16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 MART 2001 PAZARTESİ HABERLER ŞIHAMJOĞLU OLAYI îkiMHP'li hâkim önünde ANKARA (ANKA) - DYP Şanlıurfa Milletve- kili Fcvzi Şıhanboğlu'nun ölümüyle ilgili olarak MHP Içel Milletvekili Cahtt Tekelioğhı ve MHP Osmaniye Milletvekili MehmetKundakçı'nın, 3 yıl 9'ar aydan az olma- mak üzere hapis cezasına çarptınlmalan istemiyle yargılandıklan davanın ikinci duruşması yann yapılacak. Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 2 O- cak'ta yapılan ve 4 saat sûren ilk duruşmada, Te- kelioğlu ve Kundakçı, Şı- hanhoğlu'nun ölûmûne kendilerinin yol açmadı- ğını öne sûrmüş, müdahil avukatlannın sanıklann tutuklanması talebi ise reddedilmişti. Mahkeme üyesi Nihat Varol ıse Te- kelioğlu'nun tutuklanma- sı yönünde oy kullanmış- n. Mahkeme Başkanı Yıl- maz Çamhbel, tstanbul Adli Tıp Kurumu thtisas Dairesi'nin raporunun beklenmesi ve TB- MM'den gönderilen 4 vi- deo kasetin incelenmesi için duruşmayı 13 Mart'a ertelemişti. MEHMET SAĞLAM: Hükümet konu mankeni ANKARA (AA)-DYP Genel Başkan Yardımcısı MehmetSağlam, "Başka- fauı birtakua fildrierior- taya anyor,hükümetkonu mankenliğiyapfyor.Şnndi VVashington'dan gelecek, modaya uygun konu man- keniolarak elbisesini giye- cek, rotünü üstienecek" dedi. Sağlam, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, hûkü- metın 'güven vermeyen, yeteneksiz bir tavır içinde' olduğunu öne sürdü. Hü- kümet yetkililerinin yeni programın 'ulusaT olaca- ğı açıklamalan yaptığını anlatan Sağlam, "Yeni program ulusal olacaksa 2 yıkfar uyguladığuuz prog- ram ulusal dep miydT dı- ye sordu. Sağlam, hükü- metin, uygulanan progra- mın Türkiye'nin şartlan- na uymadığını 2 yıl sonra anladığını ve yeni progra- mın da dışanya bağımlı olacağını savundu. ESMİKOM; VeMUerin moûvasyonu arttı ANKARA (ANKA) - Milletvekilh' izleme komi- telerinin parlamenterlerin 'niotivasyonlannı' arttırdı- ğı ve 'mffletvekift-çcte-maf- ya' ilişkilerini önlediği vur- gulandı. Eskişehir Milletvekili İzleme Komitesi (ESMİ- KOM) taranndan il millet- vekillerinin yasama perfor- manslanna ilişkin hazırla- nan rapordamilletvekili iz- leme komitelerinin yarar- lan da sıralandı. ESMİ- KOM'un 1 Ekim 1999 ile 31 Aralık 2000 dönemini kapsayan '2. tzleme Döne- mi Raporu'nda söz konu- su komitelerin vatandaş, parlamento, milletvekili ve temiz toplum açısından faydalan bulunduğu ileri sürüldü. Milletvekili izle- me komitelerinin milletve- kili ve temiztoplum açısın- dan yararlan ise raporda söyle özetlendi: • İzleme etkisiyle yol- suzluklar engellenir. • Mil- letvekilleri siyasal ahlak il- kelerine uygun davranma gereksinimi duyarlar. • MiUetvekili-mafya- çete ve benzeri ilışkileri önle- nir. • Temiz-dürüst insan- lann siyasete ilgisi artar. • Çıkar sağlama amacıyla siyasete giriş azalır. Parti tabanının Nâzım Hikmet'e sıcak baktığını gösteren anket ortalığı kanştırdı MHR, tabanıyla çeKşiyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAR'ın MHP tabanınm Nâzım Hik- met'e yurttaşlık hakkının geri verilme- sini istediğini ortaya çıkaran anketi, partiyi şaşkına çevirdi. MHP Istanbul Milletvekili Mehmet Gül tabanın me- seleyi derinlemesine bilmediğini belir- tirken "NâamHikmet'ireddedip kabul etmek de bize kahmşsa yanduV dedi. Devlet Bakam Abdulhaluk Çay ise "Hikmet, vatan hainidir; Türk vatan- daşı oiamaz" açıklamasını yaptı. ANAR'ın yaptığı ankete katılanlann yüzde 52.8'i "Nâznn Hikmet'e Türk vatanHa^hgıhakkıverttmesT gerektiği- ni söyledi. MHP'li katılımcılann yüz- de 45.5 'i de bu görüşü paylaşırken Nâ- zım Hikmet'e karşı çıkanlann oranı • ANAR şirketinin yaptığı ankette, MHP'lilerin yüzde 45.5'inin Nâzım Hikmet'in Türk vatandaşlığına alınmasını istemesi, parti yöneticilerinden tepki aldı. MHP'li milletvekili Mehmet Gül, tabanın bazı gerçekleri bilmediğini ileri sürerken Devlet Bakanı Abdulhaluk Çay da, "Nâzım'ın vatandaşlığı mümkün değil" dedi. yüzde 29.5'tekaldı. Anket sonuçlan, Nâzım Hikmet'e yurttaşlık hakkının geri verilmesine ilişkin karamameyi imzalamamakta di- renen MHP'yi kanştırdı. MHP'li Meh- met Gül, "ANAR'maraşünnasıdaol- sa bazen sıhhatli olmayabiliyor. MHP tabanıbefirfi görüşlerde olabüir. Nâzun Hikmet konusunda da farkh düşünen- ler olabüir. Buna saygı duymak gere- kir'' diyekonuştu. MHP yönetimi ve tabanında birikim- li olması gereken insanlann Nâzım Hikmet için "biziın olan taraflan var- dff" mantığı taşıdığını belirten Gül, "Biraz taroşoğıınızda büyük bir biigi eksikliklerinin olduğunu gördüm" de- di. Gül, ankette Nâzım Hikmet için olumlu görüş bildıren MHP'lilerin "meseleyi derinlemesine bilmediğini ve bazı yayın organlannın etkisinde kakb- ğnu" ileri sürdü. Nâzım Hikmet'e yurttaşhğının geri verilmesinin kendisi için önemi olma- dığını, ancak bitmiş insanlann "öroden medet umduğunu" savunan Gül, "UNESCO'ya teküf edeceğimiz başka şairinıiz yok mu? Nâzım Hikmet'i red- dedipkabul etmekdebizekahmşsa yan- dık biz. O zaman Türkiye'de bir sürü kavramı yeniden değerlendirmek la- znn" dedi. Devlet Bakam Abdulhaluk Çay, ga- zetecilerin sorulan üzerine Nâzım Hikmet'in tekrar Türk yurttaşlığma geçmesinin olanaklı olmadığını savu- narak "NâznnHikmet,Türkiye'yi terk etmiş bir vatan hainidir. Türk vatan- daşı olması mümkün değüdir" diye konuştu. RTÜK'ün 7 yıllık bilançosu Bölücü radyolar 8 bin gün kapandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK), kurulduğu 1994 yılmdan bu yana geçen 7 yılda yayın kuruluşlanna uyguladığı kapatma cezalannın süresi 35 yılı geçti. Bölücü nitelikte yayın yapan 26 radyoya toplam 8 bin gün; irticai 22 radyoya da 1891 gün kapatma cezası veren RTÜK'ün, çeşitli ilkeleri çiğnedikleri gerekçesiyle tüm yayuı kuruluşlanna uyguladığı yayın durdurma cezalan toplam 12 bin 800 güne ulaştı. RTÜK, 1994 Nisan ayı ile 2001 Ocak ayı arasuıda ulusal televizyonlan toplam 398 kez uyardı ve 200 gün süreyle yayınlannı geçici olarak durdurdu. Bölgesel televizyon kuruluşlanna 40 uyan ve 254 gün kapatma cezası verilirken yerel televizyonlar 401 uyan ve 1565 gün kapatma cezası aldı. Radyo kuruluşlanna da 595 uyan ve 10 bin 780 gün geçici yayın durdurma cezası uygulandı. Buna göre tüm yayın kuruluşlanna 7 yılda toplam 12 bin 800 gün süreyle geçici yayın durdurma cezası verildi. Bölücü nitelikte yayın yapan ve 217 kez uyanlan 58 radyodan 26'sının yayınlan toplam 8 bin 21 gün süreyle geçici olarak durduruldu. Aynı türde yayın yapan 21 televizyon ise 52 kez uyan cezası, 8 televizyon da 591 günlük kapatma cezası aldı. İrticaya 188 kez uyan cezası İrticai nitelikte yayın yapan 48 radyoya 188 kez uyan cezası verildi. 22 radyoya 1891 gün süreyle geçici yayın durdurma cezası uygulanırken irticai yayın yapan 28 televizyon kuruluşu 91 uyan cezası, 9 televizyon da 916 günlük kapatma cezası aldı. RTÜK, bugune dek bölücü yayınlar nedeniyle toplam 8 bin 612 gün, irticai yayınlar nedeniyle de toplam 2 bin 807 gün süreyle kapatma cezası verdi. Ulusal televizyon kuruluşlannın yayınlannda ağırlıklı olarak "genel ahlak", "yasalara saygıh ohna esası" ve "kişilik haklan"na aykınlık ile "çocukve gençkrin ruh sağhğmı bozacak nitelikte yayuı yapılmaınası" ilkelerini çiğnedikleri belirtildi. Buna karşılık bölgesel ve yerel televizyon kuruluşlan ile radyolann çoğunlukla "Tûrkiye Cumhurryeti'nin varhk ve bağunsızhğT ile "Anayasanın genel esaslar kısnunda yer alan ilkelere uyuhnası", "İnsanlann dini inançlan nedeniyle kmanmaması'' ve "Toplumun şiddet, terör ve etnik aynmcıhğa sevk edilmemesi'" ilkelerini ihlal ettikleri bildirildi. Erbakan ve kafilesiyanlarında 18 bidon zemzemlegeldi Ve 'Hoca' hacdan döndü Necmettin Erbakan, 27. kez hacı olmak için gittiği kutsal topraklardan aiiesi ile buükte döndü. (Fotoğraf: AA) ANKARA (AA) - Anayasa Mahkemesi'nce kapaülan RP'nin son genel başkanı Necmettin Erbakan, 27. kez hacı olmak için gittiği Suudi Arabıstan'dan, eşi, kızlan, torunlan, kızı EKf in nişanhsı ve yakınlanndan oluşan 18 kişilik kafilesi ile birlikte döndü. Suudi Arabistan Kralı Fahd Bin Abdülaziz'ın özel davetlisi olarak 27. kez hacı olmak için kutsal topraklara gıden Necmettin Erbakan, Türk Hava Yollan'na ait uçak ile önceki gece, Suudi Arabistan'ın Cidde şehnnden îstanbul aktarmah olarak Ankara'ya geldi. Necmettin Erbakan, eşi Nermin Erbakan, kızlan Elif Erbakan ve Zeynep Baykoç, torunlan, kızı Elif'in nişanlısı Mehmet Altmöz, Altınöz'ün kız kardeşleri ve yengeleri. ucağa VIP Salonu'ndan bindi ve ucağın ön bölümünde oturdu. Erbakan ve aiiesi, Türkıye'ye, yanlannda 10'ar litrelik 18 bidon zemzem suyu ve 40'a yakın valizle döndü. IFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Almanlann ünlü teknik direk- törü Christoph Daum'un ye- niden Beşiktaş'ın başına gel- mesi bazı gazetelerde bir skandal olarak kabul ediliyor. Kokain kullandığını itiraf eden ve bu nedenle tedavi gören Daum'un Beşiktaş'ın teknik patronu olması kabul edile- mezmiş. Bu kampanyayı başlatan gazeteler ilginç soruşturmalar da yapıyorlar. Ülkemizin ünlü fikirsahibi kadınlanndan man- ken Demet Şener'e, ünlü da- mat Kaya Çilingiroğlu'na, Daum'un durumunu ve Beşik- taş'ın başına getirilmesinin doğru olup olmadığını sor- muşlar. Demet Şener şöyle demiş: "Ben uyuşturvcuya karşıyım. Bir spor kulübünün başında olacak insan her şe- şiyle ömek olmalı ki sporcula- nndan sağlıklanna dikkat et- melerini isteyebilsin." Damat Kaya Bey de şunlan vurgula- mış: "Daum 'Bu nasıl bir şey acaba' diyerek hayatında bir Şu Daum Meselesi kez kullanmışsa ona kokain- man damgası vuırnak yanlış olur. Ancak camiaya ömek ol- ma açısından öyle bihnin, tek- nik direktöhûk gibi önemli bir göreve getirilmesi ne kadar doğrn o da tartışılır." Demet Şener ve Kaya Çilin- giroğlu böyle dediğine göre sorun anlaşılmış demektir. As- lında, birtcaç gündür gazetele- ri kanştınyorum ve işin doğru- sunu da öğrenebilmiş değilim. Daum'un Almanya'da çalış- masına izin verilmediği doğru mu? Ben kendisini Almanlann ünlü kanalı RTL'de yorum ya- parken izledim. Yani çalışıyor- du. Aynca, o hâlâAlmanya'nın en başanlı teknik direktörlerin- den birisi. Iş bulamadığı için Türkiye'ye geldiği iddiası da pek gerçekçi sayılmaz. Daum, Beşiktaş'ı yönetirken de Almanya'da teknik direk- törlükyaparken de çok önem- li başanlara imza atmış, etkili bir teknik adam. Bir dönem kokain kullanmışsa ve sonra tedavi olup yeniden yaşamını teknik direktör olarak sürdür- mek istiyorsa, buna neden karşı çıkılır ki! Isveç'in ünlü kadın siyaset- çilerinden Gudrun Schyman da, bir dönem alkol tedavisi görmüştü. Komünist Parti'nin devamı sayılan Sol Parti'nin Başkanı olan Schyman, bir gün kamuoyunun karşısına geçip alkolik olduğunu itiraf et- miş ve tedavi olmak için siya- setten aynldığını açıklamıştı. Schyman tedavi oldu ve halkın karşısına geçerek yeniden si- yasete atılmak istediğini söy- ledi. Partisi onu kabul etti ve yeniden liderliğe seçti. Schy- man önderliğinde Sol Parti, sonraki seçimlerde tarihinin en büyük başansını kazanarak yüzde 6 civannda olan oyunu yüzde 13'lere çıkardı. Schyman, halen Isveç'in en sevilen ve prestijli siyasetçile- rinden. Daum hakkında yürü- tülen kampanyayı endişeyle izliyorum. Her insan nayatının çeşitli döneminde, daha son- ra pişman olduğu veya yap- maik istemediği şeyleri yapabi- lir. Onu ömür boyu cadı kaza- nında kaynatmak mı gerekir? Scala'nın Beşiktaş'ın başın- dan aynlmatarzını eleştirebilir- siniz. Ona haksızlık yapıldığını düşünebilirsiniz. Ama bunu bir başka insanı mahvetmek için kullanmak doğru değil. Çalışma izni için Tantan'm vereceği karar önemli deniyor. Bu konu Tantan'ı ilgilendiren bir konu değil ki! Eğer Da- um'un çalışma yeterliği varsa ve Beşiktaş da onu çalıştırmak istiyorsa sorun yok demektir. Bu işe Bakanlığı kanştırmanın ne âlemi var. Bu arada psiki- yatrlar ve futbol insanlan, Da- um'un kokain tedavisinden sonra çalışmasının doğal ol- duğunu ve başanlı olması ha- linde iyi örnek olacağını belir- tiyorlar. • • • Gelin görün ki, herşeyi abar- tan bir toplum olarak Daum konusunu da abartmaya karar verdik. öyle görünüyor ki Da- um'un kaderi de bir arabesk öyküye dönüşecek. Gitsin mi kalsın mı diye birbirimize dü- şeceğiz. Çok işin içinden çıka- mazsak Demet Şener'e, De- niz Akkaya'ya veya Banu Al- kan'a danışınz. Ibrahim Tat- lıses ve Mahsun Kırmızı- gül'ü de unutmayalım. Soru- na bir de Reha Muhtar el ko- yarsa tam olur. Eski deyimle 32 kısım tekmili birden film seyrederiz. Daum işini Demet Şener, Kerem Alışık, Kaya Çilingi- roğlu yerine futbol insanlanna ve futbol dünyasına bıraksak daha iyi olmaz mı! 2000'Lt YILLARDA ERDAL ATABEK Öğrenme Bozukluğu... Beni çok şaşırtan sorular vardır. - Biz buna layık mıyız? - Neden bunlar hep bizim başımıza gelıyor? - Bize ne oldu? - Neden biz böyleyiz? Eğer bu sorular bir merakın kıvılcımı olabilse bir başiangıç olarak bir şeyleri aydınlatabilirdi. Ya da buradan başlayan bir araştırmaya öncülük ede- bilse yürünecek bir yolu ortaya çıkarabilirdi. Ama bu sorular aslında soru olarak sorulmamakta, sa- dece yakınmayı dile getirmektedırler. Bu sorular yakınma, şaşkınlık, başına gelenleri anlamakta güçlükçekme, ne olduğunu anlayama- ma açıklamalandır. Onun için de bu sorulann so- rulması bir şeyi değiştirmemekte, her konu kaldı- ğı yerden aynı biçimde sürüp gitmektedir. 'öğrenme bozukluğu' bir tıp terimidir. Çocuk- larda fark edilen 'öğrenme bozukluğu' çocuğun Öğrenme yetilerinde güçlük, eksiklik, birbozukluk görülerek 'Acaba böyle mi' sorusu sorulup araş- tınlarak anlaşılır. 'öğrenme bozukluğu' 4 alt gruba aynlır. 1. Okuma bozukluğu (Reading disorder, dyslek- sia) 2. Yazı anlatım bozukluğu (Disorder of vvritten expression) 3. Matematik (öğrenme) bozukluğu (Mathema- tics disorders) 4. Başka türlü adlandınlamayan öğrenme bo- zukluğu Adlandırmalann Ingilizcelerini yazmamın nede- ni okurlanmın bir yerde karşılaştıklan zaman ya- bancılık çekmemeleridir. Şimdi bu 'öğrenmebozuktuklan', adlanndanda anlaşılacağı gibi, okuyabilme ve okuduğunu an- lamada bozukluk, yazılı anlatımda başansızlık, matematik öğrenmede beceriksızlik, butün alan- larda öğrenme bozukluklannı tanımlamaktadır. Acaba bizim toplumumuzda bunlann biri ya da birkaçı, belki de hepsi yaygın olarak var da biz mi farkında değiliz? Toplumda yaygın bir 'öğrenme bozukluğu' mu var? Kanırbca konunun uzmanlannın bir toplum taraması yapmasında yarar olmalıdır. Belki de 'yaşananlardan ders alma bozukluğu' diye henüz tanımlanmamış bir 'öğrenme bozuk- luğu' daha vardır. Üzerinde çalışılması gereken önemli bir konu. Böyle düşünmemizi gerektiren ne çok konu var. ömeğin, şu trafik kazalan. Bunlara hâlâ 'kaza' gözüyle bakan varsa kuşkusuz onda 'öğrenme bozukluğu' vardır. Çünkü, trafikte yaşananlar ke- sinlikle 'kaza' değildir. Ortada öyle 'trafik canava- n' falan da yoktur. Bir bölümü 'makine kültürû ka- zanmaya ehil olmayan' aklı kıt, cesareti çok in- sanın yol açtığı cinayetlerdir, bir bölümü de bu ci- nayetlerin kurbanlandır. Buna 'kaza' demek, bu cinayetlerin sürüp gitmesine yol açmak, bunlara ortak olmaktır. 'Başımıza neden geldiğini' daha anlayamadı- ğımız son 'ekonomik felaketi alalım. Bunun böy- le olacağını açık sözlü ekonomi uzmanları yıllar- ca anlattılar, yazıp çizdiler. Üretmeden tüketme- nin, dışardan borç alıp içerde lüks yaşamanın bir yerde uçuruma düşmekle biteceğıni anlatıp dur- dular. Rüşvetle, yolsuzlukla, ihalelerde, kredilerde yaşananlarla bu denizin biteceğini anlattılar ama kimsenin işine gelmediği için kulak vemnemesin- den olanlar oldu. Cebine para giren, sesini kısıp dümenine bak- tıkça, Cebine para girmeyen, 'Bir gün benim de ce- bime para girer" diye bekleyip durdukça, Cebine para girmeyecek olan, 'Kaderim buy- muş demek ki' dedikçe neden bir şeyler değiş- sin? Se) felaketi geldiği zaman inleyip ağlayan ama çevredeki ağaçlar kesilirken farkında bile olmayan insanlar daha çok sel felaketine uğrayacaktır. Dere yatağına ev yapılmaması gerektiği halde bu evleri yapanlar sonradan yakındığında bir çö- züm olabüir mi? Onun da başka çaresi var mıydı, diye yanlışı sa- vunmak neyi değiştirir? yaşananlardan ders alma bozukluğu' yaygın olan bir toplumda felaket de bitmez, yakınma da. Olan bitene akıl erdiremeyenler sızlanıp başkala- nnı suçlayarak rahatlamaya çalışırlar, o kadar. öörenmenin de malıyeti vardır: "Onceden öğrenenler indirimli fiyattan öğrenir. Otoriteden öğrenenler özgürtük bedelıyle öğ- renir. Deneyereköğrenenleretiket üyatından öğrenir. Hayattan öğrenenler gecikme zammıyla öğre- nir. " Hayattan da öğrenemeyenler boşagitmiş ha- yattanyla öğrenirier. e-mail: [email protected] ' Faks:0212-513 9098 'Derviş mucize yaratamaz' ANAP'h Aslan'dan hükümete eleştiri ANKARA (ANKA) -ANAP Grup Başkan- vekili Beyhan Aslan, ekonominin yem pat- ronu Devlet Bakanı Kemal Derviş'in gün- deme getireceği eko- nomik önlemlere hem hükümetin hem de Meclis'in tam anla- mıyla siyasi destek vermesi gerektiğini vurgulayarak "Herkes kendiparti programını başka bahara sakla- sm* dedi. ANAP Grup Baş- kanvekili Beyhan As- lan, tatil süresince halkla görüştüğünü ve sorunlarmı dinlediğini belirterek hükümete ve siyasilere yönelik bü- yük tepki olduğunu bildirdi. Aslan, yeni ekonomik programın uygulanmasında hal- kın psikolojisinin çok önemli olduğunu, hal- ka yeniden güven vere- cek önlemler alınması gerektiğini ifade etti. Hükümetin "kurta- n a " gibi sunduğu ye- ni Devlet Bakanı Ke- mal Derviş'in "rnud- ze yaratamayacağuu" söyleyen Aslan, "Ama iyi bir eldp kurarsa ba- şanr. Ancak onun ala- cağı tedbüiere, ömeğtn özelleştirme gibi baş- kalan hayır derse bu yanhş olur. Aunacak bütün tedbirkrin kim- senin gözûnfin yaşma bakmadan uygulan- ması gerekir'' dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle