22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 OCAK2002PAZAR 10 PAZAR YÂZDLARI Planlanmış eğlenceler! 31 Aralık 2001 gecesi, dünyanın her yerinde olduğu gibi New York sokaklannı da özel günlerde eğlenme çabasına düşenler doldurdu. "Planlannuş Eğlenceler''in yaratabileceği hayal kınklığına düşmemek içın uygulanabilecek bir yöntem var: Zamana zihinsel alanda müdahale edip bır ya da iki gün önce çok daha ucuza eğlenmek ve yılbaşı gecesi de eğlenmeye koşulananları gozlemlemek. Gözlerüni kamera, hafızamı kaydedilen video bant yerine koyarak geri sanyorum. îşte 31 Aralık 2001 gecesi New York'ta görülen, duyulan ve hissedilenler. Manhattan'm Lower East Side bölgesinde bir Fas restoraıu, her zamankinden daha kalabalık. Kafalarda şapkalar, ağızlarda düdükler. Saat 12'ye yaklaşırken gecenin en ilginç anlanndan biri yaşanıyor. Türkçe müzik çalmaya NEW YORK ZULAL KALKAJSDELEN başlıyor. Restoranda bulunan birkaç Türk dışında kimse çalan müziğin ne olduğunun farkında değil. Bizim için oldukça ilginç. Manhattan'da, bir Fas restoranında, çok kültürlü bir ortamda yeni yıla Izel'üı şarkıları ile giriyonız. Bir dansöz ile zennenin kalabalığı göbek dansı eşliğinde eğlendirme çabası, mekân değiştirme zamanının geldiğini gösteriyor. Yeni yıla gireli henüz bir saat olmasına karşın sokaklar işi biten gerçek çam ağaçlan ile dolu. "Nerede Amerikaülann geüşmiş doğa bflinci?" dıye düşünmeden edemiyoruz. Taksi bulmak sorun ama biz şans eseri kolay buluyoruz, üstelik şoförümüz de Laz. Manhattan'm ünlü Türk dönercisi Yatağan'ın önünden geçerken, orada hesabı olduğunu, istersek gidip onun adına döner yiyebileceğimizi söylüyor. Meşhur Türk misafirperverliği bu olmah. 15 yıldırNevv York'ta yaşayan Laz şoförün kaybetmediği misafirperverlik etkileyici. Taksiden iniyoruz. Birileri sokaklarda yerlere eğilip bir şeyler yapıyor. Hemen her köşe, son moda ve şık giysiler içinde midesi bozulup çıkaranlarla dolu. Bir yılbaşı klasiği daha. Sabah saat 02.00 civannda Times Square civanndaki kalabalık dağılmış. Meşhur meydanda her yıl geleneksel olarak düzenlenen ve tüm dünyanın televizyondan izlediği görkemli gösteri, bu yıl her zamankinden kısa sürüyor. Öğlen saatlerinde trafiğe ve halka kapatıbnasuıa, 8.000 polisin meydana yığılmasına karşın terörist saldın korkusu baskın çıkıyor. Bir başka farklıhk, bu yılîd kutlamanın oldukça milliyetçi bir havada geçmesi. Hazır yeni yılı kutlarken ellere bayraklan alıp, mavi-kırmızı-beyaz renklerdeki konfetileri atmak, yeni Amerikan milliyetçiliğini doruğa çıkanyor. Henüz saat 02.30 ama Rockefeller Center'a büyük bir törenle dikilen geleneksel yılbaşı ağacının ıştklan söndürülmüş. Amerika'da niye her şey bu kadar çabuk tüketiliyor? Her zaman insan çeşidiyle bir festival görünümüne sahne olan metro daha da renkli o gece. Yüzlerinde maskeleri ve farklı kostümleriyle dans edenler ve şarkı söyleyenler. Sabaha doğru eve giderken, gecenin bittiğini, artık daha ilginç bir şey görülmeyeceğini düşünmek yanlış. Orta yaşh bir kadın, caddenin ortasında yanındaki adamı evire çevire dövüyor. New York'ta yılın ilk bebeği hangisi tartışıladursun, bana kalırsa "yıhn bir kadından dayak yiyen ilk eriieğj" o adam. Ben demiştim, planlanmış eğlenceler çok eğlenceli olmuyor. Londra yeraltında uyanıyor"Mind the gap"... Her sabah, işlerine gitmek için yollara düşen 12 milyon Londralının kulaklannda bu anons çınhyor... "Boşhığa dikkat" New York, Tokyo, Paris gibi metropollerde olduğu gibi, Londra da önce yeraltında uyanıyor Yüzyıllık metro, rahatına düşkün yuppie'lerden işsizlere, evsizlere ayırt etmeksizin, her kesünden insanı gideceği yere dağıtıyor. Hintlisinden Afrikalısına; Yahudisinden Sihine; kadınından erkeğine her tür dil, din, cinsiyet ve ırkın birbirine kanştığı metro vagonlanndan inerken yolcular sektirmeksizin "Boşluğa dikkat" uyarısını duyuyor. Her ıstasyonda yapılan anons, vagonlarla istasyonlardaki platformlar arasındaki seviye farkını hatırlatıyor. Ama kimse oralı bile değil. Metrelerce uzunluktaki yûrüyen merdivenlere ilerleyip tek sıra halinde gün ışığma yol alıyorlar. Oysa bir Istanbullu bekliyor ki herkes "Boşluğa düşmememiz, arahğa takümamanuz için yapüğın ince uyanya teşekkür ederiz, tube' (tüp)" diye bir ağızdan haykırsın ve metrolanna her an şükranlannı bildirsin. Metronun her bir santimetresine sevdalı Istanbullunun beklentisinin tersine, Londralı metrosundan şikâyetçi. Londra metrosu dünyanın en eski metrosu. 1863'te açılan metro, kendisinden sonraki 2. en eski metro girişiminin, Istanbul'daki Tünel'in aksine durmadan genişlemiş. 408 kilometre boyunca döşenmiş raylan ile en uzun metro unvanını da elinde bulunduruyor. Ancak, metro ilerlerken, eskiyen bölgelere ve sisteme dokunulmamış olmalı LONDRA BARAN UNCU ki, her 16 dakikadabir aksama oluyor. Aynca, 40 tane unutulmuş "hayakt istasyon" olduğu söyleniyor. Büfün bu eskiliğin üzerine, yoğunluk da eklenince iş içinden çüahnaz bir hal almaya başhyor. Metro yönetimine göre her saat başına 150 bin kişi metroyu kullanıyor. En işlek istasyonlardan olan Victoria'yı yılda 76 buçuk milyon yolcu ziyaret ediyor. Iş sahasının genişüğinden olsa gerek, yankesicilik yaygın. Ceplerin kanşnnhnası tehlikesi kimi duraklarda ışıklı panolarda, kimisinde 5 dakikada bir yapılan anonslarla duyuruluyor. Trenler gelirken kaçan, ortalık süt limanken ortaya çıkan fareler de cabası. 15 yıl sürecek metronun yenilenmesi ve tamir edümesi için gerekli olan miktar 13 milyar sterlin. Işçi Partisi'nin özelleştirme politikalan çerçevesinde kısmi özelleştirilmeye çahşılan metro, parti içindeki eski ve yeni kanatlann çarpışma alanı halüıe dönüşmüş. Sosyalist ve 'muhafiT îşçi Partüi Londra Belediye Başkanı Ken Lrvingstone, metronun özelleştırümesini trajedi olarak nitelerken kamu işletmeciliğinin tek yol olduğunu savunuyor. Bu olumsuzluklanna rağmen "tube" kent içindeki en hızlı ulaşun yolu. Örneğin, kentin merkezinde Queensway'den iki metro durağı öteye 5 dakikada gidilirken; aynı mesafe Londra 'nın iki katlı otobüsleriyle yarım saati buluyor. Öte yandan, metro kent kültürünün yapıtaşlarından. Bitmez tükenmez koridorlarda iş çıkışı, Bach'tan reggae'ye; darbuka sololardan deniz kabuklanyla yapılan caza her tür müzik kulağınızın pasmı alıyor. Biraz da vizyondaki filmi sayesinde olsa gerek, Harry Pötter çılgınlığını bindiğiniz her vagonda, serinin kitaplannı okuyan en az 2-3 kişiyi görünce anlıyorsunuz. Ehl-i keyf Londralının, bir cebinden portakal suyu, öbüründen bir şişe cin, bir diğerinden de bardağını çıkarttığını; hazırladığı içkisini yudumlamaya başlayıp şarkısuıı mınldandığını ve hatta yanmdaldlere de ikram ettiğini görebilirsıniz. Tüm bunlar, Londra'run yabancısı bir Istanbullunun ilk anda farkına vardığı metronun değişik tatlan. Istanbul'da da kısa mesafeli de olsa yeni yeni tanışabileceği tatlar. V » * GOREVE HAZIRIZ Görev yerimiz artık bütün Türkiye Ülkemizin uzun zamandır özlediği, beklediği değerlerin bankasını hizmetinize sunmak için; ciddiyetle dürüstlüğü, disiplinle saygınlığı, akılla gücü, birikimle inancı birleştirdik. Sümerbank'ı ve birçok şubeyi bünyemize katarak büyüdük. Kendisi milli, vizyonu global, hizmeti çağdaş bankanızı, Oyak Bank'ı yarattık. 200'e yakın şubemizle, görev yerimiz artık bütün Türkiye. Türkiye'nin pırıl pırıl insanlarını, hedefleri büyük Oyak Bank'la tantşmaya, çalışmaya davet ediyoruz. Oyak Bank'la Türkiye'ye yeni bir güven geliyor. Oyak Bank yeni bir döneme damgasını vuruyor. )OYAK kuruluşudur. www.oyakbank.com.tr Kozmetik ve hoş geldin Euro 21. yüzyılın ilk senesinin son saatleri, Paris piyasasına ilk Euro'lar bir bir düşmeye başlıyorlar, elimde kalan son birkaç franka elveda diyor ve ilk Euro'mu kavnyorum. Kokûsu yeai bir kitap kıvamında, cepten cebe, elden ele dolaştıkça para gibi kokmaya başlar nasıl olsa. Euro daha birkaç günlük ve elimde ve biıkaç dakika sonra elimden çıkacak ve başka Euro'lar elime geçecek. Ama belki ilk kavradığım Euro hayatım boyunca bir daha benim elime değmeyecek.Tonlarca kâğıt parçası imha edilip yerine bir o kadar kâğıt parçası konuluyor. Adı para, soyadı Avrupa. Dogum yeri Paris, Berlin, Atina... Savaşan Avrupa korkusuna son vennek ve dolara karşı tek ve güçlü bir para birimi oluşturmak hayali ile ba-iayan Euro macerasının gerçekJeşme anını Paris'te yajiyorum. Aklıma Fransız filozof AMn Badiou nun geçenlerde dile geardiği bir konu geliyor. Badiou'ya göre dünyada sadece kozmetik ürûnlerine harcanan para ile bir Afrika ülkesi kalkındırılabilir. Di.elim ki 31 Aralık sabahı milyonlarca Fransız, franklannı kozmetiğe harcadı, sadece ellerindeki rranklar bitsin diye. Aym gece artık frankları yoktu, ama şişelerce parftim ve makyaj takımlanna sahiptiler. Düşündüler mi ki bu litrelerce parrume harcanan para bir Afrika ülkesini kalkındırabilirdi? Oparalar yakılacak yahut dönüştürülecek, parfümler ise sürülecek ve uçuculuk derecelerine göre litre litre hava cıva olacaklar. PARİS Afrikalılar, Afrika'da kaldıklan müddetçe ne uçan litrelerden, ne _ _ ^ _ _ _ _ ^ _ _ _ yakılan paralardan nasiplerini alacaklar. Ama Afrikalılann neredeyse yansı zaten Paris'te. Onlar da parfum ahyorlar, onlar da Euro'ya geçti. Champs-Elysees'de onlar da en az Fransızlar kadar mevcut. Afrika kökenlilerin yine de Fransız beyazlara oranla Euro harcamalan daha az olacağa benziyor. Genelde gelir düzeyi yüksek işlerde çahşmıyor Airikalılar. Afrika SİNAN EVCAN kökenliler ünlü butiklerin, parfum mağazalarının kapılannda bodyguard'lık yapıyorlar. Ülkelerini kurtarabilecek kozmetikleri Afrikalılar koruyor. Yılbaşı ve Euro'başı gecesinin ilginç notlanndan bir tanesi de Afrikalılann Afrikalıya yaptığını insan düşmanına yapmaz dedirtecek cinsten. Ünlü bir gece kulübü olan Scala'ya gidiyoruz. Kapıdaki bodyguard Afrikalı, ama her nedense siyahi vatandaşlara, beyazlardan daha bir hiddetli davranıyor. Biz içeri girerken Kuzey Afrikalı birkaç Arap'ı dışan atıyordu. Bazılanna göre sebep bu renkleri koyu arkadaşlann Batılı gibi eğlenmeyi bilmemeleri.Paris Batılı gibi eğlenme kalıplannı Batılı gibi öğrenmiş, Batılı Afrikalı bodyguard'lann kozmetik koruyuculuğunda yeni yılı ve Euro'yu piyasalanna buyur ediyor. Bertolt Brecht'in "Soyulan bir bankanın, yeni açılan bir bankadan farkı nedir td?" sözleri sanki bu ortama tam olarak denk düşüyor. Parfümler artık Euro için üretilecek, Euro'lar yine parfümler için. Savaş başka yerde Indiana eyalefinin başkenti Indianapoüs öyle pek geçiyordum uğradım, denilecek şehirlerden değildir. Amerika'nın orta batısı... Tıpkı oralann karakışı gibi sıkı gerekçeleriniz olmahdır orada olmak için. Peki ben bu kışta Jayamette ve savaş halinde Amerikan'ın orta yerinde ne anyorum? Eli Lilly ilaç fırmasının osteoporoz hastalığı için geliştirdiği iki yeni ilacın tamtnn toplantılanna kafıhnak için ordayım. Eli Lilly Amerika'nın en güçlü ilaç firmalanndan birisi ve en bilinen ürünü de mutluluk hapı olarak tarunan prozac! Amerikan iç savaş gazisi Albay Eli Lilly tarafindan 1876'da Indianapoüs'te kurulan bu köklü ilaç firması, bugün özellikle bilimsel araşnrmalara verdiği 5 milyar dolan aşan destekle sektördeki saygın yerini koruyor. Biliyorsunuz, Amerikan iç savaşından dönen albaylarda müthiş bir girişimci ruh vardı ki bunun bir diğer örneği de artık içimizden biri olan Kentucky'li tavukçu albaydır. Toplantıda dünyamn hemen her ülkesinden katılımcı olmasına karşm bir çift kara ve mavi göz sevecenlikle buluşuyor; Türk ve Çek. Ikimiz de yol yorgunuyuz aslında, sürekli kahve içerek ayılmaya çalışıyoruz. Her şeye rağmen akşamki partiye katıknak için hevesliyiz. Havaalanlanndan başlayarak her gittiğimiz yerde didik didik aranmaktan, kulaklanmızın duymaktan artık tepki vermediği güvenhk sözcüğünden kurtuhnak için şöyle ayakh mikrofonlara baladlann üflendiği, içkilerin su gibi aktığıklasik INDIANAPOLIS ŞANŞES TÜZÜN bir Amerikan partisine gerçekten ihtiyacımız vardı. Amerikalılar parti işinde — — • — • ^ — — ^ — gerçekten iyiydi. Olga Pavelka, "Buraya gefaneden önce annem endişeBJ'dü" diyor, mavi gözleri Prag'da kabnış gibi. "Benirn annem de endişeüydL-" diyorum. Birden herkes Amerika'ya gidecekler için endişeli anneler döneminin başladığım fark ediyor. Endişelenme anne! Yüreğinin orta yerinden tank geçen analann kızlanna vız gelir Amerikan savaşlan... Kunderaolsa derdi ki şündi: Savaş başka yerde... Birden Olga'nın anası boy atıyor hayalimde; iriyan, kanlı canlı bir Çek kaduıı; Prag bahannda yeşermişti döl yatağı, bir kız çocuğu oldu adı Olga; tam da 33'ünde, dans ediyor şimdi Amerika'nın orta yerinde! Ne Çek ne Türk analan endişelenmeyin; bizim gibi tank tozu yutmuş veletlere vız gehr Amerika'nın savaş panayırlan... Birden kendimi tutamayıp "Harikasın Czech RepubBc!" diyorum. Nedense adını değil, ülkesini haykınyorum. Çünkü o, bedenİerin ülkeleriyle bütünleştiği anlardan biri... Böyle çokuluslu partilerde ülkeler bedenleri aşar. Işte önümde kıvrüıp bükülen o beden artık Pavelka 'nın değil, Czech Republic'in ta kendisi! 60'lı yıllann şarkılanyla dans ediyor kan ter içinde! Endişelenme anne; biz Amerika'dayız ama, savaş başka yerde... Bu arada parti devam ediyor. Sahnede Beach Boys yırtuurcasına Y.M.C.A'i söylüyor. Şimdi parti zamanı, artık ne endişeli anneler, ne de girişimci albaylar var! Yalnızca içki ve dans... [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle