15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 MAYIS 2001 CUMARTESİ O L A Y L i A K \tı C r O K L J ^ L E K [email protected] "Ölmek yenilmek değil" Bu bir manşet.. Koskoca bir sayfada ölüm orucunda gidenlerin resimleri... Tec- ridi parçalayarak ölümsüz- leşen'; 'genç öfkesiyfe tutuş- tuğuyüreğiniyaşanacakgü- zelgünlehn inancıyla parça- ladı'; 'güneşi zaptetme he- define kilitlenerek karanlıga ışık olmak isteyenler'; 'ideallehm için yaşamla, ideallerim için ölmek arasında fark olduğunu düşün- müyorum'; 'onuriu biryaşam için gerekirse ölünebileceği'; 'ölüm oruçu şehitleri ölümsüzdür'... Ölerek zafer kazanmak olası mı- dır? Savaşırsın, uğraşırsın, bir şey- ler yaparsın, görüşlerini sonuna kadar savunursun... Ama, yaşar- san yaparsın bunlan! Ölürsen, he- le kendi isteğinle, ya da bir örgii- tün itmesiyle bu dünyadan kopar- san hangi zaferden söz edebilir- sin? "Bahar" dergisinde Dursun Öz- den bütün bu sözleri, eylemleri görmüş, şu satırlan yazmaktan kendini a/amamış: "Az da kalsa, daha zaman var- ken 'Devlet ödün vermez' ya da 'Devleti dize getireceğiz' inatçı mantığının sonucunun, onlarca EVET/HAYIR OKTAY AKBAL f Siz Hiç Öldünüz mü? r gencin ölümünü getireceğini bi- lerek son anlannda doğru ve sağ- lıklı düşünemeyen ve karar vere- meyen bu gençlerin ölümü seç- melerine neden olan ortamlar ve karahar kaldınlmalı ve bu oyuna son verilmelidir." Hangi kaynak, hangi kurul, han- gi lider, hangi anlayış bu denli zor- luyor öğrenim görmüş gençleri- mizi, ölüme sürüklüyor? Boşuna ölümler, boşuna harcanışlari.. Han- gi zafer ölümle kazanılır, hele ken- dini kendi elinle öldürürsen. "Bu gençlerin birinci derece- den yakınınız olduğunu düşünün ve kendinizi onlann ailelerinin ye- rine koyun. Koyun bakalım ne ola- cak? 0 zaman şu kocaman soru- ya küçücük bir yanıt verin. Ama sakın sessiz kalmayın. Siz hiç öl- dünüz mü?" Hep yazmak istediğim buydu. Bu satıriar... Bu seslenişler... ölüm- leri seyrederek geçen günler, aylar... Bu ara- da sayısı yirmiyi bulan ya da geçen gencecik çocukların alınlannda kırmızı bantla ölüm yol- culuğuna çıkmaları!.. Kendi istekJeriyle, 'ölüm yenilgi değildir, zafer bizim olacaktır' yalanlanyla... Dağlarca'nın dizelerini anım- sayalım: "Kim aldatmış bu kadar insanı Kimsecikler aldırmtyor ölüme ölüm ey göklerden büyük Sığdıramıyonjm gönlüme." Kim aldatmış bu kadar genç in- sanı, kim kandırmış 'ölmekzafer- dir' kandırmacasıyla1 .. Çoğu oku- muş yazmış bunca genç insanın birer robot gibi ölüme teslim olma- lannın kaçınılmaz olduğuna kim inandırmış? Nasıl birgüç bu? Na- sıl bir karanlık bilinç? Yaşam bir kez verilir insana... Sınırlı bir süreç... Önemli olan, o süreci, önce kendisi için, sonra yurdu, insanlan için, geleceğin gü- ze\ aydınlığını kurmak için kullan- masını bilmektir. 0 da, önce ya- şama sanlmakla olur. Ölümü seç- mekle değil! Zaferi kazanmanın tek yolu yaşamak değilse nedir? ODTÜ Ormanı Tehlikede! Kırk yıl önce eski rektörümüz Sayın KentalKıır- daş'm girişimleriyle başlatılan ağaçlandırma çalış- malan sonucunda bir ODTÜ ormanı yaratıldı. Bu- rası sadece bir ağaçlar topluluğu değil, gerçek bir ormandırartık; çünkü kendi kendini yenileyebilmek- tedir; tilki, tavşan, yılan ve değişik kuş türierini içinde banndıran doğal bir oluşuma dönüşmüştür. ODTÜ ormanının çevresinin tellerle çevrili ol- masıbazı kesimleri rahatsız etmekte ve ormanın hal- ka açılması için üniversiteye büyük baskılar yapıl- maktadır. Oysa bu ormanın halka açılması demek, bu ormanın ölüme terk edilmesi demektir! Halka açılanbütünormanlarda şu klasik fılmi sey- retmekteyiz: Ormanın içinde sayısız patikalar açıl- makta ve yeni çıkan fidanlar silındir gibi ezilmek- tedir; mangalını kapan ormana hücum ettiğinden, orman bir anda "Mangalistan''a dönmekte, yangın riski büyümekte ve orman havası da kebap koku- lanyla dolmakta; toprağın üzerinde insanlar yürü- dükçe toprağın yüzeyi sıkışmakta ve toprak soluk alamaz duruma gelmektedir... ODTÜ ormanının bir başka sorunu da şudur: Anadolu Bulvan gelmiş ODTÜ'ye dayanmıştır. Bu bulvann ODTÜ içinden geçirilip Konya yoluna baglanması düşünülmektedir. Onca emekle, onca alın teriyle 40 yılda büyütülmüş o ağaçlara, orada yaşayan sayısız canlıya ne olacaktır peki? Trafık so- runu var diye orman katledilmez! Trafiği çözmek için metro yapacaksınız; başka çözümler üretecek- sınız. ama asla ormana dokunmayacaksınız!.. Lond- ra metrosu 1863 yılında yapılmıştır; BffcyılJık bu geri kalmışlığımızı kendi ellerimizle yetişttfdigmiz ağaçlara yüklemek onuriu bir davranış mıdır?.. ODTÜ ormanı birbütündür. Bir bütünün bir ptır- çasını bozduğunuz zaman bütünün kendisi de bo- zulmuş olur! Anadolu'da onnanlan dedelerimiz yok ettiler, şimdi bizler, onlanntorunlan, kalkıp on- lann yaptıklan hatalan tekrarlayacak mıyız? Geç- mişte yapılan hatalardan halen ders almadıkmı? Ne zaman uygar, ne zaman duyarlı olacağız? Bir OD- TÜ 'lü olarak ODTÜ ormanının geleceğinden en- dişe duymaktayım. Atatürk Orman Çiftliği'nin ba- şına gelenler, başka yer yokmuş gibi tam ortasın- dan çevre yolunun geçirilmesi gibi felaketler ve adım adım talan edilmesi gibi vasiyete ihanetler, OD- TÜ ormanının da başına gelsin istemiyorum. Bu or- manın etrafmdaki tel örgüler, 3 milyon Ankaralı- nın her biri ve kentin her bir yöneticisi doğaya say- gı konusundamutlakbirbilinç düzeyine erişmedik- çe yerlerinde kalmalıdır; kaçâk avlanmalara ya da kaçak piknikçilere karşı ve hatta kundakçılara kar- şı ormanın tamamıjandarma tarafindan sürekli ko- ruma ve denetım altında bulundurulmalıdır. Üni- versite yönetimini ODTÜ ormanını koruma konu- sunda ödünsüz, uzlaşmasız, kaya gibi sert bir ko- numda bulunmaya davet ediyorum... Bu konumda bulunduklan sürece, gelecek kuşaklar onlan min- netleanacaklar... Dr. Mehmet Murat tLDAN Tiyatro Yazan 1020 123S . ttlll KII Kefilsiz, eve teslim. Akbankın yaşamınıza kolaylık getiren kredi kartlarına sahip olmak da artık çok kolay. İstediğiniz bir Akbank şubesine gidiyor ve başvuruda bulunuyorsunuz. ' Üstelik, nfTîTlîBtîfHJÜTBffBH ve kartınız hazır olduğunda Akbank'a gelin, sizin için sunduğumuz kolaylıklardan yararlanın. www.akbank. PENCERE Uzatmalı Çavuşlar Hürriyet'te başlık: "Askerin dediği oldu" Haber özeti: Telekom yasa tasansı Meclis'e gönderildi. Ta- sanda TSK'nin istediği gibi yabancıya satış yüz- de 45'le sınıriandı. Uydularsatış dışı kaldı. Lisans yetkisi Telekomünikasyon Kunılu'na verildi. Ulaş- tırma Bakanlığı'ndan görüş alınacak, son karan ise hükümet verecek. Altın hisse ile son söz devle- tin." Ne haberin ne de yasanın içeriğine ilişkin bir söz söylüyonjm bu yazıda... O bir başka konu... Düşünüyorum: - Ya asker olmasaydı?.. • Asker işe el atmasaydı.. Asker hükümetin kapısına dayanmasaydı.. Ne olacaktı?.. Ertesi günü gazeteler elbiriiğiyle başlıkJar atmış- lardı: Telekom Muhtıraşj" Ulaştırma Bakanı Öksüz ne demişti: . ' "-lyi ki asker var." . . '. Ekonomi Bakanı Derviş ne demişti: "- En vatansever asker!.." Yineliyorum: Peki, ya asker olmasaydı?.. Sryasal partiler neredeydi?.. Sivil toplum kuruluşlan?. Sendikalar, dernekler, odalar, medya, vb... Kamuoyu?.. . Basın?.. Bir ülkede ulusal çıkarian savunacak bunca ku- rum varken neden hiçbirinin sesi soluğu çıkmryor, etkisi olmuyor da bu iş askere kalıyor... • Sonra da kimileri bağınyoriar: - Sivil toplum!.. Ne sivil toplumu?.. Siyasal partisi parti olmayan sivil toplum nere- de görülmüş?.. Siyasal parti lideri ya da nam-ı diğer genel baş- kanı ne diyor: -Otur!.. ' ' : Oturuyoflar. '" - Kalk.. Kalkıyoriar.. Sağa dön, sola dön, yere yat, istikamet karşıda- ki ağaç, marş marş... Siyasal partileri asker taburundan daha çok bu- yurganlığa aşılanmış birliğe dönüştüren bir top- lumda (üstelik bu partiler ne halkın ne de ülkenin çıkarlannı düşünmezlerken) askere çatmakla de- mokrasi olur mu?.. t .; • Peki, bu parti liderieri nasıl kayrtsız şartsız bu- yurganlığa erişebiliyoriar?.. Çok mu certıezeliler?.. r? . "." Çokmubilgililer... ? .>.-, Çok mu başanlılar?.. ' Parti liderieri arasında başanh olan bir AUah'ın ku- lu gösteremezsiniz... Siyasal partilerin tümü, uzatmalı çavuşun emir ve kumandasındaki sürgün alayı... Parti liderteri uzatmalı çavuştan beter.. -t- Tezkere bırakmış birer onbaşı gibidirler.. Hem kaçın kurasıdıriar?.. ş. Cumhuriyet k i t a p 1 a r ı Şair Leyla (Saz) Hanım ANILAR 19.YüzyıldaSarayHaremi Çocukluğumm ve gençliğinin en güzel yıllannı Çırağan Sarayı'nda geçiren Şair Leyla Hanım, son derece ince, zarif ve eşsiz zengınlikîeki ortamı betımlerken, görkemli olduklan kadar kibar da olan sultanlann ve saray'da yasayan kızlann, yanı kısacası saraylılann yaşamlannı mükemmel akıcı bir dille aktarmış. Günümüz Türkçesine kazandınlması ne büyük bir kazanç. ^Cumhurtyrt Ça§ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad. No:39/41 ^kftapkulûbü (34334)Cağaloğlu-lstanbulTel:(212)51401 96 B Ü L E N T E R K M E N 99/ • II Ç A L I Ş M A L A R I 1 0 N İ S A N - 1 5 M A Y I S AKM S E R G İ S A L O N U Türkiye Gazetecüer Cemiyeti'nin yayınladığı günlük GazeteÜlke sorunlanna ilişkin raportanyla, araştırmalanyla, köşe yaalanyla, tarafsız haberleriyle sivil toplumlann gazetesi. Düzenli okumak için abone olun. Tel: 0^12.51108 75
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle