16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 MART 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Emekçi Kadrtara tstanbul Haber Servisi- Sosyalist Iktidar Partisi (SİP) tarafindan yapılan açıklamada, 8 Mart'ın emekçi kadınların kapitalizme karşı verdikleri eşitlik, özgürlûk kavgasının günü olduğu belirtilerek kadınlara yapılan çagnda şöyle denildi: "Oysa türbanın temsil ettiği şeriatçılık kadın üzerindeki en karanlık baskı ortamıru ifade ediyor. 8 Martlar sömürûye ve sömûrûyü gizlemekten başka işlevi olmayan gerici ideolojilere karşı mücadele günü olmalıdır." EtkMder İitaledldi • Haber Merkezi - Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bügi Merkezı Vakfi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle gerçekleştireceğini duyurduğu etkinlikleri iptal etti. Vakıftan yapılan açıklamada Kurban Bayramı nedeniyle etkinliklerin duyurusunun yeterli derecede yapılamadığı, bu yüzden iptal edildikleri bildirüdi. *entterde Günü 1 • BOLU(AA)- Çadırkentlerde kalan depremzede kadınlar, 15 aydır, çamaşırlannı ve bulaşıklannı konteynerlerde yıkıyorlar. Mehmetçik-1 Çadırkenti'nde yaşayan Mahsure Yılmaz, 15 aydır çadırda yaşadıklannı anlatarak "Ortaklaşa kullandığımız bulaşıkhane, tuvalet ve benzeri yerler artık sağlık açısından hijyenik olma özelliklerini yitirdi. Bu alanlan kullananlann hasta olma riski arth" dedi. Bolu'daki çadırkentlerde yaşayan fadınlann orîak ihtiyaçlan ise "temizlikte kullanüan deterjanlar, pet ve çocuk maması." latiteeşler kavga ediyor • İSTANBUL (AA) - Tatil günlennde eşler arasındaki şiddet olaylannda büyük bir artış görüldüğü, eşler arasındaki şiddetin nedeninın ise 'güç ve hâkımıyetin gösterilmesi' olduğu belirtildi. Istanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü öğretim Uyesi Prof. Dr. Fatih Yavuz, eşlerin birlikte geçirdikleri zamanın tatil günlerinde daha fazla olduğuna dikkat çekerek şiddettin uygulanmasının belli bir gerekçesi olmadığını söyledi. AtiMyeter kooperatif olacak • GÖLCÜK(AA)- Kadınlarla Dayanışma Vakfi'nın (KADAV), Gölcük Şirinköy'deki "Ev Tekstil ve Mum Atölyesi"nin, üretim kooperatiflerine dönüştürülmesi planlaruyor. KADAV Alan Koordinatörü Şevval Yakut, depremzede kadmlann üretime katılma ihtiyaçlan bulunduğuna işaret ederek "Üretim becerisini geliştiren ve meslek edindiren bu atölyeler, önümüzdeki gimlerde birer üretim kooperatifine dönüştürülecek" dedi. Başvurular gizfiyap*yor • DİYARBAklR(AA)- Diyarbakır'da faaliyet gösteren Kadın Merkezi'ne, kadmlann eşinden veya babasmdan gizli olarak sorunlannı anlattıklan bildinldi. Sosyal Danışman Hayriye Aşçıoğlu, binden fazla kadının kendilerine başvurduğunu bildirerek "Başvuranlann yüzde 5O'si evli. Kadınlann yüzde 28'ine psikolojik danışmanlık yaparken yüzde 32'si ile yüz yüze görüşerek sorunlannın çözümüne yardımcı olmaya çalıştık" dedi. Medeni Yasa 'da öngörülen değişiklikler, kadın örgiitieri için yeterli değil Kadınlannyolu uzunHATİCETUNCER Türkiye'de kadınlar 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne 'bu- ruk bir sevinçle' giriyor. TB- MM Adalet Komisyonu, ka- dınlara 8 Mart armağanı verir gibi Medeni Yasa'da "Aile bir- liğinin retsi kocadır" maddesi- ni kaldırarak evlilikte eşleri eşit duruma getirdi. Adalet Komisyonu, kadın ör- gütlerinin yıllardır değiştiril- mesi için mücadele verdiği Medeni Yasa'yı görüşmeye bayramdan önce başlamıştı. Bu değişiklik "buruk se- vinç" çünkü Medeni Yasa'da değişiklikler, toplumun de- mokratikleşmesinde önemli bir adım gibi görünse de Türki- ye'de kadınlar için almacak yol daha çok uzun. Her şeyden önemlisi kadm- lann yüzde 28'i, yani 7 milyo- nu aşkm kadın, henüz okur ya- zar değil. 1935 'te 18 olan kadın ABD\)'de, 8 Mart 1857'de 8 saatlik işgünü ve daha iyi çalışma koşullan için New Yorklu binlerce dokuma işçisi kadının gerçekleştirdiği direnişte 129 kadın işçi öldü. Kadın dokuma işçilerinin mücadelesi anısına 1910'da sosyalist kadın önder Clara Zetkin bugünün, Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanmasım istemişti. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 1977yılında 8 Mart'ın Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasım kabul etti. milletvekili sayısı, günümüzde 22. Bu sayıyla Türkiye, 174 ül- ke arasında 101. sırada yer alı- yor. Nüfusun yüzde 52'si kadın olan ve parlamentoda yüzde 4 oranmda temsil edilen kadm- lann, Meclis'te ve diğer karar mekanizmalannda daha fazla yer alabilmeleri için zorlu bir mücadele vermeleri gerekiyor. Mor çatı kapandı Şiddet, tecavüz, cinsel taciz, dünyada olduğu gibi Türki- ye'de de kadının yaşamını ka- rartıyor. Kadınlann aile içi şid- detten kaçıp sığmdıklan Mor Çatı Vakfı sığrnma evleri ge- çen yıl maddi olanaksızlar ne- deniyle kapandı. Kadınlara hukuksal ve psi- kolojik danışmanlık vermek amacıyla kurulan Mor Çatı Ka- dın Sığınağı Vakfı'na toplam 9 bin başvuru yapılmıştı. Vakfa başvuranlann yüzde 50'den fazlası eş dayağı nedeniyle, di- ğerleri baba, ağabey dayağın- dan şikâyet ettiler. Şiddet mağ- duru kadınlann yüzde 70'i res- mi nikâhh, daha çok ilkokul ve- ya ortaokul mezunu. Yüzde 40'ı 19-29 yaş grubunda, yüz- de 80'i çocuklu ve yüzde 25'i de ev dışmda çalışıyor. Bu ka- dınlann yüzde 34'ü yasal hak- lannı ve bunlan nasıl kullana- cağını bümiyor. Iş yaşamında sendikalaşma önündeki engel- ler, kadınlann büyük çoğunun örgütsüz kalmasma neden olu- yor. Çalışan kadmlar arasında sendikalı olanlann oranı yal- nızca yüzde iki. Türk Sanayici- leri ve Işadamlan Derneği'nin (TÜSÎAD) hazırlatnğı ve şubat ayında açıklanan Kadın Rapo- ru'ndaki veriler de kadının ha- zin manzarasım rakamlarla gösteriyor. Rapora göre, kadm emeğinin kullanımı 1955'te yüzde 72 iken 1999'da yüzde 29.7'ye düştü. Devlet Istatisrik Enstitüsü'nün 2000 yıh 4. dö- nem anketlerine göre ise bu o- ran yüzde 23'e düştü. TUSİAD raporunda kentlere göçün, kadınlann işgücü piya- sasımn dışmda kalmasma ne- den olduğu kaydedilirken üni- versite ve üstü eğitim görmüş kadınlann bile aylık kazançla- nnın daha düşük olduğu belir- tildi. Devlet tstatistik Enstitüsü (DÎE) anketlerine göre, Türki- ye'de işgücüne dahil olmayan- lann yüzde 53.4'ünü ev kadın- lan oluşturuyor. DlE'nin anke- ti kırsal alan kadımnm zorlu yaşamını rakamlaria bir kez da- ha ortaya koyuyor. Tanm sek- törünü oluşturan ücretsiz aile işçilerinin yüzde 68.5'ni de ka- dın nüfus oluşturuyor. Prof. Dr. Berin Engin: Eşitsi:Jik eğidmle aşüacak Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesı öğretim üyelerinden Prof. Dr. Berin Ergin, iş yasalannda kadın ve erkek arasında herhangi bir aynmcılığın olmadığını belirterek "Ancak dolayh yoMan var. Uygulamadaki eşitsiztilder işverenlerin ve kadınlann eğfâhnesiyie aşüacak" dedi. Prof. Dr. Berin Ergin, u iş hukukunda kadının durumu n sorulanmızı şöyle yanıtladı: Ayrımcılılc - İş yasalanmızda cinsiyete dayah bir aynmcıhk var mı? - Anayasanm 10. maddesine göre kadın-erkek, yasalar karşısında herkes eşit. Bizim bütün yasalanmız kadın ile erkek arasında hiçbir fark gözetmeksizin çıkanlmıştır. Yani kadınlarla ılgıli ayn hükümler, erkeklerle ilgili ayn hükümler diye yasalanmızda hüküm yok. İş Yasası'na gelince, her şey tamamen cinsiyet aynmı gözetümeksizin düzenlenmiş. - Bu durumda neden çalışan kadınlar sıksık 'eşit işe eşit ücret' istemlerini gündetne getiriyor? - Aynmcı hükümler olmamasma rağmen dolaylı olarak kadınlara daha az imkânlar tanınmış olduğunu görüyoruz. Dolaylı olarak erkek egemen toplum olduğu için kadınlarla ilgili sözleşme yapılmasında aynmcılık yapılabiliyor. Kadınlan koruyan maddeler - Kadmm korunduğu maddeler var mı? - Kadınlann yer altında, su altında çalıştınlamayacağma ilişkin maddeler var. Kadına evlenme durumunda istifa ettiğinde kıdem tazminatı ödenir. 70. madde ise analık halinde kadının çalışunlmasını yasaklıyor. Kadınlann doğum izinleri var. Hem Emekli Sandığı hem Bağ-Kur hem SSK, hem de tanmla ilgili olan yasalarda, kadın hep erkeğe nazaran daha erken emekli oluyor. - Yasada avTimcınk olmadığuıa göre, eşit işe farkh ücret alan kadm hakkmı nasü arayabflir? - Kadma aynı şartlarda aynı işe farklı ücret veriliyorsa dava açılabilir. Bunun sonucu olarak hizmet akdini fesih hakkı doğar ve kıdem tazminatı alabilir. Ama işinden olur. "Bana eşit öcret verflsm" diye dava açsa kazanamaz. - Aynma uygulamalar nasıl önlenir? - Işverenlerin eğitihnesiyle, iş şartlanmn yasalara uygun hareket edilmesinin zorunlu olduğunu, toplumun refahı, mutluluğu için bunun böyle yapılması gerektiğini öğretebilmekte, inandırabilmekte. Daha önemlisi, önce kadını güçlendireceğiz, bilinçlendireceğiz. 10 sene sonra zaten kadın daha güçlü olacak. Hamuriu ellertaş işliyor Olağanâstû Hal Bölge Yaliliği'ııin Karacadağ'dald taşak arazilerirj anndmlması amacıyla geüştirdiği projede ka- dmiardayerakn.OiağanûstüHalBölgeVfeHsiGökhan Ay- dmer'in,KaracacUğrjölgesme8ayönCTyaptığıgezMeortayaa lenerek parke taşı üretilmesi ve yörenin taştan armdırıiarak ekonomiye kazandınlmasıjırojesi geüşiyor. Diyarbakır merkeze bağb Tokaçh, Övündükr ve Ihcdar köyterindeki kadmlar bazah taşı iştfyorlar. Ovûndfikr Köyû'nde Akyüz aüesinin kadınlan, eşkriyle ve babalanyla taş işleyerek aile büteesine katiada bulunuyorlar. Taş işleyen kadmlar, er- keklerin kendilerine taş işleme işine önceieri zor olacağı düşüncesiyle destek vennediklerini belirterek zamanla yar- dımcı olduklarmı söylediîer. GAP GİDEM (Girişimci Destekleme Merkezi) uzmanı Selma Yılmaz, "Bir aik gûnde ortalama 500 kilogram taş işliyor. İşlenerek parke haline getirikn taşiarm saüşına başlandı" dedl (Fotoğraf: AA) Tuskan, kırsal alanda resmi nikâhın yaygınlaştınlmasını istedi Aile nıalıkemesi kurulmahTürkiye Barolan Kadm Hukuku Ko- misyonu (TÜBAK- KOM) Temsilcisi avukat Aydeniz Alis- bah Tuskan. Mede- /•••- /jfM m Yasa Tasan- sı'ndaki değişiklik- leri olumlu bir gelişme olarak değerlen- direrek evlilikte. iş seçiminde eşlere *ai- lenin onur ve huzunınu göz önünde bu- hındurma" yükümlülüğü getirmesini kınadı. Avukat Tuskan, Medeni Yasa ge- rekçesinintarihi birbelge olduğunu, de- ğiştirilmemesi gerektiğini kay- detti. Tuskan sorulanmızı şöy- le yanıtladı: -Türk Medeni Yasas'ndade- ğişüdik neden gerekfiydi? -TMY, 1926"dakaduunbirey olduğunun kabul edıldiğı, eşit- likçi bir anlayışla getirilmiş bir devrim yasasıdır. 1950'lerden sonra Türkiye'de kadını yine toplumun gerisinde gönne hareketi başladı. Kadı- nın önüne din kurallan, toplum kural- lan konularak yasalar hiçe sayıldı. Aile meclisleri toplanıp, "sevdiği gençle ev- tendi" diye genç kızlann ölümüne ka- rar verdi. Kadm "günahnr" diye örtül- meye çahşüdı. Kadınm özgürieştirilme hareketine bir set çekildi. Türkiye taraf olduğu uluslararası sözleşmelerden do- ğan taahhütlere de uymadı. Türkiye, şimdi Avrupa Birliği'ne girişsürecinde. Bu süreçte imzaladığı anlaşmalara, be- lirli kurallara uymadığı takdirde yasal olarak bu işi başaramayacak. Bunlar- dan en önemlisi de yasalardaki kadın- erkek eşitliğinin sağlanması. - Sözkşmekr neden hayata geçmedi? - Bunun için çok ilen, çok eşitlikçi bir toplum anlayışının olması gerekiyor. Kızlann, yetişkin kadmlann eğitimine özellıkle Doğu ve Güneydoğu'da yete- rince önem verilmedi. Yetişmiş kadın, haklannı bümiyor, aile planlaması ko- nusundan habersiz. Zaten eğitimi yok, erkeğin ikinci veya üçüncü kansı duru- munda. Kadın, dinınikâhıyada dınitö- reni geçerii sanıyor. -KiKİınnasUbilinçknciirilrndhdi? - Türkiye'de aydmlann da bu konuda eksiklikleri var. Her aydın kadının, mes- leğine göre toplum için bir şeyler yap- ması gerekli. Göç nedeniyle Anado- 1 ürkiye Barolan Kadın Hukuku Komisyonu Temsilcisi avukatAydeniz Alisbah Tuskan, Medeni Yasa Tasansı 'ndaki değisiklikleri olumlu bulduğunu söyledi Tuskan, yasalardaki kadın-erkek eşitliğinin sağlanması gerektiğini söyledi. lu'dan İstanbul'a gelen kadın gecekon- duda oturdu, birtakım şeyler öğrenme- yebaşladı. Gecekondu bölgelerinde şid- det daha fazla, çünkü kadının istekleri artmaya başladı. - Komisyonda görüşükn tasanyı na- sd değeriendiriyorsunuz? - Tasan dilde bir yenileşme getiriyor. Evlenme yaşını biz 18 istiyorduk, ko- misyonda 17 olarak kabul edildi. Ancak 8 yülık eğitim, Doğu ve Güneydoğu'da- ki kızlar için önemli. Evlendüme yaşı- nı bu 8 yılhk eğitim yükseltri. Eğitimi 11 yda çıkanrsak belki daha başanlı olur. "Koca ailenin reisidir" hükmü ye- rine, eşlerin eşit haklara sahip olma il- kesi getirildi. -Aflemahkemeleridebugânlerdetar- oşdryor- - Aile mahkemeleri Adalet Bakanlı- ğı'nın gündeminde. Yasa kesinleştiğin- de aile mahkemelen mutlaka kurulma- lı. Aynca kırsal alanda resmi nikâhın yaygınlaşhnlması gerekli. - Komisyonda mal pa>laşımı rejimle- ri çok tarrişıkfa. Sz hanğisini onaybyor- sunuz? - Tasanda "edinflmiş maliarakatdma rejimi" var. Eşler arasında eşitliği öngö- rüyor. Her mal ortak paylaşıhyor. Aka- demisyenler tasanda esas sistem olarak kabul edilen "edmibniş maflara kaül- ma" rejimini, mallanntasfıyesinin uzun zaman alması durumunda kadını mağdur edebileceği düşüncesiyle eleştiriyor. Fakat bence Türkiye'de yüzde 80-90 ailenin zaten paylaşması zor olacak malı yok. Çok mal olduğunda bunu da ihtisas mahkeme- leri çözer ki bu ancak yüz- de 10'u ilgüendirir. Bir araştırmaya gö- re, tapuya kayıtlı mallann ancak yüzde 8'i kadma ait Anadolu'da mal erkeğin üzerinedır. Kadın, boşandığı zaman hiç- bir şey elde edemezdi. Medeni tasanda en önemlisi, kadınm ev içindeki emeği değerlendirildi. - Tasanda karşı plrfıgınnr nuddcier varmı? -192. maddeye eklenen "Eşler işse- çinıinde aflwım huzurunu göz önünde tutar" fikrasının kaldınlmasını ıstiyo- ruz. Bufikrakadınmaleyhine işleyecek. Diyelim, erkek gece bekçiliği yapınca huzur bozmayacak, kadm yapmca bo- zacak. Bu şekilde geçmesinden rahatsı- zız. Komisyonu da protesto ediyoruz. Mutlaka son tartışmalarda yeniden ko- nuşulmah, ikinci fıkra kaldınlmalı. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Saimbeyli'nin Kısa Oykusu IÜ Orman Fakültesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Tahsin Tokmanoğlu'ndan bir süre önce çok ilginç bir mektup almıştım. Bugün bu mektubu siz değerli okurlanmla paylaşmak istiyorum, Zira ba- zı şeyieri unuturken bazı şeyleri hiç bilmiyoruz. Sayın Toktamış Ateş, Ben IÜ Orman Fakülte- si'nde öğretim üyesiydim, şimdi emekliyim. Fakül- tede asistanlığa başlamadan önce, Orman Genel Müdürlüğü'nde 6 yıl çalıştım ve bu süre içinde, çe- şitli orman bölgelerinde 1/25 000 ölçekli askeri haritalar yaptm. Yaptığımız haritalar, ülkemizin te- mel haritalanydı ve en fazla Orman Teşkilatı ile as- keriyenin işine yaramaktaydı. Bütün diğer harita- lar, örneğin kadastro haritalan, bu temel haritalar- dan yarartanılarak yapılmaktadır. Bu çalışmalann ıçerisinde 1952 yılında Ada- na'nın Saimbeyli ilçesine gönderildim. Saimbey- li'nin hemen hemen her köyüne gittim; tepelerine nirengi işareti dikerek gerekli ölçülerini yaptım. Yaz sonunda da askeriyenin fotoğraf uşağı gelerek arazinin fotoğraflannı çekti; kışın da haritalannı Ankara'da yaptık. Saimbeyli ilçe merkezinin girişinde, anıt olarak dikilmiş bir beton sütun bulunmaktadır. Sütunun üzerinde de "Türk olduğumuz için öldüriıldü" di- ye bir yazı bulunmaktadır. Bu yazı, ilçeye gelen herkesi etkilemektedin beni de çok etkiledi. Bu sü- tunun niçin dikildiğini, birçok kimseden sordum. Askeri harita yapmakta olduğumu öğrenen kim- seler, bana iyice açıldılar ve çok ilginç olaylar an- lattılar. Anlattıklannın çok kısa özeti şudur: Birinci Dünya Savaşı'ndan önce Saimbeyli'de yaklaşık olarak 20 000 insan yaşamaktaymış, bun- lann yansı Türk diğer yansı da Ermeniymiş. Birbir- lerinden ayn iki mahalle halinde yaşariarmış fakat aralan iyiymiş. O yıllarda Saimbeyli'nin ismi Ha- cin'miş. Türkler de Ermenice olan bu ismi kulla- nırlarmış. 1952 yılında da Saimbeyli ismine alışa- mamış çok sayıda insan vardı; halen "Hacin" di- yor, sonradüzeltiyorlardı. Birinci Dünya Savaşı so- nunda Fransızlar Adana'yı ışgal ederken gizlice Saimbeyli'deki Ermenilere büyük çapta silah yar- dımında bulunmuşlar ve "Kuracağınız Ermeni devletinin merkezi Hacin olacaktır. Buna göre ha- zırlanın, bizler de her an yardıma hazınz" demiş- ler. Ermeniler de bu sözlere inanarak Fransızlann her dediğini yapmışlar. Bizim Türkler de bu hazır- lıklan görememişler ve Ermenilere inanmaya de- vam etmişler... Bir gece Ermeniler tamamıyla silahlanmış ve Türk mahallesini basarak hepsini öldürmüşler. Sözcüğün tam anlamıyla bir soykınm yapmışlar ve ilçe merkezine hâkim olmuşlar. llçenin köyleri ta- mamıyla Türk'müş ki Ermeni köyü yokmuş. Türk köylüleri durumu öğrenince, çeteler kurarak gel- miş ve ilçe merkezini devirmişler. Ermeniler içer- den, Türkler dışardan olmak üzere, günlerce sa- vaş yapılmış. Ermenilerin çok miktarda silahlan ve cephaneteri varmış. Buna karşılık Türklerin pek bir şeylen yokmuş, süngüyle savaşmak zorunda ka- lıyoriarmış. Bu nedenle savaş bir hayli uzamış, Türkler içeri girememiş, Ermeniler de dışan çıka- mamışlar. İlçe merkezinde bulunan Ermeniler devamlı şe- kilde, Adana'daki Fransızlann gelip kendilerini kur- taracağı günü beklemişler. Fransızlar da "Geldik, geliyonız" gibi sözlerle Ermenileri oyalamışlar. Esasen gelmeleri de çok zor olurdu. Çünkü yol çok bozuk ve çok engebelidir. Sırtları tutan Türk çete- lerinin önünden geçmeleri, olanaksız denecek ka- dar zordu. Saimbeyli'deki çatışma aylarca sürmüş, sonun- da Saim isimli bir Türk subayı gelmiş ve durumu görmüş. İki küçük dağ topunu parçalar halinde ve hayvanlar sırtında taşıyarak Adana'dan Saimbey- li'ye getirmiş. Uygun yerlere kurarak Ermenilerin üzerine top mermilerini yağdırmaya başlamış. Er- meniler, sonlannın pekfenaya gitmekte olduğunu ve Fransızlann da gelmeyeceğini anlayınca, güne- ye doğru bir yanma yaparak canlannı kurtarmaya çalışmışlar. Fransızlann göze alamadığı işi onlar yapmaya kalkışmışlar. Günlerce süren yarma ça- tışmalannın sonunda, kaç tanesinin Adana'ya ka- dar sağlam gidebildiği bilinmiyor. İlçe merkezine giren Türk çeteleri, Ermeniler- den bütün hırslannı almış ve binalannı da tama- mıyla yok etmişler. Bu olaydan sonra da ilçenin adı Saimbeyli olmuş, girişine de yukanda anlattığım heykel dikilmiş. ölen Türklerden kalan cesetleri de bu heykelin aftına gömmüşler. Bugün, Ermeni soykırımıyla ilgili haberleri din- ledikçe Saimbeyli'de gördüklerim ve halktan din- lediklerim, gözlerimin önünde canlanmaktadır. Gördüklerimi ve duyduklanmı çok özet halinde si- ze ulaştırmayı gerekli buldum. Siz de başkalanna duyurursantz, özellikle yazılannızda bahsederse- niz, çok iyi olur diye düşünüyorum. Mutluluklar diliyorum. Prof. Dr. Tahsin Tokmanoğlu İHD'nin arastırması 100kadından60'ı: Aile içi şiddet var tstanbul Haber Ser- visi - Istanbul'da yaşa- yan 100 kadından 60'ı, "Aile bireyleri birbirie- rine karşı şiddet kulla- myorlar mı" sorusuna "Evet" yanıtuıı verdi. İnsan Haklan Derne- ği (IHD) Istanbul Şu- besi'nce Istanbul'un çeşitli semtlerinde ger- çekleştirilen "Aile içi şiddet" konulu anket çalışması sonuçlan açıklandı. Anketin so- nuçlannı, dernek mer- kezinde düzenlenen bir toplantıyla kamuoyuna açıklayan İHD Istanbul Şube Başkanı Eren Keskin, ankete katılan kadmlann yaşlarmın 14 ile 52 arasında de- ğiştiğini belirtti. Kes- kin, bu kadınlardan 35'inin üniversite me- zunu, 27'sinin lise me- zunu, 8'inin ortaokul mezunu, 24'ünün ilko- kul mezunu olduğunu, 6'sının ise okuma-yaz- ma bilmediğini söyle- di. Ankette "ailede Id- min şiddet kullandığı'' sorusuna ise yüz kişi- den41'i«baba", 12 si "ağabey", 1 l'i "anne", 3'ü ise "kardeş" yam- tını verdi. Evlilikte ya- şanan şiddetle ilgili so- rulan ise 65 evli kadm- dan 33'ü eşinden kay- naklı şiddet yaşadığı yönünde yanıtladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle