Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 EYLÛL 2001 SALJ
SAVAŞ KORKUSU
CiıeSttojjoıfcSinus 'ayorum yapan Gordon 'agöre terörü beslemenin bedeliağır olacak:
ABDgözdağı verecekÇeviri Servisi - ABD Başkanı
GeorgeW. Bush ve kurmayları ge-
çen salı ülkeyi sarsarak binlerce
kişinin ölümüne neden olan inti-
har saldınlanna "yanıt vermeyi"
planlarken öncelikli hedef olarak
Afganistan'daki Taleban yöneti-
mini gösteriyorlar. ABD'nin yıl-
lardır başma ödül koyduğu Usame
bin Ladin'i sakladığına inandık-
lan Afganistan'ın Suudi kökenli
teröristi teslim etmemesi halinde
bu ülkeye geniş çaplı bir askeri
saldın düzenlemekten kaçınma-
yacaklannı ifade ediyorlar.
New York Times gazetesi için
yeni savaşı ve boyutunu inceleyen
askeri uzman Michaei Gordon'a
göre Taleban 'ı teröre verdiği des-
tek için cezalandırmayı ve Afga-
• Askeri uzman Gordon'a göre ABD teröristlerin ağını yok etmek istiyor. Ancak,
teröristlerin bulunması zor olduğu için, özellikle onlan koruyan hükümetlerin
üzerinde duruluyor. Yazıda, Bush yönetimi teröre destek çıkanlar listesindeki bütün
ülkelere -îran, Irak, Suriye, Sudan, Libya, Küba ve Kuzey Kore- saldırmayı
planlamadığına dikkat çekiliyor.
nistan'daki kontrolünü sarsmayı
hedefleyen ABD, sadece ülkede-
ki terorizm ağını yok etmek iste-
miyor, aynı zamanda ABD'nin
düşmanlannı besleyen başka ül-
kelere de bunun bedelinin ağır ol-
duğunu göstererek gözdağı ver-
meyi amaçlıyor. Yayımlanan ana-
lize göre ABD'nin seçeneklerin-
den biri Taleban'ın düşmanı olan
ülkedeki muhalif gruplarla aynı
safta yer alarak Afganistan'daki si-
vil savaşa müdahale etmek. Bunu
yaparken de başta Pakistan olmak
üzere Taleban ve Usame bin La-
din'e maddi destek verenlerin
musluklannı kapatmalan konu-
sunda baskı yapmak.
Kara harekâtı
Amerikan istihbaratınm verile-
ri bomba saldınsı bekleyen Tale-
ban ve Bin Ladin'in adamlan Af-
ganistan'daki ûslerini boşalttığını
gösteriyor. Gordon, kara harekâ-
tıyla Sovyetlerin yaptığı gibi bin-
lerce askerle işgal yoluna gidilme-
sinin ise ABD'nin îslam dünya-
sının büyük bölümüyle ters düş-
mesine neden olacağını savunu-
yor. Yazıya göre, yönetim, hava ve
kara kuvvetlerini birlikte kullana-
cağı bir plan düşünüyor.
Ancak, Amerikan üslerinden
uzak olan Afganistan'a böyle bü-
yük bir saldın öncesinde Penta-
gon'un kuvvetlerini yerleştirmek
için zamana gereksinimi var. Bush
%£ THE INPEPENDENT
Belirsiz bir
çaüşmaya
gîdiyoruz
• Amerikalılann öfkesi anlaşılır.
Ancak liderlerinin kullandıklan sözler,
öfkeden çok daha iddialı. Geleceğe
ilişkin korkuysa, yaşanan büyük acıyı
daha da arttınyor.
Dış Haberler Servisi - Hiç kimse terörist
saldırılann ardından ABD'den gelen dehşet
dolu öyküler, kahramanlık, fedakârlık
öyküleri karşısında kayıtsız kalamaz.
Kaçınlan uçaktan cep telefonuyla kansını
arayıp teröristlerle mücadele edeceğini
söyleyen yolcu, ölümle yüz yüze gelen
insanlann cesaretlerinin, aşk, şefkat ve
arkadaşlık duygulannın en iyi
göstergeleriydi. Geleceğe ilişkin korkuysa,
yaşanan büyük acıyı daha da arttınyor.
Afganistan ve Irak en olası hedefler olarak
görülseler de şimdiye kadar tam olarak
tanımlanamayan bir düşmana karşı sonu
belirsiz bir çahşmaya sürüklendiğimiz hissine
kapıhyoruz. Amerikalılann öfkesi anlaşılır.
Ancak liderlerinin kullandıklan sözler,
öfkeden çok daha iddialı. Birçok
Amerikalmın sadece öfkelerini değil acılannı
da anlatmalan, bana 20 yıl önce ABD'ye ilk
ziyaretimde yaptığım görüşmeleri
anımsatıyor. Ülkeyi gezerken, Tahran'daki
ABD Büyükelçiliği'nde tutulan rehinelerin
yakınlanyla yaptığım röportajlarda tekrar
tekrar karşılaştığım şu gerçek nefesimi
kesmişti: Dış dünyaya karşı cehalet. Bir ABD
denizcisinin babası, oğlu hakkında
konuşurken. "İranhlar bunu benim afleme
neden yapülar? Biz onlara dünyadaki en iyi
tekfon sistemini vernüştik" diyordu.
Hoşgörüsüz rejimler
Kendisine, ABD'nin, karşıtlannı öldüren ve
de işkence yapan Şah'ı desteklemesi
hakkında ne bildiğini sorduğumda, Ortadoğu
veya kendi hükümetinin buradaki rolü
hakkında hiçbir şey biknediği ortaya
çıkmıştı. Orta sınıf insanlar, (buna,
gelişmekte olan ülkelerde rastlayabileceğiniz
türden yoksulluk içinde yaşayan milyonlarca
beyazı, siyahı ve Hispanikleri dahil
etmiyorum) zengin kentlerde yaşıyorlar.
Banşa, hukuka ve demokrasiye olan
inançlan, ditıi inançlan kadar samimi.
Hoşgörüsüz rejimlerle dolu dünyada, bu
kişiler kendilerini özgürlüğün ışığı olarak
görüyorlar. Başkan George W. Bush bu
yüzden geçen hafta özgürlüğün kendisinin
saldınya ugradığını söylemişti.
Birçok Filistiniinin, Şililınin, Guetemalalının,
Ruandalınm ve Endonezyalının -bu liste
uzayıp gidebilir- onlarca yıldır yaşadığı işgal,
işkence, sürgün ve iç savaşın. bu ülkelerdeki
ölüm mangalannın altında, ABD'nin
acımasız bir biçimde kendi askeri ve
ekonomik çıkarlarmm peşinden gitmesi
yatıyor. Geçen hafta yaşanan korkunç
olaylardan sonra tüm bunlan yazmak hiç
kolay değil. Ancak terörist saldınlann
ardında yatan nedenleri anlamak, onlann
yaptıklanna gerekçe göstermek değüdir.
Ingiliz hükümetinin, îrlanda kaynakh
terorizmin askeri değil siyasi bir sorun
olduğunu görmesi gibi, ABD'nin de
güvenliğini sağlamak için terörün nedenlerini
gündeme getirmesi gerekir. Ancak ABD
yönetiminin bunu yaptığına dair fazla bir
kanıt yok. Bu yüzden de NATO'nun
Başkan'a verdiği destek ahlaki açıdan
yanlıştır. Eğer özgûrlük ve demokrasinin
uzun vadede savunulması gerekiyorsa, bu
sadece hukukla olabilir. Suçlulan yakalayın,
evet ama bir de kanunlarla yargılamayı
deneyin. Onlan, misillemelerle öldünneyin.
HÜZÜN BİTMEDİ Amerika'va yapılan terörist saldınnın üzerinden bir hafta geçti. Olayın etkisi ül-
keler arasında sürüyor. Ama bu yakmlannı kaybeden insanlann acısını dindirmiyor. (REUTERS)
yönetimi ise böyle bir saldınnın
dünya kamuoyunun yaşadığı şok
ve ölenlere üzüntüsünün dorukta
olduğu zaman, kısaca sıcağı sıca-
ğma yapıhnasının siyasi anlamda
işlerini kolaylaştıracağının da bi-
lincinde. Gordon'a göre ABD'nin
ne yapmak istediği belli. Terörist-
lerin ağını yok etmek istiyor. An-
cak, teröristlerin bulunması zor ol-
duğu için ABD, özellikle onlan
koruyan hükümetlerin üzerinde
duruyor.
Gordon bu teze kanıt olarak da
Başkan Yardımcısı Dick Che-
ney'nin şu sözlerine yer veriyor:
"Usame bin Ladin'in şu anda
Afganistan'da olduğundan bile
emin değiliz. Tcröristleri bulmak
zor olabilir, ancak onlan koruyan
hükümetleri bulmak çok kolay."
Savunma Bakanı Donald Rums-
feld ise teröristlerin savaş açılacak
ordulan ve kaybetmekten korka-
caklan değerli varlıklanrun bulun-
duğu başkentleri olmadığmı söy-
lüyor. Gordon, Afganistan gibi
yoksul bir ülkede bu tür fazla de-
ğerli varlığın bulunmadığım, an-
cak, her şeye rağmen, ülkede he-
def yapılacak üsler, emniyet birim-
lerinin merkezlerinin olduğuna
dikkat çekiyor.
'Düşmammın düşmanı'
Yazıda, Bush yönetimi teröre
destek çıkanlar listesindeki bütün
ülkelere -Iran,Irak, Suriye, Sudan,
Libya, Küba ve Kuzey Kore- sal-
dırmayı planlamadığına, Che-
ney'nın Irak'ınsaldınlarlabiriliş-
kisi olduğuna yönelik işaret ol-
madığını açıkladığına da dikkat
çekiliyor.
Bazı yetkililerin Taleban'ın
düşmanı olan Iran ile "Düşmanı-
mın düşmanı benim dostumdur"
ilkesiyle işbirliği yapmaktan çe-
kinmeyeceklerini söyledüderi ha-
rırlatıhyor.
Gordon, sonuç olarak, Bush yö-
netiminin birkaç hava saldınsıyla
dünyaya yayılmış bir terör ağının
sonunun getirilemeyeceğini bildi-
ğini ve yıllarca sürecek bir savaş-
tan bahsedildiğini vurguluyor.
Ve Cheney'nin, "Sanıyorum bu
ABD'nin yakın gelecekte uzun sü-
re karşı karşıya olacağı bir savaşın
başlangtcı" sözlerini bu görüşe ka-
mt olarak gösteriyor.
Yunanistan, Ankara'nmjeostratejik öneminin artmasından korkuyor
Tiirkîye'nîn yeni rolü
• ABD'nin Ortadoğu ve
Afganistan'da suçlulan
araması ve gün ışığına
çıkan savaş senaryolan,
Türkiye'nin soğuk savaş
sırasuıdaki güçlü
konumunun yine ön plana
çıkmasına yol açacak.
NİKOSMELETtS-
ABD'ye karşı yapılan saldın-
nın meydana getirdiği yeni koşul-
larve Washington' ın ''teröre kar-
şı savaşın" başını çekme karan,
Atına'da kaygılar doğmasına yol
açıyor. Atina gerek bölgede doğa-
cak yeni dengelerden gerekse de
Türkiye'ninjeostratejik öneminin
artmasından kaygı duyuyor.
ABD'nin Ortadoğu ve Afga-
nistan'da suçlulan aranıası ve gün
ışığına çıkan savaş senaryolan,
Türkiye'nin soğuk savaş sırasuı-
daki güçlü konumunun yine ön
plana çıkmasına yol açacak. So-
ğuk savaş döneminde Batı için
Türkiye, Varşova Paktı'na karşı
güçlü bir müttefik iken bugün îs-
lam köktendinciliğine bağlı olan
uluslararası teröre karşı güçlü bir
müttefik sayılmaktadır.
Teröre çanak tutmakta suçlanan
5 ülkeden üçünün (Iran, Irak, Su-
riye, Sudan ve Libya) Türkiye ile
sınırlannın olması, aynca NATO
içinde Afganistan'a en yakın ül-
kenin Türkiye'nin olması nede-
niyle ABD'nin uluslararası terö-
re karşı büyük darbe indirmesi
yolunda hazırladığı planlarda ba-
şanh olması için Türkiye'nin yar-
dımına büyük ihtiyacı olacakur.
Tabii ki bu gelişmeler Yunanis-
tan'ın dış politıka planlannı da et-
kilemektedir. Gerçi bu aşamada
The Economist dergisinden alınmışür.
ABD'nin hazırlamakta olduğu
yeni güvenlik sisteminin ne oldu-
ğu bilınmiyor, ancak Atina'daki
yetkililer Yunan dış politikasuu
her halükârda etkileyeceğini dü-
şünüyorlar.
Biryandan Türkiye'ninjeostra-
tejik öneminin artması, diğer yan-
dan güvenlik konusunda NA-
TO'nun ABD'nin önüne geçme-
si, Türk-Yunan üişkilerinı ve Kıb-
ns konusunu AB-Türkiye sorunu
haline getirmek isteyen Yunanis-
tan'ın işini zorlaşuracaktır kuşku-
suz. Yunanistan, Helsinki AB zir-
vesinde AB-Türkiye ilişkilerinin
gelişmesinin Kıbns konusuna
bağlamasını ve Türkiye'nin
Ege'deki taleplerinden vazgeçme-
sini başarmıştı.
Türkiye bu gelişmelerden son-
ra kendisinı köşeye sıkışmış bul-
du. Çünkü Türkiye gerek Türk-
Yunan ilişkileri ve gerekse Kıbns,
insan haklan ve azınlık haklan
konulannda adımlar atması için
yoğun baskı altına alınmıştı.
Şimdi Türkiye'nin ABD'nin en
önemli müttefıki konumuna gel-
mesi, kuşkusuz Türkiye'ye yöne-
lik baskılann azalmasına ve AB-
Türkiye yakınlaşmasına kötü
gözle bakan askeri-siyasi yöneti-
min daha da güçlenmesine yol
açacaktır. Aynca ABD'nin başla-
tacağı "cihafta NATO'nun bö-
lünmez bir cephe olması zorunlu-
luğu olduğundan, ABD'nin (NA-
TO'nun olası operasyonlarda da-
ha başanlı olması amacıyla) Ege
ve Kıbns konulannda uygulaya-
cağı politikayı yeniden gözden
geçirmesine yol açacaktır.
Öte yandan şu anda tarihınde
en büyük ekonomik bunalımı ya-
şayan Türkiye kaderine bırakıla-
maz. Bu da son gelişmelerden
sonra artık Türkiye'nin çok daha
kolay bir şekilde uluslararası eko-
nomik kurumlardan kredıler ala-
bıleceği anlamına gelıyor.
Meydana gelen bu yeni koşul-
larla Türkiye, ABD'nın en sadık
müttefiki olduğunu gösterme fir-
satını elde edecektir. Öte yandan
Türkiye'nin NATO üyesi ve
AB'ye aday ülke olan tek Müslü-
man ülke olması, Arap ülkeleriy-
le ilişkilerinin iyi olması ve Islam
Konferansı'nın bir üyesi olması,
ABD'nin Türkiye'ye önem ver-
mesi için ek bir unsur teşkil edi-
yor. Ancak bütün bunlara rağmen
ABD'nin başlatacağı "cihafta
Türkiye'nin yeni rolünün yalnız-
ca olumlu taraflan yoktur. Mese-
la Türkiye ile Irak arasında son
dönemde ticari ilişkilerin geliş-
mesi yönünde büyük çabalar har-
candığından, Türk yetkililer Irak'ı
bombalama gibi birtalimatla kar-
şı karşıya kalmaktan kaygı duyu-
yorlardır.
Aynca ABD'nin planladığı sa-
vaş tamamen bir dın savaşına dö-
nüşürse, Türkiye. tüm Arap dün-
yasını karşısına alacaktır. Meyda-
na gelen yeni koşullar çerçevesin-
de NATO'nun güvenlik rolünün
ön plana çıkması, AB savunması
planlannı güçsüz bir hale soku-
yor ve aynca AB'nin itibannı da
sarsıyor. Bu da Yunanistan için
olumsuz bir gelişme sayılır. Çün-
kü NATO'da Türkiye'nin veto
kullanma hakkı vardır, oysa Yuna-
nistan AB'de veto hakkına sahip-
tir. Türkiye AB'ye aday ülke ol-
duğundan böyle bir hakka sahıp
değüdir.
Yunanlı yetkililer, ABD'ye ya-
pılan terör saldınsının sorumlu-
lannın kısa zamanda bulunmala-
nnı, cezalandınlmalannı ve ola-
yın kısa zamanda kapanmasını te-
menni etmektedırler. Bu şekilde
yapılan uzun vadelı planlann et-
kilenmeyeceğine inanıyorlar. An-
cak aynı çevreler, Yunan çıkarla-
n açısından zor bir dönemde bu-
lunduğumuzu da kabul ediyorlar.
•Ethnos gazetesiyazart
SALI
ORHAN BURSALI
Ganimet Beklentisi
Türkiye'nin beynini ve organlannı kansergibi tutan kj-
sa yoldan köşeyi dönme düşüncesi ve merakı, şimdi,
yanı başımızda yeni bir savaşın büyük alanlan tırtuştur-
ma olasılığının ortaya çıkmasıyla, iyice ve yeniden
gün ışjğına çıktı.
"Yann bugün olmayacak", "Yine kaçtnyomz" ve "Ye-
ni bir dünya kuruluyor" sloganlanyla, bu doğan yeni fır-
sattan Türkiye'nin yarartanmas), öncü konumayükseJ-
mesi, böylece ekonomik getirilere ulaşması ve köşeyi
dönmesi düşüncesi işleniyor...
Yani, savaşıyoruz, galipler arasında oluyoruz ve ga-
nimet payiaşımına da ortak oluyoruz...
Bu, köşeyi kısa yoldan dönme düşüncesinin nasıl
kemiklerimize kadar işlediğinin çok tipik bir ömeği...
Üreterek, yeni bir ekonomik ve siyasal yönetim kav-
ramıyla Türkiye'nin yükselebıleceğine, derienip topar-
lanabileceğine ilişkin plansızlığın, düşüncesizliğin ve
inançsızlığın tipik bir ömeği...
Acaba, öyle mi?
Yani kurulan savaş borsası'nda, risk alıp oynarsak,
mityarder olup köşeyi mi döneceğiz?
Evet diyor, bazı köşe yazan "stratejistler...
Ve bu yeni dönemde, savaşta Türkiye'ye önderlik
edecek siyasal lideıiiğin eksıktiğini vurguluyorlar... Ba-
zılan, gel de Özal'ı arama, demeye vardınyor...
Bu liderlik de tamam olsa, Türkiye, kredibilitesi ve
saygınlığı tepede, modem bir ülke olacak!
•••
Bunlann hepsi muğlak sözler ve düşünceler. Ortada
bölüşülecek mal nedir?
Somut konuşalım...
Türkiye savaşa girerse, hatta en önde girerse, öme-
ğin nereden 100 milyar dolar Merkez Bankası kasası-
na akacak, ekonomi nasıl düzlüğe çıkacak ve üreten
bir ülke olacak?
Şomut düşünelim...
Üçüncü Dünya Savaşı mı gündemde ve sonunda ye-
ni bir bölüşüm mü olacak?
Amenka'nın savaş kavramının içeriği, cephesi nedir?
Amerika bütün bölgeye karşı topyekûn bir savaşı gö-
ze mi aldı?
Amerika, zor bir coğrafyaya sahip ve gerilla savaşn
na alışmış Afganistan'da. büyük kayıplar vereceği çok
açık olan kara savaşını göze alabilır mi?
Yoksa, bölgede atom bombası veya ona yakın silah-
lar kullanmayı mı düşünüyor?
Afganistan'ın yanı sıra, ömeğin Iran da, Irak da.. ya-
pılan yeniden düzenlenecek ülkeler arasında mı?
Savaşın cephesi, hedefleri nedir?
Bu savaş sonunda, köşeyi dönmek için örneğin
Türkiye'nin ganimetine bazı petrol kuyulan mı düşe-
cek?
Yoksa, Amerikan Kongresi, Başkanlan Bush a ver-
diği 40 milyar dolar gibi, Türkiye'ye de bir 40 veya 100
milyarlık açık çek mi verecek?
Savaş üzenne düşünce üretenler, lütfen bu konulara
açıklık getirsinler, ki millet takkesini önüne koyup dü-
şünsün!...
Yoksa, hayal taciriiği ile varacağımız yer, Özal'ın Kör-
fez Savaşı taciriiğinin sonudur.
Orada, en az 50 milyar dolartık bir zenginlik kaybet-
miş ve azmış bir terör kazanmıştık!
• • •
Bu savaş, öncelikleABD'nin ve yanı sıra Ingittere'nin
savaşıdır.
Karşı terörün bu noktalara tırmanmasında, öncelikle
bölgedeki egemeç polıtikalar sorumludur.
ABD'nin, Afganistan'ın ötesınde, varsa eğer, bölge-
yi yeniden düzenleme planlanna kimse kayrtstz şartsız
destek veremez...
Herkes, bu egemen güçlerin nihai planlannı tam gö-
recek, amaçlannı tam bilecek ve ona göre tavır alacak-
tır.
Burada, ulusal çıkartar birinci plandadır.
Türkıye'yi daha da zayıflatacak ve ülke halkını daha
da yoksullaştıracak bir gınşimde yer alamayız.
Türkiye, cephesi büyük bir olaya, ancak, sorumluluk-
lan çerçevesınde, onlan da mınimalize ederek, zorun-
lu olarak katılabılir.
Savaşla da köktendinciliğe mutlaka büyük darbe vu-
rulabilir, ancak kökünün kazınabileceğini sanmak saf-
dilliktir.
Köktendinciliği yok edecek olan,
• Ortadoğu sorununun hakkaniyetle çözülmesidir;
• En ilkel düşünceleri ve dolayısıyla köktendinciliği
besleyen büyük düşmanlıklann yok edilmesidir;
• Modern uretim ilişkilerinin egemen olmasıdır;
• Ülkelerin modemleşmesine ve kalkınmasına ciddi
yardımlar ve katkılar, dayanışmadır;
• Ve ülke nüfuslannın okullaşma oranlannın yüzde,
1-2'lerden 10'lara doğru yükselmesidir...
• • •
Hayal taciriiğini bırakalım, somut düşünelim ve ger-
çeklerie yüzleşelim!
obursali@bilimmerkezi.org.tr
Alman basını
Hııkıık devleti ve
ABD tarbşmaları
FRANKFURT
(Cumhuriyet Bürosu) -
Alman basını, saldınla-
nn ardından yayımladı-
ğı yorumlarda, soğuk-
kanlı ve iyi düşünülmüş
tepkilerle hareket edil-
mesi yönünde görüşlere
yer verdi. Merkez ve sol
liberal eğilünli basın ya-
yın organlan, hukuk
devleti ilkelerine sahip
çıkıhnası gerektiğini
vurguladılar.
Muhafazakâr gazete-
lerden "Die VVelt", "Sı-
nırh Dayauşma" başh-
ğı altında yayımladığı
bir yorumda, Ahnan-
ya'nın ABD'ye muhte-
mel bir savaş desteğinin
sınırsız olup olamayaca-
ğının tartışıldığını ve ge-
rek koalisyonda gerekse
koalısyonu oluşturan
Sosyal Demokrat Parti
ve Yeşiller'de farklı gö-
rüşlerin bulunduğunu
anımsattı. Gazete, Cum-
hurbaşkanı Johannes
Rau'nun "Amerika yal-
nız kalmayacakür" di-
yerek Almanya'nın ge-
nel tutumunu ortaya
koyduğunu belirtti.
Süddeutsche Zeitung,
Peter Münch imzalı yo-
rumunda, terörün yeni
bir boyuta nrmandığının
altını çizerek, terörün
bir amaç haline geldiği-
ni belirtti.
Liberal sol eğilimli
Frankfurter Rundschau,
"Çeresizlerin Süahı"
başlıkh ve Astrid Höbc-
her imzah başyazısında,
siyaset adamlannın üst
üste yaptklan açıklama-
larda yaratılan ortamuı
endişelere neden olabi-
leceğine dikkat çekti:
Terör eylemleri, ko-
nuşulmanuş hiçbir şey
vehiç kimse bırakmıjür.
Ancak hukuld dönüşü-
mün bir düzenleyici yö-
nethne gereksinimi var.
Cnlü Alman Sosyal De-
mokraüCarlo Schmidt,
bir Tamanlar, uluslara-
rası hukuku, 'tam çare-
sizlerin yegâne etkili si-
lahı' olaraktanımlamış-
ü.Bu silahın' kullanma
kılavuzu kesinlikk geri-
de kalan tek dünya gü-
cünün efande buhınma-
mabdır, buna izin verile-
mez".