, birzaman- lar devrimci ve işkenceden geçiyor!.. Gençlik yıllan Odinga, eğıtimini Almanya'daalıyor. Üniversitede popüler bir öğrenci. Çalışkan. Futbol oynuyor, gitar çalıyor. Her türiü düşünceye açık. Ülkesindekı her insan gibi, özgürlüğeaç. Oğrencilik yıllan, Almanya'dagö- rtıp geçirdiği deney, onun açlığını iyiden iyiye körük- lüyor. Işte, siyasetin virüsü, içine daha o gençlik yıl- lannda düşüyor. Ülkesine dondüğünde, kendini eylemlerin içinde buluyor. Gençliğe öncülük ediyor ve fazla uzun sür- meden işkenceyle, hapislikle tanışıyor. Ama, artık o, tanınan ve genç yaşına ragmen, ken- disıne umut bağlanan biri. Hapisten çıktıktan sonra, yıllar birbirini kovalıyor. Diktatöre karşı artan muhalefet üzerine, Mois bir çö- züm buluyor. Vaktiyle eylemlere katılan Odinga'yı kabineye alıyor!.. Muhalefeti vumuşatmak ümidiy- teL Başkanlık yanşı Kahvaltı masasında, şu bir saatlik sohbette, iki adamın yaşadıklan ve hele o birisinin halka çektir- diği. ülkenin tarihi gibi. İki ayrı uçta, iki simge. Biri hem savcı, hem yargıç, hem işkenceci. Öte- ki, bunlann süzgecınden geçmiş, kendisine işken- ce yapan ülkenin tek egemeninin masasında, ama artık ona kafa tutarak!.. Dünya ve olaylar bu ülkeyı de bir başka akıma sü- rüklüyor. Diktatör Mois, artık seçime gitmek zorun- da, hem de başkanlık seçimine!.. Yani, kendi kol- tuğu artık sallanıyor. Kahvaltıda söz seçimlere geliyor, ne olur, ne biter, gibilennden. Odinga. aniden ayağa kalkıyor. "Seçimlerde başkanlık için ben aday olaca- ğım!.." Diktatör, elinden çay bardağını yere düşürüyor!.. Yüzünden eksik olmayan o şeytani gülümseme do- nuklaşıyor. Yıllardır ilk kez, şeytanla kahvaltı keyifle sona en- yor. Hapis, işkence, yaşanmış acılar hazine değe- rinde. Vegünün birinde... E-mail: ydogan(o cumhuriyet.com.tr Faks:0212 513 90 98 Denktastan kayıp 1 acıklaması Daha hiçbir şey kabul edilmedi LEFKOŞA (AA) - KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, kayıplar konusunda henüz hiçbir şeyin kabul edilmediği- ni, bu konudaki çalış- malann sürdüğünü söy- ledi. Denktaş dün, Lef- koşa'da Kardeş Ocağı'nı ziyareti sırasında gaze- tecüenn, "Rumbasmm- da, DNA testiyapdmas»- nı kabul ettiği ve mezar- lann açılmasına yanaş- madığıyönünde" haber- ier olduğunu anımsat- malan üzerine, "HSÇTT konuşuhıyor, hiçbir şev kabuletmedikdaha.Me- zarlar açılmayacaksa DNA'>ı ne >apacaklar" dedi. Denktaş. bir kayıp ai- lesiyle konuştuğunu ve ailenin "DNA testi iste- rim, kemikleri de iste- rim" dediğini belirterek u Benim düşündüğüm, bütün şeykri ahp toplu bir mezar, hepsinin is- minin yer almasL Ayn ayTineredenbulacaksm. Daha şereffl bence, daha güzeLtemsilibir şeyolur. Ama "hayır. ben iste- rmı" diyor.İstiyorsayap- üracağiz" dedi. Klerides'le Denktaş önceki gün ara bölgede- ki BM temsilcisinin ko- nutunda kayıplar konu- sunu ele almışlardı. ABD Dısisleri Bakan Yardımcısi: Irak için henüz karar alınmadı Dış Haberler Servisi -ABD Dışişlen Bakan Yardımcısı William Burns, VVashington yö- netiminin Irak'a ope- rasyon konusunda he- nüz karar almadığını ve bu konuyu Körfez Sa- vaşı'ndaki müttefikle- riyle görüşmeyi tasar- ladığını söyledi. Ortadoğu gezisi kap- samında dün Kuveyt'e giden Burns, yaptığı ba- sın toplantısında. "ABD Başkanı ve Dışişleri Ba- kam'mn, özel seçenek- lere iüskin herhangi bir karar ahnmadığuu, an- cak bütün seçeneklerin değerlendirileceğini açıkça ifade ettiklerini*' belirtti. Kuveyt'te Baş- bakan Yardımcısı Şeyh Sabah EJ-Ahmed El- Sabah ile görüşen Burns. "Ancak bu ko- nuyla UgUi olarak Ku- vejt'teki dostlanmız ve bölgedeki diğer ülkeler- le daıuşmalarda buhı- nacağız'" diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle