23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EYLÜL 2001 SALI CUMHURİYET SAYFA 17 Konu doğnu SOPU yanlış A.çık Öğretim Fakültesi sınavındaki ikinci cumhuriyetçilerie ilgili şoru üzerine Anadolu Öniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ihsan Güneş'le konuştuk... Dekan Oüneş, Atatürk ilke ve devrimlerinin işlendiği dersin 1 ünitelerinden birinde Atatürkçülüğe •carşı eleştirilerin ve bu eleştirilere yanrtlannın işlendiğini belirterek, öğrencilere sınavda ikinci cumhuriyetçilerle ilgili böyle bir soru sorulmasına Oniversitedeki "ikinci cunnhuriyetçiler"in karşı çıktığını anlattı... Biz de ikinci cumhuriyetçilerin maskesinin indirilmesini fc>enimsemekle birlikte sorunun kurgusundaki yanlışı anlatmaya calıştık... Sorunun girişinde ikinci cumhuriyetçilerin Türk Devrimini bir bütün olarak reddettikleri saptaması yapıldığına göre "devrimlerin bir kısmını benimsemiş olmalan" şıkkının doğru yanıt sayılamayacağını bildirdik... Tefc 0.212.512 0505 Fata: 0.21Z51244 9?Baktronik posta: derüzsom^mhuriyet.corn.tr - CIA'ya öldürme yetkisi isteniyormuş... "Bugüne kadarkiterde vetkisiz mivdir aşadığı büyük terörden sonra Amerikan yönetiminin işbiriiği yaptığı "Müslüman" ör- gütlerden söz ederken Merve Kavakçı nın babası Teksas Imamı Yusuf Ziya Kavak- çı'nın şura üyesi olduğu Kuzey Amerika Islam Ce- maati'nde (ISNA) bir aynntıyı gözardı etmtşiz... Eksiğimizi Ankara'daki dostumuz Veli Yıldınm tamamlıyor: "Amerika'da terör kurbanlarını anmak için yapı- lan katedral töreninde güya Müslümanları temsilen kürsüye çıkarılan kişi Muzammil Sıddıki'dir. Ka- tedralde eski ve yeni ABD Başkanlarının ve eşleri- nin hemen yanında yer alan bu kişi ISNA'nın baş- kanıdır. Oysa ISNA yalnızca bir cemaatin örgütüdür. Amerikan devleti ile Amerika'daki Müslümanların ilişkilerini kısa adı CAIR olan Amerikan Islam llişki- leri Konseyi yürütür. Fakat CAIR, Filistin Islami Bir- liği IAP içindeki HAMAS yöneticileri tarafından ku- Boyut rulduğu için Amerika böyle bir günde onlan öne çı- karmadı, ISNA'yı kullandı. ISNA Başkanı Muzammil Sıddıki, Harvard'ta eği- tim almış Hint asıllı bir Amerikalıdır. Katedraldekitö- renden sonraTürkiye'deki bir televizyondan da bü- yük övgüleryagdınlan Sıddıki'nin örgütü ISNA'yı ya- kından tanımakta yarar vardır. Merve Kavakçı olayını bahane ederekAmerika'dan Türkiye'ye en ağır saldınlan yapan Islami örgütlerin başında ISNA ve CAIR gelmektedir. ISNA'nın web sayfasında Atatürk'ün Müslüman köylerinde katliam yaptığına kadar en asılsız iddi- alar yer almaktadır. Necmettin Erbakan'aTürkiye'ye 'Islami demok- rasi'yi tattırdığı için 1998'de onur ödülü veren örgüt ISNA'dir. Erbakan'ı bu yıl, 30 Ağustos gibi Türkiye için tarihi bir günde VVashington'a davet ederek Ge- orgetovvn Üniversitesi'ne bağlı ve kısa adı CMCU olan Hıristiyan Müslüman Anlayış Merkezi'nde kon- ferans verdiren de ISNA'dır. Bu konferansta 'Erba- kan bizim başkomutanımızdır' diyen ise Merve Ka- vakçt'dır. ISNA'nın CMCU ile olan ilişkisi de önemlidir. Çün- kü CMCU eski HAMAS üyelerinin kurduğu UASR ile birlikte Nisan 2000'de düzenlediği toplantıdaClA'nın eski istasyon şefi Fuller 1 !, Müslüman olup Türki- ye'ye yerteşen Alman büyükelçi Murad Hoffman'ı bizim 'liberaP akademisyenlerle aynı masaya oturt- muş bu yıl da Fethullah Güten için özel bir konfe- rans düzenlemiştir. CMCU'nun Aralık 1999'da Iran'ın dini merkezi Kum kentindeki Humeyni Enstitüsü temsilcileriy- le gizli bir toplantı yaptığı da dikkate alınırsa ortaya çıkan tablonun boyutu daha iyi anlaşılacaktır." SESSÎZ SEDASIZ (!) H fflffffffg EXSO3RS ^ • : - > . : ; » « ••.Ş^SŞ: NVRÎKURTCEBE -' • • • '',•: •'* ' . Z i S ^ ^ H Yüksek Yerillm Hatta •rdirvcutku(ayahoo.com Yargı reformu şart abı: Eski köye yeni ADALET! Vakrt Guraba'da namaz kılmak Istanbul'da uzun yıllardır şehatçı kuşatma altında olduğu için Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden SSK'ye dev- redilen Guraba Hastanesi'nin bahçe- sinde başlannda yeşil takkeleıie 10 yaşlannda iki çocuk... Dışandan geliyoriar... öğle saatleri... Arkalannda babalan... Hastanenin mescidinenamazkılma- ya gidiyorlarmış... Hastanenin hemen yanıbaşındaki Bezmi ÂlemValide Sultan Camisi du- rurken neden camide değil de hasta- nenin içindeki mescitte namaz kılmak istedikleri sorulunca, uzun sakalıyla bir adam daha peydahlanıp dikleniyor: "Ben sizin ne demek istediğinizi an- lıyorum!" Sonra adam bütün cehaletiyle du- rup "din dersi" vermeye başlıyor... Anlıyorsunuz ki... Namaz kılmak bahane... Amaç, şeriatçı medyaya göre "el konulan" hastaneyi boş bırakmamak; irticabayrağını devralacaklara hasta- neyi çocukyaştatanıtmak... Çün- kü Vakrf Guraba'ya "düşman" tarafından girildiğini bildiren şeriatçı radyolar "davaya hiz- met edecek ve Allah yolunda savaşacak, ölecek insanlar yetiştir- me" çağnsı yapıyor... Birileri de kalkıp hastanenin mesci- dini dolduruyor... Islamiyeti siyasete bulaştıranlar gü- nü geldıgindeistemeseterdeteröre bu- laşryor... Geldikleri Gibi Giderler ALPASLAN BERKTAY Churchill, "Anadolu'ya çı- karsanız Türkterde ulusalbilin- ci uyandınrsmtz" demişti. Çık- tılar ve uyandırdılar. "Geldik- lerigibigiderler" denildi. Gel- dikleri gibi gittiler. Bu kez on- lar da uyandılar, silahsız gel- diler. Dolar, para olmanın öte- sinde, ABD hegemonyasının kansız, sessiz aracı... Sevr'in 2'nci versiyonu gündemde.. "Güteryüz/ü emperyalizm"\ Gözükmeyen düşman!. Bü- yük vurgunu vuruyor, bir gün- de soyup soğana çeviriyor, ama kendisi "yok"\ Doların ucunda IMF, daha arkada Bush.. O, sıkışınca gözüküyor. 19 Şubat Büyük Soygunu'nun hemen ertesi günü Başbakan'ı telefonla Üsküp'de arayıp "Ya- nınızdayız. IMF'den aynlma- yın!" diyerek tepkiyi önlüyor. Telekom özelleştirilirken en kritik anda ortaya çıkıp Baş- bakan'ayolladığı bir mektup- la işi bitiriveriyor. ABD Başka- nı'nın ticari bir işle ilgisi ne? Derken, hükümetin ortasına gökten bir Derviş düşüyor, o da ilk iş, Başbakan'ın sırtını sıvazlayarak yatıştırıyor. Önceonurçiğnendi. "Küçük Amerika" isteyenler, Kuva-yı Milliye ruhunun yerine uşak- lık ruhunu getirdiler. Oysa Gü- ven Anıtı'ndaki "Güven" -hem de en karanlık günlerde!- ABD'ye değildi. Kardeşüği çiğneyip mutlu azınlığı ve yabancılaşmayı ya- rattılar. "Borç yiğidin kamçı- sıdır" deyip, ülkeyi borca ba- tırdılar, emperyalizme kapıyı içeriden açtılar, yağmayı or- taklanyla paylaştılar. Bu ne- denle, geri bıraktınlmış bir ül- kede, bağımsızlık için, iç sö- mürünün ve sosyal eşitsizli- ğin kaldırılması şarttır. "Ya istiklâl, ya ölüm!" diyor- duk. 12 Eylül'cüler bir "Inter- dependence'uydurdular. Son- radan -Evren ve Güreş- "ABD'ye bağımlıyız. Çekiç Güç'ü de çıkaramayız. Nede- nini de açıklayamayız. Devlet sımdır" dediler. Bağtmlılık dev- let sım mı? YurtseverVık, bagım- lılığı gizlemek mi? "Cebren ve hile ile aziz vatanın kaleleri" birer birer, "özelleştimne" de- nilip elden gidiyor. Eloğlunun bildikleri, yalnız bizim halkı- mıza karşı mı "devlet sım?" Tabii Senatör Mucip Ataklı 1970'de, "Askerî olan dışın- da, bütün haberalma örgütle- rine CIA sızmıştır"demişti. Ya bugünkü durum? Devletin te- pesinde ABD patentli bir Der- viş... Ya Bush'un Türk Tele- kom'a yakın iigisi? Gizli-ka- paMımız mı kaldı? Teslimiyet başka nasıl olur? Hayır diyebilmek.. Her şey "Hsyır!" demekle başlamış- tı. Vine de öyte.. "Içinde bu- lunduğun ahval ve şerait"\ dü- şünmeden.. Samsun'a çık- mak, kocaman bir "hayıri'dn. Ve Samsun'dakiler 18, Sı- vastakiler 38 kişiydi, 1 faz- la değil.. Teslimiyete, IMPye, Dünya Bankası'na, dolar eosmenliğine, AB'ye hayır! Te/c seçeneğiniz biziz" diyen koalisyonun tek seçeneği ise AB'ye ve ABD'ye teslimiyet- tir. Teslimiyet ihanettir. AB'nin kriterleri, apaçık, tek yanlı, ikiyüzlü Sevr kriterleridir, çağdaşlıkla ilgisiyoktur, bizi al- mayacakları, sözcülerince açıklanmıştır. Buna karşın ka- pısında 38 yıldır beklemenin inandıncı hiçbir nedeni ola- maz; her yönden yıpratıcı ve onur kıncıdır. Türkiye, Sevr'i imzalayanlan unutmadı, AB sözcülüğü yapanlan da unut- mayacaktır. Dolar, adı konulmamış, sin- si bir savaşın silâhıdır. Dolar egemenliğine karşı Türk Lira- sı için mücadele, bağımsızlık. Bu ulusal seferberlik, 2'nci Kurtuluş Savaşı'dır; Reddi ll- hak, Müdafaai Hukuk Cemi- yetleri, binleri yerel direnişler- den Milli Mücadele'yi tutuştu- ran kıvılcımlar gibi.. Yerti ma- lı kullanma kampanyalan gibi girişimler, küçümsenmemeli, Kuva-yı Milliye ruhunun tır- mandınlması yönünde değer- lendirilmelidir. "/nferdependence"ciler, 15 günde 15 IMFYasası'nı, "Ege- menlikkayıtsızşartsızulusun- dur* yazısının altında eyleme geçirenler, Sevr'ci AB'nin söz- cülüğünü yapanlar, öküzüyle, kağnısıylaTarişbank'ı savun- mak için Izmir'e yürüyen 40.000 Ege köylüsünün, ba- ğımsızlık mücadelesintn en güzel örneğini veren kahra- man Bergama köylüsünün, alanlarda "IMF'ye, özelleştir- melere hayın" diye haykıran emekçi, emekli yığınlarının onurunu ve bağımsızlık isten- cini temsil edemezler. Asker-sivil ayırımı yapaydır. "Ulusal güvenlik, politikacıla- ra bırakılmamalıdır" diyenler ise 12 Eylül'de "Depolitizas- yon" sözcüğünü ilk kez kulla- nan, "AB'nin yolu Diyarba- kır'dan geçer" diyen, yolsuz- luk soruşturmalannı örtbas eden aynı "po/ı'tikac/"lardır. Mücadele, ulusça hepimizin- dir. Zırhlılanylagelmişlerdi. "Gel- dikleri gibi giderler" denildi. Geldikleri gibi gittiler. 68'lerde 6'ncı Fılo'lanyla geldiler. Akde- niz'igösteren parmağın ucun- dan, biz de gemilerini göste- rip, "Onlann zırhlılannın çeliği miağırbasar, bizim onurumuz mu, göreceklerdir. Viet- nam'dan sonra, Johnson'un 2'nci ağlama duvan Türkiye olacaktır" demiştik. Bu kez dolarlarıyla geldiler. Onların dolarlan mı ağır basar, bizim onurumuz mu, göreceklerdir. ABD "kadir-i mutlak" gözük- mek istiyor ama "Kadir-i mut- lak" degildir(*). Dolar borsada alınır satılır, yükselir düşer, 29'daki gibi batar da.. Ama onur tedavüle girmez. Ondan önce bağımsızlık! Geldikleri gibi giderler! C) Bu yazı, Dünya Tıcaret örgütü ve Pentagon'a 11 Ey- lül'deyapılan saldından 2 gün önce, 9 Eylül'de, 9 Eylül için yazıldı. A.B. ÇlZGİLlK KÂMtL MASARACI HARBt SEMtH POROY semihporoyfayahoo.com fciK uAEH.Nl 1 USAAA.E &"tfi t A M ! TARİHTE BUGÜN MVMTAZARIKAH 18 Eylül BİR 8£YAZP£RD£ BFSANBSİ:GARBO ISOS'TSSÜGÜN, ÜNÜİ StMEUA OYtMICUSU 6ZB7» 6AK8O, (6RETA GUSTVFSÖH) İSVEÇTE DOĞM.KKAILIK AKAP£MfSİ'*&£ TİYBTBO Ö&RBNÎMİ GÖKÜIl/eEN, YÖ*l£TK4EAJ MAUI&7Z STtUE* O KEŞFEP/LEAEK SfNEMAYA SAÇL/YACAKnR. AhieiSİKAU YAPIMCl LDUIS 8.MAY0?,$nU££'l PİLM ÇEVt&MEK ÎÇMJ HOU-YVI/OOD'A OAVBT k /Maw njzaujçu içiN YA&KAĞI itd oû- ZİAIC F4LM, ONU BÛYLMC ÛN£ /CAM/Ç7U- BAGAK, S/NEMANIN GEUttÇ GeÇMİŞ £AJ IL&1HÇ KİpLERİNl>£N 8İ& SAYILACAtC- TIR 1SO6UK GÖfiÜNÜŞUJ, ££*!£/, 6JZ£A1- Ü ,AYNI ZAMANC* SO*=İSTİ<£, KÜ- ÇÜMSEY£N TAVlflLI.. 6A#80, (94İ'P£ SİtJ£MAYt BtÇAKACAKMi.. VİLLADATÇA APARTHOTEL Türkiye'nın eşsiz güzelfıklerine sahip, aynca nem oranı sıfır, oksıjen oranı en bol olan DATÇA yanmadasında sizleri bekliyor. VÎLLA DATÇA, MAVİBAYRAKLI denize sıfır olup büyük ve çocuk yüzme havuzu, havuz ban, iskele ban, beach ban, cafe'si, fast-food'u. açık ve kapalı restaurantlan, market'i, çocuk parkı, kuaförü, plaj voleybolu ve kapalı klimalı DISCO'su ile hem dinlenebilmeniz, hem eğlenebılmeniz ıçın hizmetinizdedir. Siz de VtLLA DATÇA'da bir tatılı hak ettiğinızi düşünmüyor musunuz? O halde hemen bizi arayınız. 2001 Yılı Eylül Fiyatlarunız: lkişıO.K. 10.000.000.-TL. lkışiY.P. 15.000.000.-TL. Fıyatlanmıza KDV dahildir. Kredi kartı geçerlidir. Flat. 1 Oda+1 Salon 2 Yatak + Çekyat ilave yataküdH. Dublex: 2 Oda + 1 Salon 4 Yatak + 2 Çekyat ilave yatakhdıı. Flat/Dublex fiyadan gûnlük ev fiyatıdır. O.K./Y.P.fiyatlangünlük kişi ba$ı fiyatlandır. 0-6 ya^ ücretsiz, 7-12 yaş %50 uıdırınüıdır. Otelimiz ile ilgili daha genış bilgi veresimleriçin, www. villadatca.cf*nı tskele M»h. Çökertme Me\ kii PK 67 DATÇA/Ml'ĞLA-TURKEY Tel: +90 (252) 712 27 25 - 712 35 25, Ftks: +90(252) 712 Î9 55 www.villadatca.com E-mtil: vffladatca@ixirxonı HOTH.KONAKUIU 25konakodası,100kişilik rcstoran, leziz Ege ve Avrupa mutfaklan çeşitleri, snackbar, kültürel eğlenceler, su sporlan, tarihi geziler. "Yaslı" meşe ağaçlannın altında, antik şenir Ören'in üstünde, güller ve çimlerle içi çe, 13 adet lüks apart villa. 2 geniş oda, salon, balkon, mutfak. EYLUL2001 OTELOdaa 1 Kişi Y.P. 14.000.000.- VtLLA 1 Kişi Y.P. D.000.000.- 0 -6 ytş ücretsiz, 7 • 12 yaş %50 TeL (266) 416 43 01-02 Fab: (266) 416 43 01 ÖREN/BURHANtYE Büyüleyici Ören plajına 80 m. uzaklıktayız. Cumhuriyet gazeteniz günlük olarak bizden. Ehliyetimi kaybettim, hükümsüzdür. NECATlDAĞBAĞ Kirienen Dünyamızı Fidan Dikerek Antalım ORMAN BAKANLIĞI ZEYTtNBURNU SULH HimJK MAHKEMESİ'NDEN HÜKÜM ÖZETt EsasNo: 2001/789 Hâkim: Kemal Güzel 20998 Kâtip: Zarif Nalbantoğlu Mahkememize ait 2001/789 Esas 2001/846 Karar sayılı 31.8.2001 taribli ilam ile Ömer Demirkıran vesayet altına alı- narak kendisine Osman Demirkıran vasi tayin edilmiştir. 31.8.2001 Basm: 52763 KALEM METİN ERKSAN Vıyana Kongresi, Şark Meselesi, Avrupa BiPliği (AB) Vryana Kongresi 1814-1815 yılları arasında top- landı. Kongreninyapılma nedeni şuydu. Naporyon Bo- napart'ın (1769-1821) önce bozduğu, sonra kendi amaçları doğrultusunda kurduğu Avrupa'nın siyasal yapısını yeniden düzenlemekti. "Avrvpa B/ri/ğ/'"ni ilk kez Napolyon düşünmüştü. Fakat paradoksal (aykı- n) bir olgu nrteliğinde oluşan Napolyon karşıtı "V7ya- na Kongresi", Avrupa Birtiği'nin çekirdeği ve öncü- sü oldu. Vryana Kongresi'ni Napolyon Fransası ile savaşmış; önce yenilmiş, sonra yenmiş Avrupa'nın dört büyük devleti olan Avusturya, Rusya, Prusya, Ingittere dü- zenlemişti. Napolyon ile savaşmış olan Avrupa'nın kü- çük devletleri kongrenin üyeleriydi. Yenik Fransa kongrenin en önemli üyelerinden biriydi. Viyana Kongresi'nin baş yöneticisi Avusturya Baş- bakanı Metternich (1773-1856); Napolyon Fransa- sı ile Mısır'da ve Suriye'de 1798-1801 yıllan arası sa- vaşmış olan ve topraklannın büyük bir bölümü Avru- pakıtasında bulunanOsmanlı Devleti'niViyana Kong- resi'ne davet etti. Osmanlı Devleti bu daveti cevap- sız bıraktı ve Viyana Kongresi'ne katılmadı. Metter- nich davetiyineledi ve Osmanlı Devleti'nden şunu is- tedi: "Viyana Kongresi'ne katılın. Eğerkatılmayacak- sanız, o zaman Viyana Kongresi'nden, toprak bütûn- lüğünüzün güvence (garanti) ve koruma (vesayet) al- tına alınmasını isteyin." Osmanlı Devleti Metternich'in bu isteğini yapma- dı. Osmanlı Devleti'nin Viyana Kongresi'ne katılma- makveViyana Kongresi'nden güvence ve koruma is- temernek nedenleri şunlardr. 1) Osmanlı Devleti'nin toprak bütünlüğünün Avru- padevletlerinin güvencesi ve koruması altında olma- sı Osmanlı Devleti'nin bağımsızlığına ters ve aykın bir durumdur. 2) Osmanlı Devleti yönetiminde bulunan; Sırbistan, Romanya, Yunanistan ve hattaBulgaristan'ın bağımsızlığının, Rusya tarafından "Viyana Kongre- s/"nde gündeme getirilmesi otasılığı vardır. Osmanlı Devleti; Vryana Kongresi'ni düzenleyen Avrupalı devletlerin siyasal ve ekonomik amaçlannı, Avrupalılık ve uygarlık maskesi altında, Osmanlı Dev- leti uyruğu Hıristiyanların haklannı korumak bahane- siyle, Osmanlı Devleti'nin bağımsızlığını sınırlamak ve Osmanlı Devleti'ni parçalamak olduğunu biliyor- du. Osmanlı Devleti Viyana Kongresi'ne katılmaya- rak Avrupalı devletlerin tuzağına düsmedi. Şark Meselesi (Ouestion Orient) siyasal birterim- dir. İlk kez Vryana Kongresi'nde kullanılmıştır. Şark Meselesi terimi; 19. yüzyılda Osmanlı Devleti'ni Av- rupa kıtasındaki topraklannın paylaşılması ve Türk- lerin Avrupa topraklanndan atılması anlamında kul- lanılmıştır. Şark Meselesi terimi 20. yüzyılda Osman- lı Devleti'nin Avrupa, Asya, Afrika kıtalan üstünde bu- lunan topraklarının bölüşülmesi ve Türklüğün yok edilmesi anlamında kullanılmıştır. Atatürk; Osmanlı - Türk Devleti'ne son verip Tür- kiye Cumhuryeti Devleti'ni kurarak, Türklüğün yok edilmesini önlemiştir. Türkiye Cumhurryeti Devleti; AtatürkkomutasındakiTürk ordulannın Avrupaiı dev- letlere karşıyaptığı bir dizi savaşlar sonucu kurulmuş- tur. Avrupa Birliği'nin (AB) düşünce yapısı; Vryana Kongresi'nin ve Şark Mesetesi'njn düşünce yapı- sını aşamamıstır. Avrupa Birliği'nin (AB); Türkiye Cum- huriyeti Devleti'ne bakış açısı; 1071-1291 yıllan ara- sı süren "Haçlı Seferleri" savaşlannda, Avrupalı ulus- lann ordulannı defalarca yenen Türklerin torunlanna bakış açısı nrteliğinde sürmektedir. Avrupa Birliği (AB); Avrupa'nın siyasal, ekonomik, toplumsal yapısını sıcak ve soğuk savaş dönemle- rinde, Sovyetler Birliğitehlikesine karşı korumuş olan, büyük ve güçlü Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni Avru- paBirliği (AB) üyeliğine almaz. Avrupa Birliği (AB); Sov- yetler Birliği'nin önce yandaşı sonra artığı küçük ve güçsüz Avrupa devletlerini Avrupa Birliği (AB) üyeli- ğine alır. Bunlar bilimsel ve nesnel düşüncelerdir. Bunlar duygusal, öznel ve milliyetçi düşünceler de- ğildir. Düzmece (sahte)bir demokrasiveinsanhakSan mas- kesinin arkasına saklanıp Türkiye'yi Avrupa Biriiği (AB) üyesi yapmak çabalarr, ulus'u, ülke'yi, devlet'i hiçbirzaman düşünmeyen, seçmentabanını kaybet- miş kimi siyasal partilerin seçim yatırımı olmuştur. Türkiye'nın en yasamsal ve en temel sorunu "Ulu- salGüvenfcAtir. Türkiye'yi Avrupa Biıiiği (AB) üyesi yap- mak uğraşılan; boşuna harcanmış akıl, para ve emek- tir. Avrupa Birliği (AB) üyesi olmayan, büyük ve güçlü bir Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) ilişkileri, Türkiye'ye; siyasal, ekonomik, toplumsal çıkartar açısından bü- yük yararlar sağlayacaktır. Avrupa Biriiği (AB);Viyana Kongresi'ninve Şark Meseiesi'nin cağdaş uzantıSKİır. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3SOLDANSAĞA: 1/Birkaptaek- 1 şitilen ve alın- dıkça içine su 2 eklenerek ço- 3 ğaltüan üzüm. . elma, armut, vişne kanşımı 5 bir tür şerbet. 2/ Tıp dilinde idrar salgısının azalmasınave- 8 rilen ad... Bir- g denbire ortaya çıkan ruhsal darbe. Mayahhamurdanyağ- 1 da kızartılarak yapı- 2 lanbiryiyecek... Eski 3 dilde su. 4/Gümüş ya 4 da altını ince teller du- 5 rumuna getirip örerek 6 yapılan kuyumculuk 7 işi.5/Motorlutaşıtla- „ nn elektriğini sağla- yanaygıt...Son.niha- yet. 6/ Bir nota... Çiftlik kâhyası. 7/ Soy... Akciger- leridinlerkenhekiıninduyduğupatolojikses. 8/Ölü yıkanan kerevet. 9/ Antalya'nın Serik ilçesine bağ- lı turistik bir yöre... Sipersiz şapka. YUKARTOAN AŞAGIYA: 1/ îzmiı'in su gereksinimini karşılayan bir baraj. 2/ Ses... BİTkenaraatılrruş,uzaklaştınlmış. 3/Rakısıbol ve ucuz meyhane... Saçı dökülmüş olan. 4/ "Yaşa- dım / — ağaçlan şahidimdir" (B.R. Eyuboğlu)... Bir soru sözû. 5/ Türk mûziğinde bir makam. 6/ Yumur- tadan yeni çıkmış ve henüz ayaklan oluşmamış yav- ru kurbağa. 7/ Bir oyuna ikişer kişilik gruplarla ka- tılanlardanher biri... Üstten sağa doğru eğik olan ba- sım harfı. 8/ "Çok sarhoş" anlamında argo sözcûk... Uğraş... Bir nota. 9/ Çay ağzında yapılrruş olan ba- lıkçı büğeti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle