15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 MART 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Nelson Mandela ve Graça Machel'in liderliğinde, dünya çapında Küresel Çocuk Hareketi başladı Çocıddar için6 evet' deyinFİGENATALAY Dünyayı çocuklarla birlikte değiş- tirmeyi hedefleyen Küresel Çocuk Hareketi, dünya çapında başladı. Türkiye bu harekete, 19 Nisan'da, UNICEF'in çocuklar için hazırla- dığı şarkının, yetişkinler tarafindan seslendirilmesiyle başlayacak "Ço- cuklar tçin Evet Deyin" kampanya- sıyla katılacak. Birleşmiş Milletler tarafindan be- lirlenen stratejı çerçevesmde, UNI- CEF'in ev sahipliğinde, 1 Mart'ta başlayan Küresel Çocuk Hareke- ti'nin, uluslararası "Çocuklar tçin Evet Deyin" kampanyası aracıbyla dünya çapmdaki yetişkin ve çocuk- lar, çocuklann yaşamını iyileştir- mek için gerekli 10 zorunlu eylemi duyuracaklar. Bu kampanyanın so- nuçlan, 19-20-21 Eylül'de New Y- ork'taki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun Özel Çocuk Oturu- mu'nda sunulacak. Küresel Çocuk Hareketi, herke- se, kendi zamanlan ve kendi yolla- • KüreselÇocukHareketi'nin, ço- cuklannyaşamını iyileştirmekiçin gerekK gördüğü 10 zorunlu eylem şunlar: 1- Hiçbir çocuğu dışarda bırak- mama. 1 0 z o r u n l u e y l e m 2- Önceliği çocuklara verme. 3- Her çocuğa bakım. 4- HIV/AIDS'e karşt savaş. 5- Çocuklara zarar verilmesi ve çocuk istismarmın sona ermesL 6- Çocuklan dinlemek. • 7- Her çocuğun eğitim almasu 8- Çocuklan savaştan korumak. 9- Çocuklar için dünyayı koru- mak. 10- Yoksullukla savaş, çocukla- rayatınm yapmak. nyla çocuklar için mümkün olan her şeyi yapmaya çağnda bulunduğu için Eylül 2001 tarihinden sonra da çocuk haklan için itici kuvvet ol- maya devam edecek. Tfirkiye neter yapacak? Çocuk Vakfı Başkanı Mustafa RuhiŞirin, Türkiye'nin Küresel Ço- cuk Hareketi'ne, Prof. Dr. OğuzPo- lat'ın koordinatörlüğünde 47 sivil toplum örgütünden oluşan Çocuk Haklan Koalisyonu'nun. UNICEF ile işbirliğiyle katılacağını söyledi. Türkiye'de ^poütikasız bir çocuk politikası" süreci yaşandığını ve son 10 yılda çocuklar için hiçbir şey ya- pılmadığını vurgulayan Şirin, "Tür- kiye'nin karnesi kınk norlaria dolu. Birinci öncelik uyum yasalannın çı- kanlmasıydı. 30 ayda hiçbir şey ya- pıhnadı. Çocuklar hâlâ sanık san- dalyesinde oturu>or, hâlâ DGM'ler- de yargüanryor" dedi. Çocuk Vakfı Başkanı Şirin'in ver- diğı bılgilere göre, hareket Türki- ye'de, 19 Nisan'da, UNICEF'in ço- cuklar için hazırladığı şarkının ye- tişkinler tarafından söylenmesiyle başlayacak. Çocuk Haklan Koalis- yonu'nca belırlenecek etkinhkler çerçevesinde, Türkiye'nin 81 ilin- de, bütün köylere kadar ulaşılarak konunun önemi arilatılacak, kam- panyaya katılmalan istenecek. Çocuk karnesi "Çocuklar İçin Evet Deyin" kam- panyası için ilk ımzayı Cumhurbaş- kanı Ahmet Necdet Sezer'den alma- yı istediklerini belirten Şirin, Türk liderlere verilecek "Çocuk Karne- sw nin2001 Eylül'ündeTürkkamu- oyuna, daha sonra da BM Özel Ço- cuk Oturumu'nda dünya kamuoyu- na açıklanacağını söyledi. Vakıf Başkanı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın "Dünya Çocuk Bayramı" olarak kutlanması için girişimlerde bulu- nacaklannı da söyledi. UNICEF tarafmdan hazırlanan Küresel Çocuk Hareketi için yapı- lan çağnda, harekete nasıl katılına- bileceği şöyle anlatılıyor: Farkmda olun: Her bir çocuğun vazgeçilmez haklan olduğunu bilin ve kavrayın. Daha çok öğrenin: Ülkenizdeki çocuklann yoksulluk, ihmal, aynm- cılık, çocuk işçiliği ve istismardan, hayati tehdit oluşturan hastalıklar- dan, çevre faktörlerinden ve geliş- meyi engelleyen diğer zorluklardan nasıl etkılendiklerini öğrenin. Sorumhıluk ahn: Çocuklann so- rumluluğunun sadece onlan büyü- ten anne-babalarda ve bakıcılarda ya da onlarla çahşan profesyoneller- de ya da hükümetlerde olrnadığını anlayın. Bu konuda daha çok bilgi almak isteyenler, http:/www.globalmove- mentforchildren.org adresıne baş- vürabilir. Prof. Dr. Ahmet Ercan: Deprem daima yoksulu vuruyor • Türkiye'de 4 büyüklüğündeki depremler yıkıma neden olurken ABD ve diğer gelişmiş ülkelerde ancak 6.5 büyüklüğündeki depremler yıkıcı olabiliyor. ALtER Jeofizik Mühendisleri Odası Genel Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ercan, ABD'nın Seattle kenti ya- kınlannda meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki dep- remde sadece bir kişinin kalp krizi sonucu yaşamı- nı yitirdığine dikkat çeke- rek "Bu deprem Tûrld- ye'de, örneğin Gökük'te olsaydı 800 Idşi ölürdü" dedi. Türkiye'de 4 büyük- lüğündeki depremler yıkı- ma neden olurken ABD ve diğer gelişmiş ülkeler- de ancak 6.5 büyüklükte- ki depremlerin yıkımlara yol açtığını anlatan Prof. Ercan, aynı eşitsizliğin Türkiye'nın farİdı bölge- leri için de geçerli oldu- ğunu belirtri. Prof. Ercan, Doğu Anadolu'da 4 bü- yüklüğündeki deprem yı- kıcı olurken Batı Anado- lu'da 5.7 büyüklükteki depremin yıkıcı olabildi- ğini kaydetti. Seattle depreminden yola çıkarak Türkiye'nin deprem karşısmdaki du- rumunu irdeleyen Prof. Ercan, Seattle depreminin Türkiye koşullannda yak- laşık 800 kişinin yaşamı- na yol açağını vurguladı. Prof. Dr. Ahmet Ercan şöyle devam etti: "Deprem, kente44 kflo- metre uzakhktaydı. Gö- rüntüleri iziedik, Seatt- le'da yatan, devriien bina ohnadL Bundan şu sonuç çıkıyor: Deprem daima yoksulu vuruyor. Ameri- ka ile milli gelir farkmuz yaklaşık 12 kat Bu fark depremmetidsini 1000 kat düşürmüş. Depremde bi- iinçlendinnevetmez,yurt- taşlar biHnçlendi, yaşam standardmın yûkseitflme- si gerekjyor." Rodos sallandı Haber Merkezi - Yunamstan'ın Rodos Adası açıklannda, dünsaat 13.52'de Richter ölçeğine göre 5 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Merkez üssü Rodos'un 80 kilometre güneydoğusu olan deprem can ve mal kaybına yol açmadı. Öte yandan ABD Başkanı George Bush, Seattle'daki depremin ardından, Washington eyaletini ilan em. 3 aydan 3 yıla kadar hapsi isteniyor Ebru Şallı'ya sürpriz dava EbruŞalh kendisiyle yaprianbir ropörtaj sırasuıda HaberMerkezi-Diyar- bakır Cumhuriyet Baş- savcılığı'nca hazırlanan iddianamede, manken Ebru Şalh. hakkında 3 aydan 3 yıla kadar hapis cezası istendi. Diyarbakır Cumhuri- yet Başsavcılığı, Diyar- bakır'da faaliyet gösteren bir manken ajansının şi- kâyeti üzerine manken Şalh ile ilgıli hazırladığı iddianameyı tamamladı. İddianamede, sanık Şalh ile ilgili hazırlık evrakı- nm incelendiği belirtile- rek, Şallı'mn 17 Ekim 2000 tanhinde bir gazete- de yayımlanan röporta- jında, "Orası başka bir Türkiye- Baa kentlere gittim. Gaziantep, İz- mirgibigektibana.A- ma Diyarbakır tam ter- sL Yobazbüyüyor çocuk- lar, bakışlan bfle farkta. Bir de kokuyorlar. Ter kokuyorlar" şeklınde be- yanda bulunduğunun an- laşıldığı bıldirildı. Samk manken Ebru Şallı'nm yargılanmasına önümüzdeki günlerde Diyarbakır 4. Asliye Ce- za Mahkemesi'nde baş- lanlacak. Kadmkmn eşitüğeçağnsıKadın örgütieri ve baa siyasi partilerin kadm koDan dün tstiklal Cadde- si'nde büdiri dağrtarak 8 Mart Dünya Kadınlar Gûnü'nde "Şiddete, tec- rite, yoksulluğa, aynmcılığa karşı özgürlük, eşitiik ve ban; için" kadınla- ra, birlikte mücadele çağnsı yaptilar. Kadın örgûtleri adına Beyoğju Mis Sokak'ta vapdan basın açıklamasmda, kadınlann dayak tehdidi ahmda y-aşadığı. dümada \oksulluk sınınndaki 1.2 mih^ar insanın yüzde 70'ini kadınlann oluşturduğu beürtildl Kadınların dnsiyetaynınına uğradığı be- firtOeıı açıklamada "Evlerimize hapsolmak istemiyoruz. Medeni Kanun ve tüm yasalardaki aynma ve cinsiyetçi maddelerm kaktanlmasını isüyo- ruz" denildi. Kadın örgütfcri aynca 8 Mart'ta Abide-i Hürriyet Meydanı'nda mking izni için valüiğe başMirdu. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER) KÜLTÜR • SANAT 293 89 78 (3 HAT) r SEÇKİNÇ Sinema Sanatı'nın En Değerli Ürünlerini Türkiyeli Sinema Seyircisi'nin En Seçkin Kesimi ile Buluşturduk... Q Belge Film Logosunu Taşıvan Filmleri Hatırlayalım... ımmıkmLAND AND FREEDOM - ÜLKE ve ÖZGÜRLÜK (Ken Loach) 1995 CANNES ALTIN PALMIYE • CYCLO - BISKLETÇI (Tran An Hung) 1996 VENEDIK ALTIN ASLAN • SEREMONI (Claude Chabrol) 1996 VENEDIK EN IYI KADIN OYUNCU 1996CESARODULU • LA HAINE -PROTESTO- [Mathıeu Kassovıte) 1995 ALTIN PALMIYE EN IYI YONETMEN 1996 CESAREN IYI KURGU 1996 CESAREN IYI YAPIM CARLA'S SONG (Ken Loach) 1996 VENEDIK JÜRIOZEL ÖDÜLÜ •DEEPCRIMSON KOYUKIRMIZL (Ariuro Rıpsteın) 1996 SUN DANCE EN IYI FİLM • CHARACTER KARAKTER (Mıke Van Dem) 1998 OSCAR EN IYI YABANCI FİLM • ETERNITY AND A DAY SONSUZLUK ve BIRGÜN (Teo Angelopoutos) 1998 CANNES ALTIN PALMIYE • GARAJ OLIMPO (Marco Beatıs) 1999 SELANIK JÛRI ÖDÜLÜ • INSANUK- HUMANITY (Bruno Dumont) 1998 CANNES JURI ÖZEL ÖDULU 1998 ALTIN PALMIYE EN IYI ERKEK VE KADIN OYUNCU • NİSAN DEVRIM1 -APRIL CAPITANS 2000 CANNES CERTAIN REGARDS • SARHOŞ ATLAR ZAMANI (A TIME FOR DRUNKEN HORSES) (Bahman Ghobadı) 2000 2000 CANNES ALTIN KAMERA ÖDÜLÜ 2000 CANNES FIBRESCI ÖDÜLÜ 2000 CANNES GENÇ SİNEMA ÖDÜLÜ 2001 İRAN YABANCI FİLM OSCAR ADAYI "BU YONETMENBENİŞOKETTİ YILINENİYİFİLMİ..,, BOB DENERSTEIN, Detroit Metro Times A FİLM BY Bahman GHOBADI SARHOS ATLAR ZAMANIATIME FOR DRUNKEN HORSES BEYOGLU ALKAZAR (293 24 66)12.00-14.00-16.00-17.45-19.30-21.15 BELGE FİLM İŞLETMESİDİR. (0.212) 252 25 25 ARAYIŞ TOKTAMŞ ATEŞ İşin Sırrı Nerede? Yıllarca önceydi. Bir konferansta, o günkü hü- kümetin ekonomi politikasını eleştiriyor ve izlenen politikanın sonunda, müthiş hayal kınklıklafı yaşa- nacağını iddia ediyordum. (Maalesef haklı çıktım). Söyleşinin soaı-cevap bölümüne geçildiği za- man, orta yaşlı bir dinleyici söz aldı. "Sizce, bizi yönetenler vatan haini mi Hocam?' sorusunu sor- du. "Zira, sizin burada dile getirdiğiniz konulan görmemek ve anlamamak mümkün değil. Ben bu cahil halimle, izlenen bu politikanın sonunun kö- tü olacağını anladım. Bunca eğitimli olan ve ayn- ca en değehi türünden uzmanlardan yarahanabi- len siyasetçilerimiz, bunlan bilmezmi? Bilmeme- si mümkün mü?" Doğrusu, bu "vatan hainliği" meselesini, kendi kendime düşünmüyor değildim. Ancak ne denli karşı olursam olayım, bu ülkeyi yönetenlere vatan hainliğini yakıştırmadığım gibi, böyle bir şeyi asla dile getiremem. Fakat beklentiler farklıydı ve bu farklı beklentiler, farklı politikalara zemin oluşturu- yordu. Ve her şeyden kötüsü, "semnaye bırikimi" olmamış ve "burjuvasını oluşturamamış" bir top- lumda, yani Türkiyemizde, tcapitalizmle kalkınma çabasına girişilmiş olmasıydı. ••• Ekonomik sistemlerin, son birkaç yüzyılda ge- çirdiğt dönüşümleri ve ortaya çıkan gelişmeleri anlatacak değilim. Fakat özellikle kapitalizmin, belli bir "artı değer" olmaksızın yaşama geçeme- yeceğini, iktisat fakültelerinin birinci sınıf öğrenci- leri bile bilir. (Zaten bunu bilemeyenler asla ikinci sınıf öğrencisi olamazlar.) Günümüz kapitalist devletleri, önce kendi halk- lannın sömürüsünün peşindeydiler. Kadın emeği ve çocuk emeğinin yanı sıra, işçiler de inanılmaz bir sömürü ile karşı karşıyaydılar. Fakat demokra- sinin gelişme sürecinde, bu olanaklardan yoksun kalmaya başladılar. İşin bu aşamasında, "sömürgeler" ve "sömür- ge halklan" imdatlanna yetişti. Hatta öylesjne im- datlanna yetişti ki, sömürgelerden aktardıklannın ve sömürge halklannın sırtından ve sömürge kay- naklanndan aktardıklanndan bir kısmını, kendi emekçi sınıflanyla paylaşmaya bile razı oldular. Bugün Avrupa'nın gelişmiş kapitalist ulkelerinin yakın tarihlerine bir göz atıldıgında, hemen tümü- nün zenginliklerinin kökeninde sömürge halklan- nın alın teri ve gözyaşlannı görmek mümkündür. Hatta, kimi zaman o halklann kanı görülür. Osmanlı Imparatorluğu, sömürgesi olmayan bir devtetti. Sömürgecilik anlayişı bir yana; egemen- liği altındaki topraklan, önemli ölçude, anayurt olan Anadolu'nun kaynaklanyla beslemiştir. Bir tür kapitalizmle kalkınma amacını gündeme getiren ilk grup olan "Ittihatçılar", kapitalizmle kai- kınmak için gerekJi oian "kapitalist"\n de "kapita- lin'üe mevcut olrnadığını anladıklan zaman, "dev- let olanaklanyla" bir burjuva sınrfı yaratabilecek- lerini ve bu burjuva sınıfıyla kalkınabileceklerini sanmışlardır. 2. Meşrutiyet sonrasındaki "Ulusal Burjuva"ya- ratma çabalan, işte bu anlayışın sonucudur. An- cak 1. Dünya Savaşı'nın patlak vermesi ve Os-. manlı Imparatoriuğu'nun savaşa gırmesi, bu ça- • balann sonu olmuştur. llginçtir ki bu anlayış, Cumhuriyetimizin ilk yılla- nnda da bir biçimde devam etmiş gibidir. Fakat dünya ekonomik krizinden sonra, "piyasa ekono- misi" içinde kalkınma hayallerinden vazgeçilecek ve "planlı ekonomi"ye geçilecektir ki sanayi, ileti- şim, ulaşım vb. alanlarda çok onemli adımlar bu sayede atılabilinmiştir. 1950 seçimleri sonrasında, Adnan Mende- res'in, "Her mahallede birmilyoneryaratacağım" sözü, boşuna söylenmiş bir söz değildir. Yapılmak istenen şey, devlet olanaklanyla bir burjuva sınıfı yaratmaktır. Ve özellikle 1980 sonrasında, Özal politikalan- nın temel amacı buydu. Bir burjuva sınıfı yaratmak ve bu sınıf sayesınde ekonomik kalkınmayı sağ- lamak umudundaydı. Bunun gerçekleşmeyecegi- ni ve binbir zoriamayla sağlanacak olan "kaynak- lann ", tufeyli bir grup tarafindan "çarçur" edilece- ğini soyledik, yazdık, savunduk. Tabii kimseye an- latamadık. Ve aynı politika, "küreselleşme" deni- len ve bu kez "özelleştinveyle" Türkiye'nin gün- demineoturan anlayışlarla, kendini "alternatifsiz" göstermeyi başardı. 12 Eylül düzeninin demokrasiye engel olarak gündeme getirdiği, "Siyasal Partiler Yasası" ve "Seçim Yasası", siyasal yaşamda tam anlamıyla bir "oligarşi" ortaya çıkardı. Zaten 1983 Nisan- Ekim aylan arasında, Türkiye'nin siyasal, ekono- mik ve toplumsal yaşamına yön veren tüm yasa- lar değiştirilmiş ve önemli ölçüde, "dikensiz gül bahçesi" oluşturulmuştu. Ve gene bu arada, "de- ğerier sistemimiz" altüst edilmiş ve para, "en yü- ce değer" konumuna getirilmişti. ••• Bu noktaya, adım adım getirildik. Ve gerektiğin- de bu "gidişata" karşı çıkmasını bilemeyenler, şim- di büyük bir pişmanlık içinde, kendilerini ifade ede- cek bir kanal anyorlar. Geçen yıllarda gerçekleşen cılız gösterilerde di- le getirilen sloganlar arasında, "Susma. Sustukça sıra sana gelecek" sloganını çok sevdiğimi, defa- larca bu sütunda dile getirdim. Şimdi sıra, o günlerde susanlara geldi. Sanıyorum, işin sım burada. Trenlerin çarpışmasında yeni iddia Kazaya, uyuyan şoför neden oldu Haber Merkezi-ln giltere'nin kuzey Yorkshire bölgesinde üç gûn önce meydana gelen kazayla ilgili ye- ni bir iddia öne sürûl- dü. Ingiliz basınına gö- re, trenlerin çarpışma- sma neden olan raylar üzerindeki kamyonun sûrücüsünün uykulu ya da alkollü olduğu iddia edildi. tngiliz basınında y- er alan bu yöndeki id- dialar, halen geçirdiği şok nedeniyle sağlıklı bir ifade veremeyen 36 yaşındaki sürücü Gary Hsirt'ın eşi tarafindan reddedildi. 15 kişinin ölümüne yol açan kazada enkaz kaldırma çalışmalan da sûrüyor. Halen iki vagonun enkazı içine girilemediğini belirten polisyetkilileri, ölüsa- yısının daha da yükse- lebileceğini söylüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle