Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EYLÜL 2001 SALI CUMHURİYET SAYFA
17
Konu doğnu
SOPU yanlış
A.çık Öğretim
Fakültesi
sınavındaki ikinci
cumhuriyetçilerie ilgili
şoru üzerine Anadolu
Öniversitesi Edebiyat
Fakültesi Dekanı Prof.
Dr. Ihsan Güneş'le
konuştuk... Dekan
Oüneş, Atatürk ilke ve
devrimlerinin
işlendiği dersin
1
ünitelerinden
birinde
Atatürkçülüğe
•carşı eleştirilerin ve
bu eleştirilere
yanrtlannın işlendiğini
belirterek, öğrencilere
sınavda ikinci
cumhuriyetçilerle ilgili
böyle bir soru
sorulmasına
Oniversitedeki "ikinci
cunnhuriyetçiler"in
karşı çıktığını anlattı...
Biz de ikinci
cumhuriyetçilerin
maskesinin
indirilmesini
fc>enimsemekle birlikte
sorunun
kurgusundaki yanlışı
anlatmaya calıştık...
Sorunun girişinde
ikinci
cumhuriyetçilerin
Türk Devrimini bir
bütün olarak
reddettikleri
saptaması yapıldığına
göre "devrimlerin bir
kısmını benimsemiş
olmalan" şıkkının
doğru yanıt
sayılamayacağını
bildirdik...
Tefc 0.212.512 0505 Fata: 0.21Z51244 9?Baktronik posta: derüzsom^mhuriyet.corn.tr
- CIA'ya öldürme yetkisi
isteniyormuş...
"Bugüne kadarkiterde
vetkisiz mivdir
aşadığı büyük terörden sonra Amerikan
yönetiminin işbiriiği yaptığı "Müslüman" ör-
gütlerden söz ederken Merve Kavakçı nın
babası Teksas Imamı Yusuf Ziya Kavak-
çı'nın şura üyesi olduğu Kuzey Amerika Islam Ce-
maati'nde (ISNA) bir aynntıyı gözardı etmtşiz...
Eksiğimizi Ankara'daki dostumuz Veli Yıldınm
tamamlıyor:
"Amerika'da terör kurbanlarını anmak için yapı-
lan katedral töreninde güya Müslümanları temsilen
kürsüye çıkarılan kişi Muzammil Sıddıki'dir. Ka-
tedralde eski ve yeni ABD Başkanlarının ve eşleri-
nin hemen yanında yer alan bu kişi ISNA'nın baş-
kanıdır.
Oysa ISNA yalnızca bir cemaatin örgütüdür.
Amerikan devleti ile Amerika'daki Müslümanların
ilişkilerini kısa adı CAIR olan Amerikan Islam llişki-
leri Konseyi yürütür. Fakat CAIR, Filistin Islami Bir-
liği IAP içindeki HAMAS yöneticileri tarafından ku-
Boyut
rulduğu için Amerika böyle bir günde onlan öne çı-
karmadı, ISNA'yı kullandı.
ISNA Başkanı Muzammil Sıddıki, Harvard'ta eği-
tim almış Hint asıllı bir Amerikalıdır. Katedraldekitö-
renden sonraTürkiye'deki bir televizyondan da bü-
yük övgüleryagdınlan Sıddıki'nin örgütü ISNA'yı ya-
kından tanımakta yarar vardır.
Merve Kavakçı olayını bahane ederekAmerika'dan
Türkiye'ye en ağır saldınlan yapan Islami örgütlerin
başında ISNA ve CAIR gelmektedir.
ISNA'nın web sayfasında Atatürk'ün Müslüman
köylerinde katliam yaptığına kadar en asılsız iddi-
alar yer almaktadır.
Necmettin Erbakan'aTürkiye'ye 'Islami demok-
rasi'yi tattırdığı için 1998'de onur ödülü veren örgüt
ISNA'dir. Erbakan'ı bu yıl, 30 Ağustos gibi Türkiye
için tarihi bir günde VVashington'a davet ederek Ge-
orgetovvn Üniversitesi'ne bağlı ve kısa adı CMCU
olan Hıristiyan Müslüman Anlayış Merkezi'nde kon-
ferans verdiren de ISNA'dır. Bu konferansta 'Erba-
kan bizim başkomutanımızdır' diyen ise Merve Ka-
vakçt'dır.
ISNA'nın CMCU ile olan ilişkisi de önemlidir. Çün-
kü CMCU eski HAMAS üyelerinin kurduğu UASR ile
birlikte Nisan 2000'de düzenlediği toplantıdaClA'nın
eski istasyon şefi Fuller
1
!, Müslüman olup Türki-
ye'ye yerteşen Alman büyükelçi Murad Hoffman'ı
bizim 'liberaP akademisyenlerle aynı masaya oturt-
muş bu yıl da Fethullah Güten için özel bir konfe-
rans düzenlemiştir.
CMCU'nun Aralık 1999'da Iran'ın dini merkezi
Kum kentindeki Humeyni Enstitüsü temsilcileriy-
le gizli bir toplantı yaptığı da dikkate alınırsa ortaya
çıkan tablonun boyutu daha iyi anlaşılacaktır."
SESSÎZ SEDASIZ (!)
H
fflffffffg
EXSO3RS
^ • : - >
. : ; » «
••.Ş^SŞ:
NVRÎKURTCEBE
-' • • • '',•:
•'* ' . Z i S ^ ^ H
Yüksek Yerillm Hatta
•rdirvcutku(ayahoo.com
Yargı reformu şart abı:
Eski köye yeni ADALET!
Vakrt Guraba'da namaz kılmak
Istanbul'da uzun yıllardır şehatçı
kuşatma altında olduğu için Vakıflar
Genel Müdürlüğü'nden SSK'ye dev-
redilen Guraba Hastanesi'nin bahçe-
sinde başlannda yeşil takkeleıie 10
yaşlannda iki çocuk...
Dışandan geliyoriar...
öğle saatleri...
Arkalannda babalan...
Hastanenin mescidinenamazkılma-
ya gidiyorlarmış...
Hastanenin hemen yanıbaşındaki
Bezmi ÂlemValide Sultan Camisi du-
rurken neden camide değil de hasta-
nenin içindeki mescitte namaz kılmak
istedikleri sorulunca, uzun sakalıyla bir
adam daha peydahlanıp dikleniyor:
"Ben sizin ne demek istediğinizi an-
lıyorum!"
Sonra adam bütün cehaletiyle du-
rup "din dersi" vermeye başlıyor...
Anlıyorsunuz ki...
Namaz kılmak bahane...
Amaç, şeriatçı medyaya göre "el
konulan" hastaneyi boş bırakmamak;
irticabayrağını devralacaklara hasta-
neyi çocukyaştatanıtmak... Çün-
kü Vakrf Guraba'ya "düşman"
tarafından girildiğini bildiren
şeriatçı radyolar "davaya hiz-
met edecek ve Allah yolunda
savaşacak, ölecek insanlar yetiştir-
me" çağnsı yapıyor...
Birileri de kalkıp hastanenin mesci-
dini dolduruyor...
Islamiyeti siyasete bulaştıranlar gü-
nü geldıgindeistemeseterdeteröre bu-
laşryor...
Geldikleri Gibi Giderler
ALPASLAN BERKTAY
Churchill, "Anadolu'ya çı-
karsanız Türkterde ulusalbilin-
ci uyandınrsmtz" demişti. Çık-
tılar ve uyandırdılar. "Geldik-
lerigibigiderler" denildi. Gel-
dikleri gibi gittiler. Bu kez on-
lar da uyandılar, silahsız gel-
diler. Dolar, para olmanın öte-
sinde, ABD hegemonyasının
kansız, sessiz aracı... Sevr'in
2'nci versiyonu gündemde..
"Güteryüz/ü emperyalizm"\
Gözükmeyen düşman!. Bü-
yük vurgunu vuruyor, bir gün-
de soyup soğana çeviriyor,
ama kendisi "yok"\ Doların
ucunda IMF, daha arkada
Bush.. O, sıkışınca gözüküyor.
19 Şubat Büyük Soygunu'nun
hemen ertesi günü Başbakan'ı
telefonla Üsküp'de arayıp "Ya-
nınızdayız. IMF'den aynlma-
yın!" diyerek tepkiyi önlüyor.
Telekom özelleştirilirken en
kritik anda ortaya çıkıp Baş-
bakan'ayolladığı bir mektup-
la işi bitiriveriyor. ABD Başka-
nı'nın ticari bir işle ilgisi ne?
Derken, hükümetin ortasına
gökten bir Derviş düşüyor, o
da ilk iş, Başbakan'ın sırtını
sıvazlayarak yatıştırıyor.
Önceonurçiğnendi. "Küçük
Amerika" isteyenler, Kuva-yı
Milliye ruhunun yerine uşak-
lık ruhunu getirdiler. Oysa Gü-
ven Anıtı'ndaki "Güven" -hem
de en karanlık günlerde!-
ABD'ye değildi.
Kardeşüği çiğneyip mutlu
azınlığı ve yabancılaşmayı ya-
rattılar. "Borç yiğidin kamçı-
sıdır" deyip, ülkeyi borca ba-
tırdılar, emperyalizme kapıyı
içeriden açtılar, yağmayı or-
taklanyla paylaştılar. Bu ne-
denle, geri bıraktınlmış bir ül-
kede, bağımsızlık için, iç sö-
mürünün ve sosyal eşitsizli-
ğin kaldırılması şarttır.
"Ya istiklâl, ya ölüm!" diyor-
duk. 12 Eylül'cüler bir "Inter-
dependence'uydurdular. Son-
radan -Evren ve Güreş-
"ABD'ye bağımlıyız. Çekiç
Güç'ü de çıkaramayız. Nede-
nini de açıklayamayız. Devlet
sımdır" dediler. Bağtmlılık dev-
let sım mı? YurtseverVık, bagım-
lılığı gizlemek mi? "Cebren ve
hile ile aziz vatanın kaleleri"
birer birer, "özelleştimne" de-
nilip elden gidiyor. Eloğlunun
bildikleri, yalnız bizim halkı-
mıza karşı mı "devlet sım?"
Tabii Senatör Mucip Ataklı
1970'de, "Askerî olan dışın-
da, bütün haberalma örgütle-
rine CIA sızmıştır"demişti. Ya
bugünkü durum? Devletin te-
pesinde ABD patentli bir Der-
viş... Ya Bush'un Türk Tele-
kom'a yakın iigisi? Gizli-ka-
paMımız mı kaldı? Teslimiyet
başka nasıl olur?
Hayır diyebilmek.. Her şey
"Hsyır!" demekle başlamış-
tı. Vine de öyte.. "Içinde bu-
lunduğun ahval ve şerait"\ dü-
şünmeden.. Samsun'a çık-
mak, kocaman bir "hayıri'dn.
Ve Samsun'dakiler 18, Sı-
vastakiler 38 kişiydi, 1 faz-
la değil.. Teslimiyete, IMPye,
Dünya Bankası'na, dolar
eosmenliğine, AB'ye hayır!
Te/c seçeneğiniz biziz" diyen
koalisyonun tek seçeneği ise
AB'ye ve ABD'ye teslimiyet-
tir. Teslimiyet ihanettir.
AB'nin kriterleri, apaçık, tek
yanlı, ikiyüzlü Sevr kriterleridir,
çağdaşlıkla ilgisiyoktur, bizi al-
mayacakları, sözcülerince
açıklanmıştır. Buna karşın ka-
pısında 38 yıldır beklemenin
inandıncı hiçbir nedeni ola-
maz; her yönden yıpratıcı ve
onur kıncıdır. Türkiye, Sevr'i
imzalayanlan unutmadı, AB
sözcülüğü yapanlan da unut-
mayacaktır.
Dolar, adı konulmamış, sin-
si bir savaşın silâhıdır. Dolar
egemenliğine karşı Türk Lira-
sı için mücadele, bağımsızlık.
Bu ulusal seferberlik, 2'nci
Kurtuluş Savaşı'dır; Reddi ll-
hak, Müdafaai Hukuk Cemi-
yetleri, binleri yerel direnişler-
den Milli Mücadele'yi tutuştu-
ran kıvılcımlar gibi.. Yerti ma-
lı kullanma kampanyalan gibi
girişimler, küçümsenmemeli,
Kuva-yı Milliye ruhunun tır-
mandınlması yönünde değer-
lendirilmelidir.
"/nferdependence"ciler, 15
günde 15 IMFYasası'nı, "Ege-
menlikkayıtsızşartsızulusun-
dur* yazısının altında eyleme
geçirenler, Sevr'ci AB'nin söz-
cülüğünü yapanlar, öküzüyle,
kağnısıylaTarişbank'ı savun-
mak için Izmir'e yürüyen
40.000 Ege köylüsünün, ba-
ğımsızlık mücadelesintn en
güzel örneğini veren kahra-
man Bergama köylüsünün,
alanlarda "IMF'ye, özelleştir-
melere hayın" diye haykıran
emekçi, emekli yığınlarının
onurunu ve bağımsızlık isten-
cini temsil edemezler.
Asker-sivil ayırımı yapaydır.
"Ulusal güvenlik, politikacıla-
ra bırakılmamalıdır" diyenler
ise 12 Eylül'de "Depolitizas-
yon" sözcüğünü ilk kez kulla-
nan, "AB'nin yolu Diyarba-
kır'dan geçer" diyen, yolsuz-
luk soruşturmalannı örtbas
eden aynı "po/ı'tikac/"lardır.
Mücadele, ulusça hepimizin-
dir.
Zırhlılanylagelmişlerdi. "Gel-
dikleri gibi giderler" denildi.
Geldikleri gibi gittiler. 68'lerde
6'ncı Fılo'lanyla geldiler. Akde-
niz'igösteren parmağın ucun-
dan, biz de gemilerini göste-
rip, "Onlann zırhlılannın çeliği
miağırbasar, bizim onurumuz
mu, göreceklerdir. Viet-
nam'dan sonra, Johnson'un
2'nci ağlama duvan Türkiye
olacaktır" demiştik. Bu kez
dolarlarıyla geldiler. Onların
dolarlan mı ağır basar, bizim
onurumuz mu, göreceklerdir.
ABD "kadir-i mutlak" gözük-
mek istiyor ama "Kadir-i mut-
lak" degildir(*). Dolar borsada
alınır satılır, yükselir düşer,
29'daki gibi batar da.. Ama
onur tedavüle girmez. Ondan
önce bağımsızlık!
Geldikleri gibi giderler!
C) Bu yazı, Dünya Tıcaret
örgütü ve Pentagon'a 11 Ey-
lül'deyapılan saldından 2 gün
önce, 9 Eylül'de, 9 Eylül için
yazıldı. A.B.
ÇlZGİLlK KÂMtL MASARACI
HARBt SEMtH POROY semihporoyfayahoo.com
fciK uAEH.Nl
1
USAAA.E &"tfi t A M !
TARİHTE BUGÜN MVMTAZARIKAH 18 Eylül
BİR 8£YAZP£RD£ BFSANBSİ:GARBO
ISOS'TSSÜGÜN, ÜNÜİ StMEUA OYtMICUSU 6ZB7» 6AK8O, (6RETA
GUSTVFSÖH) İSVEÇTE DOĞM.KKAILIK AKAP£MfSİ'*&£ TİYBTBO
Ö&RBNÎMİ GÖKÜIl/eEN, YÖ*l£TK4EAJ MAUI&7Z STtUE* O
KEŞFEP/LEAEK SfNEMAYA SAÇL/YACAKnR.
AhieiSİKAU YAPIMCl LDUIS 8.MAY0?,$nU££'l
PİLM ÇEVt&MEK ÎÇMJ HOU-YVI/OOD'A OAVBT
k
/Maw njzaujçu içiN YA&KAĞI itd oû-
ZİAIC F4LM, ONU BÛYLMC ÛN£ /CAM/Ç7U-
BAGAK, S/NEMANIN GEUttÇ GeÇMİŞ £AJ
IL&1HÇ KİpLERİNl>£N 8İ& SAYILACAtC-
TIR 1SO6UK GÖfiÜNÜŞUJ, ££*!£/, 6JZ£A1-
Ü ,AYNI ZAMANC* SO*=İSTİ<£, KÜ-
ÇÜMSEY£N TAVlflLI..
6A#80, (94İ'P£ SİtJ£MAYt BtÇAKACAKMi..
VİLLADATÇA APARTHOTEL
Türkiye'nın eşsiz güzelfıklerine sahip, aynca nem oranı sıfır,
oksıjen oranı en bol olan DATÇA yanmadasında sizleri
bekliyor.
VÎLLA DATÇA, MAVİBAYRAKLI denize sıfır olup büyük ve
çocuk yüzme havuzu, havuz ban, iskele ban, beach ban, cafe'si,
fast-food'u. açık ve kapalı restaurantlan, market'i, çocuk
parkı, kuaförü, plaj voleybolu ve kapalı klimalı DISCO'su ile
hem dinlenebilmeniz, hem eğlenebılmeniz ıçın hizmetinizdedir.
Siz de VtLLA DATÇA'da bir tatılı hak ettiğinızi düşünmüyor
musunuz? O halde hemen bizi arayınız.
2001 Yılı Eylül Fiyatlarunız:
lkişıO.K. 10.000.000.-TL.
lkışiY.P. 15.000.000.-TL.
Fıyatlanmıza KDV dahildir. Kredi kartı geçerlidir.
Flat. 1 Oda+1 Salon 2 Yatak + Çekyat ilave yataküdH.
Dublex: 2 Oda + 1 Salon 4 Yatak + 2 Çekyat ilave yatakhdıı.
Flat/Dublex fiyadan gûnlük ev fiyatıdır.
O.K./Y.P.fiyatlangünlük kişi ba$ı fiyatlandır.
0-6 ya^ ücretsiz, 7-12 yaş %50 uıdırınüıdır.
Otelimiz ile ilgili daha genış bilgi veresimleriçin,
www. villadatca.cf*nı
tskele M»h. Çökertme Me\ kii PK 67 DATÇA/Ml'ĞLA-TURKEY
Tel: +90 (252) 712 27 25 - 712 35 25, Ftks: +90(252) 712 Î9 55
www.villadatca.com E-mtil: vffladatca@ixirxonı
HOTH.KONAKUIU
25konakodası,100kişilik
rcstoran, leziz Ege ve Avrupa
mutfaklan çeşitleri, snackbar,
kültürel eğlenceler, su
sporlan, tarihi geziler.
"Yaslı" meşe ağaçlannın
altında, antik şenir Ören'in
üstünde, güller ve çimlerle içi
çe, 13 adet lüks apart villa. 2
geniş oda, salon, balkon,
mutfak.
EYLUL2001
OTELOdaa 1 Kişi Y.P. 14.000.000.-
VtLLA 1 Kişi Y.P. D.000.000.-
0 -6 ytş ücretsiz, 7 • 12 yaş %50
TeL (266) 416 43 01-02 Fab: (266) 416 43 01
ÖREN/BURHANtYE
Büyüleyici Ören plajına 80 m. uzaklıktayız.
Cumhuriyet gazeteniz günlük olarak bizden.
Ehliyetimi kaybettim,
hükümsüzdür.
NECATlDAĞBAĞ
Kirienen Dünyamızı Fidan
Dikerek Antalım
ORMAN BAKANLIĞI
ZEYTtNBURNU SULH HimJK
MAHKEMESİ'NDEN HÜKÜM ÖZETt
EsasNo: 2001/789
Hâkim: Kemal Güzel 20998
Kâtip: Zarif Nalbantoğlu
Mahkememize ait 2001/789 Esas 2001/846 Karar sayılı
31.8.2001 taribli ilam ile Ömer Demirkıran vesayet altına alı-
narak kendisine Osman Demirkıran vasi tayin edilmiştir.
31.8.2001
Basm: 52763
KALEM
METİN ERKSAN
Vıyana Kongresi, Şark
Meselesi, Avrupa BiPliği (AB)
Vryana Kongresi 1814-1815 yılları arasında top-
landı. Kongreninyapılma nedeni şuydu. Naporyon Bo-
napart'ın (1769-1821) önce bozduğu, sonra kendi
amaçları doğrultusunda kurduğu Avrupa'nın siyasal
yapısını yeniden düzenlemekti. "Avrvpa B/ri/ğ/'"ni ilk
kez Napolyon düşünmüştü. Fakat paradoksal (aykı-
n) bir olgu nrteliğinde oluşan Napolyon karşıtı "V7ya-
na Kongresi", Avrupa Birtiği'nin çekirdeği ve öncü-
sü oldu.
Vryana Kongresi'ni Napolyon Fransası ile savaşmış;
önce yenilmiş, sonra yenmiş Avrupa'nın dört büyük
devleti olan Avusturya, Rusya, Prusya, Ingittere dü-
zenlemişti. Napolyon ile savaşmış olan Avrupa'nın kü-
çük devletleri kongrenin üyeleriydi. Yenik Fransa
kongrenin en önemli üyelerinden biriydi.
Viyana Kongresi'nin baş yöneticisi Avusturya Baş-
bakanı Metternich (1773-1856); Napolyon Fransa-
sı ile Mısır'da ve Suriye'de 1798-1801 yıllan arası sa-
vaşmış olan ve topraklannın büyük bir bölümü Avru-
pakıtasında bulunanOsmanlı Devleti'niViyana Kong-
resi'ne davet etti. Osmanlı Devleti bu daveti cevap-
sız bıraktı ve Viyana Kongresi'ne katılmadı. Metter-
nich davetiyineledi ve Osmanlı Devleti'nden şunu is-
tedi: "Viyana Kongresi'ne katılın. Eğerkatılmayacak-
sanız, o zaman Viyana Kongresi'nden, toprak bütûn-
lüğünüzün güvence (garanti) ve koruma (vesayet) al-
tına alınmasını isteyin."
Osmanlı Devleti Metternich'in bu isteğini yapma-
dı. Osmanlı Devleti'nin Viyana Kongresi'ne katılma-
makveViyana Kongresi'nden güvence ve koruma is-
temernek nedenleri şunlardr.
1) Osmanlı Devleti'nin toprak bütünlüğünün Avru-
padevletlerinin güvencesi ve koruması altında olma-
sı Osmanlı Devleti'nin bağımsızlığına ters ve aykın bir
durumdur. 2) Osmanlı Devleti yönetiminde bulunan;
Sırbistan, Romanya, Yunanistan ve hattaBulgaristan'ın
bağımsızlığının, Rusya tarafından "Viyana Kongre-
s/"nde gündeme getirilmesi otasılığı vardır.
Osmanlı Devleti; Vryana Kongresi'ni düzenleyen
Avrupalı devletlerin siyasal ve ekonomik amaçlannı,
Avrupalılık ve uygarlık maskesi altında, Osmanlı Dev-
leti uyruğu Hıristiyanların haklannı korumak bahane-
siyle, Osmanlı Devleti'nin bağımsızlığını sınırlamak
ve Osmanlı Devleti'ni parçalamak olduğunu biliyor-
du. Osmanlı Devleti Viyana Kongresi'ne katılmaya-
rak Avrupalı devletlerin tuzağına düsmedi.
Şark Meselesi (Ouestion Orient) siyasal birterim-
dir. İlk kez Vryana Kongresi'nde kullanılmıştır. Şark
Meselesi terimi; 19. yüzyılda Osmanlı Devleti'ni Av-
rupa kıtasındaki topraklannın paylaşılması ve Türk-
lerin Avrupa topraklanndan atılması anlamında kul-
lanılmıştır. Şark Meselesi terimi 20. yüzyılda Osman-
lı Devleti'nin Avrupa, Asya, Afrika kıtalan üstünde bu-
lunan topraklarının bölüşülmesi ve Türklüğün yok
edilmesi anlamında kullanılmıştır.
Atatürk; Osmanlı - Türk Devleti'ne son verip Tür-
kiye Cumhuryeti Devleti'ni kurarak, Türklüğün yok
edilmesini önlemiştir. Türkiye Cumhurryeti Devleti;
AtatürkkomutasındakiTürk ordulannın Avrupaiı dev-
letlere karşıyaptığı bir dizi savaşlar sonucu kurulmuş-
tur.
Avrupa Birliği'nin (AB) düşünce yapısı; Vryana
Kongresi'nin ve Şark Mesetesi'njn düşünce yapı-
sını aşamamıstır. Avrupa Birliği'nin (AB); Türkiye Cum-
huriyeti Devleti'ne bakış açısı; 1071-1291 yıllan ara-
sı süren "Haçlı Seferleri" savaşlannda, Avrupalı ulus-
lann ordulannı defalarca yenen Türklerin torunlanna
bakış açısı nrteliğinde sürmektedir.
Avrupa Birliği (AB); Avrupa'nın siyasal, ekonomik,
toplumsal yapısını sıcak ve soğuk savaş dönemle-
rinde, Sovyetler Birliğitehlikesine karşı korumuş olan,
büyük ve güçlü Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni Avru-
paBirliği (AB) üyeliğine almaz. Avrupa Birliği (AB); Sov-
yetler Birliği'nin önce yandaşı sonra artığı küçük ve
güçsüz Avrupa devletlerini Avrupa Birliği (AB) üyeli-
ğine alır. Bunlar bilimsel ve nesnel düşüncelerdir.
Bunlar duygusal, öznel ve milliyetçi düşünceler de-
ğildir.
Düzmece (sahte)bir demokrasiveinsanhakSan mas-
kesinin arkasına saklanıp Türkiye'yi Avrupa Biriiği
(AB) üyesi yapmak çabalarr, ulus'u, ülke'yi, devlet'i
hiçbirzaman düşünmeyen, seçmentabanını kaybet-
miş kimi siyasal partilerin seçim yatırımı olmuştur.
Türkiye'nın en yasamsal ve en temel sorunu "Ulu-
salGüvenfcAtir. Türkiye'yi Avrupa Biıiiği (AB) üyesi yap-
mak uğraşılan; boşuna harcanmış akıl, para ve emek-
tir.
Avrupa Birliği (AB) üyesi olmayan, büyük ve güçlü
bir Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) ilişkileri, Türkiye'ye;
siyasal, ekonomik, toplumsal çıkartar açısından bü-
yük yararlar sağlayacaktır.
Avrupa Biriiği (AB);Viyana Kongresi'ninve Şark
Meseiesi'nin cağdaş uzantıSKİır.
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3SOLDANSAĞA:
1/Birkaptaek- 1
şitilen ve alın-
dıkça içine su 2
eklenerek ço- 3
ğaltüan üzüm. .
elma, armut,
vişne kanşımı 5
bir tür şerbet.
2/ Tıp dilinde
idrar salgısının
azalmasınave- 8
rilen ad... Bir- g
denbire ortaya
çıkan ruhsal darbe.
Mayahhamurdanyağ- 1
da kızartılarak yapı- 2
lanbiryiyecek... Eski 3
dilde su. 4/Gümüş ya 4
da altını ince teller du- 5
rumuna getirip örerek 6
yapılan kuyumculuk 7
işi.5/Motorlutaşıtla- „
nn elektriğini sağla-
yanaygıt...Son.niha-
yet. 6/ Bir nota... Çiftlik kâhyası. 7/ Soy... Akciger-
leridinlerkenhekiıninduyduğupatolojikses. 8/Ölü
yıkanan kerevet. 9/ Antalya'nın Serik ilçesine bağ-
lı turistik bir yöre... Sipersiz şapka.
YUKARTOAN AŞAGIYA:
1/ îzmiı'in su gereksinimini karşılayan bir baraj. 2/
Ses... BİTkenaraatılrruş,uzaklaştınlmış. 3/Rakısıbol
ve ucuz meyhane... Saçı dökülmüş olan. 4/ "Yaşa-
dım / — ağaçlan şahidimdir" (B.R. Eyuboğlu)... Bir
soru sözû. 5/ Türk mûziğinde bir makam. 6/ Yumur-
tadan yeni çıkmış ve henüz ayaklan oluşmamış yav-
ru kurbağa. 7/ Bir oyuna ikişer kişilik gruplarla ka-
tılanlardanher biri... Üstten sağa doğru eğik olan ba-
sım harfı. 8/ "Çok sarhoş" anlamında argo sözcûk...
Uğraş... Bir nota. 9/ Çay ağzında yapılrruş olan ba-
lıkçı büğeti.