Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 MART 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Deniz Baykal, büyüme için üretime ve ihracata destek verilmesini istedi
Ekoııoıııide hedef, küçühneİstanbul Haber Servisi - CHP
Genel Başkanı Deniz BaykaL
hûkümetin, yolsuzluklarla
mücadelede başansızlığı ve
kararsızlığı kanıtlanmış
yapısını ve kadrosunu
değiştirmesi gerektiğini
belirterek "Hükümet,
hazıriayacağı ekonomik
programı TBMM'ye sunmau,
ekonomik kunıluşlarla
tarrjşmah, ulusal program
toplum tarafindan
benimsenmelT dedi.
Deniz Baykal, 10-11 Mart
tarihleri arasında Silivri
Klasis Otel'de düzenlenen
"CHP Ekonomi Forumu"nun
sonuçlannı dün düzenledıği
basın toplantısında açıkladı.
Baykal, hûkümetin
yolsuzluklarla mücadele
konusunda "ürkekve
çekmgen" göründüğünü
söyleyerek yolsuzluklann
siyasi bağlantılannın ortaya
çıkanlamadığını ifade etti.
MGK'de yaşanan krizin
altında yatan ana
nedenlerden birinin
yolsuzluklar olduğunu
anımsatan Baykal,
enflasyonla mücadele için
önce yolsuzluk batağından
çıkılması gerektiğini belirtti.
Baykal, hûkümetin istikrar
programlaruıın büyümeyi
değil küçülmeyi
öngördüğünü anlatarak "Bu,
beraberinde yoksullaşmavı ve
işsizüği getiriyor. Tûıidye,
ihracatta ciddi hedefler
beürtemeli, ihracaü
artnracak kararlar almah"
dedi. Halktan fedakârlık
isteyen hûkümetin de
fedakârlık yapması
gerektığının altını çizen
Baykal, ekonomik
büyümenin, ihracata destek
verilmesi, ithalatın
denetlenmesi, üretim ve
verimlilikte artış sağlanması
ile mümkün olacağını ifade
CHP
• CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, hûkümetin yolsuzluklarla
mücadelede başansızhğı ve kararsızlığı kanıtlanmış yapısını ve
kadrosunu değiştirmesi gerektiğini belirtti.
'Hükümet de fedakârlık yapmaL'
Baykal, "Hükümet hazuiayacağı ekonomik programı TBMM'ye sunmalu ekonomik kuruluşlarla
taruşmah, ulusal programtoplumtarafindan benimsenmelT dedL Halktan fedakârlık isteyen hûkümetin
de fedakârlık yapması gerektiğinin altını çizen Baykal, ekonomik büyümenin, ihracata destek ve-
rilmesi, rthalatm denetlenmesi, üretim ve verimlilikte artış sağlanması ile mümkün olacağını ifade etti.
etti. Baykal, "Burada
yapüğunız çahşmada bütûn
arkadaşlanmız iktklar
kararhlığuıı korumaya
çağırmaktadır. Bu konudaki
tereddüt ve zafrvet Tûıidye'yi
önümüzdeki günlerde
hiperenflasyon ve stagflasyon
tehdidi mudaka ciddiye
almak ve başarmak
zorundayız" dedi. Baykal,
forumda bunalımdan çıkış
için hazırladıklan ulusal
çözüm programını
satırbaşlanyla şöyle açıkladı:
• Yolsuzluklarla mücadele
kesintisiz sürmeüdir. Krizde
büyük payı olan ve topiumsal
ahlakı yıkıma sürükleyen
yolsuzluklann siyasi
bağlanülanmn '
yargüanmasuıda gösterflen
çekmgeolik iç ve dış
kredibilkeyihızlayok
etmektedir. Her alanda ahiak
ve erdemin üstünlüğü
sağtanmah.
• Enflasyonla mücadeleden
vazgeçilmemeli. Bu
mücadele kararlılıkla ve
adaletle yapılmalıdır.
• tşsiztiğin ve yoksulluğun
aşüması için çökertilen sosyal
devlet ayağa kaldınhnaİL
• Her aîanda
demokratıkleşme sağlanmah,
hukuk devleti güçlenmeli.
• Yenİ bİT bütçe ha7irtannnılı.
Bu çerçevede bankalann iç ve
dış yükümlülükkrinin kamu
güvencesi attma ahnmasının
yasal dayanakian hükümet
tarafindan acıklanmahdır.
• Hazırlanan ulusal program,
toplumun tüm kesimi ile
kucaklaşmalı ve gerçekten
ulusal olmalı.
• Bankaalık sektörü
şeffaflaşnnlnıah ve
güçtendirilrncIL Merkez
Bankası'mn para programı
ulusal programla uyumhı
hale getirilmelL CHP'nin
ekonomi toplantısma katılan
isimler şunlar: AB Tigrel
(Eski DPT Müşteşan ve AB
nezdinde Büyükelçi),
Abdülkadir Ateş (Eski
Turizm Bakanı), Algan
HacaJoğhı (CHP MYK
üyesi), Prof. Dr. Yakup
Kepenek (CHP MYK üyesi),
BülentTanla (Genel Başkan
Danışmanı, eski milletvekili),
Kemal Kıhçdaroğlu (Eski
SSK Genel Müdürü), Nazif
Ekzea (Eski Turizm
Bakanlığı Müşteşan), Dr.
Yavuz Öge (Eski Dış Ticaret
Müşteşan), Mustafa Özyürek
(TÜRMOB Genel Başkanı),
Enis Tütûncfi (Iş Bankası
Yönetim Kurulu üyesi),
Zekeriya Yıkhnm (Eski
Merkez Bankası Başkan
Yardımcısı), An' Kemal
Kumkumoğlu (CHP Parti
Meclisi üyesi), AK Topuz
(CHP İstanbul 11 Başkanı),
Gökhan Çırnaz (Finansal
Forum Genel Yayın
Yönetmeni), Prof. Dr. Oğuz
Oyan (Öğretim üyesi, Eski
Türk-Iş Araşhrma Dairesi
Başkanı), Prof. Dr. Besim
Üstünel (Eski Maliye
Bakanı), öğretim üyeleri
Prof. Dr. CevdetErdost, Prof.
Dr. Hüsnü Erkan, Doç. Dr.
Aziz Konukman.
Seçim tüm üyelere duyurulmadı
Ankara'da delege
seçimine müdahale
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP'de
tasfıye-kopma tartışmalan yaşanırken Çayyo-
lu Mahallesi'ndekı delege seçimlerinın iptal
edilip bayrarn tatilinde yenilenmek istenmesi
tepkilere yol açtı.
CHP'nin birçok eski yöneticisinin yaşadığı
Çayyolu Mahallesi'nde, 25 Şubat günü 3
kongre, 6 önseçim delegesi seçildi. Ancak faz-
la oy kullanıldığı gerekçesiyle bu seçim iptal
edildi ve dün yeniden seçime gidildi. Yeni se-
çimin bayram tatüine denk getirilmesi ve oy
kullanacak tüm üyelere duyurulmaması dikkat
çekti. Bu mahallede oturan PM üyesi Gazal-
a, Çayyolu Muhtan Ayfer Yargıç ve avukat
Şahin Mengü ile bir seçımin son dakikalann-
da salona giderek tutanak tutulmasını sağladı.
Çankaya ilçe yöneticilerine, bu tür bir seçimin
yapılmayacağını söyleyen Gazalcı, "Herkese
haber vermek zonında değüız" yanıtıyla kar-
şılaştı. Gazalcı'nın daha sonraki bir saatte her-
kese duyurularak yeni bir seçim yapılması
önerisi de kabul görmedi. Gelişmelere tepki
gösteren Mustafa Gazalcı, "CHP'de Baykal
yönetiminin dışiama politikası, küçük bir ma-
halk secûniiidc bile kendisini gösteriyor" dedi.
CHP Disiplin Kurulu 17 Mart'a kadar savunma istedi
Sağlar6
kesin ihraç' yolıında
• Sağlar, CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal'ı 'hizip paranoyası' ve 'aşağılık
kompleksi' içinde olmakla suçlarken "Beni
atmayı kafalanna koymuşlar, ortada bir iddia
bile yok, savunma istiyorlar" dedi.
ANKARA (ANKA) -
CHP'de, Fikri Sağlar yi-
ne disipline sevk edildi.
CHP Yüksek Disiplin Ku-
rulu, kesin ihraç istemiyle,
tedbirli olarak disipline
sevk edilen Sağlar'dan sa-
vunma istedi. Sağlar ise
CHP Genel Başkanı De-
niz Baykal'ı, "hizip para-
noyası" ve "aşağüık
kompieksi" ıçınde olmak-
la suçlayarak "Beni atma-
yı kafalanna koymuşlar"
dedi.
CHP Içelll Disiplin Ku-
rulu 16 Şubat'ta yaptığı
toplantıda, Sağlar hakkın-
daki "kesin ihraç" istemi-
ni dörde karşı beş oyla red-
dederken CHP Içel II Baş-
kanlığı bu karara ıtiraz et-
ti. CHP Yüksek Disiplin
Kurulu, 3 Mart'ta yaptığı
toplantıda itirazı yerinde
bularak Sağlar'a "tedbir"
koydu ve savunmasını is-
temeyi kararlaştırdı. CHP
Yüksek Disiplin Kurulu
Başkanı Ismet Çanakçı
imzasıyla gönderilen ya-
zıda Sağlar'ın yazılı ya da
sözlü savunma yapması
için 17 Mart günü saat
14.00 'te MYK toplantı sa-
lonunda hazır bulunması
istendi.
Disiplin ışlemi nedeniy-
le CHP Genel Başkanı De-
niz Baykal'a agır suçlama-
larda bulunan Sağlar, Em-
re Kongar'ın istıfası üze-
rine Parti Meclisi üyesi ol-
duğunu, "tedbir" konula-
rak bunun engellenmeye
çalışıldığını bildirdı.
Sağlar, Deniz Baykal'ın
ülkenin kurtuluşu, halkın
sorunlannm çözülmesi
için mücadele edenlere;
hukuk, demokrasi, hak ve
özgürlük, Türkiye'nin
çağdaş bir ülke olması
doğrultusunda carunı or-
taya koyanlara bu parti
içinde yer vermek isteme-
diğini belirtti. Sağlar,
CHP içinde bir "hukukfa-
ciast" yaşandığını da ifade
ederken kendisinden sa-
vunma istendiğini, ancak
ortada bir iddia, bir delil
ve bir belge olmadığını
belirtti. Sağlar, "Anlaşıh-
yor ki atmayı kafalanna
koymuşlar. Demokratik
haİdan bflmeyenler, huku-
ku. tüzüğü, kurallan uy-
gulamavanlar Türkiye'de
insan haklanm, hukuk
devletini, deraokrasiyi na-
sıl oluşturacaklar? Hele
hele şeyhlerin peşinden gi-
derekpartiyi sağcdaşuran-
lar, partinin en önemti flke-
si olan laikUği yok edenler,
laik demokrasi ve cumhu-
riyeti nasıl koruyacaklar"
diye konuştu.
Sağlar, "DenizBaykaTm
hizip paranoyası içerism-
de" binlerce insanı tasfıye
ettiğini öne sürerek Türk
siyasi tarihinde ilk kez bu
kadar büyük bir tasfiye ya-
şandığını kaydetti.
Fikri Sağlar
IRMIKIAYDIN ENGtN aengin(a doruk.net.tr
Önce genç okuriar için kısa bir
açıklama: Netameli, gizli birteh-
like içeren, tekin olmayan, de-
mek. "Netameli konular" da
söylendiğinde, yazıldığında ba-
şınıza dert, hatta bela açabile-
cek konular demek oluyor.
Bilen bilir, Tırmık'ın, netameli
konu seçmekte, netameli konu-
lar üstüne çalakalem gitmekte
sabıka dosyası epey kabanktır.
Olsun.
Atalar sözüdür: "Kuştan kor-
kan dan ekmesin!.."
Eh, kuşlan severim; beslensin-
ler diye dan ekmeyi de severim.
Biliyorum, yazıyı buraya kadar
okuyup "Senyinekaşıntyorsun"
diyenleriniz oldu.
Yanlış. Kaşınmıyorum. Kaşın-
mışım.
Uç gün, lafı sakız gibi uzata-
rak, sözün "netamesi"n\ elimden
geldiğince azaltarak "ulusallık"
üstüne yazdım.
Aman Allahım, konuyu tartış-
mak isteyen ne kadar az, konu
üstüne söz etmek isteyen ne ka-
darçok kişi varmış. E-posta dol-
du taştı. Kimi ulusallık kavramı-
nın tartışmaya açılmasını bile va-
Netameli Konular
tan hainliği ile eşdeğer buluyor;
kimi 2001 yılında ulusallık kavra-
mının ele alınmaya bile değme-
yecek kadar köhnemiş bir terim
olduğuna kesinlikle emin, ne halt
etmeye tartışmaya açtığımızın
hesabını soruyor.
Yani konu seçiminde bu kez
on ikiden vurmuşum.
Aferin bana.
• • •
Hazır elim değmişken ve hazır
hızımı almışken "netamelikonu-
/ar'dan bir demet yapıp hiç ol-
mazsa ara başlıklar, paragraflar
halinde ortaya atayım. Tek tek
ele alıp tartışmak için nasıl olsa
bol bol vaktimiz var ve daha gen-
ciz!..
An dilde "ulusal" diyoruz. Yay-
gın kullanımı ise "milli". Ulusun
(milletin) tümüne ilişkin demek.
Bu kadar geniş ve kapsamlı
olunca kavramın sınırian ister is-
temez bulanıklaşıyor. "Ulusal"
denenden ve olandan birinin an-
ladığı ötekininkinden farklılaşı-
yor.
Birömek: Cumhuriyet'in kuru-
cu partisi CHP'nin "altı o/c'unda-
ki milliyetçilik (ulusçuluk) ilkesi
ile MHP'nin "dokuz ışık"\nın
merkezinde yer alan milliyetçilik
bir ve aynı kavram mıdır ve var-
sa fark(lar) nerededir, nedir?
Dönün yazının başına!
Böyle bir tartışma Türkiye'de
demokrasi kültürünün ulaşabil-
diği bugünkü düzeyde hâlâ ne-
tameli bir konudur.
Daha ileri giderek söyleyelim:
Demokrasi kültürümüzün bu-
günkü (düşük) düzeyinde "neta-
meli konular" inanılmayacak ka-
dar geniş bir alanı kaplar.
Gazeteciyseniz elinizi titretir,
kafanızın içinde kol gezen "oto-
sansür" kendiliğinden işlemeye
başlar. Yine de göze alıp -en
azından- tartışmaya kalkışırsa-
nız, "danlannızı" kuşlar gagala-
maya başlar...
Bir denemeye var mısınız?
Buyrun:
Kıbns konusunda "Kıbns Tür-
kiye'nin birmilli davasıdır" sözü-
nü, yargısını duymayanınız yok-
tur sanınm. Benim anımsayabil-
diğim 1954 yılından bu yana Tür-
kiye'nin Kıbns diye bir sorunu
var ve ilkokulda, lisede ve üni-
versitede ve daha sonraki yılla-
nmızda Kıbrıs'ın "Türkiye'nin
milli birdavası" olduğu döne dö-
ne bize belletildi, belletilmek is-
tendi.
Haydi soralım: Kıbns, Türki-
ye'nin sahiden milli (ulusal) bir
davası mıdır?
Birinci Dünya Savaşı'nın tozu
dumanı arasında Anadolu top-
raklannda yaşayan Ermenilerin
başına gelenler, yıllardır Türki-
ye'nin gündeminde ve günde-
minde kalacağa benziyor. Biz
gündeme getirmesek bile, Er-
meni asıllı seçmen oyu peşinde-
ki çapsız Fransız, Amerikan, hal-
yan politikacılar gündeme taşı-
yor, taşıyacaklar.
Haydi soralım: Osmanlı uyru-
ğu Ermeniler, eğer cankınmlan-
na uğradılarsa, bu Cumhuriyet
Türkiyesi'nin milli (ulusal) bir so-
runu mudur?
O kadar uzaga ve derinine git-
meyelim diyenler için son bir ör-
nek daha: Leeds United-Gala-
tasaray maçı öncesinde Tak-
sim'de Türk holiganlarca bıçak
ve şişlerie hacamat edilip öteki
dünyaya yollanan Ingiliz holigan-
lar sorunu milli bir sorun muy-
du? Ingiliz futbol bağnazlannı
(fanatiklerini) bıçaklayan herif
mahkemedeyargıca "Milli hisle-
hm galeyana gelmişti, sonrasını
hatıhamıyorum hâkim bey" diye
ifade verdiğinde medyasıyla,
toplumuyla ona "çüş" mü den-
di, yoksa "Ama Ingilizlerde Türk
bayrağını yakmışlardı..." dene-
rek "hafifletici nedenler" mi
arandı? Habire önümüze "milli
menfaatlara uygun ya da aykın"
diye yargılar konur. Konu neta-
meli olduğundan "Yahu, bu so-
run sahiden milli mi, yoksa kimi
sınıf, grup ya da zümrelerin çı-
kanndan mı ibaret" sorusunu or-
taya atmak bile zoriaşır...
Ama bu ve benzeri sorulan or-
taya atmadıkça, sorunlan çöz-
mek de bir o kadar zorfaşır...
Ne dersiniz?
Dün 'ulusal', bugün 'IMF'nin!
Siyasetçiler, eski
cumhurbaşkanı
Süleyman Demirei'in
"Dün dündür, bugün
bugündür" sözlerini haklı
çıkarmakta birbiriyle
yanşıyor. Hükümet
sözcüleri, yeni ekonomik
program arayışlan
sürecindeki "unutkan"
değeriendirmeleriyle
Demiref'in bir kez daha .
kulağını çınlattılar... Kemal Demş
Çöken ekonomik istikrar programın
yerine "ulusal program" getirileceği
açıklandı. IMF, Dünya Bankası ve
ABD Hazine Bakanf ndan onaylı
"ulusal program'm başına da eski
Dünya Bankası Başkan Yardımcısı
Kemal Derviş getirildi. Başbakan
Bütent Eçevit'ten, Devlet Bakanı
Recep Önal'a ve Maliye Bakanı
Sûmer Oral'a vanncaya dek kabine
üyeleri, IMF'yie bıriikte Aralık
1999'da yürürlüğe konulan
programın "IMF'nin değil,
Türkiye'nin programı olduğunu"
savunmuştu. Hatta, Bakan Önal,
programın başanya ulaşması için
"Kurtuluş Savaşı" verilmesi
gerektiğini bile söylemişti.
Ancak, 22 Kasım ve 19
Şubat krizlerinden sonra
hükümet ortaklan bu
programın "ulusal değil,
IMF programı olduğunu"
keşfettiler! Başbakan
Ecevit, daha iki gün önce
iyiye gittiğini savunduğu
ekonomide zaten sorun
bulunduğunu itiraf etmeye
başladı. Derviş,
VVashington'da yeni
program için onay almaya çalışırken
Ecevit Ankara'da gazetecilere IMF
uygulamalannın sosyal boyutunun
eksik olduğunu söylüyordu. Ecevit,
'IMF'nin her dediğini
yapmayacaklannr da bildirdi.
Ardından, özelleştirmeler başta
olmak üzere IMF istemlerine sonuna
dek destek veren ANAP'ın Genel
Başkanı, Başbakan Yardımcısı
Mesut Yılmaz'dan ikinci demeç
geldi: "Ekonomik krize, IMF
programına harfiyen uymamız
neden oldu." Bakalım, yeni
programın, "ulusal" değil "IMF
programı" olduğu ne zaman
tescillenecek...
'Ev alma, komşu aP
Başbakan Bülent Ecevtt'in yakın
çevrestnde komşulan önemli bir
yer tutuyor. Milîi Eğitim Bakanı
Metin Bostancıoğlu, eski Kültür
Bakanı Ahmet Tan, DSP Sıvas
Milletvekili Cengiz Güleç
Ecevit'in komşulan. Ecevit'in
"yûröyaMy/um)
'dediği
komşulanndan sonuncusu,
Devlet Bakanı Kemal Derviş.
Derviş, seçimlere girip DSP
milletvekili olarak parlamentoya
girmedi, ama ta Amerika'lardan
çağnlıp ekonomiden sorumlu
Devlet Bakanlığı'na getirildi.
Atalanmız ne demişler "Ev alma,
komşu al". Yukandaki ömekler
bu sözü doğruluyor. Ama,
Ecevit'in bir komşusu daha var
ki, bu komşulukla ilgili yorum
yapmakta zorlandık. CHP Genel
Başkanı Deniz Baykal da
Ecevit'in komşusu. Ne diyelim,
hayııiısı!..
'Fethullah'ın Coplan'nda
siyasi izler
Müritterine ilk aşamada hedef
olarak "Mülkiye, adliye ve maaıifi"
gösteren Fethullah Gülen'in
örgütlenmesi, ancak 20 yıllık sürecin
ardından tehdit olarak algılanmaya
başlamıştı. Star gazetesi
pariamento muhabiri Zübeyir
Kındıra, "Fethullah'ın Coplan"
kitabında, son derece önemli
tanıklıkJanna gazetecilik birikimini de
ekliyor. Kındıra, 1979 yılında 14
yaşında girdiği Polis Koleji ve daha
sonra atıldığı Polis Akademisi'nde
geçen 7 yılın ardından, gazetecilikte
12 yılını doldurdu. Kındıra'nın kitabı,
20 yıl öncesinden başlayıp 28 Şubat
sürecine uzanan Türkiye
fotoğrafından kesitler sunuyor.
"Fethullah'ın Coplan", daha önce
kamuoyuna yansımayan yönleriyle
emniyet içindeki çarpıcı gelişmeler
ve hesaplaşmalan çeşitli yönleriyle
işliyor. Kitapta siyasilerin izini de
buluyoruz: "1985yılına gelindiğinde
artık örgüt egemenliğini ilan etmişti.
Içişleri Bakanı Abdülkadir Aksu,
Emniyet Genel Müdürü Necati
Bilican'd/. Aksu için 'Hoca
efendinin en sadık
hizmetkârianndan biridir
1
değehendirmesi, Aksu'yu yakından
tanıyan heri<esin rahatlıkla
yapabileceği bir yorumdur."
Imam-hatip kökenlitere polis
akademisi yolunu açan yasada
Aksu'nun katkısı da anlatılıyor
kitapta ve "askere karşı polis"
politikası güden yaklaşımın gelişimi
de... Siyasilerte devam ediyoruz:
"Saffet Ankan Bedük zamanında
polis içinde tankatlann etkisi
hissedilmeye baştandı. Polis t < _
Koleji'nde 'temizlik' operasyonu'6
dönemde başladı."
"Fethullahçılann Gazi Ûniversitesi
Basın-Yayın Yüksek Okulu'nda
desteklediği sosyolog Eyüp Sanay
şimdi Fazilet Partisi Ankara
Milletvekilidir." Kındıra'nın
kitabından, Gülen'in desteğiyle
yükseldiği belirtilen eski Emniyet
Genel Müdür Yardımcısı Muharrem
Tozçöken'in halen Içişleri
Bakanlığı'nda danışmanlık görevini
sürdürdüğünü öğreniyoruz. Gülen'in
yurtdışında eğittiği polislerin geri
çağnlmasını isteyen Polis
Akademisi müdürünün eski bakan
Mehmet Gazioğlu tarafindan
pasifize edilmesini, Fethullahçılan
yükselten hileli kura yöntemlerini de.
Bugüne gelindiğinde... ABD'ye
kaçan Gülen, kendisini bekleyen
yargıya yıllar öncesinden yanıt
veriyor: "Bazen hasmından kaçmak
bile çok önemli bir manevradır."
TBMM'deki kadınlar ne
yapıyor?
8 Mart Dünya Kadınlar Günü
kutlanırken TBMM'deki kadm
parlamenterterin "neleryaptığını"
sorgulayalım dedik. Baa
millervekillerine, "Kadm
sorunlannm dile getirilmesi ve
çözümünde üzerinize düşen
görevi yerine getirdiğinizi
düşünüyor musunuz" sorusunu
yönetttik. Işte akjığımız yanıtlan
ANAP Izmir Milletvekili Iştlay
Saygın: Her yerde çalışan insan
ön plandadır. Kadının kendini ön
plana çıkarması için daha çok
çalışması lazım. Benim sabah
saat 06.00'dan itibaren
tefefonlanm çalmaya başlar. 5
dönemdir seçiliyorum, herhalde
beni kara kaşım kara gözüm için
seçmiyorlar. DSP Aydın
Milletvekili Sema Pişkinsüt
Halk kendi milletvekilini
seçemiyor. Kadınlann siyasi
hayatta yer alabilmesi için
ekonomik özgürtüğünü
kazanması gerekiyor. Ben Insan
Haklan Komısyonu Başkanlığı
yaptım. Böyle raporlar bu kadar
yazılamazdı. Demek ki, karar
mercilerinde pekâlâ kadınlar
başanlı oiabiliyor.
DSP Amasya Milletvekili Gönül
Saray Alphan: Kadın
milletvekilterinin sayısı hâlâ çok
az. Kadın milletvekıllerinin
üzerine düşen görevi yaptığımı
düşünüyorum. Ancak bunun
medyaya yansımasında
eksiklikler var. Medyanın
magazinsel bakış açısı nedeniyle
etkinliklerimizi sessizce
yürütmek zorunda kalıyoruz.
TOrey Köse. Ayşe Sayın. Emine Kaplan, Bülent Sanoğlu.
ankcum@ttnetnet.tr