Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 MAYIS 2001 CUMARTESİ
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİ SİRMEN
Makedonya'da Ateş
Bacayı Sarmadan...
Üsküp'ten geçerken, çocukluğunu oralarda yaşa-
yan Yahya Kemal'i. Makedonya'yı görünce 'Dila
Hatun'u, 'Makedonya 79OO'ün yazan Necati Cu-
malı'yı, Manastır Idadisi'ni ve Mustafa Kemal'i
anımsamamak mümkün mü?
O topraklar ki bir zamanlar nüfusunun çoğunluğu
bizdendi, hatta bu yüzyılın ortasındaki büyük göç-
ler olmasaydı, yine çoğunluğa yakını bizden olacak-
tı, bizim değildir şimdi.
Makedonya bizim vatanımız değil, ama tarihimiz.
Kimbilir kaçımız, köklerimizi orada buluruz?
1991 yıhndan beri 25.713 km2'lik 2 milyon nüfus-
lu, küçük, sınırdaş olmasak bile komşu ve dost bir
ülke Makedonya.
Resmi rakamlara göre 78.000 kişi ile bu nüfusun
yüzde 4'ü Türk asıllı. Üsküp'te karşılaştığımız Türk-
ler, kendi nüfuslannın resmen açıklananın üstünde
olduğunu ileri sürüyortar.
Makedonya öbür Balkan ülkeleri gibi, hatta belki
de hepsinden dahafazla bir etnik mozaik. Makedon-
lar, Arnavutlar, Türkler, Romanlar, Sırplar, Ulahlar ve
bunlann yanı sıra 'diğer' diye geçenler ki dinleri açı-
sından Ortodoks, Müslüman, Katolik, çok az sayı-
da da Yahudidirier, yan yana yaşarlar.
• • •
Balkanlar için çalan tehlike çanlannın en şiddetle
duyulduğu yer, şu anda Makedonya.
Tarihin bir arada yaşamaya mahkûm ettiği gerçe-
ğini bir türiü kabul etmeyen insanlar, bu son derece
hoş mozayiği ahenk içinde sürdürmek yerine çatış-
mayı seçiyoriar ne yazık kı...
Şu anda, Makedonya'da da durum aynı. Kalkan-
delen'de, Kosova'dan sızan Arnavut milislerin baş-
lattıkları olaylar, Makedon iktidarı ve silahlı kuvvet-
terinin çabalarına karşın sona ermiş değil, çatışma-
lar yayılma eğilimi gösteriyor.
Olaylan başlatanlann ardında UÇK'nin uzantılan,
Arnavut mafyasının adamları da var. Zaten, militan-
lann bir yandan Amavutlara daha geniş haklar veril-
mesi istemlerinin ardında, aynı zamanda uyuşturu-
cu kaçakçılannın adamlan ve kimi kaçakçılık koridor-
lannı elde bulundurma kaygısının da yattığını herkes
biliyor.
Arnavutların istemleri, Makedonya'nın "Makedon
ve Arnavut halklan tarafından kunılmuş birdevlet ol-
duğu" ibaresinin anayasada yer alması.
Bunun nasıl sonuçlar vereceğini kestirmek güç
olmasa gerek. Bu taleplerin kabul edilmesi halinde
bile, olaylann arkasının gelmeyeceğini görmek için
de kâhin olmaya gerek yok.
• • •
Dtşişleri Bakanı ismail Cem'in, perşembe gece-
yansına yakın bir saatte ayn ayn görüştüğü Dışişle-
ri Bakanı Srygan Kerim, Cumhurbaşkanı Boris
Traykovski ve Başbakan Lubço Georgievski'ye,
böyle kntik bir anda dost Makedonya'ya Türkiye'nin
teröre karşı ıçten desteğinı bildirmesi çok yerinde bir
davranış olmuştur.
Ancak bu desteğin tek başına yeterli olmayaca-
ğını da kabul etmek gerekir. Eski Yugoslavya'da söz
sahibi olan NATO'nun, dolayıstyla ABD'nin ve AB'nin
destekleri de kaçınılmaz.
Bu yönde gelen işaretler son iki günde artmış du-
rumda.
Makedonya yöneticileri, Sosyal Demokrat Birliği,
Liberal Parti, Uberal Demokrat Parti, iki Makedon
Partisi VMRO DPMNE'nin yanı sıra, iki Arnavut Par-
tisi ADP ve ADRP'nin de katılacağı geniş tabanlı bir
ulusal hükümet ile çözmek istiyorlar sooınu. Nite-
kim, dün ilgili Arnavut partileri bu koalisyona katıla-
caklannı açıkladılar.
Ancak devletin yeniliği, ordunun gücü ve Balkan-
lar'ın karmaşıklığı göz önünde bulundurulunca, işin
çok kolay olmadığı görülüyor.
Makedonya'da ateş bacayı sarmadan, herkesin
bu devleti kurtarmak için kollan sıvaması, komşu
Kosova'daki UÇK'nin dizginlerini elterinde tutanlara
da baskı yapması gerek, hem de hiç gecikmeden...
Tantan sessizliğtfii koruyor
• ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - lçişleri Bakanı
Sadettin Tantan, tran"da bulunduğu sırada Mesut
Yılmaz'ın vekili, Turızm Bakanı Erkan Mumcu'ya
'jandarmaya yönelik tasarrufta bulunması için baskı
yapmasıyla' ilgili olarak sessiz tutumunu korudu.
Tantan dün sabah saatlerinde geldiği Ankara'da önce
konutuna geçti. Öğle saatlerinde lçişleri
Bakanlığı'na gelen Tantan, konıiyla ilgili sorulan
yanıtsız bıraktı. Tantan, bugün Kastamonu'ya
giderek Eğitim Gönüllüleri Vakfı'nın etkinlikleriyie
ilgili toplantilara katılacak.
Derviş'i, yalnız DSPTıler aHuşladı
• ANKARA (Cumhuriyet Bfirosu) - Devlet Bakanı
Kemal Derv iş, TBMM Genel Kurulu'nda yalnız
DSP milletvekılleri tarafından alktşlanan
konuşmasında, "Amacımız siyasetin ekonomiye,
ekonominin de siyasete daha saygılı davranmasmı
sağlamaktır" dedi. Derviş. Telekom konusunda
temel amacın katiyen yabancı şirketlere satmak
olmadığını söyleyerek "Ekonomide etkinliği iyi
yönlendirmektir. Esas amaç, illa da satmak değildir.
Esas amaç, devletin ekonomik kıstaslara göre,
ekonomiyi düşünerek etkin bir şekilde .. . :
yönetmesidır" dedi.
Türk'e 'manipülasyon' sorusu
• ANKARA (Cumhurnet Biirosu) - FP Istanbul
Millervekili Nazlı Ilıcak, Adalet Bakanı Hikmet Sami
Türk'ün yanıtlaması istemiyle verdiği soru
önergesinde. hortumlanan Yurtbank'ın eski sahibi Ali
Balkaner'e ait borsadaki manipülasyon ağını gösteren
belgenin dava dosyasında yer alıp almadığını sordu.
Ilıcak, tçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın gazetelere
yansıyan demecinde, " Yurtbank'tan maaş alan
gazeteciler olduğunu biliyomm. Ancak bunlann
ismini sormadım. Çünkü bu isimleri gazeteden
okumayı tercih ediyorum'" dediğini aktardı.
FP'li Candan: Başbakan hasta
• ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - FP Genel
Başkan Yardımcısı Veysel Candan, "Ekonomisi
hasta bir ülkenin hasta bir başbakanı var.
Başbakanın ne zaman, nerede, neyi öğrendiğini
veya müdahil olduğunu anlamak mümkün değil"
dedi. Candan, dün TBMM'de düzenlediği basın
toplantısında. Başbakan Bülent Ecevit'in ABD
Başkanı George Bush'un mektubuyla ilgili
değerlendirmesini eleştirdi. Candan, "Ulusal
onurdan bahsetmek mümkün değil" dedi.
Yargıtay Başkanı Sami Selçuk: Polis düdüğünü andıran 1982 Anayasası kalkmalı
Devlethı kleolojisi c
Selçuk: Devlet, düşünceveinanç-
lan yasakla\ıp yönlendirmez.
İstanbul Haber Senisi r Yargıtay
Başkanı Sami Selçuk, özürlü doğan
1982 Anayasası'nın "polis düdüğünü
andırdığmı" \-urgulayarak bir an önce
kalkmasını ya da değiştirilmesini iste-
di. Selçuk, "Demokrasilerde, devletin
ideolojisi ve doğruları olmaz. De\ let bi-
rey içindir. Yoğunluğu düşük demokra-
si olmaz. Devlet düşünce ve inançları
\asakla\ıp yönlendirmez" dedi.
Sivil Anayasa Girişimi"nce, Hollan-
da Başkonsolosluğu'nun katkısıyla
Armada Otel'de düzenlenen "Avrupa
Birliği Yolunda Devlet-Shil Toplum Di-
yaloğu" konulu sempozyumun ilk gü-
nünde konuşan Selçuk, dünyanın insan
hakları çağında yaşadığını, düşünce
özgürlüğünün çiğnenmesinin. onurun
çiğnenmesi anlamına geldiğini söyle-
di . "Birey, yeğledikkri nedeniyle kaygı
duymamab, bunları açıklamaya zor-
lanmamahdır" diyen Selçuk, hiçbir
görüşün kutsal ve ayncalıkJı olmadığı-
nm altını çizdi.
•Yargıç bağımsız olmalı'
Toplumun ancak demokrasi sayesin-
de oîgunlaşabileceğini, yargmın top-
lumdaki demokratik tartışmaya katkı
yapması gerektiğini öne süren Selçuk,
1982 Anayasası yürürlükte kaldığı sü-
rece, tartışmanın rejimin içinde kalma-
yacağını. hep rejimin üzerinde olaca-
ğını anlattı. Selçuk, "Yargıç, bağımsız
olmalıdır. Ne zaman ki yargı, siyasetin
hoşlanmadığı bir karar verirse,yargıy-
la oynanmaya başlanır. Yargrya politi-
ka gjrdi mi, adalet kuienir" dedi.
Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi
(AlHM) Yargıcı Rıza Tûrmen de Ber-
lin Duvan'nm yıkılmasından sonra in-
san haklan kavramının küreselleştiği-
ni, bu konuda küresel duyarlılık ve kü-
resel bir kamu vicdanı oluştuğunu ifa-
de etti. İnsan haklannın, devletin iç işi
olmaktan çıktığım belirterek uluslara-
rası toplumun bu konuda devletlere
müdahale ettiğine dikkat çeken Tür-
men, "tnsan haklan. pozitif hukuk ku-
rah haline geldl AİHM'e gelen başvu-
rularm yüzde 98'i bireysel başvunüar-
dır. Demokrasi, günümüzde insan hak-
lannı da kapsayan bir tanuna ulaşn.
Fakat devletin konumundaki karma-
şıkhk sürüyor. Çünkü devlet biryandan
insan hakîannı ihlal ederken bir yan-
dan da bu haklaruı koruyucusu duru-
munda" dedi.
Bugün bitecek olan sempozyum,
"Hukuk ve Yargıda Reform Atöh/esi",
"Yönetimde Reform ve Saydamlık
Atölyesi" ile "Kültürel Haklar Atöh/e-
si" olmak üzere üç atölye şeklinde ça-
lıştı. Sempozyumda Prof. Dr. Burhan
Şenatalar. Prof. Dr. AhmetİnseL Doç.
Dr. Turgut Tarhanh. Sami Selçuk,
Prof. Dr. MeteTunçay, TarhanErdem,
Prof. Dr. Eser Karakaş, Prof. Dr. Fat-
magül Berktay, Etyen Mahçupyan ve
Prof. Dr. Murat Belge atölyelerdeki
vürütme ve sunum görevlerini üstlen-
diler.
a gorev uyuşm
'Silahlı ayaklanma' ve [faili belli olmayacakşekildeadam öldürmek'suçlanndan haklannda dava açılan
tutuklu ve hükümlülerle ilgili dosyayı inceleyen Ağır Ceza Mahkemesi ve DGMgörevsizlik kararı verdi
ECEYİTKIL1Ç
Cezaevlerine düzenlenen operas-
yonlardan sonra "cezaevi yönetimine
karşı silahlı ayaklanma". "faili belli ol-
mayacak şekilde adam öldürmek**.
"AteşK Silahlar Kanunu'na muhale-
fet" suçlanndan haklannda da\a açı-
lan tutuklu ve hükümlüleri yargılaya-
cak mahkeme bulunamıyor. Csküdar
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından
Omraniye Cezaevi'ndeki 399 tutuklu
ve hükümlü hakkında soruşturma baş-
latılıp iddianame hazırlanmasına kar-
şın mahkeme "görevsizlik" karan ve-
rerek dosyayı îstanbul DGM'ye gön-
derdi. İstanbul DGM de aynı gerek-
çeyle dosyayı Yargıtay'a gönderdi.
19 Aralık'ta cezaevlerine düzenle-
nen operasyonlann ardından Üskü-
dar Cumhuriyet Başsavcılığı, Ümra-
niye Cezaevi'ndeki 399 tutuklu ve
hükümlü hakkında soruşturma baş-
lattı. Tutuklu ve hükümlülere "silah-
lı ayaklanma" "Ateşti Silahlar Kanu-
nu'na muhalefet" ve "fafli belli olma-
yacak şekilde adam öldürmek" suç-
lanndan dava açıldı. Davakapsamın-
da tutuklu ve hükümlüler hakkında
tutuklama karan verilirken cezası bi-
ten ve Şartla Salıverilme Yasasrndan
yararlanarak tahliye olması gereken
90 tutuklu ise serbest bırakılmadı.
Dosyayı inceleyen Üsküdar 1. Ağır
Ceza Mahkemesi, suçlann TCK'nin
146. maddesine göre "Anayasal dü-
İHD'Ulerden
'Siyah sessiz
tnsan Haklan Derneğj (İHD)
İstanbul Şubesi üyeleri. F ripi
cezaevlerini protesto amacıyta
baştatdan ötihn onıcunda
yaşanan ölümlere \dalet
Bakanlığı'nın duyarsu
kahnasını protesto ettiler.
tnsan haklan saMinuculan,
öKim oruçlannda 4'ü tutuklu
yakını olmak üzere 22 kişinin
öunesine karşın, Adalet
BakanlığTnın çÖ7Üm
üretmeye > aklaşmadığını
belirterek "Siyah sessiz tepki"
eyiemi düzenlediler. ()lüm
orucu eylemi 205'inci gününe
girerken İHD İstanbul Şubesi
önünde toplanan yaklaşık 70
kişilik topluluk 5 dakika
kadar sessizce oturduktan
sonra, aDoşb protesto vaparak
dagıkh.(ALPERİZBUL)
zeni silah zoruyia yıkmaya teşebbüs
etmek" kapsamma girdiği gerekçe-
siyle "görevsizfik'' karan vererek dos-
yayı İstanbul DGM'ye gönderdi. is-
tanbul DGM de suçun TCK'nin 146.
maddesi kapsamma girmediği ve te-
rör suçu niteleğinde ohnadığını belir-
terek dosyayı Yargıtay'a gönderdi. is-
tanbul DGM ile Usküdar 1. Ağır Ce-
za Mahkemesi arasındaki görev
uyuşmazhğı Yargıtay tarafından çö-
zülecek. Dava, Yargıtay'ın gösterdi-
ği yerde görülecek.
•Şuçsuz yere yatacaklar'
8 yülık tutuklu yargılan-
ma sonucu ceza almadan
tahliye edilenKenanTando-
ğan da hakkında açılan bu
dava nedeniyle serbest kala-
mıyor. Kenan Tandoğan'ın
amcası Kemal Tandoğan,
hükümetin cezaevlerine
operasyon düzenlemesine
karşın çocuklannın yargı-
landığına dikkat çekerek
şunlan söyledi: "Dosyanın
Yargrtay'a gönderflmesiyle
yargılama aylar sonra başla-
yacak. Bu süre içindeçocuk-
lanmızsuçsuzyerecezaevin-
de yatacaklar. \egenim Ke-
mal Tandoğan, 8 yıl boyun-
cu tutuklu yargdandı ve ce-
za almadan tahliye edildi
Ancak operasyonun ardm-
dan Ümraniye CezaevT nde-
ki tüm tutuklu ve hükümlü-
lerhakkındaaçılan dava ne-
deniyleserbest bırakümryor.
Suçsuz yere ay larca hapis
yatacak."
Gözaltından bırakıldıktan sonra intihar eden D.E yoğun bakımda. Ailesi suç duyurusunda bulundu
14 yaşnıdald kıza işkence iddiası
Gençkızmannesi Vıldız
E, "Bugün benim masu-
muma bunu yapanlar,
yann başkasına neler
yapariar" diye konuştu.
ALPERTIRGUT
Yenibosna'daki semtpazann-
da, aldığı tencereyi değiştirmek
isterkengözaltınaalınan 14ya-
şındaki D.E, karakoldan çıktık-
tan sonra girdiği bunalım sonu-
cu 4. kattan atiayarak intihara
teşebbüs etti. Yaklaşık 2 hafta-
dır yoğun bakımda olan çocuk-
larına karakolda işkence yapıl-
dığını iddia eden ailesi, savcı-
lığa suç duyurusunda bulundu.
Aile. Terörle Mücadele polisle-
rinin. kendilerine "Alevi olup
olmadıklannı" sorduklannı ve
çantasında bulunan Aşık Mah-
zuni Şerif, Grup Yorum ve Ali
Ekber Eren'in kasetleri nede-
niyle kızlannı suçlu gibi göster-
mek istediklerini söyledi.
Yenibosna'da 29 Nisan günü
kimliği olmadığı ve şüpheli gö-
ründüğü gerekçesiyle gözaltı-
na alınan D.E, 75. Yıl Karako-
lu'na götürüldü. Ailesine haber
verilmeyen D.E, 10 saat kadar
karakolun Terörle Mücadele
polislerince kullanılan bölü-
münde tutuldu. Ailenin kara-
kola başvunnası üzerine, polis
D.E'nin gözaltma ahndığını ka-
bul etti. Elleri arkadan kelepçe-
li ve başında sıynklar ve kıza-
nklar olduğu öne sürülen D.E,
kimliğinin evden getirilmesi-
nin üzerine serbest bırakıldı.
Ailesinin tüm ısrarına karşın
başından geçenleri anlatmayan
D.E. girdiği bunalım sonucu
ablasının evinin penceresinden
atladı. Şuuru kapalı olan
D.E'nin yaşam mücadelesi, is-
tanbul Üniversitesi Tıp Fakül-
tesi Acil Cerrahi ve Travmoto-
loji bölümünde halen sürüyor.
Bahçelievler Ilçe Emniyet
Müdürlüğü yetkililerinin, inti-
har girişiminin ardından iki kez
kendilerini göraıeye geldiğini
ifade eden anne Yıldız E, şun-
lan söyledi: "Bizden olayıbas»-
na açıklamamamızı istediler.
Evladurun kendisini ihbar etti-
ğini iddia ederek, bize ifadesini
içerdiğiıü söyledikleri kaseti
dinlettiler. Ancak kasetteki ses
kızunuı sesi degildL"
Abla Tîjen Çeker ise kelepçe
nedeniyle ellerine kan oturan
kız kardeşinin, sürekli olarak
başının ağndığını söylediğini
belirtti.
UMUT davası
İşkence
savlanna
takipsizlik
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-UMUT operasyo-
nunun İstanbul ayağında
gözaltına alınan Yusuf Ka-
rakuş'a işkence yapıp yön-
lendirerek Uğur Mumcu
suıkasüna katıldığım itiraf
etürdikleri öne sürülen po-
lis memurlan hakkında ta-
kipsizlik karan verildi. An-
kara 2 No'lu DGM, davanın
fırari sanığı Oğuz Demir
hakkında yapılan işlemin
DGM Cumhuriyet Başsav-
cılığı'na sorulmasına karar
verdi. Ankara 2 No'lu
DGM'de görülen davanın
dünkü oturumuna, 14'ü tu-
tuklu 16 sanık, avukatlan ve
müdahiller katıldı.
t
Zorla kabul ettik*
istanbul Emniyet Müdür-
lüğü'ndeki 3 pofis memuru
hakkında sanık Karakuş'a
işkence yaparak Uğur
Mumcu'nun öldürülmesi
olayına katıldığım zorla ka-
bul ettirdikleri iddiasıyla
Ankara DGM Savcısı
HamzaKekş tarafından ya-
pılan suç duyurusu üzerine
başlatılan soruşturmanm
sonucunun sorulduğu Fatih
Cumhuriyet Başsavcıh-
ğı'ndan yanıt geldiği bildi-
rildi. Mahkeme Başkanı
Hüseyin Eken, soruşturma
sonunda 3 polis memuru
hakkında takipsizlik karan
verildiğinin bildirildiğini
kaydetti.
Savcı Hamza Keleş, sa-
nık Ferhan Ozmen'e ait ol-
duğunu belirttiği aracuı 14
Mayıs 2000 günü Sıncan'da
terk edilmiş olarak bulun-
duğunu belirterek Öz-
men'den aracın kim tarafın-
dan oraya götürüldüğünün
ve ikametgâhı olup olmadı-
ğınm sorulmasını istedi.
Özmen, aracın kendisine
ait olmadığını söyledi.
Mahkeme Başkanı Eken,
sanık ArifTan'nın oturum-
lardan vareste tutulmasına,
iddianamede adı geçen sa-
nık Oğuz Demir hakkında
ne gibi bir işlem yapıhp ya-
pılmadığınm başsavcıhktan
sorulmasına karar veril-
diğini açıkladı.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Cavit Kavak ı dinleyen devlet ku-
lağı, bir yurttaş olarak benı ürküttü.
Belgeleriyle ortaya çıktığı gibi Jandar-
ma Genel Komutanı adına Albay Az-
iz Ergen, telefonlannı dinlemek, "iz-
lemek ve gözlemek" istediğı bazı
isimleri Devlet Güvenlik Mahkeme-
si'ne bildirmiş. Hangi gerekçeleri öne
sürdüğünü tam olarak bilmiyoruz. An-
cak DGM hâkiminin dinleme talebini
kabul edip izin verdiği gerekçeyi net
olarak biliyoruz. Şöyle diyor Ankara 2
No'lu DGM Hâkimi Ramazan Aksan:
"Ankara ilinde yapılan bir ihale yol-
suzluğu ile ilgili şebeke oluşturdukla-
rı yolunda kuvvetli şüphe bulunan
Mustafa Mendilcioğlu, Cavit Kavak
ve Yasin Erdinç 'in 4422 sayılı yasa-
nın 3. maddesi uyarınca gizli olarak iz-
lenmesi ve gözlenmesine dair bir ka-
rar verilmesi istenilmiş olup; Mahke-
memiz Yedek Hâkimiiği'ne gönderi-
len evrak içeriğine göre, şahısların
uzun süredir takip edildiği, telefonla-
Cavit Kavak'ı Dinleme Gerekçesi
rınm izlenip dinlendiği, ancak yeterli
kanıtlara ulaşılamadığı anlaşılmakla;
haklannda soruşturma yürütülen şa-
hıslann 4422 sayılı yasanın 3. ve 8.
maddeleri uyarınca mesken, ikamet-
gâh, işyeri ve kamuya açık yerlerdeki
her türlü faaliyetlerinin gizli olarak iz-
lenmesine karar verildi."
Bu mahkeme karan üzerinde tartı-
şılacak çok şey var. Öncelikle şu 4422
sayılı yasa ilginç. Bu yasa, Susurluk
kazası sonrası, çetelerle mücadele
için çıkanlmıştı. Ancak son olaylarda
görüldüğü gibi, bu yasa da her zaman
olduğu gibi bazı devlet kurumianna
olağanüstü yetkiler verdi. Bu yetkileri
bir denetim attında olmadan uygula-
maya kalkınca korkutucu sonuçlar or-
taya çıkıyor. 4422 sayılı yasa çıktı a-
ma, Susurluk kazasıyla ortaya çıkan
devlet içindeki çeteleşme konusunda
ciddi hiçbir adım atılmadı. Dönemin
Jandarma Komutanı Teoman Ko-
man, soruşturmayla ilgili TBMM Ko-
misyonu'na ifade bile vermedi. Ab-
dullah Çatiı'nın telefon arkadaşı Jan-
darma generali Veli Küçük'ün ifade-
si bile alınmadı.
Yani o dönemde Jandarma Komu-
tanlığt'ndaki bazı subaylar konusun-
da önemli iddialar ortaya atılmıştı, an-
cak bu konuda hiçbir ciddi soruştur-
ma yapılmadı. 4422 sayılı yasa ise gö-
rüldüğü kadarıyla jandarmaya olağa-
nüstü yetkiler tanıyor. Jandarmanın
bu yetkiyi nasıl kullandığına ilişkin ise
çok tartışmalı sonuçlarla yüz yüze ge-
liyoruz. Cavit Kavak'ın ve birçok bü-
rokratın bu karardan daha önce de
dinlendiği, yine bu mahkeme karann-
da yer alıyor. Yine mahkeme ka-
rarında bir milletvekili, bir genel mü-
dür için "çete oluşturdukları konu-
sunda kuvvetli şüpheler bulunduğu "
söyleniyor. Bunu kim söylüyor, jan-
darma. Mahkeme de jandarmadan
gelen bu şüpheyi yerinde görüyor ve
"Çefe oluşturduklan şüphesiyle din-
leyin" diye karar veriyor.
4422 sayılı yasa, eğer böyle gider-
se bir süre sonra, güvenlik güçlerinin
hemen her istediğini sokaktan alıp
götürüp sorguladığı bir keyfiliğe dö-
nüşebilir. Bu mahkeme kararının ka-
muyayansıması üzerine DGM Savcı-
sı Talat Şalk'ın yaptığı açıklama ise
bir başka felaket. "Biz onun milletve-
kili olduğunu anladığımız için dinle-
medik" diyor. O zaman sormazlar mı,
bu ülkede başbakan yardımcılıgı yap-
mış, iktidar partisi yöneticisi bir mil-
letvekHinin adını fark etmediler mi?
önce jandarma dinlenmesini istiyor,
mahkeme ise zaten dinlenen bu kişi-
yi dinleyip izleyebilirsiniz diyor, sonra
bunlar gazetelere yansıyınca, onun
milletvekili olduğu anlaşılınca dinlen-
medi deniyor. Bunu da DGM Savcısı
söylüyor.
Cavit Kavak hakkındaki tartışma bir
gerçeği bir kez daha gözler önüne
serdi. Olağanüstü bir mahkeme olan
DGM'lerin 4422 sayılı yasa ile yetkile-
ri arttınldı. DGM Savcılığı ve DGM iki-
lisine şimdi bir de jandarma katıldı.
Çetelerle mücadele etmek için kurul-
duğu söylenen bu üçlünün ellerinde-
ki olağanüstü yetkilerle neler yapabi-
leceği, yaptıklarına bakınca endişe
verici bir görünüme büründü.
Cavit Kavak'la ilgili ortaya çıkan
tablo korkutucu. Daha da korkutucu
olan, bu ülkede sorunlar çözülmek
yönünde değil, sanki düğümlenmek
yönünde gelişiyor. DGM'nin verdiği
karar, bir ibret belgesi olarak tarihe
kalabilir.