Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
T 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
lesap lütfen!
iaşbakan Bülent Ecevit, isti-
.ını isteyenlereyanrtverdi: "Şim-
başbakanlıktan aynlırda birhü-
met bunalımına neden olursam
ınun hesabını u/usa ve tarihe ve-
mem."
Türkiye, gelir dağılımı adalet-
zliğinde dünyanın ilk 20 ülkesi
rasına girdi. Merak etmeyin, ta-
he geçtiniz Sayın Ecevit. Türki-
e nüfusunun yüzde 1'inin geliri,
üzde 45'in gelirine eşitlendi.
Kuşkunuzolmasın, tarih sizden
ÎÖZ edecek Sayın Ecevit.
12 banka battı, 12 milyar dolar-
lık borçları halkın sırtına bindi.
Hiç kaygılanmayın, tarih notu-
nu düştü Sayın Ecevit.
Ailelerin yüzde 53'ü, 300 mil-
yon ve altı gelirte yaşama savaşı
verirken dar gelirliler son krizle
yüzde 40 daha yoksullaştılar. En-
dişeye gerekyok, tarihyazıldı Sa-
yın Ecevit. Ülkentn dış borcu 110
milyar dolara, iç borcu 57 milyar
dolaravurdu. Tasalanmayın,tarihe
mal oldunuz Sayın Ecevit. Tarih
hesabı kesti Sayın Ecevit, ulusun
önüne koydu Sayın Ecevit, sıra
ödemede Sayın Ecevit.
İSIK KANSl
Halk sersem değllBasının simge isimlerini işten çıka-
rıp televolecilere yer açan medyaya
bakıp âlemi sersem, milleti kör san-
mamalı. Halk her şeyin farkında...
Ömekmi istersinız?Toplumsal mu-
halefetin yüreği, Tek Gıda-lş Sendi-
kası'nın öncülüğündeTEKEUin özel-
leştirilmesine karşı Izmir'de, Adıya-
man'da ve en son Bafra'da düzen-
lenen toplantılarda attı.
Ziraat Mühendisleri Odası Başka-
nı Gürol Ergin, Bafratoplantısını an-
latırken bile heyecanlanıyor.
"500 kişilik salon dolmuş, insanlar
ayakta kalmış, bir kısmı da salon dı-
şında kalmışlardı. Kaskeîli köylüler,
kendiliğinden kalkıp gelmişlerdi. Ûzer-
lerinde bildik durgunluk yok. Tepki
veriyor, öfkeleniyor, alkışlıyor, dertle-
rini ürkrneden dile getiriyoriar. TE-
KEL'in satılmakistenmesinin özelleş-
tirme değil biryabancılaştırma çalış-
ması olduğunusöylediğinizdeyerie-
rinde durarnıyoriar."
Prof. Dr. Mümtaz Soysat da, Kl-
GEM Başkanı olarak bir konuşma
yapmış. Ozetle demiş ki:
"Bizi, üretmeyen, üretmekten alı-
konan, yalnızca iüketen birtoplum ha-
linegetirdiler. Açıkçası şimdiyekadar
artçı muharebe içindeydik. Şimdi sı-
ra Sakarya'da. Elimizde hâ/â üretim
gücünü harekete geçirecek, Türki-
ye'ye yeni yeni yatınmlaryapma ye-
tisi kazandıracak Telekom gibi, THY
gibi, TEKEL gibi kuruluşlanmız, bor
gibi madenlerimiz var. Bormadenle-
rinikurtardık, sıra öbüıierinde. Bu de-
ğerterim'ızle istilayakarşıtaarruza geç-
me zamanıdır.''
Soysal'dan toplantıya ilişkin göz-
lemler aldık: "llk defa olarak ekici ile
işçibirarayageldi. Bu önemlibirkim-
ya. Bu kimyadan çok şey çıkabilir.
Tıklım tıklım dolu salonu görünce,
belki de bir dönûm noktasına gelin-
diğiizlenimiedindim. Türkiye'nin kriz-
den çıkışının tek yolunun üretim ol-
duğunu halkanlıyorartık. Üretim sa-
vaşına başlamak gerekiyor artık."
TekGıda-lş Genei Başkanı Hüse-
yinKarakoç'un aktardığı bir otay da
halkın uykuda olmadığını kanıtlıyor.
"Izmir toplantısı sonrası bir ç'ıftçi
yanıma yaklaştı, 'Bana kalsa gelme-
yecektimtoplantıya. Ama, 10yaştn-
daki kızım, -Git baba, git. Bu bizim
geleceğimizdir. Konuşulanlan dinle,
bana da anlat - diye ısrar etti. lyi ki
gelmişim' dedi. Toplum, olanlann bi-
lincinde, başına gelecekleridebiliyor
ve duyartı."
Yönetilenlerin durumu bu. Ya yö-
netenler? Hüseyin Karakoç'un de-
yimiyle, "Çiftçiölmüşmüş, umurtann-
daydı." -
Dünya Bankası'nın tanmayönelik
4 önerisi vardı. Dünya Bankası Tür-
kiye Direktörü Ajay Chibber özet-
lemişti bunlarr.
"Tanm kredisi maliyetlerinipiyasa
koşullanna endeksleyin. Gübre süb-
vansiyonlannı kaldınn. Taban fiyatı
vermekten vazgeçin. Tanmla ilgilika-
mu kunıluşlannı satın."
Bu önerilerin çoğu yaşama geçti.
Çiftçi, faizlerçokyükseldiğinden kre-
di alamazoldu. Gübje sübvansiyon-
ları kaldırıldı, gübre fiyatlan katlan-
dı, çiftçi gübre alamaz oldu. Taban
Asıl çelişkiyi görmekfiyatlan düşük açıklanarak "doğru-
dan gelir" uygulamasına ilk adım-
lar atıldı; köylü neekecegini, nası!ge-
çinecegini düşünmeye başladı.
Tanm satış kooperatiflerini işlev-
sizleştiren yasa çıktı, kooperatiflere
aitfabrikalann satış süreci hızlandı-
nldı, ç'ıftçi elindeki ürünü ileride ne-
rede değerlendirecegine şaştı da
kaldı.
Sonuçta, Dünya Bankası'nın is-
temleri yerine getirilince, nüfusun
yaklaşıkyüzde 45'ini oluşturan çift-
Çiler üretimden uzaklaştınldı, açlık
ile karşı karşıya bırakıldı, yoksullaş-
tıntdı.
Ve yüzlerde acı bir gülücük:
"Dünya Bankası'nın yoksutluk ve
yönetimden sorumlu başkan yar-
dımcısı Kemal Derviş, Başbakan ta-
rafından sorumluluk verilmek üzere
Tûrkiye'ye çağnldı."
Dünyadaki birçok ülke gibiTürki-
ye'nin de yoksuilaşmasından so-
rumlu Dünya Bankası'ntn Başkan
Yardımcısı, elinde sihirli değnek, bi-
zi yoksulluktan kurtaracak!
Yakın geçmişte, 'Tüm dünyada
mal ve sermaye serbestçe dolaşır-
ken, 1900'lerden kaima ulus devle-
tin ayakta kalması bir çelişkidir" di-
ye açıklamalar yapmış olan Dünya
Bankası Başkan Yardımcısfna, ulus
devletin bakanlığının emanet edil-
mesi düşünüiecek!
Vay benim köse sakalım!
ISSIZ ODA YAZILARI
VEDAT ÖZDEMİROĞLI]
AtteraatjttiÇiHer olankriz,
en biıyükkriz!
Son çeyrekyüzyılın, gerek-
tiğinde faşizan politikayla da
desteklenen "alaturka kapita-
lizmi" hiç kuşku yok ki ser-
mayeyeyaradı. Devlet, mega
işadamlannı; onlardasağ po-
litikacılan besledi. Tüm krizler-
le beraber, son kriz;yanm asır-
lıkjmerkez sağ garabetinin so-
nucudur. Sahte solu da kap-
sayarak merkezsağ, ülkemiz-
deki tüm eşitsizliklerin uygu-
layıcısı olurken neyazıkki hal-
kımıza da çoğu zaman "halk-
tan yana, hakkaniyetli" görün-
meyi başardı. Darrayazıkki hâ-
lâdabaşarmıyorsayılamaz. Iş-
te yağlayıp cılalayıp önümü-
ze sundukları alternatif: Ba-
yan Tansu ÇiHer!
Ne oldu, kafamıza "Türkiye
kadar"bir göktaşı mı düştü, Al-
lah bizi akılsızfîkirsiz mi bırak-
tı, hep beraber belleğimizi mi
yitirdik? Bahsedilen Tansu Çil-
ler, benim bıldiğim kişi mi, ay-
n\ isimli bir başkası mı? Eğer
benim bildiğim Çiller'se, sor-
mak isterim, krizin ta kendisi
nasıl krize çare olur? Bu ba-
yant parlatanlar, dikkat edi-
niz, eskisi gibi eli kalemli te-
tikçiler, aile gazetesi paçavra-
da yazan ve sahiplerini içgü-
düleriyle koruyan akla seza
beslemeter, komisyon kollayan
vurguncu tipler değil; sevelim
sevmeyelim, ülkenin kaderi
üzerinde söz sahibi olan ve
bu yüzden ağırsorumlulukta-
şıyan isimler. Değindikleri her
detay, işledikleri her konu,
bahsettikleri her isim yöneti-
min labirentlerinde veyöneti-
len kitlenin gündemindeyan-
kı bulan kalemler. Çıkış nok-
taları farklı da olsa, ülke ve
toplum çıkarian açısından bir
"sağduyu" zemininde, bir
"konsensus"paragrafında bu-
luşma umudu veren "stil" sa-
hipleri. Fakat sandığımızdan
daha "profesyonelmiş" onlar.
ÇiHer bu yoksul halkın şifası
olamayacağına göre sormak
gerekiyor, neyinşifası?TakÜk
hangi açmazlar sonucu, rian-
gi yüksekyerden verildi? De-
nize düşen yılana sanlır, siz
nereye düştünüz ki sanldığı-
nız şahıs budur?
Yanlış mı hatırlıyorum, hırsı
ve beceriksizliğiyleTürkiye'yi
ekonomik bunalımlaria bera-
ber siyasal çalkantılann içine
sokmaktan, "light" askeridar-
be yaşatmaktan, daha önce-
sinde ağır hakaretterettiği din-
ci partıyle koalisyonyapıp top-
lumsal gerilimi tavana çıkar-
maktan, yolsuzluktan, şaibe-
den, sol ve aydınlık düşman-
lığından, işbirlikçilikten so-
rumlu tutulan politikacı değil
mibu? Üstelik, 1994 krizinde-
ki tavn, bugünkü krizi yara-
tanlara oranla "daha iyiydi"
denilerek parlatılıyor! Bu mu-
dur kıyaslama biriminiz, kri-
zin alternatifi başka bir krizin
sorumlusu mudur? "Kork ni-
sanın beşinden, öküzü aytnr
eşinden!" anonim deyişini bi-
ze yaşatmış lider midir "mak-
yaj"yaptığınız? Demekki ger-
çekten ağır bir krizyaşanıyor,
yoksaTansu Çiller imajı hort-
latılmazdı!
Yüksekhesaplaraaklım er-
mez, ama bir uyanm var. Al-
tını çizdiğiniz isme, bırakın
anayasayı, Türk Ceza Kanu-
nu dayetmez! Onu en az "bir
ansiklopedi cildi" paklar!
Arşiv için!
19 Şubat'ta anayasanın bu-
merang gibi gidip geldiği, kriz
yaratan MGKtoplantısı yapı-
lınca, 16 Şubat'taki ABD ve
Ingiltere'nin Irak saldınsı ye-
terince işlenmeden günde-
mimizden indi.
Hoş, gündemde kalsa ne
olacaktı? "Global köyümü-
zün" azınlıkta kalan, güce tap-
mayı reddetmiş ve insandan
umudunu kesmemiş "akıl ve
vicdan sahiplerine" uyarak;
dünyajandarmasıABD'yi, tur-
fanda Rambo-mahdum
Bush'u, sözde solcu-asistan
Blair ve demokrasinin beşi-
ği, asil Ingilteresi'ni, hayata
düşman silah sanayiini ve bu
güce hayranlık duyup işbiıii-
ği yapanları kınasak ne ola-
caktı? Bilgi çağı, Irak'taki si-
villerin ölmesini engelleyeme-
di. Bu, paranın ve silahın ege-
menliğindeki "milenyum dü-
zenine" getireceğimiz hangi
eleştiri, nasıl yankı bulabile-
cek ki? Benim ülkemin top-
raklannın bir kısmı süper güç-
lerin masum sivilleri bomba-
lamaklagörevli uçaklannaay-
nlmışken yazsak ne olacak
ki? Yazalım da arşive geçsin
bari! Milyarda birde olsa, çok
ileride bir meraklı bakar da
stnırsız-sınıfsız ve de silahsız
bir dünyayı özleyen dinozor-
lardan birinin daha izlerini bu-
lur.
lyi bayramlar, iyi tatiller!
Yücelden anı
Devrimci Milli Eğitim Bakanı
Hasan-Âli Yücel, 40. ölüm
yıldönümünde kendi adını
taşıyan Anadolu öğretmen
Lisesi'nde yapılan bir
törenle anıldı.
Yücel'in kızı Canan Yücel
Eronat, babasının
atılımlannı saydı bir bir:
Çeviri ve ansiklopedi
bürolannın kurulması, çeviri
seferberiiği, ulusal eğitim
planı oluşturulması, Devlet
Resim ve Heykel Sergisi,
Köy Enstitüleri, Coğrafya
Kongresi, Neşriyat
Kongresi, Maarif Şûrası,
Beden Egitimi ve Spor
Şûrası...
Bir de anı anlattı Yücet'den:
Yücel, Mustafa Necati'nin
yetişkinlere açtığı Millet
Mektepleri'ni denetliyor.
Tahta başında yaşını başını
almış bir vatandaş
"A, B,C" yazmaya
çabalıyor ama, tebeşiri de
elinde tutamıyor.
Hasan Âli, "Babacığım
telaş etme, yazarsın"
diyecek oluyor. Vatandaş,
teriemiş, helak olmuş,
"Müfettiş Bey" diyor, "sen
ne diyorsun, telaş ettiğim
ülan yok. Biz rençber
adamız, ellerimiz nasırlı.
Tebeşir durmuyor
parrnaklanmda."
Yücel, cebinden köşeli
tebeşiri çıkanp veriyor.
Vatandaş gevşiyor:
"Müfettiş Bey, sen şimdi
Ankara'ya vannca Gazi
Paşa'ya selamımı götür,
bize bolca köşeli tebeşir
yollasın."
HAYVANLAR İSMAİL GVLGEÇ [email protected]
KİM KİME DUM DUMA BEHtç AK [email protected]
ÇtZGtLİK KÂMİL MASARACI
HARBt SEMtH POROY [email protected]
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 3Mart
Yaşam, lcaVbin ilci
vuruşu arasındaki zamandır
Kalbinizi koruyun
TÜRJKL VAKFI
19 Mayıs Cd. No: & Şişli/İSTANBUL
Tel: (O 212) 212 O7 OT (pbx) 1O Hat
Faks: (O 212) 212 68 33
PUBR7V RfCO'OA İLK JSPANYOUAR
iSfS'TB BUGÜN, ISPANrOL ZÂŞİFİ JUAN f*0NCE
D£ LİON(UUAN PONTE OE L/OAf) , KA
DEuizi'Moetd PÜERTO erco(f&&
ACrtSr 'fjf <SÇP£ &4ŞLAMrfr/. İLK
1493'V£ OtİSTOF KOLOUB 7ARAPrNbAN BU-
IMNAN A!3ANtN fÇ KISfMt/t/& /ARAÇ710JL~
MAMIŞT1. KOL0M6'UU İKİUCJ YOLCULUgü-
MA &ır'LM(? OIAN poNce &e ttou, BAZI
& i i FSANeLEkiNOe YEft. ALAM
ÇSÇMBSt ' Nİ AKLINA TAZMIŞT)7.
ÜAJ SOU Y(LLAStNl H£P BU Ç€Ş
Yİ ARAMAICLA GeçiGSCeK, O
FLOfÜPA
x
Yt PA K€ŞPePEC£Krt
AA*eR.İKA'NIN GÜMePOĞ
DA, BiR KIZILOBR.IÜ OjUJYLA
GÖRÜS
EMtN GÜRSES
UhnalGüverikvelııtan
Içişleri Bakanı Sadettin Tantan TESEV'e yaptırı-
lan "Türkiye'de Yolsuzluk" araştırması sonuçlarının
tartışıldığıtoplantıdaülkemizin son20yıldagetirildi-
ği iflas noktasından kurtuluşun yollarını göstermeye
çalıştı. Eleştinlerinden heralandave düzeyde görev-
lileri silkelenmeye ve göreve çağıran Tantan'ın Içiş-
leri Bakanlığı'nagelişiyle toplumun namuslu çoğun-
luğu arasındabüyük umutlar doğmuş, bazı kesimler
arasında ise Tantan'ı görevden uzaklaştırmak için
neler yapılrnası gerektiği tartışılmaya başlanmıştır.
Tantan ise bilim adamlannın, araştırma kuruluşları-
nın yardımlanyla ulusal güvenliğe yönelen tehdidin
def edilmesi için yoğun çaba göstermektedir.
Bir ülkenin ulusal güvenlığine karşı en önemli teh-
dit iç sorunlardır. Dışandan gelecek askeri gibi teh-
ditlere karşı ise toplumsal dayanışmayla karşı konu-
labilir. Tantan'ın konuşmasında sorunların iç ve dış
boyutlanyla birlikte ele alınması gerektiğini vurgula-
yarakgelişmelere uluslararası sistem açısındanbak-
ması özellikle mali gelişmeleri anlamak açısından
son derece önemlidir.
Tantan'ın dünyada yoğun bir ekonomik rekabetin
var olduğunu, işadamlarımızın bu yanştatek başla-
rına bir başan sağlamalannın son derece zor oldu-
ğunu, gelişmiş ülkelerin ulusal çıkarian için istihba-
rat faaliyetlerine de önem verdiklerini açıklaması ise
çok önemli bir tespittir. Gelişmiş ülkelerdeki ulusla-
rarası şirketler dünyanın herhangi bir ulkesindeki ti-
carifaaliyetleri sırasındabu ülkelerdeki buyükelçilik-
lerinindesteğiniyanlannda bulurlar. Kendi vatandaş-
lannın şirketlerine her türiü yardımı sağlamak geliş-
mişülkelerinbüyükelçiliklerinin artıkbirincil görevi ha-
line gelmiştir.
Tantan'ın ayrıca sözünü ettiği kimi zaman legal
görüntü altında da çalışan iç ve dış odaklar ise ulke-
mizde örneklerini gördüğümüz bazı yabancı istihba-
rat birimlerinin, spekülatörlerinın, vakıflannınve bun-
ların yerii işbiriikçilerinin faaliyetlerini akla getirmek-
tedir. Bunların siyasi istikrarsızlığa katkıları, Doğu
Perinçek'in de belirttiği gibi Türkiye'yı gelişmiş ül-
kelerin siyasi-ticari çevreleri açısından istikrarsızlığın
yarattığı fırsattan istifade edilerektaviz kopanlabile-
cek ülke konumuna sokmaktadır.
Istikrarsızlığın, ekonomikyattrımtannülkedenuzak-
laşmasına yol açtığı açıktır. IRA'nın (Irlanda Cumhu-
riyetçi Ordusu) Londra'da Nisan 1992'depatlattığıve
1 milyar dolar zarara yol açan bombalama olayı ti-
cariçevrelerde Lxındra'nın güvenlibir mali merkez olup
olmadığının sorgulanmasına yol açmıştı. Bazı Batılı
ülke istihbarat birimlerinin bu tür eylemleri imkân öl-
çüsünde rakip ülkelerde destekledikleri bilinmekte-
dir. Ingiltere'nin özellikle PKK ust kademesini, zama-
nında Londra'da banndırdığı bilinmektedir. Almanya
ve Fransadaaynıyoluizlemişlerdir. Londrahüküme-
ti PKK'nin yenilgisinden sonra polıtikasını değiştir-
mişve PKK'yi terör örgütu ilan etme aşamasına gel-
miştir.
Tantan'ın da belirttiği gibi örtülü savaşlar devam
ediyor. Bunadirenmeninyolutoplumsal dayanışma-
dır. Bunun için isetoplumun değişikkesimleri düşün-
ce ve önerilerini bir araya getirerek aiternatif arayış-
lariçerisine girmeli, ekonomik sorunlargundemege-
lince emperyalizmin temsilcilerine dantşan yönetici-
ler Boratav, Manisalı, Işıklı gibi millicilere danış-
maktan korkmamayı ögrenmelidir. Adaletin işler ha-
le gelmediği bir sistemde eninde sonunda yol, yol-
suzluk ekonomisine çıkacaktır. Batılı gelişmiş ülke-
lerin alacaklannı faızlenyle tahsil etmek tçın on takla
atan IMF'nin amacı zenginler sisteminin surdurul-
mesini güvenceye almaktır. llhan Selçuk'un da be-
lirttiğigibi zengin ülkeler, zenginlıklerini katlamak için
işbtriiği içerisindeler. Türkiye bu rekabette zenginin
tenceresinden taşıp kendisine de bir şey düşeceği-
ni sanıyor.
Kendi iç dınamikleriyle sermaye birikimi sağlaya-
mayacağı düşuncesınde olan bir kesim Tün\iye ser-
mayeşi Fuat Korluklu'nun da belirttiği gibi umudu
kesmiş, yatınmlarını ABD'ye ve Avrupa'ya taşımak-
tadırlar. Milli diye bir şey kalmadığını iieri sürenler ne-
den dünyanın büyüktekellerinin uluslararası alanda
zorluklakarşılaştıklannda kendihükümetteriylekolko-
la hareket etmekte olduklannı da açıklamalıdııiar.
Herkesin bu dumanlı ortamda başının çaresine
bakmasını beklemek felaketin boyutunu arttıracak-
tır. Prof. Ünsal Oskay, "Türkiye, 1960 devrimiyle iç
kaynaklara dayalıplanh kalkınmaimkânınıyakalamış-
tı" diye hatırlatıyor. Batı merkezlı globalleşme safsa-
tasının rüzgânna kapılmadan Ergin Yıldızoğlu'nun
belirttiğigibi devletin ekonomiyle ılişkisinıyeniden dü-
şünme zamanıdır. Batılı "dost/an", Türkiye'deki so-
runlaria, alacaklannın faiziyle tahsili konusunun öte-
sinde pek ilgilenmez. Istedikleri, kontrol edilebilir bir
ıstikrarsızlıktır. En önemli müttefıkABD bile Irak'lati-
careti engellemenin peşinde. Mandacılar Batı'dan
medetumarken millicilerTantan'ın ulusalgüvenlikteh-
like altındadır uyansını son derece ciddiye almalıdır.
E-mail: emingurses«ı yahoo.com
Fax: 0212 513 85 95
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/Bergamaya-
kınlanndakı
AUianoi antık 2
kentını sular al-
tındabırakacak
olan baraj. 2/ 4
Açık deniz...
Eski Mısır'da
güneştannsı. 3/ 6
Bulgaristan'm 7
para bırimi...
Bır nota. 4/ 8
Uluslararası Q
Basın Enstıtû-
sü'nün sımgesı... " —
Ayhan": Şairimız. 5/
Bir burç adı... tnce ya-
pılı. 6/ Açıkalanlardan 2
ve kalabalık yerlerden 3
aşınkoriana.7/Birku- 4
mararacı... "—Le- 5
aT.OktayRifat'ınro-
manı. 8/Ruh... Tokat'ın
bir ilçesi. 9/ Tıtan ele-
mentininsimgesi...Do- 8
kumacılıkta atkı ipliği- 9
ni sıkıştırmakta kulla-
nılan dişli araç.
YUKAR1DAN AŞAĞIYA:
1/ Denizkıyısındadalga aşmdırmasıylaoluşmuş sarp
ve yüksek yer. 2/ Ispanyollann sevınç üıüemi... Gü-
ney Amenka'dabüyük sürüler halinde yaşayankemi-
rici bir hayvan. 3/ Küçük kareler biçvmınde kesilmiş
hanmr katlan arasına kıyma konularak yapılan Ital-
yan yemeği. 4/ Havaya frrlatılan bır plakanm vurul-
ması ilkesine dayah atıcüık dah... "Bütün —"ler ay-
nıhızlakirleniyordu/Bırinciliğibeyazaverdıler" (Öz-
demır Asaf). 5/ Gümüşün sımgesı... Ayak direme. 6/
"Sıcak —": Cemal Süreya'nın şıir kıtabı... Bagışla-
ma... Zırkonyumun sımgesı. II Müzık eşlığındeyapı-
lan bir türjimnastik. 8/ Şarkı, türkü.. Istanbul'un biı
semti. 9/ Bir şeyin açık, ortada olma durumu.