16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 MAYIS 2001 CUMARTESİ HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ SİRMEN Makedonya'da Ateş Bacayı Sarmadan... Üsküp'ten geçerken, çocukluğunu oralarda yaşa- yan Yahya Kemal'i. Makedonya'yı görünce 'Dila Hatun'u, 'Makedonya 79OO'ün yazan Necati Cu- malı'yı, Manastır Idadisi'ni ve Mustafa Kemal'i anımsamamak mümkün mü? O topraklar ki bir zamanlar nüfusunun çoğunluğu bizdendi, hatta bu yüzyılın ortasındaki büyük göç- ler olmasaydı, yine çoğunluğa yakını bizden olacak- tı, bizim değildir şimdi. Makedonya bizim vatanımız değil, ama tarihimiz. Kimbilir kaçımız, köklerimizi orada buluruz? 1991 yıhndan beri 25.713 km2'lik 2 milyon nüfus- lu, küçük, sınırdaş olmasak bile komşu ve dost bir ülke Makedonya. Resmi rakamlara göre 78.000 kişi ile bu nüfusun yüzde 4'ü Türk asıllı. Üsküp'te karşılaştığımız Türk- ler, kendi nüfuslannın resmen açıklananın üstünde olduğunu ileri sürüyortar. Makedonya öbür Balkan ülkeleri gibi, hatta belki de hepsinden dahafazla bir etnik mozaik. Makedon- lar, Arnavutlar, Türkler, Romanlar, Sırplar, Ulahlar ve bunlann yanı sıra 'diğer' diye geçenler ki dinleri açı- sından Ortodoks, Müslüman, Katolik, çok az sayı- da da Yahudidirier, yan yana yaşarlar. • • • Balkanlar için çalan tehlike çanlannın en şiddetle duyulduğu yer, şu anda Makedonya. Tarihin bir arada yaşamaya mahkûm ettiği gerçe- ğini bir türiü kabul etmeyen insanlar, bu son derece hoş mozayiği ahenk içinde sürdürmek yerine çatış- mayı seçiyoriar ne yazık kı... Şu anda, Makedonya'da da durum aynı. Kalkan- delen'de, Kosova'dan sızan Arnavut milislerin baş- lattıkları olaylar, Makedon iktidarı ve silahlı kuvvet- terinin çabalarına karşın sona ermiş değil, çatışma- lar yayılma eğilimi gösteriyor. Olaylan başlatanlann ardında UÇK'nin uzantılan, Arnavut mafyasının adamları da var. Zaten, militan- lann bir yandan Amavutlara daha geniş haklar veril- mesi istemlerinin ardında, aynı zamanda uyuşturu- cu kaçakçılannın adamlan ve kimi kaçakçılık koridor- lannı elde bulundurma kaygısının da yattığını herkes biliyor. Arnavutların istemleri, Makedonya'nın "Makedon ve Arnavut halklan tarafından kunılmuş birdevlet ol- duğu" ibaresinin anayasada yer alması. Bunun nasıl sonuçlar vereceğini kestirmek güç olmasa gerek. Bu taleplerin kabul edilmesi halinde bile, olaylann arkasının gelmeyeceğini görmek için de kâhin olmaya gerek yok. • • • Dtşişleri Bakanı ismail Cem'in, perşembe gece- yansına yakın bir saatte ayn ayn görüştüğü Dışişle- ri Bakanı Srygan Kerim, Cumhurbaşkanı Boris Traykovski ve Başbakan Lubço Georgievski'ye, böyle kntik bir anda dost Makedonya'ya Türkiye'nin teröre karşı ıçten desteğinı bildirmesi çok yerinde bir davranış olmuştur. Ancak bu desteğin tek başına yeterli olmayaca- ğını da kabul etmek gerekir. Eski Yugoslavya'da söz sahibi olan NATO'nun, dolayıstyla ABD'nin ve AB'nin destekleri de kaçınılmaz. Bu yönde gelen işaretler son iki günde artmış du- rumda. Makedonya yöneticileri, Sosyal Demokrat Birliği, Liberal Parti, Uberal Demokrat Parti, iki Makedon Partisi VMRO DPMNE'nin yanı sıra, iki Arnavut Par- tisi ADP ve ADRP'nin de katılacağı geniş tabanlı bir ulusal hükümet ile çözmek istiyorlar sooınu. Nite- kim, dün ilgili Arnavut partileri bu koalisyona katıla- caklannı açıkladılar. Ancak devletin yeniliği, ordunun gücü ve Balkan- lar'ın karmaşıklığı göz önünde bulundurulunca, işin çok kolay olmadığı görülüyor. Makedonya'da ateş bacayı sarmadan, herkesin bu devleti kurtarmak için kollan sıvaması, komşu Kosova'daki UÇK'nin dizginlerini elterinde tutanlara da baskı yapması gerek, hem de hiç gecikmeden... Tantan sessizliğtfii koruyor • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - lçişleri Bakanı Sadettin Tantan, tran"da bulunduğu sırada Mesut Yılmaz'ın vekili, Turızm Bakanı Erkan Mumcu'ya 'jandarmaya yönelik tasarrufta bulunması için baskı yapmasıyla' ilgili olarak sessiz tutumunu korudu. Tantan dün sabah saatlerinde geldiği Ankara'da önce konutuna geçti. Öğle saatlerinde lçişleri Bakanlığı'na gelen Tantan, konıiyla ilgili sorulan yanıtsız bıraktı. Tantan, bugün Kastamonu'ya giderek Eğitim Gönüllüleri Vakfı'nın etkinlikleriyie ilgili toplantilara katılacak. Derviş'i, yalnız DSPTıler aHuşladı • ANKARA (Cumhuriyet Bfirosu) - Devlet Bakanı Kemal Derv iş, TBMM Genel Kurulu'nda yalnız DSP milletvekılleri tarafından alktşlanan konuşmasında, "Amacımız siyasetin ekonomiye, ekonominin de siyasete daha saygılı davranmasmı sağlamaktır" dedi. Derviş. Telekom konusunda temel amacın katiyen yabancı şirketlere satmak olmadığını söyleyerek "Ekonomide etkinliği iyi yönlendirmektir. Esas amaç, illa da satmak değildir. Esas amaç, devletin ekonomik kıstaslara göre, ekonomiyi düşünerek etkin bir şekilde .. . : yönetmesidır" dedi. Türk'e 'manipülasyon' sorusu • ANKARA (Cumhurnet Biirosu) - FP Istanbul Millervekili Nazlı Ilıcak, Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde. hortumlanan Yurtbank'ın eski sahibi Ali Balkaner'e ait borsadaki manipülasyon ağını gösteren belgenin dava dosyasında yer alıp almadığını sordu. Ilıcak, tçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın gazetelere yansıyan demecinde, " Yurtbank'tan maaş alan gazeteciler olduğunu biliyomm. Ancak bunlann ismini sormadım. Çünkü bu isimleri gazeteden okumayı tercih ediyorum'" dediğini aktardı. FP'li Candan: Başbakan hasta • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - FP Genel Başkan Yardımcısı Veysel Candan, "Ekonomisi hasta bir ülkenin hasta bir başbakanı var. Başbakanın ne zaman, nerede, neyi öğrendiğini veya müdahil olduğunu anlamak mümkün değil" dedi. Candan, dün TBMM'de düzenlediği basın toplantısında. Başbakan Bülent Ecevit'in ABD Başkanı George Bush'un mektubuyla ilgili değerlendirmesini eleştirdi. Candan, "Ulusal onurdan bahsetmek mümkün değil" dedi. Yargıtay Başkanı Sami Selçuk: Polis düdüğünü andıran 1982 Anayasası kalkmalı Devlethı kleolojisi c Selçuk: Devlet, düşünceveinanç- lan yasakla\ıp yönlendirmez. İstanbul Haber Senisi r Yargıtay Başkanı Sami Selçuk, özürlü doğan 1982 Anayasası'nın "polis düdüğünü andırdığmı" \-urgulayarak bir an önce kalkmasını ya da değiştirilmesini iste- di. Selçuk, "Demokrasilerde, devletin ideolojisi ve doğruları olmaz. De\ let bi- rey içindir. Yoğunluğu düşük demokra- si olmaz. Devlet düşünce ve inançları \asakla\ıp yönlendirmez" dedi. Sivil Anayasa Girişimi"nce, Hollan- da Başkonsolosluğu'nun katkısıyla Armada Otel'de düzenlenen "Avrupa Birliği Yolunda Devlet-Shil Toplum Di- yaloğu" konulu sempozyumun ilk gü- nünde konuşan Selçuk, dünyanın insan hakları çağında yaşadığını, düşünce özgürlüğünün çiğnenmesinin. onurun çiğnenmesi anlamına geldiğini söyle- di . "Birey, yeğledikkri nedeniyle kaygı duymamab, bunları açıklamaya zor- lanmamahdır" diyen Selçuk, hiçbir görüşün kutsal ve ayncalıkJı olmadığı- nm altını çizdi. •Yargıç bağımsız olmalı' Toplumun ancak demokrasi sayesin- de oîgunlaşabileceğini, yargmın top- lumdaki demokratik tartışmaya katkı yapması gerektiğini öne süren Selçuk, 1982 Anayasası yürürlükte kaldığı sü- rece, tartışmanın rejimin içinde kalma- yacağını. hep rejimin üzerinde olaca- ğını anlattı. Selçuk, "Yargıç, bağımsız olmalıdır. Ne zaman ki yargı, siyasetin hoşlanmadığı bir karar verirse,yargıy- la oynanmaya başlanır. Yargrya politi- ka gjrdi mi, adalet kuienir" dedi. Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi (AlHM) Yargıcı Rıza Tûrmen de Ber- lin Duvan'nm yıkılmasından sonra in- san haklan kavramının küreselleştiği- ni, bu konuda küresel duyarlılık ve kü- resel bir kamu vicdanı oluştuğunu ifa- de etti. İnsan haklannın, devletin iç işi olmaktan çıktığım belirterek uluslara- rası toplumun bu konuda devletlere müdahale ettiğine dikkat çeken Tür- men, "tnsan haklan. pozitif hukuk ku- rah haline geldl AİHM'e gelen başvu- rularm yüzde 98'i bireysel başvunüar- dır. Demokrasi, günümüzde insan hak- lannı da kapsayan bir tanuna ulaşn. Fakat devletin konumundaki karma- şıkhk sürüyor. Çünkü devlet biryandan insan hakîannı ihlal ederken bir yan- dan da bu haklaruı koruyucusu duru- munda" dedi. Bugün bitecek olan sempozyum, "Hukuk ve Yargıda Reform Atöh/esi", "Yönetimde Reform ve Saydamlık Atölyesi" ile "Kültürel Haklar Atöh/e- si" olmak üzere üç atölye şeklinde ça- lıştı. Sempozyumda Prof. Dr. Burhan Şenatalar. Prof. Dr. AhmetİnseL Doç. Dr. Turgut Tarhanh. Sami Selçuk, Prof. Dr. MeteTunçay, TarhanErdem, Prof. Dr. Eser Karakaş, Prof. Dr. Fat- magül Berktay, Etyen Mahçupyan ve Prof. Dr. Murat Belge atölyelerdeki vürütme ve sunum görevlerini üstlen- diler. a gorev uyuşm 'Silahlı ayaklanma' ve [faili belli olmayacakşekildeadam öldürmek'suçlanndan haklannda dava açılan tutuklu ve hükümlülerle ilgili dosyayı inceleyen Ağır Ceza Mahkemesi ve DGMgörevsizlik kararı verdi ECEYİTKIL1Ç Cezaevlerine düzenlenen operas- yonlardan sonra "cezaevi yönetimine karşı silahlı ayaklanma". "faili belli ol- mayacak şekilde adam öldürmek**. "AteşK Silahlar Kanunu'na muhale- fet" suçlanndan haklannda da\a açı- lan tutuklu ve hükümlüleri yargılaya- cak mahkeme bulunamıyor. Csküdar Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Omraniye Cezaevi'ndeki 399 tutuklu ve hükümlü hakkında soruşturma baş- latılıp iddianame hazırlanmasına kar- şın mahkeme "görevsizlik" karan ve- rerek dosyayı îstanbul DGM'ye gön- derdi. İstanbul DGM de aynı gerek- çeyle dosyayı Yargıtay'a gönderdi. 19 Aralık'ta cezaevlerine düzenle- nen operasyonlann ardından Üskü- dar Cumhuriyet Başsavcılığı, Ümra- niye Cezaevi'ndeki 399 tutuklu ve hükümlü hakkında soruşturma baş- lattı. Tutuklu ve hükümlülere "silah- lı ayaklanma" "Ateşti Silahlar Kanu- nu'na muhalefet" ve "fafli belli olma- yacak şekilde adam öldürmek" suç- lanndan dava açıldı. Davakapsamın- da tutuklu ve hükümlüler hakkında tutuklama karan verilirken cezası bi- ten ve Şartla Salıverilme Yasasrndan yararlanarak tahliye olması gereken 90 tutuklu ise serbest bırakılmadı. Dosyayı inceleyen Üsküdar 1. Ağır Ceza Mahkemesi, suçlann TCK'nin 146. maddesine göre "Anayasal dü- İHD'Ulerden 'Siyah sessiz tnsan Haklan Derneğj (İHD) İstanbul Şubesi üyeleri. F ripi cezaevlerini protesto amacıyta baştatdan ötihn onıcunda yaşanan ölümlere \dalet Bakanlığı'nın duyarsu kahnasını protesto ettiler. tnsan haklan saMinuculan, öKim oruçlannda 4'ü tutuklu yakını olmak üzere 22 kişinin öunesine karşın, Adalet BakanlığTnın çÖ7Üm üretmeye > aklaşmadığını belirterek "Siyah sessiz tepki" eyiemi düzenlediler. ()lüm orucu eylemi 205'inci gününe girerken İHD İstanbul Şubesi önünde toplanan yaklaşık 70 kişilik topluluk 5 dakika kadar sessizce oturduktan sonra, aDoşb protesto vaparak dagıkh.(ALPERİZBUL) zeni silah zoruyia yıkmaya teşebbüs etmek" kapsamma girdiği gerekçe- siyle "görevsizfik'' karan vererek dos- yayı İstanbul DGM'ye gönderdi. is- tanbul DGM de suçun TCK'nin 146. maddesi kapsamma girmediği ve te- rör suçu niteleğinde ohnadığını belir- terek dosyayı Yargıtay'a gönderdi. is- tanbul DGM ile Usküdar 1. Ağır Ce- za Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazhğı Yargıtay tarafından çö- zülecek. Dava, Yargıtay'ın gösterdi- ği yerde görülecek. •Şuçsuz yere yatacaklar' 8 yülık tutuklu yargılan- ma sonucu ceza almadan tahliye edilenKenanTando- ğan da hakkında açılan bu dava nedeniyle serbest kala- mıyor. Kenan Tandoğan'ın amcası Kemal Tandoğan, hükümetin cezaevlerine operasyon düzenlemesine karşın çocuklannın yargı- landığına dikkat çekerek şunlan söyledi: "Dosyanın Yargrtay'a gönderflmesiyle yargılama aylar sonra başla- yacak. Bu süre içindeçocuk- lanmızsuçsuzyerecezaevin- de yatacaklar. \egenim Ke- mal Tandoğan, 8 yıl boyun- cu tutuklu yargdandı ve ce- za almadan tahliye edildi Ancak operasyonun ardm- dan Ümraniye CezaevT nde- ki tüm tutuklu ve hükümlü- lerhakkındaaçılan dava ne- deniyleserbest bırakümryor. Suçsuz yere ay larca hapis yatacak." Gözaltından bırakıldıktan sonra intihar eden D.E yoğun bakımda. Ailesi suç duyurusunda bulundu 14 yaşnıdald kıza işkence iddiası Gençkızmannesi Vıldız E, "Bugün benim masu- muma bunu yapanlar, yann başkasına neler yapariar" diye konuştu. ALPERTIRGUT Yenibosna'daki semtpazann- da, aldığı tencereyi değiştirmek isterkengözaltınaalınan 14ya- şındaki D.E, karakoldan çıktık- tan sonra girdiği bunalım sonu- cu 4. kattan atiayarak intihara teşebbüs etti. Yaklaşık 2 hafta- dır yoğun bakımda olan çocuk- larına karakolda işkence yapıl- dığını iddia eden ailesi, savcı- lığa suç duyurusunda bulundu. Aile. Terörle Mücadele polisle- rinin. kendilerine "Alevi olup olmadıklannı" sorduklannı ve çantasında bulunan Aşık Mah- zuni Şerif, Grup Yorum ve Ali Ekber Eren'in kasetleri nede- niyle kızlannı suçlu gibi göster- mek istediklerini söyledi. Yenibosna'da 29 Nisan günü kimliği olmadığı ve şüpheli gö- ründüğü gerekçesiyle gözaltı- na alınan D.E, 75. Yıl Karako- lu'na götürüldü. Ailesine haber verilmeyen D.E, 10 saat kadar karakolun Terörle Mücadele polislerince kullanılan bölü- münde tutuldu. Ailenin kara- kola başvunnası üzerine, polis D.E'nin gözaltma ahndığını ka- bul etti. Elleri arkadan kelepçe- li ve başında sıynklar ve kıza- nklar olduğu öne sürülen D.E, kimliğinin evden getirilmesi- nin üzerine serbest bırakıldı. Ailesinin tüm ısrarına karşın başından geçenleri anlatmayan D.E. girdiği bunalım sonucu ablasının evinin penceresinden atladı. Şuuru kapalı olan D.E'nin yaşam mücadelesi, is- tanbul Üniversitesi Tıp Fakül- tesi Acil Cerrahi ve Travmoto- loji bölümünde halen sürüyor. Bahçelievler Ilçe Emniyet Müdürlüğü yetkililerinin, inti- har girişiminin ardından iki kez kendilerini göraıeye geldiğini ifade eden anne Yıldız E, şun- lan söyledi: "Bizden olayıbas»- na açıklamamamızı istediler. Evladurun kendisini ihbar etti- ğini iddia ederek, bize ifadesini içerdiğiıü söyledikleri kaseti dinlettiler. Ancak kasetteki ses kızunuı sesi degildL" Abla Tîjen Çeker ise kelepçe nedeniyle ellerine kan oturan kız kardeşinin, sürekli olarak başının ağndığını söylediğini belirtti. UMUT davası İşkence savlanna takipsizlik ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-UMUT operasyo- nunun İstanbul ayağında gözaltına alınan Yusuf Ka- rakuş'a işkence yapıp yön- lendirerek Uğur Mumcu suıkasüna katıldığım itiraf etürdikleri öne sürülen po- lis memurlan hakkında ta- kipsizlik karan verildi. An- kara 2 No'lu DGM, davanın fırari sanığı Oğuz Demir hakkında yapılan işlemin DGM Cumhuriyet Başsav- cılığı'na sorulmasına karar verdi. Ankara 2 No'lu DGM'de görülen davanın dünkü oturumuna, 14'ü tu- tuklu 16 sanık, avukatlan ve müdahiller katıldı. t Zorla kabul ettik* istanbul Emniyet Müdür- lüğü'ndeki 3 pofis memuru hakkında sanık Karakuş'a işkence yaparak Uğur Mumcu'nun öldürülmesi olayına katıldığım zorla ka- bul ettirdikleri iddiasıyla Ankara DGM Savcısı HamzaKekş tarafından ya- pılan suç duyurusu üzerine başlatılan soruşturmanm sonucunun sorulduğu Fatih Cumhuriyet Başsavcıh- ğı'ndan yanıt geldiği bildi- rildi. Mahkeme Başkanı Hüseyin Eken, soruşturma sonunda 3 polis memuru hakkında takipsizlik karan verildiğinin bildirildiğini kaydetti. Savcı Hamza Keleş, sa- nık Ferhan Ozmen'e ait ol- duğunu belirttiği aracuı 14 Mayıs 2000 günü Sıncan'da terk edilmiş olarak bulun- duğunu belirterek Öz- men'den aracın kim tarafın- dan oraya götürüldüğünün ve ikametgâhı olup olmadı- ğınm sorulmasını istedi. Özmen, aracın kendisine ait olmadığını söyledi. Mahkeme Başkanı Eken, sanık ArifTan'nın oturum- lardan vareste tutulmasına, iddianamede adı geçen sa- nık Oğuz Demir hakkında ne gibi bir işlem yapıhp ya- pılmadığınm başsavcıhktan sorulmasına karar veril- diğini açıkladı. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Cavit Kavak ı dinleyen devlet ku- lağı, bir yurttaş olarak benı ürküttü. Belgeleriyle ortaya çıktığı gibi Jandar- ma Genel Komutanı adına Albay Az- iz Ergen, telefonlannı dinlemek, "iz- lemek ve gözlemek" istediğı bazı isimleri Devlet Güvenlik Mahkeme- si'ne bildirmiş. Hangi gerekçeleri öne sürdüğünü tam olarak bilmiyoruz. An- cak DGM hâkiminin dinleme talebini kabul edip izin verdiği gerekçeyi net olarak biliyoruz. Şöyle diyor Ankara 2 No'lu DGM Hâkimi Ramazan Aksan: "Ankara ilinde yapılan bir ihale yol- suzluğu ile ilgili şebeke oluşturdukla- rı yolunda kuvvetli şüphe bulunan Mustafa Mendilcioğlu, Cavit Kavak ve Yasin Erdinç 'in 4422 sayılı yasa- nın 3. maddesi uyarınca gizli olarak iz- lenmesi ve gözlenmesine dair bir ka- rar verilmesi istenilmiş olup; Mahke- memiz Yedek Hâkimiiği'ne gönderi- len evrak içeriğine göre, şahısların uzun süredir takip edildiği, telefonla- Cavit Kavak'ı Dinleme Gerekçesi rınm izlenip dinlendiği, ancak yeterli kanıtlara ulaşılamadığı anlaşılmakla; haklannda soruşturma yürütülen şa- hıslann 4422 sayılı yasanın 3. ve 8. maddeleri uyarınca mesken, ikamet- gâh, işyeri ve kamuya açık yerlerdeki her türlü faaliyetlerinin gizli olarak iz- lenmesine karar verildi." Bu mahkeme karan üzerinde tartı- şılacak çok şey var. Öncelikle şu 4422 sayılı yasa ilginç. Bu yasa, Susurluk kazası sonrası, çetelerle mücadele için çıkanlmıştı. Ancak son olaylarda görüldüğü gibi, bu yasa da her zaman olduğu gibi bazı devlet kurumianna olağanüstü yetkiler verdi. Bu yetkileri bir denetim attında olmadan uygula- maya kalkınca korkutucu sonuçlar or- taya çıkıyor. 4422 sayılı yasa çıktı a- ma, Susurluk kazasıyla ortaya çıkan devlet içindeki çeteleşme konusunda ciddi hiçbir adım atılmadı. Dönemin Jandarma Komutanı Teoman Ko- man, soruşturmayla ilgili TBMM Ko- misyonu'na ifade bile vermedi. Ab- dullah Çatiı'nın telefon arkadaşı Jan- darma generali Veli Küçük'ün ifade- si bile alınmadı. Yani o dönemde Jandarma Komu- tanlığt'ndaki bazı subaylar konusun- da önemli iddialar ortaya atılmıştı, an- cak bu konuda hiçbir ciddi soruştur- ma yapılmadı. 4422 sayılı yasa ise gö- rüldüğü kadarıyla jandarmaya olağa- nüstü yetkiler tanıyor. Jandarmanın bu yetkiyi nasıl kullandığına ilişkin ise çok tartışmalı sonuçlarla yüz yüze ge- liyoruz. Cavit Kavak'ın ve birçok bü- rokratın bu karardan daha önce de dinlendiği, yine bu mahkeme karann- da yer alıyor. Yine mahkeme ka- rarında bir milletvekili, bir genel mü- dür için "çete oluşturdukları konu- sunda kuvvetli şüpheler bulunduğu " söyleniyor. Bunu kim söylüyor, jan- darma. Mahkeme de jandarmadan gelen bu şüpheyi yerinde görüyor ve "Çefe oluşturduklan şüphesiyle din- leyin" diye karar veriyor. 4422 sayılı yasa, eğer böyle gider- se bir süre sonra, güvenlik güçlerinin hemen her istediğini sokaktan alıp götürüp sorguladığı bir keyfiliğe dö- nüşebilir. Bu mahkeme kararının ka- muyayansıması üzerine DGM Savcı- sı Talat Şalk'ın yaptığı açıklama ise bir başka felaket. "Biz onun milletve- kili olduğunu anladığımız için dinle- medik" diyor. O zaman sormazlar mı, bu ülkede başbakan yardımcılıgı yap- mış, iktidar partisi yöneticisi bir mil- letvekHinin adını fark etmediler mi? önce jandarma dinlenmesini istiyor, mahkeme ise zaten dinlenen bu kişi- yi dinleyip izleyebilirsiniz diyor, sonra bunlar gazetelere yansıyınca, onun milletvekili olduğu anlaşılınca dinlen- medi deniyor. Bunu da DGM Savcısı söylüyor. Cavit Kavak hakkındaki tartışma bir gerçeği bir kez daha gözler önüne serdi. Olağanüstü bir mahkeme olan DGM'lerin 4422 sayılı yasa ile yetkile- ri arttınldı. DGM Savcılığı ve DGM iki- lisine şimdi bir de jandarma katıldı. Çetelerle mücadele etmek için kurul- duğu söylenen bu üçlünün ellerinde- ki olağanüstü yetkilerle neler yapabi- leceği, yaptıklarına bakınca endişe verici bir görünüme büründü. Cavit Kavak'la ilgili ortaya çıkan tablo korkutucu. Daha da korkutucu olan, bu ülkede sorunlar çözülmek yönünde değil, sanki düğümlenmek yönünde gelişiyor. DGM'nin verdiği karar, bir ibret belgesi olarak tarihe kalabilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle